18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4ŞUBAT2001PAZAR 10 PAZAR Y4ZILARI [email protected] Ajan gazeteciler LONDRA ZAFER ARAPKtRLİ Yazının başlığı "gazeteci ajarâar"da olabilirdi. Amabizim sözünü ettiğimiz, aslında "gazeteci kılığına bürünmüş ajanlar"... Ingiltere'de devletin dış istihbaratından sorumlu M16 adlı teşkilatın, yurtdışmda görevli ajanlanna neredeyse kimse fazla yaygara koparmamıştı. Bu gerçek, Rkhard TomUnson adlı aforoz edilmiş kaçak bir M16 ajanının Rusya'da yayımlamak zorunda kaldığı kitapta bir kez daha zikredilince, basın kuruluşlan bu konuya bir kez daha dikkat çektiler. Bir gazete bu konudaki haberine, "Ben James Bond.. Buyrun işte basın kartunj* başhğını bile attı. Öncelikle, bilmeyenler için şunu belirtelim: Ingiltere'de basın kartını, bizdeki gibi devlet tanzim edip dağıtmaz. Bu iş için ikametgâh ilmühaberi, yazdığın yazılann kopyası veya öğrenim durumu filan da istemez. Belirli kuruluşlar, ki bunlann başında da Ulusal Gazeteciler Sendikası (NUJ-National Union Of Joumalists) gelir, yetkili kılınmıştır ve onlar üyelerine istek üzerine (otomatikman da değil) basın kartı verirler. Büyûk yayın kuruluşlan örneğin BBC, Yabancı Basın Demeği (Foreign Press Association) de mensuplanna istek üzerine basın kartı verebilir. Basın kartı taşıyan gazetecinin de bizdeki gibi ayncalıkları yoktur. Hiçbir yere girişte ve seyahatte öncelik ya da ayncalık sağlamaz. Sadece, resmi makamlar nezdinde gerektiğinde kimlik belirleme belgesi olarak kullanılır. Bir de toplumsal olaylarda polisin gerçek muhabirleri ayırt edebilmesi için. Ama ûlke dışına çıkınca, hele ki basın mensuplannın bu kimliklerini sıradan kimsenin giremediği yere girmek, sıradan kimsenin erişemeyeceği bilgiye erişmek için kullanabildikleri ülkelerde bu iş değişiyor. Ingiliz gizli servislerinin 1940'lardanbaşlayarak yıllarca yabancı ülkelerde "Haber Ajansı" adı altında teşkilatlar kurarak faaliyet gösterdikleri de biliniyor. Ajanlanna güzel bir "zn-h" sağlayan teşkilat, özellikle eski Doğu Bloku ülkelerinde bu yönteme yaygın biçimde başvuruyordu. Kimi emekli gazetecilerin gizli servislere bu yolla hizmet ettikleri, kimi emekli ajanlann da gazetelerde "şıppadanak" iş bulabildikleri de herkesin malumu. Işimiz bilgi almak, bilgiye ulaşmak, kimi zaman bunu gizliliİc içinde yapmak. 007 James Bond'unkine ne kadar benziyor değil mi? Bir tek, tabancamız ve teknoloji harikası araç gereçlerimiz ile arkasmdan roket firlatan otomobilimiz eksik. (Hoş, kimilerimiz bunlara da sahipler ya...) Ama, gizli servislerin bu tür "kuzuyu kurda kanstiran" faaliyetlerine herkes dur demeli. Yoksa, çalıştıklan ülkelerde sadece bilgi toplamakla yetinmiyorlar. Kimi zaman maazallah bu ülkeleri "yönetmek", hatta "yönetimini değiştirmek" gibi faaliyetlere de kalkışabiliyorlar. Kimi zaman o ülkeleri, o ülkelerin gazetecılerinden daha çok tanıdıklannı ve her şeyi bildiklerini varsayarak; burunlannı her yere sokarak; ileri geri fetva vererek; sırası geldiğinde rejimi "numaralamaya" bile kalkarak... Allah, ajan gazetecilerden de gazeteci ajanlardan da korusun! Türk şözcüğüne tapıyor îsveç basını!Îsveç basınına bayıhyorum! Gazeteleri çevir çevir okuyor ve tepem attıkça mutlu oluyorum. Çünkü dünya bir yana biz Türkler bir yana! Ülkenin en büyük haber ajansı TT evlere şenlik. Diyelim haber Türkiye'de bir duruşmayla ilgili. Şöyle bir anlatım, emin olun abartma değil: "Türkiye'de dün bir Tûrk mahkemesinde başlayan davaya, falanca mahkûm Türk poüsi tarafindan getirfldi Bir Tûrk cezaevinde dumşmayı beklemekte olan sanık hakkmda Türk sava_ Sanığm Türk avukatiarL»" Adamlar belli işi sıkı tutuyorlar. Öyle ya, sanık ya Türkiye'de bir Rus mahkemesinde yargılanıyor olsaydı ve kaldığı cezaevi yabancı bir şirket tarafindan işletilseydi?! Örneğüı, gardiyanlan diyelim Maltalı olabilirdi, değil mi? Ya yargıçlar? Ne malum Alman olmadıklan? Emin olun üç tümcelik haberde 6-7 kez Türk sözcüğü geçince insan göneniyor... Hele imzalı yazılar! Sen bilirsin hey Yaratan! Ama ne kalemşorlar yaratmışsın! Bunlardan birisi var, "yeni Isveçfi", emin olun küçük dağlan değil resmen Himalaya'yı yaratmış! Adamdaki kalem, zamanında mitralyöz, zamanında kuş tüyü. Istanbul'da yapılan Avrupa Yüzme Şampiyonası'na Isveçli yüzücülerin katılmaması için tek başma borazan bir gazetede kampanya başlatmıştı. "Yüzucüler, lütfen! Eğer._ falancalann hakiannı savunmak istemiyorsanız bile, lütfen kendinizivevakınlannızıdüşünün!'' Gazeteye gönderilen tepki yazılan ve benim buradaki en yakın dostum Mustafa Sönmez'le birlikte hazırladığım 500 imzalı protesto listesi bu kalemşorun gazetesine iki satırla dahi girmedi. Adam da içindeki şovenizmi, Şark kurnazlığıyla kustu durdu. Sonra îsveç Yüzme Ulusal Takımı, tarihinin en başanlı şampiyonasını yapıp altın madalyalan ve rekorlan istif edince, söz konusu borazan gazetenin muhabiri Istanbul'da otel havuzunda STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN yüzücülerle birlikte şampanya patlattı. Gazetenin şampiyonadan önceki, şampiyona sırasmdaki ve sonraki sayfalannın fotokopilerini gazetenin sorumlu yayın yönetmenine gönderdim ve sordum: "Biraz gazetecilik _ ^ _ ^ ^ _ öğrenebüdiniz mi?" Yanıt yok kuşkusuz. O peltek kalemşordan ise çıt çıkmıyordu! TT ajansına geri dönelim. Diyarbakır'daki alçak yobazlann kanlı eylemi sonucu kentin sevilen polis müdürü, şoförü ve polisler pusuya düşürülmüştü. TT'nin haberi önce îsveç televizyonunun resmi iki kanalının ortak kullandığı teletekste çıktı: "Kürdistan'ın Türtdye bölümündeki Diyarbakır'da™" diye başlıyordu haber. Daha önce bazı zamanlar, "Kürdistan'ın başkenti Diyarbakır'' ifadesini de kullanmışlardı. (Bazı dostlar bu kez de kullandıklannı söylüyorlar ama, ben baktığımda başkent lafi yoktu.) Haber ertesi günkü Stockholm gazetelerinden Bangladeş'te fetva kavgası Bangladeşte bazı konularda fetva çıkanlmasınnı Anayasa Mahkemesi tarafindan yasaklanması üzerine dün başkent Dakka'da çıkan çaaşmalarda l'i polis 3 kişi ökfiL Çaüşmalarda 100 ldşi yaralan<n, 184 kişi de tutuklandL KöktendmcOerin bir karakola düzenkdiği sakbnda bir poKs öldü, 15'i de yaralandı. Köktendincüerbir karakohı basarak polisleri yakınlardaki bir medreseye götürüp sopalarla dövdü. Anayasa Mahkemesi, zina yapan kadmlarm cezalandınlmasına ve aile üyesi olmayan erkeklerin bulunduğu gruplarda kadınlann yer almasına iUşldn fetva çıkanhnasmı yasakladL (AP) Dönerimiz Çin'de... Biz neredeyiz?.. Arif Dino'nun "BeddıuTsı hiç gerçekleşmedi, bundan sonra da gerçekleşmesi zor görünüyor. Ilkin onun tek dizelik Beddua şiirini okuyalım, sonra karar verelim içeriğin olup olamayacağına: "Döner kebap dönmez olsun." 1940'ta yazılan bu şiir de gösteriyor ki döner, komşu ülkelerin kendilerine özgü buluşlanyla yaşamını başka tatlarla sürdürse de bize özgü, patenti bizde bir yiyecektir. Dönerin bize özgü bir yiyecek olup olmadığına ilişkin kuşkusu olanlar, elbette derinliklerine dalabilirler, araştırabılırler. Kendini sürekli yenilemesini bilen bu yiyeceğe artık Türkler değil de Almanlar sahip çıkıyor desem, şaşırmaz mısuuz? Yanlış anlamayın, bizimkiler döner kesmeyi bırakmadılar elbette; bırakmaya da hiç niyetleri yok. Her köşe başında bir dönercinin açılışı durmuş değil. Böylesi tatlı kazançlı bir işi kim bırakır? Ticaretten anlayan büyüklerimizin övünç kaynağı olan döner, bize Avrupa Birliği'nin kapılannı (!) da açacak gibi görünüyor. Avrupa ülkelerinde çalışan Türkiyeli işçilerin açtıklan dönerci dükkânlanndan yaptıklan yılda şu kadar marklık ciro hesabını da bu işin ardında olanlann takdirine bırakalım ve bu işten Türkiye'nin ne kazandığını sormadan, sessizce bu cümle geride kalsın ve bu "deli dana" olayının, sığır eti yerine tavuklu ve sebzeli çeşidini de devreye sokmakta gecikmediğini belirtelim. Yani dönerimiz dönmeye devam ediyor. karnı acıkan herkes de iştahla yemeyi sürdürüyor. Döner işinde dönen arabesk tatlann, abartılı servislerin peşine takılmadan Almanlann döner işine bulaşmasına geçelım. Peki, Türk dönerinin Çin'de işi ne? Dönerimiz bizsiz Çin'e nasıl ıhraç edilecek? Şimdilik bu sorulara yanıt yok. Çinlilerin dönerimizi nasıl bulacaklan, sevip sevmeyecekleri, yani dönerimizin orada tutup tutmayacağmı bir yana bırakalım ve şu Almanlann yaptıklanna bir bakalım hele... Alman finnalan, dönerimizi dünyanın en kalabalık nüfusunun olduğu ülkeye BERLIN pazarlamayı düşünüyorlarmış. Belki de işin düşünme, piyasa araştırma safhası bitmiştir ve Çinliler ekmek/pide arası dönerimizi Çin sebzeleri eşliğinde yemeye başlamışlardır bile. Onlara afıyet olsun derken bizım dönercilere de geçmış olsun demekten başka bir şey kalmıyor geriye! AJmanlann ünlü sözlüğü Duden'e de giren dönerimizin elinden Almanlar tuttuğuna göre bu kârh ticaretin kaymağını da onlar afiyetle yiyecek demektir. Nasıl olsa Amerikalı girişimcilerin hesaplan tuttu ve Çin'e neyi pazarladılarsa kat ^ _ _ _ ^ _ _ kat kazandılar. Sıra Almanlarda. Onlar, Goethe Enstitüsü üzerinden Çin'e gırmeyi başardılar mı başarmadılar mı.. ona baİanak gerekir. Sonra kültür, ekonominin kapılannın aralanmasına destek olduğuna göre küreselleşen dünyada Almanlann Çin'e döner satması neden yadırgansın ki? Almanlar Çin'e Türk döneriyle çıkarma yaparken Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı da GÜLTEKİN EMRE Avrupa ülkelerinde yaşayan milyonlarca vatandaşının konsolosluklardaki işlemlerine öyle olağanüstü bir çıkarma yaptı ki duyanın dudağı uçukluyor. Konsolosluklardaki her türlü noterlik işlemine, konsolosluk harçlanna, pasaport uzatma ücretlerine gelen fahiş zamlan duyan halkımızuı dili tutuluyor; başka ne yapsın garibanlar? Örneğin, "üç yıldan fazla süreti" pasaport uzatmalan eskiden 104 markken yüzde yüzden de fazla bir zamla 225 marka firladı bu işlem. Devlet baba, insaf! Devlet, yurtdışındaki vatandaşlanndan Türkiye bütçesini ve IMF kıskacmda iyice yamulan ekonomimizi doğrultmayı düşünüyor olsa gerek. Bir son dakika haberine göre konsolosluk harçlanna getirilen zamlar Mesut Yılmaz'ın Berlin'den Türkiye'ye bir telefonuyla durdurulmuş. Zamlar bir telefonla geri ahnabiliyorsa sıra öteki zamlar için telefon etmede! Dönerimiz Uzakdoğu'da. Peki, ya biz neredeyiz? yalnızca ikisinde, en çok üç tümce olarak vardı! Cenaze törenlerinden sonra Stockholm'ün en saygm gazetelerinden birinde renkli bir fotoğrafla haber, fotoğraf altı yazısı olarak verildi. Merasim kıtasından "beyaz miğferti yan askeri pofisler" olarak söz ediliyordu! Aynı şekilde, bir süre önce Türkiye, memurlann protestolanyla çalkalandığında buradaki basın bunda haber yapacak bir yan görememişti. Oysa, birkaç yıl önce îsveç televizyonundan bir muhabir, kameraman, ilticacı bir Kürt'ü çevirmen olarak yanlanna alıp Diyarbakır'a gittiğinde ilgi durumu farklıydı. Olağanüstü Hal Bölgesi olduğu için gerekli makamlara izin için başvurmamışlardı. Ekibin film çevirmesi önlenmiş ve bir ağız dalaşından sonra çevirmen genç polis tarafindan hırpalanmıştı. Ekip pür hiddet Stockhohn'e dönünce bağlı olduklan TV 1 adlı resmi kanal, o akşam program akışmı değiştirmiş ve "Geceyansı Expresi''ni göstermişti -bilmem kaçıncı kez-. Türkiye'nin dört bir yani grevlerle dalgalandığrnda haber yapacak bir yan görememişlerdi ama. Bir de îsveç basınının öylesine çarpıcı, göz yaşartıcı romantizmi var ki, bunu yazmazsam bu gece uyuyamam! Durup durup birden röportaj için bir ülkeye muhabir ve fotoğrafçı göndermeyi sever buradaki gazeteler. Kulaklan çınlasm, buradan kısa bir süre önce aynlan çok esprili ve sempatik bir arkadaşım, ben bu tür röportaj lann çevirisini yapınca çok mutlu olurdu. Bunlardan birinde muhabir, konuk olduğu bir dağ köyünde ikram edilen bazlamayı, siyah zeytini ve balı anlaüyor ve kel alaka çağnşımlar yapıyordu. Ondan sonra bu arkadaşım bu tür röportaj lann içeriğini sorarken "Bazlama, zeytin ve bal edebiyaü var mı" dedi. Bir başka röportaj Karadeniz'le ilgiliydi. Istanbul'dan başlayıp Karadeniz kıyılannı gezen muhabir ve fotoğrafçısı Trabzon'a gelmişti. Burada bir Laz aile onlara evlerinde öğlen yemeği ikram etmiş. Evin beyi, "Biz Türküz, Atatürkçüyüz ve Türkçe bizim anadiümiz. Ama biraz farkh bir ağızla konuşuyoruz'' demiş. Aman, muhabir derhal kaprriiş yaklaşacağı noktayı (scoop!) hemen soruyor: "Okuflarda Lazca ögretilryor mu?" Adam yanıt veriyor: "Yok beyim, biz Türküz." Ama gazeteci ısrarlı: "Lazca öğrenim için protesto gösterileri yapmıyor musunuz?" Adamcağız belli şaşırmış. "Gençjer arbk buralarda durmuyor, uzak ellere gjdiyorlar" diye gazetecıyi başından savmaya çalışıyor. Gazeteci ise "Türkiye'de 250 bin Lazm anadiDerinde eğitim görme hakkı yok" diye yazıyor! Son olarak; Hindistan'daki korkunç deprem felaketinden sonra îsveç gazetelerinde, bölgede olduğu bilinen 3 Isveçli ve 1 Norveçli kadırun kaderi merak konusu oldu. O arada ölü sayısı 10 binden 100 bine çıktı ama akıl fıkir bu hanımlardaydı. Neyse, aman kaygılanmayın(!), 100 bin Hindistanlı canını yitirdi ve bu sayı kesin artacak ama, Iskandinavyalı turistler sağ salim bulundular! Îsveç basını derin bir soluk aldı; bu arada 100 "bincik" kayıp var, o ayn konu... Stockhobn'den bir Türk gazetecinin bir Türk gazetesine Türkçe yazdığı bir yazı da bu kadar. Neyse ki biz Türkler vanz, ya olmasaydık?!. GAYRİMENKULLERİNAÇIK ARTITRMAİLANI SİLİVRt İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DosyaNo: 2000/487 Tal. Hacizli olup satışına karar verilen Gümüşyaka köyü, Yeniçeşme mevkii, 8599 parselde kayıtlı 381.00 m2 miktarlı ta- puda arsa vasfında olup üzerinde 4 katlı binası olan taşınmazm satılarak paraya çevrilmesine karar venlmiştir. (Borçhı- ya ait 1/2 hissesi) Gaynmenkulün yeri: Söz konusu parsel Silivri ilçesi, Gümûşyaka köyü, Yeniçeşme mevkii, Çamlık üstünde yer almaktadır. Gayrimenkulûn imar durumu: Söz konusu parsel 1/1000 uygulama ımar planı ıçınde kalmakta olup H-12.50 (4 kat) ırtifaında konut imarlıdır. Gaynmenkulün halıhazır durumu: Parsel üzennde 4 katlı bina mevcut olup zemin katta yaklaşık 90 m2'lik 1 dükkân ve 90 m2'lik bır daıre bulunmaktadtr. 1 normal kat bitmiş dunımda olup, 1 normal katın ve çekme katın sıvası yapılmış kaba inşaat dunımundadır. Zemin kattaki daire 1 salon, 3 oda, 1 mutfak, 1 banyo, WC'den ibarettır. Normal kattaki daıre yaklaşık 120 m2 civannda olup 3 oda, 1 salon, mutfak, banyo, WC'den ibarettir. Gayrimenkulûn kıymeti: Bilirkişi tarafindan bu gayrimenkulûn tamamına 58.000.000.000.- TL. deger takdir edilmiş olup, borçluya ait 1/2 hissesine 29.000.000.000- TL. değer takdir edilmıştır. Satış şartlan: 1. Satış 19.03.2001 günü saat 14.00'ten 14.15'e kadar Silivri Icra Müdürlüğu'nde açık arttırma suretiyle yapüacak- ör. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alaeaklılar varsa alacakJan mecmuunu ve satış mas- ıaflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 29.03.2001 günü 14.00 - 14.15'te ikincı arttırmaya çıkanlacaktır Bu arttırmada da bu mıktar elde edilememişse gayri- menkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana iha- le edilecektır. Şu kadar ki, arttırma bedelinın malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını buhnası ve sabş ısteyenin ala- cağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştrma masraflan- nı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektır. 2. Arttırmaya iştırak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si mspetmde pey akçesi veya bu miktar kadar mil- li bir bankanın teminat maktubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istedigînde 20 günü geçmemek üze- re mehil verilebilir. KDV'si, tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttır. Bınkmış vergıler satış be- delinden ödenir. 3. Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin(*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gûn içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sici- li ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4. Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelinı yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefılleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeh arasındakı farktan ve dığer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsi- len mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksmn dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden almacaktır. 5. Şartname, ılan tarihinden ıtibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildigi takdirde isteyen alı- cıya bir örneği gönderilebilır 6. Satışa iştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi aJmak iste- yenlerin 2000/487 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlûgümüze başvurmalan ilan olunur. 31.01.2001. (*) llgililer tabinne irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Yönetmelik Örnek No: 27 Basın: 5424 ADANA 4. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTITRMA İLANI DosyaNo: 1999/1516 E Satılmasına karar verilen gaynmenkulün cinsı, kıymeti, adedi, evsafi: 1. Adana ili, Seyhan ilçesi,•Şakırpaşa (Uçakalanı) Mah., 1817 ada, 175 pafta, 13 parselde kayıtlı kârgir işyeri 163 m2 oturum alanlı. Tamamı borçlu Mehmet Metin Ertuğ'a ait Uçakalam Mah. Metal İşyeri Sanayi Çarşısı 17. Blok Adana adresınde olup, betonarme karkas tarzında inşa edihnış 163 m2 oturum alanlı tek katlı, tek odadan ibaret olup zemını beton, duvarlan bıriket, kapısı demirdendir. Gayrimenkul üzerindeki yapı ile zemin toplam değe- ri 19.945.000.000- TLyir. Bu miktar üzerinden satışa çıkanhruşür. İmar durumu: Adana-Seyhan Belediyesi Fen lşleri Müdûrlüğu'nün göndermiş olduu 16.11.1999 tarih ve 9096-24 sayılı imar çapında, satışa konu gay- rimenkulûn küçük sanayii bölgesi olduğu anlaşümıştır. 2. Adana ili, Seyhan ilçesi, Cemalpaşa Mah., 1456 ada, 20 pafta, 733 parselde 676 m2 miktanndaki gayrimenkulden borçlu Süheyla Ertuğ'a ait his- sesi 20/252 arsa paylı 16 No'lu mesken. Bahar Caddesi Alanç Apt. Çaö katında 16 No'lu bğunsız bölüm olup zemin karo, duvarlan plastik badanalı, kapı ve pencereleri ahşaptır. Yapının halihazır durumu ile mahalli rayiçlere ve bugünkü bağımsız bölüm olup 97 m2 oturum alanlı, betonarme karkas tarzında inşa edilmiş, 3 oda, 1 salon, mutfak alım satım fiyatlanna göre arsa payı ile birlikte 12.000.000.000.- TL. değerindedir. Bu miktar üzerinden satışa çıkanlmıştır. İmar durumu: Adana-Seyhan Belediyesi Fen lşleri Müdûrlüğu'nün göndenniş olduğu 16.11.1999 tarih ve 9096-24 sayılı imar çapında satışa konu gaynmenkulün beş katlı, ön bahçeli tek mesken sahasına aynlan alanda olduğu belirtümiştir. Satış şartlan: 1. 13 No'lu meskenin birinci satışı 27 3 2001 günü, 14.00-14.15 saatlen arasmda Seyhan Belediyesi Mezat Salonu'nda açık artünna suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ıni ve rüçhanlı alaeaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masrafknnı geç- mek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü bâki kalmak şartıyla 6.4.2001 günü aynı yer ve avnı saatlerde ikin- ci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanh alacaklılann alacağını ve satış masraflannı geçmesi şartıyla muhammen kıymeünin yüzde 40'ına ihale olunur. 733 No'lu parselın birinci satışı 27.3.2001 günü saat 14.20-14.35'e kadar Seyhan Belediyesi Mezat Salonu'nda açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetinin yüzde 75'ini rüçhanlı alaeaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü bâki kalmak şartıyla 6.4.2001 günü aynı yer ve aynı saatlerde ikinci arttırmaya çıkanlacak- tır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağmı ve saüş masraflannı geçmesi şartıyla muhammen kıymetinin yüzde 40'ına ihale olunur. 2. Arttınnaya ıştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın temİMt mektu- bunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istedigînde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV'si, tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler sahş bedelinden ödenir. 3. Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin(*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa daır olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardıı 4. Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse lcra ve Iflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshediür. İki ihale arasındakı farktan ve yüzde 70 faizden alıcı ve kefılleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edılecektir. 5. Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebibnesı için daırede açık olup masrafı verildiğı takdirde isteyen alıcıya bır örneği gönderlebılir. 6. Satışa ıştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatıru kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1999/1516 sayılı dosya nu- marasıyla müdürlûgümüze başvurmalan ilan olunur. 29.01.2001. (*) llgililer tabirine irtifak hakkı sahıplen de dahıldır. Basın: 5440
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle