Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ŞUBAT 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Osman Arolat, Dünya gazetesinin satılmayacağım, 1200 çalışan arasında tensikata gidilmeyeceğini söyledi
Demirkent'in çizgisi sürecekDünya Cazetesi cenel
Yönetmenl Osman
Arolat'tan: Nezih
Demirkent bir eğitici,
öğreticiydi. Bir anlamda
önderdi. Yani iki vasfı birden
vardı. Eğiticilik ve
geliştiricüik vasfıyla bizleri
bir anlamda onun model
düşüncesine, onun felsefesine
uygun bir biçimde yetiştirdi.
LEYLA TAVŞANOĞLU
M
esleğımizin piri Nezih De-
mirkent' i yitirdik. Türk ga-
zeteciliğinin ahlak ilkelen-
ni korumayı, bunlan savunmayı ken-
dine görev bilen Demirkent, sahibi
olduğu Dünya gazetesini sonuna ka-
dar bağımsız bir çizgıde tutmaya ça-
lıştı. Bunun yanı sıra meslek örgüt-
lerinin ayakta kalabilmesi için her
türlü mücadeleyi verdi.
Demirkent'ten sonra Dünya'da ne-
ler olacak? Mesleğimiz kendine ye-
ni bir öncü, bir ağabey bulacak mı?
Demirkent'in ölûmü üzerine Dünya
gazetesinin yükünü üstlenen Genel
Yönetmen Osman Arolat'la konuşur-
ken Demirkent sonrası dönemi gör-
meye çalıştık. Arolat bize Dünya'nın
satılmayacağını, 1200 çalışan arasın-
da da tensikata gidilmeyeceğini söy-
ledi.
Koruyucu şemslye
- Nezih Demirkent'ten sonra Dün-
ya Şirketier Grubu'nda ne olur?
AROLAT - Bildiğıniz gibi, Nezih
Demirkent bir eğıticı, öğreticiydi. Bir
anlamda önderdi. Yani iki vasfi bir-
den vardı. Eğiticilik ve geliştiricilik
vasfiyla bizleri bir anlamda onun mo-
del düşüncesine, onun felsefesine uy-
gun bir biçimde yetişirdi. Ama bu ye-
tiştirmesine rağmen sizin de söyledi-
ğiniz gibi bize kendi yönettiği biçim-
de yol almamız alışkanlığını getirdi.
Eskiden, bunda doğrudan bir yön-
lehdirici, koruyucu şemsiye vardı. A-
Osman Arolat, Demirkent'in yetiştirdiği kadrolarla tek amaçlannm bağımsE bir Dünya gazetesi olduğunu söylüyor.
ma bugün artık bu yönlendirici ve
koruyucu şemsiyeden yoksunuz. O
yüzden takım oyunuyla biz bu mo-
delde yeni bir düşünce ve yeni bir ge-
liştirmeyi yaratarak devam etmek zo-
rundayız.
- Demirkent'invefaondan sonra en
büyük hissedarlar, esj Prof. Işın De-
mirkent vekmDidem Ersinanoiuvor.
ADeninDünya'yısatmaeğuhnmde ol-
duğu biçminde haberier çdayor. Sizin
bu konudaki bilgfleriniz ne doğnıitu-
da?
Bagımsız gazete p'-
AROLAT - Tabii ki olayın sıcaklı-
ğı sürerken kesinleşmiş bir karardan
söz etmeyebilirim. Ama kesine yakın
birkararlan olduğunu biliyorum. Bi-
rinci ve önceliklı kararlan, Nezih De-
mirkent'in gazetesini Nezih Demir-
kent'in bıraktığı çizgide ve altını de-
falarcâ çîzerek söyledikleri gibi ba-
ğrmsız bir gazete olarak sürdürme
amacındalar. Bu amaç doğrultusun-
da Nezih Demirkent'in yetiştirdiği
kadrolarla birlikte bu olayı üstlenerek
devam etme karanndalar.
Didem Ersinan, Dünya Şirketler
Grubu'nda daha dar alanda bir yöne-
ticiyken bugün bu görevıni daha ge-
niş alanda brr yöneticiliğe dönüştü-
recektir. Bundan sonraki çözümlerde
daha aktif rol oynayacaktır.
Onlann bana söylediği ve hiç de-
ğilse onlann bugünlerde bana verdi-
ği görev açısındanbildiğım kadany-
la tek ve en önemli amaç, bağımsız
bir Dünya gazetesinin önümüzdeki
dönemde de Nezih Demirkent'in is-
tedıği çizgide yürümesidir.
- Beffi internet kanallannda da çı-
kıyor. Doğan ve Doğuş gruplanyla gö-
rüşmeler olduğu söyleniyor. Bunlar
nedir?
AROLAT - Isterseniz önce Doğuş
Grubu'ndan başlayayım. Aytran Şa-
henk'in bizim gazetemizde yayımla-
nanbirtaziye göriişü oldu. Bu görüş-
te Şahenk, çok net bir biçimde Dün-
ya gazetesinin bağımsızlığının Ne-
zih Demirkent tarafından bize venl-
miş bir görev olduğunu söylüyor.
Bu görev bağlamında Ayhan Şa-
henk olarak ve Doğuş Grubu olarak
bize dışandan her türlü desteği vere-
ceklerini vaat ediyor. O yüzden bun-
dan öte bir işbirliğirün bugün için söz
konusu olması mümkün değil.
Pofluş ve Doğan grubu
Zaten bugüne kadarki konuşmalar-
da Doğuş ve Dünya'nın işbirliği, iki
grubu üçüncü bir şirkette ayn yayın-
larkonusundabir araya getirme bıçi-
minde düşünülmüştü. Bu, bugün için
mümkün değildir. tleriki aşamalarda
bu belki yerüden gündeme getirilip
ısıtılabilir. Doğan Grubu'yla olan
ilişkimizde ise bizim Eko Dağıtım,
YÖK
protestosu
davası
YÖK'ün kuruluşunun 18.
yüdönünıünü 6 Ekim 1999
tarihinde TÜYAP Kitap Fuan
önfinde protesto etmek isteyen
öğrencflerin Toplanü ve Gösteri
Yûrfiyuşleri Yasaa'na
muhakfet etmek suçundan
vargüanmalanna devam ediidi.
Beyoğhı 8. Ashye Ceza
Mahketnesi'ndeki oturuma
kaolan sanıklar Gfiiizar BiçicL
Okay Yanar, AriDa Ceren,
Mehmet Alşan, Semra Bulut ve
Ebru Ünal slogan
atmadudarnu, polisin "dağrfuT
uyansını da duymadıklannı
söyfedi. Avukat Safih Tosva,
"CMUK'a göre mahkeme,
mahkûmiyet dışmda bir karar
verecekse 65 sanıkh bu davada
daha fazia sanık dinlenmeden
dava bitirikbüir" cfiye konuştu.
Hâkim. Tosya'nın davanm
bjtirümesi talebini, delillerin
tamammın tnplanmadıgı
gerekçesrvle reddederek
oturumu ertekdl
TOKYAD'ın Boğaziçi'ndeki mühürlü villalar için verdiği yasa teklifiyle ilgili tartışmalar sürüyor
Vîllalar 6
rııhsatlı' ama 6
yasaları9
yok!
OKTAYEKtNCt
Kısa adı "TOKYAD" olan
Tophı Konut Yapuncdan Der-
neği'nın, 1987'den bu yana
"hukuk dışT bir konumda bek-
letilmekte olan Boğaziçi'ndeki
villalara "yeniden ruhsat" ola-
nağı sağlayacak "yasa teküfiy-
le" ilgili tartışmalar sürüyor.
Oktar: Yasadışı defll»
TOKYAD Başkanı Üzeyir
Garih tarafından Bayındırlık
ve Iskân Bakanı Koray Aydm'a
sunulan yasa teklifıni duyur-
duğumuz 12 Şubat 2001 tan-
hindeki "Boğaziçi'ne Özel Vü-
la Affi Yasası" başhklı haberi-
miz üzerine bir açıklama gön-
deren TOKYAD 2. Başkanı
SuatCumhurOktar. söz konu-
suvillalann *yasadışıohnadık-
lannı" beürtiyor.
Aynı zamanda Kutlutaş Hol-
• Yaklaşık 18 yıldır "yasal dayanaksız" bekletilen Boğaziçi'ndeki 1400
mühürlü villa için Koray Aydın'a özel yasa teklifı veren TOKYAD, eski inşaat
ruhsatlannın "kazanılmış hak" yarattığını, amaçlannın bu haksızlığı gidermek
olduğunu savunuyor...
ding AŞ.'nin murahhas azası
olan S.Cumhur Oktar; "Yürür-
tükteki yasaya göre ve aynı ya-
sa yürürtükte iken inşaat ruh-
satlan ahndığı için kflzanılmış
haklanvanhr" şeklinde tanım-
ladığı bu villalar için TOK-
YAD'ın neden yasa teklifi ha-
zırladığını da şöyle özetliyor:
"Hazine arazilerine değil, ta-
mamen özelmüDdyetekonu ar-
salar üzerindeinşa edflen bu ta-
mamlanmamışyapdann Boğa-
zki'nde bugûnkü durumlann-
da bırakümasmın yol acüğı her
türtûsakmcayı bertaraf edecek
ve k»7amlmış hak kavramma
hayatvereceken fazia bir veya
iki maddeden ohışacak bir ya-
sateklifıni,olavlara her zaman
pozjtif yaklaşmımı müşahade
ettiğimizImarve tskân Bakan-
hğı'nm görüş ve takdhierine
sunmuş bulunnyoruz_"
'Ruhsat rekoru'
Boğaziçi'nde bu tartışmaya
ve bu "yasa tekirfine" neden
olan yaklaşık 1400 villa inşaatı
var. Bu inşaatlar için lmar Ya-
sası'nda 35.1985 tarihinde ya-
pılan (47/f.md.si) bir değişiİdi-
ğe göre ruhsat verilmişti... Bu
değışiklik, "1. derece SİT" ol-
duğu için genel imaryasağı bu-
lunan Boğaziçi Yasası'yla da
aynca kesin koruma alhna alı-
nan "öngörünüm" bölgesinde-
ki "sadece 5000 m2'den büyük
parseUere" özel bir "imar hak-
kı" getiriyor; yüzde 6 oranında
ve 2 katlı konut (villa) yapımı-
na olanak sağlıyordu...
Maddeyi "esiflik" ilkesine ve
"SİT alanmı koruma" kuralla-
nna aykın bularak "iptal* eden
11.12.1986 tarihlı Anayasa
Mahkemesi karan ise "4ayhk"
gecikmeyle 18.04.1987'de Res-
mi Gazete'de yayımlandı.
Böylece, yasanın çıkartıldı-
ğı 3.5.1985 ıle iptal karan (11.
12.1986) arasındaki yaklaşık
"15 ydhk" sürede sadece 390
villa için ruhsat verilmişken,
yargı karannın yayımlanması
için geçen4 ay içınde tam 1071
villaya birden "tophıca inşaat
nıhsatıverümesT kamuoyunda
büyük tepkilere yol açü. Döne-
min Bedrettin Dalan yöneti-
mindeki beledıyesinde gerçek-
leşen buhızh "ruhsatverme re-
koru", ilerleyen yıllarda
"CumhurbaşkanhğıDevletDe-
nedeme Kurulu'nun" da bu
villalan araştırma konusu yap-
masına neden oldu. Inşaatları
bitenler kurtulurken yanm ka-
lanlar için uzun "bekleıne'' sü-
reci başladı...
Şimdı, iştebu *ruhsath'' ama
ruhsatlanna dayanak tutulan
yasa iptal edıldiğı için "hukuk
dışı'' bir konuma düşen 1400
villanın "atabeti* TOKYAD'ın
bu yasa teklifiyle yeniden gün-
deme gelmiş oluyor.
Yaklaşık "13 yıkbr" yasal
müdahale bekleyen villalar için
sadece "seyird" kalanyerel yö-
netim sorumlulan da aslında
kendilerinın neden olduğu bu
tartışmayı "sessJzce" ızlemeyı
yeğliyorlar.
yani kapıdan kapıya dağıtım şirketi-
miz ve Süper dağıtım şirketimiz ile
bir işbirliğı, bir ortaklık söz konusu
olacak. Biz bu ortaklığın "ÜçD" ola-
rak gerçekleşmesini düşünüyorduk.
Yani Doğuş, Doğan ve Dünya... Ora-
da kesinleşmiş bir anlaşmaya vanla-
madı. Nezih Bey, aşağı yukan ölü-
münden 36 saat önce bunun son gö-
rüşmesini Aydm Doğan'la yaptı. A-
ma bu, bitmiş bir görüşme olamadı.
O yüzden de belki ileride yeni işbir-
liğı konuşmalan grupla tazelenebi-
ür. Ama bunlann hiçbiri Dünya ga-
zetesiyle doğrudan bağlantıh işler
değil. Dünya gazetesi dışındaki şir-
ketlerimizle bağlantıh. Bu işbirlikle-
rini biz ya üçüncü bir şirkette ya da
bizim yönetimimizde olan şirketle bu
gruplann ortaklığı şeklinde düşünü-
yoruz. Zaten görüşmeler de o doğrul-
tuda yürüyordu.
Ama Dünya gazetesinin hiçbir
grupla butür bir işbirliği düşünülme-
di. Gelen bu türdeki tekliflerin hepsi
Nezih Bey tarafından reddedilmışti.
Bugünden sonra benzeri tavnn de-
vam edeceğini düşünmek yanlış ol-
maz.
çaiısanların durumu
-Gnıptal200kişiçahşıyor.Gelecek
dönemde bu 1200 çaltşanın durumu
neolur?
AROLAT-Grubun kredi kullarum
riski ve borçlan açısından baktığrmız
zaman 1200 kişi çalışan, dokuz şir-
ketli bir gruba göre riski sıfir dene-
cek bir noktada. O yüzden herhangi
bir değişikliğin obnası söz konusu
değil. Ama doğaldır ki bu 1200 arka-
daşın kendi içinde daha verimli çalış-
malannı talep etmemiz söz konusu-
dur. Bu taleple de şirketlerin gelişme-
sı, yeni dönemde daha başanh olma-
lan için onlara yön ve hız vermemiz
söz konusuolabilir. Herhangi bir ten-
sıkat olmayacaktır. Ocak 2001 'de bir-
çok gazete, birçok yaym organı cid-
dı tensikatlara giderken Dünya gaze-
tesinden sadece, bin kendi isteğiyle,
öbürü de çok ciddi bir sorundan do-*
layı aynlan iki kişi vardı.
Dünya gazetesinde tensikat
bugünden sonra da düşünül-
müyor.
Anadolu
- Peki, Nezih Beyie birfik-
te oluşturduğunuz Anado-
hı'dakitş GeliştinneTopian-
ülan bundan sonra ne ola-
cak?
AROLAT - O toplantılar-
da özellikle konuşmacı ola-
rak Nezih Bey' in çok önem-
li bir ağırhğı, etkisi vardı.
Bu ağırlık ve etkiyi bazı ye-
ni dostlanmızı, yeni misyo-
nerleri bu olaya katarak ge-
liştirmeye çalışacağız. Ama
Anadolu toplantılan devam
edecek. Çünkü Nezih De-
mirkent'in bize verdiği te-
mel görevlerden biri, Ana-
dolu'da yaygınlaşmak ve
Anadolu'da belli gruplarla
işbirliğini sürekli kılmaktı.
Bizim gazetemizin modeli,
bu yapıyı özümsemiş, içine
sindirmiş durumda.
- Dünya Şirketier Gru-
bu'nun yurtdışma açdması
projeleri de vardı. Bu kap-
samda Yunanistan'daki
Ekspres grubuyla ortak "Co-
operatrön" (tşbuüği) adh bir
de dergi çıkarmaya başladı-
nız. Nezih Bey'in bundan
başka projeleri var mrvdı?
AROLAT -Nezih Demir-
kent'in gazeteciliği, örgüt-
çülüğü gibi bir önemli yanı
da projeciliğiydi. Ülkenin
yanrunda karşımıza çıkacak
sorunlarla ilgili projeler üre-
tir, o projeleri hayata geçir-
meye çalışırdı. Dar ekono-
mik imkânlanna rağmen
birçok denemeyi yapmak-
tan da kaçuımazdı. Dolayı-
sıyla bu projeler devam ede-
cektir.Yunan Ekspres gazete-
siyle birlikte çıkarmakta ol-
duğumuz dergi, onun son gör-
düğü eseri oldu. Bu dergi ölü-
münden birkaç gün önce ya-
yın hayatına girdi.
Onun daha önce hazırladı-
ğı, özelükle elektronik medya
alanındaki gelışmelerle ilgili
çalışmalar yürütülecek. Bu
çalışmalan esas olarak Yayın
Koordinatörümüz tsmet Oir
kul yürûtüyor. Bir yıldan beri
bu alanda aldığımız mesafe
çok fazia. Sanıyorum, gelecek
dönemlerde bu çalışmalar
katlanarak sürecek.
GEÇMtŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
KrUerden Kniz Beğen!
"Birmusibet (kötülük), bin nasıhatten lyidir" de-
mişlerse de Türkıye'nin musibetleri aşa aşa duz-
lüğe çıkacağına inanıyorsak vay halimize.
MGK toplantısında yaşananları birkaç yönüyle
irdelemeden değeriendinmeye kalkışmanın yeter-
siz olduğu ayan beyan ortada.
Bu nedenle önce medyanın haberierini ele ala-
lım.
Kapalı kapılar ardında yapılan resmi ve gizli
önemli toplantılardan bıri başlamış. Bir süre son-
ra Başbakan ve kurula katılan bakanlar toplantı-
dan çıkıyor. Başbakan, her halinden belli olan bir
kızgınlık ve sinirlilik içinde mikrofonun başına ge-
çerek kendi yönünden bir açıklama yapıyor. Ve
gazetecilerin görevleri yeni bir aşamaya sıçnyor.
Artık, "Içeride ne oldu da Başbakan toplantıyı terk
etti" sorusunun yanrtı ön plandadır. Bu yanıt da ha-
ber kaynaklanna ulaşılarak alınabilir.
Toplantıda üç görevli grubu var. Birincisi Cum-
hurbaşkanı. Şimdıye kadar benzer durumlarda
suskunluğunu koruduğu herkes tarafından bilini-
yor.
Askerierin ağızlarının ne derece sıkı olduğunu ve
bıçak kemiğe dayanmadan (geçmışteki birkaç is-
tisna dışmda) konuşmayı sevmediklerini biliyoruz.
Geriye politikacılar kalıyor. Zaman zaman dev-
let adamı gibi görünmeyi başarsalar da fırsatını
bulduklannda kendilerine rakip ya da engel say-
dıklannı harcamanın bin bir yolunu ustalıkla bula-
bilen deneyimli ve şımdi hükümette bulunan po-
litikacılar.
Ne yazık ki medyada yer alan haberlerin ana
kaynağı da bunlar.
Toplantıda yaşananlan; anladıklan gibi mi, işle-
rine geldiği gibi mı, yoksa gelecekte de kullanma-
yı düşündükleri gibi mi anlattıklannı bilmiyoruz.
Bu olasılıklar, gazetelerin haberlennın karşılaş-
tınlmasından sonra akla geliveren ilk kuşkular.
Sayın Cumhurbaşkanı anayasa kıtapçığını Baş-
bakan'afırlattı mı, kendiliğınden Başbakan'ın önü-
ne doğru sürdü mü, yoksa "Verin birde biz baka-
lım" dendiğinde mi aynı hareketı yaptı, bilemiyo-
ruz.
Başbakan'ın tepkisine yol açan "Çamurüzerin-
de otunıyorsunuz" suçlaması da gerçekten dile
getirildi mi yoksa kamuoyunu yönlendirmek için
uyduruldu mu? O da kesin olarak bilinmiyor.
Ancak bütün bu tek yanlı bombardımana karşın
kamuoyunun çoğunluğu, Sayın Cumhurbaşka-
nı'nın yolsuzluklann üstüne gitme kararlılığını doğ-
ru buluyor. Koalisyon ortağı partiler ve yetkilileri-
nin gözden düşme sürecini yanlış bir uygulamay-
la hızlandırdıklan da tepkilerden anlaşılıyor.
Bir yandan "ekonomiyi düzeltmek" gerekçesiy-
le UPF'nin her dediğine "evet" derken aymazlık-
la yarattıklan yeni çöküş sürecinin zararlan da uz-
manlann konusu.
MGK krizinin yorumu Tarhan Erdem'in şu cüm-
teleri ile özetlenebilir sanıyorum (Radikal, 20 Şu-.
toat2001).
"Dûn MGK'de olanlar ve Başbakanlık'tan yayı-
lan kriz, 1975'ten beri tanıdığım Sayın Ecevit'e hiç
ters değildir. Sorunlan çözmekte zorianınca, göz-
leri başka yertere yönlendinveye çalışmak, tartış-
mayı haklı sayılacağını umduğu yeni biralana ta~
şımak..."
Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan'ın Cumhur-
başkanı ile Başbakan konuşurken araya gırmesi-
nin ise üzerinde ısrarla durduklan "devlet cıddıye-
ti" ile nasıl bağdaştınlacağını gerçekten anlamak
zor. Bütün yorumlar, yakın geçmişte yayımlanan,
yakınlanna ilişkin haberler ve bir dönem kendisi-
ne bağlı olan Halk Bankası'nın Devlet Denetleme
Kurulu tarafından ıncelenmeye alınmasından duy-
duğu hınca bağlanıyor.
• • •
Sayın Cumhurbaşkanı ile hükümet arasındaki ilk
kriz MGK toplantısında yaşanmadı ki.
Af yasasının gerı gönderilmesi, kimi kanun hük-
münde kararnamelerin onaylanmaması, tarikat
şeyhi Esad Coşan'ın, Süleymaniye Camisi'ne gö-
mülme kararnamesinin reddiyle doğan Köşk-Hü-
kümet krizleri akıllardaki en sıcak bılgiler.
Bu krizlerle ilgili dozu kaçmış suçlamalarla Sa-
yın Cumhurbaşkanı'nın yanıtlan hemen herkes ta-
rafından anımsanıyor.
Tüm Türkıye'nin gözleri onünde yaşanan suç-
lamalara aldırmayıp da yaklaşık 20 kişi önündeki
suçlamalara olağandışı tepkı göstermeyi değer-
tendirmek zorunluluğu ınsanı şaşırtıyor.
Toplantlannın gizli olduğu ozel yasasında yazı-
lı bir kurulda olan bitenin, hem de o özel yasayı yü-
rütmekle görevli Bakanlar Kurulu'nun başkanının
delmesi de anlaşılır gibi değil.
Hele Başbakan'ın bir yandan krizi aşma eğili-
minde olduğunu açıklarken bir yandan da partisi-
nin gruptoplantısında suçlamalannı sürdürme yo-
lunu seçmesi, tipik bir politik savunma sergileme-
si sayılmalı.
Her şeye karşın "Durum vahim ama ümitsiz
değil".
oerinc@cumhuriyet.com.tr.
Türkiye Cazeteciler Cemiyeti
Nezih Demirkent'in
anısı yaşatılacak
istanbulHaberServı-
si - Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti (TGC) Yöne-
tim Kurulu, bir süre ön-
ce yaşamını yitiren,
Türic basınının duayen-
lerinden, Dünya gaze-
tesi sahibi Nezih Demir-
kent'in anısını yaşat-
mak üzere bir dızi et-
kinlik gerçekleştirecek.
TGC Yönetim Kuru-
lu'nca yapılan yazılı
açıklamada, Nezih De-
mirkent anısma gerçek-
leştirilecek etkinlikler
şöyle:
"TGC'ninÇemberB-
taş'taki Basın Müze-
si'nin Konferans Salo-
nu'na "Nezih Demir-
kent Konferans Salo-
nu" adı vcrikiL Gazete-
ciliğin çeşitli alanlann-
da başanh gazetecilere
veriunekte olan TGC
Başan Ödülleri çerçe-
vesinde Yönetim Kuru-
lu'nun beüriediği özel
ödüle "Nezih Demir-
kent Özel Ödülü" adı
verildi. TGC'nuı jiır-
dun çeşitli yörelerinde
düzenlediği Yerel Basın
Meslek İçi Eğitim Semi-
nerleri'nin 16'sında Ne-
zih Demirkent'in yapü-
ğı konuşmalann bir ki-
tap halinde yayımlan-
ması kararlaşünldL"