28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2001 PERŞEMBE 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Berlin Film FestivalVndeAltın Ayı kösnülbirFransızfilmininoldu evışmenın sessız guzeuıgıGÖNÜL DÖNMEZ- COLİN Oyuncu, yazar, tıyatro ve sinema yönetmeni Patrice Chereau, saygm Fransız aydınlanndan. Geçen hafta son bulan 51 'inci Uluslararası Ber- lin Fılm Festivah'nden Altın Ayı, En lyi Kadın Oyuncu ve En lyi Avrupa Filmi ödülleriyle dön- mesıne ise belki de herkesten çok yönetmen şa- şırmış olmalı. Bu "Intimacy"nin tüm bu ödül- Ieri hak etmedığı anlamına gelmez ama 119 da- kikasının 35 dakıkasında sıradan bir çiftin fil- me ad veren "mahremiyet'' konusunu altüst edip gizli saklı hiçbir şey bırakmayarak perde aşkı yapmasına tepki gösterenler az değildı fes- tivalde. En azından dört beş dıli duraksamadan pürüz- süz kullanan Chereau, kalabalık bir basın top- lantısında biz eleştirmenlerin sorulannı şöyle ya- nıtladı: - Şu sıralarda birçok Avrupah yönetmenin yapuğı gibi filminizi tngilizce çekmişsiniz. Bu kararı verirken daha geniş bir dağıtun oianağı gibi tecimsel amaçlar mı ön plandaydı? Fransız sinemasında sık gördüğümüz gibi seks sahnele- rini de açık açık göstermişsiniz. Bu böJümlerİn- ; konuşulan Amerika BirieşikDevlenerive ere'de sorun çıkanrsa -ki çıkaracakür- ma- kasianması söz konusu olabilir mi? PATRICE CHEREAU - Öncelikle sevişmek Fransızlara özgü bir şey değildir. Klişe bu! Fran- sız filmı kategorisine sokulmayı da reddediyo- rum. Belkı dışandan cinsellik konusunda daha özgûr gibi görünüyoruz. Filmin adı "Intimacy". Öykü iki kişinin ara- sında geçen bir öykü. Âşık olup tuzağa düşen iki kişinin öyküsü. Bunu başka türlü gösteremez- dim. Seks sahneleri 35 dakika. Bana geri kalan bölümlerle ilgılı sorular sorun. Dağıtım konu- suna gelince, Amerika'da dağıtılmasını tasarla- saydım başka bir öykü anlatırdım. Çok sevdi- ğim yazar HanifKuretshi'nin "GecelsjğT (Night- light) romanını okuduğumda bunu mutlak per- deye aktarmayı düşündüm. Öyküyü îngiliz- ceden başka bir dılde anlatmak aklıma gelme- di bile. Mekân Londra olmalıydı. Lond- ra'nın fotojenik sokaklanna tutku- num. Ostelik Ingiliz oyuncularla çahşmak ıstıyordum. İki baş oyuncu da (MarkRytanceve Kerry Fow) fılmı çok sevdiler. Başlangıçta aralann- aşlangıçta aralanndaki en baş iletişim seks. Bunun ne denli güzel bir şey olduğunu göstermeye çahştım. Bir aşk öyküsüne başlamak kolaydır ama işin zor yanı onu devam ettirebilmektir. Birlikte olduğunuz kişiyi ne kadar tanıyabilirsiniz? Film bunu anlatıyor. Hoş bir Ingiliz öyküsü diye düşündüm. dakı en baş iletişim seks. Bunun ne denli güzel bir şey olduğunu göstermeye çahştım. Bir aşk öyküsüne başlamak kolaydır ama işin zor yanı onu devam etrırebilmektir. Bırlikte olduğunuz kişiyi ne kadar tanıyabilirsiniz? Film bunu an- latıyor. Hoş bir tngiliz öyküsü diye düşündüm. Ingilızce çektiğim ilk film. Eğer bir Alman öy- küsü olsaydı, Almanca çekerdim. Uzun bir sü- re önce ltalya'da tiyatro, Almanya'da opera ça- hşmalanm oldu. Ülkem dışmda çalışıp yeni şey- leröğrenmeyi seviyorum. TümüylebirAvrupa- lı yönetmen gibi hissediyorum kendimi. Başka dilleri konuşabilme özgürlüğünü duyuyorum. Av- rupa sinema dilinin Fransızca ol- masmı isterdim, ama ne ya- zık ki bugün her yerde her- kes Ingilizce konuşuyor. -Başlangıçta imgeJer hızla izüyor birbirini ama filmin sonuna doğru ritim yavaşu- yor. Sanld nefesi tükcnmiş gibi CHEREAU - Işte tam bir Alman sorusu. Kav- ramlar, kuramlarü! I>üşüncenizi paylaşmıyo- rum. Öyküyü anlatırken değişik fılm dilleri kul- landık. Kahramanlannritmininardından gittik. Bu bazen sessiz olabilir. Bir filmin sonuna doğ- ru durgunlaşmasını seviyorum. Bir çözümle son bulmasını. Filmde el kamerası her yerde ve ay- nı zamanda hiçbir yerde. 'Gerçekte bu fOm erkekler fizerine' - HoDywood standartlanna göre güzel ve ya- kışıklı sayüamayacakoyunculanözd olarak mı seçtiniz? CHEREAU-Kuşkusuz. Kadm gerçek bir ka- dın. yaşamda olduğu gibi. daudia SchafTer ile çekseydım başka bir fihn olurdu. Hepimizin özdeşleşe- bileceği insanlarbunlar. Çünkü film yalnızca seks değil. Duygular var. Bence kösnül kışkırtmalara yol aç- mıyor bu film. Sessızce güzel. Erke- ğin bedeni 41 yaşına gehniş bir erke- ğin bedeni, kadınınki de 35 yaşında bir kadmın. Dikkat ettiyseniz sevişme sahnesinden sonra sırtında yorganın iz- leri kalıyor. Teninde kızıl çizgiler var. Aynntılar çok önemli. Kusursuz be- denlerle berbat bir film olurdu. Benim bedenim kusursuz değil ki. Sizlerinki de öyle. -Sekssahııelerininasılçektmiz?Basbayağıse- visiyorlar perdede. CHEREAU- Perdede birinin babasını öldür- düğünü gördüğünüzde gerçekten öldürdü mü diye sorar mısınız? Oyuncular ellerinden gele- ni yaptılar. Oyunculanmdan vermek isteme- dikleri hiçbir şey çalmam. Tüm öyküyü onay- lamahdırlar. -Ama KerrvFoa gibi Shakespearerol- leri Ue taıunnuş, saygıdeğer bir oyuncu açık aok fellatio yapıyor perdede. CHEREAU - Çok beğeniyorum o sahneyi. - Bir fılm setinde nasü 'mahremivet' yarata- bilirsiniz? CHEREAU - Oyunculan yönetmek için on- lan sevmeli, korumalı ve çok dikkatli olmalı- sınız. Fazla denne gıdebilır, oynadıklan rol ile aşın özdeşleşebilirler. Özel biryakınhğagerek- sinim vardır. Bir sevgi ilişkisidir oyuncu yönet- mek. Belki de seks yapılmayan son sahne en çok mahremiyet ısteyen sahne. Acı ve durgun- luk arasında denge sağlayabilmek önemli bu sah- nede. - Yazar Hanif Kureishi filmi izledi mi? tzle- diyse ne düşünüyor? CHEREAU-fzledi ve çok beğendi. Ama bu onun filmi değil. 0nun öyküsüyle başhyor ama ikinci bölümü biz yaz- dık. (Chereau ve Anne- Louise Tri- vidie). Örneğin MarianneFaiÖıfull'un rolünü ben onun için yazdım. "Inti- macy" güç bir roman. "Nighüight" ise beş sayfalık bır öykü. Ikisini bir- Ieştirip kendımızden de birçok şey kattık. Gerçekte bu film erkekler üzerine. Kadının adı Claire. Yani çok açık. Ne istediğini gayet iyi bi- liyor. Çoktandır duymadığı kös- nül duygulan sınırsız yaşayabil- me olanağını yakalamış ve mut- lu. Hiç söz vermiyor. Adam (Jay) ise tüm er- kekier gibi davranıyor. Duygulanna sahip çık- mıyor. Hele kadımn evli olduğunu öğrenince hemen ilişkiden sıkıldığım söylemeye başh- yor. Filmin sonunda yüzleştiklennde aralannda ge- çen konusma çok ilginç. "Bir şeydemediğin için benim bilmediğim şeyler bildiğini ve bir gün bunlan bana açıklayacağuu sanmışnm" diyor erkek. lş işten geçtikten sonra kadma sahip çık- maya hazır. Tam bir erkek davranışı. Kadın ise "Bir şey demediğim için hiçbir şey kaçırnuş de- ğüsin" diyor. Onun için her şe> açık. Jay ile bir- likte yaşamayı düşünmediğı gibi iki erkeğı bir- den sevmekte bir sakınca da görmüyor. Hoşgörülü bir bakışla çizginin gölgesi îbrahim Ersaraç karikatür kitabında kırk yıllık sanat yaşamının bir özetini sunuyor Kültür Servisi -Türk karikatürünün önemli isimlennden tbrahim Ersaraç, Karikatürcüler Derneği Yayınlan'ndan çıkan 'Nasreddin Hoca'nın Torunlan- Çizginin Gölgesi' adlı karikatür kitabın- da kırk yıllık karikatür yaşamının bir öze- tini sunuyor. Kitapta, aynı zamanda resim öğretmeni olan Ersaraç'ın öğretmen- öğ- renci ilişkilerinin de anlatıldığı eğitim konulu kankatürler de yer alıyor. îbrahim Ersaraç, sanatçı kişiliği ile bir- leşen hoşgörülü öğretmenliğinin ürünü, aralannda bugünün ünlü sanatçı- lannın da bulunduğu arularını şöyle anlaüyor: "Sel- ma Güneri ciddi vetitiz,Kâmuran Akkor sempatik ve şirin, Nazan Şoray tatiı dilli ve sevecen, Seren Serengil sosyalyönü kuv- vetii bir öğrendydL" Basınla ilgili anılannm da yer aldığı ki- tapta bir başka anekdot ise şöyle: "Aziz Nesin günlük yazılanna Yeni Gazete'de devam ediyordu. Benim çizdiğim Bay Yo- baz benıen onun sütununun alünda yer ab- yordu. Bu yakınlıkla ilgi kurarak onun portreferrvie Bay Yo- baz'ı olusturmuş- tum.Gidiş geliş halinde bir gün merdivende kar- şuaşûğnnızda; beğenerekteşekkürleri- ni üetmiştL YıDar sonra Günaydın Ga- zetesi'nin eld olan 'Ustura' mizah der- gisini o yönetiyordu. Dergide çıkan karikatüıierin telif hakkını posta havalesi Ue adresime yoJ- lamışü. Cağaloğtu'ndan binbir dere- den su getirerek ödemeleri erteleyen- lerin yanında, bu namuslu jest beni emeğinin, ahnterinin karşdıgı olarak çok mutlu kümjstL" îlk karikatürü 1945 'te Doğan Kar- deş dergisi'nde basılan Ersaraç'ın, resim öğretmenliği ile birlikte yü- rüyen karikatürcülüğü hernen he- men bütün mizah dergilerinde sürdü. Tan gazetesuıden sonra çıkan Is- tanbul - Yeni Gazete'de "Bay Yo- baz" adlı bir tipi uzun süre çizdi. Çarşaf mizah dergisi kapanınca- ya kadar Akbaba'daki gibi sürek- li çizdi. Varhk sanat dergisine de- senler, kapak resimleri ve illüstras- yon çalışmalan yanında resim ser- gisi kritikJeri ve sanat yazılan da yazdı. îtalya Tolentino ve Bul- garistan Gabrova Uluslararası ; Karikatür Müzeleri'nde çalış- | malan da bulunuyor. 1958-1966 yıllanna Doğan Kardeş dergisi- nin karikatür ve resim işlerini yö- netti. Sanatçı halen Karikatürcü- ler Derneği'nin bir üyesi olarak çahşmalanna devam ediyor. IŞILDAK VE YELPAZE ATÎLLA BÎRKÎYE İstanbul'u Dinliyorum! Orhan Veli'nın "İstanbul'u Dinliyorvm" şiiri, anlam duzlemlen açısından farklılıklar, zenginlikler içeren ve çok çeşitlı biçimlerde "okuyabileceğimiz" bir şiir olduğu gibi, şairin edebiyat serüveninde farklı biryer- de durur. Şiir ilk önce, 1.6.1947 tarihinde Varlık dergısinde yayımlanmış; sonra, Karşı (1949) kitabındayer almış- tır. Şiirde bir Istanbul özlemiyle karşılaşıyoruz. Şiirin ilk dizelerinde, şııri söyleyenın (şaır ile şiiri söyleyeni ay- n tutabilıriz pekâlâ; bkz. Gösterge Eleştinsi, Mehmet Rifat), Istanbul'dan uzak bir yerde, gözlerini kapa- tarak (İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı); şehrin sesini duyuşunu, dolayısıyla şehrin görüntüsünü ve anılannı zihninde canlandırışını izlenz. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Önce hafiften bir rüzgâr esiyon Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda, Suculann hiç durmıyan çıngıraklan; İstanbul'u dinliyorum, gözlenm kapalı. Ağtann dalyanlardan yavaş yavaş çekilmesi; Ka- palıçarşfnın serinliği, Mahmutpaşa'nın hareketliliği ve renkliliği; doklardan gelen çekıç sesleri ve baharda- ki ter kokuları, söyleyenin zihninde yer eden belli başlı anlar/görüntüler/izlerdir. Loş kayıkhanelerin betimlenmesı ve lodos uğultu- suyla Istanbul özlemı, okurun da zihninde oluşur böy- lece. Gözlerim kapamak/yummak "anae/fsen/"yle, şiirin öznesinin Istanbul'a olan uzaklığı okurda iyice belirginleşir. Ancak, şiiri söyleyen; yukanda dediğimiz gibi, Is- tanbul'dan uzakta bir yerde gözlerini kapatarak İs- tanbul'u düşlediğı gibi merkezin çok yakınlannda ör- neğin Boğaz'da (ya da adada) bir yerde gözlerini ka- patıp da bu göruntüyü zihninde canlandırmış olabi- lir. Bir üçüncü durum ise gerçekten uzak bir yerdey- ken, ikinci durumda da söyleyebılir. Her üç durum- dan birini seçmek bize (okura) kalmış. Şiirin bu ımgesel atmosferi zihnimizde anılara/öz- leme ilişkın bir görüntü oluştururken sonraki dizeler- de şıınn ıçine bir "öykücük" girer ve şiir anlatımcı bir tarza doğaı yol alın İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geçiyor kaldınmdan; Küfürier, şarkılar, türküler, lâfatmalar. Bir şey düşüyor elınden yere; Bir gül olmalı; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. Yosmanın elınden düşen gül, onun masumiyeti olabilir. Dolayısıyla, "düşmüş bir kadımn" yaşamıdır da kırmızı gül aynı zamanda. Onun harcanmış yılla- n, gençliği vb. vb. Bu yosma, şiiri söyleyenin sevgilisi de olabilir, ni- tekim son öbekte şiir bizı böyle bir ızlenime sürükter. Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; '• ' fe - Alnın sıcak mı değil mi, biliyorum^ Dudaklann ıslak mı değil mi, bViyorumf* . Beyaz bir ay doğuyor fıstıklann arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul'u dinliyorum. . - v Bu öbekte şiınn öznesinin sevgilisine sestendiği açık. Ancak sevgilisi, yukarıdakı yosma da olabilir bu öz- lem atmosferinde başka bın de. Kuş, yosmanın elbisesının eteklerindeki bir rnotif olarak karşımıza çıkıyor. Eteklerdeki çırpınan kuş mo- tifı, yosmanın özgürfüğünü yıtirişinın anlatımına ka- dar götürdüğü gıbı; Istanbul'un eteklennde/çevre- sindeki kıriık yerlerdeki kuşlann yani doğanın kendi- sinin imgesel anlatımına da yol alabilinz. Şiiri söyleyenin (belki de şaınn) konumu, variıksal olarak durduğu yeri -ayın fıstıklann üstünden (Çam- lıca'dan) yükseldığinı düşünürsek- Galata ve çevne- si olarak belırtebılinz. Bahar aylanysa zaman, bu gö- rüntüyü Çamlıca'nın tepesindeyakalayabilinz. (Ben- zer şekilde adada da olabilir). Şiirin öznesı, aslında bu göruntüyü izleyebilecek her yerde olabilir. Farklı biçimlerde "okunabılen" bir şiirdir "İstan- bul'u Dinliyorum". Zaten bir şiiri, bir edebiyat yapı- tını, bir sanat yaprtını "büyük" yapan, bizi farklı an- lamlara sürukleyebilmesi; çevresinde (anlam kat- manlannda) dans edebilmemizdir. Toplantı iki gün sürecek Akşit Göktürk anılıyor Kültür Servisi- Istan- bul Üniversitesi Edebi- yat Fakültesi Ingiliz Dı- li ve Edebiyatı Anabı- hm Dah'nm düzen-le- ndiği Akşit Göktürk'ü anma toplantısı bugün ve yann yapılacak. Fa- kültenin kurul odasın- daki toplantmın açılış konuşmasını Rektör Prof. Dr. Kemal Alem- daroğlu ile Dekan Prof.Dr. MTamerTar- han yapacak. llkgünde, 'Toplum- sal Cinsiyet ve Kadın Yazarhğı Sorunsalr (Prof. Dr. Oya Batum Menteşe), 'Etkin Ama Neden: Guganuş ve b- yadaDestanlannda Ka- dm' (Prof.Dr. DflekDol- taş), 'Kadın Yazarian- nuzm Yapıdarmda Top- lumsal Cinsiyetin Aşıl- ması' (Erendiz Atasü) 'Romah Kadm Şair SuJ- pkiavçElegia'lannTop- lumsal İçeriği' (Doç. Dr. Bedia Demiriş), 'Wil- de Yüzyıh Başmda Ma- urice ve Toplunısal Cin- selliğin Tanunı' (Yrd. Doç. Dr. Murat Seçkin), 'Caryl Churchfll'in Top Girls. Owners ve Fen Oyunlannda Çağdaş Kadmın Bireysel Başa- n Savasunına Eleştirel Bir Bakış' (Dr. Mehmet Takkaç), 'GotikveFe- ministAnlatmm Buhış- ması' (Okutman Serpil Tunçer), 'Catallus'un ŞfirlerindeToplum, Ka- dm ve Aşk' (Doç. Dr. ÇiğdemDürüşken) baş- lıklı konular tartışıla- cak. İkinci günde ise' Ya- pıbozucuFeministEleş- tiri'(Yrd.Doç.Dr.Öz- denSözaian), 'Türkçe- de Yazun Eleştirisi Me- tinlerine Eleştirel bir Yaklaşun' (Dr. Canan ŞenözAyata), 'Kaos: Dişi, Düzen: Erkek(Dr. Sema Buhıtsuz). 'Düş- sel Çocuk Dünyalan Değil, Sosyo-PohtikYe- tişkin Crunleri: Tbp- lumsal Cinsiyet RoOe- riniÖğretmeAraa Ola- rak Masallar' (Araş. Gör. Şenay Kara) baş- lıklı ve çeviri konusun- da otu-rumlar gerçek- leşecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle