Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22. EKlM 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Diplomatlar: Son kararla, AGSP'de Türkiye'ye geri adım attınlmak isteniyor
AB'nin güvenlikmanevrasıAYHANŞİMŞEK
AINKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - AB liderlerinin,
Avrupa'nın geleceği
çalışmalanna Türkiye'nin
katılımını öngörmediklerini
açıklaması, Ankara'da,
Avrupa Güvenlik ve
Savunma Politikasrna
(AGSP) yönelik yeni bir
manevra olarak
değerlendirildi. Diplomatik
kaynaklar, Türkiye'ye AGSP
konusunda geri adım
attırmak isteyen AB'nin "aba
attmdan sopa gösterdiğT
degerlendirmesıni yaptılar.
AB liderleri, 19 Ekım'de
• Diplomatlara göre, Laeken Zirvesi'nde 'Avrupa Güvenlik ve Savunma
Politikası' konusunda sonuç almak isteyen AB liderleri son çıkışlanyla
Türkiye'yi koşullanndan vazgeçirmeyi hedefliyor.
Brüksel'de yaptıklan zirvede
AGSP konusunda
Ankara'nın ikna edilmesine
yönelik yeni biı baskı
sürecini başlattılar.
Türkiye'nın AB'nin geleceği
çalışmalanna katılımını
tartışmaya açan liderler, bu
konuda son kararlannı aralık
ayında düzenlenecek Laekan
Zirvesi'nde vereceklerini
açıkladılar.
Laekan Zırvesi, AGSP
çahşmalarının ele alınacağı
zirve olması nedenıyle büyük
önem taşıyor. AB liderleri, 11
Eylül saldınlannın ardından
daha da önem kazanan AGSP
konusunda bu zirvede sonuç
almak istiyor.
Diplomatlar, AB liderlerinin
Türkiye'yi diğer aday
ülkelerden ayn rutarak
aldıklan karann Ankara'ya,
"AGSP konusunda Kraruuzı
sürdürür, Uerlemeyi
engeDerseniz; biz de size
bakışmuzı yeniden
değerlenduiriz" uyansı
olduğunu kaydediyorlar.
AB'nin bumesajı,
Türkiye'nin diğer aday
ülkelerle eşit statüsünün
değişebileceği uyansını da
içeriyor.
Heyet geliyor
Edinilen bügilere göre,
AB'nin bu son uyanlannın
ardından îngiltere Dışışleri
Bakanlığı'ndan Peter
Ricketts başkanlığında bir
heyet, AGSP konusunda
uzlaşma aramak için bu hafta
Türkiye'ye gelececek.
AGSP'nin oluşum sürecinde
önemli rol oynayan îngiltere,
Ankara'ya geçen yıl sonunda
da üst düzey bir heyet
göndermiş ancak sonuç
alınamamıştı.
AB, 2003 yılına kadar 60 bin
kişilik bir acil müdahale gücü
oluşturmayı hedefliyor. Bu
gücün NATO'nun
olanaklannı da kullanmasını
öngören AB, birlik üyesi
olmayan NATO
müttefiklerinin ise sürece
kahlımlannı smırlı tutmaya
çahşıyor. Türkiye ise NATO
olanaklannın kullanılacağı
operasyonlann her aşamasına
katılım istiyor.
146 delegenin oyunu aldı
Soner TGS Genel
Başkanı seçildi
İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler
Sendikası (TGS) Genel Başkanlığı'na
gazetemiz yayın kurulu üyesi ve yazarlarından
Şükran Soner seçildi. TGS'nin dün
gerçekleştirilen 16. Dönem Olağan Genel
Kurulu Sonuç Bıldirgesi'nde, kıdem
tazminatlan ve ikramiyelerin kaldınlması ıle
ilgili girişimlere karşı tüm basın emekçilennin
TGS öncülüğünde gereken tepkiyi
gösterecekleri vurgulandı.
TGC Burhan Felek Konferans Salonu'nda
gerçekleştirilen genel kurulun ikinci gününde
seçimler yapıldı. Toplam 165 delegeden
146'suunoy
kullandığı seçim
sonucu genel
başkanlığa, tek aday
olan Şükran Soner
getirildi. Genel
sekreterliğe de.
delegelerden
101 'inin oyunu alan
Anadolu Ajansı
muhabiri Ercan
Sadık İpekçi
yeniden seçildi.
Genel sekreterliğe
aday olan Vedat
Çuhadar ise 43 oy
aldı. Hasan Ercan'ın genel mali sekreterliğe
getirildiği oylama sonucu, TGS'nin yeni
yönetim kurulu da Irfan Başçuhadar, Behzat
Erkoç, Celal Uğurlu, Nurcan Gökdemir ve
Mettem Fırath'dan oluştu. Denetleme
Kurulu'na Tuncay Yddınm, Esin Oztürk ve
HaHl tbrahim Üner, Disiplin Kuruluna da
Acar Şölen. Büknt Karatosun, Muhittin Doğan
ve Musa Gurbüz seçildi. Türk-Iş delegelığine
de Şükran Sonerj Ercan Sadık İpekçi, Hasan
Ercan ve AtiDa Ozsever getirildi. Genel kurul
sonuç bildirgesinde ise TGS, bazı gazetecilerin
Türkiye'nin sıcak savaşa sokulması için akıl
almaz bir propaganda faaliyeti gösterdiğıne
dikkat çekerek bu faaliyetleri "utanç verici"
olarak nitelendirdi ve kınadı.
• Genel Kurul
Sonuç
Bildirgesi'nde,
kıdem tazminatlan
ve ikramiyelerin
kaldınlması ile
ilgili girişimlere
karşı tüm basın
emekçilennin TGS
öncülüğünde
gereken tepkiyi
gösterecekleri
vurgulandı.
Mitiııg gi
HADEFli Siirt Belediye Başkanı \L
Setim Özalp'in oğlu Mesut Özalp'in
düğünü Kı/lar Tepesi'ndeki açıkhava
tiyatrosunda yaklaşık İS bin kişinin
katıhmıyla gerçekleştirildL HADEP
Genel Başkanı Murat Bozlak'ın da
katüdığı düğünde binlerce kişiye
yemek ikram edildi. Siirt Belediye
Başkanı M. Selim Özalp'in oğlu
Mesut Ozalp ile Derya Aksu'nun açık
hava tiyatrosundaki
düğünü HADEP miünglerini
ammsattı. tki gün süren düğüne
HADEP Genel Başkanı Murat
Bozlak ve eşi Seycan Bozlak ile
bölgedeki HADEP'Ii belediye
başkanlan katıldı. MahaUi giysikr
içindeki davetliler, iki gün Ud gece
boyunca kızlı erkekli halaylar çekti,
türküler söyledi. Belediye başkanlan
da halaylara kaükiı. Düğünde
binlerce kişiye mahalli kavurma ve
sac ekmeği ikram edildi. tkramın
ardından davetliler gelin ve damadın
önünde uzun takı kuynıklan
oluşturdu. (ALİ BlLGlLl)
Susurluk'ta karar haflasıANKARA (AA) - Yargıtay 8.
Ceza Dairesi, Susurluk'ta mey-
dana gelen trafik kazasından
sonra ortaya atılan iddialarla il-
gili yargılanan eski Özel Hare-
kât Dairesi Başkanvekili tbra-
him Şahin ile eski MİT görev-
lisi Korkut Eken'in 6'şar yıl,
eski özel harekâtçı polis me-
murlarının da aralanndabulun-
duğu 12 samğın da 4'er yıl ağır
hapis cezasına çarptınhnasına
ilişkin davada karannı 24 Ekim
Çarşamba günü açıklayacak.
Yargıtay Cumhuriyet Başsav-
cılığı'nca hazırlanan tebliğna-
mede, İstanbul 6 No'lu
DGM'nin verdiği karann usul ve
yasaya uygun olduğu belirtile-
rek onanması istenmişti. Yargı-
tay 8. Ceza Dairesi, sanıklar hak-
kuıda verilen mahkûmiyet kara-
nnı onarsa, sanıklann olağanüs-
tü kanun yolu olarak bilinen "ka-
rardüzeltmeT
' istemindebulun-
ma haklan var. Ancak bu iste-
min öncelikle Yargıtay Cumhu-
riyet Başsavcdığı'nca kabul edil-
mesi gerekiyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsav-
cıhğı'nın tebliğnamesinin bağ-
layıcılığı bulunmuyor. Tebliğ-
namenin aksine tstanbul 6 No'lu
DGM'nin verdiği mahkûmiyet
karan bozulursa, Başsavcılık,
bu karara doğrudan Ceza Ge-
nel Kurulu'nda itiraz edebili-
yor. Bu durumda son sözü ge-
nel kurul söyleyecek. Başsav-
cılık, 8. Ceza Dairesi'nin boz-
ma karanm yerinde görür ve iti-
raz etmezse, sanıklar îstanbul 6
No'lu DGM'de yeniden yargıla-
nacaklar.
Bakan Gürel:
AB, bu dar
bakıştan
kurtulmah
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Devlet Ba-
kanı ve hükümet sözcü-
sü Şükrü Sina Gürel,
AB'nin, Avrupa'nın ge-
leceği çahşmalannda
Türkiye'yi dışanda bı-
rakmak istemesine tepki
gösterdi.
Belçika Dışişleri Ba-
kanı Louis Michel'in bu
yöndeki açıklamalannı
eleştiren Gürel, "AB,
Türkiye'ye karşı böyle
dar bakışh, sığ değerlen-
dirmelerden artık vaz-
geçmeti" dedi.
CNN Türk'te yayım-
lanan Kafe Siyaset prog-
ramında gündeme ilişkin
sorulan yanıtlayan Dev-
let Bakanı Gürel, AB li-
derlerinin Avrupa'nın ge-
leceğinde Türkiye'yi di-
ğer aday ülkelerden ayn
tutan yaklaşımını da de-
ğerlendirdi.
AB üyeleri arasında
Türkiye konusunda fark-
h düşünenler bulundu-
ğunu ancak Birlik politi-
kalanna genelde "Tür-
kîye'ye gündelik çıkarla-
n açısmdan bakanlann"
yön verdiğini kaydeden
Gürel, "Belçika Dışişleri
Bakam'nınşu son açıkla-
malanna bakın, ne ka-
dar sığ değeriendirmekr.
AB'nin Türkiye'ye yöne-
Hkbutürdarbakışhyak-
laşımlan arûk değiştir-
mesi gerek Yok eğer bun-
lar değjşmeyecekse bunu
da bilelün, biz de ona gö-
re tutumumuzu belirle-
yelim" diye konuştu.
Gürel, Kıbns konusun-
daki son gelişmeleri de-
ğerlendirirken de AB 'nin
Kıbns konusunda attığı
yanlış adımlarla bugün
kendi kendisini köşeye
sıkıştırdığıru söyledi.
Gürel "Bunu ABiçeri-
sindeki baa ilgili taraflar
da kabul ediyorlar.Bizise
bu yanhş adımların be-
defiîıi başkasma ödetmek
ne kadar doğru, bunu so-
ruyoruz" dedi.
Jfc İJjRMg/AYDIN ENGtN aengin(a doruk.net.tr
Stptukenmezebenzeyen ve ar-
tık (An evet, artık!) kanıksadığımız
Afganistan bombardımanı haber-
lerinden fırsat bulup "o" haberi de
okuyabildiniz mi bilmiyorum...
Referanduma gidilecek mi, gi-
dilmeyecek mi? Yoksa saldınlara,
belden aşağıya tekme sallama nu-
maralannarağmen "Çankayayar-
gıcı" kaya gibi direnince, süklüm
püklüm, "Değiştirdiğimiz şu ana-
yasayı bir daha değiştirip şu re-
ferandum karabasanından kur-
tulsakmı; kurtulabtörmiyiz" hesap-
lannın içine dalan fikir, para ve il-
ke fukarası hükümetin geieceğini
tartışan haberlerin arasından "o"
haberi de fark edip okudunuz mu
bilmiyorum...
Siz de sarsıldınız mı bilmiyo-
rum...
Simitçiden söz ediyorum. Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi'nin önün-
deki Milli Egemenlik Parkı'nda
kendini asan 19 yaşındaki simit-
çiden söz ediyorum.
Çorum köylüklerinden kalkıp,
başkente göç edip, Ankara'nın
Akdere gecekondu semtinın Mut-
lu Mahallesi'ndeki yoksullukoca-
ğından her sabah gün doğma-
dan kalkıp bu ülkeyi esenliğe ka-
vuşturmak, yoksulluğu yenmek
Simitçinin Isyanı
üzere anayasal yükümlülük üst-
lenmiş Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi'nin brtişiğinde simit satan Tun-
cay Samalı'nın intiharından söz
ediyorum.
O güne kadar vartığını bilme-
dikleri, varlığını bilmeye gerek de
duymadıkları gecekondu evine
üşüşen habercilere bir akrabası
onu anlatmış:
- Bütün gün simit satardı. Sa-
bah 4.30'da kalkardı. Efendi ço-
cuktu. Ama biraz isyankârdı...
Efendi ama biraz ısyankâr!..
Isyanı onu eyleme sürüklemiş.
Eyiemi, kendini yok etmekten
ibaret.
• • •
Dramasanatının en zorlu dalı tra-
gedyadır.
Tragedya, insanların kaderleri-
ne, yazgılanna başkaldırmalannı ve
yenilmelerini anlatır.
Tragedyanın kahramanları he-
men her zaman soylu, varlıklı sı-
nıflardan çıkar. Krallar, prensler,
prensesler. Kral oğlu Orestes, kral
kızı Elektra, kral Oidipus. kral kı-
zı Iphigenie, kral kızı Kassand-
ra, prens Hamlet, kral Lear...
Akdere'nin Mutlu Mahalle-
si'nden mutsuz ve sıradan yurt-
taş, simrtçi Tuncay Samalı1
nin tra-
gedyasından söz edilebilir mi?
Edılır.
19 yaşında bir simrtçi yurttaş, An-
kara'nın herhangi bir yerinde de-
ğıl, Ulusal Egemenlik Parkı'nda
intiharettiyse...
O parkın bittiği yerde "ulusal
egemenliği" ulus adına ete kerrti-
ğe büründüren Türkiye Büyük Mil-
let Meclisi'nin görkemli binalan
yükseliyorsa...
19 yaşındaki simitçi, çamaşır
ipinin ucunda sallanmaya başla-
dığı dakikalarda TBMM, devletin
yoksullara yaptığı veyapacağı yar-
dımı konu edınen bir önergeyi gö-
rüşmekte ise...
19 yaşındaki simitçi, çıkanldığı
darağacında. ayağının altındaki
iskemleyi cellattan önce kendi de-
viren tragedya kahramanları gibi,
kendine darağacı seçtiğı ağacın al-
tına, kendi ekmekteknesıni,tek
"üretim aracı"n, simitçi tablasını
çekip, üstüne çıkıp kendi tekme-
lediyse...
Bu tragedyanın ta kendisidir.
Tragedyanın ustalan Sophok-
les'in, Euripides'ın. Shakespe-
are'in kıskanacağı kadar derin bir
tragedyadır...
Simitçi delikanlının «yleminde
Türkiye'nin tragedyası yansır...
• • *
Kişi ne zaman kendini yok eder?
Intihara dönüşen bir isyanı tetik-
leyen nedir? Kaderine başkaldıran
kimdir ve neden başkaldınsını sa-
dece kendini yok etmekle smırlı kı-
lar?
Yalın bir yanıt: Kuşaalmıştr ve
çaresizdir!..
Bazan bir hapishane hücresin-
deki çıldırtıcı yalrtılmışlığa. bırçok
yıllık "cezası"nı satt dört duvar ara-
sında tutularak değil. her gün iti-
lip kakılarak, dövülerek, aşağıla-
narak, onuru hoyratça zedelene-
rek geçirmeye zorianır ve başkal-
dınr.
Çıplak bedenıni namlu yapar;
canını mermı yapıp namluya sü-
rer. Günbegün erir ve ölür.
Bazan bir simıtçıdır. Her sabah
4.30'da kalkar. (En son ne zaman
4.30'da kalktnızve kaç kez4.30'da
kalktıne?). Sabahtan akşama "Ulu-
sal Egemenlik Parkı'nda simit sa-
tar ve akşama yine aç, yine yor-
gun, yine çaresiz, yine kavurucu
bir yoksullukla kuşatılmıştır. Mut-
lu Mahallesi'ndeki evine döner.
Ertesi salah 4.30'da...
Başkaldınr.
Çaresiz ve kuşatılmıştır.
Ulusal Egemenlik Parkı'nın bir
ağacına çamaşır ipini asar. Tek
üretim aracının, simitçi tablasının
üstüne çıkar, tabiayıtekme)er. Baş-
kaldınsını noktalar.
Ulusal Egemenlik Parkı'nda, ulu-
sal egemenliği temsil eden (öyle
deniyor) TBMM'nin hemen yanı
başında, ağaç dalındacansızsal-
lanan bir "insan haklan bayrağı'ra
dönüşür.
Büyük birtragedyanın küçücük
kahramanı olarak yaşamında ilk
kez ve son kez "haber" olur. Ya-
şamında ilk kez ve son kez varlı-
ğı farkedilir. Gazetednin biri biryan-
dan ağız dolusu küfürler savurur,
bir yandan onu yazar.
Sonratragedya biter. Perde iner.
"Biraz ısyankâr" simitçinin ölü-
mü, bu kadar serttragedyalardan
hoşlanmayan, ürken toplumsal
belleğin derinliklerinedoğru yolcu-
luğa çıkar.
Unutulur...
'Yenilikçi-gelenekçT bir
Taleban kavgası
Yer. Genel kurul salonuna açılan
Meclis kulisı. Sohbetin tarafları:
"Gelenekçı" SP Istanbul
Milletvekili Mukadder Başeğmez
ile "yenilikçi" AKP Gaziantep
Milletvekili Nurettin Aktaş. Konu:
Afganistan savaşı ve Taleban.
Aktaş: Amerika masum Afgan
halkına eziyet ediyor, bölgeye
emperyalist emelleıie girdi.
Başeğmez: Ne emperyalizmi
kardeşım? Gücü olan kendi hukuk
sistemını götürür. Aynca
Taleban'ın neresi doğru?
Aktaş: Hedef Taleban mı? Işi
Taleban mı yaptı?
Başeğmez: Taleban kendi halkına,
kendi kadınına eziyet ediyor.
Çağın gerisinde. Mürteci
bunlar kardeşım.
Aktaş: Mürteci lafını kullanırken
dikkat et. Seni de mürteci diye
iktidardan uzaklaştırdılar. Kabul
ediyor musun mürteci olduğunu?
Başeğmez: Bızim dönemimizde
ırticai görüntuler çıkmadı mı
ortaya? Sincan'da kadın
gazetecinin tokatlanması
gericilik değil midir?
Aktaş: Söylediklerine dikkat et.
Orada masum insanlar eziliyor.
Başeğmez: Etrafınızda
yaşananlan doğru algılayın. Sapla
samanı birbirinden ayırın.
Tartışma gerginleşerek ilerleyince
çevredeki partililer milletvekillerini
yatıştırarak kavgayı önlüyor. Ama
öne sürülen görüşler karşısında
hangi vekilin "yenilikçi" olduğunu
anlamak güçleşiyor. Kulisin
dumanlı havasında yalnızca, iki
mılletvekilinin de Mılli Görüş
kadrosundan 30 yıllık yol arkadaşı
olduğu gerçegi apaçık duruyor.
'Şair' Ecevit'ten barışa çağrı
Savaş çığırtkanlan sesini
yükseltirken, biz de "şair"
Bülent Ecevit'in barışı çağıran
bazı dizelerini köşemize
alıyoruz. Ecevit'in
"£/ ele bûyüttük sevgiyi"
adlı kitabındaki
"Gereksiz Destan"
başhklı şiiri şöyle:
iki er kişi çıktı meydana/biri
batıdandı biri doğudan/ biri
daha yamandı öbürü ondan da
yaman/ ikisinin de silahlıydı
beli/birinin daha hızlrydı eli/
öbürü ondan da hızlı/ ikisi de
karşılıklı yaylandı/ biri daha
erken davrandı/ öbürü ondan
da erkeıV önce biri vuruldu
öbürü ondan da önce/kim öldü
kim kaldı derken/ikisi de yenilip
ikisi de yenince/ ne dost kaldı
geriye ne düşman/ bir boş
meydanla sadece/ bir de
işte bu destan.
Aynı kitaptaki "Bir savaş ardı
destanı "nüan da bir bölüm
aktarıyoruz:
"ya sizler" dedi Mehmet/
dünyanın dört kıtasından/
mezariar dolusu eriere/ "hangi
rüzgâr savurdu sizlehl bu
bilmediğiniz yerlere"
•••
kimi Ingilizdi kimi Iskoç/ kimi
Fransızdı kimi Senegalli/kimt
Hintli kimi Nepalli/kimi
Avusturalya'dan Yeni
Zeianda'dan Anzak/ gemiler
dolusu asker/her biri niye
geldiğinden habersiz/
Gelibolu'nun oya gibi
koyianndan sızarak/
tırmanmışlardı dağa bayıra/
siper siper yara gibi yanlan
toprak/ mezar olmuştu savaş
ardından onlara/kiminin burada
YATTIĞI SANILIFV kiminin ADI
BİÜNSE DE MEZARI
BİLİNMEZ/ kiminin de mezar
taşında/on altı on yedi on sekiz
yaşında/EBEDl İSTİRAHATE
ÇEKİLDİĞI yazılı/Çanakkale
topraklarında.
"Şair" Ecevit'in dizelerini,
TBMM'den yurtdışına asker
göndermek için stnırsız yetki
alan "Başbakan" Ecevtt'e
anımsatmamak elde mi?
Vekilin maaş sıralamasında
gerileyen yeri
Anayasa paketi görüşmeleri
sırasındaki maaş arttırma
açgözlülüğüyle, "Dimyat'a pirince
giderken evdeki bulgurdan olan"
milletvekilleri, düzenlemede yer
alan "kıyak emeklilik" güvencesini
de kaybettiler. Kimse çıkıp açıkça
Çankaya'dan dönen
düzenlemeyi savunamasa da,
kulislerde birtakım listeler
dolaştırılarak dolaylı savunma
yapılıyor. Bu listeler,
milletvekillerinin maaş
sıralamasındaki yerini gösteriyor.
1993 yılı listesinde, milletvekili
maaşlan 6. sırada,
Genelkurmay Başkanı ise 13.
sırada. O dönemde 1 doların 8 bin
314 lira olduğunu anımsatarak bu
sıralamayı aktarıyoruz:
Reisicumhur Turgut Özal (55
milyon), TBMM Başkanı
Hüsamertin Cindoruk (37 milyon
334 bin), Başbakan Süleyman
Demirel (34 milyon 963 bin),
Başbakan Yardımcısı
Erdal Inönü (34 milyon 223 bin),
bakanlar (34 milyon 223 bin),
milletvekilleri (31 milyon 411 bin).
Dağıtılan ikinci liste, 1998 yılına ait.
Bu listede ilk sırada
Genelkurmay Başkanı yer alıyor.
Sıralamada daha sonra
Hava Kuvvetleri Komutanı,
Jandarma Genel Komutanı
ve kuvvet
komutanları geliyor.
Bu listeye göre; milletvekillerinin
maaş sıralamasındaki
yeri 36. sırada...
"Vekiller", 1993'ten
bu yana maaş sıralamasında 6.
sıradan 36. sıraya düşmüş. Ya
"millet" kaçıncı sıraya düştü?
Amerikan elçisi Akif'ten
okuyunca...
Dışişleri Komisyonu üyeleri,
Afganistan konusunda bilgi
vermek için TBMM'ye gelen
ABD'nin Ankara Büyükelçisi
Robert Pearson'la yaptıklan
toplantıdan etkilendi. Bunun
nedeni toplantıdan sonra
anlaşıldı. Soruları yanrttayan
Büyükelçi, bir ara konuşmasına
şöyle devam etti:
"Şimdi size Türkçe hitap etmek
ve bir örnek vermek istiyorum.
Bir Süleymaniye'yi yapmak için
bir Mimar Sinan ve bir
Kanuni Sultan Süleyman
gerekir. Ancak bir
Süleymaniye'yi yıkmak için bir
ırgat ve bir balyoz yeter."
Ikiz kulelerin ülkesi için anlamını
Süleymaniye'ye verilen önemle
karşılaştıran Büyükelçi, sıradan
bir söylem kullanmıyordu.
Seçtiği sözcükler
Mehmet Akif Ersoy'un "Iki
ırgatta iner şimdi
Süleymaniye/Ama gel
kaldtralım dedin mi, heyhat, o
zaman/ Bir Süleyman daha
lazım yeniden bir de Sinan"
dizelerine gönderme yapıyordu.
Amerikan elçisi, eleştirilerin
sertleşme olasılığına karşı
üyeleri etkileyecek damarı
keşfetmişti.
Türev Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş
ankcum@ttnet.net.tr