23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 2001 PAZARTESİ HABERLER Hiztullah'a 7tutuklama • GAZİANTEP (Cumhuriyet) - Gaziantep'te Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekıplerince gerçeldeştirilen operasyonlarda, HizbulJah'la bağlantılı olduklan belirlenen Mehmet T, Cuma S, Orhan A, Muhittin B. Mehmet Y, Sinan Y, Nihat P ile Abdullah G. gözaJtına alındılar. Mahkemeye çıkanlan sanıklardan yedisi tutuklanırken Abdullah G. serbest bırakıldı. Karaelmas-2' operasyonu • SOMA(AA)- Manisa'nın Soma ilçesindeki Soma Elektrik Anonim Şirketinde (SEAŞ) 5 ay önce gerçekleştirilen "Karaelmas Operasyonu "nun devamı olarak başlarılan ikinci operasyonda, gözaltına alınan ve îzmir DGM'ye sevk edilen 12 kişiden 1 l'i tutuklandı. Birkişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. SPıün gensorusu • ANKARA (Cumhumet Bürosu) - TBMM'nin bu haftakı gündeminde Medeni Yasa, hükümet hakkında verilen gensoru önergesi ve 2002 mali yılı bütçesi yer alıyor. Medeni Yasa'nın genel kurulda görüşülmesine başlanırken yann SP grubu tarafindan hükümet hakkında verilen gensoru önergesi görüşülecek. CfFden esnaf paneli • İstanbul Haber Servisi - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Farih llçe Başkanlığı tarafindan düzenlenen 1. Esnaf Sorunlan Paneli'nde, esnafin sorunlan dile getirilerek, "Esnafin önemi anlaşılarak esnaf bakanlığı kurulmalıdır. Esnafin ihtiyacı olan krediler için de Halk Bankası özerkleştirilmelidir" denildi. Perinçek: Tamm çökecek • İstanbul Haber Servisi-Işçi Partisi (ÎP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, hükümetin, köylülerin sorunlanna eğilmesi gerektiğini belirterek "Türkiye'nin tanm politikası çökecek ve açlıkla karşı karşıya kalacağız" dedi. Perinçek, Trakya ve Marmara bölgesinde kurulan 5 ayn Köy Önderleri Okulu'nda yaklaşık 250 köylünün eğitim gördüğunü anlatrı. Diyanet AJevillği araştracak • A1VKARA(AI\KA)- Diyanet Işleri Başkanhğı. "Türkiye'de Cemaat ve Tarikatlar" başlıklı bir araştırma yaptırarak Aleviliğin de dahil olduğu dinsel akımlan enine boyuna inceleyecek. Serdaroğhı'ndan yasa tekJîH • ANKARA (ANKA)- ANAP îzmir Milletvekili Rıfat Serdaroğlu, siyasi partilerde üst üste seçim kaybeden başansız genel başkanlann görevde kalmasına olanak veren sistemi ve milletvekillerinin seçiminde lider hegemonyasını sona erdirmek amacıyla hazırladığı iki ayn yasa teklifini TBMM Başkanlığı'na verdi. Kışlalı'yı özlemleandıkHaber Merkezi - Gazetemiz yazan, Prof. Ahmet Taner Kışlah, bombalı bir suikast sonucu öldürülüşünün 2. yılın- da yurt genelinde çeşitli etkinliklerle anüdı. Çayyolu'ndaki Ahmet Taner Kış- lalı Parkı'nda, Kışlah'nın anıt heykeli açıldı. Kışlah için ilk tören Karşıyaka Me- zarhğTndaki kabri başında yapıldı. Tö- rene, Kışlah'nın eşi Nflüfer Kışlah, ağa- beyi Mahmırt Kjşlah. yakınlan, ADD'li- ler ve CHP'lılerkatıldı. Kışlah öldürül- düğü zaman henüz 28 günlük olan bu- gün 2 yasındaki kızı Nilhan Nur Kışla- lı anma etkinliklerinin ilgi merkezi ol- du. Saygı duruşunun ardından eski Ana- yasa Mahkemesi Başkanı ve eski ADD Genel Başkanı YektaGüngörÖzden bir konuşma yaptı. Özden, cumhuriyet ve Atatürk düşmanlannın "serseri kurşun- laranıaçsızbombalaria" çekip aldüda- n Kışlah'nın, Türkiye'nin değerlerine en büyük ihanetin belgesi olduğunu söy- ledı. Kışlah'nın demokrasi, insan haklan ve hukukun üstünlügü gibi kavrarnlann sürükJeyicisi olduğunu belirten Özden, "Bizim yapacağunız şey, onun Ukekrini yaşatarak geleceğe koşmak" diye ko- nuştu. Kışlah'yı öldürenlerden hesap sorulması gereknğini \urgulayan Özden, "Hesap sorulmazsa. bu ölümler birer Server Tanilli: Gericilik dünyayı sarmış ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz yaza- n Prof. Dr. Server Taniffi, daha insancıl bir dünyanın yaratılmasında Kemaüzmin yerinin hep olacağını söy- ledi. Batıbirlik, Çağdaş Yaşa- mı Destekleme Derneği Ümitköy Şubesi ve Batı- kent Demokrat Kadınlar Demeği'nce, bombalı saldı- n sonucu yaşamını yitiren gazetemiz yazan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah anısı- na dün "Cumhuriyet, La- iklikve BagunsEhk* konu- lu panel düzenlendi. Pane- le kanlan Strasbourg Üniver- sitesi öğretim üyesi ve ga- zetemizyazan Prof. Dr. Ser- ver Tanilli, Kışlalf nın Ke- malist savunmayı, demok- rasi ve laik cmhuriyetin il- kelerinin ters düz edildiği bir dönemde başlattığını söyledi. Tanilli, "Laik ve de- mokratik cumhuriyet, fünı MüslümaD dünyanmkurtu- luşu için gerekİidir. Kema- Kzm aynızamanda, antiera- peryaiist,bağımsızvesosyal devlettenyanadır. KendösK- leaynıdönemdedoğan tüm diğer yönetim biçimlerinin yokobnasma karşın Türki- wCumhurrvietihâlâdimdik ayakta duruyor" dedi. 11 Eylül sonrası dünya gi- bi Türkiye'nin de bir yol ay- nmına geldiğini vurgula- yan Tanilli, "Dünyayısaran bir gericilik ağı var. Böyle bir ortamda, Türkiye tero- rizmlemücadekdeööcürol alabiür" dedi. • Yurt genelinde düzenlenen etkinliklerle anılan gazetemiz yazan Kışlalı için evinin önünde gerçekleştirilen tören sırasında, törene katılanlar bombanın patladığı ve Kışlah'nın öldürüldüğü yere kırmızı karanfiller bıraktılar. utançbelgesiolarakkabcakur.Hesapsor- mayanlar hiçbir zaman anılmayacak- ür" diye konuştu Kışlalı için ikinci tören Çayyolu En- gürü Sitesi'ndeki evinin önünde yapıl- dı. Törene katılanlar bombanın patladı - ğı ve Kışlah'nın öldürüldüğü yere kır- mızı karanfiller bıraktılar. Yekta Gün- gör Özden buradaki konuşmasında da "Buölümkrkbiziyohımuzdaflahkaya- caldarmı sanan şaşkmlar bUmetidûierid, bir Kışlah gider, bin Kışlah getir" diye konuştu. ODTU Atatürkçü Düşünce Topluluğu ve Uğur Mumcu Araştırma- cı Gazetecilik Vakfi'ndan (um:ag) ka- tılan gençler "UğurlarOlsun" türküsü- nü söylediler. Kışlalı 'nın eşi Nilüfer Kışlah, gaze- tecilerin, "Eşinizin ökiürülüşünün üze- rinden 2 yıl geçtL Nelerdefişti" sorusu- na, "Onun yokluğu (hşmda hayaümda hiçbir şey degişnıedi Hayaomız olağan şekilde devam ediyor. Diğer gefişmekri de biHyorsunuz" dedi. Içinin "gururve muthıluk dolu" olduğunu anlatan Ni- lüfer Kışlah. eşinin ölümünün kendile- rine acıyla güzellikleri yaşamayı öğ- retriğini söyledi. Evin önünde toplanan grup daha sonra sloganlar ve türküler eş- liğinde Kışlalı anıtının açılacağı parka doğru yürüyüşe geçti. Yenimahalle Be- lediye Başkanı Tuneav Alemdaroğlu, Ahmet Taner Kışlalı için artık "İçimiz- de yaşıjorsun" laflanyla yetinilmeme- si gerektiği vurgusunu yaparken "Artik tarafimıa koyacağız. Aydınlanmanın ya yanında olacağız, yakarşısnıda olacağB" diye konuştu. Aydınlara değer \erümeü Gazetemiz Ankara Temsilcisi Musta- fa Balbay da Ahnanya'da yaşadığı biranı- suıı anlatarak konuşmasına başladı. Al- manya'da çok ünlü bir yazann son ki- tabını rahatça tamamlayabilmesi için evinin bulunduğu sokağin trafığe kapa- tıldığmı öğrendiğini anlatan Balbay, "Bizde ise aydınlarunız öldürüldüğün- de ya da anma günlerinde evlerinhı önü trafiğe kapatdıyor. Aydınlanmızöldüğün- de değü, üretirken değer verilen bir iU- kcbirdevietistiyoruz" diye konuştu. Kış- Kışlalı'sız iki yıl Kışlalı, kaüedilişinin ikinci yıbnda ailesi, >akınlan. öğ- rencileri vesevenleri tarafindan etkinliklerİeaıuldı. Prof. Dr. Kışlah'nın eşi Nilüfer Kışlalı da gazetecilerin soru- lan üzerine eşinin ölümünün kendilerine acıyla güzel- likleri yaşamavL, mutiu ohnayı öğrettiğini söyledi. Aıııtı açıldı Bombalı bir suikast sonucu 2 >ıl önceöldürülen gazetemiz yazan Kışlah'nın anısına Venimahalle Beledhesi tarafin- dan >aponlan Çayyolu Kışlah Parkı'ndaki Kışlah'nın anıt heykeli de açüdı. Törene Kışlah'nın eşi Nilüfer Kışlah ve iki vaşındaki kızı Nilhan annesinin kuçağmda katıldL lah anıhnuı pek çok kişiye yanıt oldu- ğunu söyleyen Balbay, "Ahnıet Taner Kışlah'nm ilkelerini ıınutmayacağız. Her yaştan gençlerle bu bayrağı taşıyacağı- mıza söz veriyorum" diye konuştu. Sav: Geridekiler yılmaz CHP Genel Sekreten Önder Sav da Kışlah'yı öldürenlerin amaçlanna ula- şamadıklannı söyledi. Sav, "Onlanöl- dürenler geride kalanlan yıldıracakla- rmı sanryorlarsa aldamyorlar'' diye ko- nuştu. Kışlalı ve kendilerinden önce katledilen aydınlann cinayet davalan- nı izleyen bir avukat olarak, görünen- lerin sadece buzdağırun üzerindeki kıs- mı olduğuna dikkat çeken Sav, "Buzu- hın amnda sekizde yedisi yanyor. Tür- kiyeCumhurry eti de\1etinin görevi, Tür- kiyeCumhuriyeti'nhı yönetim organla- nnm görevi, o sekizde yediye ulaşmak vebunlann üstünü kapatnrmamamak- ür" dedi. ADD Mersin ve Adana şubelerinde de toplantılarla Kışlalı anıldı. Bu arada gazetemizin Güney IUeri Bürosu'na ge- len Cumhuriyet okurlan ve CUMOK üyeleri, anı defterine duygulannı döke- rek Kışlah'yı andılar. tstanbul'daki ünıversitelerde bulunan Atatürkçü Düşünce Kulüpleri Federas- yonu"ndan (ADKF) gençler de dün ga- zetemizi ziyaret ederek katliamı pro- testo etti. Ellerinde Kış- lah'nın resimleri ve ka- ranfillerle Cağaloğ- lu'ndan gazetemize yürü- yen üniversite öğrencile- ri, "Kışlah'yı yaşataca- ğız", "Atatürk gençliği görev başma". u BağımsE, laik, demokratik Türtd- ye" \ e "Kahrolsun şeri- at, aydmhk TürkKe" slo- ganlan attı. Gazetemiz bahçesinde Gençlik Marşı'nı söyle- yen ADKF üyeleri adına konuşan ADKF Başkanı AB Şahin, Kışlalı'nuı ha- yan boyunca bağımsız, la- ik ve demokratik bir Tür- kiye için kalemiyle ve fi- kirleriyle mücadele ettiği- ni belirttı. Şahın. "O, 50 yıkiır ülkembdn içinde bu- İunduğu karşı devrim sü- redninfarkmdaydL O, ba- zı 'aydınlanmız' gibi sü- reci aymazhkla izkmeyi hattabusûreçteoyararian- mayıseçmedL TiirkhaDa- nı vegençfiğiniyıDarca ay- dmlatn, bizferi Atatürk'ün ve devTimlerinin yoluna çağınh" dedi. Atatürkçü Düşünce Derneği Kışlalı anısına bh- panel düzenledi KeıııaKzıııiıı yiğît saYinıucusuydu İstanbul Haber Servisi - Kemalizmin, Anadolu aydınlanmasınm ve Cumhuriyet Devrimi'nin kararlı, yiğit savunucusu, gazetemiz yazan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah'nın savunduğu değerierin, emper- yalizmin ve küreselleşme yanlılannın çı- karlanyla çatıştığı vurgulanarak "Kema- hzm, pıayinm milletlereörnek ohnaya de- vam ettiği için,sistemin egemenleri açısuı- dan tehdit oluşturmayı sürdürmektedir" denildi. Kışlah anısına, Atatürkçü Düşünce Der- neği (ADD) İstanbul Merkez Şubesi'nce, Mecidiyeköy Külrür Merkezi'nde bir pa- nel düzenlendi. Nurşen Aslan ve Hakkı Çopuroğhı ikilisinüı dinletisiyle başla- yan, Şube Başkanı Bilge BUgiç tarafin- dan yönetilen panelde gazetemiz yazan Şfikran Soner, Kışlah'nın inanmış bir ay- dm olduğunu belirterek "Anlatüklan ve toplumla kurduğu olumlu ihşki nedeniy- le hedef oluyordu. Ülkemizde yeıieşmiş, kökleşmiş olduğuna inanüan Cumhuriyet ilkeleri, giiç odakları tarafindan hâlâ teh- dit olarak atgüamyor" dedi. İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve yazanmız Prof. Dr. Erol Manisah da Tür- kiye'de sorunlara "içeriden bakanlar" ve "dışandan bakanlar" olmak üzere iki grubun olduğunu, Kemalizmin, ulusal çı- karlan gözeten, dış dünyayla karşılıklı saygı ve eşitlik ilişkisine dayalı ilişki kur- mayı savunan yapısıyla, mazlum millet- ler için örnek ohiıayı sürdürdüğünü ifa- de etti. Yazanmız ÜmitZUeh* ise Türk ba- smnıda savaş çığmkanlığı yapanlann tü- münün, 90'h yıllann başında, Türk Silah- lı Kuvvetleri'nin terör örgütü PKK ile mücadele ettiği dönemlerde, u siyasal çö- züm" ve "barış"tan yana olduklannı anımsatan Zileli, Atatürk'ün kurduğu modelin, 11 Eylül saldınsından sonra ye- niden keşfedihneye başlandığnıın altmı çizdi. Strateji ve uluslararası ilişkiler uzma- m Dr. Erol Mütercimler ise "Cumhuri- yet kurulduğunda tehdit kaynaklan ney- se, 2001 yıhnda da tehdit kaynaklan ay- nıdır" diyerek günümüzde teronzmın ge- lişmiş teknoloji kullandığmı ve şekil de- ğiştirdiğini anlattı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Gaziantep'e bir buçuk yıl ön- ce gittiğimizde Zeugma'yı kur- tarma kazıları ve sular altında kalan tarih, tüm dünyanın ilgi- sini çekiyordu. Şimdi orada gördüğümüz pek çok şey su- lar altında. Baraj suları Zeug- ma'nın liman mahallesini bas- madan orada bulunan birçok mozaik alelacele sökülerek Ga- ziantep müzesine taşınmıştı. Müze, bu mozaikleri koruma- ya ve onarmaya yetecek ola- naklara sahip olmadığı için üst üste yığılmış mozaik parçala- rı umutsuz bir görünüm veri- yordu. Gaziantep, Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Cumhuriyet Kitap Şenliği için gittiğimde ilk merak ettiğim şey, müzenin kapısının önüne üst üste yığılıp bırakılmış bu mozaiklerin kaderi oldu. • • • Müzenin arkeologlarından Mehmet Önal, bu isteğimizi öğrenince bizi memnun ede- cek şeyler söyledi ve çalışma- lan izlememiz için davet etti. Bu kez bir yıl öncesiyle karşılaştı- rılamayacak, umutlu bir man- zara vardı. Hevvlert Packard firmasının sağladığı 10 milyon dolarlık yardım, semeresini ver- Zeugma Mozaikleri Onanlıyor mişti. Dünyanın en iyi mozaik restoratörieri kabul edilen Ital- yanlar bir ekiple gelmiş ve he- yecan içinde, çıkarılan parça- lann onanmını yapıyorlardı. Türk restoratörierinin de des- teğiyle güzel sonuçlar ortaya çıkmaya başlamıştı. Mozaikler en son tekniklerle büyük tab- lolara dönüşüyordu. Ortaya çı- kan her şey heyecan vericiy- di. Çalışmalarsürüyordu. Gazianteplilerin anlattığına göre; Zeugma ile dünya med- yasında çıkan haber ve yo- rumlar Gaziantep'e çok yoğun yabancı turist gelmesini sağ- lamıştı. Ancak bütün mozaik- lerin Zeugma'dan sökülüp ge- tirilmiş olması ve o bölgede görülecek birşeyin kalmama- sı turistlerde hayal kırıklığı ya- ratmıştı. Belki bu mozaiklerin bir kısmının orada teşhir edi- lecegi bir yol bulunabilirdi. En azından bir geçici teşhir salo- nu, kazılann yapıldığı yere ku- rulabilirdi. • • • Gaziantep'in yaşamımda ay- n bir yeri olduğunu, daha ön- ce yazmıştım. 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra, 11 Temmuz 1971 günü Ibrahim Kaypakkaya ile Emırgân çay bahçesinde otururken yaka- lanmıştım. O gün Kaypakkaya ile son kez görüşmüşüz. Emir- gân çay bahçesinin olduğu ye- re gittim. Hemen yanı başında Kızılay binası vardı. Çay bah- çesinin yeri açık park olmuş- tu. Kızılay binasının da yerin- de yeller esiyordu. Gaziantep Beledıyesi, Ce- lal Doğan'ın yönetiminde çok başarılı projeler gerçekleştir- mişti. özellikle şehri ikiye bö- len AJIeben Deresi'nin ıslahıy- la şehrin orta yeri büyük bir parka dönüşmüştü. Yürüyüş parkları, sporalanları kilomet- relerce uzayıp giden bu yeşıl kuşak içinde yer alıyordu. Türkiye'nin hemen tüm kent- lerini biliyorum. Bu kentlerde- ki değişimi de izliyorum. Ga- ziantep, benim gördüğüm, be- lediyecilik açısından en başa- rılı kent örneklerinden birisi. Tarihi dokuyu korurken şehrin altyapı sorunlan da adım adım çözülmekte. Tarihi Şire Hanı'nı gezdim. Orada da bir resto- rasyon çalışması yapılıyor. Ce- lal Doğan'ı gördüğümde o bi- nayı eski esnaf dokusuyla ko- rumasının daha güzel olacağı- nı söyleyeceğim. Fıstıkçılar, cevizciler, kekik, baharat satan esnaf o binaya çok yakışıyor- du. •*• Celal Doğan'ın Gaziantep'e kazandırdığı BurçOrmanı'nda- ki hayvanat bahçesi çok ilgi çekici. Hayvanat bahçesinin müdürü 1968'li arkadaşım Sezgin Yurtseven, büyük bir gayretle ortaya çıkardıklan bu bahçeyi, mutluluk içinde gez- dirip anlattı. 700 dönümlük bir alana yayılan hayvanat bah- çesinde hayvanlar kendi doğal ortamları içinde yaşıyorlardı. Büyükada'da kanadı kırık sü- rüsünü kaybetmiş 6 leylek var- dı. Sürüleri gitmiş, onlar mah- sun mahsun kalmışlardı. Büyü- kada'nın balıkçıları, leyleklerin kışı geçiremeyeceginden en- dişe ediyorlardı. Sezgin, onla- ra Gaziantep Hayvanat Bahçe- si'nde bakabileceklerinı söyle- di. Gaziantep'ten Adana'ya geçtim. Adana'da "Mühendis- likHaftası" kapsamındaAda- na Elektrik Mühendisleri Oda- sı'nın düzenlediği etkinliğe ka- tıldım. 11 Eylül saldırısının ar- dından değişen dünyayı mü- hendislerle tartıştık. Özellikle küreselleşmenin ulaştığı bo- yutlar ve bu gelişme karşısın- da solun nasıl bir tutum alma- sı gerektiği konusunda çok çe- şitli düşünceler ortaya çıktı. Her iki kenti de kriz çok et- kilemişti. Gaziantep'te sana- yinin yüzde 30 kapasite ile ça- lıştığı söylendi. Adana'nın du- rumu da farklı değildi. Her iki kentin aydınlan da solun gele- ceğinden endişeliydiler. Erdal Inönü ve arkadaşlarının kura- cağı partiye ilişkin sorular sor- dular. Gaziantep ve Adana, iki önemli sanayi kentimizdi. Bu kentlerimiz aynı zamanda Tür- kıye'deki değişimin de ilk işa- retlerini verirdi. Tayyip Erdo- ğan'ın partisinin sağda etkili olduğu söylendi. Solda ise Er- dal Inönü önemli bir beklenti ya- ratmış durumda. 2OOO9 Lt YILLARDA ERDAL ATABEK Barış Şimdi ve Her Yerde... Annem yaman bir strateji uzmanıymış da kendisi- nin de bizim de haberimiz yokmuş. İkinci Dünya Sa- vaşı sonrasında devletler arası uzlaşmazlıklar arttığı zaman kafası kızar, göruşmelerin uzamasınatepkı gös- terirdi: "Konuşup duruyorlar" derdi, "Bunlaria uğraş- mayacaksın, vereceksin bombayı kafalanna, basa- caksın bombayı her yerlerıne, bakalım çıkaracak seslerikalacakmı?" Ben de anneme bakar, şaşar ka- lırdım. Hep çözüm arayan, çoğu zaman sağduyulu, kafası kızınca da aklına koyduğunu kararlılıkla yapan annemin, böyle bir şiddetı nasıl önerdiğini anlama- ya çalışırdım. Meğerse annem büyük bir savaş uz- manıymış da biz farkına varamamışız. Şimdi Amerika'nın yaptığı tam da bu. Veriyor bom- bayı Afganistan'a, uçanı kaçanı bombalıyor, bütün dün- yaya da haklılığını kabul ettırmeye çalıştyor. Ingiliz Baş- bakanı Tony Biair de esas oğlanın delisı rolünde. Kov- boy filmlennı ızlediğımizzamanlannjargonu bu. Film- dekı kovboy, "esas oğlan", yanında sağa sola onun adına koşturup duran da "delisi". Bush da tam kel- le avcısı kovboy. Aradıklan da 11 Eylül olayları nede- niyle suçladıklan Usame bin Ladin. Usame bin Ladin bulunduğu yerden bu olup bi- tenlere bakıp ne düşünüyordur bilinmez, ama şim- diden "bütün Islam ülkelerinin tartışılmaz l/deri" ko- numuna geldıği kesın. Onun "tartışılmaz lider" ko- numuna getmesı ise ılımlı tutum yandaşlannın konum- lannı kaybedip "şiddete dayalı köktendinciliğin" ege- men duruma gelmesı demek. Bu da toplumda Islam çoğunluğu olan bütün ülkeler için çok krıtık bir du- rum. Türkiye'nin de içinde bulunduğu bütün ülkeler, gün geçtıkçe bu esıntıyi çeşıtlı derecelerde hıssede- cekler, bunun artık soğuk bir rüzgâr mı, fırtına mı, ka- sırga mı olduğunu ülkelerin özgün koşullan belirle- yecek. Savaşın dehşet vericı psikolojisi gün geçtikçe yay- gınlaşıyor. Biyolojik savaşın ilk işaretleri ortalığı ka- nştırmaya yetti. Şarbon mikrobu kendısinden çok daha hızlı biçimde korkusunu dünyaya yayıyor. In- sanlar artık mektup zarflarını açmaya korkuyorlar. Uçağa binme korkusuna şimdilik bu eklendı. Daha nelerin bu korkulara ekleneceği bilinmez, ama bu ış- lerin meraklılan da hesaba katılırsa uzunca bir "kor- kulacak şeyler" listesine sahip olunacağı açıktır. Bütün bunlar için ne yapılıyor? Yaşanan bunca dehşetin göze alınmasının nedeni nedir ve bu bedel kimler tarafindan ödenmektedir? Bütün bunlann sorumlusu, "dünyayıpaylaşmaya- nşınagirişen gözü kara çokulusluşirketler"dir. Bu şır- ketler devletlerden de güçlüdür, tek amaçları daha çok kâr etmektir, bu yanşta bütün silahlan kullanmak- ta kendilerinı özgür sayarlar ve bunları koruyan dev- letlerin asıl görevi de bu şırketleri desteklemek ve on- lara meşru gerekçeler hazırlamaktır. Bu ülkelerin başında Amerika vardır ve G-7 ülke- lerı de onun yanında sistemin destekleyicileridir. Bü- tün dünya kaynaklan bu şırketler tarafindan kullanıl- mak istenmektedir, dünya kaynaklan yağmalanmak- ta, tükenmektedir, dünyanın geri kalanlarında yaşa- yanlar da açlığa, sefalete terk edilmektedir. Olay, en sade anlatımıyla budur. Birkaç kaynak kitap adı vermek gerekirse, İmpa- ratorluk", yazarlan M. Hardt-A. Negri, Aynntı Yayın- lan; "Postmodem Savaş", yazan Chris Habley Gray, Alfa Yayınları; "Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyüle- mek", yazarı George Ritzer, Aynntı Yayınları; bu olaylann gelışımini açıklamaktadırtar. Server Tanilli'nin bütün kitapları da bu gelişimin tutanaklan değerindedir. Dünyanın geri bıraktınlmış ülkeleri de ya bu oyu- nun bir parçası olacaklar ya da düşman sayılacak- lardır. Dünyanın yeni imparatoru Amerika'nın tek ku- tuplu dunyadaki yeni stratejisi budur: "Ya benim ya- nımdasın ya da benim düşmanımsın". Bunca dehşetin bedelıni de bu oyunun bir parça- sı olamayanlar ödüyor. Bedel, onlara ödetilmek iste- niyor. Oyun çok açıktır. Geri bıraktırılmış ülkelerin sı- nıfsal yapısı içinde de bu oyunun ortaklan olarak "ka- zanan azınlık" ile sömürünün hedefi olan "kaybeden çoğunluk" arasındaki çelişki büyümektedir. "Kaza- nan azınlık" içinde de kaybedenler çoğaldıkça onlar da "kaybeden çoğunluk" gibi konuşmaktadır. Bu oyunun ortağı olmaya çalışan kurumlar (sıya- sal partiler vb.) gün geçtikçe güven kaybetmekte, po- litika halkın gözünden düşmekte ama yükselen gü- ven trafiği de ya kişilere ya da politika dışı kurumla- ra (silahlı kuvvetler gibi) kaymaktadır. Çokuluslu şirketlerin arkasındaki devletlerin orga- nize güçlerine karşılık, geri bıraktınlmış ülkelerin "fa- kiherin atomu" olarak nitelenen biyolojik ve kimya- sal silahlan kullanma olasılığı, dehşet çatşmasının bo- yutlannı çok genişletmektedir. Onun için de "banş" şimdi ve her yerde. Banş, insanlığın son şansıdır. Belki de bir daha banş şansı bile olmayacaktır. Korku ve dehşet, yerküreyi sardıktan sonra ban- şın zamanı da, belki taraflan da kalmayacaktır. Daha da geç kalmadan bütün çabalar banş için ol- malıdır. Belki de "son çağn". e-mail: erdalatak <• superonline.com Faks:0212-5139098 2 er yaralandı Ovacık'ta askeri araca saldırı ELAZIĞ(Cumhuri- yet) - Tunceli'nin Ova- cık îlçesi Cumhuriyet Savcısı FTkretSümİMİl'e eskortluk yapan askeri araca TtKJCO militan- lannca uzun namlulu sılahlarla ateş açıldı. Olayda 2 er yaralanır- ken Sümbül yara alma- dan kurtuldu. Fikret Sümbül, dün yeni göreve başlayan Hozat Savcısı Musa Eriş'i ziyaret etti. Ova- cık'a dönerken Ovacık- Hozatkarayolunun 10. kilometresinde Ehna- pınar köyü yakınlann- da dün saat 15.15 sıra- lannda, Sümbül'ün ara- cına eskortluk yapan Drogan tipi askeri ara- ca uzun namlulu silah- larla TÖCKO örgütün- den olduklan öne sü- rülen militanlarca ateş açıldı. Bunun üzerine araç- tan inen jandarma er- leri ile militanlar ara- sında çıkan çatışmada 2 eryaralandı. Sümbül'ün yara almadan kurtuldu- ğu olayın ardından gü- venlikgüçleri, bölgede geniş çaplı operasyon başlattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle