25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•32. EKİM 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15 [ Okuyanus yayınları'ndan çıktı Aklın derinliklerine inen' İç Bahçe' Kültür Senisi - "Aşkamın şiddetinden koptu gönlün frau / Doktor beni sanıyor hâlâ şizofreni / Üsküdar taburaıluk hasretryie derinden / Kalbimi boplaüyor hastanenin treni" diye yazan şair Recep, vak'a takdimlenne çıka çıkca hastalığuıı ezberlemiş olan Parkinson Safih, ölea hastalan ild atlı bir arabayla Silivrikapı'daki mezarhga taşıyan Paranoid Mehmet AB Sultan, asistan tezlerini daktilo eden ve ödül olarak kaıcakta maçlara götürülen kas hastası MhopatüiÇampurVlehınet... Tezlerin resimlerini çini mürekkibi üe çızen Ressanı Sdahattin, hastane bahçesındekı Düşünen Adam ve Mazfaar Osman heykellerini yapmış olan ressam ve heykeltıraş Kemal Künnat, doktorlann geliş-gidiş saatlerini ve seminerlen kontrol eden Hüseyin, Neyzen Tevfik, Flkret Mualla ve onlaıa yokmuş gibi davrananlara 'biz de vanz' diye bağıran daha binlerce akıl hastası... Doç. Dr. Betül VaJçıner ve Dr. Lütfii Hanoğiu tarafîndan hazırlanan 'tç Bahçe' adlı kitap, Okuyan us Yayınlan'ndan çıktı. îç Bahçe, Osmanlı Imparatorluğu döneminden başlayarak Bakırköy Akıl Hastanesi dönenainin de dahil olduğu bir süreçte, Türkiye'de akal hastalannın ve onlarla ilgilenenJeri konu ediyor. Kitap, gazetelerde birinci sayfadan yayunlanan "Dikkat! Tımarhaneden azıh ve tehliketi bir deH kaçü, aranuzda dolaşi} or_* haberlerüıden "Izinsiz aynlan bir nıh hastası tekrar akıl hastanesine vaünldı" haberlerine dek, akıl hastalannın kaderini değiştiren bir avuç insanın ve yerleşik inanışlara karşı verdikleri savaşın; yaşadıklan yeri, kendi başlanna 'yaşanacak' hale getiren akıl hastalannın ve yaşamını onlara adayanlann öyküsü... thony Hopkins ve Scott Hic Sırlarla dolu bir adamKûltür Servisi - Sir unvanlı lngiliz oyuncu Anmony Hopkins'ın, Amerika'da önümüzdeki aylarda vizyona girmesi planlanan yeni filmi, 'Hearts in Adantis' adıru taşıyor. Stephen King'ın aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan filmin yönetmenliğini Scott Hicks yapıyor. Filmde orta yaşlı bir fotoğrafçı olan Bobby GarfieJd'ın öyküsü anlatılıyor. Garfield'ın, 11 yaşındayken ölmüş çocukJuk arkadaşının bir gün kapısuıı çalması ve onu geçmişe 1960 yılının yazına, büyüdüğü kasabaya götürmesiyle başlayan olaylar, kasabaya gelen gizemlerle dolu bir yabancıyla tanışmasıyla gelişiyor. Hopkins'ın canlandırdığı Ted isimli bu adam, yetim olan Bob'un yaşamında önemli bir rol oynayacak ve geçmişindeki yolculuk Bobby'ye unuttuğu anılan tekrar hatırlatırken yıllarca gizli kalmış bir sırnn da gün ışığına çıkmasını sağlayacaktır.'Kuzulann Sessizliği'ndekı şeytani 'Hannibal Lecter' karakteriyle beğenilen îngiliz oyuncu Sir Anthony Hopkins ve tüm film ekibi, filmi Amerika'da 11 Eylül'de düzenlenen terörist saldınlarda yaşamını yitiren insanlara ithaf etmiş. Üç yıldır devam ediyor Yerel Tarih Gruplan Projesi Küttür Servisi - Tanh VakrVnın 1999 yılından beri yürütmekte olduğu Yerel Tarih Gruplan Projesi'nin amacı Türkiye'nin günyüzüne çıkmayan bölgelerini yeniden topluma kazandırmak. Tarih Vakfı, Rockefeller Vakfı'ndan sağlanan destekle yürüyen bu projede koordinasyon ağırlıklı bir görev üstleniyor. Üç yıldır devam eden projede, 11 kentteki yerel tarih grubuyla koordinasyon halinde çalışmalar yürürülüyor. Ankara, Antakya, Çanakkale, Gaziantep, Kayseri, Kırklareli, Kilis, Konya, Mardin, Mersin ve Ünye yerel tarih gruplanndan bir bölümü bu proje sürecinde bir grup kimliği kazanırken bir bölümü o kentte farklı alanlarda çalışan sivil girişimler olarak yerel tarih gruplanrun iletişim ağına katıldı. Antakya Yerel Tarih Grubu tarafîndan 25 Ekim'de Antakya'da 'Asi Kıyısından Bir Hoş Sada- Antakya'run Sosyal Yaşamında Buluşma Mekânlan' adlı sergi açılacak. Sergide Anadolu'nun eski yerleşim merkezlerinden biri olan Antakya'nın 1920'lerden günümüze değişimi ve kentin sosyal yaşamındaki buluşma yerlerini içeriyor. Mersin grubu ise 12 Kasım'da 'Dekovilin Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola' sergisi açılacak. Uray Caddesi'nin son 100 yıllık gelişimini araştıran grup, bu sergi aracılığıyla araştırmanın sonuçlannı Mersinlilerle paylaşmayı amaçhyor. Liz Behmoaras, Mazhar Osman'm ölümünün 50. yılında bilinmeyen yönlerine ışık tutuyor Tek adam,iktidar,babaGAMZE AKDEMİR "Bu adam tam Mazhar Osman'hk". -Gidip bir Mazhar Osman'a görünsene!". u En iyisi bunu Mazhar Osman'a yaörmah!''... Halkın dilinde çeşitli espirilere, hikâyelere, de- yimlere, fıkralara konu olan adeta Marko Paşa ya da Nasretrin Hoca gıbi efsaneleşen Ordinaryüs Profesör Mazhar Osman Uzman'uı yaşamı bir ki- taba konu oldu. Remzi Kitabevi'nden çıkan 'Maz- har Osman - Kapah KJutudaki Fırtma' adlı bu kı- tabın yazan ise Liz Bebmoaras. Behmoaras, iki yıllık bir çalışma sonucunda yaz- dığı kitabuıı romanlaştınlmış bir biyografi olarak nitelendiriyor. Kitabında, nıh ve sinir hastalıklan konusunda yaptığı çahşmalarla bir döneme imza- sını atan Mazhar Osman ın, ölümünün 50. yılında özellikle bilinmeyen yönlerine ışık tutuyor. Kitapta Mazhar Osman'ın çocukluğu, gençliği, Osmanirdan Cumhuriyet'e geçişte yaşadıgı kişi- sel ve mesleki gelgitleri anlatılıyor. Aynca özel yaşamı, Padişah döneminin "Defiler iyi olamaz" yargılannı zaman içinde yaptığı reformlarla yıkı- şı ve son yıllan aynntılanyla ele alınıyor. Behmoaras önceleri kahramanını sadece resmi bazı dokümanlarla tanımak durumunda kalmış. Yazar, bunun başlarda oldukça sıkıcı ve zorlu bir yolculuk olduğunu söylüyor. 'Yaşamını çokfirtmahbuldum' a Mesleğinin yanı sıra yazryla arası çokiyi olan bir insandı. 30 yd boyunca çıkardığı Istanbul Seriri- yatı' adh bir bpdergisinde başmaJtaleyi künseye bı- rakmanuştL Oradaki makatelerde resmi bir dille, sadece übbi konulara değil sosyal konulara, Cum- huriyet sonrası sosyal reformlara değinmiş, kavga etmiş, polemikler başlaüp cevaplar vermiş bir Idşi- Mkti. Bu resmidilde kendisini çok ortaya koymayan, daha biBmsel ve düşünsel bir şekilde karşıma çık- üğı için önceleri çok sdaldun ve okurun da sıkıla- fjşğmrtan çekindinı fakat-" Fakat Behmoaras'ın, Mazhar Osman'ın çocuk- lanyla tanışması; kahramanının iç dünyasına yol- culuk etmesini ve yazmaya daha da heveslenme- sini getirir. Hatta bu dünyayı oldukça nrtınalı bul- masını da... " Yaşamını çok firtmah buldum. Bura- dan da kitabımın altbaşhğı çıkü: Kapalı Kutudaki Fırtına. A\nca yaşanu, tarihi birtakmı önemli dö- nemlere de denk geli>ordu. Meşrutiyet'in ilanmı, Balkan Savaşı'nı, 1. Dünya Savaşı'm göniyor, tutu- munun biraz tarüşma götürür türden olduğu Kur- tuhış Savaşı'na seyirci kahyor ve Cumhuriyet'in ilk K. itapta Mazhar Osman'ın çocukluğu, gençliği, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişte yaşadıgı kişisel ve mesleki gelgitleri anlatılıyor. Aynca, özel yaşamı, padişah döneminin "Deliler iyi olamaz" yargılarım zaman içinde yaptığı reformlarla yıkışı ve son yıllan aynntılanyla ele alınıyor. yıllarmın heyecanını. reformlanm yaşıyordu. Bun- İar, yaşamını bir yazar olarak bence zenginleştiren ve beni tarihi bir çerçevede onu tanımaya heveskn- diren Doktalanu." Behmoaras, kitapta Mazhar Osman'ın anne ve babası. Nedime, Raşit Tahsin. 'Çerçöp Sami' gibi profesyonel kımliğinin gelişmesinde olumlu, olumsuz etkileri olan karakterleri de aynntılı bir şekilde ele almış. Yazar, Mazhar Osman ile ilgili yorum yapmaktan özellikle kaçmarak sosyolojik ya da psikolojik açıdan yorumu okura bıraktığını söylüyor. "Münıkün olduğunca a>nnö sağlamaya çahşom ki o aynnülardan yola çıkarak okurlar bir şeyler çıkarabilsin. Anne, çok baskıcL Dayak hikâ- yesi çok enteresan. O iüşkrvi biraz hastahkh bulu- yorum. Beffi ki kadınlaria ilişkisinj çok oiumsuz et- kilemiş. Baba ise onun antimodelL Bunu çocukla- nna da söyKiyor sanki hayatta bütün amacı baba- sı gibi ohnamak. 'Medine' karakteriniçocuklanndanduydumve bir özgüıiük kuilanarak biraz da ben yarattım. MazharOsmanyaşammıtanıamen'başarma', de- ğiştirme', 'oluşfurma' hırsryla öbba adamış bir in- san. İşi dışındaki her şey ikuıci planda. Tam bir ü- der. Bu kültüıiü kadını çok sevdL her şeyi onda öğ- rendL Bir aile düzenini, paylaşınn, bir sos>aJ çesre- yi.. Ve bu ilişki tuzla buz olunca da bilerek hiçbir şey paylaşmak istemediği bir kadmla, ikinci eşi Sa- adet ile evkndL 'Raşit Tahsin'e geünce, birfikteortakbiryeresıg- mıyorlar. Sanki hayaü bovunca güçlenmek için, kendisinden güçlü biriyfe, bu hükümet olsun, dev- let olsun, bir hoca olsun caöşma ihtiyacı duymuş. Bir çaûşma yoksa bile o ortamı özellikle yaratoğı- nı düşünüyorum. Tahsin ile olan mücadeieden san- ki güç abyor.' Çerçöp Samı'yie ifişkilerine bakar- sak, biri şeytan biri melek. Mazhar Osman'ın için- de deyüzeye çıkarmadığı, baskı aiünda ruttuğu bir 'Çerçöp Sami' var." 'O, Mazhar Osman olduktan sonra durdıT Yazar, Mazhar Osman'ın tepkileri, yargılan, çe- lişkileri hatta sancılanyla Osmanlı'dan Cumhuri- yet'e geçen bir erkeği simgelediğini söylüyor. Ve tüm bunlann aile yaşamı, özellikle kadın sözko- nusu olduğunda kronik bir hal aldığının da altuıı çiziyor. Behmoaras, onun özellikle kadını hep ka- lıplara sokmaya çalışmasınnı v e kadın o kalıba uy- madıgmda bocalayıp sırasında şiddete de başvu- rabihnesinin de dönemın erkek profilini çizmesi açısından önemli bir örnek olduğu görüşünde. Behmoaras'ın, Mazhar Osman'ın kişiliğinde gi- derek vücut bulan 'tek adam'. 'iktidar', 'baba' kimliklenyle bir anlamda 'devietçiHğP sımgeleme- si de kitabın dikkat çekici bir başka özelliği. "Özel- likle Bakırköy'de başhekinüigi sırasmda tam bir babagibL 'Evladnn ben seni çok sevdim, sana bir rapor verirım, seni kollanm, kayınnm da' tara paternaJist bir âstem oturtuyororada. Egosu da çok kabank. Tam bir baba, tek adam oluyor. İlk yola çıkoğmda ise insanlara yardım etme, reformlar yapma, düzehme istekleri gibi şeyler öncelikbydi. Daha sonra kitabın temposu değişiyor. tşte o nok- tada şimdiki zamanı kullanmaya ve birtakun bö- lümfcre zoom yapmaya başladım. Bununla bir tür durağanhğı göstermek istedinı. Çünkü o, Mazhar Osmanolduktan sonra durdu. Arok kendineyeten birüniformaya bürünmüştü. GörkemB bir general gibi dolaşryor, arük getirikri. biriktirdikkrini yaş>- yor, tadını çıkarmaya çahşryordu." Yazann bir sonraki projesi ise yine biyografik te- melli bir kitap ohnakla birlikte tek bir kişiyi değil bir yalı öyküsünü ya da bir ailenin yaşamını konu alacak. Cohen'in suskunluğu sona erdi 10 PARÇALIK ALBÜM - Usta müzisyen Leonard Cohen '10 New Songs" adh yeni albümünde Sharon Robinson ile biıükte çahşrmş. ENGİNAŞKIN ABD 'de California 'daki bir Budist ma- nastınnda yaşamakta olan Montrealli ozan, romancı ve şarkıcı Leonard Co- hen, "10New Songs" adlı ÇD/plağmı Los Angeles'ta sundu. Yeni albümünde yer alan 10 şarkınrn yazımında, Amerikalı kadm şarkıcı Sha- ron Robinson a eşlik eden Cohen, ken- disi gibi Budizmi benimseyen Amerika- lı şarkıcıyla arkadaşlık kurdu. 66 yaşın- daîd sanatçının son 25 yıldır, birçok ya- pıtmda birlikte şarkı söylediği Sharon Robinson, ünlü bir yapuncı ve enstrü- mantalist olarak da biliniyor. Cohen'in tüm şarkılannı simgeleyen yaşam karamsarhgından ve umarsızlık- tan çağcıl çağnşımlar getiren yeni albüm, "yitirümiş öpücüklerin. bitip giden okya- nuslann, elden kaçan muduluklann" özeti olarak beliriyor. Bir acının dökümü olarak Tann Krişna'nın Bahagavad-Gi- ta adlı ölümsüz yazıtına adanmış bir söy- lenceye dönüşüyor. Aydmlanmanın ardında koşuyor 'By The Rivers Dark' adlı şarkısmda, Incil'den alegorik saptamalan dillendi- ren Cohen, 'LoveltsdĞT adlı diğerbirpar- çasmda, kendi Budizm serüveninin duy- gusal envanterini itiraf ediyor. Aşkm bile bir bitim noktasında, yok olup gidişine ağıt yakıyor Cohen. 'Every- body Knows' ve 'Waiting for the Mirac- le' adlı eski yapıtlannın yeni biçemiyle, ulaştığı yeni yaratıcılık doruğundan çağ- nşımlar getiren şarkıcı, özgünlüğün en kıdemli seslerinden biri olarak, onu de- licesine seven hayranlannı coşkuya bo- ğuyor. Japonya'da yaygm olan, Hindistan kö- kenli Zen Budizmine tüm yaşammı ada- dığını söyleyen Cohen, kördüşünceye yüzyıllarca önce başkaldıran bir manevi- yat sığınağında, gerçek aydrnlanmanm ardında koşuyor. Tümevanmrn, bireysellikle iç içe kay- naştığı labirentlerde, bireyin iç mutlulu- ğuna ulaşmayı düşlüyor. Kuzey Ameri- ka'nm tek şiirsel kenti Montreal'den ar- tık koptuğunu söylüyor, ama hiçbir Montreal tutkunu, Cohen'siz Montreal olabileceğini düşünmüyor. Gladyatöpden boksöp olursa... • Kültür Servisi - Universal film şirkeri, sinemanm gladyatörü Russel Crovve'a, Amerikalı boksör Max Baer'i 1935'te yaptığı zorlu maçta 15. raundda yenerek 'Külkedisi' lakabım alan efsane boksör Jim Braddock'un yaşammı canlandırması için teklif götürdü. Başlangıçta Ben AfTleck'in canlandırması düşünülen, ancak sonra vazgeçilen role Oscarlı oyuncu Crowe'un sıcak baktığı belirtildi. Henüz proje aşamasında olan ve önümüzdeki aylarda çekimlerine başlanması planlanan filmin yönetmenliğini Isveçli Lasse Hallström yapacak. Fihnin diğer oyuncu arayışlan ise sürüyor. Jaggep'dan yeni albüm, yeni imaj • LONDRA (RELTERS) - Artık seks, uyuşturucu ve rock'n roll yıllannı geride bırakan lngiliz şarkıcı Mick Jagger, yeni solo albümü ile insani yönünü ön plana çıkarmayı amaçlamış. Rock ikonunun kasımda çıkması beklenen dördüncü albümü 'Goddess in the Doonvay', eleştırmenlere göre uzun ve görkemli kariyerinin en kişisel albümü. 12 şarkının yer aldığı albümde rock'tan blues'a geçişler yapıyor, hatta reggae şarkılar bubnak bile mümkün. Tüm şarkılann teması aşk ve ruhanilik. Albümdeki konuk sanatçılar içinde Bono, Lenny Kravitz, Pete Townsend ve Wyclef Jean var. Bu albüm Jagger' ın 1993'te yaptığı 'Wandering Spirit'ten beri ikinci solo çalışması. Damien Hipsrün yapıfları çöpe atıldı • THE NEW YORK TIMES - London Gallery'de 'Genç lngiliz Sanatçılar' grubunun en iyilerinden kabul edilen 35 yaşındaki lngiliz Damien Hirst'ün bazı yapıtları, 54 yaşındaki temizlik görevhsi Emmanuel Asare tarafîndan çöp sanılıp atıldı. Olay, sanatçının 18 Ekim Perşembe günü yan dolu kahve fincanlan, sigara izmariti dolu kül tablalan, boş bira şişeleri gibi eserlerini sergilediği galeride t düzenlediği parti sonrasında meydana geldi. Olaydan sonra galeri sahipleri, parti gecesi çekilen fotoğraflardan yararlanarak bulabildikleri kadar yapıtı eski yerine koydular. Hirst ise olayı 'komik' olarak nitelendirdi. Eritan Yücel HaJk Tıyatrosu Doğu Anadolu'da • Kûmlr Servisi - Erkan Yücel Halk Tıyatrosu, 'MlM MlM- Milü Müdafaa Grubu' adlı oyunla yurtiçı turnesine başladı. 16 Ekim'de turnenin ilk gösterimini Elazığ'da gerçekleşriren topluluk 31 Ekim'e kadar Tunceli, Erzincan, Posof, Damal, Çıldır, Kars, Varto, Malatya, Şarkışla, Kayseri, Ürgüp'te oynayarak Istanbul'a dönecek. Ardından Akdeniz, Karadeniz, Ege ve Trakya turneleri gerçekleştirecek. Selahattin Salışıkm 'Kurtuluş Savaşı'nın Gizli Örgütü, MlM MİM- Milli Müdafaa Grubu' adlı kitabından Nejat Koper oyunlaşnrdığı ve sahneye koyduğu oyun, izleyenleri 1918 yılmda Istanbul 'un emperyalist kuvvetlerce işgal edildiği günlere götürüyor. 'fiençlik Sergisi' Adana'da • ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür Bakanhğı etkinlikleri arasında yer alan, 'Uygarhklar Beşiği Türkiye 2001 Kültür ve Sanat Şöleni' çerçevesinde çeşitli illerde düzenlenen 'Gençlik Sergisi' bugünden itibaren Adana'da. Bakanlığın 82 merkezde gerçekleştireceği etkinlik kapsamında düzenlenen ve Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin çeşitli bölümlerinde okuyan öğrencilerin çalışmalarının yer alacağı sergi 27 Ekim'e dek Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle