Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET £ OCAK 2001 SALJ
8 HABERLER
Yıldız da aftan
yararlandı
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Eski Sincan Belediye
Başkanı Bekir Yıldız,
Ankara 2 No'lu DGM
tarafından çarptınldığı 4
yü 7 aylık hapis
cezasından, bu cezanın
Şartla Sahverme ve
Cezalann Ertelenmesine
îlişkin Yasa kapsamına
girmesi nedeniyle
kurtuldu. Yıldız dün,
avukatı M. Ali Bulut ile
birlikte Ankara DGM'ye
gidcrek teslim oldu.
Yıldız, cezasının
ertelenmesini istedi.
Yıldız'm istemini,
Ankara DGM Savcısı
Cengiz Köksal inceledi.
Köksal, cezasının af
yasası kapsamına
girdiğimn anlaşılması
üzerine Yıldız'ın serbest
bırakılmasına karar verdi.
Smav
başvuruları
• ANKARA (AA)-
Yurtdışmda yüksek lisans
öğrenimi için başvurular
başladı. Mılli Eğitim
Bakanlığı, üniversitelerin
öğretim elemanı ıle
Öğrenci Seçme ve
Yerleştırme Merkezi "nin
(ÖSYM) uzman personel
ihtiyacını karşılamak
amacıyla yurtdışına, 200
yüksek lisans öğrencisi
gönderecek. Yurtdışına
resmi-burslu statüde
gidecek öğrenciler
başvurma belgelerini, 19
Ocak Cuma günü mesai
saati bitimine kadar
aldıklan başvuru
bürolanna teslim
edecekler. Devlet Parasız
Yatılıhk ve Bursluluk
Sınavı başvurulan
başladı. Sınava,
ilköğretimin 4, 5, 6, 7 ve
8. sınıflan ile lise
öğrencilen
başvurabılecek.
Başvurular, 25 Ocak
Perşembe günü sona
erecek.
CHP Ekonomi
Raporu
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
CHP Ekonomi Masası,
istikrar programının
yüzde 4.5 büyüme
öngörmesine karşın. 2001
yılında ekonomik
büyümenin sıfır olacağını
ileri sürdü. Ekonomi
Masası, ekonomik
küçülmenin Türkiye'yi
sosyal ve toplumsal
bunalıma. tüm alanlarda
istikrarsızlığa
sürükleyeceği uyansında
bulundu. Genel Sekreter
Yardımcısı Algan
Hacaloğlu
koordinatörlüğündeki
CHP Ekonomi Masası,
haftalık ekonomi
raporunda var olan
politikalarla enflasyonun
kalıcı olarak
düşürülemeyeceği
konusunda hükümeti bir
kezdahauyardı.
Yiğit, köppü
zammını savundu
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Karayollan Genel
Müdürü Dinçer Yığıt.
otoyol ve köprü geçış
ücretlerine yapılan
zamlan savunarak yeni
geçiş ücretlennm dığer
ülkelere göre düşük
olduğunu belırtti. Yiğit
dün yaptığı yazılı
açvklamada, otoyol ve
köprülere 16 ay önce zam
yapıldığını. bu sürede
yüzde 71.1 oranında
enflasyon yaşandıgını
kaydettı. Yiğit, otoyol
ücretlerine yüzde 25,
köprülere ise yüzde 42
zam uygulandığını
belirtti.
ÇED olumlu belgesi almayan firmalara, 'üretim yapıyorsa' ek süre tanmdı
Çevre yatınmlarakurban
SALI
• ÇED Yönetmeliği'nin 28. maddesine eklenen yeni bir
fıkra ile ÇED olumlu belgesi almayan kurumlara yeni bir
fırsat tanındı. îzmir'deki dokuz avukat, Türkiye'nin
birçok yerinde çevreyi kirletecek şekilde üretim yapan
kuruluşlara 'sının belirsiz' süre tanıyan bu yeni
yönetmeliğin iptali için Danıştay'da dava açtı.
ASUMAN ABACIOGLU
• 2000 yılında, devlet ormanlannın, hile yoluyla özel
kişilere devredilmesi konusu gündeme geldi. Oysa
ormanlann bu şekilde talanı yeni bir şey değildi.
Türkiye'de, orman niteliğini kaybettiği gerekçesiyle
orman alam dışına çıkanlarak gerçekleştirilen 'yağma'
yıllardır süregeliyordu.
tZMtR - Siyasiler bir yan-
dan yasalan ve anayasayı çig-
nerken diğeT yandan kendile-
rine ayak bağı olduğunu dü-
şündüklen yönetmelikleri de-
ğiştirmeye devam ettiler. ÇED
Yönetmeliği'nin 28. madde-
sine yeni bir fikra ekleyen ve
14 Nisan 2000 tarihli Resmi
Gazete'de yayımlanarak yû-
rürlüğe giren yeni yönetmelik,
ÇED sürecıne başlamayan ya
da ÇED olumlu belgesi alma-
yan firma ve kurumlara "eğer
üretim yapıyorsa" ek süre ta-
nınmasım öngörüyor. lz-
mır'dekı dokuz avukat, Türki-
ye'nin birçok yerinde çevre-
yi kirletecek şekilde üretim
yapan kuruluşlara "smın be-
lirsiz" süre tanıyan bu yeni
yönetmeliğin iptali ve yürüt-
menın durdurulması için Da-
nıştay'da dava açtı. Avukatlar,
yeni yönetmelikten, Berga-
ma'da altın madeni işletme-
leri mahkeme karan ile en-
gellenen Eurogold'un da ya-
rarlanabileceğme dikkat çek-
tiler.
ÇED olumlu belgesl
ÇED Yönetmeliği'nin için-
de çok önemlı bir yere sahip
olan 28. madde gereğince;
"ÇED Olumlu Belgesi veya
'çevresel etkileri önemsizdir'
karan almadan faalhete baş-
layan kuruluşun bu faaliyeti
tespit edildiğinde. faaliyetin
mahallin enbüyük mülkiida-
reamirincedurdurulmasuuveyönetme-
lik hükmü gereğince gerekli işlemler ta-
nıamlanmadan durdurmakarannınkal-
dınlama\aeağınj~ hükme bağlıyor. An-
cak yönetmeliğin 28. maddesine, 14 Nı-
san 2000 tanh ve 24020 sayılı Resmi Ga-
zete'de yayımlanarak yürürlüğe giren bir
yönetmelikle yeni bir fıkra eklendi. Bu
fîkrada ıse eğer faaliyet üretim aşamasın-
daysa, yani üretim yapılıyorsa firma ya
da kuruluş ÇED sürecine başlamamış ya
da ÇED sürecıni tamamlamamış veya
ÇED Olumlu Belgesi almamış bile olsa.
firmaya üretimmi belgelemek koşuluy-
la faalıyetini yönetmeliğe uydurması ve
ÇED Olumlu Belgesı'ni alması için *ye-
teri kadar süre"nin verileceği belırtildi.
ÇED Yönetmeliği'nin 28. maddesine
ek fıkra ekleyen yeni yönetmeliğin ipta-
li ve yürütmesının durdurulması için Da-
nıştay'da dava açan tzmirli dokuz avukat,
28. maddenin, ÇED sürecinde, yönet-
melik hükümlerine uymayan faaliyet sa-
hipleri için faaliyetin durdurulması ve
dolayısıyla çevrenin kirletilmesi ve bo-
zulmasınrn önlenmesi için getirilmiş yap-
tınm maddesi olduğunu vurgulayarak
dilekçelerınde şöyle dediler:
"Bu madde ik 7 Şubat 1993 tarihinden
sonra ÇED YönetmetigTne tabi faafiyet-
lere, çe\Te koruması anlamında bir lasıt-
lanıa getirilmiş ve bu tarihten sonra yö-
netmelik hükümlerine uymayan faaliye-
tin, mahallin en büyük mülki idare ami-
rince durdurulacağı ve yükümlülükler
yerine getirümedikçe bu durdurma ka-
ranmn kaldınlmayacağı açıkça kabul
edilmişti. Aradan geçen senekrde bu yö-
nefmeliğin çevreye ve doğaya zarariı fa-
aüyet sahipleri için gerçek bir engelobna-
ya başladığL, hele hele duyariı mülki ida-
reamirlerinin sağduyıüu yaklaşımlan ile
işinciddiyete kavuşmaya başladığigörül-
müştür. Ancak doğayı ve çevreyi kendi ti-
cari gelecekleri için hiç düşünmeden fe-
da etmeye hazn- rant çevrekrinin siyasi
baskı kurarak çevreyi korumak adına
kurulmuş bir bakanhğı, iptali istenen bu
yönetmeliği çıkarma noktasına getirme-
leri üzücüdür, çevreye,doğaya ve gelecek
kuşaklara büyük bir tehlikedir."
Bu arada yeni yönetmelikle Berga-
ma'da kesinleşen yargı karanyla siya-
nürle altın işletmesi engellenen Euro-
gold şirketine de istediği olanağın tanın-
mış olduğuna dikkat çeken avukatlar,
"BeUd de bu daıuşıkh dövüştür. Çünkü
bu madenci fırmanın Bergama'da yasal
olmasa da sembotik olarak 980 gram al-
tın ürettiği ve bu üretimini belgeiediği bi-
linmektedir" görüşüne yer verdiler.
Vaflmaya yasal kılrf
2000 yılında, devlet ormanlannın, hi-
le yoluyla özel kişilere devredilmesi ko-
nusu gündeme geldı. Oysa. ormanlann
bu şekilde talanı yeni bir şey değildi.
Türkiye'de, orman niteliğini kaybettiği ge-
rekçesiyle orman alanı dışına çıkanlarak
gerçekleştirilen "yağma", yıllardır sü-
regeliyordu. Var olan yasal düzenleme-
lere dayanılarak orman sınnian dışına
çıkanlan alan miktan, 438 milyon deka-
ra ulaşmış durumdaydı. Bu talanın yanı
sıra Türkiye ormanlanndan, "kamu ya-
ran" adı altında, 18 milyon metrekare-
si turistik tesis olmak üzere 4 milyar 392
milyon 451 bin metrekare orman alanı
"bedeüi", 4 milyar 872 milyon 159 bin
metrekare orman alanı ise "bedelsiz" ola-
rak çeşitli kişi ve kuruluşlara tahsis edil-
mişti.
Orman Mühendıslen Odası Genel Baş-
kanı SaHh Sönmezışık, orman yağması-
nın "yasalyoQar"la yapıldığına dikkat çe-
keTek -orman niteliğiniyitirdiği" gerek-
çesiyle 6831 sayılı yasanın 2/B madde-
si ile "orman suurtan dışına çıkanlan"
alanlann, anayasaya aykm olarak "kul-
laıucılanna" satıldığını, dolayısıyla or-
manlann özel mülkiyete konu edildiği-
ni söyledi. Bu şekilde ormancılık düze-
ni dışına çıkanlan orman alanının. 1974-
1999 yülan arasında 438 milyon dekar
olduğuna dikkat çeken Sönmezışık. "Bu
alanlar, günümüzde 4127 sayüı yasa ge-
reği orman köylüsü yerine marj ava satü-
maktadır" dcdı.
Sönmezışık, bu talanın yanı sıra ülke
ormanlannın "kamuyaran" adı altında
Orman Yasası'nın 16, 17, 18. maddele-
rine göre, 18 milyon metrekaresi turis-
tik tesis olmak üzere; 8483 kişı ve Vcuru-
luşa 4 milyar 392 milyon 451 bin metre-
kare orman alanı bedellı. 9238 kişi ve ku-
ruluşa 4 milyar 872 milyon 159 bin met-
rekare orman alanının ıse bedelsiz ola-
rak tahsis edıldığını bıldırdi.
Kırsal Çevre ve Orman Sorunlarını
AraştırmaDemeği Başkanı Doç. Dr. Yü-
cdÇağjar, orman kıyımının en büyük bö-
lümünün, anayasa ve yasal düzenleme-
lerie gerçekleştınldiğini belırterek şun-
lan söyledi:
tnşaat oranı arttırıldı
"Yasal düzenlemelere dayandınlarak
her yü 30 bin hektarhk orman alanu or-
man rejiminin dışına çıkanlmaktadır.
Anayasanın 169. maddesine dayanılarak
orman alanı olarak kuüanılmasında ya-
rar olmadığu tanm alanına dönüştürül-
mesinde fa\ da olduğu ya da orman nite-
liğini kaybettiği gerekçeieriyle ormanhk
alanlar.orman dışınaçıkanlarakarazi tah-
sis belgeleriyle saülmaktadır. 1988-1992
yıllan arasında 157 bin hektar. yani 1.6
milyon dönüm orman alanı. Orman Ka-
nunu'nun 2. maddesinin b fıkrasıyla or-
man sınırian dışına çıkarümışür."
Bunun yanı sıra, orman alanlannın,
Turizm Bakanlığı'nca tunzm merkezi
ilan edılen yerlerde ve yıne Orman Ba-
kanlığı'nca turizm amaçh olmak üzere
önce 49 yıllığına, daha sonra da 99 yıl-
lığına kiraya verildiğini belirten Doç. Dr.
Çağlar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"6831 sayıh Orman Kanunu'nun 57.
maddesi.devletormanlannın içinde 'özel
orman' statüsünde orman yetiştirflmesi-
ne izin veriyor. Öte yandan, yapılan yasal
birdüzenleme>le bu özel ormanlann kan-
de inşaat miktan vüzde ikkJen \iizde al-
öya çıkankta."
Yenl talan kapısı
Tam da orman talanı basm ve medya-
da tartışılırken Orman Bakanlığf nın, or-
mancılıkla ilgılı bazı yasamaddelerini de-
ğıştiren ve yeni talanlara kapı açan bir ta-
san hazırladığı ortaya çıktı. Tasan, kızı-
lağaçhklar ile kestaneliklenn "orman
sayılmaması"nı öngörüyordu. Orman
Mühendıslen Odası, bu değışikliği, or-
mancılığa yapılan en büyük ihanet ola-
rak nitelendirdi. Orman Mühendisleri
Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık.
Orman Yasası'nın 1. maddesinin h fık-
rasmda yapılan değişiklikle kızılağaç-
lıklar ile kestaneliklenn onnan sayılma-
yacağını belirterek şunlan söyledi: "Bu
tür ormanlannyayguı otduğu Karadeniz
bölgesinde orman kadastrosunun yanı sı-
ra tapulama da gecmemiştir. Mülkiyet
sorunlanıun çözülmediği bir ülkede şim-
diye kadar orman sayılan yerlerin bu de-
ğişiklikle orman sayıbnaması çoktehlike-
li sonuçlara neden olacak. deyim yerin-
deyse makUiklerin orman sayılmamast-
nı sağlayan 1950yıhnda çıkanlan 5653 sa-
vılı yasadan çok daha fazla orman talanı
gerçekleşecektir. Böyiece devlet ormanla-
n özeUeştirfierek onnan idaresi. mülkiyet
belirsizÛgi olan çokgeniş bölgede çokbü-
yük siyasi ve idaribaskı altına girecektir."
TARİHİ MERKEZLER, BELGELENMEDEN, VARLIĞI BİLE BİLİNMEDEN YOK OLUP GÎDtYOR
KiMhvlminısbangaltında kahh
• Baraj, karayollan vediğer büyük altyapı
yatınmlanna ait projelerin yıllar öncesinden
hazırlanmasına karşın yatırım alanında
arkeolojik açıdan hiçbir ön araştırma yapılmıyor.
2000 yılı, kültürel mirasımız
açısmdan da kötü bir yıl oldu.
Kamuoyunun dikkati,baraj su-
lan altmda kalacak Zeugma,
Hasankeyf ve Allianoi antik
kentleri üzerinde yoğunlaşır-
ken arkeologlar, Türkiye'de ba-
raj, karayollan ve diğer büyük
altyapı yatmmlan nedeniyle
hiç belgelenmeden, varlığı bi-
le bilinmeden yok olup giden
binlerce önemli taribi mcrkez ol-
duğuna dikkat çektiler. Bu tür
projelerin yıllar önceden hazır-
landığmı, ancakyatınm alanın-
da arkeolojik açıdan hiçbir ön
araştırma yapümadığını vurgu-
layan bilim adamlan, böyle bir
ön etüt ve kazı-belgeleme ça-
hşmasının, sonradan inşaatlann
durdurulmasından dahaaz ma-
liyetli olduğunu vurguladılar.
Ancak bu konuda hiçbir geliş-
me kaydedilmedi.
GAP Bölgesi Kültür Varlık-
lannı Kurtarma Projesi Koor-
dinatörüve ODTÜ bünyesinde-
ki Tarihsel Çevre Araştırma
Merkezi (TAÇDAM) Başkanı
Doç. Dr. Numan Tuna, Türki-
ye'nin bir yandan büyük yatı-
nmlarla sürekli gelişme içınde
olduğunu, diğer yandan henüz
tarihi-kültürel açıdan belgelen-
mesinintamamlanmadıgmıvur-
gulayarak tngiltere'de 600 bin,
Macaristan'da ise 60 bin tescil-
li SÎT alanı bulunurken bu sa-
yının Türkiye'de henüz 3 bini
aşmadıfuu söyledi. Türkiye'de
bu açıdan kurumlann yetersiz
kaldığma dikkat çekenDoç. Dr.
Tuna, "LTkHnizdeinşaatiar.mo-
demgelismetabüki olacak ama
bu arada her gün farkmda bile
ohnadıgunızkültürfcr gjdryor"
diye konuştu.
OysaTürkiye'nin de imza at-
öğı Uluslararası Malta Sözleş-
mesi'nin, modern gelişmenin
yanı sıra kültürel mirasın bel-
gelenmesi hükmünü de içerdi-
ğini kaydeden Doç. Dr. Tuna,
yapüması gerekenleri şöyle an-
lattr.
"Hertüriübüyük yatmmiçin
o bölgede önceden araşürma
yapumangereki>Y)r.ÇEDYönet-
meüği, arkeolojik açıdan hiçbir
işe yaramıyor. Arkeolojik tara-
ma çahşmasj, aynbir kalenı ola-
rak proje tarafından finanse
edflmeli. Proje kapsammda ar-
keolojik etüt için ayrüacak pa-
ra, örneğin bu amaçla oluşruru-
laeakbir arazi teşkilanna akta-
nlmak üzere Kültür Bakanb-
ğj'nmOgaifonunayannlmah.Ta-
bii öncelikle böyle bir araziteş-
kilatıohışrurutanah.Şu anda ne
müzeier nede koruma kurulla-
nnm bünyesinde çahşan arke-
otoglar bu işi yapabiür."
tstanbul Oniversitesi Edebi-
yat Fakültesi Prehistorya Ana-
bilim Dalı öğretim üyesi Prof.
Dr. Mehmet Özdoğan. dünya
uygarlık tarihinin beşıği olan
Türkiye'de her yıl 26 üniversi-
teden yüzlerce arkeoloji öğren-
cisininmezun olduğunu, ancak
bunlardan hemen hemen hiç-
birinin mesleğini yapamadığı-
nı belirterek "Biryandandaül-
kemizde karayollan, kentselge-
lişme ve turistik tesis yapdaş-
masryla korkunç bir tahribat
var; her şey gküyor. Böyksine
çarpık bir dunım var ülkemiz-
de" diye konuştu.
ORHAN BURSALI
EceviTten Önemli Aşklama!
Ankara'daki TÜBİTAK Moleküler öenetik Ens-
titüsü Laboratuvan'nın önceki gün beUenmedikbir
misafiri vardı. Başbakan BiMent Ecent, pazar ol-
masına rağmen, sabah erkenden laboatuvara git-
ti; insan genlerini analiz eden robot maunelerin ça-
lışmalannı izledi. Beyaz bir önlük de gyen Ecevit,
daha önce kendisi için hazırlanan bir fîboratuvar
tüpünün içinden, pipet adı verilen uzua çubukla,
insan genetik materyalini oluşturan zindr halinde-
ki DNA'yı çıkartarak uzun uzun inceledi ve ensti-
tü başkanından bilgi aldı.
TÜBİTAK Başkanı Namık Kemal Pak,/eTÜBA
Başkanı Engin Bermek'in de hazır bulurduğu zi-
yarette, enstitünün genetik, biyomühends ve bi-
yoteknoloji uzmanlan Ecevit'i bilgitendirdiBr ve in-
san genom projesinin dünyada sağlık sekiöründe
yolaçacağı çarpıcı gelişmeler üzerine bilğ verdi-
ler.
Buna göre, biyo ve gen teknolojisine ükelerin
yaptığı yatınmlar, bu alandaki rekabetin veyanş-
manın önemini ve büyük ekonomik potansiyeli
gösteriyor.
Birincisi, moleküler genetikte son getişmeer ve
özellikle İnsan Genom Projesi'yle insan genlerinin
çözülmesi, tıp ve sağlık alanında büyük beklenti-
ler yarattı.
İnsan ömrünün uzamasıyla, alzheimer ve par-
kinson hasta sayısındaki büyük artış, bu hasta-
lıklann sinir hücreleri nakliyle iyileştirilmesini gün-
deme getirdi. Bu alanda elde edilecek gelişmeler
milyarlarca dolar ciroluk ekonomik getirilere dö-
nüşecek.
Aynı şekilde, kalp krizleri, kalplerdeki zayıtlık-
lar da, kalp kası kök rıücrelerinin kullanılmasıyJa
önemli ölçüde ortadan kaldınlacak. Hepatit, diya-
bet, kemik erimesi, yanıklar gibi hastalıklann da
aynı yöntemle iyileştirilmesi gündemde. Genetik /
kalıtsal kökenli hastalıklarda da gen tedavi yöntem-
leri devreye girecek.
Ikincisi, gen teknolojisi ile nıtelikleri iyileştirilmiş,
verimi ve etkisi birkaç kez arttınlmış bitkiler üze-
rinde çalışan şirket sayısı dünyada hızla artyor. Bes-
lenme konusundaki biyoteknolojinin vaat ettikle-
ri.yiyeceksektörünün klasikyapısını değiştirecek.
Ecevit, bu gelişmeleri gözönüne alarak, Türki-
ye'de son beş yıl içinde kurulan ve 40 bin kiştnin
çalıştığı 500'den fazla küçük biyo şirketınin çalış-
malannın 250 milyon dolarlık birfonla desteklene-
cekierini açıkladı. Iktidarda kaldıklan sürece, ana
politikalannın, odakta biyoteknoloji olmak üzere,
Türkiye'nin bilim ve teknoloji üretiminin gelişme-
sini desteklemek olacağını belirtti.
Ecevit, "Ekonomi çok zordurumda. Enflasyonu
düşürme çalışmalanndan ve yatmmlanzorunlu ola-
rak kısma politikalanndan, biyoteknoloji gibi birkaç
bilim dalı asla etkilenmeyecek" dedi ve şu tarihi ger-
çeğe işaret ederek bir de müjde verdi:
Türkiye bugüne kadar ekonomi ile bilim ve tek-
noloji arasındaki sıkı bağlan göremedi. Gen kalmış-
lığımızın en büyüknedeni, Türkiye'nin bilim ve tek-
noloji üreten ülke olamamasıdır. Bu nedenle, en
değerii beyinlehmiz, başta ABD olmak üzere ge-
lişmiş Avrvpa ülkelenne göç etmiştir. Hükümeti-
m'ız, bu konuda çarklan geriye çevirecek yeni bir
program üzerinde çalışmaktadır. Birkaç gün için-
de Türkiye'nin kalkınmasını yeni bir temele otur-
tacak yeni birprogramı açıklayabileceğimizi umu-
yorum. Türkiye'nin geleceği buna bağlıdır. Bunun
temellerini atmak bize nasip olacağı için mutluluk
ve heyecan içindeyiz".
•••
Bilindiği gibi Ecevit, daha önce de, Marmara'da
fay araştırmalan yapan Le Suroit araştırma gemi-
sine çıkmış ve jeologlann, sismologlann çalışma-
lannı izlemişti. Başbakan, Marmara faylannı gös-
teren bilgisayar çıktılannı incelemiş, bilim adam-
lannın muhtemel Istanbul depremi konusundaki
açıklamalannı dinlemiş, çeşitli sorular sormuştu.
Ecevit'te, ülke kalkınmasını yeni bir temele oturt-
ma düşüncesinin, bu araştırma gemisinde filizlen-
diği sanılıyor...
obursali a bilimmerkezi.org.tr
usulsüzlük iddiası
SEKA'nın satışına
soruönergesi
ÖZCANÖZGÜR
MUĞLA-SEKADa-
laman tesislerinin Mo-
pak'a sanşı, DYP tarafın-
dan soru önergesiyle par-
lamento gündemine de
girdi. DYP Konya Mil-
letvekili Mehmet Göl-
han'ın. özelleştirmeden
sorumlu Devlet Bakanı
Yüksel Yalova tarafın-
dan yanıtlanması iste-
mıyle verdiği soru öner-
gesinin ardından, Fazilet
Partisi Ankara Milletve-
kili Zeki Çelik'in de
önerge vermeye hazır-
landığı öğrenildi.
Gerek Selüloz-tş Sen-
dikası Dalaman Şube yö-
neticilerinin, gerekse de
kuruculan arasında iş-
çiler adına sendika yöne-
ticilerinin de bulundu-
ğu Sel- Ka (Selüloz Kâ-
ğıt Fabrikalan) AŞ yöne-
ticilerinin Ankara'da ger-
çekleştirdikleri girişim-
ler sonuç vermeye baş-
ladı. Selüloz-tş Sendi-
kası Dalaman Şube Baş-
kanı Mehmet Madenci,
aylardır SEKA ihalesinin
usulsüzlüğünü ve Dala-
man tesislerinin Dala-
manlılara verilmesi ge-
rektiğini anlatmaya ça-
lışüklannı belirterek "NV
hayet derdimizi muha-
kfetpartflerine anlatabfl-
dfli.DYP,sorunuönerge-
siyie parlamentoya taşv-
dL Önümüzdekigünler-
deFaziletPartiadeöner-
geverecek, Soruna, ikti-
dar partüeri de muhale-
fetin duyartıhğmı göste-
rirseDevietBakam Yük-
sel Yalova'nm inadınm
kn-ılacağmıve doğnıçiz-
giyegenneceğiniumuyo-
ruz" dedi.
DYP Konya Milletve-
kili Mehmet Gölhan' ın,
Devlet Bakam Yüksel
Yalova'nm yanıtlaması
istemiyle verdiği önerge-
de şu sorular yer aldı:
"Ülkemizin içinde bu-
lunduğu ekonomik sı-
kmtKİançıkabihnesi ba-
knmndan KıTlerin sü-
ratie özdlestirilmesi he-
pimizin arzusudur. An-
cak bu özelleştirmeler
yapüırken kamu menfa-
atlerinin de ön planda
nmümasıvekamuvicda-
mmn rahatsız ohnama-
sı da önemlidir. Zira ka-
mu vicdanı rahatsızhğı
hakh ve hakstz birtakm
söytentüerevesfleotanak-
ta,bu dedikodularktare-
yi deyıpratmaktadır. Bı
cümleden olarak, Mug
la Dalaman Kâğrt ve Se
Hiloz Fabrikası'nm özel
leştirutnesinin tekbirfir
madantekMfabnarakva
pılmakta olduğu söytem
mektedir. BusöylentİKB
ashvarmMhr?"