17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CAK2001SALI CUMHURİYET SAYFA H A B E R L E R [email protected] 11 ındra'dan ıbro gînşimi lANKARA lumhuriyet) - ıgiltere'nin Kıbns Özel emlsilcisi David Hannay, lün Ankara'da temaslarda >ulundu. KKTC rumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ınaracüı görüşmelerden çekilmesinin ardından Ankara'ya geletı Hannay, taraflann masada kalmalannın olası bir anlaşma için önemine dikkat çekti. Öte yandan, Denktaş ABD'nin Kıbnz Özel Temsilcisi Alfred Moses'ıkabuletti. Denktaş yaptığı açıklamada. dolaylı görûşmelerin kendileri için bittiğini söyledi. askeri diyalogu • ANKARA (Cumhuriyet) - Türkiye- İsrail askeri dıyalog toplantılan Genelkunnay Başkanlığı Karargâhı'nda bugûn başlayacak. Diyalog toplantılarında, 17-18 Ocak gûnlerinde yapılacak Türkiye-tsrail ortak askeri tatbikatı da ele alınacak. Genelkurmay Başkanıiğı Genel Sekreterliği'nden dün yapılan yazılı açıklamada, "Toplantıda askeri konularda ve savunma sanayü alanında işbirliği faaliyetleri ve iki ülkeyi ilgüendiren diğer ortakkonular ele alınacaktır" dendi. Açıklamada, bölgesel gelişmeler ışığında güvenlik konulannın da ele alınacağı kaydedildi. Lagos: Rapor Yunanistan'm son 10 yıldayaptığı tatbikatlarda söz konusubombalardan 40 bin adetknllandığı ortaya çıktı Komşudauranyumhısflah • Yunanistan'da yayımlananEtnos gazetesi, Türkiye'nin de Phalanx 149-2 adındaki uranyum içeren bombalardan alan ülkelerdenbiri olduğunu yazdı. MURATİLEM ATtNA-NATO'nunBosnaveKo- sova'dakibanş operasyonlan sırasın- da tüketilmiş uranyum içeren bom- balarkullanmasınındünyadakiy an- kılan devam ediyor. Avrupa Birliği ve NATO bugün konuyu görüşmek üzeretoplanmayahazırianırken, her gûn olayla ügili yeni boyutlar orta- ya çıkıyor. Kod adı Phaîanx 149-2 olan söz konusubombalan komşu- muzYunanistan'ında 1990yıbndan buyanakullandığı ortayaçıktı. Bal- kan Sendromu olarak adlandınlan skandalın ortaya çıkmasırun ardın- dan Yunanistan'dayapüanaraşurma- lar sonucu, komşumuzunsözkonu- su askeri mühimmattan son on yıl içinde elli bin adet aldığı anlaşüdı. Yunanistan Silahh Kuvvetleri'nin Ege ve lyon Denizi'nde gerçekleş- tirdiği tatbikatlar sırasındabu bom- balannkırkbin adedinin kullanıldı- ğı, depolarda on bin adet daha bu- lunduğu da ortayaçıktı. Yunanistan basınında yer alan haberlere göre, bombalannüzerindekikodnumara- lan ve içeriğini konu eden bilgüe- rin okunması ABD'li yetkililer ta- ranndanyasaklandı. Tüketümişuran- yum içeren bombalann Yunanis- tan'da da kullanıldığının ortaya çık- ması üzerine SavunmaBakanı Ak» Çohacopuk» gerekliaraştırmalann yapılması için emir verdiğim açık- ladı.Çohacopulos,yetkililerden de- • SANTtAGO (AA) - Şüi Devlet Başkaru Ricardo Lagos, askeri cunta döneminde kaybolan 180 tutuklunun akıbeti konusunda silahlı kuvvetlerden "dehşet verici" bilgiler aldığmı bildirdi. Radyo ve televizyondan halka seslenen Başkan Lagos, "Elime ulaşan bılgiler acı verici; buna tahammül etmek zor" dedi. Kendisine sunulan belgelerde ölûmlerden, işkenceden ve denize ya da göl ve nehirlere atılan cesetlerden söz edildiğini belirten Lagos bilgilerin, 180 kişinin diktatörlük döneminde öldüğünûn mahkemelerce saptanması bakımmdan yararlı olabüeceğini kaydetti. •CEZAYtR(AA)- Cezayir'de aşm dinci militanlar, yerel bir gûbre fabrikasında çalışan 4 Rus mühendisi. boğazlannı keserek katletti. Mühendıslere ait cesetlerin başkentin doğusundaki Annaba bölgesınde bulunan Edug Ormanı'nda ulunduğunu söylediler. Rus mühendislerin ormanda mantar topladıklan sırada öldürûldükleriileri sÛTÛldü. ölümcezası • KABtL(AA>- Afganistan'ın Taleban yöneticüeri, îslam'dan başka bir dine geçenlerin ölûm cezasına çarptınlacağını bildirdi. Molla Muhammed Ömer, Afganlan başka dine geçmeye zorlayan Müslüman olmayanlann da öldürüleceğini söyledi. TÜKETJOLMtŞ URANYUMLU SİLAHLAR Irak: Bedel ödeme sırası Avrupa'da • Saddatn Hüseyin, 4 Avrupalılar, ipini koparmış Amerikanboğasuıuı arkasmdan gitmelerinin bedelini ödüyorlar' diye konuştu. BAĞDAT(Aianslar) - Avru- lar. Ama arük çokgeç* ifade- sinikullandı. Irakhükümeti ta- Olaydan etküenen ülkeler arasındakiPortekiz, radyasyonun etküeriniortaya çıkarmakiçinincekmebaşlatü.(AP) polarda bulunan bombalann sayısı Bombalann ahcıülkelerdenhan- yiDuırçev, Sofya'da Kosova'dakin- " " ' gisi tarafından ne kadar kullanüdı-hakkında bilgi isterken, son on yıl- da hangi tatbikatlardakaç adetkul- lanıldığı hakkmdaki bilgilerin de kamuoyuna açıklanacağuu söyledi. Askeri mühimmat, Yunan Deniz Kuvvetleri başta olmak üzere, Yu- nan ordusunun tüm askeri birimle- rinde sürekli olarak kullanmyordu. Tflridye de alnuş... Yunanistan'da yayımlanan Etnos gazetesinin haberine göre, uran- yum içeren Phalanx 149-2 bom- balannı aralannda Türkiye'nin de bulunduğu on yedi ülke almış bu- lunuyor. ğı konusunda net bir bilgi edinile- medi. Alıcı ülkeler arasında Türki- ye, Rusya, tngiltere, Fransa, tsrail, Mısır, Pakistan,Taylandve Yunanis- tan gibi ülkeler bulunuyor. Bombalara sahipolanTürkiye'nin bu süahlan nerede ne kadar kullan- dığı ise henüz bilinmiyor. Bulgar askeri nükleer uzmanlan tarafından yapılan araştuma, Sof- ya'daki radyasyon oranınm Koso- va'da tespit edilenden daha yüksek olduğunu ortayakoydu. Askeri araş- tırma ekibinin başkanı Albay Yuri- den yüzde 25 daha fazla radyasyon tespit edildiğini ifade etti. Scharping: Testyapıhnayacak Almanya Savunma Bakanı Ru- dotf Scharping, NATO güçlerinin tüketilmişuranyumlubombalarkul- landığı kaygısıyla Balkanlar'da gö- rev yapmış 60 bin Alman askerine sağlık testleri yapmak için neden görmediğini söyledi. Scharping, Bild gazetesine yaptığı açıklama- da, bir askenn Bosna'dakı görevin- den dönüşüsonrasındalösemiyeya- kalanmasınınzayıflaulmışuranyum- la ilgisi olmadığını dabelirtti. pa'daBalkan Sendromu tartış- malan gündemdeki yerini ko- rurken, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, tüketilmiş uranyumlu silahlann Körfez Savaşî sırasında Irak halkma karşıkuÜanıldığınıileri sürerek "Şimdi dc Avrupa bedel ödö- yor" dedi. Saddam Hüseyin,resmiyayın organı El Tavra'ya 'Balkan Sendro- mu'na ilişkinyorum- lanm açıkiadığı de- meçte, bedel ödeme sırasırun Avrupa'ya geldiğini belirterek "AvrupaUar,ipini ko- parmış Amerikanbo- ğasının arkasmdan gjtmelerininbedenni odöyorlar" dedi. Av- rupa'da ortaya çıkan hastah- ğuu "Amerikah ve Ingpftâerin Irak halkına yapüklan kötü- lükten daha kotü Filistinliler, Clinton 'ın önerilerini reddederken Kahiredeki toplantıdan sonuç çıkmadı Ortadpğubaşladığıyere döndii söyleyen Saddam, "O zaman- larAvrupahlar.bukonudasöy- kdikkrimizi dinlemediler bi- te" diye konuştu. Saddam, -Bugünonlannda eaeria>rTBAmerikan steşndeya- nınca,protestoetmeyebaşladv- rafmdan önceki gün yapılan açıklamada,Balkanlar'da olup bitenlerin "ABD'ninKörfezSa- va^'ndalrakhalkına^ptıkla- nnm tdoTm" olduğu behrtıl- miş, Amerikan politikalannm halklarmsağhkve yaşamlany- la oynadığı ileri sü- rülmüştü. îıakSağkkBakan- lığı, geçen yıl mart aymdaKörfez Sava- şı'ndansonraIrak'ta- kikanser vakalann- da dört kat artış ol- duğunu açıklamıştı. BağdacABDön- cülüğündeki mütte- fikgüçlerin, Körfez Savaşı sırasında Irak'a 940 binden fazla zayıflatılmış uranyumlu bomba attığını ileri sürüyor. Körfezde görev yapanyaklaşık 100 bin Amerikan, tngiliz ve Kanadalı asket de. kas ağnla- n, kronik yorgunluk, hafıza kaybıve uykusuzluk gibisend- romlardan şikâyetçi olmuşlar- dı. Fransız askerlerdenbazıla- n aynı sendromlardan dolayı şikâyetçi olmuşlardı. • ABD Başkanı'nın banş için sunduğu önerileri reddeden Filistinliler, Clinton'ın Arafat'ın şartlannı dikkate almadığını ve bu önerikrin Filistin halkına yasal haklannı vermediğini söyledi. DışHaberfcrServia-ABDBaş- yona" dedi. Sneh, Clintontarafın- dan kamuoyuna sunulan öneriylekanı BiHCBnton'ın görevini dev- retmesme 11 günkalaFilistinlilet, Clinton'ın banş önerilerini red- detnkleriniaçıklarken, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (C1A) öncülüğünde Kahire'deya- pılan güvenlik görüşmelerinden sonuç çıkmadığı bildirildi. Filistinli üst düzey görüşmeci Abmed Korey, Reuters'e yaptığı açıklamada, "CBnton'ınönerîlerV- ni gelecekteki görüşmekr ya da gelecekteki bir anlaşmaiçintemel otarakkabuledemeyiz" dedi. Ko- rey, Clinton'ın, Filistin lideri Ya- ser Arafat'ın şartlannı dikkate al- madığını ve bu Önerilerin Filistin halkına yasal haklannı vermedi- ğini söyledi. Bu önerüere göre Filistinlilere aralanndaHaremüş- şerif'in de bulunduğu Doğu Ku- düs'te kısmi egemenlik, kurula- cakFilistinDevleti'ne deBatı Şe- ria'nın yüzde 95'i ve Gazze Şeri- di'nin tamamı verilirken, bunun karşıhğında 1948'de mülteci du- rumuna düşen 3,7 milyon Filis- tinlinin geridönüşhakkındanvaz- geçilmesi öngörülüyor. Israil ise öte yandan, ABDBaşkanı'nınsun- duğu önerileri kabul etti. İsrail Savunma Bakan Yardım- cısı Efraim Sneh, Reuters'e yap- tığı açıklamada, "Onun (CBnton) fUdrkrinin görüşmelerin devamt içintemeloluşturduğunudüşünü- ilgili yaptığı açıklamada, Filistin- lilennClinton'ın önerisinireddet- mesini ise "üzûcü" olarak nitele- di. GÖrevdenaynlmasına günlerka- laîsrail-Fihstinbanşı içinhâlâça- balanm sürdürenClinton ise iki ta- rafa, hazırladığı banş planını ka- bul etmeleri çağnsmdabulunarak *Bu nrsaüdeğeriendirin" dedi. Önceki akşamMısır'ın başken- ti Kahire'de tsrail ve Filistin gü- venlik yetkilileriyle bir araya ge- len C1A Başkaru GeorgeTcnet'ın sabahakadar süren zorlugörüşme- lere karşın bir sonuç elde edeme- diğibildirildi. Mısu'ındakatıldı- gı toplantının ardından üst düzey bir Filistinliyetkili, "Kahîre'deki dörüûgûvenBkgörüşmeteri, tsra- il'in uyuşmazhğı ve Filistin top- raklanndabarikatkunnakvebu- ralan bobnek konusunda inat et- mesi nedeniylehıçtnr sonuca ula- şıtamadan sona enmştir" dedi. Kudûs'te dev gösteri Kudüs'ûn Israil yönetiminde kaVması için dün akşam kentte onbinlerce kişinin katüdığı bir gösteri düzenlendi. Bölge komutanı MiVd Levi, 18.30'da Jaffa Kapısı'nda başla- yan gösteri için, dün sabah saat- lerinden itibarenbinlerce polisin yerleştirildiğini açıkladı. Vnflav \nnû nnidi Ş Ş y IVUUr yine U^UiU, y o ü a n kapatması, BM gıda vurthrrundan yararianan Füistinli mültecileri zor durumda bırakıyor. Yollardaki barikaün günde sadece iki saatüğine kaldıntanası mültecılerç gıda ulaşımında önemK aksamalar yaşanmasına neden oluyor. (Fotoğraf: AP) THE GtlAKDlAN'IN HABERt Irakpolitikasında 'U dönüşü' hazırlığı • Ingiltere'nin Guardian gazetesine göre, Londra, Bushbaşkanlığındaki yeni ABD yönetimine, lrak*uv güneyinin bombalanmasının bu-akı\masını önerecek. LONDRA (Ajanslar)- tngiliz hükümetinin, 10 yıldır sürdürülen lrak politikasuıda "U dönüşü" yaparak George Bush liderliğindeki yeni ABD yönetimine Irak'ın güneyindeki bazı hedeflerin bombalanmasımn bırakılmasını önereceği iddia edildi. tngiliz Guardian gazetesuıin haberinde, tngiltere'nin Irak'a resrni yaklaşunmda bir değişiklik planlanmadığı, ancak yeni ABD yönetiminin işe başlamasıyla izlenen politikayı gözden geçirdiği kaydedildi. Haberine herhangi bir kaynak göstermeyen Guardian, Fransa ve diğer ülkelerin Güney Irak'ın bombalanmasıru eleştirdiğini, tngiltere ile ABD'nin ise temel yaptırımlan sürdürdûğünü yazdı. Güneydeki uçuşa yasak alanın. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'ın Şıüere yönelik saldınlannı engellemek için oluşturulduğu anımsatılan haberde, ancak Saddam Hüseyin karşıtı muhalefetin basturıhnası nedeniyle Saddam Hüseyin'in bu baskı pohtikasının da bitriği kaydedildi. Haberde, Irak'uı kuzeyi konusundaysa tngiltere'nin, buradaki uçuşa yasak bölgenın, Kuzey Irak'taki Kürtlenn tehdıt altında olması nedeniyle devam etmesmi önerdıği aktanlıyor. Guardian'ın haberinde, yeni poliükalar düşünülürken, Saddam Hüseyin'in dünyanın istikrannı ciddi biçimde tehdıt edici görünmesine ızin vermeyeceği belirtildi. ^00'den fazia sivflöldû' 1991 Körfez savaşının ardından Irak'ın kuzey ve güney kesimlerinde uçuşa yasak bölgeler oluşturulmuştu. Bu bölgelerde Amerikan ve tngiliz savaş uçaklan neredeyse her gün devriye uçuşlan yapıyor. Irak, ABD ve tngilız uçaklannm Irak hedeflerine yönelik saldmlannda, geçen iki yıl içinde 300'den fazla sivilin öldürüldüğünü ve binden fazla kişinin de yaralandığını öne sürüyor. The Guardian gazetesi, tngiltere'nin karannda, sivil ölümlerine yönelik kamuoyu tepkisinin ve Irak üzerinde bir tngiliz pilotu kaybetme korkusunun da etkili olduğunu yazdı. ÖRÜŞ / Prof. Dr. t. Reşat ÖZKAN (E. Müsteşar) Aralık 2000'de Fransa'nin Nice kentin- de yapılan (Avrupa Birliği) AB zirvesinden çıkan karar, Aralık 1997 tarihli Lüksemburg Kararlanndan, hiçbir hal'tyle bile, bir adım önde değildir. Tabii, bizim çıkarlanmız açı- stndan bu böyle. AB için durum oldukça farklı. Onlar Lüksemburg'a nazaran kendi planlan ve politikalan bakımmdan koca- rnan bir adım attılar. O zaman açık açık dışlamıştardı. Şimdi ise bunu bir perdenin arkasında yapıyortar. Tam bir gölge oyunu. Helsinki'den beri bize adayşıni2 dtyorlarama bununlailgili or- tada hiçbir şey yok. Öteki, gerçek adaylar için katılımın en son tarihi 2010 otarak açık- lanırken, Türkiye için ondan sonrası bile tam birbilinmezler kuyusu. "Aslında ne ol- duğu açıkça bilintyorda, hanişu kâğıt üze- tindeki adaylık meselesi var ya; hani, in- sanm biraz bu aklını kanştınyor!!!" AB, bir de bunlara ek olarak Ege ve Kıbns mese- lelerine resmen taraf olmayı başardı. Bu- nunla da kalmadr, "Demokratikleşme "yi smaçlarına kalkan edip, siyasal diyalog bağlamında iç işlerimizede aiabtldigince ka- pşmaya katkıyorlar. Sözü uzatmanın hiçbir UlusalProgram; Kime, Kim îçin veNe İçin anlamı yok. AB, "Seni ûye yapmayaca- ğım" diye bas bas bağınr ve bunun için de her türtü önlemini alırken, biz de sanki or- tada, Türkiye'ye karşı yapıian hiçbir olum- suzluk söz konusu degilmişgibi, şimdi, ha- ni hani, bir "Ulusa! Program" hazıriayıp AB'ye sunmanın çalışmalannı yapıyoruz. Gümrük Birliği'nin diğer alanlara da -özel- likle hizmet sektörü- genişletil- mesi için teknik düzeydeki ça- lışmalan, sanki bir şey olmamış gibi, sürdürüyoruz. Sözlerimi- zin hemen çarprtılacağını bildi- ğimiz için şunu öncelikle söyle- yelim. Biz bir ulusal program içinde yer alabilecek olan ekonomi, de- mokrasi, hukuk devleti ve insan haklannın geliştirilip güçlendirilmesine ilişkin konu- larael atmayalım falan demiyoruz. Aksine, bunlan ülkemiz ve ulusumuz için çok da önemli ve ilerleme kaydedilmesi gereken konular olarakgörüyoruz. Bizim itiraztmız, Nice bozgunundan sonra AB'nin hâlâ bir muhatap olarak görülmesinedir. Bizim ıti- razımız, Türkiye'ye karşı aşağılayıct ve îki- yüzlü bir uyutmapolitikası uygulayan AB'ye hak ettiği yanıtın, hâlâ verilmemiş olması- nadır. Bizim itirazımız, "Demokrasi, İnsan Haklan ve Hukuk" soylemini kendine pa- ravan ederek, ikinci bir dilde eğitim ve ye- AB, Ege ve Kıbns meselelerine resmen taraf otmayı başardı. Bununla da kalmadı; "Demokratikleşme"yi amaçlanna kaîkan edip, siyasal diyalog bağlamında iç işlerimize de alabüdiğınce kanşmaya kaîkıyor. ni azınlıklar tanımlamast gayretleri ile Tür- kiye1 nin laik, üniter ve ulusal yapısında sı- yasal çatlamalar oluşturmaya çalışan ve bizim öz zenginliklerimiz olan farklılıklan- mızı, siyasal çatışmalara yol açabilecek aynşmalar, çatışmalar ve kopmalar zemi- nine oturtmayı hedef edinmiş AB'nin em- peryalistpolttikalannagereken en kesin ve kararlı biçimde yanrtlar oluşturacak, çağ- daş, ulusalcı ve kişilikli bir dış politikayı oluşturamamış olmamızadır. Bizim itirazı- mız, tarih boyunca soykınmın mucidi ve uygulayıcısı olmuş bir Avrupa'nin, şimdiler- de uydurukbir soykınm iddiası ile, bu dev- leti ve bu ulusu, sanık sandatyesine oturt- maya çalışan; saptınlmış bir tarihi bayağı bir siyasete mal- zeme yapmaya kalkan ve bu- nun arkasına da kendi şer amaçlannı koyduğu açıkçabel- li olan sinsi, aşağılamaya me- yii veyeftenmiş ve banştanya- na olmayan politikalannakarşı gereken ya- nıtı verememiş olmamızadır. Bizim itirazı- mız, Kıbns ve Ege'de var olan haklanmızı, uluslararası hukuku ve anlaşmalanyok sa- yarak Yunanistan'a peşkeş çekmeye kal- kan ve bu işin taşeronluğunu yaparken de Türkiye'nin AB'yegirişiniengelleyecekye- ni araçlann tasanmı gayreti içinde olan AB'nin bu tavn karşısmda, dünyada bir gündem oluşturacak bir karşı politika ge- Hştiremeyişimizedir. Ne garip değil mi? AB seni üye yapmayacağım diyor, bunun en son ve canlı bir kanıtını, öteki tüm niyeti ve planlan ile biriikte, önce KOB, daha sonra da Başkanlık Sonuç Belgesi'nde (Prt>si- dency Conclusions) açık bir şekilde ortaya koyuyor. Biz de hâlâ, kalkıp, bu adamlara, bu ortam ve koşullarda tam bir teslimıyet anlayışınt çağnştıracak biryaklaşım içinde, bir belge sunmak -belgenin içeriğine olur- sa olsun- için hani hani çalışıyoruz. Bizim asıl itirazımız, Mustaia Kemal ve arkadaslannın, bağımsızlık, ulusa! egemen- lik, çağdaşlık ve aydınlanma temellerin« dayanarakkurmuş olduklanTürkiye Cum huriyeti ve onun ulusuna böyiesi bir kim liksiz, hor görülmeye ve oyalanmaya se çıkarmayan, hattaaşağılanma tehdidi kaı şısında bile gerekli tepkisini ortaya ko^ mayan bir siyasetve birdış politika anlayı ile bunun uygulayıcısı durumunda ols siyasetve sözüm ona devlet adamlannad Evet, bizim asıl itirazımız işte bunadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle