Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Siyanürlü altın, termik santrallar, ormanlann katli 'sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı'nı savunanlan hayal kınklığına uğrattı
Çevreyihukukda kurtaramadıASUMAN ABAOOĞLU
İZMİR - 2000 yıh, çevre açısın-
dan hukuksal yolla elde edilmiş ka-
zanımlann hukuk dışı yollarla yok
edildiği bir dönem oldu. Bu konu-
da en büyük hayal kınklığını Ber-
gamalılar yaşadı. Yatağan Termik
Santrah, hukuka aykın olarak çalış-
tınldı ve bölgede yaşayan insanlar
yavaş yavaş zebirlenmeye mahkûm
edildi. Ormanlar yağmalandı, de-
nizler kirletildi; "enerji açtğr" ge-
rekçesı arkasına sığınılarak yüzer-
gezer santrallar gündeme getirildi.
Ulkenin kültürel mirası ise baraj su-
lan altına gömülmeye terk edildi.
2000 yılında insan haklan ihlalle-
rini, çevre haklan ihlalleri izledi.
Ancak gerek Bergamalılar, gerek-
se sivil toplum kuruluşlan ve mes-
lek odalan, çevreyi koruma müca-
delesinde geri adım atmadı.
ÇevTe korumacılannın sığındık-
lan "hukuk", geçen yıl boyunca
yetkililer tarafindan "ayak bağı"
olarak görüldü. Anayasa ve yasa-
larda yer alan "Sağnkh bir çevrede
yaşama hakkTnı savunan duyarh
yurttaşlann bu haklannı korumak
için hukuksal yollara başvurmalan
ve sonuçta zafer kazanrnalan ye-
terli obnadı. Çünkü siyasiler, çev-
reyle ilgili yasal mevzuatı ve ana-
yasayı çiğnemekte sakınca görme-
diler. Biryandan da ÇED Yönetme-
liği gibi kendilerine göre fazla ko-
rumacı olan yasa ve yönetmelikle-
ri budamayı ihmal etmediler.
Bergamalılar ydmath
2000 yılında en büyük hayal kı-
nkhğını Bergamahlar yaşadı. Top-
raklannın, sulannın ve soluduklan
havanın zehirlenmemesi için 10 yıl
mücadele eden ve hukuksal zafer
kazanan Bergamalılar, bu kazanım-
lanrun hukuka aykın yollarla yok
sayıldığını gördüler. Başbakanlık
Müsteşarlığı, Danıştay'ın onayı ile
kesınleşen ve "çevreye, insan sağb-
ğına olası zararian" nedeniyle
u
ça-
uşunlamayacağına" ılışkinmahke-
me karannı uygulamak yenne, TÜ-
BÎIAK'tarraran madendliguaİDza-
rarlfolup olmayacagına ilişkin biı
rapor hazırlanmasını istedi. TÜBİ-
TAK'ın verdıği rapor, altın maden-
ciliğinin "risklerinin" giderildiği
yönündeydi. Başbakanlık Müste-
şarlığı bunun üzerine ilgili bakan-
lık ve kamu kurumlanna Ovacık
2
000 yılında
insan haklan
ihlallerini,
çevre haklan
ihlalleri izledi.
Ancak gerek
Bergamalılar,
gerekse sivil toplum
kuruluşlan ve
meslek odalan,
çevreyi koruma
mücadelesinde geri
adım atmadı. Çevre
korumacılarının
sığındıklan
"hukuk", geçen yıl
boyunca yetkililer
tarafindan "ayak
bağı" olarak
görüldü.
Altın Madeni'nin iptal edilen izin-
lerinin yeniden gözden geçirümesi
taümatıru verdi. Mahkeme karany-
la iptal edilen izinler tekerteker ve-
rilmeye başlandı. Hukukçular,
mahkeme kararlannın uygulanma-
smın geciktirilemeyeceğine ilişkin
anayasa ve yasa hükümlennin çığ-
nenerek anayasal suç ışlendığini
vurguladılar.
Bergamahlar, yollara dökülmek-
te gecikmedi. Mücadele sürüyor-
du; eylemler yeniden başladı, bu
kez Bergama'dan yola çıkan köylü-
ler Çanakkale'ye kadar yürüdüler.
Bergama engeli aşıldığında Türki-
ye'de yaklaşık 500 yerde daha altın
madenciliğinin başlayacağını an-
latülar. Bu arada hukukçular, mes-
lek odalan ve sivil toplum örgütle-
n yeni davalar açmaya başladüar.
Ege ve Dokuz Eylül üniversite-
lerinden uzmanlar ise TÜBİTAK
raponınun "yetersizliğine'' dikkat
çektiler. Sağlık açısından nsklerin
giderildiği öne sürülen TÜBİTAK
raporunu hazırlayan ekibin içinde
hiçbir sağhkçının bulunmaması bir
yana, Başbakanlık Müsteşarlı-
ğı'nın görüş istediği DEÜ Çevre
Mühendisliği Bölümü'nden 16 öğ-
retım üyesi, TÜBİTAK raporu ola-
rak bılınen çalışmayı, "büimsel ve
teknik bakımlardan" inceledtkten
sonra yetersiz bulduğunu açıkladı.
16 öğretim üyesi, "aökbarajr ile
ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
TÜBİTAK'ınyanılgısı
"Projede ank barajından havaya
geçecek hidrojen siyanür gazının in-
san sağhğıüzerindeki 'kronık' etid-
leri değertendirilmiş değjMr. Ayn-
ca projede su geridevriaçsından te-
sis 'kapah devre' olarak nitelendi-
rilmekteisede, zehirii metal siyanür
kompleksleri içeren çamur ve sula-
nn doğaya açık olarak göDendiril-
mesi dolayısı ile tesis kapah devre
değikür. Bu husus düşünüldüğünde,
çahşma sırasında \eya tesis kapan-
dıktan sonraortayaçıkabüecek çe\ -
re etkUeşimleri çevre kimyası bakn
nundanyeterinceeleahnmanuşnr."
ÇevTe Mühendislığı'nden 16 öğ-
retim üyesinin bu raponınun ardın-
dan yine Ege ve Dokuz Eylül ünı-
versitelerinden dokuz profesör ve
doçent, tzmir Valiliği'ne gönder-
dikleri yazıda, şöyle dediler:
"Bu konuda karan etküemiş ol-
duğunu sandığımız TÜBtTAK ra-
poruna dayanılarakçıkmış. olan bir-
çok Ldnlerin yanügrya dayandığm-
dan eminiz. TÜBİTAK raporunu
incelediğimizde temel bilinen ger-
çekkre aykın olan bilgiler kapsadj-
ğını saptadık. TÜBtTAK raporu
öyle yanılgılar içermektedir ki tar-
üşmaya temel bir metin olması
mümkün değildir. Prosesin, sağlık-
h değeriendirmeve tabitutulduğun-
da, ülkeye biryarar getirmeyeceği ve
ileriki yülarda yalnız çevre kirtiliği
>önünden bile Itirüüğigidermekiçin
harcanacakmasrafin. sistemingeti-
risinden kat kat fazla olacağı bilim-
selveyaşanmış olaylar yönüyleaçık-
nr. Uzun vadeli hidrojeolojik ve dep-
reme dayalı veriler incetendiğinde
risk faktörü kesüılikle giderilemeye-
ceğjne göre bu tür bir işletmenin
Bergama yöresindeaçürnası yanhş-
nr."
Bergama için de, yeniden hukuk
mücadelesi başlatıldı. Bergamah
köylülerin avukatı SenihÖzay, Baş-
bakanlığın genelgesinin iptali için
Danıştay'da dava açtı. Danıştay,
Başbakanlığın, ilgili bakanlıklara
ızmlerin yeniden gözden geçirilme-
sine ilişkin 5 Nisan 2000 günlü iş-
leminin iptali istemiyle açılan dava
dosyasının Izmir Idare Mahkeme-
si Başkanlığı'na gönderilmesine
karar verdi.
Bu arada Bergamah köylüler de
"gizli örgüt üyetiğT suçlamasıyla
karşı karşıya kaldılar.
Yatağan
Mahkeme kararlanna aykın ola-
rak çalıştınlan Yatağan Termik
Santrah, 2000 yılında yöre halkının
sağhğına yönelik ciddi bir tehdit
oluşturdu. Birçok kez yaşanan in-
versiyon sırasında halk, evlerine
kapanmaya çağnldı. Türk Tabiple-
n BirlığYnden bir heyetin bölgede
yaptığı araştırmada yöre halkının
santraldan kaynaklanan cıddi sağ-
lık sorunlan ile karşı karşıya oldu-
ğu belirlendı ve bu konuda bir ça-
hşma başlatılması önerildi.
Bihndiği gibı Muğla'daki Yata-
ğan, Yeniköy ve Gökova termik
santrallan hakkında Aydın ldare
Mahkemesi'nce 1996'da alınan,
Damştay tarafindan da onaylanan
"Çevreye verdiği zarar nedeniyle
çahşünlamaz" yönünde karar ve-
rilmış, ancak Izmir Barosu'nun
"hukuken yok hükmünde" dediği
Bakanlar Kuruhı karannca çalıştı-
nlmaya devam edilmişti.
Çevre Bakanı Fevzi Aytekin ise
Izmir'de gerçekleştirilen 4. Çevre
Şûrası'nda bir soru üzerine Muğ-
la'daki Yatağan, Yeniköy ve Göko-
va terrruk santrallannın çalıştınla-
mayacağına ilişkin yargı karann-
dan haberi olmadığını söyledi. Ba-
kan Aytekin. "Mahkemenin bir ka-
ran varsa, yasalar çiğnenmiş çiğ-
nenmemiş şu an bilemem. bunun
içindebirşeysöyleyemem ama eğer
öytebir kararvarsa bepimizona uy-
makmecburiyetindeyiz.Çünkü de-
mokrasinin gereğidir yasalara uy-
mak, onlara saygı göstennek" dıye
konuştu.
Bakan Aytekin, Yatağan Termik
Santrah ile ilgili mahkeme karan-
nın, "gerekli tedbüier almdıktan
sonraçahştınlacağı" şeklinde oldu-
ğunu belirterek tarihe geçecek şu
sözleri söyledi:
"Herhaklegerekli tedbüier Ener-
ji Bakanhğk tarafindan ahndı ki ça-
hştuılmaya başlandı. Bu konu be-
nim bakanhğundışındaolduğuiçin
pek fazla bir şey söyleyemem. Ge-
rekli tedbüier ahndıktan sonra ça-
hştuıhr diye mahkeme karan var
santral için; beUd ahndı büenüyo-
rum. Benim bakanhğnn dişındald
bir bakanhğıttgilendirdiğiiçin, bir
şey söylemem ama Enerji Bakanı
iyibirarkadaşımız,muüakatedbir-
leri almıştır kanaatmdeyim."
'Cinayet işleniyor'
Çevre Bakanı böyle konuşurken
uluslararası çevre örgütü Greenpe-
ace Akdeniz Enerji Kampanyası
sorumlusu Melda Keskin. halk sağ-
lığını tehdit eden, hiçbir ruhsatı ve
izni olmayan, Damştay'm "çahşb-
ruamaz" yolunda karar aldığı Ya-
tağan Termik Santralı'nın desülfü-
rizasyon ünitesi tamamlansa bile
çevre kirliliği sorununun çözülme-
yeceğine dikkat çekti. Keskin, Ya-
tağan'da halkın ölüm tehdidiyle
karşı karşıya olduğunu belirterek
"CinayetsilahıbeUi, üstündeduma-
nı tütüyor ama silahı cinayeti işle-
yenlerin elinden alacak kişiler, zaten
bu işe ortak" dedi.
tzmir Çevre Hareketi Avukatla-
n'ndan AhmetOkyay, kesinleşmiş
mahkeme kararlanna karşın sant-
rallann çahştınlmasuıın "de\ietin
hukuk tarumazüğrnı ortaya koy-
duğunubelirterek iç hukuk yollan-
nın tümüyle tüketihnesi üzerine
Avnıpa İnsan Haklan Mahkeme-
si'ne başvurmak zorunda kaldıkla-
nnı anımsattı.
AÎHM'ye başvurulannda başlıca
istemlerinin, iç hukukta, mahkeme
kararlannı uygulamayan yönetici-
lerin özel yargılamaya tabi tutul-
ması yönünde düzenleme getiril-
mesi olduğunu vurgulayan Avukat
Okyay, şöyle dedi:
"Biz tazminat peşinde değiliz;
AİHM'ye de bunu bildirdik. Ne ya-
zık ki bizim hukukumuzda, mah-
keme kararlannı uygulamayan va-
li, bakanya da bakanlar kuruhıüye-
lerinin yargüaıunasına ilişkin özel
kammlar yok. Biz böyle bir suçun
tanımlanmasuu talep ediyoruz
AÖtM'den."
SÜRECEK
Yunus Nadi Armağanı Yarışması,
1946'da kuruldu; hem geçmişe, hem
geleceğe dönük olan anlamı, gazete-
mizin kurucusu Yunus Nadi'ye saygı
ve sevgiden kaynaklanıyor. Yalnız
Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye
Cumhuriyeti 'nin kuruluşunda büyük
emeği bulunan Yunus Nadi 'nin anısını
her yıl tazelemek bizim için bir görev.
Devrimci ve demokrat Cumhuriyet in
Ulusal Bağımsızlık Savaşımızla ve
Türkiye Cumhuriyeti 'yle zamandaş ve
eşanlamlı bir kuruluş tarihçesi var.
Yunus Nadi, gazetemizin temel taşlan-
nı bu doğrultuda koydu. Yunus Na-
di 'nin ölüm yıldönümünü geçmişe dö-
nük bir acı olarak değil, geleceğe yö-
nelik bir kültür olayına dönüştürmek
amacıyla bu yarışma düzenlendi.
Yarışmamn ilk düzenlendiği yülarda
Türkiye'de sanat alanında hiçbir özel
ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yal-
nız CHP 'nin koyduğu bir şiir ödülü var-
dı. Aynı dönemde bütün dünyada sanat,
bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlar-
dı. Isveç 'te Nobel, ABD 'de Pİılitzer, Sov-
yetler 'de Lenin, Fransa 'da Goncourt
ödüllerinin sonuçlan Türkiye'dede izle-
niyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç
kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi bu öncü-
lüğü üstlendi, elli beş yıl önce düzenle-
nen Yunus Nadi Armağanı 'yla sanat ve
kültür yaşamımızda bir yarışma coşku-
su oluşturdu.
Daha sonraki yülarda Türkiye 'de de
yarışmalann ve ödüllerin sayısı çoğaldı,
yirmiyi aştı. Bugün belki ödül enflasyo-
nundan söz açılabilir; eleştirel biryakla-
şımla sakıncalan gündeme getirilebilir,
ama yine de kültür, bilim ve sanat konu-
larında yapılan yatırımların çok yararh
olduğu rahatlıkla söylenebilir. Zamanla
55. YIL
YUNUS NADİ
ÖDÜLLERİ
2001
ödüller arasında aynmlar ortaya çıkar;
bir yarışma kurumsallaştıkça, amacı, ni-
telikleri, karakteri belirginleşir.
Bu arada kimi holdinglerin kendi
amaçlarına yönelik yarışmalar düzenle-
meleri ve ödüller dağıtmalan da bu
alanda kaçınılmaz çoğulculuğu yansıtı-
yor. Kimi bankalann, şirketlerin, ticari
tekellerin reklam amacıyla düzenledik-
leri yarışmalann ödülleri, parasal açı-
dan ne kadar büyük olursa olsun; özü,
maddi çerçevenin dışındaki anlamda
odaklaşıyor.
Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Yanş-
ması adıyla aralıksız olarak kırk yıh aş-
hn bir sürede düzenli olarak gerçekleş-
tirildi, kültür ve sanat hayatımıza
amaçlanan kathları yaptı ve etkilerini
duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan
ödüllendirmenin kapsamı 1990 yılından
itibaren genişletildi ve Yunus Nadi
Ödülleri adıyla sürmeye başladı.
Ülkemizin kültür ve sanat yaşamı bü-
tün baltalanmalara ve olumsuz yatırım-
lara karşın sürekli gelişiyor ve yaygınla-
şıyor.
Fikir ve sanat özgürlükleri Türkiye'de
tam değil; siyasal iktidarların baskıları
hâlâ sürüyor ve çağdaş demokratik or-
tamdan henüz yoksun sayılıyoruz. Buna
karşın fikir, sanat, bilim, kültürde çaba-
lar sürüyor. Tarihsel gelişim sürecinde
elbette aydınlanma'nın önüne hiçbir
güç geçemez. Cumhuriyet, çağdaş uy-
garlığa giden yolun fikir, sanat, kültür,
bilim yolu olduğunu kuruluşundan beri
savunan bir gazete. Bu yoldaki çabalan
desteklemek ve özendirmekte Yunus Na-
di ödülleri'nin işlevi sürecek
1999 yılında başlanan iki ana baş-
lık altında dört ödül verilmesi yönte-
mi, bu yıl da sürdürülmekte. 2001 Yu-
nus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Da-
lı'nda; öykü, roman, şiir, Görsel Sa-
natlar Ana Dah'nda fotoğraf olarak
belirlendi.
Önümüzdeki yülarda ödül ana dallan
ve datlarında gereksinimlere göre deği-
şiklikyapüabilecektir.
Adaylara başarüar diliyoruz.
ÖYKÜ
Ödüle 1 Nisan 2000 ile 31 Mart 2001 tarih-
leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya-
yına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu-
nabilir.
Yayımlanmanuş yapıtlann, beyaz dosya kâ-
ğıdına makine yazısı ile çift aralıklı yazıl-
mış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı
altı adet olarak göndereceklerdir.
Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü,
kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra-
bilir.
Seçici Kurul: Mehmet Başaran, Vedat Gün-
yol, Selim 1leri, Tarık Dursun K., SamiKa-
raören.
R O M A N
Ödüle 1 Nisan 2000 ile 31 Mart 2001 tarüı-
leri arasında yayımlanmış bir kitap y a da ya-
yına hazır bir 'kitap dosyası'yl
a
aday olu-
nabilir. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz
dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralık-
lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt-
lannı altı adet olarak göndereceklerdir.
Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü,
kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra-
bilir.
Seçici Kurul: Talip Apaydın, Ahmet Cemal,
Konur Ertop, FethiNaci, Muzaffer Uyguner.
Ş İ İ R
Ödüle 1 Nisan 2000 ile 31 Mart 2001 tarih-
leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya-
yına hazır bir 'kitap dosyası' ile aday olu-
nabilir. Yayımlanmamış yapıtlann beyaz
dosya kâğıdına makine yazısı ile çift aralık-
lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt-
lannı altı adet olarak göndereceklerdir.
Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü,
kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra-
bilir.
Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Prof. Dr.
Cevat Çapan, Doğan Hızlan, Şükran Kur-
dakul, Kemal Özer.
F O T O Ğ R A F
Ödüle, en çok 4 adet siyah - beyaz fotoğraf
ile aday olunabilir. Gönderilecek siyah-
beyaz fotoğrafların en az 18x24, en çok
30x40 cm. boyutlannda ve daha önce başka
yerde ödül almamış olması gerekmektedir.
Seçici Kurul: Isa Çelik, Şakir Eczacıbaşı,
Orhan Erinç, Ara Güler, Paul McMillen.
H E R D A L İ Ç İ N
C E Ç E R L İ
G E N E L K O Ş U L L A R
Ödüller, her dalda amatör-profesyonel her-
kese açıktır. (Cumhuriyet mensuplan hiçbir
dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar ger-
çek ad ve adreslerini ve telefon numaralan-
nı belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar
ad ve adreslerinin saklı tutulmasını isteye-
bilirler.
Ödül koşullanna uymayan yapıtlan yanşma
dışmda tutmak zorundayız. Adaylann ya-
pıtlanyla birlikte adlannı ve soyadlanm ar-
kasına yazacaklan iki fotoğraflannı, açık
adreslerinin de yer aldığı katılma belgesini
ve yaşamöykülerini 13 Nisan 2001 Cuma
günü saat 17.00'ye kadar 'Cumhuriyet Ga-
zetesi, Yunus Nadi Ödülleri, Cağaloğlu
34334 Istanbul' adresine iadeli taahhütlü
olarak postayla ulaştırmaları ya da ahndı
karşılığı elden teslim etmeleri gerekmekte-
dir.
Yayımlanmış yapıtlann daha önce herhangi
bir ödül almamış olması gerekmektedir.
Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile il-
gili olduğunun (şiir, roman, öykü vb.) yazıl-
ması zorunludur.
Ödül dallannda konu sınırlaması yoktur. Ya-
pıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan
ya da herhangi bir şekilde ön elemeden ge-
çirilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğ-
rultusunda gazetemizde yayımlanabilir.
Ödül sonuçlan 28 Haziran 2001 günü açık-
lanacaktır.
Ö D Ü L
Her dal için: 1.000.000.000 TL.
KATILMA BELGESİ
ADM, SOYADIM:
ADRESÎM:
TELEFONUM:
KATILDIĞIM DAL: