17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Siyanürlü altın, termik santrallar, ormanlann katli 'sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı'nı savunanlan hayal kınklığına uğrattı Çevreyihukukda kurtaramadıASUMAN ABAOOĞLU İZMİR - 2000 yıh, çevre açısın- dan hukuksal yolla elde edilmiş ka- zanımlann hukuk dışı yollarla yok edildiği bir dönem oldu. Bu konu- da en büyük hayal kınklığını Ber- gamalılar yaşadı. Yatağan Termik Santrah, hukuka aykın olarak çalış- tınldı ve bölgede yaşayan insanlar yavaş yavaş zebirlenmeye mahkûm edildi. Ormanlar yağmalandı, de- nizler kirletildi; "enerji açtğr" ge- rekçesı arkasına sığınılarak yüzer- gezer santrallar gündeme getirildi. Ulkenin kültürel mirası ise baraj su- lan altına gömülmeye terk edildi. 2000 yılında insan haklan ihlalle- rini, çevre haklan ihlalleri izledi. Ancak gerek Bergamalılar, gerek- se sivil toplum kuruluşlan ve mes- lek odalan, çevreyi koruma müca- delesinde geri adım atmadı. ÇevTe korumacılannın sığındık- lan "hukuk", geçen yıl boyunca yetkililer tarafindan "ayak bağı" olarak görüldü. Anayasa ve yasa- larda yer alan "Sağnkh bir çevrede yaşama hakkTnı savunan duyarh yurttaşlann bu haklannı korumak için hukuksal yollara başvurmalan ve sonuçta zafer kazanrnalan ye- terli obnadı. Çünkü siyasiler, çev- reyle ilgili yasal mevzuatı ve ana- yasayı çiğnemekte sakınca görme- diler. Biryandan da ÇED Yönetme- liği gibi kendilerine göre fazla ko- rumacı olan yasa ve yönetmelikle- ri budamayı ihmal etmediler. Bergamalılar ydmath 2000 yılında en büyük hayal kı- nkhğını Bergamahlar yaşadı. Top- raklannın, sulannın ve soluduklan havanın zehirlenmemesi için 10 yıl mücadele eden ve hukuksal zafer kazanan Bergamalılar, bu kazanım- lanrun hukuka aykın yollarla yok sayıldığını gördüler. Başbakanlık Müsteşarlığı, Danıştay'ın onayı ile kesınleşen ve "çevreye, insan sağb- ğına olası zararian" nedeniyle u ça- uşunlamayacağına" ılışkinmahke- me karannı uygulamak yenne, TÜ- BÎIAK'tarraran madendliguaİDza- rarlfolup olmayacagına ilişkin biı rapor hazırlanmasını istedi. TÜBİ- TAK'ın verdıği rapor, altın maden- ciliğinin "risklerinin" giderildiği yönündeydi. Başbakanlık Müste- şarlığı bunun üzerine ilgili bakan- lık ve kamu kurumlanna Ovacık 2 000 yılında insan haklan ihlallerini, çevre haklan ihlalleri izledi. Ancak gerek Bergamalılar, gerekse sivil toplum kuruluşlan ve meslek odalan, çevreyi koruma mücadelesinde geri adım atmadı. Çevre korumacılarının sığındıklan "hukuk", geçen yıl boyunca yetkililer tarafindan "ayak bağı" olarak görüldü. Altın Madeni'nin iptal edilen izin- lerinin yeniden gözden geçirümesi taümatıru verdi. Mahkeme karany- la iptal edilen izinler tekerteker ve- rilmeye başlandı. Hukukçular, mahkeme kararlannın uygulanma- smın geciktirilemeyeceğine ilişkin anayasa ve yasa hükümlennin çığ- nenerek anayasal suç ışlendığini vurguladılar. Bergamahlar, yollara dökülmek- te gecikmedi. Mücadele sürüyor- du; eylemler yeniden başladı, bu kez Bergama'dan yola çıkan köylü- ler Çanakkale'ye kadar yürüdüler. Bergama engeli aşıldığında Türki- ye'de yaklaşık 500 yerde daha altın madenciliğinin başlayacağını an- latülar. Bu arada hukukçular, mes- lek odalan ve sivil toplum örgütle- n yeni davalar açmaya başladüar. Ege ve Dokuz Eylül üniversite- lerinden uzmanlar ise TÜBİTAK raponınun "yetersizliğine'' dikkat çektiler. Sağlık açısından nsklerin giderildiği öne sürülen TÜBİTAK raporunu hazırlayan ekibin içinde hiçbir sağhkçının bulunmaması bir yana, Başbakanlık Müsteşarlı- ğı'nın görüş istediği DEÜ Çevre Mühendisliği Bölümü'nden 16 öğ- retım üyesi, TÜBİTAK raporu ola- rak bılınen çalışmayı, "büimsel ve teknik bakımlardan" inceledtkten sonra yetersiz bulduğunu açıkladı. 16 öğretim üyesi, "aökbarajr ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: TÜBİTAK'ınyanılgısı "Projede ank barajından havaya geçecek hidrojen siyanür gazının in- san sağhğıüzerindeki 'kronık' etid- leri değertendirilmiş değjMr. Ayn- ca projede su geridevriaçsından te- sis 'kapah devre' olarak nitelendi- rilmekteisede, zehirii metal siyanür kompleksleri içeren çamur ve sula- nn doğaya açık olarak göDendiril- mesi dolayısı ile tesis kapah devre değikür. Bu husus düşünüldüğünde, çahşma sırasında \eya tesis kapan- dıktan sonraortayaçıkabüecek çe\ - re etkUeşimleri çevre kimyası bakn nundanyeterinceeleahnmanuşnr." ÇevTe Mühendislığı'nden 16 öğ- retim üyesinin bu raponınun ardın- dan yine Ege ve Dokuz Eylül ünı- versitelerinden dokuz profesör ve doçent, tzmir Valiliği'ne gönder- dikleri yazıda, şöyle dediler: "Bu konuda karan etküemiş ol- duğunu sandığımız TÜBtTAK ra- poruna dayanılarakçıkmış. olan bir- çok Ldnlerin yanügrya dayandığm- dan eminiz. TÜBİTAK raporunu incelediğimizde temel bilinen ger- çekkre aykın olan bilgiler kapsadj- ğını saptadık. TÜBtTAK raporu öyle yanılgılar içermektedir ki tar- üşmaya temel bir metin olması mümkün değildir. Prosesin, sağlık- h değeriendirmeve tabitutulduğun- da, ülkeye biryarar getirmeyeceği ve ileriki yülarda yalnız çevre kirtiliği >önünden bile Itirüüğigidermekiçin harcanacakmasrafin. sistemingeti- risinden kat kat fazla olacağı bilim- selveyaşanmış olaylar yönüyleaçık- nr. Uzun vadeli hidrojeolojik ve dep- reme dayalı veriler incetendiğinde risk faktörü kesüılikle giderilemeye- ceğjne göre bu tür bir işletmenin Bergama yöresindeaçürnası yanhş- nr." Bergama için de, yeniden hukuk mücadelesi başlatıldı. Bergamah köylülerin avukatı SenihÖzay, Baş- bakanlığın genelgesinin iptali için Danıştay'da dava açtı. Danıştay, Başbakanlığın, ilgili bakanlıklara ızmlerin yeniden gözden geçirilme- sine ilişkin 5 Nisan 2000 günlü iş- leminin iptali istemiyle açılan dava dosyasının Izmir Idare Mahkeme- si Başkanlığı'na gönderilmesine karar verdi. Bu arada Bergamah köylüler de "gizli örgüt üyetiğT suçlamasıyla karşı karşıya kaldılar. Yatağan Mahkeme kararlanna aykın ola- rak çalıştınlan Yatağan Termik Santrah, 2000 yılında yöre halkının sağhğına yönelik ciddi bir tehdit oluşturdu. Birçok kez yaşanan in- versiyon sırasında halk, evlerine kapanmaya çağnldı. Türk Tabiple- n BirlığYnden bir heyetin bölgede yaptığı araştırmada yöre halkının santraldan kaynaklanan cıddi sağ- lık sorunlan ile karşı karşıya oldu- ğu belirlendı ve bu konuda bir ça- hşma başlatılması önerildi. Bihndiği gibı Muğla'daki Yata- ğan, Yeniköy ve Gökova termik santrallan hakkında Aydın ldare Mahkemesi'nce 1996'da alınan, Damştay tarafindan da onaylanan "Çevreye verdiği zarar nedeniyle çahşünlamaz" yönünde karar ve- rilmış, ancak Izmir Barosu'nun "hukuken yok hükmünde" dediği Bakanlar Kuruhı karannca çalıştı- nlmaya devam edilmişti. Çevre Bakanı Fevzi Aytekin ise Izmir'de gerçekleştirilen 4. Çevre Şûrası'nda bir soru üzerine Muğ- la'daki Yatağan, Yeniköy ve Göko- va terrruk santrallannın çalıştınla- mayacağına ilişkin yargı karann- dan haberi olmadığını söyledi. Ba- kan Aytekin. "Mahkemenin bir ka- ran varsa, yasalar çiğnenmiş çiğ- nenmemiş şu an bilemem. bunun içindebirşeysöyleyemem ama eğer öytebir kararvarsa bepimizona uy- makmecburiyetindeyiz.Çünkü de- mokrasinin gereğidir yasalara uy- mak, onlara saygı göstennek" dıye konuştu. Bakan Aytekin, Yatağan Termik Santrah ile ilgili mahkeme karan- nın, "gerekli tedbüier almdıktan sonraçahştınlacağı" şeklinde oldu- ğunu belirterek tarihe geçecek şu sözleri söyledi: "Herhaklegerekli tedbüier Ener- ji Bakanhğk tarafindan ahndı ki ça- hştuılmaya başlandı. Bu konu be- nim bakanhğundışındaolduğuiçin pek fazla bir şey söyleyemem. Ge- rekli tedbüier ahndıktan sonra ça- hştuıhr diye mahkeme karan var santral için; beUd ahndı büenüyo- rum. Benim bakanhğnn dişındald bir bakanhğıttgilendirdiğiiçin, bir şey söylemem ama Enerji Bakanı iyibirarkadaşımız,muüakatedbir- leri almıştır kanaatmdeyim." 'Cinayet işleniyor' Çevre Bakanı böyle konuşurken uluslararası çevre örgütü Greenpe- ace Akdeniz Enerji Kampanyası sorumlusu Melda Keskin. halk sağ- lığını tehdit eden, hiçbir ruhsatı ve izni olmayan, Damştay'm "çahşb- ruamaz" yolunda karar aldığı Ya- tağan Termik Santralı'nın desülfü- rizasyon ünitesi tamamlansa bile çevre kirliliği sorununun çözülme- yeceğine dikkat çekti. Keskin, Ya- tağan'da halkın ölüm tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirterek "CinayetsilahıbeUi, üstündeduma- nı tütüyor ama silahı cinayeti işle- yenlerin elinden alacak kişiler, zaten bu işe ortak" dedi. tzmir Çevre Hareketi Avukatla- n'ndan AhmetOkyay, kesinleşmiş mahkeme kararlanna karşın sant- rallann çahştınlmasuıın "de\ietin hukuk tarumazüğrnı ortaya koy- duğunubelirterek iç hukuk yollan- nın tümüyle tüketihnesi üzerine Avnıpa İnsan Haklan Mahkeme- si'ne başvurmak zorunda kaldıkla- nnı anımsattı. AÎHM'ye başvurulannda başlıca istemlerinin, iç hukukta, mahkeme kararlannı uygulamayan yönetici- lerin özel yargılamaya tabi tutul- ması yönünde düzenleme getiril- mesi olduğunu vurgulayan Avukat Okyay, şöyle dedi: "Biz tazminat peşinde değiliz; AİHM'ye de bunu bildirdik. Ne ya- zık ki bizim hukukumuzda, mah- keme kararlannı uygulamayan va- li, bakanya da bakanlar kuruhıüye- lerinin yargüaıunasına ilişkin özel kammlar yok. Biz böyle bir suçun tanımlanmasuu talep ediyoruz AÖtM'den." SÜRECEK Yunus Nadi Armağanı Yarışması, 1946'da kuruldu; hem geçmişe, hem geleceğe dönük olan anlamı, gazete- mizin kurucusu Yunus Nadi'ye saygı ve sevgiden kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriyeti 'nin kuruluşunda büyük emeği bulunan Yunus Nadi 'nin anısını her yıl tazelemek bizim için bir görev. Devrimci ve demokrat Cumhuriyet in Ulusal Bağımsızlık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuriyeti 'yle zamandaş ve eşanlamlı bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, gazetemizin temel taşlan- nı bu doğrultuda koydu. Yunus Na- di 'nin ölüm yıldönümünü geçmişe dö- nük bir acı olarak değil, geleceğe yö- nelik bir kültür olayına dönüştürmek amacıyla bu yarışma düzenlendi. Yarışmamn ilk düzenlendiği yülarda Türkiye'de sanat alanında hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yal- nız CHP 'nin koyduğu bir şiir ödülü var- dı. Aynı dönemde bütün dünyada sanat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlar- dı. Isveç 'te Nobel, ABD 'de Pİılitzer, Sov- yetler 'de Lenin, Fransa 'da Goncourt ödüllerinin sonuçlan Türkiye'dede izle- niyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi bu öncü- lüğü üstlendi, elli beş yıl önce düzenle- nen Yunus Nadi Armağanı 'yla sanat ve kültür yaşamımızda bir yarışma coşku- su oluşturdu. Daha sonraki yülarda Türkiye 'de de yarışmalann ve ödüllerin sayısı çoğaldı, yirmiyi aştı. Bugün belki ödül enflasyo- nundan söz açılabilir; eleştirel biryakla- şımla sakıncalan gündeme getirilebilir, ama yine de kültür, bilim ve sanat konu- larında yapılan yatırımların çok yararh olduğu rahatlıkla söylenebilir. Zamanla 55. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2001 ödüller arasında aynmlar ortaya çıkar; bir yarışma kurumsallaştıkça, amacı, ni- telikleri, karakteri belirginleşir. Bu arada kimi holdinglerin kendi amaçlarına yönelik yarışmalar düzenle- meleri ve ödüller dağıtmalan da bu alanda kaçınılmaz çoğulculuğu yansıtı- yor. Kimi bankalann, şirketlerin, ticari tekellerin reklam amacıyla düzenledik- leri yarışmalann ödülleri, parasal açı- dan ne kadar büyük olursa olsun; özü, maddi çerçevenin dışındaki anlamda odaklaşıyor. Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Yanş- ması adıyla aralıksız olarak kırk yıh aş- hn bir sürede düzenli olarak gerçekleş- tirildi, kültür ve sanat hayatımıza amaçlanan kathları yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan ödüllendirmenin kapsamı 1990 yılından itibaren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı. Ülkemizin kültür ve sanat yaşamı bü- tün baltalanmalara ve olumsuz yatırım- lara karşın sürekli gelişiyor ve yaygınla- şıyor. Fikir ve sanat özgürlükleri Türkiye'de tam değil; siyasal iktidarların baskıları hâlâ sürüyor ve çağdaş demokratik or- tamdan henüz yoksun sayılıyoruz. Buna karşın fikir, sanat, bilim, kültürde çaba- lar sürüyor. Tarihsel gelişim sürecinde elbette aydınlanma'nın önüne hiçbir güç geçemez. Cumhuriyet, çağdaş uy- garlığa giden yolun fikir, sanat, kültür, bilim yolu olduğunu kuruluşundan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabalan desteklemek ve özendirmekte Yunus Na- di ödülleri'nin işlevi sürecek 1999 yılında başlanan iki ana baş- lık altında dört ödül verilmesi yönte- mi, bu yıl da sürdürülmekte. 2001 Yu- nus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Da- lı'nda; öykü, roman, şiir, Görsel Sa- natlar Ana Dah'nda fotoğraf olarak belirlendi. Önümüzdeki yülarda ödül ana dallan ve datlarında gereksinimlere göre deği- şiklikyapüabilecektir. Adaylara başarüar diliyoruz. ÖYKÜ Ödüle 1 Nisan 2000 ile 31 Mart 2001 tarih- leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya- yına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu- nabilir. Yayımlanmanuş yapıtlann, beyaz dosya kâ- ğıdına makine yazısı ile çift aralıklı yazıl- mış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra- bilir. Seçici Kurul: Mehmet Başaran, Vedat Gün- yol, Selim 1leri, Tarık Dursun K., SamiKa- raören. R O M A N Ödüle 1 Nisan 2000 ile 31 Mart 2001 tarüı- leri arasında yayımlanmış bir kitap y a da ya- yına hazır bir 'kitap dosyası'yl a aday olu- nabilir. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralık- lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt- lannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra- bilir. Seçici Kurul: Talip Apaydın, Ahmet Cemal, Konur Ertop, FethiNaci, Muzaffer Uyguner. Ş İ İ R Ödüle 1 Nisan 2000 ile 31 Mart 2001 tarih- leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya- yına hazır bir 'kitap dosyası' ile aday olu- nabilir. Yayımlanmamış yapıtlann beyaz dosya kâğıdına makine yazısı ile çift aralık- lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt- lannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra- bilir. Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. Cevat Çapan, Doğan Hızlan, Şükran Kur- dakul, Kemal Özer. F O T O Ğ R A F Ödüle, en çok 4 adet siyah - beyaz fotoğraf ile aday olunabilir. Gönderilecek siyah- beyaz fotoğrafların en az 18x24, en çok 30x40 cm. boyutlannda ve daha önce başka yerde ödül almamış olması gerekmektedir. Seçici Kurul: Isa Çelik, Şakir Eczacıbaşı, Orhan Erinç, Ara Güler, Paul McMillen. H E R D A L İ Ç İ N C E Ç E R L İ G E N E L K O Ş U L L A R Ödüller, her dalda amatör-profesyonel her- kese açıktır. (Cumhuriyet mensuplan hiçbir dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar ger- çek ad ve adreslerini ve telefon numaralan- nı belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklı tutulmasını isteye- bilirler. Ödül koşullanna uymayan yapıtlan yanşma dışmda tutmak zorundayız. Adaylann ya- pıtlanyla birlikte adlannı ve soyadlanm ar- kasına yazacaklan iki fotoğraflannı, açık adreslerinin de yer aldığı katılma belgesini ve yaşamöykülerini 13 Nisan 2001 Cuma günü saat 17.00'ye kadar 'Cumhuriyet Ga- zetesi, Yunus Nadi Ödülleri, Cağaloğlu 34334 Istanbul' adresine iadeli taahhütlü olarak postayla ulaştırmaları ya da ahndı karşılığı elden teslim etmeleri gerekmekte- dir. Yayımlanmış yapıtlann daha önce herhangi bir ödül almamış olması gerekmektedir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile il- gili olduğunun (şiir, roman, öykü vb.) yazıl- ması zorunludur. Ödül dallannda konu sınırlaması yoktur. Ya- pıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön elemeden ge- çirilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğ- rultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül sonuçlan 28 Haziran 2001 günü açık- lanacaktır. Ö D Ü L Her dal için: 1.000.000.000 TL. KATILMA BELGESİ ADM, SOYADIM: ADRESÎM: TELEFONUM: KATILDIĞIM DAL:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle