Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Altın tepsi
Bakanlar Kurulu toplantısında,
Türkiye'de 6 bin 500 ton altın
rezervi bulunduğu, bunun dış
borcun üçte ikisine denk
geldigi, bu nedenle attın
çıkaracak yabancı şirketlerin
önündeki bürokratik engellerin
ortadan kaldınlması
karartaştınldı.
Türkiye'deki altın rezervinin ne
kadar olduğu yeni keşfedilmiş
bir olgu değil. Bir kamu
kuruluşu olan MTA, bunlann
yerierini, rezervini yıllar
öncesinden belirlemiş zaten.
Madem dış borcumuzu altın
çıkararak karşılamak istiyoruz,
niye bu işi kamu eliyle
yapmıyonjz da, elâleme teslim
ediyoruz?
Yıllarca MTA'da çalışmış,
TMMOB'de Genel Sekreterlik
yapmış olan Mehmet Yüksel
Barkurt'a göre, altın çıkarmak
ve işletmek çok ileri bir *
teknoloji, sermaye
gerektirmiyor. Türkiye, işsiz ya
da başka işlerde çalışan
binlerce jeoloji mühendisine,
jeofizikçiye, maden
mühendisine sahip. Demek ki;
sermaye, teknoloji ve işgücü
açısından herhangi bir sıkıntı
yok. Eh, o zaman ne demeye
altın çıkarmayı ve işlemeyi
yabancılara bırakıyoruz?
Mehmet Yüksel Barkurt'un
yanıtı şöyle: "Zonguldak
havalisini yabancılara bırakıp o
yöreyi köstebek yuvasına
çevirten Osmanlı'nın sömürge
olma an/ayışı hortladı da
ondan..."
Altınımızı altın tepside
sunmanın başka gerekçesi var
da, biz mi bilmiyoruz?
IS1K KANSU
Şili'deki lilm Türkiye'de gösterime giriyor
Hiç şaşırtıcı değil. Önce kamu-
sal sosyal güvenlik haklan daral-
tılıyor, SSK'nin emeklilik ve sağlık
hizmetleri birbirinden aynlıyor, iş-
çi hastanelerinin "pıyasa/aştın/ma-
sına" zemin hazırlanıyor ve perde:
"Bireysel (özel) emeklilik sigorta-
sı yasa tasansı TBMM'de görüşü-
lüyor."
Bu film, daha önce Şili'de gös-
terime girmiş... Adı da "Pinera Mo-
deli". Hani, bir süre önce Türki-
ye'yegeldiğindemedyamızın "sos-
yal güvenliğin büyûcüsü" olarak
tanımladığı kişi varya, ta kendisi.
Şili ya da Pinera Modeli ne an-
lama geliyor?
Liman-lş Sendikası'nın titiz ve
derinlemesine çalışmaları iletanı-
nan uzmanı Oğuz Topak'a kulak
verelim: "Şili'de sağlık hizmetleri
piyasalaştmlırken FONORA siste-
mi olarak da bilinen bu hizmetleri
sunan hastanelerbirerişletme ha-
line getirilmiştir. Sosyal yardımlar
ve diğer gelir adaletsizliğini önle-
meye dönük harcamalarda kısıntı-
ya gidilirken Pinera Modeli olarak
bilinen sigorta sisteminin özelleş-
tirilmesi de devreye sokulmuştur.
Yapısal uyumun bu ayağıyla biriik-
te yeni bir kurumsal düzenleme or-
taya çıkanlmıştır. Buyeni kurumsal
ayak, özel sigorta şirketleridir."
Şih'de Pinera, Türkiye'de deYa-
şar Okuyan Modeli. Al biıini, vur
ötekine. Tıpatıp aynısı.
Topak'ın saptamalanna döne-
lim yine:
"AFP (özel emeklilik fonlan yö-
netimi) şirketleri ülkedeki sosyal
güvenlik fonlannın yûzde 100'üne
sahipler. Bir diğer deyişle devlet,
sosyal güvenlik alanından tümüy-
le çekilmiş durumdadır. Profesyo-
nel kurumlaria ve sendikalarla or-
tak çalışan esk/ sıstemın ortadan
kalkmasıyla AFP'lersınıftemelli ör-
gütierle olan ilişkiyi koparmıştır.
Devletin yeni modele geçişi des-
teklemesi nedeniyle AFP'lerin re-
el kazançlan yüzde 12'lere kadar
ulaşmıştr. Şirketlerin ellerinde top-
lanan fonlar 1996 itibanyla 30 mil-
yar dolardır. Bu miktar Şili'nin gay-
risafı milli hasılasının yüzde 30'una
denk düşen bir orandır."
Gelelim Şili'de özel emeklilik işi-
ni yapan sigorta şirketlerinin yapı-
sına:
"Toplam 13AFP'ninsadece3'ü
toplam fonlann yüzde 65'ini kont-
rol etmektedir. Bu ilk 3 firma da en
iyi gelir getiren fırma değil, en iyi
pazariama yapan fiımadır. Bu alan-
da kurulan şirketlerin birçoğu ya-
bancı sermaye tarafından ortaklık
veya vesaire yollaria kurulmuştur.
Bu yabancı şiri<etlerin birçoğu ya
ABD ya da Ingiliz şirketleridir ve
bu şirketler tahditlere ve diğer kı-
sıtlayıcı önlemlere rağmen biriken
fonlann büyük birkısmını yurtdışı-
na çıkarmıştır."
Ya uygulama? Uygulama, özel
emekliliğe yöneltilmiş çalışanlara,
emekçilere neler getirmiş, bir de
ona bakalınv.
"45 yıl çalışması gereken işçi,
çalışma hayatınınyüzde 20's/ni ça-
lışmadan, ömeğin işsiz olarak ge-
çhmişse, alacağı emekli maaşı, son
aldığı maaşın yüzde 37'sine düşü-
yor. Eğeryıllık reel faiz varsayıldığı
gibi değil de daha düşük gerçek-
leşirse emekli maaşı en son aldığı
maaşın yüzde 25'/ne, yıllık reel fa-
iz oranı daha düşük gerçekleşirse
emekli maaşı en son aldığı maaşın
yüzde 15'inedüşüyor. Yani özel si-
gorta kurumlan, ülke ekonomisi-
nin kötüye gidişinin, gerçekleşen
yüksek enflasyonun yükünû hiç de
üstlenmek istemiyoriar, tüm yük
emekli olacak olan çalışana yükle-
niyor."
Bir örnek daha:
"İlkolarakprimler kaynaktan ke-
silmediği için modelin katılımcıla-
n çoğu zaman düzenli ödeme ya-
pamıyoriar. Yüksek gelir gruplan
yüzde 80-90 düzenli ödeme ya-
parken, düşük gelir gruplan yüzde
45-55 oranında düzenli ödemeya-
pabilir durumdalar. Tabiiki, budü-
zensiz ödemeterin olumsuz sonuç-
lanndan şirketlerdeğil, emekli ma-
aşı alanlar etkileniyor. Çünkü sis-
tem, prim ödeme yoğunluğu düş-
tükçe emekli maaşının da düşme-
sı yöntemıne göre kurulmuş."
Şili'deki filmin Türkiye'deki ga-
lasına hazırianın. Muhteşem ola-
cak...
ÇALIŞANLARIN
SORULARI7SORLNLARI
YILMAZ ŞÎPAL
Tehlikeli, Ağır ve Yıpratıcı
Işler ve Primleri
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı ile 506 sayılı Sosyal Sigorta-
lar Yasası kapsamında, tehlikeli, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışan-
lann konumlan değişiktir.
a) T.C. Emekli Sandığı: T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın 32.
maddesinde yer alan tehlikeli, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanla-
ra, "fiili hizmet müddetlerinin her yılı için" görev türûne gö-
re en az.iki ay, en çok da altı ay, aynca fiili çalışma sürelerine
eklenir. Bu süreler Emekli Sandığı Yasası'nda "fiili hizmet
müddeti zammı" olarak tanımlanmıştır. "Fiili hizmet müdde-
ti zammı" emeklilik işlemlerinde "fiili hizmet sayılır. Bu zam-
ların toplamı 8 (sekiz) yılı geçemez. Lokomotif makinist ve
ateşçileri 8 yıl kaydına tabi değildir."
Bir başka anlatımla, tehlikeli, ağır ve yıpratıcı olarak belirtilen
görevlerde 1 tam yıl çalışan Emekli Sandığı iştirakçisi en az 1 yıl
2 ay, en çok 1 yıl 6 ay çalışmış kabul edilmektedir. Böylece, bu
iştirakçilerin emekli olmalan gereken süreler de kısalmaktadır.
Aynca, "fiili hizmet müddeti zammı", emeklilik yaş sının
uygulamasında "bu sürenin üç yıldan çok olmamak üzere ya-
nsı indirilir."
Tehlikeli, ağır ve yıpratıcı görevlerde çalışanlardan diğer gö-
revlerde çalışan iştirakçiler gibi, "emeklilik keseneğine esas
aylık tutarın üzerinden her ay" yüzde 15 (on beş) emeklilik
keseneği alınır. Çalıştıgı kurumlar da bu keseneğe yüzde 20 (yir-
mi) kurum karşılığı ile katılırlar. Böylece. kurum karşıhğı ile
birlikte bütün iştirakçilerden toplam yüzde 35 (otuz beş) tutann-
da prim alınır.
657 sayılı Devlet Memurlan Yasası kapsamında görevli en
yüksek devlet memuru, Başbakanhk Müsteşandır. Arahk
2000'de Başbakanhk Müsteşannın emekli keseneğine esas alı-
nan aylık birimleri toplamı 558 milyon 440 bin liradır. Emekli
ayhğına yansıyan Makam Tazminatı ile Temsil Tazminatından
kesenek ve karşıhk ahnmamakta ve bu tazminatlar için emekli-
lik ikramiyesi de ödenmemektedir. Emekli Sandığı'na ödenen
kesenek ve karşılıklar toplamı da 195 milyon 454 bin liradır.
DEVLET MEMURU: EMEKLİ AYLIĞINA ESAS
EN YÜKSEK AYLIK VE PRİMİ
AyhkBirimi
1) Genel Aylık
2) Ek Göstefge Aylığt
3) Kıdem Aylık
4) özel Tazminat
5) Taban Aylık
6) Makam Tazminatı
7) Temsil Tazminatı
Toplam
AyUkTutan
23.640.000
126.080.000
7.880.000
299.440.000
101.400.000
236.400.000
315.200.000
1.110.040.000
%15lştirakçi
3.546.000
18.912.000
1.182.000
44.916.000
15.210.000
0
0
81766.000
%20 Kurum
4.728.000
25.216.000
1.576.000
59.888.000
20.280.000
0
0
111.688.000
%35 Toplam
8.274.000
44.128.000
2.758.000
104.804.000
35.490.000
0
0
195.454.000
B) Sosyal Sigortalar Kurumu: 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Yasası Ek Madde 6'ya göre "ağır, yıpratıcı ve zehirleyici iş-
lerde" çalışan sigortalılann "itibari hizmet" süresinden yarar-
lanabilmesi için en az 3.600 gün (10 tam yıl) çalışmalan gerek-
mektedir. Bir gün eksiği ile 3.599 gün bu işlerde çalışan sigor-
tahlar "itibari hizmet" süresinden yararlanamazlar.
SSK sigortahlan "ağır, yıpratıcı ve zehirleyici" işlerde en
az 3.600 gün çalışmalan koşuluyla yararlanabildikleri "itibari
hizmet süresi", prim ödeme sürelerine gün sayısı olarak eklen-
mez. Yalnızca, "sigortalılık süresi olarak eklenir."
Olayı örneklersek, 20 tam yıl "ağır yıpratıcı ve zehirleyici"
işlerde çalışan Emekli Sandığı iştirakçisi, 20 yıl (7.200 gün) ke-
senek ödediğinde, sigortalılık süresi 20'den 25 yıla yükselmek-
te, kesenek gün sayısı da 7.200'den 9.000'e ulaşmaktadır. Buna
karşıhk, yine aynı "ağır, yıpratıcı ve zehirleyici" işlerde yine
20 yıl (7.200 gün) çalışan SSK sigortahsının prim ödeme gün
sayısı 9.000'e yükselmeyip 7.200 günde kalmakta, yalnızca 20
yıllık sigortalılık süresi 25 yıla yükselmektedir.
Tartışmalı olan bu konu, 16 Mayıs 2000 günlü Resmi Gaze-
te'de yayımlanan Yargıtay Içtihatlan Birleştirme Büyük Genel
Kurulu'nun 18.2.2000 Tarih, 1997/1 Esas, 2000/1 karan ile
açıklığa kavuşmuştur.
"Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın Ek 5. mad-
desinde öngörülen itibari hizmet süresinin salt sigortalılık
süresine eklenmesi gerekeceğine ve aynca bu sürenin fiili
prim ödeme gün sayısına eklenmesinin söz konusu olamaya-
cağına, 18.2.2000 tarihinde ve Uk oturumunda üçte iki ço-
ğunlukla karar verildi."
Sosyal Sigortalar Kurumu'nca alınan en yüksek prim, en yük-
sek devlet memurunun ödediği primden %26 daha fazladır.
SSK EN YÜKSEK ÜCRET VE PRİMİ
Ücret
600.000.000
%14S*gortak
84.000.000
%27 Işveren
162.000.000
%41 Toplam
246.000.000
TTB'nin duyarlılığı
süpüyor
Cumartesi günkü yazımızdaTürkTa-
bipleri Birliği'nin, TBMM'de görüşülmek-
te olan ve milyonlarcayurttaşın sağlık hak-
kmı paralılaştırmayı amaçlayan "dönerser-
maye yasa tasansı"na karşı çıkıp çıkma-
ma konusunda önemli bir sınav verece-
ğini dile getirmiştik.
ÇanakkaleTabip Odası Başkanı Zafer
Doğan aradı ve döner sermaye uygula-
masının sağlık çalışanlannı birbirine dü-
şürecek, güvencesiz, keyfiyete dönük
biryöntem olduğunu, halkın hortumlan-
masına neden olacağını kamuoyuna açık-
ladıklannı, açıklamaya devam edecekle-
rini duyurdu. TTB Genel Sekreteri Eriş
Bilaloğlu da, bir adım ileriye giderekTTB
Başkanı Prof. Dr. Nusret Fışek'in girişim-
leriyle çıkanlan Sosyalleştirme Yasası'nın
40. yılında, yani 12 Ocakta bir basın top-
lantısı ile "Sosyalleştirme Genel Kuru-
/u"nu toplantıya çağıracaklarını belirtti:
"Sosyalleştirme Genel Kurulu, 1961'de
yürürfüğegiren Sosyalleştirme Yasası'nda
yer alan ve yılda en az bir kez Sağlık 6a-
kanı'nın çağnsı üzerine toplanması gere-
ken; meslek kunjluşlannın, II sağlıkkurul-
lan temsilcilerinin de katılması öngörülen
çok demokratik bir kuruldur. Sosyalleş-
tirme Genel Kurulu, yasa gereği olması-
na karşın geçen 40 yıl içinde birya da iki
kez toplanmıştır. Biz bu yıl 12 Ocak'ta bir
basın toplantısı ile yasadaki yetki bize ait
olmasa da Sosyalleştirme Genel Kurulu'nu
toplayacağımızı kamuoyuna ilan edece-
ğiz. Böylelikle birinci basamaksağlık hiz-
metlerinin piyasalaştınlması da dahilbir-
çok konunun geniş bir p/arformda tartı-
şılmasına olanak sağlanacaktır."
Hekimlerin ve hekim örgütlerinin, sağ-
lığa tlyat etiketi yapıştınlmak istenmesi-
ne karşı duyartı olduklanndan zaten kuş-
ku duymuyorduk. Son açıklamalar bu
düşüncemizi pekiştirmiş oldu.
HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ igulgec@yahoo.com
Koy/tViMMıf
KİM KtME DUM DUMA behicakCa turk.net
BULUT BEBEK NVRAYÇİFTÇ! bulutbebekin hotmail.com
Kanun hükmünde
bi kararname ile
İkibin'i
İk'ıbinbir
izin
H A R B İ SEMÎH POROY semihporoy@yahoo.com
TARlHTE BUGÜN MİJMTAZ ARIKAN 8Ocok
VAMPIR KORKUSUNDAN'/.
t9?3 TE 8UGÜN/
INGİLİZ. POt-İSf, SARİP BİR
İMCELBMEYE SAŞLAMrŞTI. 25 Y/i. ÖMC£ INGfL
TEes'ye yeeLeçeN Bf& ,
P£ ÖLÜ 8ULUMMAS(rLA İLSİU OO4M OLAf,
EC KOY/İN POUS-LE&İ ŞAŞK/MA ÇE-
İ. SOGUŞTVGMA &4fL4e£
tfTli : "O, NEK r£ıRO£
OLDÜĞUMJ ÜÜ
Lt'NtN EUİ; DR4KULAMN ŞATOSU GtSİrPİ.. 7Z/M
EŞYACAIS. 1/AMPtRC.EeLE ti&İÜy&İ. ANCAtC, OTOP.
St SOUUN0A, AMMtM; SOĞ4ZM/ T7&4y*)N B/G
SAÜMISA/C yÜZÜMDEM ÖLÛÛSÜ A U l A Ş f
GÖRÜŞ
TAHSİN M. HOŞATAR
Ahmet Tahtakriıç'ın Anısına
Efsane kaymakam.
Rize'ninşirin ilçesi Pazarlılar böyle bilir Ahmet
Tahtakılıç'ı...
600 yıllık. Osmanlı varlığının hiçbir şey verme-
diği Pazar ilçesinde (eski adıyla Atina) yol yoktur,
okul yoktur, hastane yoktur. Aile işletmesi şeklin-
deki küçük tanm alanlarında insanların üretme-
ye ve ürettiğiyle yetinmeye çalıştığı yıllar...
Yıl 1936. Genç bir kaymakam atanır bu ilçeye.
Hizmet için yirmi dört saat yetmez kendisine. Sa-
dece kendisine mi, eşine de yetmez zaman. Genç
cumhuriyeti sırtlarında taşırlar. Merkez köylere
yol ve okul, ilçeye de bir ortaokul yaptırırlar. Yap-
tınrlar demek yetmez, bizzat yaparlar. Eskiler or-
taokulun yapılışını öyle anlatır. Genç kaymakam
Tahtakılıç ve eşi her gün ortaokul inşaatındadır-
lar çünkü. Ortaokul deyip geçmeyin, o yıllarda Do-
ğu Karadeniz'de sadece Trabzon ve Rize'de var
ortaokul.
Pazar Ortaokulu'nun örneği Doğu Karadeniz'de
yok. Geniş dış alan, spor ve oyun yeıieri, uygu-
lamalı tanm bahçesi, işlikler, toplantı salonu, kü-
tüphane, ses geçirmez duvariar. Ve Rize-Hopa ara-
sının en yüksek okulu.
55 yıl ortaokul olarak hizmet veren bu kurum,
Pazariıların bitmez sevgisi sonucu, bir süre Ana-
dolu lisesi olarak, bugün ise Ahmet Tahtakılıç II-
köğretim Okulu olarak eğitim dünyamıza katkı
sunuyor.
196O'lı yıllarda ögrencisi olmakla övündüğüm
Pazar Ortaokulu'nun duvar gazetesinin adı Tan-
tak\lıç'X\. llkyazım orada yayımlandı. Tahtakılıç'
adı bana ilginç gelmiş ve rahmetli babama sora-
rak nedenini öğrenmiştim. O günden beri yakın-
dan tanışamadığım bu kişiye derin saygı duyu-
yorum.
Pazar ilçesini, Doğu Karadeniz'de kültürel yön-
den farklılaştıran ve ülkemize nice aydın ve bü-
rokrat kazandıran bu kurum Ahmet Tahtakılıç'ın
eseridir. Kim bilir böyle nice yapıtları var yurt dü-
zeyine yayılmış.
Bu değerli devlet adamının vefatını bir ölüm
ilanından öğrendim. feşinden çok az yürek ya-
nığı yazı yazildı. Bazı kişi ve kurumların başsağ-
lığı ilanlarını boşuna bekledim. Adınayakışır bir-
kaç kuruma adı verilir diye de bekleyeceğim.
Işıklar içinde uyu efsane kaymakam.
BTJLMACA SEDATYAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Küçük testi.
çömlek. 2/ Ke-
miklerin yu-
varlak ucu... 3
Ray üzerinde
işleyenbirtaşı-
ma aracı. 3/
İçinde afyon
bulunan sulu
ilaç.4/Yaprak-
ların düz ve 8
parlak bölü- g
mü... İki ağaç
arasına asüarak içinde
yatılan ağ yatak. 5/ 1
Kripton elementinin 2
simgesi... Birnota. 6/ 3
Müslüman olmayan .
Arapların ödemekle
yükümlübulundukla-
ncizyevergisi...Utanç °
duyma. II Karakter...
7
Un, et ve bamya ile 8
yapılan bir yemek. 8/ 9 _ _ _
Japonlara özgü çiçek düzenleme sanatı. 9/ Yahya
Kemal'in hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri... Eski dil-
de su... Üstü kapalı olarak anlatma.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kayığı karadan halatla çeken kimse. 2/ Eski Türk-
lerde çocuklan koruyan tanrıça... Bir meyve. 3/
Meyvelerinin insan biçiminde olduğuna inanılan ef-
sanevi ağaç. 4/ Bir bilgiyi gösteren simgeler dizge-
si... Eski Mısır'da güneş tannsı... llaç. 5/ ABD'nin
bir eyaleti... Ege Bölgesi'nde bir dağ. 6/ Leonar-
do da Vinci'nin ünlü tablosu. 7/ Keskin kokulu do-
ğal madde... Küçük erkek kardeş. 8/ Gözleri gör-
meyen... İyi yetişmiş. değerli kinıse. 9/ Rey... Ka-
nncayuvası.
M
E
L
E
s
•T
L
O
Ej
S
A
M
T
1B
A
D
Z
T
L
|
A
K
A
L
A
G
R
1E
R
1LL
E
M
E
IA
L
1N
E
I
u
L
U
K
A
T
A
•
Iz
D
R
A
M
A
1A
L
T
E
D
T
•B
A
L
T
"5"
K
U
T
|
N
M
T
Cumhuriyet
k i t a p 1 a r 1
Aml Çeçen
Atatürk'ün Kültür Kurumu
HALKEVLERİ
Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal birikiminin kültürel
yanını ortaya koyan bu eserin. genç kuşaklar ve Türk
kamuoyunun, cumhuriyet tarihimizi günümüz
koşullannda yeterli bir düzeyde değerlendirebilmeleri
için bir başvuru kaynağı olacağı açıktır.
p*Cumhurty»( Çağ Pazartama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41
^ kitap kulübû (34334)Cağaloğlu-istanbul Tei: (212)514 01 96
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük
Bizim Cazete
Ülke sorunlarına ilişkin raporlanyla, araştırmalanyla,
köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumların
gazetesi.
Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75