22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinkaya • Yazıışlen Müdürii. lbra- him Yıldız • Sorumlu Mudür. Fik- ret Ilkiz • Haber Merkezi Müdürü' Hakan Kara Istıhbarat Cengiz Yıktınm • Ekonomı ÖzlemYüzak • Kulıur Handan Ş«nköken • Spor Abdûlkadir Yücelman#Makaleler Sami K>r*örcn # Duzeltme Abdullah \ azıcı • Fotoğraf Erdoğın Köseoğln • Bılgı-Belge Edibe Bafr» • Yurt Haberlen Mehmet Faraç • Avrupa Temsılcısı Güray Öz Yayın Kurulu İHun Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkava. Şûkran Sooer. tbrahim Yİldız,Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısi Mustafa Balbay Atatürk Bulvan Ncr 125,Kat 4,Bakanlıklar-AnkaraTel-4195020(7hat), Faks: 4195027 • lzmır Temsücısi Serdar Kmk, H ZıyaBlv. 1352S 2.3Tel 4411220. Faks 44!9117#AdanaTeınsılcısı. Çetin Yiğenoğlu, inönüCd 119 S Nol Kat:l,Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Müessese Muduru Üstfin Akmen • Koordınatör Ahraet Korulsan # Muhasebe Bülcnt Yencr • tdare Hüseyin Gürer • Sahş Farilet Kuza MEDVA C: • Yontfım Kurulu Başkanı - Genel Mudür Gilbin Erduran • Koordınatör Reha Işıtman 0 Genel Müdür't ardımcısı Sevd» Çob«B Tel 514 07 53 - ks 5B8463 Ya.Yimlatan >e Basan: Yenı Oun Haber Ajansı. Bas,ın ve \ avıncılık A Ş Türkocagı Cad 39 41 Cagalo£lu 34334 Istanbul PK 246 - Srrkecı 3443S Istanbul Tel (O;i2)512O5O5(2Ohatl Faks <O212|5P85<>5 www.cumhunyet com.tr 8OCAK2001 îmsak: 5.48 Güneş: 7.22 Öğle: 12.18 tkindi: 14.38 Akşam: 17.01 Yatsı: 18.28 Mntli modeiler podyumda • Haber Merkezi - Son yıllarda Hindistan'da moda gösterileri oldukça popûler hale geldi. Bunda Hintli modellerin uluslararası defılelerde sergiledikleri performans ve güzelliklerinin de etkisi büyük. Geçen günlerde Hindistan'da düzenlenen bır defılede de 2001 yazının modasından örnekler sunuldu. Çevre Bakanı TekiPdağ'da • TEKtRDAĞ (AA) - . Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, 2000 yılında Tûrkiye genelinde hazırlanan 130 çevre projesinden 58'i için 1 trilyon 290 milyar lira harcama yaptıklanru belirtti. Aytekin, memleketı Tekirdağ'da dûzenlediği basın toplantısında, Trakya'ya çevre konusunda daha büyük yatınmlar yapılması gerektiğini, bunun için de bakanlık bütçesınden büyük bir pay ayırmayı düşündüklerini söyledi. Trakya'da akarsu kirliliğinin had safhada olduğuna dikkat çeken Aytekin, Ispanya "dan gelecek olan 800 milyon dolarlık kredinin, 100 milyon dolannın Trakya için kullanılmasına çalıştıklannı kaydetti. Yağışiı hava geliyop • ANKARA (AA) - Türkıye, Balkanlar üzerinden gelen yağışh havanın etkisine giriyor. Devlet Meteorolojı Işleri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre bugün yurttayağış beklenmiyor. Türkiye, yanndan itibaren Balkanlar üzerinden gelen yağışh havanın etkisine girecek. Buna göre yarın Kıyı Ege, Marmara'nın batısı ile Batı Karadeniz yağmurlu, dığer yerler parçalı ve az bulutlu olacak. 10 Ocak Çarşamba günü ıse Marmara Bölgesi, Ege ve Batı Akdenız dışında diğer yerler yağışlı, hava sıcaklığı ise mevsim normallerinin 1 -2 derece üzerinde seyredecek. DPYve Bursluluk Smavı • ANKARA (ANKA) - Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nca düzenlenecek Devlet Parasız Yatıhhk ve Bursluluk Smavı başvurulan bugün başlıyor. DPY ve Bursluluk Sınavı için adaylar 25 Ocak'a kadar başvuru yapabilecek. Sınava, ilkögretim 4, 5, 6,7 ve 8'inci sınıf öğrencileri ile ortaöğretim kurumlannın 9,10 ve 11 'inci sınıf öğrencileri başvurabilecek. Adaylar, sınav kılavuzu ve başvuru formunu okullanrvdan alabilecek. Öğretmen çocuğu olanlar durumlannı formda işaretleyecek. Okullarda yeterli rehber öğretmen çalıştınlmaması, ergen gençlerde intihar eğiliminin saptanmasını geciktiriyor Çocukher yaşta îlgî belder• Karne dönemi yaklaşırken uzmanlar velileri uyanyor. Anne babalar "marjinal arkadaş gruplan. hız tutkusu, alkol, sigara ve uyuşturucu madde bağımlılığı" gibi tehlikelere karşı çocuklannı bunaltmadan yakından izlemeliler. YUSUFZtYAAY Liseli gençler arasında ar- tan intihar olaylan anne baba- lan kaygılandınrken. özellik- le karne dönemi yaklaşırken uzmanlar, anne babalann "marjinal arkadaş gruplan, hız tutkusu, alkol, sigara ve uyuşturucumadde bağımhlığr gibı tehlikelere karşı çocukla- nnı bunaltmadan yakından iz- lemeleri ve çocuklanna karşı ilgisiz davranmamalarmı öne- riyor. Özellikle 15-20 yaşlardaki birçok çocuğun yaşamla ölüm arasmdaki ince çızgide gidip gelmelerine neden olan sorun- lannı gizlemesi, anne-babala- rının da çocuklannın iç dünya- sına yabancı kalması, gençle- rin, ölümü sığmılacak karanlık bir lıman gibi görmesine neden olabüiyor. Ortaöğretim çağındaki genç- liğin başansız kame getirme- si, marjinal arkadaş gruplanna girmesi ve okul çetelerine ka- tılması, bugençlenn intiharava- ran nrtınah içsel yokuluklan- nı acı sonla noktalayabiliyor. Hız merakı, alkol, uyuştu- rucu ve sigara bağımlıhğına saplanan çocuklannı kaybeden anne babalara her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Psikiyatri uzmanlan, ergen- lik çağındaki gençleri yaşama küstüren nedenleri, çevre et- kenlerinden önce bu gençlerin iç dünyalannda aramak gerek- tiğını vurguluyor. Köknere göre, karşıhksız aşk. kınk karne, ekonomik sı- kıntı, satanizm ve benzeri alt kültürelgruplarlayaşama, uyuş- turucu gibi etkenlerin gençleri intihara sürüklemede payı ol- makla birlikte asıl neden, derin ruhsal sorunlarda aranmah. Köknel, anne babalann, ço- cuklannın alışılagelmış davra- nışlannınfıızh birdeğişime uğ- raması durumunda ruhsal so- runlardan kuşkulanmalan ve yardım ahnalannı önerdi. Köknel, çocuklannın aniden içe kapanmasını, arkadaşlany- la ilişkisini kesmesini, aşın tembelbiröğrenciykenbirden- bire aşın ders çalışan bir öğren- ciye dönüşmesini, anne baba- lara kuşku duymalan için ye- terli nedenler olarak gösterdi. Prof. Köknel, anne babalann bu durumdaki çocuklanyla etkili bir iletişim kurmalannı öne- rirken, ailenin çocuğunu bu- naltmadan ügilenmesi ve çocu- ğun yaşama baglanmasına yar- duncı olmasını istedi. PsikıyatrDr. MüjenÜnemde, "Çocuğunuzun okuMaki reb- beröğrednenleri,okul idareci- leri ve gerekirse arkadaş grup- lanyla ilişki içinde ohın" uya- nsında bulundu. Neşdi cyunaûar SevhnU köpekler ve korkunç Glenn Close'la aynı filmde olabiürier.. fakat 102 DalmaçyalTnın yetenekü oyuneulan Ioan Gruffudd ve AJice Evans, filmdeki asıl se\irtikisimkrden.Evans, New Jersey'de doğmuş. tngittere'de büyümüş, Paris'te eğitim görnıüş bir göçmen. Empire dergisiyle Londra'nın popûler mekânlanndan The Cobden Club'da bir röportaj yapan Ioan ve ABce aynı yerde küçük bir de çekim gerçekleştirdüer. Röportaj ve çekimde oldukça neşeü görünen iküıden Evans, bir ekran testinden sonra Disney'den ciddi birinin geKp "Tebrikler! Siz 5-8 yaş arası çocuklann en sevdiği kadın karakter seçiküniz" dediğini ve buna çok sevindiğini söylüyor. Bu arada Gruffudd'm ise her yaştan genç kız tarafindan sevildiğini ekliyor. Röportaj sırasında Gruffudd'a sataşmadan edemeyen ABce, "Ioan ne zaman biriyle konuşmaya gitse dudağmda ruj izieriyle geri dönüyor*" diyor. Gruffudd ise tuvalete gidip plastik dudaklarla kendini öpmûş oiabileceğini söylüyor. Londra'da yaşadığı için çekimkrden sonra kendi yatağmda uyuvabibnekten hoşlandıgını beürten Ioan'a ABce, u Tabü ki çoğunlukla onu kendi yatağında bulamryoruz" diyerek takıhyor. . . . . Onlem alınmazsa Avrupa semalarıfelaketleregebe Gökyüzünde trafik sıkıştı • Her geçen gün Avrupa semalanndaki trafiğin daha da ağırlaştığı belirtilen raporun ardından AB ülkelerine "acil önlem ahnması" tavsiyesinde bulunuldu. LONDRA(AA)-tngil- tere başta olmak üzere Avrupa Birliğı üyesi ül- kelerin en üst düzeyde- ki sivil ve askeri havacı- lık otoriteleri tarafindan hazırlanan gizli rapora göre. her geçen gün tra- fiği daha da ağırlaşan Avrupa semalan yeni bü- yük havacılık facialanna Attan düstu Prens Charles onuız kemiğinikınh LONDRA(AA)-Prens Charles'ın, tilki avı sırasın- da attan düşerek omuz ke- miğini kırdığı bildirildi. Saint James Sarayı söz- cüsü, tngiltere'nın ortake- simlerindeki Derbyshire'de düzenlenen tilki avı sıra- sında prensin, annın yap- tığı ani bır sıçrayış sonu- cu düştüğünü ve sol omu- zunda küçük bır kemiğin kmldığını belirtti. Doktorlann açıkla- masında. kırığın kendi kendine iyileşebileceği, ancak Prensin bir süre omuz bandajı takması ge- rektiği kaydedildi. Prens Charles' ın yakın çevresi, durumunun iyi ol- duğunu ve kendisinin Highrove'da dinlendiğini açıldadı. gebe. Bu durumu tespit ettik- ten sonra bütün AB ülke- lerine "acil önlem alın- ması" tavsiyesinde bu- lunulan raporda, hava kontrollerini yapan kişi- lerin de kontrolün aşın kalabalık yüzünden el- lerinden kaçtığını açıkça itiraf ettiklerine dikkat çekildi. Bütün AB ülkelerinin ulaştırma bakanlanyla Avrupa Komisyonu'na gönderilen raporda pek çok verimsiz ve dikkat- siz uygulamaya yer veri- lerek havacılık alanında çalışan personel sayısınm gereğinin çok altında ol- ması ve zengin Avrupa ülkelerinin havacıhğın daha güvenli hale gel- mesi için yapmalan ge- reken altyapı yatınmla- nnı yapmamalannın öne- e-posta : tan @ prizma. net. tr mine de işaret edildi. Pek çok noktada hâlâ 50 yıl öncenin uygula- malanrun sürdüğü belir- tilen raporun son halıni almasının ardından, "Av- rupa'da Tek Gökyüzû'' adıyla Avrupa Komisyo- nu'na ulaştınlacağı kay- dedildi. The Observer gazete- sinin ele geçirdıği, çeşit- li ülkelerden pek çok si- vil ve askeri havacılık uz- manının bir araya gele- rek yazdığı raporda yer alan bazı öneriler şunlar: - Yetkilerle donanlmış özel bir uçuş güvenliği bi- rimi oluşturulmah, - Uçuş kapasitesi arto- nhrken hazuianacak gü- venlik harekât planına uygun olarak artonuna- a, - Pilot ve kontrolörler için ceza getinneyen bir beyan sistemi ohıştunü- mah, -YeniteknoJojiye ve da- ha iyi bir aKyapıya ulaşı- labilmesi için daha çok kaynak aynlmah, - Askeri uçaklar sivil hava trafîğinin tamamen dışındakibirbölgedetat- bikat uçuşlan yapmah, - Dahafazla hava trafık kontroiörfi göreve getiril- meö ve çahşmakta olanla- nn hizmetiçieğitimlerine önem verihnefi. Bu arada, Ingüiz Hava- yollan British Ainvays1 in (BA) geçen haftalarda at- lattığı büyük tehlikeye rağmen kokpit kapısını uçuş boyunca kilitli tut- ma seçeneğini benimse- mediği de açıklandı. SÖYLEŞİ ATTİLAILHAN 1994'te uzaya açılan Türkiye, 3'üncü uydusuna kavuşacak TÜRKSAT2AyfixiaOmaya ANKARA(AA)-TÜRKSAT 2A, bu gece TSİ 00.08'de uzaya fırlatı- lacak. Uydunun yörüngesine otur- tulması halinde Türkiye, televizyon ve radyo yayınlan ile haberleşme ve internet bağlantısında yenı ola- naklara kavuşacak. Gölbaşı'ndakı TÜRKSAT Uydu Haberleşme Merkezi Müdürü Meh- met Toros'tan aldığımız — — — bilgiye göre. yurtiçı ve yurtdışı televizyon yayın- lan ile haberleşmesini ya- bancı uydu organizasyon- lanndan kanal kiralava- TÜRKSAT adı verilen uydu seri- sinden ük ikisinin yapımı, ana ve ye- dekkontrol istasyonlan, personelın eğitimi ve dokümantasyon sağlan- masını içeren 315 milyon dolarlık ihale ile ilk Türk uydusu TÜRK- SAT İA imal edildi. Ancak 1994 yılı ocak ayındaki fırlatılış sırasın- da uydunun fırlatıcı roketınde mey- • TÜRKSAT 2A, tek çanak antenle iki uydudan yararlanılrnası için TÜRKSAT İC ile aynı yörüngeye yerleştirilecek. rak yapan Türkiye, bu bağımlılığı- nı 1994 yıluıda kırdı. 1988 yılında yapılan fızibilite çahşmalanyla Tür- kiye'nin özellikle yurtiçı televizyon yayınlan ve haberleşmesını kendi uydulanyla yapmasının daha ekono- mik olacağınm ortaya çıkmasıyla, uzaya uydu gönderebilmek üzere 1990 yılında ıhaleye çıkıldı. dana gelen anza sonucu TÜRKSAT İA, Güney Amerika'daki Fransız Guyanası'nda bulunan Kourou üs- sünden fırlatıhşından kısa süre son- ra mfilak ettı. TÜRKSAT lA'mn başansız olması üzerine Türkiye, ikinci uydu TÜRKSAT lB'nınüre- tim sürecinin hızlandınlarak imala- tının birkaç ay içerisinde bitirilme- sini sağladı. TÜRKSAT İB, 11 Ağustos 1994 tarihinde Fransız Gu- yanası'ndan başanyla fırlatıldı. Fırlatılışı başansızlıkla sonuçla- nan TÜRKSAT 1A'nuı sigorta kap- samında olması nedeniyle ise bu- nun yerine, üretici firma Alcatel Space hemen yeni bir uydunun üre- timine başladı. TÜRKSAT İC adı- ^ — ^ nı alan bu uydu, Türki- ye'nin isteği üzerine kap- sama alanı daha da ge- nişletilereküretildive 10 Temmuz 1996 tarihinde ""•"•~"~ başanyla uzaya fırlatıldı. TÜRKSAT 2A üzerinden 60'a yakın televizyon kanalı, 70'in üze- rinderadyoyayını, il, ilçe ve belde- lerintelefon ve data haberleşmesi ile Türkiye'nin internet bağlantısının bir bölümü sağlanacak. TÜRKSAT 2A, bugünü yanna bağlayan gece Türkiye saati ile 00.08'de fırlatılacak. 'Kökü Dışarda' Demokrasi!.. 'Cunta' ve 'Darbe', Cumhuriyet nesillerinin unut- tuğu iki kelime idi: Gâzi, 'meşrû/yefç/'dir; Mûdafaa- i Hukuk Doktrini daha Amasya Tâmimi nde, hâ- kimiyetın -hem de kayıtsız şartsız- 'halkta' dacağı- nı açıklamıştı. 'Cunta've 'Darbe'. Devtet-i Aliyye'nin batış yıllannda, 'lüihatçı' olarak görünür; Müdafaa- i Hukuk, Ittihatçılar'a karşı olduğu için de, 'cuntacı' ve 'darbeci' olamazdı. O yüzden, 27 Mayıstan iti- baren, Türkiye'nin yaşadığı 'darbeter'; -iddiala- nn aksine- ne Atatürkçü idi, ne de Cumhuriyet- çi; onlan tarihteki yerlerine oturtmak için, 'dar- be' sürecinin ne zaman başladığına bakacaksı- nız; yâni, NATO'ya ve Batılı 'Sistem'e dahil olma- mıza! 'Aynanın tçindekiler' adını verdiğim roman dizi- sinin ilk üç kıtabında ('Bıçağın Ucu', 'SırUan Payı', 'Yaraya Tuz Basmak') 27 Mayıs'ı 'yeriiyenne' koy- mak istemiştim. llhâmi (Soysal) -ki, Kurucu Mec- lis'te üyeydi, 27 Mayıs'a toz kondurmazdı- bu ro- manlann, daha müsveddesini okurken, neyi, ne de- meye getirdiğimi fark etmiş; itirazı basmıştı. Onu, bu tavnnda tereddüde düşüren ne olmuştur, biliniz ba- kalım: Armando Uribe'nın, 'Kara Kftabt'nı okumak! Bu arada tabıı 12 Mart 'bâdiresi' yaşanmıştı; o 'is- tasyon 'dan, 12 Eylül 'ıstasyonu 'na doğru, paldır kül- dür ilerliyorduk; Armando Uribe'nin anlattığı, Şi- li'nin ve Allende nın birkaç yıl önce yaşadığı 11 Ey- lül tragedyası -aradaki inanılmaz benzerlikler- llnâ- mi'yi etkitedi; o esere yazdığı önsözde, şu satırian okur- sunuz: Yoksa Türklyeyi mi anlatıyor?' "...Uribe'nin 'Şili'de Amerikan Darbesi'n/, dün- yanm öteki ucundaki bir olayın öyküsü diye okuma- yın... Uygulamalannı Türkiye'de de, belirii bir ölçü- de görüp yaşadığımız bir o/ay diye düşûnerek oku- yun: şaşıp şaşıp kalacaksıntz! Sakın bu Armando Uri- be adı takma bir ad olup da. Türk/Amerikan ılışkile- rini anlatan, ama bunu sembollerie yapan bır Türk yazan olmasın? Yoksa, 'Şüi'deki Amerikan Darbe- si' maskesinin altında, Yunanistan'daA/1967 Al- baylar Cuntası olayı mı anlatılıyor; öykü oraya da uyuyor çünkü... Bu Güney Kore de olabilir, Vietnam da/.."(a.g.e.,s.8) 'Sistem', Soğuk Savaş'ın en yogun döneminde; 'Komünizm'i, -daha geniş kapsamlı olarak- 'Doğu Bloku Tehlikesi'ni, ustalıkla kullanarak; 'dost ve müttefikleri'n, istediği gibi 'terbiye etmiştir': Türki- ye, hem NATO üyesi, hem de Bat yandaşı olduğu halde; 'Cumhuriyeti'nin 'kamu öncülüğünde hız- lı sanayileşme' polıtikasını surdürmekte direniyon ABD'nin istediği, Dünya Bankası ve IMF denetimin- deki 'Serbest Pazar Ekonomisi'ne geçmıyorsa; aslında mevcut olmayan 'Komünist Tehlikesi' ba- hane edilerek, halkoyuyla seçilmiş yönetimler berta- raf edilebilir; aslında 'Ittihatçı' denilmesi gereken 'cuntalar', '/ttafıMçü'sıfatıyla 'ülkeyi uçurumun ke- nanndan' kurtarabilirdi. Eğer Şili'de. demokrasiye inancı tartışılamaz, öz- gürlükçü sosyalıst Salvador Allende, halkın oy ço- ğunluğuyla ıktıdar olmuş; ABD denetimindeki ulusal zenginliklerini (bakır madenleri) ulusallaştırma'ya doğru gidiyorsa; ülkeyi 'alçak kızılların elinden', ABD'nin denetimi altındaki Pinochet'nin 'cuntası', üstelik 'demokrasi' adına kurtarabilirdi.. 'Darbeci' askeri 'cuntalar', 'Soğuk Savaş' boyunca 'Sistem'e, Çokuluslu Sermaye'nin 'tahakkümünü" Bab'da 'pe- kiştirmek' bakırrundan, hayli işe yaramıştır; iyi de, Sovyetter Birliği dağıtılır, 'Soğuk Savaş' biterse, 'is- tenmeyen yönetimler' nasıl alaşağı edilecektir? Ne dersiniz? Yoksa, 'hürriyete susamış halk yı- ğınlannın, baskı rejimine karşı galeyana gelme- si'yte mi? Galeyana nasıl mı geliyorlar? Vıncent Jauvert, Sırbistan Olayı'nı örnek edinerek, bunu pek güzel anlatıyor. "Slvll toplum kunıluşlarr ne l$e yanyor? "...Sırbistan'daki 'devrim', on bir yıldır süren re- jimin yozlaşmasından ve ekonominin çökmesinden bunalmış halkın, uyanıp gerçekten ayağa kalkması- nın bir meyvesidir; ama aynı 'devrim', garip bir 'ya- bancı bankalardaki hesaplar' ve' Alman markıyla do- lu valizter' hikâyesidir. Bir yılı aşkın bir süre, Stobo- dan Miloşeviç'e kafa tutan, bütün 'muhaJefet' -yâ- ni 'bağımsız' media'/ar, sivil toplum kuruluşlan, bu arada OTBOR (öğrenci örgütü) ve 'siyasi partiler'- başta Washington olmak üzere, Bat'dan gönderi- len para sayesinde ayakta kalabildi. Ister kabul et- sinler, ister etmesinler, Vojislav Kostunica ve or- taklan, eylül seçimlerindeki zaferlerini, Bat'nın bu 'güçlü dövizter 1 musluğunu açmış olmasına borçludurlar..." "...top/am olarak biryılda, media'/ar, partler, 'de- mokratik' örgütler ve 'muhalif' şehirler; yüz milyon- larcafrangaeşdeğerbir 'ecnebi' yardım aldılar. Tam olarak, ne kadardı bu yardım ? Sırbistan 'da hayli fa- a/ olan Soros Vakn'n/n bir yetkilisı, '...bu belki de asla bilinemeyecek!' diyor. Zaman zaman, hayfi karanlık görünen bu "yatınm'a; birden fazla hûkûmet, bazı vakıflar, sivil toplum kuruluşlan, -ve hiç şüphe- niz olmasın- 'gizü servisler' kattldılar. Hiçbirisi, Sur- bistan'daAv 'etkınliklerinin' aynntılannı açıklamaya yanaşmadı...1 ' 'ilglnç'bir bilanço... . ? '...biz, şöyfebirbilanço çkarabildik. Yugostavya'da- ki Miloşeviç'e karşı olan 'muhalefet'e göndenlen bu 'desteğin' yansı- üçte ikisi olması da ıhtmal da- hilinde- ABD'den geliyor. 1999 yazında NATO bom- bardımanlannın sona ennesini izleyen günlerde, Amerikan Kongresi, Sırbistan'/n 'demok'atikleş- tirilmesi' amacına, 25 milyon dolar tahsis etmişti; arkasından, buyılın başlangıcında Miloşeviç'/nse- çimlere gittiği anlaşılınca, Kongre buna 10 milyon dolar daha ekledi; bu 'yardımV dağıtmak gcrevıyse, Federal US AID Ajansı 'na verilmişti;yâni kine, 'çok özel' bazı Amerikan örgütlerine; orada dedkleri gi- bi, 'kamu' (hükümet) sivil toplum kuruluşlarna; ön- celikle IRI'ye, yâni International Repuiblicain Ins- titute'e; ve onun 'demokrat' ıkızı sayılan ND ye, yâ- ni National Democratic Institute'e..." "Tabii, US AID de, gizli ve hızlı davranabien, özel bürosu Office of Tranisition Inrtiatives (OT1) üze- rinden ayn bir eylem yürütmüştü. ABD'li br diplo- mat, '..bunlar neredeyse CIA kadar etküdir 1 di- yerek durumu netleştiriyor. OTI 'denyedi kişı Sırbis- tan konusunda, geceli gündüzlü çalışmışla: Ame- rikan 'öntemlerinden1 birisi de şuymuş. 2000 nlı Tem- muz'unda, ABD Dışişteri Bakanlıgı, seçm kam- panyasının başladığı sırada; Budapeste'de(Maca- ristan), Yugoslavya'daki gelişmeleri izfemekle yükümlü, 'hayali' bir büyükelçilik açmışt; ssıl gö- revi Sırbîstan'da, Miloşeviç'i deyirmek anacıyla faaliyette bulunan, bütün Amerikan örgirJerinin çabalannı koordine etmekti!.." (Le NcuveObser- vateur, 7 Aralık 2000). Tabii ABD bu 'destekte yalnızdeğil, başkalaıdavar. Meraklısı için not: Bkz. 'Armando Uribe', 'lara Ki- tap/Şili'deAmerikan Darbesi', Bilgi Yayıneı. 1975. Rakamlan karşılaştırmak için, bkz. Çapra Kur 1 Doiar= 7.0639 Fr.F. ya da 1 Dolar= 674.6O TL; ya da 1 TL= 93.975 Fr.F. rfttpy/www.pıizma.nettr/AILHAN http-y/www.bilgiyayınevi.com.tr7ailhan Faks/0-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle