Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 OCAK2001 PERŞEMBE
8 HABERLERIN DEVAMI
Zonguldak
Yurdun kuzeydoğu ke-
sımlen parçalı bulutlu,
Orta Karadenız kıyilan.
Doğu Karadenız ite Do-
ğu Anadolu'nun kuzey-
doğusu yağışlı. otekı
yertef az bulutlu geçe-
cek Yağışlar Orta ve
Doğu Karadenız kıyıla-
nnda yağmur, ötekı
yerlerde karla kanşık
yağmur ve kar şeklın-
de oiacak
EZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
B
B
K
B
B
B
Y
y
0
1
1
8
6
6
6
5
Münih
Beriin
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Bejgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
Y
Y
Y
PB
PB
A
2
4
8
5
10
10
16
17
6 Zürih Y 6 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
PB
K
B
PB
PB
Y
B
ü
13
-13
6
9
0
10
20
PB 19
0Aç.k k
Çok bulutlu m Yağmuriu Kartı Sulu kar »Göfcgürffltüi.
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
de bırakan hiddet ve şiddetindeki nedeni soranla-
ra şu yanıtı verdi:
"Iktidara geldiğimizden beri yolsuzlukla en keskin
şekilde mücadele etmemize rağmen, sanki bu hü-
kümet yolsuzluk ve rüşvetle uğraşmıyormuş, onun
için asker onun yerini alıyor havası vermek isteyen
bazılan var. İşte buna kızdım."
Rejimsel kaygılardan söz etmeye başlaması; btr
askerin, Genelkurmay'la uzak yakın ilişkisi olmayan
irctelemesiyse, vay halimize!
Başbakan'ın bu konuşmasından sonra yardımcısı
Mesıit Yılmaz, açık seçik ifadelerie, üstelik isim ver-
me cesaretini göstermeden askerieri de kimi med-
yayı da suçladı.
Son olarak Yılmaz, "En büyük yolsuzluklar askeri
dönemlerde olur" dedi.
Geçmişe bir göz atalım: 27 Mayıs 196O'ta yöneti-
me el koyan askerler isteseler milyarfarca dolara sa-
hip olabilirier ya da yolsuzluklara göz yumabilirlerdi.
Yazlık-kışlık saraylarda oturan Yılmaz; bugün bir
zahmet 27 Mayıs'ı gerçekleştirenterin evlerine gitsin.
12 Mart müdahalesini yapanlann yaşamlannı izle-
sin. Nihayet 12 Eylüt'ü gerçekleştiren kadrolann yap-
tınmlannı incelesin.
Saptanacak yaşamsaJ okjuiar; Yılmaz'ı utandıracak
ve "en bûyük yolsuzluklann askeri dönemlerde ger-
çekleştiği" savını çürütecektir.
Oysa demokrasilerdeki yolsuzluk dönemlerine kı-
saca değinirsek Yılmaz'ı ve savlannı tersine çevire-
cek bir tabloyla karşılaşırız.
Bugün ortalığı kasıp kavuran yolsuzluk olaylan
1990-2000 yıllan arasındaki iktidarlann marifeti:
Yani, Özal, Demirel, Çiller, Mesut Yılmaz ve Ece-
vit dönemlennin.
Örneğin, son "Beyaz Enerji" skandalı, Başbakan
Ecevit döneminin eseri.
öldürmeden önce, ölmeyi ögrenmek gerek!
Sapmalar-Saptamalar
Başbakan ise, yüreğindeki yangını söndürmeye
çalışan yardımcısının her çevreyi suçlamaktan vaz-
geçmesi için parmağını oynatmıyor.
Ustelik, gün geçtikçe yetkilisinden alınan demeç-
ler, Başbakan'ın yakındığı jandarma krizinden ancak
Hürriyet'in yayınıyla haberdar olduğunu, mantığının
ne denli yanlış varsayımlara, hatta komplo teorileri-
ne yuvariandığını da belgeliyor.
Şu hale bakınız: Içişleri Bakanı Tantan dün yayım-
lanan demecinde, "Operasyonu jandarma ve emni-
yet birlikteyönetti. Sonunda Eneni Bakanı'na brifing
verdik" dedi.
Enefji Bakanı ErsümerdeTantan'ı doğruladı: "So-
ruşturmayla operasyonlanjandarmanın polisle birlik-
te yürüttüğünü biliyordum."
Ne çare; yasayla Içişleri'ne bağlı olan jandarmanın
Beyaz Enerji operasyonundaki yerini "araştırdığım"
söyleyen Başbakan, hükümet içinde ilgili herkesin
-hatta, soruşturmayı yürüten savcının- aylardır bildi-
ği gelişmeleri bilmiyor!
Bir yığın saçma sapan açıklamalar yerine; yapaca-
ğı tek hareket soğukkanlı bir devlet adamına yaraşır
biçimde daha ilk gün o demeci kimin verdiğini sap-
tamaktı.
DSP grubundaki konuşması; o yola girdigi izleni-
mini veriyor.
Bu kez de sözünü ettiği "gizligörevlilerin" arkala-
nnda örgüt olmadığını söylerken; Içişleri Bakanı'nı,
Jandarma Komutanı'nı, Genelkurmay Başkanı'nı, is-
tihbarat örgütlerini "temize çıkanyor".
öncelikle kendisini bilgisiz kılan bakanlan uyarma-
sı gereken Ecevit; 41 kerre maşallah, bir de sağlıklı
güvence veriyor
"Hiç kimse rejime ilişkin kaygı duymasın."
Ya, ne demezsiniz?
Ecevit'le görüştü
Talabani, Türkiye'den
mali destek istedi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara'da
temaslarda bulunan Irak
Kürdistan Yurtseverier
Birliği (IKYB) lideri
CelaJ Talabani. Başbakan
Bûknt Ecevit tarafından
kabul edildi. Türkiye'den
askeri değil mali,
ekonomik ve kültûrel
yardım istediğini belirten
Talabani'nın, kendı
bölgesınde sağlık
personeli sayısının çok
yetersiz olduğu için
Tüıkiye'den "doktor"
istediği kaydedildi.
Türkiye, PKK ile
mücadele konusunda
geçen yıllara oranla daha
inandınct olan KYB'nin
destek istemlerinin
değerlendirileceğini
bildirdı.
Kuzey Irak'ın Irak
Kürdistan Demokratik
Partisi (IKDP) ile birlikte
önemli siyasi
aktörlerinden olan
Talabani, dünkü
temaslan kapsamında
Başbakan Ecevit
tarafından kabul edildi.
Ecevit-Talabani
görüşmesinde Kuzey
Irak'taki mevcut durum,
PKK'nin bölgedeki
varhğı ve Irak'ın
geleceği gibi konular ele
alındı.
Diplomatik kaynaklardan
edinilen bilgilere göre
Talabani, Türkiye'den
askeri destek yerine
"mali, ekonomik, siyasi
ve küıtüreT ıstemlerde
bulundu. Talabani
Türkiye 'nin
görevlendireceği baa
doktorlan Kuzey Irak'a
göndermesini de istedi.
Talabani'ye şu mesajlar
verildi.
• Irak'ın toprak
bütünlüğüne saygı
duyulması gerekir.
• Kuzey Irak, Türkiye
açısından hem güvenlik,
hem PKK açısından çok
önemlidir.
Ecevit, gazetecilerin
sorulan üzerine
Türkiye'nin, Kuzey
Irak'taki durumu için
başta gelen unsurun,
istikrar ve güvence
olduğunu belirterek
"Sayın Talabani ve
arkadaşian da bunun
değerini biByorlar" dedi.
Talabani ile
görüşmelerinın çok
yararlı olduğunu ifade
eden Ecevit,
falabani'nin askeri
yardım değil ancak
teknik ve ekonomik
yardım talebinde
bulunduğunu söyledi.
Talabani'nin Kuzey
Irak'ta Türk
işadamlanntn yatınm
yapmasını isteğini de
kaydeden Ecevit, bu
nedenle Talabani ve
arkadaşlannın Türkiye
Odalar ve Borsalar
Birliği yöneticileriyle
göriismesini sağladığını
bildirdi.
Ecevit: EHkta özlemcilerine dikkatANKARA (Cumhumet Büro-
su)-Başbakan BülentEcevit "Be-
yaz Enerji" operasyonuyla ilgili
tartışmalan değerlendirirken
-Birtakım guli göreviiler demok-
rasinin üzerine gölge düşürüyor.
Neyse ki, «tinriigim iztenime göre
bu gizü görevlilerin ardmda bir
örgüt yok, devletin resmi istihba-
rat örgütlerinden biri yok, Genei-
kurmay Başkanı yok" dedi. So-
rumlulann saptanması ve hakla-
nnda gerekli işlemin yapılması-
nın zorunlu olduğunu vurgulayan
Ecevit, "Eğer gereken işlem ya-
pılmazsa toplumdaki çok az sayı-
daki dikta rejimi ödemcileri yer-
siz hayallere, heveskre kapdabflir
ve kışkuHcıhğa kâlkışabüuier"
açıklamasuıı yapü. y- •-
Başbakan Ecevit, grup toplan-
tısında yaptığı konuşmada, son
operasyonla birlikte gündeme ge-
len tartışmalara değindi. "Bu so-
ruştunnarun önümüzdekigünler-
de kesin sonuca varacağmı umu-
yorum. Konu yargıda olduğu için
yonımda bulunmayacağım. An-
cak birtakun gizfa' göreviiler, de-
mokrasminüzerinegölgedüşürü-
yor'' diyen Ecevit, sözlerini şöy-
le sürdürdü:
"Bir gazetedeki açıklamalann-
da, bundan böyle 'pisliğe bulaşan
kim varsa üzerine gitmekte karar-
lıyız' dedfler. Kimmiş bunlar, gö-
revleri,yetkileri neymiş,befli değiL
Ama düğmeye basan ilgili bakan
değil, o gizli yetkOflermiş. O gizli
yetidfflerin kıha ileflgflibakanın
adı çizihneliynıiş. Yani bu gizli gö-
revlilerin bulunduğu yerde seçim-
le gelen görevlilerin esamisi okun-
mayacak. Nej se ki, edindiğûn izie-
nime ve bilgilere göre, bu gizli gö-
revlilerin ardında birörgütyok. Bi-
Uyorum ki, Içişleri Bakanı da yok,
Jandarma Genel Komutanı da
>ok, Genelkurmay Başkanı da yok,
de\letin resmi istihbarat örgüde-
rinden biri de yok. Sadece perde
arkasmda, demokratik hukuk
devleti kurallarmı özümse\eme-
miş ldmliği belirsiz birtakım kişi-
ler var. O nedenle içerde \e dışar-
da hiç kimse Türkhe'deki rejime
ilişkin bir ka> gı du\ mamahdır. Ye-
ter ki bu üzücü olaym sonımlulan
saptansm ve haklannda gereken
işlem yapılsm."
Ecevit, sorumlular hakkında ge-
reken işlem yapılmazsa "toplum-
daki çok az sayıdaki dikta rejimi
özkmcilerinin yersiz hayallere ve
heveslere kapıhp kışlortıcüığa kal-
kışabileceğini"* vurguladı. Ecevit,
''Kimse kaygı duymasm. demok-
rasi ülkemizde bir daha yerinden
ov naülma> acak kadar kökleşmiş-
tir ve tüm kurumlan ile işlemekte-
dir. Eksiğünizi, gediğimizi de bu
MecHs'in çatısı altında halktan al-
dığımız güçle kendimiz gidermek-
tejiz" dedi.
Ecevit, 57. hükümetin her tür-
lü yolsuzluğun, rüşvetin, çetele-
rin ve mafyanuı üzerine kararh-
lıkla ve demokratik hukuk devle-
ti kurallan içinde gittiğini sözle-
rine ekledi.
6
Mavi Akun' da mercek altındaANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Enerji ve Ta-
bii Kaynaklar Bakanlı-
gı'nca gerçekleştirilen
ihalelerdeki yolsuzluk ve
usulsüzlükleri ortaya çı-
karmak amacıyla başlatı-
lan "Beyaz Enerji" operas-
yonu çerçevesinde "Mavi
Aknn"projesi incelemeye
alındı. Tüm ihale işlemle-
rinin yürütüldüğü Enerji
Işleri Genel Müdür Vekili
Osman Ühan gözaltma
aluıdı. Böylece operasyon
çerçevesinde gözaltma alı-
nan bürokrat sayısı 9'a
yükseldi. Soruşturmayı
yürüten DGM Savcısı Ta-
lat Şalk, gözaltındaki eski
ANAP'h Devlet Bakanı
Birsel Sönmez'in eşi, ye-
ğeni, aynı zamanda avuka-
tı olan amcası ve Mehmet
Arabul'un avukatıyla gö-
rüşmesine izin verdi.
Beyaz Enerji operasyo-
nu geniş kapsamlı sürdü-
rülürken eski Devlet Ba-
kanı ve TEAŞ Yönetim
Kurulu üyesi Birsel Sön-
mez, görevden alınan
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanhğı Müsteşar Yar-
dımcısı Mustafa MendO-
doğiu, TEAŞ Genel Mü-
dürü Muzaffer Selvi, Ge-
nel Müdür Yardımcısı Ü-
nalPeker,TEAŞYükTev-
zii Başkanı Mustafa Ars-
lan, eski TEAŞ Yönetim
Kurulu üyesi Hanifi Baş,
Angora Evleri'nin müte-
ahhidi Hüseyin Arabul ve
Karadenız Enerji Şirke-
ti'nin sahibi Doğan Kara-
deniz'in sorgulan halen
devam ediyor.
Enerji ve Tabii Kaynak-
lar Bakanı Cumhur Ersü-
mer tarafından 4 Ocak'ta
görevden alınan tüm ihale
işlemlerinin yürütüldüğü
Enerji îşleri Genei Müdür
Vekili Osman Ilhan da gö-
zaltına alındı.
Savcı Şalk, Doğan Ka-
radeniz ve Osman îlhan
dışmdaki 7 kişi için DGM
Yedek Yargıçlığı'ndan 3
günlük gözaltı süresi iste-
di. Şalk'ın bu istemini ye-
rinde gören yedek yargıç-
uk ek gözaltı süresini ver-
di. Sorgusu tamamlanan-
lann cumartesi günü An-
kara DGM'ye çıkanhnası
bekleniyor. Savcı Şalk'm
9 kişinin Jandarma Genel
Komutanlığı Kaçakçılık
ve Organize Suçlarla Mü-
cadele Daire Başkanlı-
ğı'ndaki sorgulamalanna
katıldığı ve daire başkan-
lığında geç saatlere kadar
çalıştığı öğrenildi. Gözal-
tmdaki bürokratlann sor-
gusuna teknik olarak yar-
dımcı olmak amacıyla
müfTettişlerin de katıldığı
belirtildı. Soruşturmayı
yürüten savcı Şalk'a da
teknik olarak yardımcı ol-
mak için oluşturulan "bi-
Krkişi'' komisyonunun ilk
raporunu tamamladığı
kaydedildi.
Operasyon çerçevesin-
de Mavi Akım projesinin
de incelemeye alındığı
bildirildi. Mesut Yılmaz
başta olmak üzere hükü-
metin ANAP kanadının
gerçekleşmesi için yoğun
kulis yürüttüğü Mavi
Aknn projesinin Türkiye
ayağını yürütecek firma-
Iann partiye yalon olma-
sı yoğun tartışmalara yol
açmıştı.
Yıhnaz geçen yıl, hükü-
mette hiçbir sıfat taşıma-
masına karşın "resmi te-
maslarda bulunmak" üze-
re Enerji ve Tabii Kaynak-
lar Bakanı Cumhur Ersü-
mer'le birlikte Mosko-
va'ya gitmiş ve konuyla il-
güi yetkililerle görüşmeler
yapmıştı.
ANAP'ta 'aklanma' telaşı
AYŞESAYIN
ANKARA - "Beyaz Enerji"
operasyonunda, "yolsuzluk" suç-
lamalannın odağında yer alan
ANAP, "aklanma" telaşına düştü.
ANAP yönetimi, partilerine dö-
nük yıpratma kampanyasının ar-
kasında "AB karşırj çevrelerin bu-
lunduğu" görüşünü savundu.
ANAP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Mesut Yıl-
maz'ın ise önceki günkü grup top-
lanhsında parti yönetimine, Beyaz
Enerji operasyonuyla ilgili suçla-
malara dikkat çekerek "Ucu küne
dokunursa dokunsun, sonuna ka-
dar yolsuzluklann üzerine gidile-
cek" dedığı bildirildi. ANAP Grup
Başkanvekilı Yaşar DedeJek, Be-
yaz Enerji operasyonu nedeniyle
ANAP'a yöneltilen suçlamalarm
sadece partisini değil, bütün siya-
set kurumunu yıpratacağını belir-
terek hükümet ortağı partilerm li-
derlerinin de bu yönde açıklama-
larda bulunduğuna işaret etti.
Enerji Bakanhğı bürokratlanna
yönelik gerçekleştirilen "Beyaz
Enerji" operasyonunda, yolsuzluk
iddıalan nedeniyle köşeye sıkışan
ANAP'ta, Yıhnaz'm AB ısran ne-
deniyle partilerinin yıpratılmaya
çahşıldığı yorumlan yapılıyor.
Yılmaz'ın AB'ye uyum çerçeve-
sinde yeni demokratik açıhmlan
gündeme genrmesinden, özellikle
"askeri" çevrelerin rahatsız oldu-
ğuna işaret eden ANAP kurmay-
lan, "Yıtanaz her konuşmasında,
AB üyeliğinden vazgeçüemeyece-
ğini, demokratik açıhmlann zo-
runluolduğunuvurguhıyor.AB'ye
karşı çevreler ise buna ANAP'ıyro-
ratarak yanrt veriyor" görüşünü
dile getiriyorlar.
Yılmaz ise önceki günkü grup
toplantısında, partisinin yolsuz-
luklarla mücadele^e hükümet
içinde en fazla sorumluluğu üstle-
nen parti olduğunu dile getirdi.
Yılmaz, gnıbun basına kapalı bö-
lümünde de "Ucu kime dokunur-
sa dokunsun, bu konuda (Beyaz
Enerji) sonuna kadar gidilecek"
dedi.
ANAP Grup Başkanvekili Yaşar
Dedelek, son dönemde partisine
dönük eleştirilerin sadece ANAP'a
değil, bütün siyaset kurumuna za-
rarverdiğiniilerisürdü. Parh'sinin,
hükümet ortaklan ile "uyum soru-
nu" bulunmadığını, hükümetten
çekihne gibi bir durumun da söz
konusu olmadığını belirten Dede-
lek, partisine yönelik eleştirileri
"iyi nivetli dcğerlendiremedikleri-
ni" vurguladı. 57. hükümetı oluş-
turan partilerin, yolsuzluklann
üzerine gitme konusundaki karar-
hlığını, gerçekleştirilen operas-
yonlarla ortaya koyduğunu belir-
ten Dedelek, şunlan söyledi:
"Siyasetçinin vesiyaset kurumu-
nun üzerine gidümesinden sadece
ANAP değil, hükümet ortağı par-
tilerimizin liderieri de rahatsizhk
duymuşlardır. Aslında siyasi par-
tilerin üzerine gidilmesi, TB-
MM'nin yara ahnasma yol açar.
Saym Devlet Bahçeli de, Sayın
Başbakan da konuşmalannda, ge-
nel başkammızın görüşüne paralel
açüdamalarda bulunmuştur. Hü-
kümetortaklan arasında bir prob-
lem deyoktur, işbiriiği anlayışı için-
de bir hükümet işbaşında. O ne-
denle, vapılan tarnsmalan, yönei-
rilen eleştirileri iyi niyetii görmüyo-
nız. Bunlar. halkın kendi seçrik-
lerine olan umudunu yıkacak dav-
nuuşlanür."
Teftiş Kurulu raporları 6 ay bekletildi
• Baştarafi 1. Sayfada
poru, 23 Eylül 1997'de
onayladı. Başbakanlık
TefHş Kurulu'nca hazır-
lanan 22 Mayıs 2000 ta-
rih, 18/00-02,20/2000-91
ve 25/00-08 sayıh soruş-
turma raporlan, 24 Mayıs
2000'de Başbakanhk'a
sunuldu. Raporlarm su-
nulmasının üzerinden 7
ay 16 gün geçmesine kar-
şın suçlanan isimler hak-
kında herhangi bir işlem
yapıhnadı.
Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu'nca hazırlanan rapor-
da, bürokratlann katıldığı
iddiasında bulunulan vur-
gunun, sözleşmede yer
verilen kaçak ve kayıp
eneni oranınm, olağanın
çok üzerinde gösterihnesi
ile sağlandığı dile getiril-
di.
Rapora göre, kaçak ve
kayıp olarak gösterilen o-
ran yükseltilerek devletin
kasasına gıtmesı gereken
paranın tahsılatı yapıhna-
dı. Daha sonra girilen hu-
kuk mücadelesinde bir
miktar devlet alacağuun
tahsil edilmesine karşın
devlet zarannın bugünkü
rakamlarla 100 trüyonun
üzerinde olduğuna dikkat
çekildi. Vurgunun diğer
bölümünün de devletin
fırmalardan alacağı diğer
paralann yatuıhnamasın-
dan kaynaklandığı belir-
lendi.
Elektrik dağıtım fırma-
lan hakkında daha sonra
hazırlanan raporlarda ya-
pılan yolsuzluklar ve
usulsüzlüklere dikkat çe-
kildi. Başbakanlık Teftiş
Kurulu raporunda, yol-
suzluklara dikkat çekil-
mesine ve Danıştay'ın ip-
tal kararlanna karşın bu
flrmalarla yeniden sözleş-
me imzalandığı, bunun da
kamu zarannın göre göre
devam ettirilmesine ne-
den olduğu vurgulandı.
Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu raporunda, yolsuzluk
ve usulsüzlükler nedeniy-
le birçok bürokrat hakkın-
da soruşturma açıhnası is-
tendi. Raporda adı suala-
nan bürokratlardan bazı-
lannın, halen sürdürülen
Beyaz Enerji operasyonu
kapsamında gözaltında
bulunduğu belirlendi.
Haklannda soruşturma
açıhnası istenen bürokrat-
lann adlan şöyle:
Firmalarla ilişkileri yü-
rüten lcra Komitesi: Mu-
zaffer Selvi (gözaltma alı-
nan eski TEAŞ Genel
Müdürü). Ahmet SenoU
Celal Birinci, Zeki Göksu.
Yolsuzluk ve usulsüz-
lüklere katıldığı iddia edi-
len TEAŞ bürokratlan:
Zeki Köseoğlu, Muzaffer
Selvi, Ünal Peker, Timu-
çinTümer, Birsel Sönmez
(ANAP'h eski Deviet Ba-
kanı), Oktay Şaüroğlu.
Yolsuzluk nedeniyle
haklannda soruşturma is-
tenen Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanlığı bürok-
ratlan ise şöyle: Yurdakul
Yiğitgüden (Enerji Ba-
kanlığı Müsteşan), Hal-
dun Aüf (Danışman),
Mustafa Mendilcioğlu
(eski Enerji Bakanhğı
Müsteşar Yardımcısı) ve
Osman Ühan (ihalelerde-
ki kilit isim, Enerji Îşleri
Genel Müdür Vekili).
Necati Cumalı'yı yitirdik
• Baştarafi 1. Sayfada
lecek törenin ardmdan Teşvikiye
Camisi'nde öğle namazmdan
sonra Zincirlikuyu Mezarlı-
ğı'nda toprağa verilecek.
Necati Cumalı, 1921 yılında,
Yunanistan'da, Filorina'da doğdu.
Ilkokulu, Kurtuluş Savaşı sonrası
yerleştikleri Urla'da okudu, orta-
öğrenimini tzmir Erkek Muallim
Mektebi ve tzmir Atatürk Lise-
si'nde tamamladı. 1941'de Anka-
ra Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.
1945-1948 arasmda Ankara'da
MEB Güzel Sanatlar Genel Mü-
dürlüğü'nde çalıştı. 1950-1957
arasmda Izmir ve Urla'da avukat-
lık yaptı. Paris Basın Ataşeli-
ği'nde memurluk, Istanbul Rad-
yosu'nda redaktöriük görevlerin-
de bulundu. 1963-1965 arasmda
eşinin görevi nedeniyle Israil ve
Paris'te kaldı. Donüşünde yazarlık
tek uğraşı oldu.
Yazm yaşamına şiirle başladı.
1939 yüından itibaren, ilk şiirleri
Urla Halkevi dergisi 'Ocak'ta ve
'Yeni İnsannk', 'Küllük', 'Servet-i
Fünun', 'Varhk' dergilerinde ya-
yımlandı.
Gençlik dönemi şiirlerini
1943'te ilk kitabı 'Kızdçuflu Yo-
lu'nda topladı. Sanat anlayışını,
'Garip' ve '1940 Kuşağı'mn etki-
lerinden anndırarak kurmaya ça-
lıştı ve yalın, aydmlık bir duyarlı-
lığı lirik şiirlerle yansıttı.
Başlıca konulan bireyin güncel
kaygılan, sevileri, sevinç ve öz-
lemleri, aynlık ve acılanyla bir-
likte çağın sorunlandır.
1955 sonrasmda öykü, roman
ve tiyatro türündeki çalışmalanna
yöneldi. ilk öykülerinin toplamı
'YalnızKadm'ı, 1957 SaitFaikHi-
kâye Armağanı 'nı kazanan 'Deği-
şikGözle' adlı kitabı izledi.
Öykücülüğünün ikinci evresini
oluşturan gerçekçi çizgiye yöneh-
şinin ürünlerinde, taşra ve kırsal
kesim insarunın sorunlannı ir-
deledi. Romanlannda da bu tema-
yı, özellikle Ege Bölgesi çerçeve-
sinde işledi. 'Tütün Zamanı',
'Yağmurlar ve Topraklar', 'Aa
Tütün' bu çizgisinin başanh ürün-
leri olarak nitelendirildi. Akıcı, şi-
irsel bir dil kullanması dikkati çek-
ti. Çağdaş Türk edebiyatmın ve-
rimli yazarlanndan biri olan Cu-
malı, tiyatro türündeki çalışmala-
nyla da başanlar sağladı.Oyunla-
n çeşitli tiyatrolar tarafından sah-
nelendi. Öykü, roman ve oyunla-
nndan bazılan sinemaya uyarlan-
dı.
'Yağmurlu Deniz' kitabıyla
1969 Türk Dil Kurumu Şiir Ödü-
lü'nü, 'Makedonya 1900'le de
1977 Sait Faik Hikâye Armağa-
m'nı ikinci kez kazandı.
Arada çeviriler de yaptı. L.Hug-
hes'un, Apolünaire'in şiirleri, P.
Merimee,T. Storm ve G.Kefler in
oyunlan, Türkçeye kazandırdığı
yapıtlar arasındadır.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
hükümetlere düşen başlıca işlev, denetim meka-
nizmasını eksiksiz işletmek. Türkiye'de birinci so-
run bu.
9O'lı yıllar boyunca imzalanan enerji sözleşme-
lerinin içeriği kamuoyundan kaçınldı. Zaman oldu,
Danıştay bile bakanlıktan aylarca sözleşme örne-
ği bektemek durumunda kaldı.
2- Enerji sektöründeki garantili-uzun erimli ran-
tın boyutlan yeni ortaya çıkmış değil. Devlet Plan-
lamaTeşkilatı'nın (DPT) eski Müsteşan Orhan Gü-
venen, bu alanda, plansız programsız, üretim-tü-
ketim dengesinin kurulmadığı bir gidiş olduğunu
dile getirdi. Beraberinde sonunu getirdi. Ardından
müsteşariık koltuğuna oturan Akın Izmirlioğlu da
işin rant boyutuna bir kez girdi, bir daha girmedi.
Bu noktada şunu vurgulamak gerekiyor
9O'lı yıllardaki pislikleri ortaya çıkarmak işin bir
boyutu. Öteki boyutu da, bunlann yaşanmayaca-
ğı bir yapt-düzen oluşturmak.
3- Başbakan ve yardımcılan çalkantıyı sona er-
dirmek istiyorlarsa yapacaklan tek şey var... Ey
millet, işte ihalelerin dökümü deyip kamuoyuna
herşeyi açıklayacaklar. İşin doğrusu eğrisi bu aşa-
madan sonra ortaya çıkar. Kimse de zan altında
kalmaz.
4- Ecevit ve Yılmaz bunun yerine, "askeri re/im
istemiyonız, yaşasın demokrasi" demeçleri veri-
yoriar. Soruyoruz:
Yolsuzluklann siyasi uzantılannın da ortaya çıka-
nlmasını istemenin adı, ne zamandan beri askeri
rejim özlemi oldu?
Yolsuzlukla mücadele kredisi
5- "Beyaz Enerji" operasyonunun jandarma-
savcılık boyutuna yine geliriz; ikinci bölümü siya-
sal yansımalara ayıralım.
ANAP'ın içinde ciddi bir karmaşıklık dikkati çe-
kiyor. Yılmaz, ANAP'ın yolsuzluklarla mücadele
için kendi bakanını bile Yüce Divan'a yolladığını her
fırsatta vurgularken partisinin grup toplantısı ilginç
görüntülere sahne oluyor. YaşarTopçu, yolsuzluk-
lann üzerine gidenlerin üzerine gitti. Türk, Tantan
veTemizel için "3-7"çetes/"tanımını kullandığı id-
dialannı yalanlamadı. Topçu, toplantının basına
kapalı bölümünde, yolsuzluğa adı kanşan işadam-
larına yapılan haksızlıklardan dem vurunca, Yıl-
maz da "Onlann avukatı değil, politikacısınız" de-
mek durumunda kalmış...
Görünüm tam bir ANAP klasiği...
Topçu, Sinop milletvekili... Neydi Sinoplu Diyo-
jen'in o ünlü sözü?
6- Muhalefet partileri de afet. FP'nin bir yansı-
nın lideri Recai Kutan, olayın üzerine gitmek ye-
rine medyanın üzerine gitmeyi yeğledi. Tansu Çil-
ler de "Ne oluyor, her şeyin aydınlatılmasını isti-
yoruz, işte önergemiz" demek yerine, "Olayı so-
ruşturanlann önünü açın" gibi veciz bir değerlen-
dirme yaptı.
Muhalefetteki kelle kalabalığı bir yana, 25 kişilik
grubu olan, eteği taşsız, sağlam bir parti ortalığın
tozunu attınr.
7- "Beyaz Enerii'den önceki 11 operasyonun or-
tak özelliği, gözaltılann yolsuzluğa adı kanşan işa-
damlanndan başlaması idi. Buffalo'dan Balina'ya
hep böyle oldu. Biz de hep bu duruma dikkat çe-
kip sorduk:
- Bunlann devlet içinde, siyaset-bürokrasi aya-
ğı yok mu?
Şimdi daha farklı bir durumla karşı karşıyayız.
Işe, olaya adı kanşan bürokratlardan başlaridı.
Büyük olasılıkla bu bürokratlann ifadelerinin or-
tak özelliği şu oiacak:
"Bakan oluru ile iş yaptık!"
8- Dün biraçıklama da Dünya Bankası'ndan gel-
di. "Beyaz Enerji" operasyonunu yakından izledi-
ğini söyleyen banka yetkilileri, eklediler
"Yolsuzluklarla mücadelenin kalıcı hale gelme-
siiçin 800 milyon dolariık biryardım öngörûyoruz!"
Huyum kurusun, bu tür şeylere ters açıdan bak-
madan duramam...
Haberi okuyunca aklıma ilk gelen şu oldu:
Yolsuzlukla mücadele parasını da hortumlama-
sınlar!
ankcum@ttnetnettr
HAFTA SONU KÜLTÜR GEZİLERİ
SILTANAHMET \ E ÇEVRESt. Sınat Tarihçisi AtOU Tnu, 13 Ocak.
FENER, BALAT, EVÜP, Dr. Ebnoı HIDÇCT, 14 Ocık.
G.ALATA, TOPHANE, KARAKÖY, AZAPKAPI, Suut Tırilnisi
AtiMıTnn».20Ocat.
EDİR.NE, Saml Tırihyisi AtilU Tıım. 21 Ocık.
YURTDIŞI GEZtLERİ
2-6 Man
Kakin
Sanal Tanhçısı ATİLLA Tl NA cşlıgınöe Kihırenın sokai aralinnda gızem doiu
vûriiyü$ler Camılcn. kılısclm, çarjûan. smagoflin. müzden. pıramıtlen ile dolu
dolu beş gün Kahire
3-10 Maıi
Tarsvi. .\ıtak>a, Anlfp. Hal« (Sıriye)
Sanat Tanhçısı İNCİ Tl RKOGLlrehberhğmdebüyûlcyıcı Kjlikya arirolojısı ve
çar>ılan. hanlan. mafresden ile eski Oananlı Vilayetı Halep.
4-10 Man
Ynubl»
DOÇ.DR. M. İHSAN Tl NAY eşlıgınde artık klasıkleşmş olan bu tur Selanık.
Kavaia. Fılıppı. Attna. Meteora. Mıken. Konnt. Epıdavros (sınırtı sayıda yenmız
kalmışttr)
5-9Maıt
MalU'da Ortıçaj Mianrai
Dr. FERİDL N ÖZGC MtŞ ile Avmpa'mn en ı> ı kanınmuş ortaçağ numariığı
ömeklennın >er aldıfı Malta adasına bir keşıf yolculuğu. Valkttı. Gozo. Mlfana.
Û Sehırler. Tûrl Mezarlığı
Rezervuyoa:
0 212 » 2 28 74-75
FATtH 1. ASLtYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN
DosyaNo: 1999/380
Davacı Nilgün Kalkavan tarafından açılan gaıplık davasın-
da, Hâkimliğımizin 1999/380 esas, 2000/906 karar sayıh ve
15.12.2000 tanhli ilamı ile Istanbul, Fatıh, Küçükmustafapa-
şa, Cilt: 0048, Kütük: 0392'de kayıtlı Hüseyin ve Bedn-
ye'den olma 13.4.1957 dogumlu Erdoğan Kalkavan'ın 1995
yılında ölüm tehlikesı içinde kaybolduğu anlaşüdığından ga-
ıpliğine, bu karann 1995 yılından itibaren hüküm ıfade etme-
sine bakiye 710.000.-TL harcın davacıdan tahsilioe, masraf-
lann davacı uhdesınde bırakılmasuı karar venlmış olup ilan
olunur. 8.1.2001 Basın: 1140