Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 OCAK2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Soruya
soru
DYP Genel Başkan
Yardımcısı ve Istanbul
Milletvekili Hayri
Kozakçıoğlu. tecavüz
iddiasıyla tutuklanan
damadı Selçuk Alan'ı
savunurken şikayetçi
mankeni suçluyor.
Parti genel merkezinde
düzenlediği basın
toplantısında
Kozakçıoğlu,
"Kimliğini, evli
olduğunu bildiği bir
kişiyie, gece
yanlannda Silivri'deki
yazhklara giden bir
kişinin amacı ne
olabilir; gece yarısında,
evli bir erkekle oralara
niye gidilmiştir" diye
soruyor. Tecavüze
uğradığı iddiasıyla
şikayetçi olan
mankenin yakınlan da
tek telinde beyaz
bırakmadan
siyaha boyadığı
saç ve
bıyıklanyla
delikanlı
görünmeye
çalışan 63 yaşındaki
Hayri Kozakçıoğlu'nun
partisinde basın
toplantısı düzenleyip
sorabilseydi keşke:
"Manken kimliğini ve
bekâr olduğunu bildiği
bir kişiyi, gece
yanlarında Silivri'deki
yazhklara götüren evli
bir kişinin amacı ne
olabilir; gece yarısında,
evli bir erkek, bekâr bir
kadını oralara niye
götürmüştür?"
Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Kendini Mesih sanan
Hasan Mezarcı, aftan
yararianmak için Türkiye'ye
dönüyormuş...
"Allah affetsin!"
E
nerji ihaleleriyle ilgili operasyonda düğme-
ye askerlerin bastığı yolundaki bir açıkla-
ma siyaset sahnesinde dalgalanmalara ne-
den oldu. Başbakan Yardımcısı ve Anava-
tan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz, önce bu
tür haberlerin kamuoyunda askeri rejime davetiye
çıkartmak anlamına geldiğini söyledi, sonra da "Sa-
nıyor musunuz ki askeri yönetim gelse yolsuzluk ol-
mayacak. Tam aksine esas o zaman yolsuzluklar ar-
tar" dedı. Doğrudur; askeri yönetimler denetlenemez
ve demokratik kurallar içinde denetlenemeyen sis-
temlerde her şey olur... Türkiye'nin bu konuda de-
neyimleri vardır... Son deneyimin tanıklarından biri
de Mesut Yılmaz'dır.
12 Eylül'ün, Amerika'dan özel izinle seçime gir-
mesine olanak tanıdığı Anavatan Partisi, 12 Eylül'ün
lideri ve kurmaylarıyla biriikte uzun yıllar siyasi ikti-
darı paylaşmıştır. Bu paylaşım içinde Mesut Yılmaz
bakan olarak görev ve siyasi sorumluluk almıştır.
Enerjinin avukatı
Ancak, 12 Eylül'de ve devamında hiçbir yolsuz-
luk olmamış olmalı ki, Anavatan Partisi'nin tek ba-
şına iktidar olduğu dönemlerde 12 Eylül yönetimi-
ne yargı yolunu kapatan Anayasa'nın geçici mad-
desini kaldırma gereği duyulmamıştır...
Mesut Yılmaz, askeri yönetimlerle karanlığın gel-
diğini ve yolsuzlukların karanlıkta arttığını söyler-
ken, "yolsuzluklarta mücadelenin yolu aydınlıktır"
derken haklıdır. Mesut Yılmaz'ın 12 Eylül'deki tasar-
rufların yargıya açılması yolunda bir çaba harcama-
ması da göstermektedir ki 12 Eylül yönetimi karan-
lık değil aydınlık bir yönetimdir!
O halde... Yılmaz'ın "Sanıyor musunuz ki askeri
yönetim gelse yolsuzluk olmayacak. Tam aksine o
zaman yolsuzluklar artar" sözünü şöyle değiştirmek
gerekmektedir
"Sanıyor musunuz ki askeri yönetim gelse yolsuz-
luk olmayacak. Tam aksine, bizim desteğimizi alma-
yan askeri yönetimlerde yolsuzluklar artar."
Iki kere ikinin dört ettiği gibi Mesut Yılmaz ve ar-
kadaşları varsa yolsuzlukla mücadele vardır; yoksa
yolsuzluk vardır. Siyaseti ve siyasetçileri kimsenin
kirli göstermeye hakkı yoktur; Mesut Yılmaz en te-
miz siyaseti yapan tertemiz bir siyasetçidir.
Nereden nereye... Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanlığı, teknik bir bakanlıktır... Ancak Mesut Yılmaz,
bir avukat olan Cumhur Ersümer'i bakan yapmış-
tır ve yanından hiç ayırmamıştır. Yılmaz, bir hukuk-
çuyu Enerji Bakanlığı'nın başına getirme gerekçe-
sini açıklarken "Bizim orada yapmak istediğimiz iş-
ler için bir hukukçu lazım" demişti...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndaki soruş-
turma dosyaları da gösteriyor ki Mesut Yılmaz, ay-
nı zamanda ileriyi gören bir politikacıdır!
SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku a yahoo.com
Günübirlık yönetılen ekonomimız yine
gecelık faıze kurban gıdiyor!
Dedikodu yazarı iizerine dedikodular
Yeni Milliyet gazetesinde Berrin Can-
kat adında bir yazar birinci sayfadan
anonslu dedikodu yazılan yazmaya baş-
ladı. Milliyet gazetesinin başyazan Gü-
neri Cıvaoğlu'nun köşesi birinci say-
fada sürekli yer degiştirirken Babıali'de
ve Ikitelli'de bugüne dek adı duyulma-
mış "Berrin Hanım"ın birinci sayfaya
oturması okurlar kadar gazeteciler için
de dikkat çekiciydi. Medya dünyasına
geç yaşta son yıldız Bayan Cankat'ın
uzun yıllar önceki Sabiha Deren'i çağ-
nştırdığına ilişkin söylentiler kısa süre
sonra bir kişi üzerinde yoğunlaştı; "Ber-
rin Cankaf ın bir zamanlar "Sabiha De-
ren" adını kullanan Hakkı Devrim ol-
duğu konuşulur ve hatta yazılır oldu. Ge-
lelim bu konudaki dedikodulara!
Medya dünyasında konuşulanlara
bakılırsa Hürriyet'teki odasından Radi-
kal'e "Cihannüma" yazarken Hürriyet Dış
Haberler Servisi'nde çalışan oğlu Ser-
dar Devrim'in Hürriyet'e dedikodu ya-
zılan yazmasını öneren ancak önerisi ge-
ri çevrilen Hakkı Devrim, odasını Milli-
yet'e taşıdıktan ve iki sekreterle biriik-
te oğlunu da Milliyet'e ve salon gibi
odasına aldıktan sonra "Berrin Can-
kafın yazılan başlamış.
"Berrin Cankafın "dedi.com.tr"
başlıklı köşesindeki geçmişe ait
konular ve üslup, yazıların oğul I
değil de baba Devrim'in kalemin-
den (bilgisayar tuşundan) çıktığını
gösteriyormuş ki böylece Hakkı Devrim
tarafından babasının torpiliyle yazı yaz-
dığı için eleştirilen Zütfü Livaneli'nin
kızı Aylin Livaneli'nin de ahı tutmuş!
Cesaret ve Siyaset
SÖNMEZ TARGAN
Cesaret son derece soyut ve
goreceli bir kavram. Bu kav-
ram üzerinde biraz durmak is-
tiyorum. Örneğin kimi insan-
lar basit, kaba ve adi suçlar iş-
lemek konularında umursa-
maz bir tutum içinde atak dav-
ranmalarına karşın siyasal et-
kileşım ortamında ise son de-
reGe \ıxkek ve korkak olabili-
yoriar. 12 Mart döneminde gö-
zaltınaalındığımızgünlerin bi-
rınde, gecenin bir yarısı, ara-
mıza bir lümpeni tekme-tokat
atıvermişlerdi. Bedeninin bir-
çok yeri jilet ve bıçak yarası-
nın ızlerıyle kaplı bu lümpen,
kendini buraya getirenlere ba-
ğırıyor, çağırıyor, ağıza alın-
maz küfüriersavuruyordu. Her
karşı koymasında götürülüp
dövuluyor ve bulunduğumuz
koğuşa getirilip tekrar atılıyor-
du. Bu göturulup getirilmeler
kaç kez yinelendi anımsamı-
yorum ama, bu lümpen ken-
dine gelıp, kendi dışında ko-
ğuşta bulunanlann tümünün si-
yasal nedenlerle burada ol-
duklarını öğrenince aramız-
dan hızla ayrılıp koğuşun bir
ucuna sinmişti. Nedeni sorul-
duğunda ise "Ben siyasete
bulaşmaktan korkanm" yanı-
tını vermişti.
Çoğu insanın yaşamında
korktuğu bir şeyler oluyor.
Bunları nedenlerine göre iki
başlık altında toplamak olası.
Birıncisi bedeninin fiziksel bir
baskı ya da saldırıya uğrama-
sından duyulan nesnel korku-
lar. Hatta bu kategoriye be-
densel rahatsızlıkların dolaylı
olarak yarattığı korkuları da
ekleyebiliriz. Örneğin yüksek-
lik korkusu buna verebilece-
ğimiz tıpik bir örnektir. Yıllar-
ca dağcılık yapmış, çoğu kez
guvenlik önlemi bile almadan
yüksek kayalann üzerinde kek-
lik gibi sekerek tırmanış yap-
mış bir arkadaşımla uzun yıl-
lar sonra Ankara'da karşılaş-
mıştım. Yüksek bir yapının üst
katlarında bulunan bir barın
balkonunda iki tek atalım is-
tedim. Ben balkonda otura-
mam, diye tutturdu. Nedeni-
ni sorduğumda yükseklikten
korktuğunu söyledi. Oysa ön-
celerı böylesi bir sorunu ol-
madığını dağcılığından biliyor-
dum. Meğer görmediğim yıl-
larda alkole düşmüş, bu ne-
denle karaciğeri başta olmak
üzere ciddi rahatsızlıklar ge-
çirmış. Korku hastalığını da
bozulan karaciğeri ve safra
organları yaratıyormuş. Hat-
ta doğuştan korku hastalığı
bulunanların kökeninde de bu
organların işlevsel bozukluk-
ları aranmalıymış.
Korkunun bir ikinci kayna-
ğı ise moral yapının baskıya
uğramasıyla oluşan öznel bir
durumdur ki, bu insanın aldı-
ğı eğitime, ekinsel durumuna,
yaşadığı toplumsal ortama gö-
re kişiden kişiye değişebil-
mektedir. Örneğin kimisi baş-
kalarına zarar vremekten kork-
maz, ama kendine zarar veril-
mesinden korkar. Ya da tam
tersi. kimi kendine zarar veril-
mesinden korkmaz ama top-
luma zarar verilmesinden kor-
kar.
Nereden nereye geldik. Ce-
saret derken korku üzerinde
yoğunlaştık. Gerçi cesaret ve
korku bir bütünü tamamlayan
ıki eşit parçalardır ve ikisi ara-
sında eytişimsel bir bağ var-
dır. Çünkü korku olmadan ce-
saret olmaz. Cesaret, korku
karşısında eğilmeden, ödün
vermeden direnme kararlılığı-
dır.
Pekiyi, cesaretle siyasetin
ne ilgisi var diyeceksiniz. Çok
ilgisi var, çünkü siyaset cesur
insanların işidir. Şöyle bir ta-
rihe bakalım, topluma önder-
lik etmiş nice önder, büyük
başarılara imza koyabilmiş-
lerse bu salt bilgi ve birikim-
lerinin, toplumu yönetme be-
cerilerinin üstün olmasından
değil, en az bunlar denli de
cesur olmalarından kaynak-
lanmıştır. Yakın tarihimizin ön-
derlerinden Mustafa Kemal,
aynı dönem silah arkadaşla-
nndan askerlik bilgisi daha üs-
tün olduğu için mi hem Kur-
tuluş Savaşı'na önderlik et-
miş ve hem de bunu utkuyla
sonuçlandırmıştır? Elbette bu
özelliklerin de rolü olmakla bir-
iikte bu başanda bizce asıl ne-
den, Anadolu'nun emperyalist-
ler tarafından işgalinin yarat-
tığı çaresizlik ortamında, en
yakın arkadaşlarının bile baş-
ta Amerikan mandacılığı ol-
mak üzere yine yabancı güç-
lerden medet umarken onun
"Tam bağımsız Türkiye" belgi-
sıyle ortaya atılma yürekliliği-
ni göstermiş olmasıdır.
Sonuçta her insan korkar.
Ama cesur insan korkuyu ak-
lıyla, bilinciyle, inancıyla yen-
mesini bilendir. Özellikle aydın
tanımlaması yapılırken bu alın-
ması gereken en temel ölçüt-
tür. Bildikleri doğruları söyle-
menin, inandığı girişimleri baş-
latmanın kendine uğratacağı
zararlara aldınş etmeden yü-
rümeyi biryaşam biçiminedö-
nüştürmüş ve bunu cesaretle
uygulamış kişidir gerçek aydın.
Ve bu cesareti büyük bir siya-
set ustalığı ile yaşama geçir-
meyi başarabiliyorsa topluma
önderlik etmeye de hak ka-
zanıyor demektir.
Aydın aynı zamanda inan-
madığı, doğru bulmadığı si-
yasal ve toplumsal gelişmele-
rin peşinden sürükJenmek şöy-
le dursun, her türlü yanlışa ve
olayların olası sonuçlanndan
doğacak tehlikelere karşı da
daha işin başından karşı koy-
ma cesaretini gösterebilmeli-
dir. Ama ne ilginçtir ki son ölüm
oruçları olaylarında da kimi
aydınımız bu anlamda cesur
olamamıştır. Cesur olmak şöy-
le dursun aydınımız kendin-
den korkmuştur.
Türk aydını incelenirken bu-
nu bir tez olarak sunuyorum:
Türk aydını hep kendinden
korkarak yaşamıştır. Gerçek
bir aydın ve toplumsal bir ön-
der olarak Mustafa Kemal'i
yerme gereksinmesi duy-
masının bilinçaftında da bizce
bu korku yatmaktadır.
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ igulgeciı yahoo.com
/11\ \
KİM KİME DUM DüMA BEHÎÇAK behicak(d turk.net
6u. hc<.lt t)e.lrrıeJ'ne /ao/an
HARBİ SEMÎH POROY semihporoy@yahoo.com
BULUT BEBEK MRAYÇİFTÇI bulutbebek(a hotmail.com
ın/ Ben, -taUı dillı
ti Bavan La
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 11 Ocak
İLK CAĞOASKAYAK YAR/SLARJ
, ( j Ç )
İLK ÇAĞDAÇ K4>**: YAGtÇt \»P/U>/. TARİHİ MA-
â/tet bEVRINE 0EĞ/A/ UZAHAM KAYAK, \MKIN
ÇAĞDA EN ÇOK NOBVEÇ. 'TS POPÜLER OLMUŞ,
1977'OE İLK tCAYAtC fOÛBÜ ÇCMerZTTAHÂ) KU-
GULMUÇn/. BU SPORMKİ ÖNOÜLÜ&J MEDE-
NİYLE 5/teÇOK KAYAK TBRİMİ NOIÜ/EÇÇS'PİIS.
19. YÜZYfLlN İKJUCİ yARjStNPAN BU >KHA BİR.
SPOR OAU OLAISAK GELlŞtoESiNI SÜeOÜBEN
KAYAK, eiOEHEfC AVU£TUfM4, İSVÇISE V&AL-
MANYA'PA PA YAYGIULAŞMIÇT/&.
132.4'7E BAÇLATTLACAK OLAN KJÇ OÜMPİ-
YATUUZi'NPA TEMEL YARtÇMA OAU, KllŞ-
KUSUZ, KAYAK SAYILACAKT1/S.
DÜZ ÇİZGİ
UMtT ZtLELt
Mesut Bey Çok HaklıL
Mesut Yılmaz, üçüncü binyılın ilk basın toplantı-
sında müthişti!..
Partisinin ağır toplarıyla biriikte basının karşısına çı-
kan ANAP lideri bir esti, bir gürledi ki, yanı bu kadar
olur!. Hele şu sözler:
- Yeniden askeri yönetimlere mı özlem var?.
Gerçi, söyleyenin kimliğine, geçmişteki hal ve tu-
tumuna bakınca insan şaşkınlığa düşüyor ama olsun;
bir partı lideri söylüyorsa dıkkate almamak olmaz...
Peki, Yılmaz bu sözleri niçın söyledi?. Bir darbe ha-
zırhğını mı haber aldı?. Asker böyle bir niyetı hisset-
tiren açıklamalar mı yaptı?.
Hiçbiri değil!.. Enerji Bakanlığı'ndabaşlatılan, "Be-
yaz Enerji" operasyonunda kendi bakanı Cumhur
Ersümer'in devre dışı bırakıldığı, operasyonu jan-
darmanın yüruttüğü haberlerınin basında yer alma-
sına çok kızdı!.
- Peki, bu haberler yalan mıydı?.
Değildü. Devletin 1997 yılı fiyatlanyla 4 trilyon lira
zarara uğratıldığı Konya-Yeşilhisar ihalesiyle ilgili tef-
tiş kurulu raporu daha önce Enerji Bakanı Ersümer'in
önüne gelmiş, ancak bakan bu raporu işleme koy-
mamıştı!.
Bu kez suç duyurusu jandarmaya yapıldı ve onlar
anında olaya el koydu. Ersümer'e, gözaltı ışlemlari baş-
lamadan kısa süre önce durum açıklandı. 0 da vakit
geçirmeden ilgili kişileri açığa aldı. Böylece gözaltı-
na alınan kişiler bir iki gün farkla "eski genel müdüf,
"eskimüsteşaryardımcısı" oluverdiler!.. Enerji Baka-
nı "basın, asker, savcı yalan söylüyor, işte imzaladı-
ğım soruşturma emri" demedikçe gerçek bu!.. Öyley-
se Mesut YıtmazTbu gerçeklerı bile bile niçın bu sert
ve polemiklere yol açan açıklamayı yaptı?.
- Yanıt ANAP'ın geçmışinde yatıyor!..
• • •
Cumhuriyet gazetesinin salı günkü haberine göz
atalım:
- Yolsuzluklar ANAP'ı sarsıyor!..
Habere göre başta Mesut Yılmaz olmak üzere bir-
çok bakan, milletvekili ve "Özal';n prenslen" olarak
bilınen bürokratlar yolsuzluk suçlamalarına maruz
kaldı.
örneğin Yılmaz, Cumhuriyet tarihinde yolsuzluk
suçlamasıyla düşürulen ilk hükümetin başbakanıydı.
Yüce Divan'a gıtmekten, DYP ıle yapılan anlaşma
sayesınde kurtuldu.
Isimleri yolsuzluk ve usulsüzlüğe karışan ANAP'lı
bazı ünlü şahsıyetlerı de sıralayalım:
- Ismail Özdağlar, Güneş Taner, Mustafa Ka-
lemli, Eyüp Aşık, Rüştü Saracoğlu, Ercan Vural-
han, Safa Giray, Cengiz Arankaya, Imren Aykut, Ya-
şar Topçu, Gülay Aslıtürk, Enis Sülün, Uğur Ba-
yar, Nevzat Saygılı, Engin Civan.
Gördüğunüz gibi, bu turden suçlamalara hedef ün-
lü isimlerin çoğu bakanlık koltuğuna oturmuş. Biri
Meclis başkanlığı yapmış, halen Meclis salonu yol-
suzluğundan yargılanıyor. Bir bakan Yüce Divan'da
rüşvetten yargılanıp ceza yemiş. Iki bakan Yüce Di-
van'da yargılanıp delil yetersızliğinden ceza alma-
mış. Bir bakanın "Kasırga Operasyonu" nedeniyle
yurtdışına çıkışı yasaklanmış. Bir bakan ıle bir millet-
vekihnın mafya ve Susurluk çetesıyle ilişkisi saptan-
mış, özelleştirme Idaresi başkanı ve gumrük müste-
şarı ile ilgili dosyalar son af yasasıyla işlemden kal-
dırılmış.. Bir belediye başkanı ile bir "prens" ise fjrar-
da!..
Jandarmanın gerçekleştirdığı "Beyaz Enerji" ope-
rasyonunda enerji özelleştirmelerınde Ersümer'in "be-
yin takımı" olarak görev yapan bürokratlarla biriikte,
ANAP'tı eski bakan Birsel Sönmez'in gözattlna aHrK'
ması ise tüm bunların üzerıne tüy dikti...
- Mesut Bey öfkelenmekte çok ama çok haklı!..
Angora evlleri!..
Gelelım üzerinde durulması gereken diğer konuya...
"Beyaz Enerji" operasyonunda gözaltına alınan Hü-
seyin Arabul, Dünya Enerji Konseyı Türk Milli Komi-
tesı Başkanı olmanın yanı sıra süper lüks "Angora Ev-
ter/"nin de müteahhıdi... Bugünku değeri 500 milyar
lirayı geçen villaları bakın kimlere satmış:
- Mesut Yılmaz, Yıldınm Akbulut, Deniz Baykal,
TansuÇiller, Hüsamettin Çindoruk, Cumhur Ersü-
mer, Sümer Oral, Fikret Ünlü, Mehmet Keçeciler,
Ismet Sezgin, Mehmet Gölhan, Hikmet Çetin, Mu-
rat Karayalçın, Cavit Çağlar, Ali Şener... TEDAŞ Ge-
nel Müdürü Osman Nuri Doğan!.. Ayrıca evleri
kendi adlanna değil, akrabalannın adına alan ener-
ji bürokratlan!..
Şımdı bu olayla ilgili olduğu ıçın öncelikle Enerji Ba-
kanı Cumhur Ersümer'e soralım, "Evi kaça aldınız?."
Sonra TEDAŞ Genel Müdurü Doğan'a soralım, "Ev
sizin üstünüze ise kaça aldınız, değilse kımın üstune?."
Ve diğer muhteremler; arsası köylülerin karşı çık-
masına rağmen sudan ucuza kapatılan ve davası hâ-
lâ süren bu villaları kaça aldınız?.
- Yanıtlan bekliyoruz efendim...
ZORUNLU EK: Okuduğunuz yazı salı günü yazıl-
dı. Dün baktım; bir gün önce esip gürteyen Mesut Yıl-
maz 180 derecelık keskin bir donuş yapmış, "Seyaz
enerji operasyonunda Enerji Bakanı 'na haber veril-
memesi doğal. Belki bakan da işin :çındedir. Ama so-
nuçta böyle olmadığı ortaya çıktı, fena mı oldu" de-
miş!.. Kendi kendime, İşte benim tanıdığım Mesut
Bey, 24 saatte aslına dönmüş" dedim!...
Eposta: uzileli@ixir.com
Faks: (0212) 287 42 41
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Akordeona
benzeyen ve
özellikle tango 2
müziğinde kul- 3
lanılan çalgı. 2/
Dalgalı. kıvnm-
lı... Bır nota. 3/
Nikel elementı-
ninsımgesi...He-
ce ölçüsüyle ya-
zılmış şiırlerde,
ölçü kalıpları
içindeki durma 9
yerleri.4/Odun.
kıreç gıbı ağır ve kaba
şeylen tartmakta kulla-
nılan, ıki yüz ellı kıloya 2
eşıtağırhköiçüsü...llkel 3
bır silah. 5/ Cezayır'de 4
bir lıman kentı... Uzun 5
bacaklı ve çekık kannlı
bır av köpeği. 6/ Hane...
Yağı aluımış sütten ya da
yoğurttan yapılan peynır.
7/ Beyaz mermerde bu-
lunan sert kısım... Işaret. 8/ Katranla kıldan yapılan ve ka-
lafat işlerinde kullanılan bır tür macun... Bır hayvan. 9/
Bır göz rengi... Sırtta taşınan yük.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Yan yana konulmuş iki küçük davuldan oluşan bır ritim
çalgısı... Oyunda cezalı çocuk. 2/ Apansız, bırdenbire...
Kum falı. 3/ Neodun elementının sımgesı... Balıkçılann,
tuttuklan balıklan içine attıklan sepet. 4/ Antalya'da şe-
laleler yaparak Akdenız'e dökülen akarsu... Eski Mısır'da
güneş tannsı. 5/ Üst yanı açıl- boru... Kiraz rakısı. 6/ De-
nızlenn çekılmesıyle oluşan ve yurtlanmaya elvenşli olan
bölge. 7/ Yemek... Bu- renk. 8/ Istanbul Boğazı'nda Mar-
mara yönüne olan doğal akıntının lodos etİasıyle ters yö-
ne dönmesi... Sahip. 9/ Bir soru sözü... Cimn.