17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 OCAK 2001 PERŞEMBE CUMHURfYET SAYFA HABERLER Türk, Sezer'ln önertsine karfi ç M • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'ın. Meclis'in af yetkısinin anayasadan çıkanlması yönündeki önerisine karşı çıktı. Affın toplumsal bır supap olduğunu kaydeden Türk, "Tersme, Meclis'in af yetkisi üzerindeki sınırlamalar kaldınlmalıdır" dedı. Anayasanın 14. maddesi kapsamına giren suçlardan dolayı sınırlamalar olduğunu anlatan Türk, "Asıl, sınırlanduTnalann kalduılması gerekir. Çünkü af toplumsal bır supaptır. Ilende toplumsal banşı sağlamak açısından ihtiyaç olabilir" diye konuştu Yakupreisoğlu tutuUandı • tZMtR (Cumhuriyet Bürosu) - Trilyonluk "Baluıa" operasyonunda adı geçen tüm fırmalara naylon fatura kestiği öne sürülen olayın kıht ısmı Abdurrahman Yakupreisoğlu, lzmir DGM'cetutuklandı. Yakupreisoğlu'nun, lcurduğu parav r an şirketler üzerinden naylon fatura kestiği 300 firmamn belgeleruun Maliye ve Mülkiye müfettişlerince ıncelemeye alındığı öğrenildi. Soruşturmada, Yakupreisoğlu'nun Istanbul'da 80 paravan şirket kurduğu, bu şirketler üzennden, ihracat kredisi alan 300 fırmaya açıklannı kapatmak amacıyla naylon fatura kestiğini itiraf ettiği öğrenildi. Bayrampaşa Cezaevi'nde esrar • İstanbul Haber Servisi - ll Jandarma KomutanlığYndan alman bilgıye göre, Bayrampaşa Cezaevı'ne dışandan atılan ve D Blok'un çatısına düşen 2 pakette, 300 gram esrar ele geçırildı. Olayla ılgıli soruşturma sürüyor. AçıMama • Cumhuriyet Gazetesi'nin 9 Ocak 2001 tarihli nüshasının 6'ncı sayfasında "Çitici Sendikalara Baskı Uyguluyor" başlığı ile Tüm Yargı-Sen İstanbul Şube Başkanı Ali Yazıcı'nın beyanlanna atfen; İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın talimatı ile Bayrampaşa Cezaevi kantininde belirli firmalardan mal aldınldığı şeklinde haber yapıldığı görülmüştür. lşlediği disiplin suçu nedeni ile açığa alınan infaz koruma başmemurunun beyanlan gerçeğe aykın olup, ilışikte örnekleri gönderilen ve cezaevi müdürlüğüne hitap eden yedi ayn talimat yazımızın tetkikinden de anlaşılabıleceğı gibi, tutuklulann şikâyetlerine neden olan kantinlerdeki mal çeşidinin çoğaltılması, kaliteli olmalanna özen gösterilmesi, daha ucuz mal teminı açısından kantin için yapılan her türlü alışverişte beşten aşağı olmamak üzere büyük mağazalardan teklif alınmasıyla, özel şahıslarm ve şirketlerin ticarethanelerinin tercih edilmemesi hususlannda gerekli emirler verilmiş olup bu emirlere riayet edilip edilmediği titizlikle takip edilmektedir. Ferzan Çitici îstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Sivil toplum örgütleri ölüm oruçlanna zaman yitirilmeden çözüm bulunmasını istedi 4 Diyalog yeniden başlamalı'İSTANBUL / İZMİR (Cumhuriyet) - Cezaevle- rine yapılan "Hayata Dö- nûş" operasyonu öncesi ölüm oruçlannı sona erdir- mek amacıyla görüşmeler- de bulunan ve arabulucu- luk yapan TBMM Insan Haklan Komisyonu üyesi Mehmet Bekaroğlu. Türk Mühendıs ve Mımar Oda- lan Birliği Başkanı Kaya Güvenç, Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı Metin Bakkakı, tstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, operasyondan sonra ölüm oruçlannnı artarak sürdü- gunü ve bir an önce görüş- melerin yeniden başlaması gerektığıni kaydettıler. Be- karoğlu, u Bu sessizliğin devam etmesûtabutlar de- mek, Buürkütücü sessizli- ğin alternatifî ölüm" dedı. Eylem 84. gûnünde Siyasi tutuklu ve hükümlüle- nn F tipi cezaevlerine karşı başlattıklan ölüm orucu eyle- mi 84. gününe girerken, TA- YAD'lı 4 tutuklu ve hükümlü yakımrun destek amacıyla baş- lattıklan ölüm orucu eylemi de 58. gününe ulaştı. Ölüm orucu eylemıyle ılgıli tartışmalar sü- rerken istanbul Barosu, ope- rasyon öncesi Adalet Bakanlı- ğı ile tutuklu ve hükümlüler arasında arabulucuk görevi Sivil toplum örgütleri operasyondan sonra ölüm oruçlarının artarak sürdüğünü açıkladılar. sûrecini başlatmak, tarbş- maya açmak durumda- dır" dedi. TBMM Insan Haklan Komisyonu üyesı Fazilet Partisı Milletvekili Meb- met Bekaroğlu da, tutuk- lu ve hükümlülerin can güvenliği ve izolasyon ne- deniyle hücrelere girme- \eceklerini söyledıkleri- nı, bakanlığm da, F tipi cezaevlenne devletin te- rörle mücadelesinde önemli bir proje olarak düşündüğünü söyledi. Tu- tuklulann son görüşme is- teğinin kabul edilmediği- ni belirten Bekaroğlu ay- m gece sabaha karşı ope- rasyon yapıldığını anlattı. 'Sessizliğin sonu ölüm' üstlenen heyetin süreci anlat- ması ve yeni çözüm arayışlan için bir toplantı düzenledi. ts- tanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi'nde düzenlenen top- lantıda tstanbul Barosu Başka- nı YüceJ Sayman, Adalet Ba- kanı Hikmet Sami Türk'ün 9 Aralık 2000 tarihınde yaptığı "F tipi cezaevlerine yapılan eleştirilerin ortadan kalkması icin toplumsal mutabakat ara- nacağuu" açıklamasmdan ve ilk kez bir bakanlıkça sivil top- lum kuruluşlannın muhatap alınmasından umuda kapıldık- lanm anlattı. Bu nedenlerle görüşmeleri sürdürdüklerini belirten Say- man, operasyondan bir gün ön- ce arka kapıdan girerek görüş- meler yaptığmı, tutuklulann yeniden görüşme talebini ilet- tiğini, ancak bakanlığın yanaş- madığını belırttı. Sayman "Za- ten operasyon kararı alınnuş. Bizimüzerimizden sankitutuk- lu vehükümlüler uzlaşmaya ya- naşmryormuş gibi bir hava ya- raühp tek çarenin operasyon ol- duğu gösterildT dedı. TutukJu ve hükümlülerle pazarlık etme- diklerini söyleyen Sayman "Hete hele pazarhk edecek oJ- sakhiçbir zaman demokrasinin en temel platformunu en temel Ukekrini pazarlık araa hafine getirmezdik" diye konuştu. Sayman operasyon sonrası sessizliğin bozularak demokra- tik birplatformda görüşmelerin yeniden başlamasuıı istedikle- rini kaydetti. Sayman "Bakan hukuk devietinde yaşadığmı idddia edryorsa, gerçekten de- mokrasiye inandığını söyKiyor- sa bu süreci en azından F tiple- rryle ilgilitoplumsal mutabakat Operasyonla 32 kişınin öl- düğünü, F tipi cezaevi tartış- malannın bitmediğini ve ve ölüm oruçlanmn da sona erdi- rilmediğini kaydeden Beka- roğlu, "Nîye 80'B günlere gefin- di, niye hâlâ ölümler olmuyor. Bazı mflletvekilleri 'Senın adamlar niye ölmedi' gibi soru- lar soruyor. Bu ne aadır* dedi. Bekaroğlu operasyonun sonra- sı toplumun sessizliğe gömül- düğünü kaydederek "Bu sessiz- liğin devam etmesi, tabuüar de- mek. Bu ürkütücü sessizüğin ai- ternatifı ölünT dedi. n «r»ni*fi v n s a k ^ ^ ' flahiyat Fakültesi'nde öğrencilerin kampusa türbanla girmesim vasaklayan sena- 1 B U 1 U ** / «*»*"* to karan ûygulanmaya başlandı. Altunizade'deki MÜ llahiyat Fakültesi'ne sabah saat- lerinde gelen türbanh öğrenciler, üniversitenin Haydarpaşa, Göztepe. Bahçelievler, Acıbadem kampuslannda uygulanmakta olan rürban yasağının, kendi bölûmlerinde de geçeıü olduğunu belirten karar nedeniyle içeri ahnmadılar. ADD, vahşetin en tehlikelisinin din adına uygulananı olduğunu söyledi Beyaz'a saldınya tep/dlersürüyor İstanbul Haber Servisi - Öğ- rencilerle tanışma toplantısı sıra- sında uğradığı bıçaklı saldınnuı ardından Marmara Cnıversitesi Tıp Fakültesi'nde tıbbi gözlem altuıda tutulan MÜ tlahıyat Fa- kültesi Dekanı Zekeriya Be- yaz'ın sağlık durumunun iyiye gittiği, taburcu olma tanhinin, cuma günü belli olacağı belirtil- di. Prof. Dr. Beyaz'a, yorgun düştüğü gerekçesiyie de ziyaret- çi yasağı konuldu Beyaz'm bı- çaİdanmasma ünı\ersite ve çe- şitli kurumlann tepkisı sürerken Malatya tnönü Üniversitesı Se- natosu da saldınyı "Menemen Otayı"na benzetti. Atatürkçü Düşünce Derneği Şişli Şubesi üyelerinden Gürsel Ayak ve emekli öğretmen Meral Kıhnç, Beyaz'ı hastanede ziyaret ettiler A>ak, saldınyı "nefrede kmadıklannı" belirterek Be- yaz'ın, doğrulan savunmaya de- vam edeceğinin altını çizdi. Ayak, şunlan söyledi: "Hoca- mız, bize 'Vahşetin en tehlikeli- si, din adına uygulanandır. Biz bunu 15 yıl önce de Iran'da gör- dük. Bu örgütsel saldın, beni sa- vunulanmdan vazgeçiremez' dedi. Bu sözJerin üzerinde dik- katk duruJmabdır" ADD Genel Başkanı HaBl İb- rahim Şahin, Beyaz'ın, "trticai bir eyleme hedef olduğunu" vur- gulayarak "halkın ve ülkenin düş- manlannca, Beyaz'ın canına kas- tedilmesinUünadıklannı" bıldir- di. Kocaelı Üniversitesı Senatosu yayımladığı bıldınde, "Beyaz'ın, Türkiye Cumhuriyeti yasabumı uygulamaya çahşnğıiçin" saldın- ya uğradığını savundu. Samsun Barosu Başkanı Avukat Arif Yü- mazÜney ıse saldınyı "demokra- siye, insan haklanna yöneltümiş" bir eylem olarak nitelendırdi. tnö- nü Ünıversıtesı Senatosu tarafin- dan yayımlanan bildıride, "Me- nemenOlayı'' anımsatılarak "Bir ünhersite dekaıuna yapılan bu sakhn,ülkemizdeirticanın bir nu- maralı tehdit olduğunun çok önemli birgostergesidir" denıidi. Dokuz Eylül Üniversitesi Se- natosu da, Rektör Prof. Dr. Emin Alıa başkanlığında gerçekleştir- diğı toplantı sonucu şu açıkla- mayı yaptı: "Bu ve benzeri hiç- bir saİdm bizleri büimsel düşün- ceden, demokrasiden. laiklikten yana olan tavTumzdan geri çevi- remeyecektir." Gazıantep Uni- versıtesi, Gazi Üniversitesi Rek- törlüğü ve Doğuş Üniversitesi Senatosu'ndan yapılan açıkla- malarda da saldın kınandı. Öte yandan saldınnın ardın- dan gözaltına alınan ve Terörle Mücadele Şubesi'nde gözlem altında olan Halil Cıhan'ın yapılan sorgusunda, herhangi bir örgüt bağlanüsına rastlanmadığı bildirildi. ıtm MHP Güngör'e 'kesin ihraç' ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'ndakı af görüşme- lerınde Başbakan Bülent Ecevit'ı "vatan hainlerini affeönekle" suçlayan tçel Milletvekili Ali Güngör, MHP'den ıhraç edildi. Güngör'ün, doktor Necdet Göclünün öldürülmesıyle ilgili hüküm giymesmin ardından, Meclis kürsü- sünden afla ilgili hakarete varan sözler sarf ettiği Ecevit'in başbakan olduğu 1974 yılında aftan yarar- landığı ortaya çıkmıştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeu nın iste- miyle hakkuıda ıhraç süre- ci başlatılan Güngör ile il- gili karar, karmaşık bir sü- recin sonunda dün verildi. MHP Grup Dısıplın Kuru- lu, Güngör'ün dosyasını Müşterek Disiplin Kuru- lu'na havale etmesine kar- şuı bu kurul görevsizlik karan verdi. Bunun üzeri- ne Bahçeli'nin isteğiyle tü- zük değişikliği ile kesin ve geçicı ihraç karan verme yetkisi tamnan grup disip- lin kurulu dün toplanarak Güngör'ün "kesin olarak" ihracuıa karar verdı. Gün- gör, 8 Aralık 2000'de yasa- laşan şarth salıverme tasa- nsuıın görüşmelennde, sözlerine "Çirİdn ve tehli- keli tasaruun tek bir ama- a varthr: bu da PKK'B ca- nileri affetmek ve bu veba- le Mecüs'i alet etmektir" diye başlamıştı. IRMIKIAYDIN ENGtN [email protected] Şu "düğmemuhabbeti"ar- tık benim canımı sıkmaya başladı. Sizin de öyle mi? Nedir olup biten? Elektrık enerjısı ıletımindeki ihalelerde, TEAŞ'ın tepesin- deki bürokratlarla, bu ihalele- re katılan müteahhitler arasın- da danışıklı dövuş işler çevril- miş, "ihaleye fesat kanştınl- mış". Anlaşılan ihaleyi kaza- namayan bir müteahhit olup biteni ihbar etmiş. Ihbar jan- darmanın kaçakçılık ve orga- nize suçlardan sorumlu biri- mine gitmiş. Onlar savcıya haber salmış. Savcı izin vermiş. Telefonlar fi- lan dinlenip kanıtlar pekiştiril- miş. Sonra da gözaltılar baş- lamış... Bugün gelinen aşama bu. Şu anda gözattındakilerin sor- gusu yapılmakta. Ama tartışılan bu değil. Tar- tışılan, daha önemlisi paylaşı- lamayan "Bu operasyonun başlatılması için emri kim ver- di", daha moda terimiyle söy- lersek "Dûğmeye kim bastr sorusunun yanıtı. Yanıt gerçekten bölüşüle- Memleketin Asıl Sahipleri mryor. Temiz Eller Operasyo- nu'nun medyaya yansıdığı günlerde, düğmeye bakanın bastığı yazıldı. Politikacıdan çok ağır sıkiet pehlivanına benzeyen Enerji Bakanı'ndan "Yok canım, ben basmadım" fılan gibi bir açıklama da gel- medi. Ardından -ddyduklanm be- ni yanıltmıyorsa- Doğu'da gö- rev yaptığı günlerde, dönemin başbakanı için yenilip yutul- mayacak "nitelemeler" kul- lanmasıyla ünlenmiş birgene- ralin "Düğmeye biz bastık. Bakanın ûstünü çizin" filan gi- bi yine yenilip yutulmayacak bir açıklamasına tanık olduk. Sonra da kızılca k/yamete benzer bir şeyler koptu. Baş- bakan Ecevit yağdı gürledi; Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, siyasetin önemi, si- yasetçinin faziletleri üstüne vaızlar, medyanın hangi habe- ri nasıl yayımlaması üstüne meslek dersleri verdi. Hatta endazeyi kaçınp "6u"siyaset- çilere karşı çıkanların askeri cunta istediklerini filan söyle- meye kalkıştı. Bir Allah'ın kulu da çıkıp "Yahu biz /7/e de kolera ile ve- ba, demokrasiyi de berbat e- den kihenmiş siyaset esnafı ile postalından ses getiren bir cunta arasında tercihte bu- lunmak zorunda mıyız" diye sormadı. Doğrusu, eski bakanı, daha sonra enerji sektöründeki "kadro üyesi" tutuklanmış, partisinin bir başka ve eski ba- kanı karşılıksız çekten içeri düşmüş, kendisi Başbakanlık konutunda banka pazariama- cılığına benzer ilişkiler içinde bulunmuş, 12 Eylül'ün "özev- ladı" bir partinin dünkü önde geleni, bugünkü başkanı ol- muş birinden meslek ve ahlak dersi alacağımız aklımıza gel- mezdi. Demek bunlan da görecek- mişiz. Ama bu tozduman, bu "de- dim dedi, ben bastım o bas- madı" kargaşası içinde beni öfkelendiren daha başka ve kanımca çok daha önemli bir nokta van Siyasetçi sınrfı adına konu- şanlar, dolaylı ya da dolaysız, "Biz bu memleketin sahipleri- yiz. Olup biten ve olup bitecek üstüne söylenecek sözlehn de sahiplehyiz. Kihenmiş de olsak, yanlış da yapmış olsak kimse bizi atlayamaz" deme- ye getiriyorlar. Daha kestirme bir deyişle, "Bu memlekette düğmeye basılacaksa, ona biz basanz" diyorlar. öte yandan adı resmen açıklanmamış, ama söylediği sözler de resmen tekzip edil- memiş birgeneral, yetkisi olup olmadtğına, adalet aygrtının il- keleriyle çelişip çelişmediğine bakmaksızın "Bakanın üstü- nü çizin. Düğmeye biz bastık" diyebiliyor. Onun da sözlerinin anlamı açık. General, "Bu memleke- tin sahipleri biziz. Düğmeye basılacaksa ona da biz basa- nz" demeye getiriyor. Onlar bunu demeye getir- diklerinde ve bunu sürekli yaptıklannda beni de ("Bizi de" diyebilir miyim?) bir dü- şünce alıyor. Bu hakkı nereden ve nasıl aldıklannı bilemediklerimiz, ıs- rarla "Bu memleketin sanibi biziz" diyoriarsa, biz neyiz? Sahi biz neyiz? Yani şu vergi ödeyen, oy ve- ren, çalışan, üreten, parla- mento binasının alnında "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazan, anayasa- sında "yurttaş" diye tanımla- nan biz neyiz ?.. • • • Erzincan'ın dağ köylerinde keyifli bir köylü nüktesi vardır. Kar yağışının günlerce sürdü- ğü, tipiden göz gözü görme- diği günlerde, "Yav, şu müba- rek kar da bir türlü dinme- d/"diye yakınanlara, bıyık al- tından gülüp yanıt verirler. - Eee efendi, sahipsizmem- leket. Kar da yağar yağmur da... Bense bu "sahip patlama- sından", bu hiç kesilmeyen "mart kan'nüan bıktım usan- dım... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Necati Cumalı... Iki yıl önce bir mayıs akşamında Ankara'da Mül- kiyeliler Birliği'nin bahçesindeydik... Tam karşımda oturuyordu Necati Cumalı... Gözlerinde acıya çalan bir gülümseme vardı... Dün sabah gazeteye geldiğimde, Handan Şen- köken haberi verdi: "Necati Cumalı'yı kaybettik..." Içimden bir şeyler koptu... Sessiz bir çığlık yükseldi yüreğimden... Bir fotoğraf düştü önüme; bir bakış yaşamın için- de büyüdü, yüceldi!.. Belki de damariardan boşalan kan gibi ılıkve uğul- tulu son lodoslar esmeye başladı... Sanki koyu karanlık gecede tek başınaydım. Umutsuzluğun o dayanılmaz yalnızlığında Uria Is- kelesi'nde dolaşıyordum... Susuz Yaz'dan Acı Tütün'e. Yağmurlarla Top- raklar'dan Aşk da Gezer'e uzanan yolculukta Ne- cati Cumalı'ya sordum: "Nasılsın iyi misin, lzmir'in imbatını özledin mı?" Gözlerinden bir yağmur bulutu geçti... Dediki: "Imbatla gelen Yüzünû göırnesem Sesini duymasam Yaölürsem" Havada sanki kokulu bir imbat vardı ve çocuk- lan savrulan çiçeklere döndürmüştü... Necati Cumalı, Urla iskelesi'nden dolmuşa binmiş, Konak'a gelmişti... Arap Fınnı'na uğradı, bol susamlı simrtaldı, Kor- don'a çıkt... Pasaport iskelesi'ne Karşıyaka vapuru yanaşıyor- du... Çayını yudumlarken mınldanmaya başladı: "Yalnızlık öldürdü beni Işığını gözlerimin önce Yüreğimin sevincini Yalnızlık aşkımı hevesimi Gücümü kuvvetimi Göz göze geldiğim Bütün karanlık pencerelerde Yalnızlığın gözleri Sokağa çıkan Eve dönen Yıllardır yalnızlıktı benimle Her kış gecesi saat yedide Yalnızlıktı esen Konak önünde Yalnızlıktı otumnuş meyhanede Bekleyen beni" • • • Balıkçı tekneleri iskelenin adaya bakan yönüne mı çekilmişti? Bu soruya "hayır" yanıtını vermişti Necati Cuma- lı. Bir haziran akşamı Urla'da rakı sofrasındaydık. Gözleri lyonya'nın lacivert sulanndaydı... Yaşam, kendi çizgisinde bir kör uçuşu değildi.. Gece yalnızlığa vururdu, ay da hüzne!.. Yıllar önceyi anımsarken o eski albümden çıkar- dığım resimlere baktım, sonra Doğan HızJan'ın Ne- cati Cumalı'ya ilişkın konuşmasını dınledım NTV'de... En güzel Doğan Hızlan anlatmıştı, Necati ağabe- yin edebiyatçı kişılığinı... Boğazımda bir şeyler düğümleniyordu... Bir aynlık zamanıydı... Aynlık zamanlan adı ölüm de olsa, terk ediliş de olsa insanı hüzünlendirir... Onat Kutiar'ı da bugün anıyoruz mezan başında... Ne demiştı şair: "Aynlık sabahı ne kadar beyaz ölümün hüzünlü arkadaşı kar Bana ütülü bir çarşaf hazıhar Bir karanfil tam yüreğimin üstünde" Bugün Onat gibi seslenmek istiyorum: "...Diyorkiiçimdekı ses: Beniyüreğınin üstüne bır mühürgibi koy. Çünkü ölümden daha güçlü birsev- giye ihtiyacım var. Geçmişin sevgı ağaçlanndan, sö- nen yıldızın ışığından, köşeyi dönerek kaybolan gençlikten kurtulmaya ihtiyacım var..." Urla'nın taş evlerinin önunden geçiyorum, AJsan- cak'ta salep içiyor, akşam Tilkilik'te Ali'nin meyha- nesine uğruyorum... Gözlerimi yumuyorum bir kış sabahında... Neden kayıtsız kalıyor sevdalar mevsimlerin izdü- şümünde? Gözlerimi açtığımda Necati Cumalı'nın Zeliş'i, Ko- ca Bilal'i, Hüseyin Kiraz'ı, Çuval Ali'sı, Emekli Ka- mil Efendi'sı belınyor bır Uıîa sabahında... • • • Biliyorum seni anlatmak çok zor Necati ağabey!.. Sen kış güneşini, paydos vakti severdin. Sen tren ıstasyonlannda sevda düşleri kurardın... Derdin ki: "Kışın bütün ağaçlar senindi Bütün çocuklar seni beklerdi pencerede Şimdi başka kuşlar da geldi Sense unutuldun serçe Fakat ben hâlâ seni seviyorum." Güle güle Necati Cumalı... Bu kez ay büyürken uyuyacaksın!.. hikmet.cetinkaya(Vı cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Çok acı kaybımız Sevgili eşim, babamız, dedemiz CEMAL DEMİREZEN'i kaybetmiş bulunmaktayız. Acımız sonsuzdur. Hep bizimlesin, birlikte yaşayacağız. Not: 11.01.2001 Perşembe günü (Bugün) Eyüpsultan Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Eyüp Mezariığı'nda toprağa verilecektir. Eşi: Sulhiye Demirezen, Çocukları: Avni-Ayla, Murat-Ayşegül, Nazife, Nazan. Torunlan: irem, Nadir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle