Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 OCAK 2001 PERŞEMBE
6 DIZI
Hu Benim
Sokağım Pnojesi'
• tstanbul Haber Senisi -
Bahçelievler Belediyesi
tarafından clüzenlenen "Bu
Benim Sokağım Projesi"
Bahçelievler Kaymakamı
Abdullah Durukan ve
Belediye Başkaru Saffet
Bulut'un katılınnyla Dr.
Refık Saydam llköğretim
Okulu'ndabaşladı. Saffet
Bulut, "Ailelerde çevre
bilincini geliştirmek, kamu
mallannı tahriplerdetı
korumak istiyoruz" dedi.
Frtına'tla3
oözattı daha
• ANTALYA (AA)-
Emniyet Genel Müdürlüğü
Kaçakçılık ve Organize
Suçlar Daıre Başkanhğı ile
Antalya Emniyet
Müdürlüğü'nün ortaklaşa
yürüttüğü "Fırtına
operasyonu" kapsamında,
Cumhuriyet Savcısı Yusuf
Hakkı Doğan'ın talimatı
üzenne. Antalya
Gümrükler Başmüdürü
Turan Yıldız, Serbest Bölge
Gümrük Müdürü Osman
Kalay ve Gümrük
Muhafaza Kaçakçılık
Istihbarat Müdürü Osman
Peker gözaltına alındı.
Operasyon'
incetemesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Avrupa Işkenceyi
Önleme Komitesi, F tipi
cezaevleri ve cezaevi
operasyonlan konusunda
rapor hazırlıyor. TBMM
Insan Haklannı Inceleme
Komisyonu'nu ziyaret eden
komite. F tıpi
cezaevlerindeki kullanım
alanlannın Avrupa Birliği
ölçütlerine uymadığını
bildirdi. Işkenceyi önleme
komitesi temsilcisı Silvia
Cassel dün Meclis
komisyonunu ziyaret etti.
Cassel, "Bu operasyon
gerekli miydi? Ölüm
orucundakilere yaşam
fonksiyonlannı
sürdürmeleri için ne tür
gıdalar veriliyor"
sorulanna yanıtlar aldı.
Cassel 'in "AB normu"
olarak sunulan F tipi
cezaevleri konusunda
eleştiriler getirdiği
öğrenıldi
Kozakçıoğlu'nun
damadına fezleke
• tstanbul Haber Servisi -
Şişli Cumhuriyet Savcılığı,
TV programı hostesi Rana
Yörük'e tecavüze
yeltendiği gerekçesiyle
tutuklanan DYP Genel
Başkan Yardımcısı Hayri
Kozakçıoğlu'nun damadı
Selçuk Alan hakkında, 11
ile 18 yıl arasında ağır
hapis cezası istemiyle dava
açılması içın fezleke
hazırladı.
BJK İlköğretim
Okuhfna ödül
• Haber Merkeri - Özel
BJK llköğretim Okulu, 5-A
sınıfi öğrencilennden
Aslıhan Parkmaksızoğlu,
Uluslararası Lions
Kulüpleri Birliği'nin açtığı
13. Uluslararası Banş
Posteri Yanşması'nda
Etiler Lions Kulübü
birincisı seçildi.
Parmaksızoğlu, ödülünü
geçen cuma günü Akatlar
Kültür Merkezi'nde
düzenlenen törenlc aldı.
MEB yetki istedi
• ANKARA (ANKA) -
Milli Eğitim Bakanhğı,
Devlet Memurluğu Sınavı
nedeniyle son iki yıldır
yaşanan öğretmen atama
krizinin aşılabilmesi için
harekete geçti. Bakanlık,
öğretmenler içın yapılacak
smavın, Devlet Memurluğu
Sınavf ndan ayn olarak
düzenlenmesi ve sınav
takvimini belirleme
yetkisinin kendisine
verilmesini istedi.
Cuma Köse 'nin durumu Diyanet tşleri 'nde dönen çarh anlatan bir öyküdür
Ve kapılaraçıldı...MEHMET AYCAN -2-
~¥~T' aymakamm bunca söz-
J y lerinden sonra Müftû
A. JL. Murat Demir söz alır
ve din görevlilerine, kaymakam
beyin uyanlanm dikkate alma-
lannı salık verir. Diyanet'te şi-
kâyet sistemi yoktur. Kimse se-
sini çıkarmaz. Ancak Köse, Is-
tanbul Müftûsü Selahattin Ka-
ya'yı
v
c Diyanet Işleri Başaka-
nı Mehmet Nuri Yümaz'ı ara-
yarak Özdemır ve Demir'i şi-
kâyet eder. tstanbul Müftûsü
Kaya, ilçe müftüsünü çağıra-
rakkonuyla ügi bilgi ister. Mûf-
tü Demir, dönüşünde soluğu
Kaymakam Özdemir'in yanın-
da alarak, Köse'nin, olaylan
mûftülüğe aktardığını yetişti-
rir. Bu, Başkan Salihoğlu ola-
yından sonra Köse'nin ikinci
vukuatıdır ve bardağı taşırma-
ya başlamıştır.
Acilen tedbir alınması gerek-
mektedir ve tedbir bulunur.
tlçede görevli 30' a yakın din
görevlisi çağnlır ve Cuma Kö-
se hakkında, müftülükte kal-
mak kaydıyla şikâyet dilekçe-
leri yazmalan isteniı. Sadece
11 'i bu istemi kabullenir. Suç-
lamalarda ise, genel olarak cin-
sel taciz konusu işlenir. Çünkü
Cuma öğretmen, kadınlarla za-
ten son derece rahat konuşmak-
ta, onlann ellerini sıkmakta,
sırtlannı sıvazlamaktadır. Müf-
tü vekilliği yaptığı sıralarda has-
tane ziyaretlerinde hemşirelere,
"Nasüsın gûzetim. Hayirfa işler
olsun" dedığı de bilinmektedir.
Hatta şikâyetçi, M. AB Adı-
güzel verdiği ifadesinde, "Kö-
se,benim yanımda kanmın sır-
tını sıvadadı. Yüzüm Vazanb.
Bir şey diyemedim'' diyerek il-
ginç bir yorum getirmiştir. Fa-
kat işler öyle gitmez. Kayma-
kam Özdemir, müftülükte kal-
mak kaydıyla ahnan bu dilek-
çeleri savcıhğa ulaştınr.
ismarlama müfettl;
Özdemir, bir de Diyanet lş-
leri Başkaru Mehmet Nuri Yıl-
maz'a, 'konunun önemi ve aci-
Ityetine binaen' kendi el yazısı
ile bir rica mektubu gönderir.
Özdemir, mektubunda Başkan
Yılmaz'a. "11 din görevusinin
dikkcesmi tanmatiannız doğ-
rultusunda size elden gönderi-
yorum" yazar.
Mektubun son bölümü ise il-
ginçtir ve tam olarak şöyle yaz-
maktadır:
"Bu kişi 12 (on iki) yıldır bu-
rada cemaanazattmış. __Va-
tandaşlannuzı tslamdan ve Ku-
ran'dan soğutmuştur. ÖzeUikle
'hükalalık' saymazsanız, Diya-
net tşleri Başkanlığı müfettisle-
rimizden HARUN ÖZDEMIR-
Cl w ÖMERUZL'NER'i (iam-
ler bûyük harfle yazılmış) aci-
len göreviendinnelütfunda bu-
lunabflirseniz Allah nzasıiçinbü-
yük bir görevi ifa etmiş olaca-
ğız. 02.11.1997
Yusuf Ozdemir-Kavmakam"
Özdemir. Diyanet Işleri Baş-
karu Yılmaz'dan ismen müfet-
tiş istemektedir. Bölge avukat-
lanndan Ozkan Aydemir, hu-
kukta böyle bir usulün olmadı-
ğının altım çiziyor.
vazgeçlyorlar
Müftülükte kalmak kaydıyla
ahnan şikâyet dilekçelerinin
savcüığa intikal ettirilmesi, 11
din görevlisini rahatsız etmiş-
tir. Düekçelerbirerbirergeri alı-
nır. Şıkâyetçılerden Osman Şân-
şek'in hem şikâyet dilekçesi
hem de geri alma yazısı olduk-
ça ilginç.
Şikâyet dilekçesinde, Kö-
se'nin tnülki amirlere küfrettiği,
siyasetle uğraştığı gibi konula-
ra yer veren Şimşek, son olarak
şöyle bir iddiada daha bulun-
maktadır. Köse, tûm menkul
ve gayrimenkullerini Kuran kur-
su aracılığıyla yapmıştır. Ayra
Şimşek, dilekçesini geri çek-
me yazısında ise şu satırlara yer
veriyor:
"Cumhuriyet Başsavahğma-
K. Çekmece 5.10.1997 tarihin-
demüftülükte sakhkahnak kay-
dıyla, bizden Cuma Köse hak-
kında bir dilekçe istenmis olup,
adı geçen şahıs hakkında eli-
mizde olamayan nedenlerie bir
dilekçeyaznuş idik.Bu dilekçe-
min savcüığa intikal ettirikhği-
ni öğrenmis bulunuyorum. Vîc-
danen huzursuz okhığumdan
dolayı böyle bir fiilin faifi oldu-
Diyanet tşleri'ndeki trilyonluk rantiştah kabarüyor. Çağdas din görevnleri, sesleriniyükselterekhaksnkazanclaraengdoln^kzorunda.
ğu inancında değilim. Herhan-
gi bir şikâyetim yoktur. Dilek-
çemigeriahyonun. 15.12.1997-
Osman Şimşek"
Şimşek'ın dilekçesinde dik-
kati çeken iki nokta var. Şim-
şek ilk yazısında diyor ki; Kö-
se tüm menkul ve gayrimen-
kullerini Kuran kursu aracalı-
ğıyla yapmıştır. Bu sav bir ger-
çeğin ifadesi gibi geliyor ilk ba-
kışta. Biı Kuran kursu öğret-
meni, buradan elde ettiği ka-
ortaya çıkmaktadır. Şimşek,
böylesi bir ifadenin nereye ka-
dar uzanabileceğini kestirmiş
olmalı ki dilekçesini geri al-
mıştır. Bir söylentiye göre Şim-
şek aynı yöntemle Esenler'de
10 daire ve 2 dükkân almıştır.
İmza Işkencesl
Savcılık, Köse için takipsiz-
lik karan verir. Ancak Diya-
net'teki soruşturma devam et-
ğini öne sürmektedir. Köse, Be-
şiktaş'taki görevine başlar. Bir
süre sonra Hüsamettin Cindo-
rukve dönemin Başbakan Yar-
dımcısı Ismet Sezgin'in araya
girmesiyle eski görevine döner.
Ancak bu kez Istanbul'da va-
li değişmiş, Aktaş'ın bakan ol-
masıyla, göreve Erol Çakır gel-
miştir. Dosya yeniden canlanır.
Iddiaya göre Köse, bu kez bir
başka siyatçinin, Cavit Kavakın
devreye girmesiyle Tuzla'ya
CEVAPSIZ MEKTUPLAR Cuma Köse, başlattığı hukuk savaşımını
Başbakan Ecevit'e kadar uzandırmış. Köse, Ecevit'e yazdığı mektupta olayı
özetledikten sonra şu sözleri ekliyon Sizin gibi aydın bir devlet adamının
görevde olduğu sırada bu tür yobazlann görevde kalmasını anlayabilmiş
değilim. Bu mektuba henüz cevap gelmemiş. Köse, bununla da yetinmiyor.
Emekli olduktan sonra, Diyanet Işleri Başkarn M. Nuri Yıhnaz imzalı başan
belgesini, uzun bir mektup yazarak Başbakan Yardımcısı Hüsamettin
Özkan'a geri görderiyor. Bu mektup da cevapsız kalıyor.
zançla böylesi bir varhğı nasıl
elde edebilir?
Görünen odur ki Şimşek, di-
ğer Kuran kurslannda benzeri
olaylara çokça şahit olduğu için
Köse ile ilgili iddialannı bu sa-
va dayandırmıştır. Bu da, Ku-
ran kurslarındaki denetimsiz
kazançlann savcüığa kadar uza-
nan bir intikam dosyasında bel-
gelenmesi olayıdır.
Bağış adı altında toplanan
trilyonlann kimlerin ceplerine
hortumlandığı, bu dilekçe ile
mektedir. 27 Ocak 1998'de, Is-
tanbul Müftûsü Selahattin Ka-
ya, soruşturmanın tamamlan-
masına kadar Köse'nin Beşik-
taş Kuran Kursu'nda görevlen-
dirilmesi için tstanbul Valisi
Kuthı Aktaş'a yazı gönderir ve
ataması yapılır.
Oysa Köse. Aktaş ile bir sü-
re önce bir görüşme yapüğını,
kendisini haklı bulduğunu söy-
leyerek
tt
Sa>invalibana,kosko-
cabirkunımu karşıma abmam.
Senin atamanı yapanm" dedi-
atanır. Yeni bir sûreç başlar.
se her sabah işe gittiğinde, iki
şahidin önünde imza atmak zo-
rundadır. Bunun için açılan çi-
zelgede şahitler arasında Zeld
Aksan ve Kemal Tozlu adı sık-
ça geçmektedir.
Böyle bir uygulama, Avrupa
ülkelerinde, kefaletle serbest
bırakılan veya zorunlu ikame-
te tabi tutulan bazı sanıklara
uygulanan sisteme benzemek-
tedir. Hangi hukuksal sisteme
dayandığı ve bu talimatın kim
TBMM Adalet Komisyonu'nda 'din' tartışması
Medeniyasaya gericitarpan
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Adalet Komisyonu'nda, 1030maddelikTürk
medeni yasa tasansı ûzerindeki görûşmeler
tartışmalı başladı. FP ve MHP'li milletvekil-
leri, 1926 yıknda Mahmut Esat Bozkurt'un
yazdığı gerekçeye, tasanda yerverilmesini eleş-
tirerekbu gerekçede dine küfredildiği ve Müs-
lüman yurttaşlann rencide edildiğini ileri sûr-
düler.flctidarmilletvekillerinin verdiği öner-
geyle, Bozkurt'un gerekçesirün özetolarak ta-
sanya konması kararlaştınldı.
TBMM Adalet Komisyonu'nda, Türk me-
deni yasa tasansı ûzerindeki görüşmelere dün
başlandı. Komısyonda ilk ola-
rak alt kornisyonun, 1926 yı-
kndakabul edilen Türk Mede-
ni Yasası'nm Mahmut Esat
Bozkurt'un yazdığı gerekçe-
sinin tamammın tasannın ge-
nel gerekçe bölûmünde yeral-
masına ilişkin karan görüşül-
dû.
FP'li Nazb Dıcak, Boz-
kurt'un gerekçesinde Islama
kûfur niteliğinde ifadelerin yer
aldığını savunarak "Bunlar
benim içime sinmryor, sizin Içi-
nize siniyor rau" dedi.
FP'li MehmetMŞahin, îs-
lam dinini rencide edecek ifa-
delerin yer almaması gerektiğini kaydederek
1926 yıhndayazılan gerekçede tslam dininin
haksız yere eleştkildiğini savundu.
Şahin, Bozkurt'un gerekçesinde yer alan
"Din kanunlan, kesinlikle ilerieyen yaşarrun
önûndeki biçünden ve ölü sözeûklerden fazla
bir değer, bir anlam ifade eöneder". "Çağ-
daş uygarüğm Türk toplumu ile bağdaşma-
yan noktalan görûlüyorsa bu,Türk uhısunun
beceriveyeteneğindekieksikliktendeğilonu
gereksjzbn-biçirndesanpsarmalam^olanor-
taçağörgütüvedinsdlbaHdüzenlemeİerwku-
• Komisyonda ilk
olarak alt komisyonun,
1926 yılında kabul
edilen Türk Medeni
Yasası'mn Mahmut Esat
Bozkurt'un yazdığı
gerekçesmin tamamının
tasannın genel gerekçe
bölûmünde yer almasma
ilişkin karan görüşüldü.
FP ve MHP'liler,
Bozkurt'un
gerekçesinde dine
küfredildiğini
savundular.
rumlardarKhr" ve T ü r k medeni yasa tasa-
nsı yürüriüğe konulduğu gün, ulusumuz 13
yüzyıhn kendisini çe\iren hastahkh inançlann-
dan ve kargaşadan kurtuhnuş,eski uygarfağm
kapdaruu kapayarak yaşam ve verimlilik ge-
tirâçağdaşuy'garfağmiçmegirnAİşbulunacak-
ör" biçimindeki ifadelerin Müslümanlan in-
cittiğini ileri sûrdü.
DSP'li Erol Al ise gerekçenin metinden çı-
kanlmasının 80 yıl önce cumhuriyeti kuran-
lara saygısızlık olacağını dile getirdi. DSP'li
Yekta Açıkgöz ise söz konusu metinde ne Is-
lam dinine hakaret edildiğini ne de Müslüman
yurttaşlann incitildiğini söy-
ledi. FP'lüere destek veren
MHP'li OrhanBıçakçtoğjhı ise
yeni bir gerekçe hazırlanma-
sı gerektiğini belirtti.
Eleştirileri yamtlayan Ada-
let Bakanı HikmetSami Türk.
yûrürlükteki yasanın gerekçe-
sinin tarihi bir belge olduğu-
nu belirterek "ÖnernBolanbo
bu >
<
asanm yenilikçi yönüdür.
Gerekçede insanlann incitil-
mesJ hedeflenmemiştir. Tarihi
bir gerçektir \ç özü itibarryla
doğrudur" diye konuştu.
Tartışmalannardından FP'li
miUetvekülerinin, Bozkurt'un
gerekçesinin tasan metninden tamamen çıka-
nlmasına ilişkin önergesi reddedilirken bazı
MHP'li miüetvekillerinin çekimser kalması
dikkat çekti. Muhalefet milletvekillerinin,
'İasarmmyasaiaşması için bütün parolerin uz-
bşmasıgerektiği
n
yönündeki tehdidi üzerine
iktidar milletvekillerinin verdiği Bozkurt'un
gerekçesinin hükümetin gönderdiği biçimiy-
le özetle tasanda yer almasma ilişkin öner-
gesi ise kabul edildi. Daha sonra maddelerin
görüşülmesine geçildi ve tasannın ilk 7 mad-
desi kabul edildi.
ve kimlertarafından verildiği ise
bir tarhşma konusudur.
Diyanet Işleri Başmüfettişi
Basri Erdem ve müfettiş trfan
Çimen soruşturmayı derinleşti-
rerek tam 34 sayfalık bir rapor
yazarlar. Müfettiş raporlannda
daha önce sözûnü ettiğimiz,
Kaymakam Özdemir'in haka-
ret sınırlannı aşan söylemleri şa-
hitlere dayandınlarak doğru-
lanmaktadır (sayfa 14).
Müfettl? raporları
Raporlara göre Müftû Demir,
kaymakamı yanlış bilgilendir-
miştir. 11 din görevlisinin de
şikâyetlerini delillendiremedi-
ği, cinsel taciz iddialannın da
Müftû Demir'in yanlış bilgi-
lendirmesinden kaynaklandığı
kaydedilmektedir (sayfa 34).
19.03 1998tarihindeTeftişKu-
rulu son raporunda Köse tûm
suçlamalardan aklanmakta, an-
cak amirlerini küçük düşûrdü-
ğü de kayda geçmektedir. An-
cak raporun son bölümü ise il-
ginç. Aynen şöyle diyor:
"Aynea sanık Cuma Köse,
görev yaptığı mahalde normal
Kuran kursu öğreticisi suurla-
n içinde kalma>ıp, toplumun
ber kesimi ile müspet diyaktğa
girerek başan gösterdiğu ancak
müfrükri geriplanaiterekken-
disini ön plana çıkaran tavir ta-
knKhgı,adı geçenin kazandığı iti-
ban zaman zaman çe\Tesine
karşıkozolarakkuBandığı \e du-
nımuyla hah' hazırgöre\ yerin-
de bırakılnıasuım mahzurhıola-
cağı anlaşıküğından sanık Cu-
ma Köse'nin ilçe dışına uygun
görülebilecek bir yere NAKLİ-
NtN isabeüi olacağu-"
Yani, "Başanhdır, ama suç-
hıdur" deniyor.
Cuma Köse, Sakarya'mn
Kaynarca ilçesi merkez Kara-
çah Köyû Kuran Kursu öğret-
menliğinden emekli olur.
Cüç ve rant kavgası
Köse, yıllardır belge topla-
makta, Diyanet Işleri'ndeki çar-
kı, kişisel belgeleriyle anlatma-
ya çalışmaktadır. Köse, birçok
din görevlisinde böylesi binler-
ce belge olduğu görüşünü sa-
vunmaktadır. Bu öykû, her il
ve ilçede görülen bir öyküdür.
Bölgelerdeki güç kavgasının
hangi boyutlarda olduğu bu hu-
kuk savaşurundan anlaşılıyor.
Yine büyük bir rant kavgası ol-
duğu, bu belgelerle ortaya çüa-
yor. Güç ve rant kavgası daha
sonrakarşımıza, değişikbiçim-
lerde irticai bir yapıyla geliyor.
Kamu yönetiminde tarikatla-
nn. özelikle de Fethullah Gülen
yanlılarının ağırhk kazandığı-
nın giderek artan birbiçimde or-
taya çıktığı gözleniyor.
Hâlâtrilyonlann denetimi ya-
pılmıyor. Bu rannn nasıl payla-
şıldığı bilinmiyor. Köse'nin
özetlediğimiz bu uzun hukuk
savaşımı. aslındakişisel bir kav-
ga. Ama Diyanet'teki bazı ta-
bular yıkılıyor, yeni bir yol açı-
lıyor, kol kinlıp yen içinde kal-
mıyor. Bu, yeni bir başlangıç
mı? Çağdas din görevlüeri, ses-
lerini yükselterek bizlere yeni
ipuçlan verecek mi? Artık söz
onlardadrr.
Ve kapı açılmıştu
-
.
BİTTİ
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Enepji Bakanhğı =
ANAP
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanhğı ANAP'ı
ayakta tutan bakanlıktır; 1983'ten, yani Türki-
ye'yi bugünlere getiren uygulamalann baş mi-
man Özal'dan itibaren, Enerji Bakanlığı ANAPın
arka bahçesi durumundadır. Koalisyon ortaklık-
lannda ANAP Enerji Bakanlıgı'nı kimseye bırak-
maz. Bakanlık, pazariıklarda ANAP'ın önkoşulu
gibidir.
Şuraya bakın: 1983'ten bu yana kurulan
ANAP'lı hükümetlerde, bakanlık hep ANAP'tadır.
17 yıl içinde ANAP'lılar 13.5 yıla yakın Enerji Ba-
kanlığı yaptılar. ANAP ortaklıklannda, başka bir
partiden enerji bakanı yoktur. Demirel ve Çiller
hükümetleri döneminde de, Enerji Bakanlan da
tesadüfe bakın ki ya ANAP kökenlidir, ya da
sonradan ANAP'a geçen siyasilerdir (Şinasi Al-
tonel ve Veysel Atasoy). Bunlan da sayarsak,
süre 15 yıla vanyor.
Bu birinci gerçektir.
İkinci saptama, o halde, enerji konusunda
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu zortuklann,
çıkmazlann, kısıntılann vb faturasının esas ola-
rak çıkartılması gereken adres de bellidir: ANAP!
• • •
Şimdi, Mesut Yılmaz'ın, Enerji Bakanlığı'nın
neredeyse bütün üst yönetimini götüren ve siya-
silere gelip dayandığı anlaşılan Beyaz Enerji
Operasyonu'na bu büyük tepkisinin nedenini
anlamak kolaylaşır. Enerji Bakanlığı bütçeden
büyük pay alır. Enerji konusunda ihaleler vb yüz
miiyonlarca dolar mertebesindedir. Beyaz Enerji
Operasyonu'yla, öyle anlaşılıyor ki buzdağının
tepesi ancak görülmüştür. İlk incelemede iki- üç
olay ortaya çıktıysa, geride bir dağ var demektir.
İki güvenilir telefon konuşmasıyla, bakanlıkla il-
gili işlerde ödenen kara paranın önemini anlarsı-
nız. Ne kadar büyük ihale, yatınm, o kadar bü-
yük rüşvet. Soruşturma ne kadar derinleştirilip
yaygınlaştınlsa bile, açığa çıkması ve kanıtlan-
ması çok zor büyük rüşvetler gizli kalacaktır.
• * •
ANAP lideri Mesut Yılmaz, en üst perdeden
çığlığı basmakta haklıdır. Ama yaptığı ucuz kah-
ramanlıktır. öncelikle, kendisi, karşılıklı olarak
Tansu Çiller'le birbirierini neden siyasi aklama
ortaklığı kurmuştur; Türkbank ihalesinde neden
mafyanın da kanştığı olaylarda bizzat önplanda
görünmüştür, Nükleer Santral ihalesine katılan
şirketlere, hiçbir yasal gerekçesi olmadan, bu-
güne kadar yaptıklan "masraflann" karşılığı ola-
rak, 23-30 milyon dolarların neden devletçe
ödenmesini istemiştir.. Önce bu sorulara açıklık
getirmelidir.
• • •
Mesut Yılmaz soruyor
SMI siyasetçinin yerine geçecek alternatif ku-
rum hangiskjlr? Yeniden askeri yönçtim öztemi
mivar?
Hayır, sivil siyasetçinin yerine geçecek olan al-
ternatif, yeni sivil siyasetçidir. Yeni ve temiz bir
siyaset kurumu oluşturmaktır. Bugünün siyaset-
çisi = siyaset kurumu demek değildir. Istenen,
Türkiye'de temiz insanlann siyaset yapması için
yollan açmaktır.
Yılmaz soruyor Askeri özlem mi var?
Yanrt Hayır, askeri özlem yok. Bugünün siya-
setçisine karşı çıkmak= askeri yönetim istemek
de değildir. Askerierde de artık temiz bir Türkiye,
temiz ve dürüst bir politikacı özlemi var. Asker-
ler, ülkeyi yönetemeyeceklerini, yönetmelerinin
doğru olmadığını biliyoriar.
Türkiye yıllardır temiz toplum - temiz siyaset
istemektedir. Şüphesiz sürdürülen bankalar ve
diğer bazı yolsuzluk operasyonlannda bu hükü-
metin damgası vardır. Hükümetten kişilerin
damgası var demek, daha doğru olur. Bir elleriy-
le kirli siyasetin içinde olanlann, artık ağızlanyla
kuş tutsalar önleyemeyecekleri olaylann üzerine
gidilmektedir.
Ancak, örneğin bankalar operasyonunun (ve
diğer bazılarının) bürokrasi - siyasetçi ayağına
bir türiü gidilemiyor. Yılmaz, neden gidilemiyo-
run yanıtını aramalı ve gidilebilmesi için yollan
açmalıdır. Böyle bir çabası, en azından kamuyo-
una yansıdığı kadar yoktur.
Yılmaz diyor ki: Siyaseti, siyasetçiyi karala-
mak için sürdürülen yoğun bilinçli kampanya si-
yaset kuaımunu zayıflatıyor...
Türkiye'nin ekonomik ve sosyal dibe vuruşu-
nun baş sorumlusu, siyaset kurumunda bugün
"sarıne a/an/ar"dır. Türkiye'yi adam başına dü-
şen üç bin dolaria Avrupa'nın yoksulluk sınınnda
tutma başansını gösterenlerdir.
Toplumda, kirienmiş siyaseti safdışı bırakacak
çeşitli dinamiklerin harekete geçmesini önleye-
mezsiniz. Bu sosyolojik bir olgudur. Asker de,
Türkiye'yi esas çökertecek olanın "ekonomik if-
las olduğunu" görmektedir. Asker, örneğin Be-
yaz Enerji Operasyonu ile, devletin temiz sivil
kesimleriyle işbirliği halinde, hukuksal platform-
da kalarak bunu yapıyor.. Askerin bu plarformun
dışına taşacağını ima eden herhangi bir hareke-
tini ve isteğini de görmüyoruz.
Mesut Yılmaz sakat bir polemik yapıyor, ya biz
ya da asker gibi.
Hayır, asker de dahil, bütün millet temiz bir si-
yaset kurumu istiyor.
• • •
Türkiye kırk yıllık yazgısını vakit geçirmeksiniz
tersyüz etmek zorundadır.
Bu dönemin en büyük şahsiyeti Demirel dö-
nemi kapatılmışttr. Bu dönemin insanları bir bir
dökülmekte ve bir defter hızla dürülmektedir. Bu
ülkenin, herkesi, önce cumhurbaşkanı yapıp
sonra defterini kapatacak ne zamanı vardır ne
de cumhurbaşkanlığı makamlan.
Türkiye bir yol ayrımındadır.
Temiz Enerji Operasyonu ile, yolsuzluklara
karşı mücadelede Türkiye yeni bir aşamaya
yükseldi.
Bu seyirliğin ilk sahnesindeyiz şimdi...
Operasyon, iki - üç aydır sessizce bugüne
Bakan'ın ve hükümetin önüne getirildiğine göre,
bu ülkenin, bu devletin kendini temizleme gücC
de, potansiyeli de, dinamikleri de varciır, demetc-
tir.
Bu güçleri kutluyoruz, destekliyoruz ve bek-
liyoruz...
obursali@bilimmerkezi.org.tr