16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
p -13 EYLÜL 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER _JVfete Karşı Sivil Koordinasyon: Bölgedeki en önemli sorun kalıcı konutlar ve irtıar Deprem bölgesmde sııç artb BARIŞDOSTER -, Büyük Maımara depreminin ardın- dan yurttaşlann kendiliğinden hareke- te geçmesiyle oluşan, özellikle dep- remzedeleri yardım malzemeleriyle buluşturması ve bölgede sağladığı eş- güdümle dikkat çeken "Afete Karşı Si- vîl Koordinasyon", deprem bölgesin- deki en önemli ıki sorunun imar planı ve kahcı konutlar olduğunu belirtti. Ya- pılan hasar tespitlerinin güvenilir ol- madığını, artçı sarsıntılardan sonra ha- : sar tespiti yapılmadığını vurgulayan Si- • Sivil Koordinasyon'un Bilgi Belge Birim Sorumlusu Gonca Girit, deprem bölgesinin afet bölgesi ilan edilmemesini eleştirdi. Girit, yapılan hasar tespitlerinin güvenilir olmadığını, artçı sarsıntılardan sonra hasar tespiti yapılmadığını vurguladı. Gonca Girit, devletin, orta hasarlı konutlan yıkacağını açıklamasına karşın yıkmadığını söyledi. vil Koordinasyon, "Devlet, az hasariı konutlann sahiplerine 600 müyon TL verince, pek çok orta hasarlı konutun sahibi, sıîf bu parayı atanak için. konu- tunun az hasarlı olduğunu söyledi. Or- ta hasarlı konutlann onarunı ne kadar para harcanırsa harcansın. kim yapar- sa yapsın olanaksız. Ama orta hasarlı konutlar onanlıyor. Üstelik bunu, daha önce yapüklan konutlar yıkılan fırma- lar, ucuza yapıyoriar" dedi. Sivil Koordinasyon'un Bılgı Belge Birim Sorumlusu Gonca Girit, deprem bölgesinin afet bölgesi ilan edilmeme- sini eleştirerek "Bölgenin afet bölgesi i- lan edilmesi için depremin şiddetinin 7.5 olması gerektvor. Eğer afet bölgesi i- lan edilseydi, bölgenin tüm giderleri devlet taranndan karşılanacak, yurt- taştan bir şey istenmevecektL Devlet, deprem sonrasında, deneme-yanılma yöntemiizfcdi" dedi. Devletin, orta ha- sarlı konutlan yıkacağını açıklamasına karşın yıkmadığını, depremzedelere 2 milyar TL kredi vereceğini söylemesi- ne karşın, 200 milyon TL ödediğini be- lirten Girit, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yapüklan evler yıİalan, YükseL Ceylan, Çolak, Banş gibi fırmalar, şim- di ucuza onanm yapryorlar. Kiracılann durumu belirsiz. Prefabrike konut de- ğiL, doğrudan, imar plank. kalıcı konut yapılmalıy dı. Buna harcanan, para, za- man ve enerji kalıcı konuta harcansa, bu sürede depremzedeler, Mehmetçik Çadırkenti gibi, gerçekten kışlık olan çadırkentlerde kalsalar daha ivi olurdu. Aynca prefabrikelerin yer seçimi yan- lışvezamanmda teslim edilmediler. Pre- fabrikeler hataydL" Kalıcı konut ihalelerini, daha önce yaptıklan konutlar yıkılan firmalann kazandığını ve imar planlannın açık- lanmadığıru ifade eden Girit, Adapaza- n ve Izmit'te kalıcı konut inşaatlannın başladığıru, ama bunlann neye göre ya- pıldığının bilinmediğini anlattı. Örgüt- lü depremzedelere söz hakkı verilme- mesinden yakuıan Girit. "Bölgede,baş- ta tecavüz, ensest uyuştunıcu kullanı- mı olmak üzere suç oranlannda büyük artış var"dedi. Bölgede hizmet veren bazı özel ye- mek şirketlerinin çok zengin oldukla- n yönünde duyumlar aldıklannı söyle- yen Girit, "Verdikleri yemeklerin kali- tesi de kötü. Kızılay aşevi açsa daha iyi olurdu. Kaldı ki. orada insanlara ken- di yemeklerini yapma olanağı verilsey- di, hem moral motivasyonlan artanu, hem de bakkaL manav, market biraz para kazanır, yaşam ve ticaret canla- nırdı" diye konuştu. Şu an hemen her kuruluşun, depreme karşı çalıştığını ifade eden Girit, bunlar arasmda eşgü- düm olmadığını, kendilerinin sivil ve resmi kaynaklı bilgileri toplayıp değer- lendirip yönlendirmek için çabaladık- laniu söyledi. Kızılay'la protokol yap- tıklannı, afet anında birlikte müdaha- le edeceklerini açıklayan Girit şunlan söyledi: "Çahşmalanmızı bundan sonra, bas- kı grubu olarak sürdürecek, kamusal kaynaklann rasyonel kullanılmasuıa çahşacak, deprem sonrası oluşan ener- jinin, afete karşı hazuiıkta evrilmesine çabalayacağız. Bilgi. birikim ve deneyi- mimiz var. SiyasaL parasal beklentimiz yok. Seçilmiş ya da atanrruş değUiz. Bu nedenle yurttaşla devlet arasında üeti- şim köprüsü olabüir, gerekirse, deviet- leçanşmadan bir araya geüp doğru şey- ler yapabiliriz. Afete karşı çok ciddi merkezi bir yapüanma gerekir ve bu- nun alnndan ancak devlet kalkar." Cölcük Belediye Başkanı Barıs 'Hükümet yüksek binalara onanm kredisi veriyor' • Devletin, hasarlı olan 6 ve 7 katlı binalann onanmı için kredi verdiğini anımsatan Gölcük Belediye Başkanı tsmail Banş, "Bu, yeni felaketlere davetiye çıkarmaktır. Bunun sorumluluğunu kim üstlenecek" dedi. Yurt Haberleri Servisi - Gölcük Belediye Başkanı lsmail Banş, onanm ve güçlendırme çalışmalan yapılacak binalarda revize imar planından sonra 5 - kata kadar izin verdikleri- ni, ancak hükümetin 6-7 katlı binalara onanm ıçın kredi vermesinin çelişki ı, yarattığını söyledi. Göl- cük'te, Bayındırltk ve İs- kâıvBakanbğı 'nca yapırm planlanan 1686 kalıcı ko- nuttan 528'ini üstlenen firma, bunlann yüzde - 50'sinin kaba ınşaatını bi- tirdi. Gölcük Belediye Baş- kanı lsmail Banş, revize imar planı ile onanm ve güçlendirme çalışmalan yapılan binalann durumu- nun, büyük bir çelişki ya- rattığını söyledi. Revize i- mar planına göre zemin etütlerinin sağlam göster- diği bölgelerde en fazla 4 1 kata kadar izin verileceği- ne değinen Banş, şöyle konuştu: "Revize imarpiamndan "sonra 5 kata izin vermiyo- — ruz. Devlet ise hasarlı 6 ve 7 katlı binalann onanmı için kredi veriyor. Bu, bü- yük bir çelişki Bunun so- rumluluğunu kim üsdene- cek? Şunu haürlatmayı görev bürvonız. Birinci de- recede deprem kuşağı üze- rinde olan ilçemizde ha- sarlı 6 ve 7 katlı binalann onanlması, yeni felaketle- re davetiye çıkarmaktır.'' Banş, bugüne kadar ilçe- ye bağlı beldeler de dahil olmak üzere 400'e yakın orta hasarlı binaya onanm ve güçlendırme ruhsatı verildiğini bildirerek şöy- le devam etti: "Bayındırlık ve tskân Bakanlığı'nca yetki veri- len firmalann onanm ve güçlendirme çalışmalan nç aya kadar bitirilecek. Hasariıbinalarda temeOer yeniden kazılıyor. yapılan radyal temel ve kolon tak- viyelerinin sağhkh olup ol- madığı ise bihnmiyor. Ba- zı inşaat ustalannın, kısa süreti kurs sonunda ba- kanhktan yetki belgesi al- dıklan söyieniyor. Her şey, yetki alan kişilerin inisiya- tifıne bırakümış. Onanmı yapılan binalan kimse kontrol etnüyor." Kahcı konutiar Gölcük'te kalıcı konut- lann yapımını üstlenen Batum tnşaat'ın sorumlu- su Tansel Erdoğan'dan alı- nan bilgiye göre Sarayh ve örcün köylerinde 59 blok halinde inşa edilen 528 konuttan 264'ünün kaba inşaatı tamamlandı. Her blok için 45 ton demir ve 150 metreküp beton kul- landıklanm, altyapı çalış- malan ve istinat duvarla- nnın da bitirildiğini ifade eden Erdoğan, üstlendik- leri konutlan, en son 29 Kasım Çarşamba günü Bayındırlık ve tskân Ba- kanlığı'na teslim edecek- lerini bildirdi. TCC Başkanı Nail Cüreli 'Basını savunmakta güçlük çekiyoruz' tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti (TGC) Başkanı Nail GüreH, bazı televiz- yon kanallanmn ölçüyü kaçıran derecede meslek ilkelerine aykın ve so- rumlu yayıncılıkla bağ- daşmayan yayınlar yaptı- ğını belirterek "Bugün köklü ve saygm geçmişi bulunan bir meslek örgü- tü olarak basını savun- makta güçlük çekiyoruz" dedi. Gürelı, sorumlu ga- zetecileri özeleştiri yap- maya, halkı da tercüüeri- ni yaparken sorumlu dav- ranmaya, tepkilerini dile getirmeye çağırdı. TGC Başkanı Nail Gü- reli, Başkanvekili Orhan Erinç, Genel Sekreter Turgay Olcayto ve yöne- tim kurulu üyelerinin ka- bldığı, yeni yayın döne- minin yaklaşması ve 12 Eylül darbesinin 20. yılı nedeniyle yönetim kuru- lunun görüşlerinin açık- landığı bir toplantı düzen- ledi. TGC'nin Cağaloğ- lu'ndaki merkezinde ya- pılan toplantıda Güreli. reyting, tiraj ve kazanç getirdiği için medya ser- mayesince göz yumulan hatta teşvik gören yayın- lann, gelecekte onanlma- sı güç yaralar açacağını vurguladı. Sorumsuz ya- ymcıhğm "medyanınata- nı oyduğunu" belirten Güreli şöyle devam etti: "Bütün bunlara karşın, medyanın toplumun ay- nası okluğu, özgür ve ba- ğunsız bir basına toplu- mun bütün kesimlerinin ve bireylerinin ihtiyaç du- yacağı unurulmamalıdır. Medyanın bugünkü du- rumuna getişinde 12 Eylül sürecinin ve bu süreçte ik- tidara ortak olan siyasal kadrolann ve sermayenin önemli payı ve etkisi yad- sınamazT • Deniz araştırmalan alanında dünyadaki en gelişmiş cihazlarla donatılan Suriot gemisi Marmara Denizi'nin tabanındaki fay yapısını incelemek üzere denize açıldı. Bilim adamlan, elde edilecek bilgilerin Marmara'daki deprem riskini değiştirmeyeceğini belirterek yetkilileri bir kez daha önlem almaya çağırdı. Faylar gözleın altuıda tstanbul Haber Servisi - Fransız Deniz Araştırmalan Enstıtüsü'ne (IFREMER) ait "Sunrit" adh araştınna gemisi Marmara De- nizi'nin tabanındaki fay yapısım incelemek üzere dün denize açıldı. Deniz araştırmala- n alanında dünyadaki en gelişmiş cihazlar- la donatılan Suriot gemısınin 4 Ekım'e ka- dar sürecek araştırmalan sonucunda, Mar- mara'daki fay haritası ortaya çıkanlacak ve Fransız yerbilimci Prof. Dr. Le Pichon ile İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şen- gör'ün ^tekfay" hipotezi test edilecek. Araş- tırmadan sorumlu bilim adamlan, elde edi- lecek bilgilerin Marmara'daki deprem riski- ni değiştirmeyeceğini belirterek yetkilileri bir kez daha önlem almaya çağırdı. IFREMER, TÜBÎTAK ve ÎTÜ'nün ortak projesi kapsamında Marmara'da bugüne dek yapılan araştırmalann en önemlisini gerçek- leştirecek olan Suriot gemisi tstanbul Salı- pazan nhtımında medya mensuplanna gez- dirildi. Geminin denize açılmasmdan önce düzenlenen basın toplantısına TÜBtTAK Başkanı Prof. Dr. NamıkKemalPak TÜBt- TAK Marmara Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. NaciGörür, proje başkanlan Fran- sız bilim adamlan Xavier Le Pichon ve Ro- lando Armijo. ITÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör ile Fransa Büyükelçiliği yetki- lileri katıldı. Araştırma hakkmda açıklama- lar yapan TÜBtTAK Marmara Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Naci Görür, tüm mas- raflan Fransızlar tarafından karşılanan araş- tırmanın 12-19 Eylül ve 19 Eylül-4 Ekim olmak üzere iki bölüm halinde gerçekleşti- rileceğini söyledi. Prof. Görür, Tekirdağ ön- lerinden doğuya doğru başlatılacak araştır- manın ilk bölümünde deniz tabanın ses dal- 'Büyük depremler kendini beüi eder' Odası tstanbul Şube Başkanı Oğuz Gündoğdu. zemin dayanıkuhğı ve beton incelemesi konulannda "Mesleki Denetim ve Teknik İşbirBğr protokolü imzaladüar. tlçedeki yeni inşaat alanlannda zemin etüdünün vapdması, mevcutbinalann güçlendirilmesi ve denerinıde işbûüğini hedefleyen protokolün imza töreninde konuşan Gün- doğdu, 17 Ağustos depreminden bu yana değişen hiçbir şey olmadığına dikkat çekerek "Saat çahşrvor" dedi Gündoğdu, TPAO'nun Marmara Denizi ile il^li haritasnun asfanda önemli ipuçlan verdiğini, 80 kflometreiik büyük bir fay görüldüğü nü belirterek "O fay hareketegeçerse büviik birdepremle karşılaşabiliriz" diye konuştu. Kadıköy Belediyesi ileünzalanan protokolün 17 Ağustos'tan sonra ilkkez geleceğe dair kendinde umudaroluştur- duğunu vurgulayan Gündoğdu, protokolk ilçede zemin etütkrinin halka uygun fryadarla yapıiacağmı söyledi galan ile taranarak deniz dibindeki düzen- sizliklerin saptanacağını anlattı. Prof. Gö- rür, ikinci bölümde de deniz tabamnın bu kez 70 metre yakından sonar cihazıyla yük- sek frekanslı dalgalarla taranacağını ve fay hakkmda daha detaylı bilgilerin elde edile- ceğini vurguladı. Elde edilecek sonuçlann Deprem Konse- yi aracılığıyla kamuoyuna açıklanacağını söyleyen Prof. Görür, araştrrma sonuçlannm Marmara'daki deprem gerçeğini değiştirme- yeceğine dikkat çekerek yetkilileri olası dep- reme karşı önlem almalan konusunda bir kez daha uyardı. Tek fay test edilecek Prof. Şengör ve Prof. Le Pichon, birlikte geliştirdikleri tek fay hipotezinin bu araştır- mayla test edilecağini belirttiler. Sismik 1 gemisinin yaptığı araştır- ma sonuçlannm tek fay hi- potezini desteklediğini ifa- de eden Prof. Şengör, "Ya- nılmış olmayı çok isterim, ama araşüma sonuçlan tek fay hipotezini doğrulaya- cak" dedi. Şengör, araştır- madan elde edilecek veri- lerle fayın en son ne zaman kınldığırun da saptanaca- ğını kaydetti. Projenin Fransız koordi- natörü, Prof. Dr. Rolonda Armijo, gazetemize yaptı- ğı açıklamada, Suriot ge- misinin IFREMER'e ait 12 araştırma gemisi içinden en gelişkin teknolojiye sa- hip olanı olduğunu söyle- di. Dünyanın pek çok yerin- de araştırmalar yaptıklan- nı, son olarak Japonya'da çalıştıklannı ifade eden Prof. Armijo, Marmara'da- ki araştırmalan önümüz- deki yıl kurumuna ait bir araştırma denizaltısıyla sürdüreceklerini belirtti. Fransız bilim adamlan Prof. Le Pichon ve Prof. Armijo'nun ilk kez Mar- mara'daki araştırmada bir araya geldikleri belirtildi. GENtŞ AÇI HlKMET BtLA Carlo Çocukken Carto Cottarelli henüz kısa pantolonla dolaşır- ken Türkiye'de önemli şeyleroluyordu. 1978-1979 yıllan. Carlo'nun IMF'den ağabeyleri Türkiye'nin kapısına dayanmış, bastınyorlardı: "Aç, aç, aç!" "Neyi?" Türkiye, terör, yokluk, kıtlık kıskacında çırpınıyor- du. Benzin, mazot, yağ, ampul, ilaç, röntgen filmi, yedek parça, kahve, sigara, gübre, akhnıza ne ge- lirse yoklara kanşmıştı. Ekonomide tek kural ge- çerliydi: Karaborsa. Türk diplomatlann maaşlan bile ödenmiyordu. Turkiye'ye ait gemilere ve uçak- lara el konulacağından söz ediliyordu. Dış borçla- ra karşılık Isviçre'de tutulan altın stoklan, bir gece gizlice Turkiye'ye kaçırılmıştı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevrt anlatıyor: "Biz günlük petrol ihtiyacımızı karşılayacak dö- vizi elde etmek için her gün her çareye, ama Tür- kiye'yi diyet borcu altına sokmayacak her çareye başvuruyorduk. Yani başlıca işlerimiz bugün 1 mil- yon dolan nasıl buluruz, 2 milyon dolan nasıl bu- luruz, bunun üzerine düşünmekti. "(12 Eylül - Tür- kiye'nin Miladı, Doğan Kitap, istanbul, 1999) Yavuz Dpnat'tan o günlere ait bir anı: "Besim Üstünel bakan oldu. Dediki; Yavuz ben artık Türkiye'de etkili biryere geldim. Benden bir isteğin var mı, dedi. Var efendim, dedim. Nedir, dedi. Bir koli Sana yağı rica ediyorum, dedim. Çünkü bayramda anneme gideceğim, elim boş gitmek istemiyorum." Işte IMF o günlerde daha yüksek sesle bağırma- ya başladı: "Aç, aç, aç!" Neyi? Bir kuruş yardım gelmiyordu. Bütün para kay- naklan Türkiye'nin IMF'ye açması koşuluna bağ- lanmıştı. Sonunda açma konusuna açıklık getirildi: Tür- kiye'nin kapılan ardına kadar açılacak. Devletçilik terk edilecek. Liberalizme geçılecek. Her şeyın fi- yatına zam yapılacak. Ücretler dondurulacak. Kim yapacak, nasıl yapacak? Dönemin Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu: "IMF ile, Dünya Bankası ile ilişkiler Türkiye 'de çok duyarlı birkonu haline gelmişti. Bu bazı ötekipar- ti çevrelerinde olduğu gibi özellikle bizim partimiz için de, yani CHP için de geçehiydi. Bunlar, ulus- lararası düzenin belli başlı sömürü araçlan olarak görülüyordu." Dönemin Devlet Bakanı Hikmet Çetin: "O za- man da tabii IMF bizi güç durumda bıraktı. Yani güç noktadan yakaladı. Bir yandan ekonomi çok sıkışmış, çok güç noktadasınız. Ister istemez libe- ralpolitika yapmanız gerekiyordu. Ama sanıyorum o liberalpolitikaya da parti, kamuoyu çok hazır de- ğildi." Fena halde Yeni Dünya Düzeni günleri. Kim bek- ler kamuoyunu? Ecevit hükümeti gitti, Demirel hükümeti geldi. Terör, kıtlık, yokluk, karaborsa de- vam etti. IMF'nin istedikleri bir paket haline geti- rilmiş, adına da 24 Ocak Kararları denmişti. Ancak, bu kararlan uygulatmak isteyenler, işi sağlama bağlamayı yeğlediler. Bu kararlar doğrultusunda Türkiye'yi yeniden yoğurma işi, öyle demokratik düzende falan yapılacak bir iş değildi. Sonra ne oldu? 12 Eylül oldu. Carlo o zaman çocuktu. Yıllar sonra, 12 Eylül'ün lideri Kenan Evren şöy- le konuştu: "12 Eylül olmasaydı, bu 24 Ocak Kararian'nın iyi netice vermesi mümkün değildi." hikmetbCa ntv.com.tr Törene Sezer de katıldı TeknolojiBüyük ÖdülüAlcatel'e Haber Merkezi- Tek- noloji Kongresi ve Tek- noloji Ödülleri'nin üçüncüsü yapıldı ve Teknoloji Büyük Ödü- lü, "Yeni nesil kartiı te- lefonlar ve yönetim sis- temleri" ürünü ile Al- catel-Teletaş aldı. Başa- n ödüllenni de "AJalh güç modülü" ürünü ile Sıstaş şırketi ve "Bilgi- sayarn kahp hazıriama sistemi" ürünü ile TE- SAN şirketi aldı. Kong- re ve ödül törenine ka- tılan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. "Türkiye teknoloji satm alan ülke olmaktan ÇH kıp teknoloji üreten ve satan ülke olmahdır" dedi. Teknoloji Kongresi ve Ödülleri, üç yıl önce TÜBİTAK, TÜStAD ve TGV taranndan, Türk sanayiini yenilik- çi ürün ve teknoloji araştırma ve geliştirme- ye özendirmek, böylece şirketlerin ve Türki- ye'nin dünyada rekabet şansını yükseltmesine katkı sağlamak amacıy- la kuruldu. Teknoloji ödülleri geleneksel ola- rak bir kongrenin ardm- dan veriliyor. Bu yılki kongrenin ana teması "Tehditlerden firsatla- ra; Türkiye için tekno- loji stratejfleri" başlığı- nı taşıyordu. Kongrede dünyanın ekonomik re- kabetinin temelinde ye- nılıkçi ürün geliştüme, teknoloji geliştüme ve üretmenin yattığı ger- çeğinden hareketle, Türkiye'nin teknoloji stratejilerinin ne olma- sı gerektiği konusunda- ki sonılara yanıtlar arandı. 'AR-GE'ye p ^ ayrılsın' Kongrede konuşma- cılar, dünyada teknolo- ji yeteneği ve üstünlü- ğünün ekonomıyi çok belirlediğine \e dünya pazannda rekabet şan- sını yükselttiğıne dik- kat çekerek Türki- ye'nin araştırma geliş- tirmeye daha çok para harcaması gerektiğını \oırguladılar. TÜSL\D Başkanı Erkut Yücaoğ- lu, bir yılda satın aldığı- mız savunma techizat- lan için ödediğımiz 4 milyar dolann ortalama birmiryar dolarhk bölü- münün "AR-GE" har- camalan karşılığı oldu- ğunu belirterek "Buya- tmnu kendi bünyemize kay dırabilir, bunun için* fon ayırabUirsek tekno- loji üretiminde söz sahi- bi olabiliriz" dedi. Kongrenin sonunda teknoloji ödüllenni ka- zanan şirketler açıklan- dı. Ödülleri veren Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Teknolo- ji Kongresi ve Teknolo- ji Ödülleri'nin ülkenin teknoloji bakımmdan gelişmesinde önemli birrol oynacağına inan- dığını belirterek bilim ve teknolojinin ülkele- rin gelişmesinde belir- leyici etkisinin altını çizdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle