16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 41la CUMHURİYET 13 EYLÜL 2000 ÇARŞAMBA OLAYLAR V E G O R U Ş L E R [email protected] Uygarlığın Önündeki En Büyük Engel: Şiddet TÜRKAJV SAYLAN ça 21. yuzyılda, usumuzun (aklın), ay- dınlanma- nın doğrul- tusunda, Mmtafa KemaJ Atatûrk'un duşledı- f 1 <, ı^daş ve uygar bır toplum olma- \ 1 \ ı ıeldık Bızden bunu da aşıp bır jL'^sıne ulaşmanuz ıstenmıştı, bu he- r1 jfe varmak ıçın epey de yol almıştık lanı, sonra neler oldu da, ulusça bın r- ır ozvenlı çabayla, ta tepelere taşıdı- L ımız ılkelennuz, erdemlenmız, yurt- taşlık bılıncımız, gelışme ıvmemız, ünlu söylencedekıne benzercesıne eteklenrnızden sankı bırer çakıl taşı gı- bı, aşağılara, karanlık çukurlara döku- lüp gıttı9 Şımdı onlan, 0 çukurlarda, ızbelık- lerde bulup yenıden yukanlara, ay- dınlığa taşımak, yıne ulusça bızlere, bu topraklann, bu yurdun ınsanlanna duşuyor, bundan başka çaremız yok' Yaşamı Destekleme Derneğı Genel Başkanı Bızden bın bıf Utiüh ısteyen kurtancı- lara değıl, yalnızca kendı kararlılığı- mıza, usumuza, bılıncımıze gereksı- nımımız var Uygar bır toplumda şiddet egemen olamaz1 Oysa nereye baksak onlene- meyen bır şiddet var Evlerde, okul- larda, TV'lerde, yazılı basının manşet- lennde, sokaklarda, demokrasıden soz edılen toplantılarda, taşımacılıkta, gu- venlık guçlennde, hapıshanelerde, eğ- lence yerlennde, adlıye kondorlann- da, aklımıza gelen her yerde Sanırsınız, analar, doğan bebeklen- ru süt yenne şiddetlebeslıyor, sanırsı- nız ınsan çocuklannın her tûrlu huc- resı şiddet denen bır dokuyla örülmuş, şiddet gozlenmızın ışığını, sesımızın yumuşaklığını, dokunuşumuzun oksar- calığını alıp goturmuş, ofke, hakaret ve aşağılama, can yakrna, vurma-kır- ma, dovme, ışkence şeklıne burunen şiddet, hertûrlü eylemm, yaşam bıçe- mının hâkımı olup ınsanlığımızı tut- sakalmış Şıddetın egemen olduğu bır toplu- mun uygarlığı yakalaması olanaksız- dır Şiddet, onlem alınmazsa her ge- çen gün beslenerek kendını gelıştır- mekte, aıle ıçı saldırganlıklara, teca- vüzlere, töre cınayetlenne, trafık ca- navanna, Mechs kavgalarına, orman yangınlanna, sokakta çalıştınlan ço- cuklara, tınercılere, ışkenceye, yargı- sız ınfaza, ınsanlık onurunu zedeleyen her türlü şekle dönüşerek, soylence- lerdekı şeytan örneğı, kuyruğunu sal- layıp ganp ve ığrenç sesler çıkararak keyıfle dans etmektedır tepemızde1 Şiddetten, şiddet bdasrodan kurtul- mak ıçın, ulusça, devlet ve mılletçe, ûnıversıteler, sıvıl toplum örgütlen, sağlıkçılar, psıkologlar, sosyologlar ve tûm eğıtımcıler, ıletışımcıler, eko- nomıstler, özetle her dalın uzmanlan, yönetıcıler, sıyasetçıler, görsel ve ya- zılı basın, emnıyet ve asken görevlı- ler, el ele venp "şiddete karşı" eyle- me geçılmesı ıçın çozumler uretme çalışmasını başlatma karannda bır- leşmeüyız Bıze, ılıklerımıze ışlemış, ışletılmış olan şiddetten kurtulmak ıçın kendı- mızden başkalan asla yardım edemez ve şiddet her tûrlu gehşmemızın onun- de bınncı engeldır, ondan kurtulma- dan hıçbır adım atamayız Bu guzeller güzeh üİkede, gelır da- ğıhmının boylesıne farklılaştığı, eğı- tımsızlığın, ışsızlığın, haksızlığın, ge- çım sıkıntısının çoğunluğun sorunu olduğu bır durumda şıddetın, kuyru- ğunu bacaklannın arasına alıp kendı- lığınden uzaklaşmasını beklemek ya da medyayı çağınp kımsenın ınanma- dığını, ınanmayacağını bde bıle "ön- lem ahnmışör'' demekle yennmek, ay- mazlıktan başka bır şey değıldır Şıddetın egemen olduğu ve çözum yenne daha çok şıddetın uretıldığı bır toplumun mağdur ve çaresız ınsanla- nnııse"demokraaveinsanhaklankav- ramlannı" ışleyerek, her turlu çağdı- şı, koktencı, bolucu, parçalayıcı, kar- deşı kardeşe dûşurucu, dın ve ınanç- lan sömurücu alamlann kucağına çek- mek ya da ıtmek, "neden-sonuç" ılış- kılennın doğal sonucu olmaktadır Tek tek toplumun bıreylen ve kurum- lan olarak, şiddetten kurtulmak, usa, bılgıye, ekonomık rahathğa, sosyal banşa dayah uygar bır toplum olma yo- lunda gerçekçı adımlan atabılmek ıçın, güçlenrruzı, bılgı bınkımımızı ve du- yarlıüğımızı bırleştırerek "şkkkteha- yır" dıyebıleceğımız, onu yaratan ve besleyen olumsuzluklan gıdermeyı evrensel değerlenn ışığında planlayıp uygulayabıleceğımız ulusal bır çalış- mayı hemen şımdı, hıç zaman yınrme- den ve her şey çok geç olmadan baş- latmalıyız Kendı ulusal temel değer- lenmızden asla ödun vermeden, evren- sel değerlenn ışığında, şiddetten ann- mış bır Turkıye'nın, 21 yuzyılda, Cumhunyetımızın hedefledığı uygar- lık, gehşmışlık ve kalkınmışlık düze- yını yakalamaması ıçın hıçbır neden yoktur Bakalım, yonetenler ve yöne- tılenler olarak, benlığımızı sarmış olan bu şiddet belasından kurtulmayı ger- çekten ısöyor muyuz, ısteyecek mıyız7 ARADABtR CENGİZ ABBASGtL Kel Başa Şimşir Tarak Adalet Bakanı'nın ombudsmanlıkla ılgılı yasal çalışma başlatıldığı açıklaması ıle tartışmalar da bır- lıkte geldı Basında yer alan haberlere gore omb- dusmanlık bır çeşıt kamu denetçılığı veya kamu ara- buluculuğu anlamındaymış Vatandaşın yonetım- le çekışmelennde bır çeşıt arabuluculuk yapacak- mış Ancak tasan hakkında herhangı bır açıklama yapılmadığından, neyın ne olduğu tasan onumu- ze geldığınde aydınlığa kavuşacaktır Tartışmala- nn dayanağı ıse ortada herhangı bır fol ve yumur- ta yokken sayın bakanın ombudsman olacak kı- şının tanfînı yapması ve bu tanfe uyan bır kışının de goreve memnunıyetle hazır olduğunun kamu- oyunda algılanmasıdır Kamuoyu da haklı olarak ışe gore adam yenne, adama gore ış anlayışından tedırgın olmuştur Şımdı gelelım konunun öbur boyutuna Denet- çılık ve arabuluculuk ayn ayn şeylerdır Eğer om- budsman denetçı gıbı gorev yapacaksa 2443 sa- yılı yasaya gore kurulmuş bulunan Devlet Denet- leme Kurulu'nun gorevı ne olacaktır? Cumhurbaş- kanlığı'na bağlı olan bu kurul kaldınlacak mıdır? Kal- dınlmayacaksa ombudsmanlığın gorevı ne ola- <~aktır? Işte bu bağlamda yurttaş haklı olarak kuş- ku duymaktadır Demek kı yapılacak oian, adama gore ış bulmak Eğer ombudsmanlık yönetımle yurttaş arasındakı çekışmelerde arabuluculuk ya- pacaksa bunun dayanağı ne olacaktır? Zıra bu bır çeşıt yargı gorevı ustlenmektır Anayasamızda ıse yargı gorevı bağımsız yargı organlanna aıttır Om- budsman yurttaşla yonetım arasındakı çekışme- de görev yapacağına gore bu bır çeşıt ıdan yargı gorevını ustlenmektır O zaman ıdan yargı organ- lan ne ış yapacaktır? Yok eğer ıdan yargı organla- n arasında bır yere oturtulacaksa, bunun da yasal dayanağı olduğu soylenemez Zıra anayasamız Yargı bolumunde mahkemelenn kuruluşlannın ya- sa ıle olacağı duzenlemesını getırmıştır Bu ana- yasal dayanağa gore de mevcut mahkemeler ku- rulmuştur Yanı neresınden bakılırsa bakılsın, ku- rulması duşunulen, kamu denetçısı densın ya da kamu arabulucusu densın, adı ne olursa olsun, bun- lann gorevını yapacak yasal kuruluşlar zaten ha- yata geçınlmış olup gorevlennın başındadır Bu durumda mevcut kurumlann yeterlı olmadığı sav- lanıyorsa bunun sorumlusu yonetımdır Yapılacak ış mevcut kurumlan yansız ve sağlıklı çalışabılır du- zeye getıımektır Bu go- rev de kuşkusuz yonetı- mındır Yoksa her akla gelen hayata geçınlmeye kalkışılırsa devlet yonetı- mı curcunaya doner Ay- nca sorumlulan da ada- ma gore ış yaratma töh- metınden kurtulamazlar Butun bu söyledıklen- mız, konu hakkında ka- muya yansımış bılgılere göre Ancak konuyu bı- len uzmanlar ombuds- manlığın bırçok ulkede bulunduğunu ve yararlı ışlevlen olduğunu soyle- mektedır Tasarı ortaya çıktığında konu hakkında sağlıklı bır karar ancak o zaman venlebılır Bızım devlet yapımıza uygun olup olmadığı, konu ıle ılgılı kuruluşlann varlığı nedenı ıle tartışmalı ve kuşkuludur kanısındayız. Butun bunlara karşın ta- san yuce Meclıs'e geldı- ğınde sayın mılletvekılle- nmızın konuyu enıne bo- yuna tartışacaklanna gu- venımız sonsuzdur O za- man neyın ne olduğu, ne olmadığı, yararlı mı za- rariı mı, amacının ne ol- duğu elbette ortaya çı- kacaktır Yurttaş olarak bunu yu- ce Meclısımızden bekle- mek de hakkımızdır Bu arada konunun parasal boyutlannın da tartışma- ya açılmasında yarar var- dır Devlet harcamalannın kısıtlanması gereken bır ekonomık ortamda, dev- lete yenı parasal kulfet getırebılecek harcama- lardan ozenle kaçınılma- sında sayılamayacak ka- dar yarar vardır Karşıtına Dönüşme Orhan ÖZDEMİR Mersın Umversıtesı Genel Sekreterı T oplumsal üerleme, bır toplumda her zaman var olan karşıtlıklar yumağuıın çoğu 2a- man yenı olandan yana çözûbnesıyle ger- çekleşır Bu çozuluş, hıçbır zaman çeüş- kılenn bıtmesı anlamına gelmez Her yenı, kendı ıç çehşkılenyle bırlıkte gelır Yenı çelışkıler, akıl- cı \ aklaşımlara kapalı kalındığı surece her zaman "karşıtınadonüşme"(*)tehlıkesıne başkabırsoy- lemle uretımden kopuk. basıt çıkar çaüşmalannın ağır bastığı yonelımlere açık kalacaknr Karşıuna donuşme, daha çok sıyasal anlamda kullanılan bır kavramdrr Kavram bu anlamda. en yalın bıçımıy le bır dıktatorlüğu yıkarak toplumsal refah adına yenı bır dıktatorlüğu egemen küma çabası olarak tanımlanabılır Bununla bırlıkte, yönetsel uygula- malarda, yapılması gereken ışın özunu bır yana bı rakarak bellı bır sıyasal duşunüş bıçınunı öne çı karma çabalannın da karşıhyla ozdeşleşüğı gozlen- mektedır Bu tur çabalara kamu kurum ve kunıluş- lannda sıkçarastlanıldığı gıbı, çoğu sıvıl toplum ör- gûtlennde, hatta çeşıtlı aydın tutumlannda da rast- lanmaktadır Karşıtına dönûşmenın en yoğun yaşandığı yer lenn başında "eğtom-öğretnn'' kurumlan gelmek- tedır Bunun nedenı ulusal eğıtım kurumlannın bı- lımsel yöntemlerle sağlam temeller uzenne otur- tulması yenne, sıyasal rakıplenn basıt çıkarlar yu- zunden bırbınnı "alt etmeye" çalıştıklan alanlar durumuna gelmış olmasıdır Basıt çıkarlar, bırbın ne zıtmış gıbı gorünen rakıplen karşıtına donuşme temelınde aynılaşdnnaktadır Çunku, her bır rakıp ıçın eğıtımın çıkârian değıl, kendı çıkarlan onera kazanmaktadır Öğretım kurumlannı akıl ve mantığı bır yana ıten kımı ıdeolojık akımlann ardından surûkleme alışkanlığı, bu kurumlarda koklu gelenekler oluş- masını engellemekte bırbınne karşıtnuş gıbı gö- rünen, ama uyguladıklan yöntem bakımından bır bınnı bütunleyen çarpık anlayışlann oluşmasına neden olmaktadır Bılımsel buluşlanyla ulusumu- za ve tum ınsanlığa katkı sağlaması gereken unı- versıtelenmızde A tankahna ya da B ıdeolojısıne gore yapılanmalar unıversıteraçıdannekadarcıd- dıye alınabıhr 0 Ûnıversıteler, bır ıdeolojıye ya da herhangı bır çıkar grubuna kucak açnklan zaman değıl butun toplumsal katmanlaraeşıt mesafededu- rup bıhmsel kımlıklenyle var olabıldıklen zaman tum ınsanlığı kucaklayabılır Çünku bu kımlık, bü- tun ıdeolojılenn üstunde yer alır Tıpkı Pasteur'un kuduz aşısını bulması omeğınde olduğu gıbı Bı- lınun çıkan kuduz aşısının tum ınsanlığa hızmet etmesmde yatmaktadır bır ıdeolojıye ya da bır çı- kar grubuna hızmet etmesınde değıl "Karşrtına dönüşme. çoğu durumda aydmbrm da kola\ca saplandıkian tehlıkeiı bır batakhkdr. L'lusal Kurtuluş Savaşı \iDannda nıandacıhğı savu- narak bu bataklığa saplanan avdınlar olmuştur Günümuzdede. cumhumcdntemdnı okışbıraD ka- zauumlara \ onelık saktnİan, demoknsigereği imi; gibı boşgöstermek ıste>«nlenn bakış açılanda man- daa aniayıştaıı çok uzak değüdır" Aynca, emperyalızme karşı savaştan utkuyla çık- mış köklu geleneklere sahıp ulusal kımlığınıızı bır yana bırakarak "küresdkşme" ya da "post-moder- aiznT kavTamlannı gokJere çıkarmak da emperya- lızme yenıden kapılan aralarnak anlamına gelebı- lır Çûnku, son yıllarda gundemde olan post-mo- demızmın uygulanabılırhğı olan yenı bır toplum- sal dızge sunamadığı gıbı, kureselleşme kavramıy- la bütunleşerek ulus-devlet olgusunu gereksızleş- nren bır anlayış sergıledığı anlaşıtmaktadır Bura- dan bakıldığında, ortaya atılan kımı kuramsal ya da dûşunsel yaklaşimlann, kendı ulusal gerçeklennu- ze uygunluğu yetennce ırdelenmeksızın kabul gor- mesı, savunuculannı karşıtına donuşme tehlıkesıy- le karşı karşıya bırakmaktadır Bu noktada ozellıkle aydınlann mesleksel ve sendıkal örgutlenn ulke sonınlannı ırdelerken el- dekı olanaklardan yola çıkarak geleneksel olanla yenı olanın doğru bır bıleşıtnıne ulaşmasında du- yarh davranması önem kazanmaktadır Ulusal so- runlar, en olumsuz durumlarda bıle sorumluluk bı- lmcı taşımamızı gerektıren konulardır Sorumsuz- luk, toplumsal kazanımlar açısından bakıldığında, karşıuna hızmetetmenın başka bır gostergesıdır So- rumluluk bılıncımızı en ıyı sınayabıleceğunız alan- lar ûreumde bulunduğumuz alanlardır Oğretmen, ıyı oğretmen, muhendıs ıyı muhendıs yonetıcı ıyı yoneücı olmanın yollannı arayabılır Sendıkalarve öbur sıvıl toplum orgutlen, çatısı altında topladık- lan üyelennı daha nıtelıklı uretıme yonlendırebı- hrler Toplumsal ve kurumsal gûvenüıruk ancak böy- le oluşabılır Sonuç olarak, cumhunyetm kazanımlan, temel ulusal konularda uretıme dayalı bır uzlaşma orta- mı yaratılarak konınabılır Uretıme dayanmayan, bıhmsel venlere kapalı kalan ve çözum uretmeyen yaklaşımlar bırbınne karşıymış gıbı gorunse de özunde bırbınnden farklıhk gostermez Şımdıye değın hıçbır kuram üreomsızlığı savunamamıştır Işte asıl tartışma ortamı da bu olmalıdır (*) Paulo Freıre Ezılenlenn Pedagojısı, Âyrın- tı Yayınlan tstanbul 1991 Yenı Bınyıl gazetesuun pazar dave- sınde AM Bolaç ımzası ıle yayunlanan bır yazıda (2 Temmuz 2000), Sayın Mehmet \ltan ın sık sık kullandığı "Camı-Kışia tkflemi" üzennde duru- luyordu Bu yazıda "cami" sozcûğu bırkaç kez bövle ama daha çok "«- mıi" bıçımınde ıkı "i" ıle yazılmış "camıi-kışla ıldfcmr fıkı kez') "C»- mıı elbette Müslümanlann ıbadet ha- yatiannda merkezı bır onemc sahıp- tir" "Canuıde". "Canuı ilc kılıse ara- anda", "Her camnnın bır ımamı _var" vb Bu yazun (ımla) yanlışı "SaHanAh- met CamıT, "Fatih Camn", "Beyazrt Camfi" \b gıbı ıstm tamlaması şeklın- dekı camı adlanndan kaynaklanıyor olmalı Başka bır deyışle. ısım tamla- ması bıçımınde camı adlanndakı uçun- cu kışı ıyeuk (mûlkıyet) ekh Osman- 6 Camii-Kışla Ikilemi' Prof. Dr. Talat TEKİN Yedıtepe ÜmversıU lıca camu bıçımı kelunenın yaun (ek- sız) bıçımı sanılmış 1 Yenı Bınyıl gazetesındekı bu yazım yanlışlan bana Dıl Kurumu'nun aylık yayın organı Turk Dılı dergısınde ge- çen yü yayunlanan bır yazıyı anımsat- tı Doçent Doktor M. Meon Karaörs tarafından kaleme alınan bu yazıda ("Yozbşma Türkçemızide kemnTyor" Turk Dılı Temmuz 1999, ss 603-611) Kaysen dekı Hunat Camısı'nın guney kapısında asılı olan levhasının Hunat Camı-ı bıçımınde yanlış yazıldığuıa değınıldıkten sonra şoyle denıyordu "Levhada cami-i «eUmddd (-i) nispet 'esı ılaıse(bu) hiçbirzaman«ynvazdmaz- Bu sebepte HanatCami-işddinde bem gerekaz yere kuHamlan kîsa çngi bem de nispet ı'sınm rvebk ekı > f erme knDa- miması (-SL -sı. -su. -sü yerine mspet ı'si) gıbı yabancı chllenn etldaflemey- dana gelmış ganp ve yanbşbir şekS bo- lunmaktadır" Bu yazıda dıkkatı çe- ken nokta > azı sahıbının bayu, camn, sanayıı, vb gıbı soyleyış ve yazunlar- dakı son /ı/ unlusunun gerçekten Arap- ça nısbet -ı'sı olduğunu sanmasıdır Yukandakı alınnyı anımsavalım *_hem gerekstz vere kullanılan kîsa çızgı bem de oıspet ı'gnm lyeük ekı yenne kuBa- Bu alıntı göstenyor kı Sa yın Doçent Doktor M Metın Karaors, "Beyazrt Cami", "Fatih Camn" gıbı ozel bır adı ızleyen camn kelımesınde- kı son N unlüsfinû ısunlerden sıfat tu- reten Arapça nısbet -ı'sı sanmaktadır 1 Oysa bunun böyle olmadığı ve olama- yacağıgungıbıaçıknr AzıcıkOsman- lıca bılen bın bu tur camı adlanndakı camu sozcuğunun son ısuunTurkçe üçüncü kışı ıyelık (mûlkıyet) ekı oldu- ğunu bılır Arapça kökenlı camı söz- cügü aslındagırtlak ûnsuzu ayn ıle bıt- tığınden uçûncü kışı ıyelık ekı buna eskı dılde -1 olarak eklenırdı Sayın Karaörs bu basıt gerçegı bılmıyor ola- bıur Ama Turk Dıh dergısı yazı kuru- lu üyelennın söz konusu yazıdakı bu yanlışı görmemış ve yazmın bu bıçun- de yayunlanmasına ızın vermış olma- lanna ne demeh 0 PENCERE 12 Eylül'ü Çok Sevdik... Taksı şoforu burnundan soluyor - Abı, bu memleket düzelmez, dıyorlar, ıbret ol- sun dıye sallandıracaksın beş on kışıyı Sultanah- met Meydanı'nda, bak nasıl düzelır, herkes mu- ma döner Yıllardan ben sık ışrttığımız laf. Sallandırmaya pek meraklıyızdır 12 Eylul geldı Sallandırdı Işler duzeldı mı? Beter oldu • 12 Eylul, 20 yıl once bangır bangır"sfe//yoa/m" dıye bağıra bağıra geldı . Nasıl gelmesın kı7 ? Insanlar sokakta dolaşamıyoriardı Dandun Anneler bebeklennı çocuk arabasına koyup ha- va alsın dıye parka çıkaramıyorlardı.. Bambum Teror azgınlaşmıştı. Burnundan soluyordu 12 Eylul gelınce herkes bır rahat soluk aldı, baş- langıçta halk dedı kı -Oh' Ya sonra? Faşızm hep boyle gelır, anarşı ve teror toplum- da otonter rejım özlemlennı körukler, halk her şe- ye razıdır, ıç ve dış sermaye fırsat gozler, sonunda olacaklar otur. Sokakta anarşı Meydandaterör. Ikı buyuk partının ıkı başı, Demirel ıle Ecevtt bır araya gelıp cumhurbaşkanı adayı uzennde anla- şamıyoriar, sureklı dıdışıyorlar, ama, Çankaya boş. Çankaya'nın boşluğunu 12 Eylul doldurdu Evren, "Devlet Başkanı" oldu . Sonra ne yapt?.. llkış Adam sallandınmak1 Gençlen astı Kenan Evren, hem de "Asmayalım da besleyelım mı" özdeyışını tanhın belleğıne yaz- dırarak • 12 Eylul ıç ve dış koşullann bırteşmesıyle ulke- mizde tezgâhlanan bır olgudur 1978'de Afganıs- tan'ı Rusya ışgal etmıştı, 1979'da Iran'da Şah dev- nldı, Amenka'nın petrol bolgesındekı "sadıkjandar- ması" elınden gıttı, sıra Turkıye'ye mı gelıyordu? "Domıno Teonsı" mı ışlıyordu? Turkıye'dekı dar- be VVashıngton'ı rahatlattı, dedıler kı "- Bızım çocuMaryaptılar*.." Kımdı o çocuklar^ "Beşıbıryerde" dıye anılan beş general mı? On- lar araçtılar; daha gende ılgınç kurmaylan vardı, ıç ve dış sermaye gucu pusuda beklıyordu, IMF dev- redeydı, sıvıl kesımde ış dunyası tam destek ven- yordu, Turgut Özal ekonomıde eşı az bulunur bır "mutemet" ıdı.. "Evren-özal ıkılısı" Turkıye'yı on yıl bırlıkte çe- kıp çevıreceklerdı Evren az adam asmadı 12 Eylul'de ama, PKK'yı tohumladığının farkında bıle değildı, şımdı Mar- mans'te resım boyuyor, toplumumuzda çok da saygınlık göruyor • 2000'e geldık. 12 Eylul 1980'den bu yana bır referandum, beş kez de genel seçım yapıldı, partamento beş kez bo- şaldı, boşaldı, yenıden doldu, ama, 12 Eylul faşız- mının yasalan yeriı yennde duruyor 12 Eylul, Demırel'ı, Ecevıt'ı, Erbakan'ı gozattına alarak hapsetmıştı, partılennı de kapatmıştı... O partıler açıldılar Demirel Başbakan ve Cumhurbaşkanı oldu Erbakan Başbakan. Ecevıt Başbakan 12 Eylul suruyor Demek kı bız 12 Eylul'u sevdik, 12 Eylul'u be- nımsedık, yoksa 12 Eylul 21 'ıncı yuzyıla dek surebılır mıydı? . Türkiye'nin si... Türkiye'nin sı... TÜRKİYE'NİN İNTERNETİ Ben dunyaya TR NET'le bağlanıyorum. Cunku Turkıye'nın en deneyımlı, en teknolojık internetı TR NET Artık Haber TR NET, oyun, eğlence TR NET, alışverış TR NET, chat TR NET. Türkiye'nin ılk İnternetı TR NET, kurumlardan sonra şımdı de herkesı dunyaya bağlıyor. TR.NET İnternete noktayı koydu. wiMW.tr.net Tel: 0312 295 9595
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle