Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS 2000 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Demirel Sıvas'ta
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Sı-
vas'a gitmjş ve bedelli askerlik görevini yapar-
ken bıçaklanan yeğeni Murat Demirel'i ziya-
ret etmiş.
Süleyman Bey'in geniş ve ilginç bir aile çev-
resi var.
Kardeş, iş yaşamı dolayısıyla takibata uğrar,
hakkında kredi yolsuzluğu ile ilgili haberier ya-
yımlanır vs. vs.
Yeğenlerden biri, daha genç yaşında, mobil-
ya diye sunta satarak devleti dolandınr.
Dolandırır da ne olur?
Yatar çıkar, iş hayatına yeniden girer, üstün
hünerlerini yeniden sergiler.
0 dolandırıcılığı ortaya çıkaran Uğur Mum-
cu ise bomba ile öldürülür, devlet de Mum-
cu'nun katilini bulmaz, bulamaz.
Devletin başındaki çeşitli kişiler aciz kalııiar.
Çünkü onlar neleri, neden bilmemeleri gerekti-
ğini çok iyi bilirler.
Süleyman Bey'in hısımları da bir âlemdir.
Çankaya'nın kazanından yemek yer, olmadık iş
yapar, sonra Çankaya'nın mutfak masrafını kar-
şıladıklannı ileri sürerier.
Çünkü devlet ve Çankaya'yı çiftlikleri gibi gö-
rürîer.
Süleyman Bey'e bir şey soracak olursanız,
yanıt da hazırdır; "Verdimse ben verdim.. ne ol-
muş?"
• • •
. Yeğen Murat Demirel de aile gelenegine uy-
gun davranıp iş hayatına atılır. Bir zamanlar sa-
hibi olduğu Egebank'ın 400 mılyon dolar para-
sını götürür, bir sürü off-shorezede çıkar orta-
ya; Murat Bey, ütülen paralara, hayatı söndü-
rülenlere karşın tatlı yaşamını sürdürür.
Demirel'in damgası bulunan rejimin sultası
altındaki Türkiye'de bunlar umuru adiyedendir
ve Murat Demirel, Demirel ailesinin öbür fertle-
ri gibi itibarlı, onuriu bir işadamıdır.
Demirel, bu aileyi sever.
Onlara ters gelmeyecek, kimi bulunduğu iş-
veren kurumlanndan da atılmış işadamlarını da
katar yanlanna ve Çankaya'da "aile resmi" çek-
tirir.
Bütün bunlar kamuoyunun bir kesimine ve si-
yasal dehalanmıza hiç ters gelmiyor olmalı ki,
Süleyman Bey'in Çankaya'da bir dönem daha
otunması, rejimin istikrarının güvencesi sayılır,
anayasa değişikliği için kollar sıvanır, ama oyun
yanm kalır.
"Realpolitik"\ çok iyi öğrenmiş olan Demirel,
bu kez hesaplarını yanlış yapmıştır.
Demirel, Çankaya'dan yeni politik ufuklara
yelken açmak niyetiyle aynlır.
• • •
Süleyman Bey, Güniz Sokak'ta yeni hesap-
lar peşindeyken hortumlanan Egebank'ın sahi-
bi, şaibeli Murat Demirel bıçaklanır ve amca
hemen Sıvas'ın yolunu tutar.
Süleyman Bey üzgündür. yeğeni için demeç
verir. "Epeyzamandırhedefgösteriliyordu, ağır
tahrik vardır hakkında, yargısız infaz böyle yer-
lere gider" buyurur.
Garip bir ülkedir Türkiye; Egebank gibi olay-
lar suçlanmaz da eski Cumhurbaşkanı tarafın-
dan, bu pisliğin ve faillerinin ortaya serilmesi ağır
tahrik olarak nitelenir.
Süleyman Bey Sıvas'taki yargısız infazı eleş-
tirmiş.
Acaba bunu yaparken Sıvas'ta yargısız infaz
ile diri diri yakılan 38 kişiyi anımsıyor mu?
Acaba o ağır ve yoğun tahriklerie, yedi saat
süren gösterilerle hazırlanıp kotanlan yargısız
infaz sırasında, Çankaya'da daha çiçeği bur-
nunda bir Cumhurbaşkanı iken ne yaptığını, ne
dediğini de anımsıyor mu Süleyman Bey?
Anımsamıyorsa, anımsatalım:
Kılını bile kıpırdatmıyor; Çankaya'dan, sanki
yalnızca yakanlar vatandaşmış, yananlar değil-
miş gibi talimat veriyordu:
"Vatandaş ile güvenlik güçlerini karşı karşıya
getirmeyin!"
Aydın Erten
yaşamını yitirdi
tZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Eski Gül-
tepe Belediye Başkanı
ve 18 Nisan seçimlerin-
de CHP tzmir 1. Bölge
milletvekili adayı Aydın
Erten, tedavi gördüğü
Ege Üniversitesi Hasta-
nesi'nde dün yaşamını
yitirdi.
35 yılı aşkın bir süre-
dir CHP'de politika ya-
pan Aydın Erten, 1973-
1980 yıllan arasında iki
dönem Gültepe Beledi-
ye Başkanlığı yapmış,
siyasi yasaklı olduğu 17
yılın ardından da
1998'de CHP Izmir ll
Başkanlığı'na aday ol-
muştu. Erten, Ege Üni-
versitesi lktisadı ve Ti-
cari Bilimler Fakülte-
sı'ndeki öğrencilik yıl-
larında da öğrenci cemi-
yeti başkanlığı görevini
yürütürken, Türkiye
Milli Gençlik Teşkilatı
Dönem Başkanlığı ve
genel kurul üyeliği de
yaptı.
68 kuşağının simge
isimlerinden olan Er-
ten'in cenazesi bugün
Alsancak Hocazade Ca-
mii'nde kılınacak öğle
namazının ardından
Gültepe Toros Mezarlı-
ğı'nda toprağa verile-
cek.
Diyanet Vakfı'nın yayınlan, cumhuriyet ve rejim karşıtı 'bilimsel eleştiri'lerle dolu
Kitaplarla laisizm düşmanbğıBARIŞDOSTER
Kitaplanyla şeriata göre kadınlann
nasıl dövüleceğini öğreten, Türk or-
dusunu ulusun değil, belli bir cephe-
nin ordusu ilan eden Türkiye Diyanet
Vakfi Yayınlan, cumhuriyete saldıran,
kadmlan ikinci smıf olarak gören,
devletin kurumlannı hedef gösteren
eserlerle dolu.
Laik cumhuriyetin bir kurumunun
yan örgütü olmasuıa karşın, cumhu-
nyet ve Atatürk karşıtı eserlerle sık
sık kamuoyunun gündemıne gelen ve
eleştin alan Diyanet Vakfı Yayınla-
n'nın pek çok kitabında, cumhuriyet,
laiklik, Atatürk ve Atatürkçüler, 'bi-
Ihnsel eleştin' adı altında hakarete uğ-
ruyor. Felsefe bölümünde öğretim
üyeliği de yapmış olan Fehmi Bay-
kan'ın 'Aydınlanma Czerine Bir Der-
kenar" adlı esennde, aydınlanma dü-
şüncesi ve bu düşünceyı savunanlar
yerden yere vuruluyor. Kitabında ya-
zılı özgeçmişine göre, Hacettepe Üni-
versitesi Felsefe Bölümü'nde öğretim
üyeliği de yapmış olan Baykan'ın gö-
rüşleri şöyle:
"Gazi, mahımunuz, saltanat ve hi-
lafeti yıkarken rüm OsmanJı müesse-
selerinive dini dünya görüşünü de kül-
Hyen red ve terk etti. Garp tannsının
teknğinde tevhid sağlandı. Uneroi,une
toi, une foi (Tek kral, tek kanun, tek i-
man). Cumhurtyetk ihdas edilen yeni
siyaset ve topluluk nizamının dünya
Tuna. tartışmalara karısmak istemediğini söyledi
'Türkiye'nin en hassas
konulannı ele aldım'
İstanbul Haber Servisi - tstanbul
Üniversıtesi Edebiyat Fakültesi
Sosyolojı Bölümü Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Korkut Tuna, 'orduya karşı
oimadığuu, Diyanet Işleri
Başkanlığı'nın başına örülmek istenen
çorap' nedeniyle gündeme geldiğini
öne sürerek bu tartışmalara bulaşmak
istemediğini belirtti. Korkut Tuna,
Diyanet Vakfı Yayınlan'ndan çıkan
'Baüh Bilginin Ekştirisi Üzerine' adlı
kitabıyla gündeme gelmışti. Tuna,
kitabında yer alan, "Son olarak
kullamlan işaretler ve kıyafetlerdeki
değişiklikler. ordunun bir milletin değil
bir cephenin ordusu olduğunu
göstermektedir'' ifadesi nedeniyle
tepkı çekmışti. 1Ü Edebiyat Fakültesi
Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Korkut Tuna, kitabuıda bilgi
sosyolojisini incelediğini savundu.
Kitabında özgeçmişine yer vermeyen
ve akademik unvamnı kullanmayan
Tuna, muhafazakâr ve Türk-Islam
sentezine yakın isimlerin etkın olduğu
sosyoloji bölümünde bağnaz
isimlerden değıl. 'fazla sivrümemeye
dikkat eden'. 'dengeleri gözeten
1
,
'makul görünmeye çanşan' isimlerden
bın olarak tanınıyor. Tuna'mn, Said-i
Nursi'ye olan hayranlığıyla da bilinen
sosyolog Prof. Dr. Şerif Mardin
ekolüne yakın bir isim olduğu
söylenıyor. Tuna, kitabında Batılılaşma
çabalannın tepeden inmeci bir
yaklaşımla gerçekleştirilmeye
çalışıldığını, etkileri ve sonuçlan
düşünülmeden dayatıldığını savunarak
"Bu durum, bir yanda belli bir amaçla
yön veribnek istenen toplumfledevleti
arasında belli kopukluklara yol
açarken diğer yanda ortaya konan
ısrar ve dayatmalar genel olarak bir
yabancılaşmaya ve belirti ideolojik
tutumlara yol açmaktadn-" görüşünü
dile getiriyor. Eserinin yanlış yönlere
çekildiğinı savunan Tuna ise
gazetelerde yer alan haberi yapan
ANKA Ajansı'nı eleştırerek başhğın
yanlış atıldığını, kitabuun tamamının
incelenmedığini öne sürüyor. Eserin
bilgi sosyolojisı kitabı olduğunu,
küreselleşmeden Batı'ya, bilginin
yayılmasından Batıh bilginin
dayanaklanna kadar pek çok güncel
konuyu incelediğini ıfade eden Tuna,
"Kitabımı daha önce ünrversite
basmışo. Diyanet İşkri'nin dûzenlediği
bir toplannda bilimseüikte neterin
değiştiği konusunda teblig verdim.
Tebtiğün çok begenilince kitap olarak
basmau önerdüer. Ben de kabul ettinT
dıye konuşuyor. Eserinde tepkı çeken
ıfadelennde ashnda NATO-Doğu
Bloku aynmını vurgulamak istediğini
öne süren Tuna, kıtaptakı konuların
Türkiye'nın en temel ve hassas
konulan olduğunu dıle getınyor. Korkut TAına, 'Baülı Bilginin Eleştirisi' adh Idtabuı yazan.
NATO askeri komite toplantılan Atina ve îstanbul'da 11-17 Eylül'de yapılacak
Kıvnkoğlu Yıuıanistan'a gidiyorANKARA/ÇANAKKALE
(Cumhuriyet) - NATO'nun
asken komite toplantısı bu yıl
11-17 Eylül tanhieri arasında
Atina ve Îstanbul'da yapıla-
cak. Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hüseyin Krvnkoğ-
lu, toplantıya katılmak üzere
Atina'ya gıdecek. Yunanıstan
Genelkurmay Başkanı Ma-
nusos Paraghıdakis de toplan-
tmın ikinci ayağmın yapıla-
cağı fstanbul'a gelecek ve iki-
li temaslarda bulunacak. 1.
Lekton Banş ve Dostluk Şö-
leni Babakale'de yapıldı.
Türk-Yunan yakınlaşması-
na destek amacıyla düzenle-
nen şölende, iki ülke öğrenci-
len banş meşaleleri yaktı.
17 Ağustos depreminden
sonra Türkiye ile Yunanistan
arasuıdaki yakınlaşmanın ar-
dından dıplomatık düzeyde
gerçekleşen ikili temaslar için
askeri zemin de oluşuyor. Türk
ve Yunan genelkurmay baş-
kanlan, eylül ayında karşıhklı
zıyaretleryapacaklar. Orgene-
ral Kıvnkoğlu, NATO askeri
komite toplantılarına katılmak
üzere eylül ayının ikinci hafta-
suıda Atina'ya gidecek. 6 gün
sürecek komite toplantüannuı
ilk 3 günü Anna'da, diğer 3 gü-
nü de Îstanbul'da yapılacak.
NATO ılk kez askeri komite
toplantılannı bu yıl ıkı ayn ül-
kede yapıyor.
NATO'nun ortak sorunla-
nnm yanı sıra ikıli temaslar-
da Türkiye ve Yunanistan ara-
sındaki sorunlann da ele alın-
ması beklenirken, askeri kay-
naklar somut bir sonuç çık-
masa da bu tür görüşmelenn
yapıhyor olmasının ıhşkıle-
rin geliştirilmesi yönünden
önemine işaret edıyorlar.
Türkiye'mn batısındaki en
uç nokta olan Babakale'de
düzenlenen şölende ise "37.
Troya FestivaH" etkınliklen-
nın açılışı da yapıldı. Şölen-
de, Türk ve Yunan halk dans-
lan ekipleri gösteriler sundu.
Yunan halk danslan ekipleri-
nin, Zeybek, Köroğlu At
Dansı, Ayşe'nın Dansı gibi
oyunlaroynaması, Babakale-
lıler tarafından uzun süre
ayakta alkışlandı.
Banş meşaleleri
Gecede, Babakale surlan-
nın üzerınde Türk ve Yunan
öğrenciler banş meşaleleri
yakarken, Babakaleli balıkçı-
lar teknelerle denize açılarak
teknelerin ışıklannı yakıp
söndürdüler. Havai fişekgös-
İsveç
y
te kadına şiddet artsyor
GÜRHANUÇKAN
STOCKHOLM - Parlamentosundaki
kaduı milletvekili oranı yüzde 43 olan ve
kabinesinin yansı kadın bakanlardan olu-
şan îsveç'te kadınlara yönelik şiddet olay-
lanndaki büyük artış halkı kaygıiandınyor.
Son olarak polis tarafindan yapılan yeni
bir açıklama bu kaygıyı arttırdı. Bu yılın
mayıs, haziran ve temmuz aylannda yal-
nızca Stockholm'de tam 127 rrza geçilme
olayı gerçekleşti. Geçen yıl aynı süre için-
debusayı 105 'ti. Irzına geçilenlerden 18'i
15 yaşuıdan küçük kız. Polis temsilcileri,
kadınlara geceleri tenha yerlerden geçme-
melerini ve yalnızca güvenilir firmalann
taksileriyle evlerine dönmelerini salık ve-
riyor. Ne var ki, gündüzleri tren istasyonu
gibi yerlerde de cinsel tecavüzün ve bu
yönde girişimlerin artması, saldırganlann
giderek daha gözüpekleştiğini gösteriyor.
Öte yandan, ülkede yapılan geniş kap-
samlı bir araştırma, her 10 kadından
4'ünün en az bir kez bir erkek tarafindan
dövüldüğünü veya dayak tehdidine hedef
olduğunu gösterdi. Doçent Gun Heimmer
ile araştırmacı Eva Lundgrenin 18-64 yaş
arasındaki 10 bin kadınla yaptığı ankette,
îsveç'te yaşayan 15 yaşuıdan büyük ka-
dınlann yüzde 40'ının en az bir kez dövül-
düğü sonucunu ortaya çıkardı. Evli veya
evli ohnayarak beraber yaşadığı erkekten
aynlmış olan kadınlarda bu oran daha da
yüksek: Yüzde 46.
tenlennın yapıldığı gecede,
Midilli Adası'nuı Molivos ta-
til beldesi sakinleri de ışıkla-
nnı yakıp söndürerek dostluk
mesajlanna karşılık verdi.
Midilli Adası'mn Kollani
Belediye Başkanı Aristovulos
Elefterio'nun da katıldığı şö-
lende konuşan Çanakkale Be-
lediye Başkanı tsmail Özay,
son 40-50 yıldır "bir el uzak-
hğındaki, göz uzakuğuıdaki"
Ege'nin iki yakasının birbi-
rinden uzak tutulmaya çalı-
şıldığını belirterek şunlan
söyledi:
"Oysa bizler ne uzakhğma
inanmışbk. ne de karanbğa_
Bu yaklaşunlan endişeyle iz-
lediLOzellikleson 1 yıkiır ba-
nş ve dostluk yanhlan sesleri-
ni daha çok yükseltiyor. Bu,
banş ve kardeşok adına umut
verickür, sevindiricidir. Örne-
ğin bu festivale Türk-Yunan
dostiuğunun taşınmasuu halk
istedL Bütün programlan
halk organize etti. Türk hal-
kının Anadolu'dan uzatüğı
banş ve kardeşlik eline,
Ege'nin diğer yakasuıdaki
Lesvoslu banşsever halk el
uzattL Türk ve Yunan halk-
lannın banşsever önderkrini
kutiuyorum."
göriişü ne olacakb? Dini dûnya görii-
şü De ne ikame edilecekti? Buna'ilim'
dendL (En Hakiki Mürşit), akıl dendL
Bab felsefesine aşina olanlar ise 'Ay-
dınlanma' dedfler, diyorlar."
Aydınlanma felsefesi diye bir felse-
fenin olmadığı öne sürülen kitapta,
cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte
Türkiye'de, 'laik brahmin sınnVnın
halkı eğitmeyi ve dünya görüşü-
nü belirlemeyi tekeline aldığı sa-
vunuluyor ve şöyle deniliyor:
'Halkın görüşlerini
beliriiyoriar'
"Daha önce de beurttiğirn gibi,
bizim laik brahminlerin üç mez-
hebi, yani Atatürkçüler, solcular
ve überaller bazı meselelerde
kendi aralannda ihrüafa düşseler
bile, 'Aydınlanma felsefesını' be-
nimseyip, hürmet etmede mütte-
fiktnier. Bu mezheplere mensup
olanlannkalitesizleri Aydınlan-
ma felsefesınden" bihaberdir, a-
ma bu istikamette ihdas edilmiş
olan 'bilim', 'akıl', 'çağdaşlık',
'laiklik', 'laisizm' vb. sloganlan
bflir bilmez kullanıp. millete laf
Ue nizamat verme\e kalkarlar.
Bu zümrelerin daha ehil olanlan
ise açıkça, Aydınlanma' ilkele-
rinden bahsederler"
'Çağdaş laikler putperest'
Kitapta, Aydınlanma felsefesi
efsane olarak nitelenerek "Put-
perestKk sadece tahsilsiz insan-
larda görülen bir durum değil-
dir. kendilerini entelekrüeL aydın
görenlerde de, hatta fîlozoflarda
da yaygm olan bir insani zaafnr.
Keza sadeceilkel dindariar değil,
'modern ateıstler' de, bizinı ate-
istier (Atatürkçüler) de, çağdaş
laiklerde, aynı şekilde, putperest-
tirier" görüşüne yer veriliyor.
Ataullah Bajezidof un 'İslam
ve Medeniyet" ısımlı kıtabınm
'Aile' bölümünde de, Şir'atü'l-
tslam adlı eserden alıntılar yapı-
hyor. Kitapta şu görüşlere yer ve-
riliyor:
'Kadın kocasmın hfikmü
altindadır'
"-..Çünkü kadın zayıfbümeB
bir varukolup,-azçok- kocasımn
hükmü aiündadn-. Koca, kansı
tarafindan gelebDecek dil azarla-
masuia karşı hoşgörülü davran-
mah, sabırh ounahdır. Koca ile
kansı arasında danışma, yahuz
evle ilgili ailevi işlere aittir. Öteki
önemli hususlarda ise yasaklan-
mışOr."
Mustafa Çetin Baydar ın 'İs-
lam ve Rad\oTelevizyon' adh ki-
tabında da, tslami Radyo Tele-
vizyon (İRT)'nin kurulması is-
temyor ve TRT'deki dini yayın-
lann azlığından, ıçeriğinden ya-
kınılıyor.
TKT'ye suçlama
Kitapta, "TRT,Iaisizmefevka-
lade önem veren bir sistemin dev-
let ehyle kunılmuş yaym organı-
dn-" denilerek, TRT'nın 'dini ya-
ymyapıyor gözükmesinin' bu ya-
yınlann yapılmasına 'ihlasla'
ınanmasından değil, 'demokrasi
ve çoğulculuğun bir şartını şeklen
yerine getinnek istemesinden'
kaynaklandığı öne süriilüyor.
Kitapta, "İslam Radyo Televiz-
yon kurma cehdini anlatacak
olan İslam bilginlerinin, başan
için önce üç zümreyi hazuiama-
lan gerekiyor. 1- İslam tebliğcile-
ri, 2- İslam sermaye ve iş çevrele-
ri, 3- Siyasal rejim" denilerek
tRT'nin gerçek amacı hakkında
dolaylı da olsa mesaj venliyor.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Bugün size bir gazeteci arkadaşım-
dan söz etmek istiyorum. Arkadaşım
Dr. Klaus Ther, Avusturya Devlet Te-
levizyonu ORF için yayınlar hazırlıyor.
Geçen mart ayında, ismi bir gazete-
de bazı yabancı gazetecilerle birlikte
Türkiye'ye girmesi yasak olanlar liste-
sinde yer aldı. Klaus, Türkiye üzerine
çokça program yaptı. Türkçeyi iyi bi-
lir, çok sayıda Türk dostu vardır. Tür-
kiye'de oldukça iyi tanınır. Avustur-
ya'nın tanınan TV programcılanndan-
dır. Türkiye'yi çok sever. Bu ülkeye
gelip gitmekten, burada yaşamaktan
zevk alır. Son olarak da Birecik Bara-
jı'nın sulan altında kalan Zeugma üze-
rine bir belgesel hazırlamak üzere Tür-
kiye'ye gelmeyi planlıyordu.
İsmi listede yer alınca beni aradı.
Ben de Içişleri Bakanlığı'nı. Içişleri Ba-
kanlığı'ndan böyle bir yasak olmadı-
ğından söz ettiler. Klaus, bunun üze-
rine yeniden Dışişleri Bakanlığı'nasor-
du. "Yasak var" demışler. Ben de ye-
niden Içişleri Bakanlığf na sordum. Bu
kez "Evet varmış" cevabını verdiler.
Yabancı Gazeteciye Yasak
Benden, Klaus'un bir dilekçe vererek
yasağı kaldırması talebinde bulunma-
sını istediler. Utandım.
Bir gazeteci meslektaşımdan, hak-
kında hiçbir iddia öne sürülmediği hal-
de, yasağı kaldırması için nasıl dilek-
çe vermesini isteyebilirdim? Klaus,
Avusturya Dışişleri Bakanlığı kanalıy-
la, yasağın ne olduğunu ve neden ol-
duğunu öğrenmek istedi. Bugüne ka-
dar bir yanıt alamadı. Bunun üzerine
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer'e bir mektup yolladı. Mektubun-
da şunlan söyledi:
"Say/n Cumhurbaşkanı, yeni tarzda
bir siyasetadamı olarakgörülüyorsu-
nuz. Hem kendi ülkenizde hem de
kendi ülkenizin dışındaki birçok insan
size büyük umutlar bağlıyor.
"Bir Avusturyalı ve Türkiyeli gaze-
teci olarak umudum, bana getin'lmiş
bulunan yasağın, Türidye'ye giriş ya-
sağının sizin desteğinizle kaldınlma-
sıdır.
"Ben bir gazeteciyim ve on sene-
dir ülkenizle ilgili yaym yapmaktayım.
Avusturya Devlet Televizyonu ORF
için hazıriadığımyayınlann dengeli ve
adil olduğunu düşünüyomm. Sıradan
insanlarla ve aralannda Sakıp Sa-
bancı, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz
ve sizden önceki Cumhurbaşkanı De-
mirel 'in de bulunduğu etkili kişilerte
röportajlar yaptım. Sanatçılarta, su-
baylaria ve gecekonduda yaşayan in-
sanlarla röportajlar yaptım. Hepsini
saymak uzun sürer, zamanınızı almak
istemiyorum.
"Şu noktayı açıklamam gerekiyor:
PKK ile sürdürülmüş ve şu anda so-
na ermiş bulunan mücadelede hiçbir
zaman taraflı davranmadım. Ülkenizin
güneydoğusunda birçok insanın üzü-
cü kadeherine tanık olduğumu ise
söylemeliyim.
"Bu yılın mart ayından ben ülkeni-
ze giriş hakkım yok. Adım, Türkiye
Içişleri Bakanlığı'nin kara listesinde.
Liste ilk önce sadece Sabah gazete-
sinde yayımlandı. Sonra işverenim,
Vryana'daki büyükelçiliğinize sordu.
0 da Ankara'ya sordu. Sonra, benim
suçumun ne olduğu konusunda iki
hafta içinde haberdar edileceğimiz
yönünde garanti verildi. Dışişleri Ba-
kanımızDr. Benita Ferrero-VValdner,
yasağın sebebini öğrenmek ve kaldı-
nlmasını sağlamak için bir mektup
yazdı. Halen Ankara Büyükelçimiz Dr.
Ralf Scheide bu konuyla uğraşıyor,
fakat bir sonuç alamıyor. Yasağın ne
olduğu dahi kendisine açıklanmıyor.
"Sayın Cumhurbaşkanı, sizden ri-
cam şudur: Meseleyı bir de sız göz-
den geçirin. Bana yasağı getirenler,
en azından beni ne ile suçladıklannı
söylesinler. Yoksa kendimi nasıl savu-
nabilirim? Kendimi ne için olduğunu
söylenmeden cezaya mahkûm edil-
miş biri gibi hissediyorum!
"Herhangi birsuç işlediğim düşün-
cesinde değilim!
"Bu konuyu ele almanızı sizden tek-
rar rica etmek istiyorum.
"Yüksek, saygılanmla.
"Dr. Klaus Ther."
Alın size Türkiye üzerine bir imaj. Bir
gazeteciyi gerekçe göstermeden, ha-
inler listesine koyup Türkiye'ye sok-
mayacaksınız. Yalnızca bir gazeteciye
değil, çok sayıda gazeteciye bu mu-
ameleyi yapacaksınız, ondan sonra da
yurtdışındaki diplomatlara "Türki-
ye'nin imajını düzeltın" diyeceksiniz.
Seningazetecın bir ülkenin başba-
kanına "Dallama" diyecek kadar
edepsizlik ettiği halde, kimse onlara
bir yasak koymayacak, ama sen saç-
ma sapan, kım tarafindan, hangı ka-
fa tarafindan yazıldığı bilinmeyen ra-
poriaria biryığın gazeteciyi Türkiye'ye
sokmayacaksın. Sonra da "Bizi yan-
lış tanıyoriar" diyerek ortalığa düşe-
ceksin. Dışişleri Bakanı Ismail Cem'e
ithaf olunur.