Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 AĞUSTOS 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türk-îş ile DlSK arasrndaki gerginliğe el koyan KESK, konfederasyonlan toplantıya çağırdı
\iuıııışatma girişiıııiANKARA (CumhuriyetBürosu)-
KESK, Emek Platformu Teknik Ko-
mitesi'nin 14 Ağustos Pazartesi gü-
nü toplanmasını kararlaştırdı. Resmi
çagnnın gelecek günlerde yapılma-
sı bekleniyor.
Türk-Iş ve DlSK arasında yüzde
10 işkolu barajı ve dönem sözcülü-
ğû nedeniyle yükselen gerilim
KESK'in dönem sözcüsü olarak
konfederasyonlara çağnda bulun-
masıyla düşmeye başladı.
Türk-tş yetkilileri, DÎSK'in dö-
nem sözcüsü olmadığı halde baş-
kanlar kurulunu toplantıya çağırma-
• Yüzde 10 işkolu barajı ve dönem sözcülüğü nedeniyle DÎSK ile Türk-lş arasında başlayan
sürtüşmeye KESK el koydu. KESK, dönem sözcüsü olarak başkanlar kurulunun toplanması için
konfederasyonlara çağnda bulundu. DlSK'le Türk-Iş arasında yaşanan sorunlann teknik komite
toplantısında gündeme getirilmesi bekleniyor.
sından rahatsız olduklannı, ancak
teknik komitenin KESK tarafından
toplantıya çağnlması ile bu sorunun
ortadan kalktığını söylediler.
Yetkılıler, "DİSKyetkisiolmayan
işler yapü. Emek Platformu dönem
sözcüsü olmadığı halde platformu
toplantıya çağtnu. Kimse yetkisi ol-
mayan bir konuda kendisini yetkiM t-
lan etmesJn. KESK'in son çağna 0e
bizün talebimiz yerine gelmiş oldu.
Böylece 1 Temmuz'da dönem sözcü-
sü olarak seçflen KESK'in durumu
teytt edflmis otöu" dediler.
DlSK'in "Türk-tş,EmekPlatfor-
mu'nu işlevsizieştirmeye çahşryor"
şeklindeki yaklaşımının gerçekJeri
yansıtmadıgını savunan Türk-lş yet-
kilisi, "EmekPla<fonnu,Türk-lşin
öocühlğündeohışturuhnuştur.Bbün
Emek Platfbrmu'nun çahşmalannı
işkvsizleştinnek gibi bir tutumumuz
olamaz. DİSK'le aramızda yaşanan
sorunlar Emek Platformu'nun çahş-
malannı etküemez" dedi.
DlSK'le Türk-lş arasında yaşanan
sorunlann teknik komite toplantı-
sında da gündeme getirilmesi bekle-
niyor. Gerilimin düşmesi için
DlSK'in Türk-Iş'e yönelik açıkla-
malarına son vermesini bekleyen
Türk-lş, genel tavnnı DlSK'in tutu-
muna göre belirleyecek.
DlSK Genel Başkanı Süleyman
Çetebi de, DlSK'in Emek Platfor-
mu'nu önemsediğini belirterek,
u
Biz kendi aramızda anlaşamayabi-
liriz, ama bu ülkede esas sorun eme-
ğe yöneük sakhrüara göğüs germek-
tir" dedi. Çelebi, konfederasyonla-
nn çeşitli konularda farklı düşüne-
bileceklerini belirterek, gerginliği E-
mek Platformu toplantılanna yan-
sıtmak istemediklerinin mesajmı
verdi.
B u d a k ' t a n T ü r k - l s D İ S K ' e c a g r ı
'Kavgada kaybeden
taraf emekçi olur'istanbulHaberServisi-
Eski DlSK Genel Başkanı,
DSP lstanbul Milletvekili
Rıdvan Budak, Türk-tş-
DİSK kavgasmda
kaybeden tarafin işçi sınıfi
olacağını belirterek iki
konfederasyonun
yöneticilerine
"sorunlannızı diyoiogla
çözün" çağnsı yaptı. "-
Budak, "Bu anfrımre kavgadan,
çahşanlann haJdannı budayan
Çahşma ve Sosyal Güvenük Bakanı
Yaşar Okuyan yararlanır, emekcüer
aleyhindeki ekonomik potitikalann
savunuculan yararlanır, Türkiye'nin
demokratikleşmesini istemeyenler
yaraıianır" dedi. Rıdvan Budak,
gazetemize yaptığı açıklamada, DlSK
ve Türk-Iş arasında tırmanan
gerginliğin "anlamsz" bir kavgaya
dönüşmekte oldugunu ifade ederek
her iki konfederasyon yöneticilerinin
sorunlannı ortaya koyarak
demokratik standartlar etrafında
buluşması gerektiğini söyledi.
Kavggyı başlatan işkolu barajlannı
savunmanın 12 Eyhıl mantığını
destekler bir yaklaşım sergilediğini
vurgulayan Budak şöyle
devam etti: "Barajtar, ILO
sözkşmelerinin vanı a n
Türk-lş veDtSK'inde
üyesi okhığu Avrupa İşçi
Sendikalan
Konfederaso>t>nu (ETUQ
ve Uhıslararası Hür İşçi
Sendikalan
Konfederasyonu'nun
(ICFTU) ilkeleriyle de
çenşiyor, evTensel
demokratik ükelerie de çetişryor."
Budak, Türk-lş bildirisinde yer alan
ve DİSK'e vatan hainliği imasında
bulunan "Türk-lş yurtdışuıda
birikrinin hoşuna gitmek için vataa
hainliği yapmamıştır, başka
devlederden para almamtşnr"
ifadesine ise sert tepki gösterdi.
DlSK'in, üyesi olduğu ETUC,
ICFTU gibi uluslararası işçi
konfederasyonlan ile birlikte
düzenlediği eğitim seminerleri gibi
etkinliklerin giderlerini, bu
konfederasyonlarla birlikte
üstlendiğini anlatan Budak,
"Aynı şeyi Türk-lş de yapmışOr.
Bunun dışmda DlSK'in herhangi bir
devtetten para akhğtnı bilen varsa ve
açıklanuyorsa şeref9zdir" diye
konuştu.
S E K A ' n ı n s a t ı l m a s ı
Dalaman'da Yalova'ya
büyük tepki
ÖZCANÖZGÜR • Dalaman Belediye
Başkanı Şevket
Durmuş, SEKA Kâğıt
Fabrikası'nı 40 milyon
dolara satın alan
MOPAK'a deyir
yapılırsa bu şirketi rahat
bırakmayacaklannı
söyledi.
MUĞLA-Değerinin
çok altında bir fiyatla
satılan Dalaman SEKA
Kâğıt Fabrikası'nın 10
gün içüıde yeni
sahibıne teslim
edileceğinin
açıklanması,
Dalamanlılann ve
fabnka çalışanlanrun protestosuna
neden oldu. 40 milyon dolara
MOPAK'a satılan SEKA'nın sahibine
teslim edileceği açıklamasını yapan
özelleştirmeden sonımlu Devlet
Bakanı Yüksel Yalova'yı eleştiren
Dalaman Belediye Başkanı Şevket
Durmuş, ANAP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Mesut
Ydmaz'dan bu konuda söz aldıklannı
belirterek "Yalova ne yapmak istiyor,
bümiyorum. Eğer de\ir yapıhrsa
MOPAK'ı Dalaman'da rahat
bırakmaYiz" dedi. Dalaman'da
SEKA'nın satışına karşı çıkan ve
günlerdir eylem yapan işçilerin
yeniden eyleme hazırlandığı
bildirilirken fabrikanın teslim
edilecegi açıklaması ortalığı kanştırdı.
Dalamanlılar, Ortak Ginşun Grubu
adı altında SEKA
tesislennı satın almaya
hazırlanırlarken Yüksel
Yalova'run bir gazeteye
"MOPAKtabizim
istediğhniz kriterlerm
varbğuu gördûk. Btdm
açımızdan bu iş bitti.
Onay gehnce SEKA
Dalâman'ı hemen
vereceğun" açıklaması
şaşkınhk yaratu. Yalova, onayın 10
gün içinde geleceğini de kaydederken
Dalaman Belediye Başkanı Şevket
Durmuş, "Yüksel Yalova kimin mahnı
kime veriyor?" diyerek sert çıktı.
Dalaman'ın ANAP'lı Belediye
Başkanı Şevket Durmuş, geçen hafta
Dalaman Ortak Girişim Grubu olarak
Ankara'ya gittiklerini ve başbakan
yardımcılanyla ayn ayn görüştüklerini
belirterek şunlan söyledi: "Ankara'da
Saym Yalova ile görüşemedik Ancak,
başbakan yardımcılanndan. genel
başkanırruzdan söz akhk. Bize şirket
kurmanuz için 2 ay süre tanındL Eğer
Yalova'nın dediği gibi tesis 10 gün
içinde MOPAK'a teslim edilirse, ihak
yenDenmezse bunu sineye çekmeyiz.
Ben belediye başkanı olarak
yetkOerimi kuDaiunm."
1001 Gece Masalları'nı Türkçeye kazandıran
değerli yazar, sinema tarihçisi
Prof. Dr.
Âlim Şerif Onaran
yitirdik.
Kederli ailesine ve dostlarına başsağlığı dileriz.
YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK A.Ş.
GENİŞ AÇI
HtKMET BİLA
Umut Çocuklan Derneği yönetidleri, amaçlanrun çocuklan sokağuı tehükesinden korumak oldugunu söylüyorlar.
Umut Çocuklan Derneği, dışanda yaşayan kimsesizler için yeni bir proje hazırladı
Sokakçocukkmna barınak
ÖZLEMGÜVEMLİ
Eski adıyla "Sokak
Çocuklan Derneği", ye-
ni adıyla "Umut Çocuk-
lan DerneğT, 1992'den
beri yürüttüğü çalışma-
lanyla sokak çocuklannı
yerleşik düzene ahştır-
maya çahşıyor. Amacı,
sokak çocuklanm soka-
ğm tehlikelerinden koru-
mak olan Umut Çocuk-
lan Derneği, kış aylarm-
da bankamatıklerde, kö-
mürlüklerde, istasyon-
larda, terk edilmiş ev ve
arabalarda kalan çocuk-
lar için "Gece Barmağı
Projesi" hazırladı. Ço-
cuklann güvenli ve sağ-
lıklı ortamlarda kalması
için yapılması planlanan
gece bannagının bir
amacı da sokak çocukla-
nm 8-9 saatliğine de.ol-
sa tiner ve baliden uzak
tutmak.
Umut Çocuklan Der-
neğı Başkam YusufKul-
ca, Dolapdere'de kurma-
yı planladıklan gece ba-
nnagının, derneğin ku-
ruluşundan itibaren yü-
rüttükleri "Sokak Çahş-
maa''nm bir ayağı oldu-
gunu belirterek "Banna-
ğm kapdan 15JO'da açı-
lacak, 2130'da kapana-
cak. Kapdar gece boyu
açümayacak" dedi. Kul-
ca, kasım aymda bitir-
meyi planladıklan ve
Banvit'in de katkıda bu-
lunduğu gece bannağın-
da 25-30 kişinin kalaca-
ğmı ifade ederek küçük
gruplarda başan oranı-
mn daha yüksek oldugu-
nu söyledi. Kuka, sokak
çalışmalan sırasrnda ço-
cuklan daha iyi tanıdık-
lannı ve onlann güveni-
ni kazandıklannı anlattı.
2 ay önce açılan Umut
Çamaşu-hanesi'nde ço-
cuklann temizliğinin ve
beslenmelerinin sağlan-
dığını belirten Kulca,
burada çocuklann 4-5
saat oyalanarak tinerden
uzak tutulduğunu ifade
etti. Kulca, sokağm öz-
gürlüğunü kırarak ço-
cuklardaki otorite karşıt-
lığmı azaltmaya çahştık-
lanm vurgulayarak "Ço-
cuklar önerrüi bir sosyal
getişme gösterdi. Arük,
denize, kampa gitmek,
• Umut Çocuklan Derneği Başkanı Yusuf
Kulca, sokak çocuklannı tehlikelerden uzak
tutmak için kurmayı düşündükleri bannağın
Dolapdere'de yapılacağını söyledi. Kulca,
bannağın kasım ayında açılacağını
vrırgulayarak "Kapılar 15.30'da açılacak,
21.30'da kapanacak. Kapılar gece boyu
açılmayacak" dedi.
gazete okumak gibi istek- nnı ifade ederek sözleri-
lerde bulunuyorlar" di-
ye konuştu. Çocuklann
sokakta cinsel taciz, ya-
ralanma, suça yönlendi-
rihne gibi tehlikelerle
karşı karşıya oldugunu
belirten Kulca, gece ba-
nnağı ile çocuklan tehli-
kelerden koruyacaklan-
nı söyledi. Kulca, eylül-
de egitim programı uy-
gulamaya başlayacakla-
ni şöyle sürdürdü:
"Çocuklara okuma-
yazma öğreteceğiz, cinsel
eğitim vereceğiz. Cinsel
yoOabulaşan hastahkla-
n ve konınma yöntemk-
rini öğreteceğiz. Sokak
çocuklan arasmda kızlar
da var. 18 yaşmdan kü-
çük kızlar, farkına var-
madan hamikkahyorve
gayri meşnı çocuk sahibi
oluyorlar. Sonra bu ço-
cuklann ne oldugunu da
bUmryoruz."
thri>aç: 4 bin gönûllu^
Yusuf Kulca, derneğin
bağışlarla çok zor şartlar
altında ayakta durmaya
çalıştığım ifade ederek
"Türkiye genemıde her
ay 1 rnilyon nra verecek4
bin gönüDüyeihtiyaamız
var.Temmuzayuıda der-
neği kapatmayı bile dü-
şündük" dedi. Türki-
ye'de ılk kez evinden ka-
çan çocuklar için "Ço-
cuk Sığınma Evi" kur-
mak istedıklerini belir-
ten Kulca, 24 saat açık
kalacak bir kafeterya
yapmayı da planladıkla-
nm söyledi.
17^kız,35Güneydoğuluö^rendtaıiWwturistikyerlerigeziyor.
Oğrencflerın lstanbul turu
lstanbul Haber Senisi - Hava Harp
Okulu Komutanlığfnın konugu olarak
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki ü-
lerden Istanbul'a gelen 17'si kız, 35 il-
köğretim öğrencisi Istanbul'u gezdiler,
kendi kentleriyle karşılaşürdılar ve fihn
izlediler.
Gezi kapsamında önceki gün Etiler'de
Akmerkez alışvenş merkezini gezen öğ-
rencilerden Muş Mehmet Akif Ersoy fi-
köğretim Okulu 7. smıf öğrencisi Mu-
ammer Akten, Istanbul'daki fıyatlarla
Muş'taki fıyatlan karşılaştrrarak "Bu-
rada bir ayakkabı 35 mflyon, bir panto-
k>n 50 mOyon nra. Bu insanlar bu para-
yı nereden buhryonar'" dıye sordu. Ak-
ten, Istanbul'un çok büyük ve gelişmiş
bir şehir olmasına karşın, Muş'un ne-
den bu kadar gelişemediğini anlamaya
çalıştı. Meraklı gözlerle ahşveriş merke-
zinin göz alıcı ışıklan altında gezen öğ-
renciler, çeşitli oyuncaklara bindikten
sonra AFM sinemalartnda gösterime gi-
ren "Romeo Öuneli'' adlı yabancı fümi
izlediler. Diyarbakır, Ferit Köşkü llköğ-
retim Okulu'nun 12 yaşındaki öğrenci-
leri Şermm Kıoç ve Idal lekm ile Bat-
man'daokuyan 13 yaşındaki ZeynelKu--
çan, Istanbul'u hayal ettiklerinden daha
güzel bulduklannı söylediler.
Hava Harp Okulu'nda görevli Osteg-
men Uftık Ozdemir, öğrencilerin birço-
ğunun hayatlannda ilk kez büyük kente
gelerck trafık ve keşmekeşle karşılaş-
tıklannı söyledi. Özdemir, geziyi, başa-
nh öğrencilerin Hava Kuvvetleri Komu-
tanlığı'na bağh birliklen tanıyıp Istan-
bul'un tanhi ve turistik yerlerini gezme-
leri amacıyla düzenledıklerinı ifade et-
ti. Gezi kapsamında dün, Cevizli özel
Eğitim Meirkez Komutanlığı ile Kuleh
Askeri Lisesi'ni ziyaret eden öğrenci-
ler, 12 Ağustos Cumartesi gününe dek
lstanbul'da kaiacaJdar.
Sezerln Seçimi
Cumhurbaşkanı Sezer, günlerce düşündü taşjn-
dı ve memur kararnamesini hükümete iade etti. Ve
arkasından koro halinde zafer çığlıklan yükseidi:
"Yaşasın Sezer."
"Yaşastn hukuk."
"Işte hukukun üstünlüğü."
"fşte hukukçu Cumhurbaşkanı."
"Sezer'den hukuk dersi."
övgü nidalarını daha da arttırmak olaa. Toplu al-
kışa katılmak kolaydır. Zor olan sorgulamak...
Saym Cumhurbaşkanı ısrarla diyor ki, "Ben bu
karamame ile hükümetin yapmak istediğine karşı
değilim. Sadece yapmak istediğıni yasa ile değil
karamame ile yapmasına karşıyım."
Yanrt geliyor.
"Olsun, sen büyük hukukçusun."
"Ama aynı hükümler karşıma yasa olarak gelirse
imzalanm."
"Olsun, sen gene de hukukçusun."
Merak etmez misiniz: Geri çevrilen kararnamenin
içeriği, aynı şekilde Meclis'te yasa olarak kabul edil-
se, Köşk'e çıksa ve Sezer tarafından ımzalanıp Res-
mi Gazete'de yayımlanarak yürüriüğe girse, acaba
neler olur? Bugün Saym Sezer'i "hukuk savaşçısı"
olarak göklere çıkaranlaro gün ne derter? Yine "Se-
zer, hukuk dersi verdi" diye alkışlarlar mı?
Ya da Cumhurbaşkanı şöyle bir gerekçe mi yaz-
malrydı: "Ben bu kararnamenin özüne de şekline de
karşıyım. Anayasaya aykın olması biryana, kişi hak
ve özgürlûklerıni sınıhadığı için önûme karamame
olarak da gelse, yasa olarak da gelse imzalamam
arkadaş..."
O zaman daha çok "hukukçu" mu olurdu dersi-
niz?
Bir soru daha: Bazı yazarlanmız, kararnamenin
geri çevrilmesini desteklerken Cumhurbaşkanı'nın
"noter" olmadığını, "hukukçu" oldugunu vurgula-
dılar. Bir kararnameyi imzalamak kadar geri çevir-
mek de "noter" çağnşımı yaptıramaz mı? Çanka-
ya'dan Başbakanlık'a gönderilen iade yazısının ge-
rekçesine dikkat edilirse, orada trtız bir yargı adamı-
nın yaklaşımı görülür. Şu maddenın şu fıkrasının şu
bendinin şu satınna göre hüküm vermek, gerçekten
kılı kırk yaran bir yargıcın ıfadelerini yansıtryor. Pe-
kiyi, Cumhurbaşkanlığı yargı makamı mıdır?
Gerekçenin ikinci sayfasındaki bir ifadeyi hanrla-
yalım:
"Cumhurbaşkanı, anayasanın 103. maddesinde-
kiantiçme metninde befirtildiğigibi, herşeyden ön-
ce devletin varttğını, yurdun ve ulusun bölünmez bü-
tünlüğünü, laik cumhuriyet ilkesini gözetmekle yü-
kümlüdür. Ancak, yine aynı metinde yer aldığı gibi,
cumhurbaşkanı, aynızamanda anayasaya ve huku-
kun üstünlüğüne bağh kalacağı konusunda da ant
içmiştir. Aynca, anayasanın 104. maddesinde,
Cumhurbaşkanı'nın belirtilen görevleriyaparken ve
yetkileri kullanırken anayasının ilgili maddeterine uy-
ması gerektıği açıkça vurgulanmıştır."
Bu metindeki "her şeyden önce" ifadesi dikka-
tinizi çekti mi? Ne dıyor Cumhurbaşkanı. "Herşey-
den önce devletin vartığını, yurdun ve ulusun bö-
lünmez bütünlüğünü, laik cumhuriyet ilkesini gözet-
mek..."
Cumhurbaşkanı'nın sıralamasında hukuk vurgu-
su daha sonra geliyor.
Bu sıralamaya göre Saym Sezer şöyle bir yazı ya-
zabilir miydi: "Her şeyden önce devletin vartığını,
yurdun ve ulusun bölünmez bütünlüğünü, laik cum-
huriyetilkesinigözeten bir cumhurbaşkanı olarakbu
kararnameyi imzalıyorum. Ama anayasaya uygun-
luğun ya da aykınlığın beliriendiği yer olan Anaya-
sa Mahkemesi'ne de başvuruyorum." Hani mese-
la...
O zaman Saym Cumhurbaşkanı'nın, cumhuriye-
tin temel ilkelerini koruma konusundaki duyarlılığı-
nı vurgulamak için o gerekçede o kadar dil dökme-
sine gerek kalır mıydı?
Hukukun egemen kılınmasına kim karşı çıkabilir?
Hukukun üstünlüğüne diyecek yok.
Ama Türkiye'de hukuk çok.
Mafya hukuku mu istersiniz? Çete hukuku mu is-
tersiniz? Kayırma, kadrolaşma hukuku mu istersi-
niz? "Anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz" di-
yen Özal hukuku mu istersiniz?
Ya, "kadın dövülebilir" diyen "Diyanet Vakfı
Hukuku'na ne dersinız?
hikmetb(a ntv.com.tr
TZOB Başkanı Faruk Yücel
'Fındık rekoltesi
bu yıl düşük olacak'
CEMİLCİĞERtM
SAMSUN - Türkiye
Ziraat Odalan Birliği
(TZOB) Başkanı Faruk
Yücel, findık rekoltesi-
nin geçen yıla oranla dü-
şük oldugunu ve kavuru-
cu sıcaklann findık üre-
timini olumsuz yönde et-
kilediğini belirtti. Yücel,
"Bu durum Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nden
bin bir zorhıkla Karade-
niz'e gelen işçfleri de çok
etküeyecek" dedi.
Geçen yıl 520 bin ton
olan findık rekoltesinin
bu yıl 400 bin ton olma-
sını bekledüderini ifade
eden TZOB Başkanı Fa-
ruk Yücel, düşüşün iş
için bölgeye gelenleri de
etkileyeceğıni söyledi.
Ordu'da Güneydoğulu
işçilere yapılan baskılan
da değinen Yücel, bu yıl
kentte önlemler için zi-
raat odalannın yetkilen-
dinldiğini bıldirdi. Zira-
at odalannın işçilerden
belge istediğinı belirten
Yücel, "Devlet bu yetto-
yi verdi ama,' Yanlış bel-
ge verirsen seni yakarım'
demeyideihmal etmiyor.
Çay, findık, tütün gibi
ürünler, sadece sahibi
olan aflelerin çabşmasıy-
la toplanmıyor. Mudaka
birilerine toplanunalan
gereldyor'' diye konuştu.
Türkiye'de tanmdan
geçinen nürusun sayısı 4
milyon olduğuna dikkat
çeken Yücel şunlan söy-
ledi: "Tanmdan karnını
doyuranlann oranı Av-
rupa'da yüzde 20 iken
bizde bu oran yüzde
45'tir. Bu yüzde 45 içeri-
smde Göneydoğu'dan
gelen işçiler gibi karm
tolduğuna yflhyan insan-
lar da vanhr. Bunlar da
çiftçi statüsündedh-. Yani
Kastamonu'dan Baf-
ra'ya çobanhk yapmak
için gönderilen çocuk da
çiftçi kapsanunda görü-
lüyor bizhn gibi ülkeler-
de. Oysa Avnuıa'da çift-
çinin statüsü belndir. Av-
rupalı çiftçiler, sendikah
ve sosjâl güvenceleri sağ-
lanmış ücretü içşi statü-
sündedhier. Karadeniz'e
gelen bu işçilerin ayhk
ücretleri ve sefılligi her-
kesin mahımu. Yaşanılan
bu görüntüler Tiirki-
ye'ıün acı ama gerçek bir
yüzünü olusturmaktadu*.
Korkuvorum ki. Kara-
deniz'de bu yıl iş bulama-
yacaklar."