23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 AĞUSTOS 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türk-îş ile DlSK arasrndaki gerginliğe el koyan KESK, konfederasyonlan toplantıya çağırdı \iuıııışatma girişiıııiANKARA (CumhuriyetBürosu)- KESK, Emek Platformu Teknik Ko- mitesi'nin 14 Ağustos Pazartesi gü- nü toplanmasını kararlaştırdı. Resmi çagnnın gelecek günlerde yapılma- sı bekleniyor. Türk-Iş ve DlSK arasında yüzde 10 işkolu barajı ve dönem sözcülü- ğû nedeniyle yükselen gerilim KESK'in dönem sözcüsü olarak konfederasyonlara çağnda bulun- masıyla düşmeye başladı. Türk-tş yetkilileri, DÎSK'in dö- nem sözcüsü olmadığı halde baş- kanlar kurulunu toplantıya çağırma- • Yüzde 10 işkolu barajı ve dönem sözcülüğü nedeniyle DÎSK ile Türk-lş arasında başlayan sürtüşmeye KESK el koydu. KESK, dönem sözcüsü olarak başkanlar kurulunun toplanması için konfederasyonlara çağnda bulundu. DlSK'le Türk-Iş arasında yaşanan sorunlann teknik komite toplantısında gündeme getirilmesi bekleniyor. sından rahatsız olduklannı, ancak teknik komitenin KESK tarafından toplantıya çağnlması ile bu sorunun ortadan kalktığını söylediler. Yetkılıler, "DİSKyetkisiolmayan işler yapü. Emek Platformu dönem sözcüsü olmadığı halde platformu toplantıya çağtnu. Kimse yetkisi ol- mayan bir konuda kendisini yetkiM t- lan etmesJn. KESK'in son çağna 0e bizün talebimiz yerine gelmiş oldu. Böylece 1 Temmuz'da dönem sözcü- sü olarak seçflen KESK'in durumu teytt edflmis otöu" dediler. DlSK'in "Türk-tş,EmekPlatfor- mu'nu işlevsizieştirmeye çahşryor" şeklindeki yaklaşımının gerçekJeri yansıtmadıgını savunan Türk-lş yet- kilisi, "EmekPla<fonnu,Türk-lşin öocühlğündeohışturuhnuştur.Bbün Emek Platfbrmu'nun çahşmalannı işkvsizleştinnek gibi bir tutumumuz olamaz. DİSK'le aramızda yaşanan sorunlar Emek Platformu'nun çahş- malannı etküemez" dedi. DlSK'le Türk-lş arasında yaşanan sorunlann teknik komite toplantı- sında da gündeme getirilmesi bekle- niyor. Gerilimin düşmesi için DlSK'in Türk-Iş'e yönelik açıkla- malarına son vermesini bekleyen Türk-lş, genel tavnnı DlSK'in tutu- muna göre belirleyecek. DlSK Genel Başkanı Süleyman Çetebi de, DlSK'in Emek Platfor- mu'nu önemsediğini belirterek, u Biz kendi aramızda anlaşamayabi- liriz, ama bu ülkede esas sorun eme- ğe yöneük sakhrüara göğüs germek- tir" dedi. Çelebi, konfederasyonla- nn çeşitli konularda farklı düşüne- bileceklerini belirterek, gerginliği E- mek Platformu toplantılanna yan- sıtmak istemediklerinin mesajmı verdi. B u d a k ' t a n T ü r k - l s D İ S K ' e c a g r ı 'Kavgada kaybeden taraf emekçi olur'istanbulHaberServisi- Eski DlSK Genel Başkanı, DSP lstanbul Milletvekili Rıdvan Budak, Türk-tş- DİSK kavgasmda kaybeden tarafin işçi sınıfi olacağını belirterek iki konfederasyonun yöneticilerine "sorunlannızı diyoiogla çözün" çağnsı yaptı. "- Budak, "Bu anfrımre kavgadan, çahşanlann haJdannı budayan Çahşma ve Sosyal Güvenük Bakanı Yaşar Okuyan yararlanır, emekcüer aleyhindeki ekonomik potitikalann savunuculan yararlanır, Türkiye'nin demokratikleşmesini istemeyenler yaraıianır" dedi. Rıdvan Budak, gazetemize yaptığı açıklamada, DlSK ve Türk-Iş arasında tırmanan gerginliğin "anlamsz" bir kavgaya dönüşmekte oldugunu ifade ederek her iki konfederasyon yöneticilerinin sorunlannı ortaya koyarak demokratik standartlar etrafında buluşması gerektiğini söyledi. Kavggyı başlatan işkolu barajlannı savunmanın 12 Eyhıl mantığını destekler bir yaklaşım sergilediğini vurgulayan Budak şöyle devam etti: "Barajtar, ILO sözkşmelerinin vanı a n Türk-lş veDtSK'inde üyesi okhığu Avrupa İşçi Sendikalan Konfederaso>t>nu (ETUQ ve Uhıslararası Hür İşçi Sendikalan Konfederasyonu'nun (ICFTU) ilkeleriyle de çenşiyor, evTensel demokratik ükelerie de çetişryor." Budak, Türk-lş bildirisinde yer alan ve DİSK'e vatan hainliği imasında bulunan "Türk-lş yurtdışuıda birikrinin hoşuna gitmek için vataa hainliği yapmamıştır, başka devlederden para almamtşnr" ifadesine ise sert tepki gösterdi. DlSK'in, üyesi olduğu ETUC, ICFTU gibi uluslararası işçi konfederasyonlan ile birlikte düzenlediği eğitim seminerleri gibi etkinliklerin giderlerini, bu konfederasyonlarla birlikte üstlendiğini anlatan Budak, "Aynı şeyi Türk-lş de yapmışOr. Bunun dışmda DlSK'in herhangi bir devtetten para akhğtnı bilen varsa ve açıklanuyorsa şeref9zdir" diye konuştu. S E K A ' n ı n s a t ı l m a s ı Dalaman'da Yalova'ya büyük tepki ÖZCANÖZGÜR • Dalaman Belediye Başkanı Şevket Durmuş, SEKA Kâğıt Fabrikası'nı 40 milyon dolara satın alan MOPAK'a deyir yapılırsa bu şirketi rahat bırakmayacaklannı söyledi. MUĞLA-Değerinin çok altında bir fiyatla satılan Dalaman SEKA Kâğıt Fabrikası'nın 10 gün içüıde yeni sahibıne teslim edileceğinin açıklanması, Dalamanlılann ve fabnka çalışanlanrun protestosuna neden oldu. 40 milyon dolara MOPAK'a satılan SEKA'nın sahibine teslim edileceği açıklamasını yapan özelleştirmeden sonımlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova'yı eleştiren Dalaman Belediye Başkanı Şevket Durmuş, ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Ydmaz'dan bu konuda söz aldıklannı belirterek "Yalova ne yapmak istiyor, bümiyorum. Eğer de\ir yapıhrsa MOPAK'ı Dalaman'da rahat bırakmaYiz" dedi. Dalaman'da SEKA'nın satışına karşı çıkan ve günlerdir eylem yapan işçilerin yeniden eyleme hazırlandığı bildirilirken fabrikanın teslim edilecegi açıklaması ortalığı kanştırdı. Dalamanlılar, Ortak Ginşun Grubu adı altında SEKA tesislennı satın almaya hazırlanırlarken Yüksel Yalova'run bir gazeteye "MOPAKtabizim istediğhniz kriterlerm varbğuu gördûk. Btdm açımızdan bu iş bitti. Onay gehnce SEKA Dalâman'ı hemen vereceğun" açıklaması şaşkınhk yaratu. Yalova, onayın 10 gün içinde geleceğini de kaydederken Dalaman Belediye Başkanı Şevket Durmuş, "Yüksel Yalova kimin mahnı kime veriyor?" diyerek sert çıktı. Dalaman'ın ANAP'lı Belediye Başkanı Şevket Durmuş, geçen hafta Dalaman Ortak Girişim Grubu olarak Ankara'ya gittiklerini ve başbakan yardımcılanyla ayn ayn görüştüklerini belirterek şunlan söyledi: "Ankara'da Saym Yalova ile görüşemedik Ancak, başbakan yardımcılanndan. genel başkanırruzdan söz akhk. Bize şirket kurmanuz için 2 ay süre tanındL Eğer Yalova'nın dediği gibi tesis 10 gün içinde MOPAK'a teslim edilirse, ihak yenDenmezse bunu sineye çekmeyiz. Ben belediye başkanı olarak yetkOerimi kuDaiunm." 1001 Gece Masalları'nı Türkçeye kazandıran değerli yazar, sinema tarihçisi Prof. Dr. Âlim Şerif Onaran yitirdik. Kederli ailesine ve dostlarına başsağlığı dileriz. YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK A.Ş. GENİŞ AÇI HtKMET BİLA Umut Çocuklan Derneği yönetidleri, amaçlanrun çocuklan sokağuı tehükesinden korumak oldugunu söylüyorlar. Umut Çocuklan Derneği, dışanda yaşayan kimsesizler için yeni bir proje hazırladı Sokakçocukkmna barınak ÖZLEMGÜVEMLİ Eski adıyla "Sokak Çocuklan Derneği", ye- ni adıyla "Umut Çocuk- lan DerneğT, 1992'den beri yürüttüğü çalışma- lanyla sokak çocuklannı yerleşik düzene ahştır- maya çahşıyor. Amacı, sokak çocuklanm soka- ğm tehlikelerinden koru- mak olan Umut Çocuk- lan Derneği, kış aylarm- da bankamatıklerde, kö- mürlüklerde, istasyon- larda, terk edilmiş ev ve arabalarda kalan çocuk- lar için "Gece Barmağı Projesi" hazırladı. Ço- cuklann güvenli ve sağ- lıklı ortamlarda kalması için yapılması planlanan gece bannagının bir amacı da sokak çocukla- nm 8-9 saatliğine de.ol- sa tiner ve baliden uzak tutmak. Umut Çocuklan Der- neğı Başkam YusufKul- ca, Dolapdere'de kurma- yı planladıklan gece ba- nnagının, derneğin ku- ruluşundan itibaren yü- rüttükleri "Sokak Çahş- maa''nm bir ayağı oldu- gunu belirterek "Banna- ğm kapdan 15JO'da açı- lacak, 2130'da kapana- cak. Kapdar gece boyu açümayacak" dedi. Kul- ca, kasım aymda bitir- meyi planladıklan ve Banvit'in de katkıda bu- lunduğu gece bannağın- da 25-30 kişinin kalaca- ğmı ifade ederek küçük gruplarda başan oranı- mn daha yüksek oldugu- nu söyledi. Kuka, sokak çalışmalan sırasrnda ço- cuklan daha iyi tanıdık- lannı ve onlann güveni- ni kazandıklannı anlattı. 2 ay önce açılan Umut Çamaşu-hanesi'nde ço- cuklann temizliğinin ve beslenmelerinin sağlan- dığını belirten Kulca, burada çocuklann 4-5 saat oyalanarak tinerden uzak tutulduğunu ifade etti. Kulca, sokağm öz- gürlüğunü kırarak ço- cuklardaki otorite karşıt- lığmı azaltmaya çahştık- lanm vurgulayarak "Ço- cuklar önerrüi bir sosyal getişme gösterdi. Arük, denize, kampa gitmek, • Umut Çocuklan Derneği Başkanı Yusuf Kulca, sokak çocuklannı tehlikelerden uzak tutmak için kurmayı düşündükleri bannağın Dolapdere'de yapılacağını söyledi. Kulca, bannağın kasım ayında açılacağını vrırgulayarak "Kapılar 15.30'da açılacak, 21.30'da kapanacak. Kapılar gece boyu açılmayacak" dedi. gazete okumak gibi istek- nnı ifade ederek sözleri- lerde bulunuyorlar" di- ye konuştu. Çocuklann sokakta cinsel taciz, ya- ralanma, suça yönlendi- rihne gibi tehlikelerle karşı karşıya oldugunu belirten Kulca, gece ba- nnağı ile çocuklan tehli- kelerden koruyacaklan- nı söyledi. Kulca, eylül- de egitim programı uy- gulamaya başlayacakla- ni şöyle sürdürdü: "Çocuklara okuma- yazma öğreteceğiz, cinsel eğitim vereceğiz. Cinsel yoOabulaşan hastahkla- n ve konınma yöntemk- rini öğreteceğiz. Sokak çocuklan arasmda kızlar da var. 18 yaşmdan kü- çük kızlar, farkına var- madan hamikkahyorve gayri meşnı çocuk sahibi oluyorlar. Sonra bu ço- cuklann ne oldugunu da bUmryoruz." thri>aç: 4 bin gönûllu^ Yusuf Kulca, derneğin bağışlarla çok zor şartlar altında ayakta durmaya çalıştığım ifade ederek "Türkiye genemıde her ay 1 rnilyon nra verecek4 bin gönüDüyeihtiyaamız var.Temmuzayuıda der- neği kapatmayı bile dü- şündük" dedi. Türki- ye'de ılk kez evinden ka- çan çocuklar için "Ço- cuk Sığınma Evi" kur- mak istedıklerini belir- ten Kulca, 24 saat açık kalacak bir kafeterya yapmayı da planladıkla- nm söyledi. 17^kız,35Güneydoğuluö^rendtaıiWwturistikyerlerigeziyor. Oğrencflerın lstanbul turu lstanbul Haber Senisi - Hava Harp Okulu Komutanlığfnın konugu olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki ü- lerden Istanbul'a gelen 17'si kız, 35 il- köğretim öğrencisi Istanbul'u gezdiler, kendi kentleriyle karşılaşürdılar ve fihn izlediler. Gezi kapsamında önceki gün Etiler'de Akmerkez alışvenş merkezini gezen öğ- rencilerden Muş Mehmet Akif Ersoy fi- köğretim Okulu 7. smıf öğrencisi Mu- ammer Akten, Istanbul'daki fıyatlarla Muş'taki fıyatlan karşılaştrrarak "Bu- rada bir ayakkabı 35 mflyon, bir panto- k>n 50 mOyon nra. Bu insanlar bu para- yı nereden buhryonar'" dıye sordu. Ak- ten, Istanbul'un çok büyük ve gelişmiş bir şehir olmasına karşın, Muş'un ne- den bu kadar gelişemediğini anlamaya çalıştı. Meraklı gözlerle ahşveriş merke- zinin göz alıcı ışıklan altında gezen öğ- renciler, çeşitli oyuncaklara bindikten sonra AFM sinemalartnda gösterime gi- ren "Romeo Öuneli'' adlı yabancı fümi izlediler. Diyarbakır, Ferit Köşkü llköğ- retim Okulu'nun 12 yaşındaki öğrenci- leri Şermm Kıoç ve Idal lekm ile Bat- man'daokuyan 13 yaşındaki ZeynelKu-- çan, Istanbul'u hayal ettiklerinden daha güzel bulduklannı söylediler. Hava Harp Okulu'nda görevli Osteg- men Uftık Ozdemir, öğrencilerin birço- ğunun hayatlannda ilk kez büyük kente gelerck trafık ve keşmekeşle karşılaş- tıklannı söyledi. Özdemir, geziyi, başa- nh öğrencilerin Hava Kuvvetleri Komu- tanlığı'na bağh birliklen tanıyıp Istan- bul'un tanhi ve turistik yerlerini gezme- leri amacıyla düzenledıklerinı ifade et- ti. Gezi kapsamında dün, Cevizli özel Eğitim Meirkez Komutanlığı ile Kuleh Askeri Lisesi'ni ziyaret eden öğrenci- ler, 12 Ağustos Cumartesi gününe dek lstanbul'da kaiacaJdar. Sezerln Seçimi Cumhurbaşkanı Sezer, günlerce düşündü taşjn- dı ve memur kararnamesini hükümete iade etti. Ve arkasından koro halinde zafer çığlıklan yükseidi: "Yaşasın Sezer." "Yaşastn hukuk." "Işte hukukun üstünlüğü." "fşte hukukçu Cumhurbaşkanı." "Sezer'den hukuk dersi." övgü nidalarını daha da arttırmak olaa. Toplu al- kışa katılmak kolaydır. Zor olan sorgulamak... Saym Cumhurbaşkanı ısrarla diyor ki, "Ben bu karamame ile hükümetin yapmak istediğine karşı değilim. Sadece yapmak istediğıni yasa ile değil karamame ile yapmasına karşıyım." Yanrt geliyor. "Olsun, sen büyük hukukçusun." "Ama aynı hükümler karşıma yasa olarak gelirse imzalanm." "Olsun, sen gene de hukukçusun." Merak etmez misiniz: Geri çevrilen kararnamenin içeriği, aynı şekilde Meclis'te yasa olarak kabul edil- se, Köşk'e çıksa ve Sezer tarafından ımzalanıp Res- mi Gazete'de yayımlanarak yürüriüğe girse, acaba neler olur? Bugün Saym Sezer'i "hukuk savaşçısı" olarak göklere çıkaranlaro gün ne derter? Yine "Se- zer, hukuk dersi verdi" diye alkışlarlar mı? Ya da Cumhurbaşkanı şöyle bir gerekçe mi yaz- malrydı: "Ben bu kararnamenin özüne de şekline de karşıyım. Anayasaya aykın olması biryana, kişi hak ve özgürlûklerıni sınıhadığı için önûme karamame olarak da gelse, yasa olarak da gelse imzalamam arkadaş..." O zaman daha çok "hukukçu" mu olurdu dersi- niz? Bir soru daha: Bazı yazarlanmız, kararnamenin geri çevrilmesini desteklerken Cumhurbaşkanı'nın "noter" olmadığını, "hukukçu" oldugunu vurgula- dılar. Bir kararnameyi imzalamak kadar geri çevir- mek de "noter" çağnşımı yaptıramaz mı? Çanka- ya'dan Başbakanlık'a gönderilen iade yazısının ge- rekçesine dikkat edilirse, orada trtız bir yargı adamı- nın yaklaşımı görülür. Şu maddenın şu fıkrasının şu bendinin şu satınna göre hüküm vermek, gerçekten kılı kırk yaran bir yargıcın ıfadelerini yansıtryor. Pe- kiyi, Cumhurbaşkanlığı yargı makamı mıdır? Gerekçenin ikinci sayfasındaki bir ifadeyi hanrla- yalım: "Cumhurbaşkanı, anayasanın 103. maddesinde- kiantiçme metninde befirtildiğigibi, herşeyden ön- ce devletin varttğını, yurdun ve ulusun bölünmez bü- tünlüğünü, laik cumhuriyet ilkesini gözetmekle yü- kümlüdür. Ancak, yine aynı metinde yer aldığı gibi, cumhurbaşkanı, aynızamanda anayasaya ve huku- kun üstünlüğüne bağh kalacağı konusunda da ant içmiştir. Aynca, anayasanın 104. maddesinde, Cumhurbaşkanı'nın belirtilen görevleriyaparken ve yetkileri kullanırken anayasının ilgili maddeterine uy- ması gerektıği açıkça vurgulanmıştır." Bu metindeki "her şeyden önce" ifadesi dikka- tinizi çekti mi? Ne dıyor Cumhurbaşkanı. "Herşey- den önce devletin vartığını, yurdun ve ulusun bö- lünmez bütünlüğünü, laik cumhuriyet ilkesini gözet- mek..." Cumhurbaşkanı'nın sıralamasında hukuk vurgu- su daha sonra geliyor. Bu sıralamaya göre Saym Sezer şöyle bir yazı ya- zabilir miydi: "Her şeyden önce devletin vartığını, yurdun ve ulusun bölünmez bütünlüğünü, laik cum- huriyetilkesinigözeten bir cumhurbaşkanı olarakbu kararnameyi imzalıyorum. Ama anayasaya uygun- luğun ya da aykınlığın beliriendiği yer olan Anaya- sa Mahkemesi'ne de başvuruyorum." Hani mese- la... O zaman Saym Cumhurbaşkanı'nın, cumhuriye- tin temel ilkelerini koruma konusundaki duyarlılığı- nı vurgulamak için o gerekçede o kadar dil dökme- sine gerek kalır mıydı? Hukukun egemen kılınmasına kim karşı çıkabilir? Hukukun üstünlüğüne diyecek yok. Ama Türkiye'de hukuk çok. Mafya hukuku mu istersiniz? Çete hukuku mu is- tersiniz? Kayırma, kadrolaşma hukuku mu istersi- niz? "Anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz" di- yen Özal hukuku mu istersiniz? Ya, "kadın dövülebilir" diyen "Diyanet Vakfı Hukuku'na ne dersinız? hikmetb(a ntv.com.tr TZOB Başkanı Faruk Yücel 'Fındık rekoltesi bu yıl düşük olacak' CEMİLCİĞERtM SAMSUN - Türkiye Ziraat Odalan Birliği (TZOB) Başkanı Faruk Yücel, findık rekoltesi- nin geçen yıla oranla dü- şük oldugunu ve kavuru- cu sıcaklann findık üre- timini olumsuz yönde et- kilediğini belirtti. Yücel, "Bu durum Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden bin bir zorhıkla Karade- niz'e gelen işçfleri de çok etküeyecek" dedi. Geçen yıl 520 bin ton olan findık rekoltesinin bu yıl 400 bin ton olma- sını bekledüderini ifade eden TZOB Başkanı Fa- ruk Yücel, düşüşün iş için bölgeye gelenleri de etkileyeceğıni söyledi. Ordu'da Güneydoğulu işçilere yapılan baskılan da değinen Yücel, bu yıl kentte önlemler için zi- raat odalannın yetkilen- dinldiğini bıldirdi. Zira- at odalannın işçilerden belge istediğinı belirten Yücel, "Devlet bu yetto- yi verdi ama,' Yanlış bel- ge verirsen seni yakarım' demeyideihmal etmiyor. Çay, findık, tütün gibi ürünler, sadece sahibi olan aflelerin çabşmasıy- la toplanmıyor. Mudaka birilerine toplanunalan gereldyor'' diye konuştu. Türkiye'de tanmdan geçinen nürusun sayısı 4 milyon olduğuna dikkat çeken Yücel şunlan söy- ledi: "Tanmdan karnını doyuranlann oranı Av- rupa'da yüzde 20 iken bizde bu oran yüzde 45'tir. Bu yüzde 45 içeri- smde Göneydoğu'dan gelen işçiler gibi karm tolduğuna yflhyan insan- lar da vanhr. Bunlar da çiftçi statüsündedh-. Yani Kastamonu'dan Baf- ra'ya çobanhk yapmak için gönderilen çocuk da çiftçi kapsanunda görü- lüyor bizhn gibi ülkeler- de. Oysa Avnuıa'da çift- çinin statüsü belndir. Av- rupalı çiftçiler, sendikah ve sosjâl güvenceleri sağ- lanmış ücretü içşi statü- sündedhier. Karadeniz'e gelen bu işçilerin ayhk ücretleri ve sefılligi her- kesin mahımu. Yaşanılan bu görüntüler Tiirki- ye'ıün acı ama gerçek bir yüzünü olusturmaktadu*. Korkuvorum ki. Kara- deniz'de bu yıl iş bulama- yacaklar."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle