27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
H1 AĞUSTOS2000CUMA**** CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 19 tetant Edirne PB 25 Adana Samsun A 26 Mersın Kocaeli B 28 Trabzon Y 26 Dıyartoakır Çanakkale PB 28 Giresun PB 26 Şanlıurfa Izmir A 32 Ankara PB 33 Mardin Manisa A 34 Eskişehir Y 30 Siirt Aydın _A 34 Konya A 34 Hakkân Denizli A 36 Sıvas A 30 Van Zonguldak Y 26 Antalya A 31 Kars B 29 ,£^"3 Parçalı bukrtlu Doğu Karadenız'ın doğusu, Marmara'nın kuzey ve doğusu, Ba- tı Karadeniz'in batısı ıle Eskişehir, Afyon ve Kütahya çevrelen sa- ğanak yağışlı, ötekı yerter az bulutlu ve açık geçecek. Hava acakiığı yağış alan ke- simlercte biraz azala- cak. Öteki yerlerde değışmeyecek. IS MERKEZLE Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y PB PB PB PB PB 1/ 17 21 24 21 23 27 26 Münih PB 27 Zürih Bertin Budapeşte Madrid Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina PB B Y B PB PB B PB 24 28 30 29 30 21 30 31 PB 28 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Trflis Kahire A A A A A A A A 21 36 30 39 32 36 33 32 A 37 t Çok buluttıj ' Yağmuriu Kart k Gofc gurultulu GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada ri mi dönüyor? Yoksa Ecevit, başka hesaplan gün- deme getirmek, gerçekleştirmek için KHK'yi biraraç gibi kullanmayı mı yeğliyor? Elbette bütün bunlar belli degil. Ancak ufak biraraş- tırmayla, Başbakan'ın Bakanlar Kuaılu salonundaki açıklamalannda özellikle önemsenmesi gereken bir ko- nuda doğaılan söylemediğini saptamak olanaklı. Ecevit'in konuşmasında kamuoyuna pompaladığı ve saptırdığı gerçek nedir? Başbakan, KHK hakkında- ki hükümet kararını açıkladıktan sonra, bir soru üzeri- ne, "Cumhurbaşkanı'nın dün kendisiyle konuşmaya gerek görmediğini" söyledi. Hatta dün olduğu gibi gelecek haftaki görüşmeyi de "iptal ettiğini" özenle ifade etti. Ecevrt bu konuyu öylesine açıkladı ki, dün KHK için sanki konuşma isteminde bulunmasına karşın Cum- hurbaşkanı, "Görûşmeye gerek yok" diye istemi geri çevimnişti. Oysa gerçek şu: Cumhurbaşkanı Sezer, geçen çar- şamba günü saat 17.00'den sonra özel kalemi aracılı- ğıyla Başbakanlık Özel Kalem Müdürü'ne "Cumhur- başkanı 'nın perşembe günü Istanbul'a gideceğini, ko- nuşulması gereken konu veya konular varsa perşem- be günü yapılacak görüşmeyi bir gün önceye alabile- ceklerini" bildirdi. Böylece Cumhurbaşkanı her hafta perşembe günü Başbakan'la yapılan haftalık mutat görüşmeyi bir gün önceye almayı Başbakan'a iletti. Üstelik Çankaya, gelecek haftaki mutat görûşmeye "gerek görmediği" gibi bir bildirimde de bulunmadı. Ecevit'in Bakanlar Kurulu karannı açıkladığı sırada Çankaya'nın görüşmetalebini reddettiğini içeren doğ- ru olmayan bir açıklama yaparak yeni bir olay yarat- masındaki nedenler bilinmiyor. Ecevit'in görüşme istemlerinin geri çevrildiğini açık seçik ortaya koymasından ve bu konunun iletişim or- ganlarında genış yer almasından hemen sonra Çanka- ya, kuşkusuz haklı olarak çarşamba günü Başbakan- lığa yapılan bildihmi dün bir kez daha Başbakanlığa anımsatmak zorunda kaldı. Buna karşın Başbakan, kimi TV'lere verdiği özel de- meçlerde görüşme isteklerinin iptal edildiğini içeren bilgide nedense direndi. Ecevit'in böyledavranması bilgi noksanlığı veyayan- lışlığından mı ileri geliyor, yoksa bir rahatsızlığın sonu- cu mu bu türiü ciddi bir yanlışlığa sapıyor, böyle dav- ranıyor, şu anda bu olasılıklara yanıt bulunamıyor. Ne olacak? Şimdi Ecevit'in son açıklamasıyla ortaya çıkan man- zaraya göz atarak kimi olasılıklara değinelim. Her şeyden önce Başbakan; son açıklamasıyla KHK içeriğinde bir yasa tasansını TBMM'ye gönderme gü- cünde olmadığını doğruladı. Acz gösterdiği, TBMM'de çözemediği bir konuyu -Çenkaya'-da sonuçlandırmayı-on plana alıyor. Fakat, Çankaya ile arasındakı anayasal görüş ayrılıklanndan kaynaklanan gerginliği tırmandınrken Sezer'in anaya- sada yer alan yasalarla ilgili 15 günlük süreyi KHK için de başlattığını öne surüyor. Sonuçta, Çankaya'ya ikin- ci çıkışında KHK'yi Cumhurbaşkanı'nın artık imzalamak zorunda olduğunu kesin bir dille ilan ediyor. Ne ki, kimi gerçekleri yine görmemezlikten geliyor. Cumhurbaşkanı KHK'yi geri göndermedi. Başba- kanlığa gönderdiği yazıda "KHK'yi imzalamayacagım" bildirdi. Bu, bir. Iki: Cumhurbaşkanı'nın imzası olmayan bir kararna- menin "tekemmül etmiş olmayacağının altını özenle" çizdi. Üç: KHK'den söz ederken "kararname" değil, "tas- lak" deyimini kullandı. Kuşkusuz bu saptamalann bir dördüncü noktası var, o da hükümet karan karşısında Cumhurbaşkanı Se- zer'in ne yapacağını içeren soru. Cumhurbaşkanı'nın KHK'yi imzalama olanağı görül- müyor. Hatta Çankaya'nın, karamameyi ikinci kez sa- hibine geri gönderirken yazacağı bir yazıda, "bundan sonra da imzalama beklentisine kapılınmamasını" ifa- de etmesi bile ciddi bir olasılık. Derin devlet çevrelerinde şöyle bir gezintide; Cum- hurbaşkanı'nın tepe noktalannda görev yapan asker- sîvil otoritelere günler boyu anayasaya aykınlığına inan- dığı karamameyi imzalamayacagım açık bir dille söy- lediği saptanabilir. O kadar ki bu denli açık konuşmaya tanık olanlar; KHK'nin onayını isteyen başta Genelkurmay Başkanı, MHP lideri Bahçeli ve Cumhurbaşkanı görüşünü bir kez daha ortaya koyunca oradan uzaklaşan Ecevit... Cumhurbaşkanı'nın KHK'yi imzalamayacagım görü- yor, biliyor ve buna karşın bilinmeyen nedenlerle "KHK'nin arkasında durma karan alarakyeni bir olay" yaratıyor. Cumhurbaşkanı dün öğleden sonra "bir" otomobi- le bindi. Eşiyle birlikte birkaç günlüğüne Istanbul'a git- ti. Orada pazartesiye kadar kalacak ve sonra, Başba- kan'ın da bildiği program gereği 17 Ağustos yıl- dönümünde deprem bölgesine gidecek. Eee sonra? Sonrasını Ecevit düşünecek. Milas'ta define • Baştarafi 1. Sayfada 1580-1610 yıllannaait 20 binden çok sikke bulundu. Prof. Dr. Rahmi Hüse- yinÜnal başkanlığında ya- pılan kazıda bulunan sik- kelerden ilk belirlemelere göre 722'si Avusturya- Macaristan, Ispanyol ve Burgonya Düklüğü'ne ait sikkeler olarak belırlenir- ken, dığerlennin Osmanlı padışahlanndan III. Meh- met, I. Ahmet ve II. Se- lim'ın adını taşıyan Os- manlı akçeleri olduğu an- laşıldı. Menteşeoğullan Beyliği'nin yönetim mer- kezı olan Beçin'de 1995 yılından bugüne kazı ça- hşmalannı sürdüren Prof. Ünal başkanlığındaki ekıp, çok sayıda gümüş sikke buldu. Bir buğday tüpünün ıçinde saklanır- keı. yangın sırasında kü- püs kınldığı ve buğdayla- nnda yandığı anlaşıldı. Tümü gümüş olan sik- kelerin 722'sinin Avustur- ya-Macaristan, lspanya krallıklanyla Burgonya Düklüğü'ne ait olduğu, 223"ünün ise 1580-1610 yıllan arasında bastınlmış olan ve Osmanlı padişah- lanndan III. Mehmet'in aduıı taşıyan gümüş Os- manlı akçelen olduğu sap- tandı. Bir başka odada da 20 bin dolayuıda gümüş akçe daha bulundu. Yapılan ilk incelemelerde bu akçele- rin de diğerleri gibi 1580 ile 1610 yıllan arasında bastınldığı ve Osmanlı pa- dişahlanndan III. Mehrnet ile I. Ahmet'uı adını taşı- dığı, bir akçede ise II. Se- lim adıntn bulunduğu sap- tandı. Bulunan sikkeler ilk te- mızliğı yapıldıktan sonra Milas Müzesi'nde koruma altuıa aluıdı. Aynca kazı alanı jandarma tarafindan korunma>a başlandı. Elektrik zamınıııa çifte dava • Baştarafi 1. Sayfada nın söylendiği gibi lüks yaşayan azuılığı değil, ortalama ve dar ge- lirli aileyi etİdleyeceğine dikkat çekerek bakanlık ve TEDAŞ aleyhine Danıştay'a başvurdu. CHP Ankara II Başkanı Levent Gök de, 'idarenin takdir yetkisj- ni kötüye kullandığı, yurttaşlann haklan ve anayasanın ihlal edildi- ği' gerekçesiyle bölge ıdare mah- kemesine dava dilekçesini sun- du. Elektrik zammı, su ve doğal- gazda peşin ödeme kararnamesi için imza kampanyası başlatan Işçi Partisi (ÎP) Izmir fl Yöneti- mi ise "Siyasi iktidar sahipleri; holdinglerin, rantiyenin, vurgun- cunun devleti soymasını önleye- miyor, acısını halktan çıkanyor" dedi. Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Erdem Akyüz, Türkiye genelinde 17 milyon ko- nutun elektrik abonesi olduğu, her konutun 4 kişiden oluştuğu kabul edildiğinde getirilen gizli zammın tûm Turitiye'yi ilgilen- dirdiğine dikkat çekti. Akyûz, bu uygulamanın abonelerin çok azı- nı etkileyeceği açıklamalannın yanıltmaya yönelik olduğunu vurgularken bu zammın enerjide darboğaza girildiği için yapıldı- ğı söylemlerini de haksız olarak nitelendirdi. Akyüz, şöyle konuş- tu: "Ayda elektrik tüketimi 150 kikıv-atsaati geçen kesim, Türid- ye'nin belkemiğiııi oluşturuyor. 100 metrekare bir evde gûnde or- talama 4 saatten 100 vathk 6 am- pul harcaması 87, buzdolabı 50 ve günde ortalama 7 saat çahşan bir tetevizyon 23 küovatsaat elektrik tûkethor. Ailenin ütu, elektrik sü- pûrgesi, çamaşır. bulaşık maktne- » ve şofben kullandığı göz önüne ahnırsa eiektrik tüketiminin 150 kilov-atsaatin üstünc çıkması kaçı- nıimazdır. TEDAŞ'ınözel sektör- den 200 trOyon Hra, kamudan 400 trihon Kra>ı aşan alacağj var. Tab- sil edilemeyenbu alacağın orta ge- hrb ya da dar getirti bir vatanda- şın sırtma yûklenmesinin biçbir hakfa ve adil yönü oiamaz." CHP Ankara tl Başkanı Levent Gök de, asgari yaşam standardı için kullanılması zorunlu elektrik miktannın 250 kilovatsaat oldu- ğunu, bu miktann içine günlük en temel araçlann kullanımının girdiğini bildirdi. "Kanuni yû- kfimlûlûklerimizi yerine getirip aboneolduğumuz elektrik tüketi- minde standart bir yaşam sûrdü- rebilecek enerjiyi üretmek sosyal devletin başbca görevidir" diyen Gök, enflasyonla mücadelede görevden kaçan hükümetin, olumsuz etkileri yurttaşlann üze- rine yıkmaya hakkı olmadığını söyledi. Gök, anayasadaki sosyal devlet ilkesinin, "devletin, jıırt- taşlannın asgari temel ihtiyaçlan- nı karşılamak için planlamalar yapmasmı" zorunlu kıldığına dikkat çekerek, TEDAŞ'ın işle- minin haksız olduğunu, sosyal devletten uzaklaşıldığını ve ana- yasanın ihlal edildiğini vurgula- dı. Işçi Partisi îzmir II ÖTgütü ise Kemeraltı girişinde, elektrik, su, doğalgaz, telefon, cep telefonu, akaryakıt gibi alanlarda dar gelir- li yurttaşlardan haksız kazanç el- de edilmesine tepki göstermek amacıyla imza kampanyası baş- lattı. IP Izmir II Başkanı AK Kar- şüayan, hükümetin hazırladığı Yerel Yönetimlerle ilgili KHK'nin "zam ve soygun karar- namesi" olduğunu savunarak, " Yûzde 50'lik elektrik zammı> la da dar getirti yurttaslaraadetaya elektrik kullanmayın ya da bütün maaşınızı buraya verin' deuiyor" dedi.'Karşılayan, yerel yönetici- leri de haksız uygulamaya karşı çıkmaya çağırarak şöyle konuştu: "Enflasyonu düşüreceğiz iddi- asında bulunan DSP, MHP, ANAP iktidan halkı ezmeye de- vam ediyor. tşçiye, memura, emektive dûşûk nıaaş, dûşûk ta- ban fiyaü; tüketim maddeleri fi- \ atlanna yüksek zam. tşte hükü- metin polîtikası budur. Elektriğe jüzde 50 zam karannın ardından su ve doğalgazda peşin ödeme ka- ran geliyor. Yeni haznianan ka- rarnameyie yurttaş, su ve doğal- gaz kullanmadan bir a> önce pa- rasını ödeyecekmiş. Buna haksız kazanç denir. Bu uygulama dar gelirti yurttaslara zulümdür. Iz- mir'de 13 katrilyon tirahk hayati ihracat operasyonu yapıhyor. Bir süre önce 6 bankanm kasası sa- hipleri tarafindan boşamku, za- ran devlet ödedi. Siyasi iktidar sa- hipleri Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz; hoklinglerm, rantiyenin, vurgun- cunun devleti soymasuu önleye- mivor, acısını halktan çıkanyor. Bütün yıırttaşlan bu kararlann iptali için yargı voluna başvur- maya çağaiyonız." Demirbank'ta toren Cıngıllıoğlu toprağa veriliyor İstanbul Haber Servisi - Cıngıllı Holding ve Demir- bank'm kurucusu ve Yöne- tim Kurulu Başkanı Nuri CuıgüüoğJu, bugün Karaca- ahmet-Mezarhğı'nda topraga verilecek. İstanbul Vaniköy'deki evinde önceki gün hayatıru kaybeden Nuri Cıngıllıoğlu için bugün Levent'teki De- mirbank Genel Müdürlü- ğü'nde tören düzenlenecek. Cıngılhoğlu'nun cenazesi, Teşvikiye Camii'nde öğleyin kıhnacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Me- zarhğı'nda defnedilecek. 1922 yılmda Kayseri'de dünyaya gelen Nuri Cıngıllı- oğlu, ortaöğrenimini Ankara Taş Mektep'te tamamladı, 1940 yılmda Istanbul'da Yüksek Bankacıhk ve Muha- sebe Enstitüsü'ne girdi. Yükseköğrenimi boyunca Perşembe Pazan'nda demir ticaretiyle uğraşan Cıngıllı- oğlu, 1953 yılında sermaye ağırlığı ailesinde olmak üze- re çoğunluğu demir tüccarla- nndan oluşan 79 ortakla De- mirbank'ıkurdu. Cıngıllıoğlu, 9. Cumhur- başkanı Sükyman Demird'in teşviki ile 1995 >ılında Kay- seri Erciyes Üniversitesi'ne Fen ve Edebiyat Fakültesi bi- nalannı kazandırdı. Erciyes Oniversitesi'nden fahri doktora unvam alan Cıngıllıoğlu, Devlet Üstün Hizmet Madalyası ile de onurlandınldı. terÖrÜn6 prOteStO Tekirdağ'da 2 Ağustos Çarşamba günü meydana gelen rrafik kazasmda vaşamlannı yitiren Yıldız Teknik Cniversitesi Mimaruk Fakültesi öğrencisi Güzin A> şe Tosun ile Kimya Meta- hırji öğrencisi Etif Ergün için arkadaşlan dün okul bahçesinde basın açıklaması >aptı. Öğrenciler, arkadaşla- rmı, 'kaza'ya değil 'cinayet'e kurban verdiklerini befarttiler. Bazı veiilerin de destek verdiği öğrenciler daha son- ra Mimarhk Fakültesi'ne giderek arkadaşlannm oturduğu sıralara çiçek bırakülar. (KADER TUGLA) 'Trafik canavarı' mucider AYŞESAYIN ANKARA - Her yıl yüzlerce in- sanuı yaşamını yitirdiği trafik ka- zalannm nedenlerini araştırmak için yerinde incelemelerde bulun- mak üzere 'Şx)Dara düşen" millet- vekilleri, "mucitsoförlerin'' geliş- tirdiği "denetimden kurtulma" yöntemlen karşısında şaşkına dü- şerken trafik polislerinin ilginç rüşvet istekleriyle karşılaştılar. TBMM Trafik Güvenüği Araştır- ma Komisyonu üyelerinin, zaman zaman "kimliklerini gizleyerek'' yaptıklan trafık denetimleri sıra- sında, gerek sürücülergerekse tra- fik polisleri, bazı yollarda "taz B- mhinin arttırümasmı'' istediler. Denetimler sırasında çok sayıda yurttaş ise "trafik cezasınm artn- nhnasuun sadece rüşvet tarifesini artnracağı*' görüşünü ilettiler. DSP'li Komisyon üyesi Cahit Savaş Yazıcı. çeşitli bölgelerde yaptığı trafik denetimlerine ilişkin tanıklık ettiği olaylan, komisyona sunmak üzere "rapor" haline ge- tirdi. Hafta sonu tstanbul'da topla- nacak komisyona da bu denetim sonuçlannı sunacak olan Yazıcı, "trafik sorununa çözüm için wni kurallar ve cezalar koymak yerine mevcut kurallann tam olarak uy- gıılanmflsının sağlanmasmı" öner- di. Yazıcı, raporunda özetle şu de- ğerlendiımelere yer verdi: - Mevzuattaki hız suurlannm ba- zı yoüar için yeniden gözden geçi- rihnesi gerekmektedir. Ankara-Es- kişehir kara>t>hı Poladı mev kiinde radarla yapılan hız kontroUerinde cezalar Lstisnasız uygulannor. An- cak yapılan denetimde mevzuatta yazüı hız suıın daha düşük olması- na rağmen trafik polisleri, 120 km/saat hızdan yukan hızbır için ceza uygulamasında bulunuyor. Trafik potisleri ve araç sürücüİeri, teknolojik getişmelerden dolayı ba- nyoUardakihızsınırlannıntekrar gözden geçirilmesini istemektedir. - Teknoloji gerektiren denetim- lerin yetersizliğinin yanında bir de bu denetimlerden kaçınmak üzere çok sayıda "radar önleyici ciha- zm" da gürnrüklerimizden geçiri- lerek kullamldığı biliniyor. Yani teknoloji, kullanılmaması gere- kenlerce kullanılmaktadır. Trafik ihlali yapacağını önceden varsa- yan ve bunun önlemini önceden alma ihtiyacı duyan insan tipleri- nin varhğı ancak, ciddi psikolojik bozukluklarla açıklanabilir. - Trafik polisleri otobüs sürücü- lerininyapoğıhilelerietakografici- hazlannın gerçek hızı göstermesi- ni engellediğini belirtmektedir. MHP'de kongre öncesi çatışmaANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Sonbaharda yapılacak büyük kongre öncesinde MHP'de yaşa- nan iç kavga büyüyor. Eski Anka- ra il ve ilçe yöneticileri bugün bir basın toplantısı düzenleyerek kongrelerdeki tavn nedeniyle MHP yönetimini protesto edecek. Eski Çankaya Ilçe Başkanı Bay- ram Kûçük, birçok partilinin üye- liklerine son verildiğini belirterek kongrelerde önseçimlerin engel- lenmeye çalışıldığını söyledi. Kü- çük, MHP Genel Başkan Yardun- cısı ŞevkatÇenn i suçla- dı. Bir grup eski MHP'li il ve ilçe yöneticisi bu- gün bir basın toplantısı düzenleyerek parti yö- netimini protesto ede- cek. Eski MHP Çankaya Ilçe Başkanı Bayram Küçük. partinin kurucu- su il ve ilçe başkanlan yöneticilerin parti lerce partilinin bu nedenle mağdur olduğunu söyledi. MHP Genel Başkanı DevletBahçefi ve bazı yö- neticilerin bu durumu 'yenüeşme' olarak nitelendirdiklerini vurgula- yan Küçük, "Böyle bir yenüeşme ohnaz. Biz,diğerierigibikozmopo- lit bir parti değiktik, ideatist fildr- lerin sahipteriyiz. Yapılmakistenen şeyefirsatvermeyeceğiz" dedi. Türkiye genelinde il ve ilçeler- de üyeliklerin sınıriandınldığını anlatan Küçük, "Benim ilçe baş- kanhgım döneminde Çankaya'da 3 bin civannda ka\Tth.üyemiz var- dL Şimdi Keçiören'in 50 bir üyesi vardL Ankaratl BaşkanıYaşar Yıl- dınm, komığunu sağJamlaştırmak için eski ülkücü ve MHP\e gönül venniş arkadaşlanmızı dışladı. Ocaklarda yaşı 22'yi geçmeNcn in- sanlan il delegesi yaptı. Önseçim yapdmaması için üye kayıtlan 399 ile smıriandırildı. Bizim kuşağm kendisine o\ venne>eceğini bildiği için çocuklardan üye yaparak ken- di koltuğunu garantilemek isthor. Türkiyegenelinde bu uygulamaya- Üç MHP milletvekiline tezkere ve üyeliklerine son verildi- ğini belirterek yüz bin- ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Eski Devlet Bakanı, MHP Aksaray Milletveküi Sadi Somuncuoğhınun cumhurbaşkanlığı- na adayhk başvurusu sırasında yaşanan olay- laria ilgili olarak 3 MHP milletvekilinin do- kunulmazlığının kaldınlmasına ilişkin Baş- bakanlıktezkeresi TBMM Başkanlığı 'na su- nuldu. Tezkerede, MHP Ankara Mületvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Şevkat Çetin, Or- du Milletveküi Cemal Engjnyurt, Yozgat Milletvekili ve Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Erol Ersoy'un, siyasi özgürlüğü tah- dit, görevli memura müessir fiil, hakaret, dehdıt ve ızrar suçlannı işledikleri gerekçe- siyle dokunulmazlıklannın kaldınlması is- tendi. Dokunulmazlık tezkeresi, TBMM'nin yeni yasama yılına başlayacağı 1 Ekim'de, görüşüleceği Anayasa ve Adalet Kanna Ko- misyonu'na gönderilecek. pıhyor" dedi. Uye kayıtlannı ve kongreleri MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevkat Çetin'in organize ettiğini kaydeden Küçük. "Kendi i$tedG@ kişileri getirmekiçin böyle bir yön- tem uyguhryor" dedi. Küçük, bazı parti yöneticilerinin "Sizbizim fah- ri üyelerimizsiniz, ama büyük kongreden sonra tekrar kongreleri yapıp sizleri tatnün edeceğiz r ' dedi- ğını belirterek "Biz bu haksızhkla- n kamuo\una duvTiracağE" dedi. MHP yönetimınin uygulamala- nnın parti içtüzüğüne aykın olduğunu da kay- deden Küçük, "Tüzüğe göre bizter hâlâ üyeyiz. Yeni yapılanlar resmi üye bile değüler. 3 ay ön- ceden üye oimak gereki- yor. Gecenin karanhğm- da kimsenin haberi ol- madan delegeleri behrle- diler. Delegeohnayan ar- kadaşlan bile kongre salonlanna almadılar" diye konuştu. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada "Sorvşturma derinleştirildikçe, yolsuzluğun baş- langıç terihi de dehnleşiyor!" Kısacası ortaya çıkanlan olaylann ortak özellikle- rinden biri de operasyon konusu olumsuzluğun uzun süredir devam ediyor olması. Bu noktada şu soru akla geliyor: Bizim ülkemizde denetim mekanizması diye bir şey yok mu? Bu olaylar neden zamanında yapılan denefmle fazla zarar vermeden önlenmiyor? Sorulan arttıralım: - Gümrüklerimiz, ekonomi kuruluşlanmız, holding- lerimiz denetim mekanizmasının hedefleri olduğu- na göre, denetim elemanları bu kuruluşlara gidip görevini yapmadan geri mi dönüyor? - Denetim elemanlan gerekli raporlan en ince ay- nntılanna göre hazıriayıp getinyor da bağlı oldukla- n kurum mu rafa koyuyor? - Teftiş kurullanndan hesap uzmanlanna, denet- leme kurullanndan Sayıştay'a kadar denetim ku- rumlan işlevini yerine getinyor da siyasi iktidartar mı soruşturma saftiasını engelliyor? - Bir kurumla ilgili olumsuz rapor geldiğinde he- men brr başka denetim kurumu devreye girip "öyle değildir, böyledir" raporu mu düzenleniyor? - Raporiar sonrası soruşturma yapılıyor da iş ört- bas mı ediliyor? Devlet Denetim Elemanlan Derneği'nin "Dene- tim" adlı dergisinin son sayısını okuyunca yanıt şu oluyor - Yukandaki şıklann tümü geçerli! Denetim elemanlan deyim yerindeyse, denetim mekanizmasını da denetlemişler, olumlu-olumsuz tüm yönterini ortaya koymuşlar. Tablo ise hiç de iç açıcı değil. Yerinde say-ıştay! 1994 yılmda Berlin'de çalışmaya başlayan Ulus- lararası Şeffaflık Kurumu, yolsuzluğun en yaygın ol- duğu 54 ülkeyi incelemeye aldı. Türkiye, 22. sırada. İlk beş ülke şöyle sıralanıyor: Nijerya, Pakistan, Kenya, Bangladeş, Çin. Kurum, gelir dağılımındaki uçurum arttıkça yol- suzluklann da arttığını gözlemlemiş. Bir başka göz- lem de şu: Yolsuzluklan önlemek için çıkanlan yasa ve karar- name arttıkça yolsuzlukla mücadele güçleşiyor! Türkiye'ye dönersek... Denetim kurumlanmızı da- ha işlevsel hale getirmek gerekiyor. Sayıştay denetim mi yapıyor yoksa yerinde say- ıştay mı? Teftiş kurullan bağımsız denetim mi yapıyor yok- sa bunlar rapor sipariş kurullan mı? Devletin denetleme kurullannın işlevi hazırlanan raporlan işleme koymak mı yoksa rapor demetleme kurumu olarak mı çalışıyorlar? Sözünü ettiğimiz kurumlar içinde işini gerçekten hakkıyla yapanlar da var. Ancak alınmasınlar, genel görünüm böyle... Denetleme deyince aklımıza ilk yolsuzluk geliyor. Denetlemeden sorumlu kişi bir kurumu incelemeye almışsa, yolsuzluk var mı yok mu bakar, ona göre işlem yapar! Oysa gerçek anlamda denetim, verim- liliğin arttınlmasını da içeriyor. Daha da derine gitti- ğimizde "aydınlanma" hareketinin kökeninde yatan unsurlann başında, denetimin geldiğini görüyoruz. Halk, krala çıkışıyor: - Bizden aldığın vergileri nerede harcıyorsun, bil- mek istiyoruz! Bu bakış beraberinde parlamenter sistemden büt- çe yapılanmasına kadar geniş bir kurumlar yelpa- zesini getiriyor. Ülkemizde pek çok kurum gibi denetim de ne ya- zık ki yozlaştınldı. Geçen gün bir haber vardı; Dünya Bankası, Tür- kiye'de yolsuzluğun önlenmesine yönelik projeler için kredi açmış! Haberi okuyunca aklıma ilk şu geldi: Bu yolsuzluğu önleme kredisini iyi denetleseler de yolsuzluğa kurban gitmese! balbay@cumhuriyetcom.tr Üniversite secimleri Tercih için son gün İstanbul Haber Servisi -Üniversitelerin örgün ön lisans ve lisans program- lanna yerleştirilecek adaylar için bugün son gün. Adaylann bugün 17.30'a kadar tercih formlarmı lise ve dengi okul merkezleri ile ÖSYM bürolanna teslim etmeleri gerekiyor. Bu yıl üniversitelere 293 bin 353 aday yerleştirilecek. ÖSS'de başanlı olan her üç adaydan biri yükse- köğretim programına yerleştirilirken ikisi açık- ta kalacak. 2000 ÖŞS'ye giren 1 milyon 366 bin 714 aday- dan 953 bin 966'sı başa- rüıoldu. ÖSS'de 105 pu- an barajını aşan 953 bin 966 aday, ön lisans ve acı- köğretim programlan, 120 ve daha fazla puan alan 592 bin 366 aday ise lisans programlarmı ter- cih edebilecek. Yerleştir- me aşamasında, ÖSS pu- anlan, ortaöğretim başa- n puanı ve adayın smava girdiği alan etkıli olacak. Alanı doğrulrusunda tercih yapan bir adayın ortaöğretim başan puanı 0.5 katsayısı ile çarpıla- cak. Alandışı tercih yapan adaylann ortaöğretim ba- şan puanı ise 0.2 katsayı- sı ile çarpılacak. Alanın- da tercih yapan aday, alan dışı tercih yapan adaya göre 40 puana kadar ek puan alabilecek. Okul öncesi ve tngiliz- ce branşlanndaki açık. 4 yıllık lisans programlan için gerekli olan 120 ba- rajını aşamayan adaylara da öğretmenlik yolunu açacak. ÖSSUe 105 bara- jmı aşan kız meslek lise- lerinin çocuk gelişimi bölümü mezunlan, Açı- köğretim Okul Öncesi Öğrermenliği Progra- mı'na yerleştirilecek. Yabancı Dil Sınavı'na (YDS) girerek ÖSS-Dıl puanında 110 barajını aşan adaylar ise Açıköğ- retim Ingilizce Öğret- menlığs ProgramTnı ter- cih edebilecek. Bu prog- rama 2 bin 500 aday yer- leştirilecek. Üniversitelerin 2000 - 2001 öğretim yılı toplam kontenjanı 293 bin 353 olarak belirlendi. Devlet üniversiteleri- nin lisans programlanna 140 bin 291, ön lisans programlanna 106 bin 65, özel yetenek sınavı ile öğrenci ahnan program- lanna da 10bin718aday yerleştirilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle