11 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER DYFde yerel medya topiantısi • tstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu, yerel medyanın yıllardır hükümetlerden gerekli desteği göremediğini belirterek "Yerel medyaya haksızlık yapılmıştır" dedi. DYP GlK üyesi, tstanbul Milletvekili Celal Adan da yerel basının Atatürk'ü kucaklayıp cumhunyetin kurulmasına katkıda bulunduğunu vurguladı. ŞairErtaş hakknda dava • ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, şair Şükrü Erbaş ve Vedat Çetin hakkında "devletin askeri veya emniyet muhafaza kuvvetlerini alenen tahkir ve tezyif" etmek suçlamasıyla dava açtı. Cumhuriyet Savcısı Metin Sezgin, Erbaş ve Çetin'in Türk Ceza Yasası'nın "Devletin askeri veya emniyeti muhafaza kuvvetlerini alenen tahkir ve tezyif etme" fiilini düzenleyen 159. maddesinden yargılanmalannı istedi. Kamu-Sen müdahil otacak1 • ANKARA (AA)- ] Tûrkiye Kamu-Sen'in, 10 Temmuz'da Diyarbakır 3 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesı'nde başlayacak olan Hızbullah terör örgütü davasına müdahil olarak katılacağı bildirildi. Tûrkiye Kamu- Sen Genel Merİcezi'nden yapılan açıklamaya göre Genel Başkan Resul Akay, Genel Sekreter Mehmet Bayraktar ve Ankara Barosu avukatlanndan Sedat Aksakallı bu amaçla 9 Temmuz günü Dıyarbakır'a gidecekler. Eral EycTm şoförüne gözaltı • BURSA(AA)-Malki cinayetinin azmettiricisi olduğu iddiasıyla yargılanan ve halen Kartal Özel Tip Cezaevi'nde tutuklu bulunan Erol Evcil'in bir sûre özel şoförlüğünü yapan Ekrem Imal'ın Bursa'da gözaltına alınarak ifadesıne başvurulduğu ögrenildi. tmal'ın, 1 gûn süreyle gözaltında tutulduğunu ve bu sürede Malki cinayetıyle ılgili olarak ifadesme başvurulduğunu kaydeden Bursa Emniyet Müdürü Aydın Genç, lmal'ın önceki akşam serbest bırakıldığını söyledı. YalçnerTn cezasna onama • Haber Merkezi- Emeğin Partisi Genel Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Yalçıner hakkında, bır panelde yaptığı konuşma nedeniyle Ankara 2 No'lu DGM tarafından TCK'nın312. maddesi uyannca verilen 13 aylık hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. Bu _ ^ onama Yajçmer'e siyaset yapma yasağı da getiriyor. Yargıdatayiı • ANKARA (Cumhuriyet Bmwsııl - Hâkimler ve =v Savcılar Yüksek Kurulu, 1300 hâkim ve savcuun yennin değiştirilmesını öngören kararname taslağını yann görüşmeye başlayacak. Adalet Bakanhğı Personel Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan , kararname taslağı, HSYK ûyelerince incelenmek ûzere gönderildi. Kurul, yann toplanarak taslağı görüşmeye başlayacak. Vural Savaş, FP'nin 'kapatılan RP'nin devamı olduğu' gerekçesiyle dava açmıştı FP davası eyKüe kaldıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, FP'nin kapatılması istemiyle açılan davayı, eylül aymdan itibaren görüşecek. Yetkililer, mahkemenin adli tatil kapsammda bulunmamasına karşın üyelerin ve raportörlerin daha sonraki dönemlerde işlerin aksamaması ıçin yaz döneminde yoğun olarak izin kullandıklarmı kaydettiler. Anayasa Mahkemesi heyetinin yaz aylannda oluşmasmda güçlük çekildiğine işaret eden yetkililer, temmuz ve ağustos aylannda başvurulan incelemenin zorlaşügım söylediler. FP'nin kapatılması istemiyle açılan davada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın Siyasi Partiler Yasası'mn 103. maddesinin ikinci fıkrasırun iptalini de istediğini anımsatan yetkililer, bu konunun da görüşülecek olmasımn davanın kapsamını genişlettiğmi kaydettiler. Yetkililer, "Davaya başlayıp yanda bırakmak spekülasyonlara neden olabiür. Başlayıp bıtirmek gerekn-" dediler. Bu durumda oturumlann kesintisiz olarak yapılabilmesi ıçin uygun koşullara ihtiyaç olduğunu, bunun için davanın esasma ilişkin görüşmelerin eylül aymdan itibaren başlatılmasının daha uygun olacağım bildirdiler. Savaş, 7Mayıs 1999'da FP'nin "kapaülan RP'nin devamı olduğu" ve "laikük karşm eylemlerin odağı haline geküğT gerekçesiyle kapatılması istemiyle dava açmıştı. Savaş, FP'den istifa eden Istanbul milletvekili Aydm Menderes dışındakı tüm FP'li milletvekillerinin parlamenterliklerinin de düşürühTiesini istemişti. Raportör, davaya ilişkin raporunu tamamlamış ve rapor Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin tarafından üyelerc . dağıtılmıştı. Der Spiegel, Merkez Bankası 'nın Berlin ve Frankfurt şubelerinin arandığını iddia etti Türk mevduatlanna soruşturma • Der Spiegel'de "Kredi Mektuplu Döviz Mevduat Hesabı" uygulaması nedeniyle yüz binden fazla Türk'ün vergi kaçırma suçu işlediği öne sürüldü. Dergi, Merkez Bankası'nın Berlin ve Frankfurt temsilciliklerinde arama yapıldığını ve soruşturma açıldığını iddia etti. FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) - Merkez Bankası'nın Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlanna yö- nelik "Kredi Mektuplu Döviz Mevduat Hesa- bı" uygulaması nede- niyle yüz binden fazla Türk'ün vergi kaçırma suçu işlediği öne sürül- dü. "Der SpiegeT dergi- sinin haberinde, Tûrki- ye Cumhuriyetı Merkez Bankasfnın Berlin ve Frankfurt temsilcilikle- rinde arama yapıldığı, mevduat sahıbi Türkler hakkında vergi kaçırma suçu işlediklen kuşku- suyla savcıhğın 94 Js 19477.9/7 numaralı dosyasıyla açılan soruş- turmamn sürdüğü bildi- rildi. Merkez Banka- sı'nın Dresdner Bank nezdindeki 08 172 444000 numaralı özel hesabının da arandığı belirtilen habere göre, 2 bin markın üzerinde pa- ra yatıran her Türk'e verilen kredi mektubu ile yüzde 13 oranında faiz ödeniyor. Frankfurt Savcılığı'ndan yapılan bir açıklamada, bu faiz gelirinin vergilendiril- medıği kuşkusunun ağırlık kazanması üze- rine böyle bir yönteme başvurulduğuna dikkat çekildi. Savcılık, bu transfer hesabı üzerinden 2.5 milyar ile 5 milyar mark arasmda bir paranın do- laşıma girdiğini, Dresd- ner Bank'ın ise hesap- lann sorumluluğunu değil, parasal akıştan sorumlu olmayı kabul ettiğini bıldırdi. 'Alman Hazınesi'hın bu faizler nedeniyle yüz milyonlarca marklık bir vergi gelirinden mah- rum kaldığı, bu arada Türk hesap sahiplerinin yatırdıklan paranın kaynağını açıklamak zorunda kalacaklan haberde yer aldı. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART Diyarbakır Demokrasi Platformu'ndan DSP Genel Başkanı'nın açıklamalarına tepki 'Ecevit HADEP ve CHP'den özür dflesin' DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır Demokrasi Platformu, Başbakan Bûlent Ecevit'i HADEP ve CHP'nin temsil ettiği kitlelerden özür dilemeye çağırdı. 28 sivil toplum örgütünün oluşturduğu Diyarbakır Demokrasi Platformu, HADEP ve CHP arasında diyalog olduğuna ilişkin istihbarat bulunduğunu açıklayan Başbakan Bülent Ecevit'e tepki gösterdi. Dün Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen basın toplantısma CHP 11 Başkanı HahlAlaydm, HADEP 11 Başkanı AB Urküt ile birlikte, HADEP'li Büyukşehir Belediye Başkan Vekili Ahmet Gezea Suriçi Belediye Başkanı Cezair Serin, Canklı Belediye Başkanı ŞefikTOrk, ÎHD Bölge Temsilcisi Hanefi Işık ve 350 kadar yurttaş ve sıvil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Diyarbakır Demokrasi Platformu sözcülerinden ÎHD Genel Başkan Yardımcısı Avukat Osman Baydemir, Ecevit'in açıklamalannın hiçbir demokrasi kuramı içinde anlaşılamayacak nıtelıkte olduğunu söyledi. CHP Diyarbakır tl Başkanı Halil Alaydm da, CHP'nin tüm siyasi partilerle diyalog ve ilişki içinde olduğunu belirterek, "Bizim partiler olarak tabanlar arasında Oişkimiz her zaman olacakbr. Ama birleşme ve seçim gibi konularda karar partilerin VetkÜİ organlanmnriır" diye konuştu. TaBhsiz açıklama HADEP II Başkam Ali Ürküt ıse toplantıda ortaya konan tavnn demokratikleşme ve toplumsal banştan yana bir tavır olduğunu kaydederek. "Başbakan'uı tafihsiz açıklamalan malesef toplumsal banşa, demokratikleşmeye ve insan haklarına hizmet etmryor. Başbakan daha çok ülkenin önûnün açılmasuu gördüğû için yamızlaşnıa kaygısı taşıyor" dedi. Daha sonra basm açıklamasını okuyan platform sözcülerinden Tes-îş 1_ No'lu Şube Başkam Ali Öncû, Ecevit'in açıklamalannı, çoğulcu demokrasilerde bir başbakanın sorumluluğu ile bağdaştırmanın mümkün olmadığını vurguladı. 1IRMIKIAYDEV ENGİN aengin@doruk.net.tr Genç kadın iri, çok iri kara gözle- rini üstüme dikti; fısıltı gibi yanrtladı: - Zamanı yavaşlatmak için... Masadakiler o dalga boyunda tit- reşebiiecek kırattaydılar. Anladılar. Kentin hoyrat yaşam ritminin için- den geliyorlardı. Bir yerlere yetiş- mek. Trafikle boğuşmak. Bir panele, bir konsere, işe, eve, yemeğe, ran- devuya, doktora, yine işe, yine eve, tiyatroya, toplantıya, bir başka pane- te, yürüyüşe, işe, radyo programına, eve... Yetişmek; trafikte arabanın direk- siyonunu yumruklamak; kısılıp kal- mış minibüsün şoförüne öfkelen- mek; yürümeyen trafiğe, yürüyen sa- ate... İşe, eve, sinemaya, panele, işe, randevuya, eve... Genç kadın iri, çok iri kara gözle- rini üstüme ve üstümüze dikti. Fısıl- tı gibi yanrtladı: !!L - HnyciU yavaştatmak için.,~. Bir kent kaçkınıydı. Istanbul'dan ince ince hesaplayarak, bilerek, is- teyerek kaçmış, Ege'nin göbegine, Cunda Adası'na yerleşmişti. Çok in- celmiş zevki, hünerli parmaklan ile seramik döküyordu. Toprağı suyla kanştınp zeytinin da- iını, çiçegini, yaprağını, gölgesini; de- nizin köpüğünü ve rüzgânn fısıltısını tabaklara, bardaklara, testilere işli- yor; sonra da su ve toprağı ateşle buluşturuyordu. Ada Filozofilerir.7 Çok derinlerine bakılırsa keder gölgeleri sezilen iri kara gözlerini bü- züp gülümsedi: - Tıpkı ilkçağ insanı gibi... Toprak, su, ateş... Zaman ise benim istedi- ğim hızla akıyor. Hiçbir yere yetişmiyordu ve hiçbir şeyi yetiştirmek zorunda değildi... Kent kaçkınıydı; zamanı yavaşlat- mak için kentten kaçmıştı ve zama- nı yavaşlatmıştı. Masadakiler kentlilerdi. Düşleyip de göze alamadıklannı beceren genç kadına belli belirsiz bir kıskanç- lıkla baktılar Ege'deydiler. Cunda'da... —~—- • • • Ege'deydi. Küçük Menderes Ova- sı'nın dağlara dayandığı yerde. 1951 'di. Kış, yıllar sonra anılacak ka- dar soguk geçti. Incir ağaçları don- du. Tütünler fideyken dondu. Zeytin toplamak için ırgat bile bulunamadı. Ege donmuştu. Zeytin ve incir yoksa para da yok- tu. Incir ve zeytin ve tütün diken köy- lülere urba diken terzi baba, ilkokul- da sınrfı geçen oğluna, söz verdiği saati parasızlıktan alamadı. C»ğlan tınmadı bile. Yaz sıcaklan basınca göçülen, kentin kilometre- lerce dışında, demiryolu üstündeki bağda saate ne gerek vardı ki? 6 otorayı: Baba ve anne ve bebek kızkardeş kalkar. 7.30 otorayı: Oglan kalkar. 8.30 treni. Baba kasabaya işe gi- der. Oğlan kahvaltıya oturur. 9.30 yük treni (onlar furgon derdi): Oğlan, oyun için özgür. 12 treni. Öğle yemeği. Aynca toz toprağa bulanmış ayaklar yıkana- cak. Cibinlik gerildi. Öğle uykusu. 2.30 otorayı: Tam uyumadı zaten. Oğlan oyun için yine özgür. 4.30 treni: llk uyan. Akşam oluyor. 6 otorayı: Eve dönüş. Evin önün- deki havuz, tulumba basılarak dol- durulacak. Tulumbanın kolu 1450 kez inip çıkınca havuz doluyor. Do- matesler, biberier, patlıcanlar ve ak- şamsefalan ve aslanağızlan ve arap- laleleri ve küpe çiçekleri sulanıyor. 7.30 otorayı: Baba kasabadan döndü. 8.15 furgonu: Akşam yemeği. 10.30 treni: Anne cibinliği yeniden gerdi. Oğlan tumba yatak. Oğlan, söz verilip alınamayan sa- at için gerçekten hiç üzülmedi. 1951 yılında, Küçük Menderes Ovası'nda zaman, saatle ölçülmeye değmeyecek kadar yavaş akıyordu. • • • Marmara'nın göbeğinde bir ada. Pencereden dolan gün ışığı bece- remediyse eğer, balığa çıkan motor- lann "patpat"\ uyandınyorseni. Oda olmazsa denizin çağnsına kim karşı koyabilmiş ki? Saat 10: Seyhan-4 motoru Kum- bağ'a doğru yola çıktı. Vakittir. Tırmık için yavaş yavaş, masaya oturmah. Deniz otobüsü iskeleye yanaştı. Saat 12.45. lyi. Zaten yazı da bitti. Gazeteye geçildi. Şimdi köye gidip günlük gazeteleri alalım. Çınarlann altında bir de koruk suyu içeriz. Saat 13.30: Mavi Marmara gemi- si iskeleden kalktı, Avşa'ya gidiyor. Eh, kitap okuma bahanesiyle yata- ğa uzanıp iki sayfa bile okumadan öğle uykusuna dalmanın tam da za- manı. Erdek motoru uzakta göründü. Demek saat 17 oldu. Denize gidip akşam için midye çıkarma zamanı. Saat 18. Seyhan-4 motoru Kum- bağ'dan dönüyor. Çiçekleri ve zak- kumtan ve şeftafiyi veayvayt ve güt^ hatmiyi ve lâvantalan sulamaya baş- layalım. Saat 19. Araba vapuru Tekir- dağ'dan geldi. Akşam yemeği. Uzun bir akşam yemeği. Zamanın yavaş akışı üstüne ada fılozofileriyle süslenmiş bir akşam yemeği. Karanlık bastı. Büyükayı, Küçüka- yı, Kutupyıldızı, Venüs ve Jüpiter... Haydi yatalım. Marmara'da zaman mutluluk ver- mecesine yavaş akıyor... POLİTİKA GLHNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Cumhurbaşkanı ve YÖK.!••• . « ' - /"•' YÖK, 12 Eylül 1980 sürecini sürdürmekte direnen bir kurum olarak, üniversitelerin önünde 'çağdışı en- gel konumunu' başkanı Kemal Gürüz öncülüğün- desürdürüyor... Acaba Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, YÖK'ün bu çağdışı ve antidemokratik tutumunu iz- liyor mu? Demokratik görüşlerini bir yurttaş olarak destek- lediğimiz Sayın Sezer, YÖK'ün, çağdışı davranışla- nnı, yasa kılrfıyla örtmeye çalıştığını biliyor... Peki, Prof. Dr. Kemal Gürüz, tek seçiciliği' ken- dinceyasalargereği uyguladığını söylerken, demok- ratik seçimlerden çıkan rektör adaylarını, hangi öl- çüler içinde değerlendirip en çok oyu almış iki bi- lim insanını yok sayıyor, onlann yerine üçüncü sıra- ya yerleşmiş kişiyi "Benim adayım " diyerek Cumhur- başkanı'na gönderebiliyor... YÖK Başkanı Gürüz'ün öteden beri tavn şu: "Yasalar bana bu hakkı veriyor; ben de bunu va~ tanın bölünmez bütünlüğü için yapıyorum..." Sıkıştığı zaman da diğer YÖK üyelen'ni devreye sokuyor: "Askerierböyle istiyor... Filancaaday gerici, filan- cası sol örgütleri destekliyor..." Kemal Gürüz, bununla da kalmayıp üniversitele- re korku salıyor: "Atatürkçü diye geçinen ıkı adayı araştırdık; ikisi de Kemalist solcu, ikısi de ûniversiteyı kanştırdılar..." İki aday da 9 Eylül Üniversitesi'nden... llk sıraya 449 oyla gelen Prof. Dr. Emin Alıcı, 9 Ey- lül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin eski dekanı; ikinci sı- raya 389 oyla gelen Prof. Dr. Fethi idiman 9 Eylül Üniversitesi'nin bugünkü rektörudür... Üçüncü sıraya 142 oyla Faik Sanalioğlu yerleş- miştir. Birer oy alan üç aday Prof. Dr. Orhan Uslu, Prof. Dr. Özcan Gökçe, Prof. Dr. Güzin Gök- men'dir... YÖK Başkanı, 449 ve 389 oy alan Alıcı ve Idiman'ı elinin tersiyle itmiş, MHP ve ANAP sempatizanı öğ- retim üyelerinin desteklediğı üçüncü sıradaki Faik Sanalioğlu'nu birinci sıraya, birer oy alan Orhan Us- lu ve özcan Gökçe'yi ikinci ve üçüncü sıraya koy- muştur... Gardrop Atatürkçüsü YÖK Başkanı, bu tavnyla da siyasal kimliğini apaçık sergilemiştir... Anadolu üniversitelenni medreseye çevirenlere göz yuman, Fettiullahçı örgütlenmeye destek veren Gürüz, bu keyfi tutumunu nasıl açıklayacaktır? • • • YÖK Başkanı Gürüz'ün ilginç bir kişiliği vaıi.. 1999 sonunda ikinci kez YÖK Başkanlığı koltuğu- na otururken, hem Süleyman Demirel'den hem de Bülent Ecevit'ten destek aldı; MHP lideri ve Başba- kan Yardımcısı Devlet Bahçeli'ye meydan okumuş, yanrtını da almıştı... 20 Aralık 1999'da Hürriyet'ten Yener Süsoy'a ne diyordu Gürüz: "Benim siyasi görüşüm hep sağ olmuştur. Ailem yıllarca Demokrat Parti'ye oy vermiştir. Ondan son- ra ben Adalet Partisi'ne, daha sonra da ANAP'a oy verdim..." Kendisinin 'su katılmamış Türk milliyetçisi olduğu- nu ' söyleyen Gürüz, bir soru üzerine de şöyle dem*ş- ti: "Bahçeli'yle bir saat oturup konuşsak yanlış anla- malar gidehlecek..." Kemal Gürüz Izmirtidir... YÖK Başkanı şimdi Izmir'de keyfi tutum sergiliyor, siyasal geleceğini, Bahçeli'yle arasını düzeltirse MHP'den, düzeltemezse ANAP'tan arama mücade- lesine giriyor... Üniversitelerde demokratik seçimleri yok sayıyor; yurtsever, demokrat, Kemalist sol bilim adamlannı 'düşman' olarak görüyor... Emin Alıcı ve Fethi İdiman... Sosyal demokrat iki aday... Birisi 449 oy, diğeri 389 oy almış... Ama YÖK Başkanı Gürüz bu iki kişiyi düşman ola- rak görüyor... Bugün verdiği kararın yann tersini verebiliyor... örnekleri çok!.. • • • Dokuz Eylül Üniversitesi Türkiye'nin en saygın yük- seköğretim kurumlanndan biridir... Seçimle ilk sıraya gelen bilim insanlannı Gürüz eli- nin tersiyle bir kenara itemez!.. Eğer üniversiteleri Gürüz "Hakkı Bey'in çiftliği" gi- bi görüyorsa, başta Sayın Cumhurbaşkanı Sezer kendisini uyarmalıdır!.. YÖK Yasası'na sığınarak, üniversitelerin 'medre- selere çevrilmesi'ne göz yuman, kendi atadığı rek- törleri "Beğenmedim, görevden aldım" diyen birdü- şüncenin temsilcisine "artık dur" demenin zamanı gelip geçmiştir... Her yaptığı keyfiliği "Askerier böyle istiyor" al- datmacasıyla örtmeye çalışan Gürüz'e 'keyfiliğin'ta-- turası çıkanlmalıdır... 9 Eylül Üniversitesi'nde yapılan demokratik se- çimlerde çıkan sonuç ortadadır 1- Emin Alıcı (449), 2- Fethi İdiman (389), 3- Fa- ik Sanalioğlu (142). Alıcı ve İdiman demokrat, yurtsever, Atatürkçü iki bilim insanı... Sağcı-Atatürkçü Gürüz onlara düş- man... Ali Sirmen'in deyişiyle, Tûrkiye ne çekiyorsa din tacirieriyle Atatürk tacirlerinden çekiyor!.. hikmet.cetinkayaCacumhuriyeLcom.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Cumhuriyet ^ . kitap kulübü lıılıı (niıım BASI TANIĞI ÜÇ YAZAR KUBİULY OLAYI VE TARİKAT SANCILI YILLAR KUJATILMIJ SOKAKLAR 4 BASI KUZU POSTUNDA KURT ZAMBAK SAMA DA BULAfTI KAN 2. BASt — - ^ DİNBUONUNUNKAIURI 2 BASI A$IK KADINLAR SOKAĞI 2 BASI ŞERİAT PAZARI SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL TÜRKİYE'NİN $EYTAN ÜÇ6ENİ ZLERİN POYRAZ Cumhunyet Kitap Kulubu Çağ Pazartama A Ş Türkocağı Cad. No 39/41 (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle