Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9TEMMUZ 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
JVLJJLiJ. LJ.ll. kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Cazınruhu 'usardı
Buena Vîsta Social Club 'aşk'la söyledi, Lou Reed'inperformansı mükemmeldi
ISTANBUI 7.ULUSLARARASI
KUITUR İCTnmDIII
VESANAT ISTANBUL
VAKFI CAZ FESTIVALI
Kûltnr Servisi - 7. Uluslararası İs-
tanbui Caz Festivali büyük bır hızla
başladı. 'BuenaVıstaSocialClub' gru-
bunun olaylı konserinden sonra Cemil
Topuzlu AçıkhavaTiyatrosu, ünlü bes-
teci Charles Mingus anısına kurulmuş
Mingus Amungus ve Mingus Big
Band'in konsenne ev sahipliği yaptı.
Dün ise rock mûziğinin en önemli isim-
lerinden Lou Reed müzikseverlenn
karşısına çıktı. Daha sadece üç günü-
nü gende bıraktığımız festivalden ba-
za izlenimlerizi sunuyoruz:
• Ruben Gonzakz yorgun olduğu
ve Istanbul'un havasına adapte olama-
dığı için konserden önce düzenlenen ba-
sın toplanüsınakatılmadı. tyice dinlen-
mış olacak kı konsere dans ederek baş-
ladı ve dans ederek bitirdi.
• OmaraPbrtoundo ve ibrahimFer-
rer, basın toplantısı boyunca bırbiriyle
şakalaşü, gülüştü. Fazla konuşmaktan
kaçınan Ferrer'in yerine Omara toplan-
tryahakimdi. Ferrer, konser sırasmda-
ki canlıhğı ile konuşmak yerine şarkı
söylemeyi yeğlediğini gösterdi. Fer-
rer, izleyici ile mûziğin ortak diliyle ko-
nuştu.
• Wim VVenders'in çektiği 'Buena
Vısta Sodal Chıb' belgeselinde birlik-
te sahne aldıklan Compay Segundo ile
neden ayn konser verdikleri sorusuna
Ferrer, "Onunlasadece fibn projesi için
bir araya gehniştik. Proje bitti ve ayrü-
dık. Onun kendi grubu ve kendine ait
bir müziği var. Dolayısryla ayn konser
veriyor" dedi.
• Dans ve müziğin Küba kültûriinün
bir parçası olduğunu belirten Ferrer
"Müziğin olabihnesi içinduy gu ve aşk
otanası gerekir. Kalbimin içinde hisset-
mem gerekir. Benim için Küba müziği
hayaün ta kendisL
n
dedi.
• Küba müzığını 'ritim, duygu, me-
lodi ve seyirci fle birebir kurulan sıcak
ihşki' olarak tanımlayan Omara Porto-
undo , konser boyunca halkla kurdu-
gu ilişki ile bu sözlerine sadık kaldığı-
nı gösterdi. 'Seksi' Omara'nın enerji-
si, yerinde oturmaya direnen insanla-
n bile ayağa fırlattı.
• 'Bolero Ustası' olarak tanınan tb-
rahım Ferrer, gençliğinde grubuyla ge-
zerken hiç bolero söyleyemiyormuş
"Arkadaşlanm dinleyici çeknüyor di-
ye bolero söykmeme izin vermezdi
Hattabir ara sırfbu nedenle müziğibt-
raktim." diyen Ferrer, konserde yumu-
şak sesiyle bolero stilinde söylediği
şarkılarla herkesi büyüledi.
• 'Küba'nın Edrth Piaf ı olarak anı-
lan Omara bir zamanlar Edith Piaf' ın
şarkı söylediği kabarede çalışrruş. Ama
hiçbir zaman şahsen tanışmamışlar.
• 'BuenaVistaSocial Chıb'projesin-
den sonra hayatlaruıda çok fazla deği-
şiklik olmadığım belirtiyor ikili: "Es-
kkkn çahşmnkama arada bir duracak
vaktimiz olurdu. Şimdi çok daha fazla
çahşıyoruz ama hiç boş vaktimiz yok."
• Filmden sonra unutulmaya yûz
tutmuş bolero, son, cha-cha gibi gele-
neksel Küba müziğini dinlemeye baş-
layan gençler, artık Küba stili piyano
çalmanın özelliklerini öğrenmek ıçın
'Speedy Gonzalez'ın peşinden aynlrru-
yorlarmış.
• Filmdeki 'Sflendo' şarkısının iki-
li için özel bir yeri var. Portoundo "Bir-
biriniIdşiseldeğflsanataşkıylaseven iki
Idşüün, uzunyıHarsonratekrarbir ara-
ya gelmesi ile doğan duygusaUıkla o
şarkryı söyledik. Benim gözkrim dol-
du. Ibrahhn'iniseyanaklarmdan dam-
la damla yaşlar dökükJü." diyor. Kon-
ser, sonunda yaptıklan düet ile birlik-
te şarkı söylerken yaşadıklan heyeca-
nı izleyiciye de yansıttılar.
• Mingus Amongus ve Mingus Big
Band konserinde Harbiye Açıkhava
Tiyatrosu'na gelen az sayıdaki seyirci
çok keyifli bir akşam geçirdi.
• îlk olarak sahneye çıkan Mingus
Amungus, Charles Mingus'un parça-
lannı hip- hop'la yorumladı.
• Sahneye heT çıkışmda farklı bir
kıyafetle danseden ve kıvrak ritimler-
le geceye renk katan siyahi kadın dans-
çı Heather NVatkins ve rap şarkıcısı
Martin 'Drosa' G. Reynolds daha ön-
ce pek rastlamadığımız tarzda bir gös-
teri sunarak seyirciyi şaşırtmayı ve eğ-
lendirmeyi başardı.
• ChristianMcBrideBand'den Gre-
-:: gory Hutcbinson rahat tavırlan ile ko-
nuk olduğu gruba ayn bir renk kattı.
Seyirciyi grubuyla sahne alacağı
Roxy'de içmeye ve dansetmeye davet
ettı.
• îkinci yanda sahneye çıkan Min-
gus Big Band, efsanevi isimlerden olu-
şuyordu. Mingus'un protest kimliğini
yansıtan politik ve sosyal görüşlerini
destekleyen bestelerine ağırlık veren
Mingus Big Band, sanatçının geride
bıraktığı repertuvara bağlı kalındığını
gösterdi.
L.brahim Ferrer, Ruben
Gonzalez ve Omara
Portoundo Küba mûziğinin
'ritm, duygu, melodi ve
seyirciyle birebir kurulan
sıcak ilişkisini' seyirciyle
paylaştılar. Mingus
Amungus ve Mingus Big
Band izleyicilere keyifli
birgece geçirtti.
Arkadaşlanyla gitarlannı
konuşturan Lou Reed
iki kez bis yaptı.
• Efsanevi saksofonculardan John
Srubbiefield genç saksofoncu Seamus
Blake'i takdim ederken Blake büyük
alkış alınca 'Seamus sen burahymışsın
ashnda' diyerek ona takıldı.
• Tek tek solo çıkışlar yapan müzis-
yenlerden Kenny Rampton nefeslen
kesti. Konserin sonunda bir araya ge-
len iki grup jam session yaptı.
• Lou Reed'in 20.15 'te olduğu söy-
lenenbasın toplantısı yanm saat geçbaş-
ladı. Gözünden rahatsız olan Reed,
gözlük taktığı için fotoğrafçılann flaş-
lı çekımine ızin verdi.
• Pop-Art'ın en önemli sanatçıla-
nndan ve kendilerini destekleyen Andy
VVarhol için
u
Bizim hamimiz gibiydL
Ashnda herseyi ona borçhıyuz" dedi.
• 'Ecstacy'nin tanıtım tumesine ts-
panya'dan başladıklannı Türkiye'ye
Yunanistan'dan geldiklerini ve Alman-
ya'ya geçeceklerini turnenin Porte-
kiz'de sona ereceğini söyledi.
• Son albümünde Laurie Ander-
son'la çalışan Lou Reed, onu akıllı,
parlak, dahi ve güzel bir müzisyen ola-
rak tanımladı. "Kendisi yeni bir albüm
üzerinde çanşryor. Farkh enstrümanlar
kullanan hakikaten değişik bir insan.
Benim müziğüne beklenmedik olanu
kendinden birşeyler katryor."
• Eskı çalışmalanrun geçmişte kal-
dığını belirten Reed, "Eğer insanlar
geçmişte yapûldanmı ilgrvie karşüryor-
tarsabu benim hoşumagkter.Ama bun-
lan geçmişte yapmn. Artric başka şey-
ler yapıyorum'Medı.
• Festivalde farklı müzikal kimlik-
lerle aynı programda yer almaktan ra-
hatsız değil: "Bryan Ferry de bizimle
Yunanistan'daydı. Değişik şeyleri sevi-
yorum. Farklı renklerisevmez misiniz?
Değişik yerler, insanlar. tnsanlar için
çalmayı seviyorum."
• Fotoğrafçılığı hobı olarak yapmı-
yor: "Uzunsüredirçekivorum.Ikiser-
gi açtım. Paris üzerine 35 fotoğrafhk
bir sergim oldu. Fotoğraf çekmeyi se-
viyorum. Bu fotoğraflan da kendim
için çekmiştim ama bir galeri benim-
le temasa gecti. Fakat satmıyorum fo-
toğraflan."
• Amerikan kültürüyle her yerde
karşılaşmaktan sıkılmıyor musunuz?
sorusunu şöyle yanıtladı: "Çok kar-
maştk bir soru. Bir çokülke bu duygu-
yu yaşıyor. Çok fazla Amerikan filmi,
modasu müziği, Mc Donalds'L» tnsan-
lar hoşlanmryorsa grnnesinler, McDo-
nalds'a. gitroezlerse o da ifias edip çe-
küir bulunduğu yerden."
• Sıgarasını elinden düşürmeyen Re-
ed gitar çalarken sigarasını akort yerin-
de bulunan sigaralığa verleştirdi. Per-
formans sırasında "'nnıan zaman vcr
düşen sıganıyı > «.•• aei, aiarak ıçmc> c m.
vam etti.
• Davulda sürekli gülümseyen Tony
Smith. bas gitar ve stick bass'da Fer-
nando Saunders, elektro gitarda Mic-
hael Rathke, Reed'in sahnedeki arka-
daşlanydı. Müzisyenler karşılıklı gitar-
lannı konuşturdular ve mest eden so-
lolar attılar.
• Lou Reed iki kez bis yaptı. Kon-
ser boyunca yeni albümü Ecstacy'den
parçalar seslendıren Reed ikinci biste
Velvet L ndergrounddönemınden, özel
sözleri bulunan en ünlü şarkılanndan
'Perfect Day'i genç ve orta yaşlı olan
coşkulu seyirciye armağan etti. Eki-
biyle seyircinın önünde yerlere kadar
eğilen Reed sahneden öpücük gönde-
rerek aynldı.
Charles Mingus'un müziğini iki ayn orkestra yaşatmaya çalışıyor
'Adaletsiz dünyada savaşçiydıy
S.RAYANYİRMİBEŞ
7. Uluslararası tstanbul Caz Festiva-
li Charles Mingus adını yaşatan iki or-
kestrayı Açıkhava Tiyatrosu'nda konuk
etti: Mingus Amungus ve Mingus Big
Band. Bir yandan kontrbas, trompet,
saksofon, tuşlu çalgılar, trombon, da-
vul, konga ve cembe kullanan, öte yan-
dan etnik esintiler taşıyan danslar ve rap
müzik ritimleriyle Mingus müziğini
farklı bir bakış açısıyla yansıtan Min-
gus Amungus, seyirciye keyifli dakika-
lar yaşath. Saksofon, trompet ve trom-
bondan oluşan 11 üflemeli, piyano.
kontrbas ve davul kullanan Mingus Big
Band'in müzisyenieri ise ensöümanla-
nyla bütünleşerek müzikseverlere hoş
bir Mingus müziği dinlettiler. Mingus
Big Band'in kurucusu 1979'da ölen sa-
natçının eşi Sue Mingus ve Mingus
Amungus'un kontrbas çalan lideri Mi-
ks Perkinsie konuştuk.
- CharlesMingus müziği nasıi taram-
bnabihr?
SUE MİNGUS - Kendini çahnak...
Kimliği, duygulan, yaşam deneyimini
yapısı dahilınde müziğin içine katmak.
Sanatçı zaten, iyi ya da kötü olsun ya-
pabilecegi her şeyi denemekten korkmaz
ve yaşar. O da böyle yaptı.
- Müziğini neden caz diye oitelemi-
yordu?
MESGUS- Smıflandırmalan ve kes-
kin tammlamalan sevmezdi. Klasik, Av-
rupa mûzik formlan, be-bop, blues,ba-
ladlar, rap gıbi müziğin her türü sihirli bir biçimde
müziğine yansırdı. Caz camiasmın da düşüncesi-
ne göre mûziğinin çok büyük bölümünü doğaçla-
malar oluştururdu. Herkesin böyle kategon etme-
siniû ötesiîde cazterimirri sevmemesinm nedeni de
buydu.
- Yoğun duygular aktardı; ağır basan hangsiy-
di?
MESGUS-Acılar.öfke,nefret, her şey... Aynıza-
mandabüyuk bir mizah duygusu da vardı müziğin-
de
- Mi&gus Big Band onu bütünüyle yansıtabüiyor
mu?
MİNGUS - Kesinlikle. Müziği ve kimliği 14
seçkin ve muhteşem müzisyenin dudaklannda ve
ellerinde can buluyor. Normalde Quintet'te çalan
Mingns Amungus'un gösterisiflgi>1eİ2tendL (Fotoğraf: UĞURDEMÎR)
Charles böyle bir bandla müzik yapmak isterdi.
Ekonomik nedenlerden dolayı coşkun sesli büyük
bir band ile çalamadı hiç. Aynı zamanda renk ska-
lası ve altyapısı kuvveüi, dorukta 14 müzisyenle ken-
di müziğini yüksek sesli ıcra etme ürsaü. bukcağı
için onlarla çahnak isterdi sanınm. Müziğini daha
geniş bir formatta ele ahnamız pekçok yeni olanak
tanıyor. Örneğin iki buçuk saat süren başyapıtı
'Epithet' hayatı boyunca çalamadığı 31 müzisyen
için yazıhnıştı. Bu geniş formatlı müziği duyduk-
tan sonra ben de bu band'i kurdum. Mingus müzi-
ğini tüm kurgulanmış, country , dans ritimleri ve
melodileriyle 14 değişik sesten duymak için büyük
firsat yaraüldı.
- Mingus Amungus hakkuıda ne dûşünüyorsu-
nuz?
MİNGUS - Harikalar. Mingus ruhunu
taşıyorlar. Cazı dans ve rap'le birleştiri-
yorlar. Bana 3-4 yü önce bir video kaset
gönderdüer. Onlar hakkmda hiçbir şey
bilmiyordum. Hemen aradım ve tebrik
ettim.
- Aralanndaki fark nedir?
MESGUS-Çok farklı. Mingus Amun-
gus bir tür şov sergiliyor.
- Caz şu an yurtdışuHİa ne durumda?
MEVGUS-Charles gibi profesyonel de-
ğilim bu konuda ama şu sıralar caz Av-
rupa'da eskiden olduğundan daha popü-
ler. Böyle şeylerdöngüseldır. Doğaçlama
daha da artacak müzikte. Charles, klasik
müziğin de cazda doğaçlamaya açılması
gerektiğini söylerdi. Mozart, Bach kon-
çertolan böyle ele alınmah derdi. Ben de
klasik müzikteki kapalı yapının değişe-
ceğini düşünüyorum ve bu hareket yavaş
yavaş başladı.
- Protest kimliği özelyaşamına da yan-
sırmıydı?
MTNGUS - Öfkelenmek için nedenle-
ri vardı. Gerekmüzik ve gerek toplum ba-
kımından adaletsiz dünyadabir savaşçıy-
dı. Irkçıhğa da bu nedenle baş kaldırdı.
Ama evde kedi yavrusu gibiydi.
- Nasü modernize ettiniz?
MILES PERKINS - Caz buna açık bir
yapıdadır. 30'lu yaşlanmm başındayun
ve etkilendiğim pek çok popüler müzik
türü var. Modernize ederken içine pek
çok değişik kültürü de kattım.
-Mingusmüziğminruhununasritanım-
larsmız?
PERKINS - Soru cevabı arüatıyor zaten. Mûzi-
ğinin ruhu vardı. Biz yeni ve güçlü bir enerjiyle bu
ruhu yansıtmaya çalışıyoruz.
-DerinhMbirMingus araş^rmasıyaparakmıy»-
laçıktuuz?
PERKINS - Çok dette dryonenı:
nşunnadım ama onun müziğini yaparak pek çok mü-
zisyenle tanıştun, onun hakkında öyküler dinleme
firsatı buldum. Müzik dışında da büyük bir adam.
- Dans ve rap'i işin içine katmak nereden akhnı-
zagekö?
PERKINS -Annem ve karım dansçı. Müziğin
parçası olarak görüyorum dansı doğal olarak tabii.
Rap tamamiyle doğaça dayah bir müzik ve şiirdir.
Bu nedenle seviyorum. Martinpozitif mesajlar ve-
riyor sözleriyle.
KUŞBAKIŞI
MEMET BAYDUR
Mîna Hanım'ı Öderken...
Deniz Kavukçuoğlunun geçenlerde yazdığı
gibi bizim dünyamızı yoksullaştıran bir dizi ölüm-
le geçirdik haziran ayını. Bir beyefendi mizah us-
tası Ferruh Doğan gitti. Derken sevgili Mîna Ur-
gan. Mîna Hanım'ı tam otuz yıl önce tanıdım. Kı-
zı sevgili Zeynep de otuz yıtlık arkadaşımdır, şa-
ka değil. Zeynep'le didişe tartışa ama hep sevgi-
ye dayalı bir dostluğumuz vardır. Mîna Urgan'la da
öyleydi ilişkim. Ondan yediğim azan kimseden ye-
memişimdir. Bir zıpıritğımı, entel bir densizliğimi ya-
kalamayagörsün, bir naneli More sigarası yakar ve
"Mehmet" diye başlardı giydirmeye tatlı tatlı. Me-
met demezdi Mîna Hanım, illa Mehmet. H harfini
vurgulayarak. Söylemeye bile gerek yok, ondan çok
şey öğrendim. Yazdıklannı dikkatle, çalışarak okur,
düşündüklerimi söylerdim. Dikkatle dinlerdi ve
gözleıini açarak sorular sorardı. Ankara'dan tele-
fon ederdim, uzun uzun konuşurduk binbir mese-
le hakkında. Yırmi yıl kadar önce benim Cumhu-
riyet Kızı adlı bir oyunum çeşitli çevrelerden ilginç
saldınlara uğradığı zaman beni ve oyunumu sa-
vunmuştu her zamanki külyutmaz tavnyla. Mîna
Hanım'la hem Bodrum'daki evde, hem Mühür-
dar'daki evin balkonunda tadına doyamadığım
saatler geçirdim. Ortaya bir isim, bir konu atar, sa-
atierce konuşurduk. Alejo Carpantier'in kitapla-
nnı vermiştim. Bu yazarı çok sevmişti. Benim Jor-
ge Luis Borges'i sevmemdense pek hoşlanmı-
yordu doğrusu. Postmodem entelektüel zıpırtık-
lardan hazzetmezdi. ikimiz de Oğuz Atay ile Or-
han Pamuk'u beğeniyorduk ve önemsiyorduk.
T.S. Eliofdan Mariowe'a kadar uzayan binbir ko-
nuda konuşurduk ve her seferinde bu küçük dev
kadına hayran olurdum. Mîna Hanım'ı tanıyıp da
sevmemeye, âşık olmamaya imkân yoktu. Benim
ayran budalası gibi hayran hayran ona baktığımı
da görürdü elbet. Sanınm bu halim biraz hoşuna
da giderdi. Zeynep bizim halimizle eğlenedursun,
biz bır Shakespeare çevirisinin bilmem hangi sa-
tın ustüne dalıp gıderdik yine. Onu tanıdığım, ya-
nında bulunduğum için hep kıvanç duydum. Onu
çok sevip saydığımı bildiği için de memnunum
şimdi. Bu ülkenin yüzünü ağartan, eşi benzeri ol-
mayan bir insandı Mîna Hanım. Gazetemizde Ay-
şegül Yüksel'in onu anlatan enfes yazısını okur-
ken de bunlan düşündüm. Hans Reichenbach'ın
Bilimsel Felsefenin Doğuşu adlı müthiş krtabını
sayın Cemal Yıldınm'ın olağanüstü ve yetkin çe-
virisinden okurken de aklımda Mîna Urgan v*
rr>
'
- * • - * -
"Pek çok kımse için felsefeyi spekülasyondah
ayırmaya olanak yoktur. Bunlara göre fılozofbilgi
Cıreten yöntemler kullanamaz; bu bilgi, ister olgu-
lara, isterse mantıksal ilişkilere ait olsun. Dahası
var: Filozof irdelenmeye açık olmayan bir dil kul-
lanmak zorundadır; kısacası felsefe bir bilim de-
ğildir.
Elinizdeki kitap bu tezin tam tersinin doğru ol-
duğunu göstermeyi amaçlamaktadır." Hans Re-
ichenbach böyte başlıyor Bilimsel Felsefenin Do-
ğuşu adlı kitabına. Reichenbach 1891'de Ham-
burg'dadoğmuş. Beriin Üniversitesi'ndefelsefe pro-
fesörü iken HitJer isimli bir çavuşun iktidara geç-
mesi üstüne daha İkinci Dünya Savaşı'nın başla-
masına yıllar varken Almanya'yı bırakıp Atatürk
Türkiyesi'ne geliyor. İstanbui Üniversitesi'nde Mo-
dern Mantık ve Bilim Felsefesi dersleri veriyor.
1933-1938 yıllan arasında. Sonra Kaliforniya Uni-
versrtesi'ne gıdıyor. 1953'te ölmuş bu büyük ve de-
ğerli bilim adamı Türkiye'de kaldığı süre içinde
Reichenbach, Olasılık Teorisi (1935) ile Deneyim
ve öndeyi (1938) adlı iki kitabını yazıyor Istan-
bul'da. Uzay, zaman, nedensellik ilkesi, irdüktif
mantık ve olasılık sorunlan onu uğraştıran başlıca
konular arasında. Geometrinin yapısı ve niteliği ile
relativite fıziğinin mantıksal temelleri üzerinde ay-
nntılı çözümlemeleri var. Hayatla, bilimle, insanla
ilgilenen herkesin okumasında yarar olan, üstelik
kolay anlaşılır bir yapıt Bilimsel Felsefenin Doğu-
şu.
Siz bakmayın Schrödinger'in kedisi, köpeği,
kuşu diye atıp tutanlara. Bizdeki Lacan, Deleuze,
Kristeva, Baudrillard hayranlarına. Bu adı ge-
çenlerin bilimin ırzına cahilce geçmelerine de al-
dırmayın. Reichenbach'ın kitabını okuyun, daha iyi
bir insan olacaksınız. Bu kitabın bir bölümü bana
neden Mîna Urgan'ı anımsattı, onu da gelecek
haftaki Kuşbakışı'nda anlatınm. Aferin Mehmet! di-
yen sesini duymak için...
Montreux Caz Festivali başladı
• Kümır Servisi - 34. Montreux Caz Festivali, 7 _
Huey Lewis ve Blues Brothers Band'in verdiği '
konserle cuma günü başladı. Leman Gölü
kıyüannda on altı gûn sürecek festivali iki yüz
bin kişinüı izlemesı bekleniyor. Festivalin bu yılki
listesinde Keith Jarrett, Gary Peacock, Jack
Dejohnette, Al Jarreau, George Benson, Micheal
Brecker ve Pat Metheny bulunuyor.
Ruggero Raimondi Avrapa'daki ~~
konserterini iptal etti
• CAN1NES (AFP) - Italyan banton Ruggero
Raimondi, geçirmiş olduğu hastahk nedeniyle
yaz dönemi boyunca sahneye çıkamayacak. Elü
beş yaşmdaki sanatçı uzun zamandır kendisini
bunaltan eklemlerindeki rahatsızlıktan dolayı
Fransa'nın Riviera şehrinde ameliyat olacak.
Eylül sonuna kadar fizyoterapi görecek
Raimondi, Vıyana ve Salzburg konserlerini iptal
etmek zorunda kaldı. Buna rağmen sanatçı,
ağustos aymda Puccini'nin 'Tosca' eserinin kaydı
için Londra'ya gidecek.
BUGÜN — —
• DARPHANE YAZ ETKİNLİKLERİ
çerçevesinde saat 11.00 ve 13.00'te Mihriban
Tanık'ın 'Anadolu'nun Solan Rengi Semahlar'
- adlı4jelgeseli, saat n.OO'de ise Dikmen SeymeD
ve AkvCmbara'hın 'Saryangoz' başlıklı etkinliği
izlenebilir. (513 5t) §2)
M BÜYÜKADA KÜLTÜREVt ETKÎNLİKLERt
çerçevesınde bugun g^t 20.30'da BerkÖzbek'ın
solist olarak katılitcağ! 'Çigan ve Napotiten ^
Gecesi' gerçekleşccek
, (38
2 86 20)
tSTANBUlCAj FE8TİVAÜNDE BUGÜN
• BABYLON'daSaat 22.00 de Dhan Erşahin -
Wax Poetic 2000 lonseri dinlenebüir. (292 73 68)