Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2000 CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
**
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
ve eğitimden bahsetmedım" dıyor.
Ya, ne yapmış temsilci? Yetkili çevreler "birey-
sel haklar çerçevesinde herkesin anadilini konu~
şabilmesini ve bu dilde yayın yapabilmesini" is-
tediğini doğruluyor.
Oysa, "herkesin anadilini konuşabilmesi ve bu
dilde yayın yapabilmesi"nden Verheugen'in neyi
murat ettiğini kestirmek için uzman olmaya ge-
rekyok!
Türk vatandaşı Kürtleri amaçladığı besbeHL
Ortada resmi bir yazı yok, ama Verheugen'in bir
yazı bıraktığı artık yadsınmıyor.
Yazı vardı, yoktu tartışmalannı vesile sayarak
AB kaynaklı kimi kaygıları dile getirenleri AB düş-
manlığı ile suçlamak günün modası. Doğrusu
suçlama kuruntunun daniskası.
Sorun, bugün tartışılan konuyla sınırfı değil.
Sorun, AB'nin ufaktan başlayıp daha sonraki
aşamalarda Güneydoğulu insanlanmıza azınlık
hakları tanınmasını dayatıp dayatmayacağıyla il-
gili.
Üniter devlet yapısını değiştirmeye yönelecek
böylesi olası gelişmelerin olup olmayacağını bu-
günden araştırmanın, Batı'da zaman zaman su
üstüne çıkan çeşitli Kürt senaryolannı dikkate ala-
rak gereken önlemleri bugünden saptamanın
eleştirilecek yanı acaba nedir?
Yoksa aramızda, daha uçuk istekleri gerçekleş-
tirmenin yolunu Kürtlere bireysel haklarla açma-
yı düşleyenler mi var?
Yetkililerin tutumu, onca gürültünün yaşanma-
sına neden oldu.
Başbakan Ecevit önce "Yazılı metin yok" de-
di. Sonraki demeçlerinde Verheugen'in KürtçeTV
ve eğitime ilişkin önerilerinin varlığını, "Getirdiği
önehler arasında bu da var" diyerek doğruladı.
Dışişleri "bu konudaki haberferiyalanladı".
Yalanlamada neyalanlama... Verheugen, Kürt-
lere haklar demiyormuş da "bireysel haklar" çer-
çevesinde herkesin anadilini konuşabılmesineve
yayın yapabilmesine oianak sağlanmasını istiyor-
muş!
Bir başka sorun, Ecevit'in "Kürtçe yayın konu-
sunun zamanı olmadığını" ifade eden son deme-
cinden kaynaklanıyor.
Demek kı, Başbakan'ın kafasında "Türkiye'de-
ki duyarlılıklan göz önünde tutarak saptadığı 'bir
zaman' var!"
Hesaplı hareketler
Üstelik AB'yi ne sulandıran var ne de yadsıyan.
Aslında bu türden yazılar, söylemler AB'nin Tür-
kiye ile ilgili düşüncelerini irdelememizi engelliyor.
Verheugen gıbi siyaset adamları yakın veya
uzak bir gelecekte birlikte olacaklan ülkeye gel-
diklerinde, "Canım, kimi düşüncelerimi içeren
şöyle bir kâğıt bırakayım" gibi basit bir davranış
sergilemezler. Her hareketleri hesaplı.
Bizimkiler istedikleri kadar aksini söyleyip ka-
muoyunu inandırmaya çalışsınlar.
Verheugen'in bıraktığı kâğıda dilerseniz "tas-
lak", dilerseniz hiçbir yaptırımı olmayan "kâğıt
parçası" deyin, gerçek değişmeyecek!
Başbakan, "Kimi konularda duyariılığımızı bili-
yorfar" diyor. Adam, duyarlı olduğumuz konuda
Kürt sözcüğünü kullanmaktan dikkatle kaçınıyor.
Bireysel haklar diye ha Ali ha Veli hesabı kafasın-
dakini duyuruyor.
"Katılım Ortaklığı Belgesi"r\\n hazırianması aşa-
masına gelindiğınde AB, Verheugen'in bugün yet-
kililerin değersız diye nitelediği "kâğıt parça-
s/"ndakı bütün öğeleri bir bir önümüze koyacak.
Bu olasılığı Dışişlerimiz bılmez mi? Bilir. Ama?
Amasını zaman gösterecek, bekleyeceğiz.
"Bireysel haklar" işin garnitürü. Baksanıza, ken-
dini Hazreti Musa'ya benzeten AB'den sorumlu
Başbakan Yardımcımız Mesut Yılmaz; "yakında
hükümetin önüne ıdam, af, düşünce ve ifade öz-
güriüğü sonjnlannın geleceğini" söylüyor.
Tam üyeliğe geçmek için on yıl, yirmi yıl konu-
şacağımız konular...
âvrapalı heyetin incelemeleni
• tstanbul Haber Servisi - Kartal Cezaevı'ni gezen
Avrupa Konsevı tşkenceyı Önleme Komitesi üyeleri,
şeriatçı terör örgütü tBDA-C lıderi Salih tzzet
Erdış'le görüştüler. Sıyası tutuklu ve hükümlülerin
cezaevi koşullanndan memnun oltnadıklanm komite
üyelerine ilettikleri öğrenildi.
halya ile istihdam anlaşması
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ile
Italya arasında dıplomatlann ve idari-teknik
personelin aile bireylerinin, görevli olduklan
ülkelerde istihdam edilmelerine ilişkin anJaşma
imzalandı.
DaMulıç'ın rekoru
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanhk
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, dalgıç Yasemin
Dalkıbç'ın kırdığı rekora açıklık getirerek 'rekorun
sportif açıdan geçerli" olduğunu bildirdi.
Özgür Radyo'dan başvuru
• tstanbul Haber Servisi - RTÜK'ün, toplumu şiddet,
terör ve etnık aynmcılığa sevk ettiği ve toplumda
nefret duygulan oluşturacak yaymlar yaptıgı
gerekçesiyle 1 yıl kapatma cezası verdiği Ozgür
Radyo, kapatma karannda yürütmeyi durdurmak için
mahkemeye başvurdu
Cezaevme suçlama
• İstanbul Haber Servisi - Halkın Hukuk Bürosu
tarafından yapılan açıklamada, 5 Temmuz tanhinde
Burdur Cezaevı'ne düzenlenen operasyonda kafasına
isabet eden bomba nedeniyle ağır yaralanan Sadık
Türk'ün, tedavi amacıyla götürüldüğü Antalya Devlet
Hastanesi'nde tedavısı tamamlanmadan Antalya
Cezaevı'ne götürüldüğü belirtıldı.
BESAM'da görev dağılımı
• Haber Merkezi - Kısa adı BESAM olan Bilim ve
Edebiyat Eseri Sahıplen Meslek Birliği'nin ilk genel
kurulunda yönetım kurulu üyeliğine seçilen yazar ve
bilimciler ılk toplantılannda görev bölümü yaptılar.
Yapılan görev bölümüne göre başkanlığa Alpay
Kabacalı, ikinci başkanlığa Zeynep Aliye, genel
sekreterliğe Sabri Kuşkonmaz getırildi.
Halkla Hişkiler'e yeni yönetim
• Haber Merkezi - Bu yıl 28. yılını kutlayan Halkla
llişkıler Derneği'nin olağan genel kurulu sonucunda
2000-2002 yıllan arasında görev yapacak yönetim
kurulu üyelen belirlendi. Derneğuı Yönetim Kurulu
Başkanlığı'na Meral Saçkan seçilirken başkan
yardımcılığı görevine Özer Yelce getirildi. Ipek
Özgüden ise genel sekreter oldu.
Zehir gemisi demîr almıyor• Baştarafı 1. Sayfada
baca külü ile terk eden UUa ge-
misinin 1248 ton yûkünün, ts-
panya-Cezayir-Türkiye arasında
kaybolduğu da ortaya çıkmıştı.
Gemi tskenderun'a geldikten
sonra Gümrük Müdürlüğü, ka-
çakçılık yapıldıgı ıddıasıyla ge-
mi ve yükûne el koydu. Dörtyol
Asliye Ceza Mahkemesi, Güm-
rük Müdürlüğü 'nün başvurusu
üzerine gemının yükü ile birlik-
te Türk karasulan dışına çıkanl-
masına karar verdi.
Mahkeme, geminin yükünü
Türk karasulanna dökmesini ön-
lemek amacıyla Sahıl Güvenlik
Komutanhğı ve Gümrük Muha-
faza Müdürlüğü ekiplerinin ge-
miye eşlik etmesini de kararlaş-
tırdı. Mahkeme karan sonrası
"anza var, yapüracağızn
gerek-
çesi ile denize açılmayan MV
UUa gemisi tüm girişimlere kar-
şm limandan aynlmıyor. Gemi-
nin Iskenderun'daki acentesi
Mavi Denizcilik, daha sonra
"Gitmek istiyoruz, göndermi-
yortar" açıklamasını yaptı.
ODTU Çevre Mühendisliği
Bölümü'nce hazuianan analiz
raporunda, geminin yükünün
tehlikeli atık niteliğinde olduğu
belirtildi. Raporda, "Elde edi-
len sonuçlar,analizyapılan örne-
ğe ait sızuın suyunda bulunan
crom (IV) derişiminin tehlikeli
anklar için tanımlanmış sınır de-
ğerleri içerisinde bulunması ne-
deniyle aöğm tehlikeli nitelikte
olduğunu gösternûştir" görüşü-
ne yer verildı.
Tartışmalar sürerken Çeyre
Bakanlığı Çevre Kirliliğini Ön-
leme ve Kontrol Genel Müdürü
Serpil Bağcı, Ispanya hükümeti-
ne 29 Mayıs 2000 tarihinde gön-
derdiği yazıda, Türkiye'nin 1994
yılında taraf olduğu Basel Söz-
İeşmesi'nin 9. maddesine göre
tehlikeli atıklann smır ötesi taşı-
masının yasadışı trafık olarak
kabul edıldığıne dikkat çekerek
yükün geri alınmasını istemişti.
Greenpeace Akdeniz Ofisı de
toksik madde taşıyan MV Ulla
gemisinin üzerine pankart asa-
rak Ispanya hükümetini protesto
etti. Gemi yükünün konşımento-
da "baca kfilü" diye açıklandığı-
nı ancak Yatağan Termik Santra-
lı külleri benzeri ise radyoaktif
madde içereceğıne dikkat çeken
DAÇE Ortak Sekretaryası Oktay
Demırkan, bu durumda TA-
EKın devreye girmesi gerektiği-
nı belırterek şunlan söyledi:
"Yükü, radyasyonlu-tehlikeli
anklar ile ilgili > önermeKklere gö-
re ele almaya kalkrığınızda, bu-
nun rutacak yanı olmadığını gö-
rürsünüz. Hükümetin, yükü bir
an önce karasulan dışına çıkar-
ması lazun. Bunlar sadece Türki-
ye'nin, Ispanva'nın sorunu değil,
arnk dünyanın meselesi. Gemiyi
yalnız başına karasulan dışınaçt-
kamıak da onu kontrolsüz bırak-
mak olur. Uluslararası kurulla-
rm olaya müdahale etmesi, gemi-
yi ve yükü ülkesine iade edip onu
üreten firmanın sorumiuluğuna
vermesi lazun. Firnıa o arjğı na-
sıl üreüyor, onu yok ermek de o-
nun görevi olmaİıdır."
Uluslararası atık ticaretinin,
uyuşrurucu ticaretinde olduğu
gibı oidukça özel bır maryanın
elinde olduğunu ifade eden De-
mirkan, "Bu nedenk sanayi te-
sisleri inşa edilirken hazuianan
ÇED raporlannın, üretim sıra-
sında oluşacak aüklar ve bunla-
nn nasıl izole edildiğinin yetkili-
lerceincelenmesi lazundır" dedi.
Ahcısıkayıp
Iskenderun Çevre Koruma
Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Aylin Canpolat ise yükün Isken-
derun'a gelmesinin tesadüf ol-
madığını, olaym basında yer al-
masuun ardından alıcısının or-
taya çıkmaya çekindiğini öne
sürdü.
Iskenderun'a, benzer yükün
daha önce de girdiği duyumla-
nna dikkat çeken Canpolat, "Bu
yükün çimento yapınunda katkı
maddesiolarak kuUanılmakiçin
geimediğine ve olayuı bir katı
aük ticareti olduğuna inanıyo-
rum. Bu ticaret ülkemizde ve
dûnyada bir şekilde yapılıyor.
Hükümet daha hassas olmalı"
diye konuştu.
y^f I f f tw^r»ı#fl FP'u
ktan
bulBü>iiksehirBelediyesi'nintçerenköy'de54gecekonduyuyıkmagi-
\StttyU f£{£\s%st(01UlW ylKUTll rişimiyurttaslarcaengellenmekistcndi.Mahkemeninsonuçlanmadığını,yıkımın
•^ ö J hukuka aykın olduğunu savunan yurttaşlardan bazılan çaülara çıkarak polisin
üzerine kiremit atülar. Gecekondu sahiplerinin avukaü Füsun Ocal, Büyüksehir Befediyesi'nin Danıştay'ı aMarfjğuu öne sürerek
"Yurttaslara 'Hilal Konudan'nda yer verdik' diyoriar. Aslında vermiyor, daireleri saüyoriar. Yarguun sonucu bekienmiyor" dedi.
Yaklaşık 500 potis ve zabıtanın görev yapüğı \ikunda, belediye yetkilikri gecekondu sahiplerinden, "Hilal Konutlan'ndan kendile-
rine bir konut tahsis edilmiş olup evin anahtan elden teslim edihnişfir'* yazuı kâğıtlan imzalamalannı istedi.Yetkililer, anahtarlann
Hilal Konutlan'nın site yönetiminden alınabileceğini söylediler. Kâğıtlan imzalamayan bazı yurttaslar,
u
Bizi kandınyoriar" diye ya-
kmdılar. 54 gecekondudan biri, mahkemenin ihtiyati tedbirkaran olduğu için yıkıhnadı. (Fotoğraflar: SENEM ÖZTÜRIC YEŞtM GÜL)
Sirmen: Afet bölgesi ilan etmemek âyıp
Yiırt Haberteri Servisi - Izmit
Büyüksehir Belediye Başkanı Se-
fa Sirmen, 17 Ağustos depremin-
de 300 bin konutun yıkılıp yakla-
şık 30 bin kişinin yaşamun yitir-
mesıne karşın Yalova, Izmit, Ada-
pazan'nın "sanayi kenfleri" ol-
duklan gerekçesiyle afet bölgesi
kapsamına almmamasını siyasi ik-
tıdann bır ayıbı olarak niteledi.
CHP Yalova il örgütünün dü-
zenlediği "17 Ağustos Depremi-
nin 1. Yıhna Doğru, Komşulann
Gözûyle Yatova" konulu toplan-
tıda konuşan Izmit Büyükş^hir
Belediye Başkanı Sefa Sumen,
depremden büyük zarar gören
Yalova, Izmit, Adapazan'rıın afet
bölgesi kapsamına ahnmamasını
eleştirdi. Uç kentin sanayi kentı
olması nedeniyle afet bölgesi
kapsamı dışında tutulduğunu be-
lirten Sirmen, şöyle konuştu:
"Bu uygulama siyasi iktidann
büyük bir ayıbıdır. Bugüne kadar
ülkemizin bazı bölgelerinde yaşa-
nan sel felaketleri sonrasuıda o
bölgeler afet bölgesi ilan edildiler
ve halen afet bölgesi kapsamında-
dırlar. Şimdi buradan hükümete
sesleniyorum. Deprem bölgesinin
afet bölgesi kapsamına ahnması
için tamamen yıküması mı gere-
kiyordu? Lnurulmasın ki Kurtu-
luş Savaşunızda 5 bin yurttaşımız
yaşamını yitirmişti."
CHP İl Başkanı Muharrem İn-
ce'nin yönettiği panelde konuşan
eski SHP Genel Başkanı Murat
Roma'da 2000-2001 Haute Couture moda gös-
t e r f l e r i k a p s a m ı n d a
^rçeMeşririlen etkinlikle
Jean Paul Gaultier, Pino Lancetti ve RaffaeDa Curiel gibi ünlü modacüann koleksiyonlanna yer
verildL Gösterilerin son gününde özürlüler için hawri^nan özel koleksryon modaseverlere tanıtddı.
Mankenlerin tekerlekn sandahyeJer uzerinde sunduklan koleksiyon, 18 modacııun imzasını taşryor.
Karayalçın da, 17 Ağustos depre-
minden sonra gündeme gelen
prefabrike ve kalıcı konutlann
yapımında ranta yönelik çeşitli
spekülasyonlar yaşandığını, ka-
lıcı konutlann yapunihda tanm
alanlaruun tercih edümesinin son
derece yanlış olduğunu söyledi.
Karayalçın, "Birinci derecetanm
alanlannm kamulaşönlarak bu-
raya kalıcı konutlann yapılması,
yeni facialara davetiye çıkartmak
demektir" dedi.
Iran'dan
Şahab-3
açıklaıııası
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-ABD'nin, Iran'm test ettiği 3
binkılometre menzilli Şahab-3 fü-
zelerini Türkiye için tehdit olarak
değerlendinnesi üzerine tran'ın
Ankara Büyükelçiliğı açıklama ya-
parak füze denemelerinin her ülke-
nin doğal hakkı olduğunu' savun-
du. Büvukelçılıkten yapılan yazılı
açıklamada, tran'ın Şahab-3 fuze
denemesine ilişkin yapılan bazı
açıklamalann gerçek dışı olduğu
belirtildi. Açıklamada, savunma
amaçlı olduğu sürece her ülkenin
bu tür denemeler yapabıleceği be-
lirtilirken tran'da kımyasal, biyolo-
jik ve nükleer sılahlann kullanunı-
nayönelik donanım araçlannın bu-
lunduğu iddialan da yalanlandı
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Bu filmin en çok izlendiği yer, cezaevleri... Konu-
nun Meclis'ten Içişleri Bakanlıgı'na, Adalet Bakan-
lığı'rtdan tutuklu-hükümlülere kadar çok geniş bo-
yutu var.
1 - Cezaevlerinin bugünkü durumu kabul edile-
mez. Doluluk oranı yüzde 105.72 bin kapasiteli ce-
zaevlerindetutuklu-hükümlü sayısı bu rakamın üze-
rinde. Koğuş sisteminin sağlıklı olmadığı, genel ka-
bul gören bir gerçek. Koğuş ağalığından örgüt bas-
kısına kadar hukuk dışı her şey var.
2- F tipi cezaevlerinin yukandaki sorunu aşmak
için gündeme getirildiği söyleniyor. Ancak cezaev-
lerindeki tutuklu ve hükümlülere yönelik uygula-
malar bunun inandıncı olmadığını gösteriyor. Ada-
let Bakanlığı'nın konuyla ilgili üst düzey bürokrat-
lan "tehlikeli kişi-tehlikesiz kişi" biçimınde özetle-
nebilecek bir sınıflama yapryorlar. Bunun hukuksal
temeli nedir? Tehlikeli-tehlikesiz kişileri kim sapta-
yacak?
Bu sorulann yanrtı kişilere bırakılınca, ortaya Ulu-
canlar ve Burdur cezaevlerinde yaşanan olaylar ÇH
kıyori
3- Psikolojik durumu bozuk olduğu için iki psi-
kolog gözetimi attında tutulan, haftalık harcaması
500 milyon lirayı geçen kişiler de bizim cezaevleri-
mizde; ölümcül hastalığa yakalandığı halde tedavi
olanaklan kısrtlanan kişiler de...
Ikili yaklaşım devam ettiği sürece F tipi cezaev-
lerinin sağlıklı çözüm olduğunu söylemek zor. Bu-
günkü yönetim anlayışıyla, bu cezaevlerine mafya
üyeleri girerse, bir hükümlüye üç oda verilir; "teh-
likeli kişi" olarak tanımlananlar girerse bir kişilik
odaya üç kişi konuri
4- Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün hukuk
bilimine bağlılığından hiç şüphemiz yok. Ancak yil-
lann getirdiği birikim, bizde kişilerden bağımsc, ga-
rip bir cezaevi yönetim kültürü oluşturdu. Şevket
Ka2an, bakanlığı döneminde açlık grevi yapanlar
için "Onlar gizli gizli yiyohar" demiş, ertesi gün
ölümler başlamıştı. 12 kişinin ölümünün ardından
çözüme gidilmişti. Bu kez de benzer bir sürecin ya-
şanmamasını dileyelim.
Işkence görme suçu
5- Burdur Cezaevı'nde 5 Temmuz günü meyda-
na gelen olaylarda 61 kişi yaralandı, 1 kişinin kolu
koptu. 26 Ekim 1999'da Ankara Ulucanlar Ceza-
evi'ndeki olaylarda 10 kişi yaşamını yitinmiş, bura-
da hayatta kalmayı başaranlar Burdur Cezaevi'ne
nakledilmıştı. Burdur'da da benzer olaylar yaşan-
dı, ölüm olmaması teselli!
Içişleri Bakanlığı'nın Burdur olaylanylailgili önce-
ki akşam yaptığı açıklamaya göre, Veii Saçılık'ın
kolu, iş makinesine saldırdığı için koptu!
Cezaevinde iş makinesinin ne aradığı yine açık-
lamada yer alıyor. Tutuklular mahkemeye çıkmayı
reddettiği için üzerierine gaz bombası atılmış, du-
var da iş makinesiyle delinmiş!
Cezaevinin etrafı güvenlik güçleriyte çevrili. Dev-
let, kontrolü altındaki binanın duvarlannı deliyor!
6- Cezaevlerinde ve gözaltında işkence konusu,
Ankara'nın da sürekli gündemınde. TBMM Insan
Haklan Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt, çiğ
süt emmemiş biri olmalı ki, işi pişkinliğe vurmadan
gerçek neyse onun üzerine gidiyor. Pişkinsüt, baş-
larına bir şey gelmesın diye, işkence gördüğü için
şikâyette bulunan kişilerin adını savcılaravermryor.
Acıklı güldürüye bakın; işkence gören kişi, ortaya
çıkmaktan korkuyor!
7- Cezaevi isyanı, gözaltında işkence her ülkede
yaşanıyor. Bizim ana sorunumuz, bu olumsuzluk-
lar karşısında sorumlulann durumu.
Dünyanın her ülkesinde işkence var. Ancak, bu
ortaya çıkanldığında sorumlular yargı önünde he-
sap veriyor.
Bizde ise ne yazık ki, işkence yaptığı için ceza
alan kişilerden çok, işkence gördüğünü söyiediği
ve sorumlulann yargılanmasını istediği için başı der-
de giren kişiler konu ediliyor!
Cezaevlerinde çözüm lüks binalardan değil, hu-
kuk devleti ilkeleriyle bağdaşan yönetimlerden
geçiyor!
balbay@cumhuriyetcom.tr
Anayasa Mahkemesi'ne başvuru
FPy
Yetki Yasası'nuı
iptalhn istedi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - FP, hükü-
mete pek çok konuda
Kanun Hükmünde Ka-
rarname (KHK) ile dü-
zenleme yapma yetkisi
veren yasanm iptali için
Anayasa Mahkemesi'ne
başvuruda bulundu.
Baş\iıruda yürürlüğü
durdurma isteminde de
bulunulurken yasanm
uygulanması durumun-
da demokratik hukuk
devleti açısından gıderil-
mesi olanaksız zararlar
doğacağuıa dikkat çekil-
di.
FP liden Recai Kutan
ımzasıyla dün Anayasa
Mahkemesi'ne yapılan
başvuruda, hükümetin
TBMM'nin tatile ginne-
sınden hemen önce çı-
kardığı Yetki Yasası'nın
iptali ve yürürlüğünün
durdurulması istendi.
Başvuruda yasanın yü-
rütme organına amaç ve
kapsamı bellı ohnayan
suıırsız bir şekilde KHK
çıkarma yetidsi verdiği-
ne dikkat çekilerek böy-
lelikle yasama organının
görev alanının daraltıldı-
ğı vurgulandı. Başvu-
ru'da, Anayasa'nuı ön-
gördüğü 'kiıvveflerayn-
uğı' dengesinın zedelen-
diği görüşüne yer verildi.
Hakatı Şükür'ün
umudu türbeler
SÜRT (Cumhuriyet)
- Siirt'in Aydınlar (Til-
lo) ilçesindeki "Hz.Fa-
kirulbh'' ve Baykan'da-
ki "Veysel Karani" tür-
beleri ünlü futbolcula-
nn ziyaret merkezleri
haline geldi. Galatasa-
raylı Emre'den sonra
ünlü futbolcu Hakan
Şûkür de önceki gün
gizlice ikı türbeye gide-
rek dua etti, sabır ve di-
lekdiledi.
Bitlis, Siirt ve Bat-
BOGAZİÇİLİ'den
istanbul'un her yennde her
düzeyde tngilizce dersi
veriür.
TEL: 0532 782 85 67
man yöresindeki bazı
eski bakanlarla millet-
vekillerinin de sık sık
ziyaret ettiği türbelere
son bir ayda iki ünlü fut-
bolcu da geldi. Yaklaşık
bir ay önce bölgeye Ga-
latasaraylı Emre gel-
mişti.
Önceki gün iki türbe-
nin konuğu ise ünlü fut-
bolcu Hakan Şükür ile
eşi Beyda oldu. Bat-
man'a gelen Şükür ve
eşi buradaki yakınlany-
la birlikte Siirt'in Ay-
dınlar ilçesinde bulunan
Fakirullah ve "Sultan
Memduh" türbelerine
giderek başan ve gele-
cek için dua etti.