Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 1 TEMMUZ 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sezefiıic
yabana konuğu
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, ilk yabancı
devlet başkanı konuğu
olarak Nijerya Devlet
Başkanı Olusegun
Obasanjo'yu ağırlayacak.
Nijerya Devlet Başkanı
Obasanjo, resmi bır
ziyaret kapsamında 23-25
Temmuz tarihleri arasında
Türkıye'ye gelecek. Sezer,
Obasanjo'yu Çankaya
Köşkü'nde konuk edecek.
"Devtete gölge
a
•• •• aa .
duşünıyor'
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türkıye Barolar Birliği
(TBB) Başkanvekili
Avukat Burhan Karaçelik,
5 Temmuz günü Burdur
Cezaevi'nde meydana
gelen şiddet olaylanna
tepkı gösterirken "Ceza ve
tutukevlerinde iddia edilen
olaylann sık sık meydana
gelmesi devletimizin itibar
ve saygınlığuıa gölge
düşürmektedir" dedi.
Karaçelik, Adalet
Bakanlığı'na da
gönderdiği yazılı
açıklamada, ceza ve
tutukevlerinde düzenin ve
dısiplinin sağlanması
gerektiğini, ancak bunun
Prof. Dr. Faruk Erem'in
"Suçluyu kazıyınız
altından insan çıkar"
sözünün kılavuz kabul
edilerek yapılması
gerektiğini söyledi.
Karaçelık, Burdur
Cezaevi'ndeki olaylann
"savusturulacak" olaylar
olmadığını vurgulayarak
"Devlet bu iddıalan
mutlaka araşnrmah,
gereksız müdahale
yapanlan tespit ederek
yasal işlemler süratle
başlatılmalıdır." görüşûnü
aktardı.
ABOveHarthtş
anteştı
I ANKARA (ANKA)-
Harb-lş'ın Adana, Ankara
ve Izmır'de örgütlü
bulunduğu yabancı askeri
işyeTİerinde çabşan 1800
üyeyi kapsayan toplu iş
sözleşmesi görüşmeleri
uzlaşma ile sonuçlandı. Üç
ay süren görüşmelerin
ardından, işçilere ortalama
yüzde 20 oramnda zam
yapıldı. Hilton Oteli'nde
gerçekleşen törende toplu
iş sözleşmesini Harb-tş
Genel Başkanı Orhan Atay
ile ABD heyeti adına
Albay Richard Price
imzaladı. 17'ncidönem
2000-2002 toplu iş
sözleşmesine göre, en
düşük işçi maaşı 502
milyon lira, en yüksek işçi
maaşı ise 2 milyar lira
oldu. Sözleşme, 1800
işçiyi kapsıyor.
Yerelbasın
seniineri
• MUĞLA (Cumhuriyet)
- Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti ve Konrad
Adenauer Vakfi
işbirliğiyle düzenlenen
"Yerel Gazetecilikte
Meslek Içi Eğitim
Semineri" Muğla'da
başladı. Seminerin
açıhşında konuşan Muğla
Valısi Lütfî Yiğenoğlu,
basının yasama, yürûtme
ve yargıdan sonra
4. kuvvet olarak kabul
edıldığinı. toplumu
bügilendirme ve
aydınlatma gibi görevleri
yerine getirdiğini belirtti.
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Nail
Güreli, yerel yönetimlerin,
demokrasının ılk
basamağmı
oluşturduğunu, yerel
basının da halkın
kendilerini yönetenleri
tanımalan açısuıdan
önemli bir görevi yerine
getırdığini söyledi.
Lobici FP'liler, Erbakan'ın 'kanlı mı, kansız mı' konuşmasına yönelik sorularla karşılaştılar
FP'y
e
Baü'dan destek yokSEBAHATKARAKOYUN
ANKARA - Anayasa Mah-
kemesi'nde devam eden kapat-
ma davası ve kapatılan RP'nin
lideri Necmettin Erbakan hak-
kındaki hapis cezası nedeniyle
Avrupa'da siyasi partiler ve ba-
zı sivil toplum örgütleriyle gö-
rüşerek lobı yapan FP'liler um-
duklanm bulamadılar. Göriiş-
meler sırasında Erbakan'ın
REFAHYOL iktidanndan önce
RP grup toplantısında yaptığı
"tktidara kânh ya da kansız ge-
feceğjz" konuşmasıyla ilgıli so-
rularla karşı karşıya kalan
FP'liler sıkıntıya düştü. Konuş-
manın yanlış yansıtıldığını sa-
vunan FP'liler bu kez de ko-
nuşma metni istenince zor du-
rumdakaldılar. FP Genel Mer-
• Erbakan'ı savunmakta zorlanan FP'liler, konuşma metnini yabancı dillere
çevirterek Avrupa'da kulise devam karan aldılar.
kezi'nin önümüzdeki günlerde
konuşma metnini yabancı dil-
lere çevirterek yurtdışına gön-
dereceği belirtildi.
Erbakan'ın hapse girmesini
ve partilerinin kapatılmasını
önlemek ıçin dışanda kamu-
oyu yaratma çabası içinde olan
FP'liler, bir süreden beri bazı
Avrupa ülkelerinde, aralannda
radikallerin de bulunduğu ba-
zı siyasi partiler ve sivil top-
lum örgütleriyle görüşmeler
yapmaya başladılar. Alınan bıl-
giye göre, FP kurmaylan düş
kınklığı yaşadılar. Sık sık
"Türldye'dea, Erbakan'ın kur-
duğu partDerin şiddetyanhsı ot-
duğu yönünde açddamalar ge-
Kyor. RP'nin de bu nedenie ka-
patıldığı beürtiliyor. Erba-
kan'ın bir konuşmasında ikti-
dara kanla gehnekten söz etti-
ği vurgulanıyor. Bunlar doğru
mu" yönündekı sorularla kar-
şılaşan FP'liler köşeye sıkıştı.
Erbakan'ın. RP'nin atak yaptı-
ğı yerel seçimlerin ardından
gelen tepkiler üzerine grup
toplantısında yaptığı bir konuş-
manın yanlış yansıtıldığını öne
sürerek savunmaya geçen
FP'liler, bu kez de konuşma
metnınin talep edilmesı nede-
niyle zor durumda kaldılar.
Yurtdışından bazı parti ve ör-
gütlerden resmi olarak da söz
konusu konuşma metniyle il-
gili taleplerle karşı karşıya ka-
lan FP'lıler, konuşma metnini
yabancı dillere çevirterek gön-
derme karan aldılar.
FP'liler görüşmelen sırasın-
da TCY'nın 312. maddesinin
değıştırilmesı için destek arar-
ken, bu maddeden sadece ken-
dilerinin değıl sol kesimden
pek çok düşünür ve yazann da
zarar gördüğüne dıkkat çekti-
ler.
Erbakan'a kuşatma
Bu arada hapis cezasının ke-
sinleşmesinden sonra yaptığı
toplantılarda mahkemenin de-
lil olarak değerlendirdiği kase-
tin düzmece oldugunu öne sü-
rerek savunmaya geçen Erba-
kan'm bu tavn parti içinde ra-
hatsızlıklara neden oldu. Hem
bazı genel merkez yönetıcileri
hem de yenilikçilerin, söyle-
nen sözlerin suç olmadığının
belirtilerek bir savunma yapıl-
masuıın daha doğru olacağı
görüşûnü savunduklan öğre-
nildi. Bazı genel merkez yöne-
ticilerinin, karar düzeltme baş-
vurusunun da anlamlı olmadı-
ğını ve sonucu belli olan bir gi-
rişimin yararsız oldugunu Er-
bakan'a da ilettikleri belirtildi.
Yenilikçi kanattan bazı isım-
lenn ise Erbakan'a "Hapsegir-
meniz Ecevit hûkûmetini zor
durumda bınüar. Hapisten
mağdur ve kahraman olarak
çıkarsuuz" mesajı gönderdik-
leri savunuldu.
CHP LİDERİ ALTAN ÖYMEN
'Kürtçe yayının
sakıncası yok'
MUSTAFA
YOLVAPAR
ÇORUM
-CHP
Genel
Başkanı
Altan Öymen, yasalar
çerçevesinde Kürtçe
yaym yapılmasının
sakıncası
olmayacağını söyledi.
öymen, Kürtçe
yayının
yasaklanmasını
"Nasrettin Hoca
Tfirb«si''ne benzeterek
"Türbenin her tarafi
açık, bir kapısı var, o
dakünÜ"dıye
konuştu. Altan
öymen, Çorum
gezisinin ikinci
gününde Boğazkale ve
Alacahöyük ören
yerlenni gezdi.
Alacahöyük Belediye
Başkanlığı'nı da
ziyaret eden öymen,
burada yaptığı
açıklamada, AB
Komısyonu üyesi
Gûnter Verbeogen' in
temaslanmn ardından
yeniden gündeme
gelen Kürtçe yaym
tartışmalannı
anunsattı. Bu
konudaki tartışmalara
girmek istemediğini
anlatan Öymen, şöyle
konuştu: "Küıtçe
tetevizyon konusuna
geiince Türkiye'nin
beryermde
söyrayorum,
Türkiye'de
tetevizyoolar şn
diOerde yaym yapsm
veya yapdmasuı
şekfinde kanunlar
ofanaman lazım.
Kanununvar
ohnasınm hiçbir
faydası yokrur. Çünkü
Türkiye'de, dünyadaki
genşmeteri. uydu
anteniyle bütün
teievizyonlan
izleyebiliyorsunuz.
NHekhn Kürtçe
teievizyon seyretmek
isteyenJer de çanak
anten vasıtasryta
Avrupa'da Kûrtçe
yaym yapan
tetevizyonlan
izfiyoriar."
Türkiye'de de yasa
çerçevesinde, Kürtçe
yaym yapılabileceğinı
söyleyen öymen,
Kürtçe yaym yasağını
"NasrettinHoca"
türbesıne benzetti.
öymen, "Kürtçe
yaymı yasaklamak,
Nasrettin Hoca'nın
türbesine benzer.
Türbenin her tarafi
açık, bir kapısı var, o
dakffiüi''dıye
konuştu.
Demokrat devlet
Türkiye'dekı
demokfatikleşme ~* "**
çabalanrun AB'nin
şart koşması nedeniyle
değil yurttaşlann
istemesi nedeniyle
yapılması gerektiğini
savunan öymen,
CHP'nin AB söz
konusu olmadan
1970'lerdenbuyana
Türkiye'nin demokrat
bir devlet olması için
elinden geleni
yaptığını söyledi.
"1961 Anayasası'nm
çok daha
demokratik" oldugunu
belirten öymen, şöyle
devam etti:
U
1982'de
budeğJştirOdL
Türkiye'de insan
hjddan ohnahdır.
Dünyada yaşanan
demokrasi, Türkiye'de
de uygulanmahdır.
Türk insanı bona
layıkbr. Türkiye'de
yaşayan insanlar,
Pbrtekizve
Ahnanya'daki
üısanlardan daha geri
değildir. Türkiye'de
dünya demokrasis)
uygulanmahdır."
nim
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, tstanbul Şoförier ve Otomobikiler
Odası'nı ziyareti sırasında teisiz odasından takskilere seslendL
DYP lideri Çiller: tktidarda bilgisizler var
'Sonbaharda kaçaca/dar'
İstanbul Haber Servisi- DYP Genel
Başkanı Tansu Çffler hükümeti eleş-
tirerek, "Dedikleri gibi errafgüllükgü-
Kstankk değjL Sonbaharda saklana-
cak köşe de kahnayacak, Ondan son-
ra yeniden kırat gelecek. Ya sandıkta,
ya azin gücünüzle getecek" dedi.
Çütçilerin sonmlannı dinlemek
üzere gittiği Catalca'da parti otobüsü-
nün üstünde ve Çatalca Kültür Mer-
kezi'nde yurttaşlara seslenen Çiller,
"Bıraknğımız Türkiye nire, şimdiki
Bire. Mületi unutrular. Bügisizter var
iktidarda.'Millete zulüm edersek enf-
lasyon düşer' zannediyorlar. Öyte ol-
sa, Rusya enflasyona en düşük ûlke
ohırdu" dedi. tstanbul'un son secim-
lerde 'kıratm yemini vermediğini'
anımsatarak "Size yine de haksız de-
mem. Sizi de biraz yanıttnlar, aktatb-
iar" diye konuşan Çiller, istikrann
yanhşta ısrar etmek anlamına gelme-
diğini, hükümeti desteklemenin milli
görevmiş gibi gösterildiğini belirtti.
AB'nin Türkiye için doğru hedef
oldugunu ıfade eden Çiller, "AB'ye
etbette şreceğiz. Ama Türkiye, kendi
kimiiği Ue büyük bir ülke olarak gjre-
cek. Ancak eger Türkiye bir büyük
devlet ohnaktan çıkanlarak, devanüı
yaramaz çocuk muameksiyle köşede
tek avakta cezalı halde tutuhırsa, bu-
nun bir büyük devlet otmak nhen^i
kalmaz" dedi.
Bugün, belkı bilgisizlık, belki de
dış güçlerin etkisiyle tamnm tasfrye
edildiğinin altını çizen Çiller, fatura-
nın köylüye çıkanldığını ve köylüyü
adeta açlığa mahkûm etmenm moda
oldugunu savundu.
ŞEHtT ER
MSB
tazminat
için
devrede
TRABZON (Cumhu-
riyet) - Asken aracın dev-
rilmesi sonucu 20 Mayıs
1995'te şehit olan er Se-
dat Özdemir'üı ailesine,
aleyhine 54 milyar liralık
tazminat davasının Mali-
ye Bakanlığı tarafından
açıldığı, Milli Savunma
Bakanlığı'nın davanın
gözden geçirilmesi için
girişımlerde bulunduğu
bildınldi.
Söz konusu trafik ka-
zasmda Sedat özdemir
ve iki asker şehit ounuş,
13 asker de yaralanmışn.
Olayda yaralanan Necati
Akbudak tarafından Mil-
li Savunma Bakanlığı
aleyhine tazminat davası
açılmış ve mahkeme, Ba-
kanlığı 49 milyar lira taz-
minat ödemeye mahkûm
etmiştı. Açılan başka bir
davada da yine Bakanlık
5 milyar lira tazminat ce-
zasına çarptınlmıştı.
özdemir'in mırascısı
olan ailesi aleyhine rûcu
davası açılmış ve tazmi-
nat davalanyla ödenen bu
paralar Özdemir'in aile-
sinden istenmişti.
Haberin Cumhuri-
yet'te yayımlanması üze-
rine bir açıklama yapan
Milli Savunma Bakanlığı
Genel Sekreter Vekili
Yarbay Seiami Boz, dava-
nın, Hazine'nin zarara
uğratılması nedeniyle
Maliye Bakanlığı tarafin-
dan açıldığını bildirdi.
Şoför şehit er özdemir'in
kusurhı bulunmasınakar-
şın askerlik hizmeti ya-
parken şehit olduğu ve
olayda kasıt bulunmadı-
ğını bildiren Yarbay Boz,
tt
Rücu keyfıyetinin göz-
den geçirimıesi için MaU-
ye Bakanhğı nezdinde gt-
rişimde buhmukhığunu"
açıkladı.
IRMIKIAYDEN ENGtN aengin@donık.net.tr.
Çürüyen Bir Şeyler Var
rini, getir Türkiye'ye,
"Danimarka sarayı" yerine "medya
plazalar"\ koy, çıksın sana Türkiye
medyasının Shakespeare diliyle tab-
losu...
önceki gece Kanal 7'nin anahaber
bülteninde Ahmet Hakan Coşkun'a
konuk oldum. Haberler başladı. Stüd-
yoya giımeme daha vakit var. Konuk
odasında haberieri izliyorum.
Aaaa, birinci haber medya üstüne.
Ufuk Güldemir Intemette bir haber
sitesi açmış. Haber sitesini, haber ye-
rine medya dedikodulan ile ya da yo-
rum desem yorum değil, inceleme de-
sem hiç değil, çok öznel birtakım de-
ğeriendirmelerle doldurmuş. Bunlann
arasına bir de "Uğur Dündar araştır-
macı-gazeteci filan değildir, hatta ga-
zeteci de değildir" diye özetlenebile-
cek bir kişisel nesaplaşma oturtmuş.
Uğur Dündar, bu Internet sitesine ser-
vis veren şirkete, kişilik haklanna sal-
dın olduğu gerekçesiyle mahkemeye
gideceğini bildirmiş. Şirket de Gülde-
mir'in sitesini kapatmış. Anlaşılan bun-
dan sonrası yargıda çözülecek.
Haber bültenı sürüyor.
Aaaa, ikinci haber de medya üstü-
ne.
Rekabet Kurulu, Hürriyet, Milliyet,
Sabah gazetelerine ve onlan dağrtan
şirketlere ceza yağdırmış. Cezalar tril-
yonlaria ölçüldüğünden, yani benim
gibi bir Cumhuriyet çalışanının kavra-
ma sınınnı aştığından, çok mu, az mı,
anlayamadım. önemli de bulmadım.
Ama Rekabet Kurulu karan, yazılı med-
ya dağıtım sektöründe "tekel oluştu-
ğunun" tescili anlamına geliyor. Bu
önemli. Çünkü, medyada tekelleşme-
nin sonuçlan ticari bir sorundan ibaret
değil. Medyada tekelleşme, halkın ha-
ber alma hakkının, toplumun saydam-
laşabilmesinin önünde gerçek bir teh-
dit ve engel. Saydam toplumsa de-
mokrasinin önkoşulu. O yüzden bir
anahaber bülteninin ikinci haberinin bu
olması doğıu.
Ama ilginç de. Ilk iki haber medya
üstüne.
Haber bülteni sürüyor.
Aaaa, üçüncü haber de medya üs-
tüne.
Konu, RTÜK'ün yeni bir marifeti; üs-
telik bu kez tüy diken bir marifeti. öz-
gür Radyo'ya bir yıl daha kapatma ce-
zası verildi. "Daha" deyişimiz haklı;
çünkü eskiden verilmiş bir yıllık "sus-
furma'cezası yeni bittiydi. Şimdi bir yıl
daha. Besbelli ki bir yıl geçince, yeni bir
Danimarka Sarayında...
"bir yıl daha" gelecek.
RTÜK, Özgür Radyo'ya kestirmeden
"Suyumu bulandınyorsun" diyor. Öz-
gür Radyo "Nasıl olur, ben derenin da-
ha aşağısındayım" dedikçe, RTÜK
"Olsun, ben seniyiyeceğim " deyip ce-
zayı basıyor.
Bu kez kapatma gerekçesi... (Bura-
da duraksadım ve "yürekler acısı" mı,
yoksa "kasıklan tuta tuta gülünesi" mi
desemde kararsız kaldım. Siz bunlar-
dan birini seçip cümleyi tamamlayrve-
rin.)
Özgür Radyo'da bizim Ataol Beh-
ramoğlu'nun bir şiirinden iki dize
okunmuş:
"... öldükçe çoğalıyoradamlar/Ben
tükenmekteyim öldürdükçe!"
Ardından bu ülkede neredeyse elli
yıldır, alanlarda, salonlarda söylenege-
len bir marş, Avusturya.lşçi Marşı ça-
lınmış.
RTÜK de Behramoğlu'nun dizeleri
ve Avusturya İşçi Marşı'nın sözleriyle
"...Toplumu şiddet, terör ve etnik ay-
nmcılığa sevk eden ve toplumda nef-
ret duygulan oluşturacak yayınlara im-
kân vehlmemesi ilkesinin ihlal edilmiş
olduğu Üst Kurulumuzca tespit edil-
miştir" deyip bir yıllık kapatma cezası-
nıbasmış.
Yani Ozgür Radyo bir
kez daha "RTÜK'lenmiş".
Bu da doğal olarak Kanal
7'nin anahaber bülteninin üçüncü ha-
beri olmuş.
Haber bülteni sürüyor.
Beni de stüdyoya aldılar. Konu-
muz?..
Tabii medya Hürriyette patlak veren
"öteki Türkiye" tartışmasını konuşu-
yoruz. Üretmeden kazanmaya karşı çı-
kanlann kulağının nasıl ve neden çekil-
diğini yorumlamaya çalışıyoruz.
•••
Vaybe!
Haberciliğe önem veren bir teieviz-
yon kanalının sıradan bir gündeki ana-
haber bülteninin ilk üç haberi medya
üstüne. Birde bizim söyleşiyi katın, et-
ti dört.
Bir kez daha vay be!
Bizim meslekte ustalanmızın altın
öğütlerinden biri şöyte der
"Eğer gazetecinin kendisiya da ga-
zetesi haber olmaya başladıysa mes-
lekte bir bozukluk, biryanlışlık var de-
mektir."
Ah, "bozukluğa, yanlışlığa" razıyım.
Meslekte utanılası bir çürüme var,
çürüme!
O yüzden yazının başlığı Hamlet'in
dizelerinden seçildi...
POLITİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Rant Kavgası...
Bugün büyük kentierdeki ünıversitelerde bir
'rant kavgası' yaşanıyor; çıkar grupları, trilyonluk
bütçeleri elinde bulunduran üniversitelenn vakıf şır-
ketlerinden pay almak için YÖK'ü devreye soku-
yor...
Ege Ünrversitesi Güçlendirme Vakfı'na bağlı
şirketlerdeki yolsuzluk savlan ayyuka çıkarken; YOK
Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün Ege Üniversite-
si Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı olan kardeşi Doç.
Dr. Yüksel Gürüz'ün adı yolsuzluk olaylanna kan-
şıyor ve bu olaya suskun kalan medyamız salt 'rek-
tör atarpalan' konusuna eğiliyor...
Ege Üniversitesi'ni babaîarının çiftliğine dönüştü-
renler ise tüm bu olup bıtenlenn karşısında ılgınç bir
yaklaşım sergilıyorlar:
"Üniversiteler bilim yuvalandır, demokrasiye ge-
rekyok!.."
Eğer, yolunuz düşerse Izmir'de, bir Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesı'ni, bır de Ke-
mal Gürüz'ün kardeşi Yüksel Gürüz'ün dekan yar-
dımcısı olduğu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Has-
tarvesi'ni gezin; farkı göreceksiniz...
Dokuz Eylül'ün hastanesi çağdaş, temiz; Ege Üni-
versitesi hastanesi ise çağdışı, bakımsız ve pislık-
ten geçilmiyor..
Büyük üniversitelerde yolsuzluk savlannın ortaya
atıldığı ve tartışıldığı bir dönemde gözlenn Dokuz
Eylül Ünıversitesı'ne çevrilmesi nedendir?
Sorunun yanıtı çok açık:
"Dokuz Eylül Üniversitesi'ni de rantçılara peşkeş
çekmek!.."
Bu peşkeşe izin vermeyen iki isim var Dokuz Ey-
lül Üniversitesi'nde:
Birisi Tıp Fakültesi'nin eski dekanı Emin Alıcı,
öteki de Rektör Fethi Idiman. Ikisi de en yüksek oyu
almış. Yaklaşık bin oyun 838'ıni Alıcı ve Idiman top-
lamış. Faik Sanalioglu'nun aldığı oy ise 142...
Alıcı ve Idiman'ın aralan açık...
Ikisinin yönetim anlayışlan farklı. Çıkar ilişkisinden
Ikisinin ortak özelliği ise dürüst olmak; ihaleleri bir-
takım rantçılara komisyon karşılığı peşkeş çekme-
mek...
•••
Şimdi gelelim Ege Üniversitesi'ne:
Biliyorsunuz, Ege Üniversitesi'ndeki yolsuzluk
savlannı TBMM YOK Araştırma Komisyonu üye-
leri derinliğine inceledi...
Komisyon üyesi DSP İstanbul Milletvekili Masum
Türker'le konuştum. Türker, "DSP mılletvekillerı
olarak YÖK Araştırma Raporu 'nu engellemış değı-
/ıiz"deyip ekledi:
"TBMM'nin YÖK Araştırma Komisyonu günde-
min birinci sırasındadır. Ilk denetim bırleşimınde
görüşülmekzorundadır. Ancak, YÖK raporu, Millet
Meclisi adına hazırianırken bir suç duyurusu ve ce-
za tayinindeyetkimiz olmadığını belirttik. Suçlama-
lann gereği için ilgili kurumların ıncelemesin'den
geçmesini istedik."
YÖK Araştırma Komisyonu'nda DSP'lilerin muha-
lefet şerhlerinin gerekçesi de şu:
"Ege Üniversitesi'nde yolsuzluk savlanyla ilgili
her bir konuda önce Maliye Bakanlığı ve Sayıştay
Başkanlığı denetçilerinin inceleme yapması gere-
kir. Bunun sonucuna göre yetkililer tarafından ge-
reği yapilır."
Peki, Maliye Bakanlığı ve Sayıştay Başkanlığı
denetleme görevını yaptı mı?
Hiç sanmıyoruz!..
Ege Üniversitesi hâlâ yolsuzluk savlanyla çalka-
lanıyor.
Görev süresi dolan, Ege Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Refet Saygılı'nın, TBMM YÖK Araştırma Komis-
yonu'nu umursadığı yok?..
Saygılı, giderayak, üniversitenin bazı bolümlerının
onanlması ve yenilenmesi ıçin ihale açmadan,
emanet usulüyle yine bilinen firmalara 700 mityara
yakın iş kapısı açtı...
Bugün üniversitelerde üç işten birisinin yapımının
eski YÖK Başkanı Ihsan Doğramacı'nın şirketi 'TE-
PE'nin alması rastlantı mıdır?
Ege Üniversitesi Saymanlığı, son emanet usulü iş-
lerle ilgili olarak ödenek vermekten çekıniyor; ancak,
siyasi baskılar da artıyor...
•••
Ege Üniversitesi Refet Saygılı döneminde yolsuz-
luk savlanyla çalkalandı ama kimse bu olayın üze-
rine gitmedi...
Saygılı, giderayak Tıp Fakültesi Radyoloji Bölü-
mü'nün havalandırmasını Form-Tepe Grubu'na, Bil-
gisayar Mühendisliği eski binasını Övgü Inşaat'a
177 milyara, Gastroenteroloji Kliniği restorasyonu-
nu Hedef Inşaat'a 180 milyara, Anestezi Kliniği res-
torasyonunu da 175 milyara Tepe Grubu'na ihale
açmadan verrne yetkisini bulabiliyor...
Gördüğünüz gibi bunlar oluyor Türkiye'de...
Rektörler, dekanlara, ana bilim başkanlanna
şöyle diyebilir mi: -
"Bölümlerinizin işlerini şu firmalara yaptıracaksı-
nız!.."
Çıkar gruplan işbaşında...
Eski YOK Başkanı Doğramacı ne diyordu:
"Ben tek oy almış adayı rektöryapardım! Çünkü,
o hiçbirgruba bağlı değildir!"
Doğramacı doğru söylüyor!..
Öyle bir rektöre her şeyi yaptırabilirsıniz!
Nasıl olsa Doğramacı'ya baglıdır; işlen tıkırtıkır yü-
rütür!..
Yürütür, hem de nastl!..
hikmetcetinkayafo cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Belçika için tehlikeli' bulundu
Fehriye Erdal
tutuklu kalacak
BRÜKSEL(AA)-Sa-
bancı suikastı faillerin-
den Fehriye ErdaL tutuk-
suz olarak yargılanmak
üzere kefaletle serbest
bırakılmasını engelleyen
Belçika Içişleri Bakanlı-
ğı aleyhme açöğı davayı,
Gent Temyız Mahkeme-
sı'nde kaybetti.
Kraliyet Savcısı Jo-
han Dehnulle ve Içışlen
Bakanlığı'nın avukatla-
n,Erdal'ın"Belçikadev-
leti ve ülkenin iç güvenü-
ği acısından tehUke oluş-
turan bir şahıs oldugu-
nu" belırterek Erdal ın
siyasi sığınma başvuru-
su yanıtlanıncaya kadar
tutuklu kalmasım ıstedı-
ler. Sanık avukatlan ise,
bu yaklaşımın yasal ol-
madığını ılen sürdüler
ve Erdal'ın Belçika'da
ışledığı silah taşımak,
patlayıcı bulundurmak
ve sahte kımlik kullan-
mak gıbı suçlardan tu-
tuksuz yargılanmak üze-
re kefaletle serbest bıra-
kılması gerektiğini sa-
vundular. Avukatlarm bu
taleplen, geçen hafta,
Bruges Mahkemesi'nde
reddedilmıştı.