Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 TEMMUZ 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tatlı kâr dönemine veda eden bankalar, daha az riskli olan bireysel kredilere yüklendi
Kredüi tükethn ürkiitüyorHACERGEMİC!
Yeni yüzyılla birlikte farklı bir dö-
neme adım atan bankalar, Hazine'den
sonra şimdi de tüketiciye oynuyor. Da-
ha önce yüzde 150 faizle Hazine'ye
borç veren ve kamunun borçlanma ih-
tiyacı nedeniyle yıllarca "tath kâriar"
elde eden bankacılık sektörü, rüzgânn
yönü değışınce daha az riskli ve kârlı
olan bireysel kredilere yöneldi.
Biryandan düşük faizli, uzun vade-
li taşıt ve konut kredileriyle tüketici-
ler cezbedilmeye, diğer yandan da kre-
di kartı kullanımını yaygınlaştırmak
• Bir yandan düşük faizli, uzun vadeli taşıt ve konut kredileriyle tüketiciler cezbedilmeye,
diğer yandan da kredi kartı kullanımını yaygınlaştırmak için çeşitli kampanyalar üretilmeye
başlandı. Ancak gelişmeleri kaygı ile izleyen kimi ekonomistler ve bankacılar, enflasyonla
mücadeleyle daralan ekonominin, daralan istihdam ve işsizliğe, bunun da kaçınılmaz olarak
geri dönmeyen kredilere yol açacağına bunun hem tüketici hem de
bankalar açısından tehlikeli olduğuna dikkat çekiyorlar.
için çeşitli kampanyalar üretilmeye kabetin sonuçlan rakamlarda da ken- nin oldukça zor bir dönemeçtengeçti-
başlandı. "Harcadıkça kazan", "oto-
mobfl, cep tekfonu bedava". "taksftfi
ahşveriş imkânT gibı yoğun bir reklam
bombardımanı ile karşı karşıya kalan
Türk tüketıcisi ise "abak abak ne «1-
sak" moduna girmiş durumda.
Bankalann girdiği bu kıyasıya re-
dini gösteriyor. 7 Temmuz itibanyla
bankalardan kullanılan tüketici kredi-
leri 3 katrilyon 233 trilyona ulaşırken,
kredi kartı kullanım miktan da 1 kat-
rilyon 548 trilyona çıkh. Bankalar bi-
reysel kredilerde yoğun bir rekabete
girerken ekonomistler, mali sistemi-
ğini işaret ederek gelişmeleri kaygı ile
izliyorlar. Istanbul Üniversitesi tktisat
Fakültesi öğretim üyelerinden Prof.
Dr. tzzettin Önder, bankalann kredi
vermekte çok fazla açıldıklannı ve bu-
nun da potansiyel tehlike olduğunu
söyledi. Reel sektör yerine daha risk-
Cep telefonlu,
otomobüli rekabetAkbank: Kredi kartlanyla
alışveriş yapan kart sahipleri için
her ay bir çekiliş düzenleniyor. Her
çekilişte bir adet Mitsubishi
Carisma otomobü ve 51 Compaq
dizüstü bilgisayar verilirken,
aynca yapılan abşverişlerle hediye
alma şansı sunan Akpuan ve
Amexpuan uygulamasmdan
yararlanılıyor.
FlnanSbank: GalaxyCard
uygulaması ile hipermarketlerde
taksitli alışveriş
yapılabiliyor. Yine
kredi kartı kullanımı
sonrasmda hediye
çekleri veriliyor.
Alternattfbank:
ABank, Honda ve
MasterCard işbirliğiyle
oluşturulan Honda
Card ile yapılan
alışvenşlerde kazanılan
puanlar, Honda marka
bir otomobil satın
alınırken indirime dönüşüyor.
Honda Card ile yapılan tüm
harcamalarm yüzde 1.5'i, ay
sonunda dolar üzerinden
'^'kullanıcının Honda Puan hesabma
Kaydedilıyor.
Vakrfbank: Her 5 mılyon liralık
harcamaya bir şans hakkı, her
düzenli ödemeye de 10 şans hakkı
veriyor. Vakıf puan uygulamasıyla
da yapılan alışveriş sonucu elde
edilen puanlarla, müşteriler
katalogdan hediye seçebiliyor.
BankaSI: Armağan
kumbarası programı ile, Mondial
kredi kartlan ile yapılan
harcamalar karşıhğında
biriktirilen puanlarla
kataloglardan hediye alma
olanağı sunuyor. Sık seyahat eden
müşteriler için hazırlanan
Platinum MasterCard ve Worid
Signia ile de acil kart yenıleme,
acil nakit avans, kayıp-çalmtı
sigortası, alışveriş sigortası gibi
hizmetlere ek
olarak Priority Pass
Kartı ile
havaalanlanndaki
VIP salonlanndan
yararlanma olanağı
veriliyor.
Demirbank:
Demirbank,
Istanbul'un en
büyük gece
kulüplerinden biri
olan Laila'nın
JJ ankalar kredi
kartı piyasasında
müşteri kazanmak
için çeşitli
yöntemler
kullamyorlar.
Ahşverişlerle
verilen hediyeler
ve çekilişler
bunlann bazılan.
Tüketici kredilerinde son durum: (7 Temmuz)
-Toplam tüketici kredisi... 3 katrilyon 233.3 trilyon lira.
-TL cinsinden 3 katrilyon 233.2 trilyon lira
-Yabancı para cinsinden....9 milyar lira
TL cinsinden kullanılan
J K
-Konut kredisi 357.4 trilyon lira
-Otomobil 1 katriryon 668.1 trilyon lira
-Diğer kalemler. 1 katrilyon 207.7 trilyon lira
Yabancı para cinsinden kullanılan
-Otomobil 9 milyar lira
Banka gruplanna göre dağılım
TL cinsinden
Kamu bankalan 762.1 triryonlira
özel ve yabancı bankalar. 2 katrilyon 441.4 trilyon lira y « ,.
Döviz cinsinden .A\V»"
-özel bankalar. 9 milyar lira
Kredi kartlan
Kullanım tutan toplam.. 1 katrilyon 548.2 trilyon lira
Tasfiye olunacak tüketici kredileri ve kredi kartlan tutan... 140.5 trilyon
x
^ Tüketici kredilerinin kimiiği
-En büyük müşterisi ücretliler.
-36-55 yaş grubu daha çok kullamyor.
-Eğitim düzeyi açısından yoğunluk lise mezunlannda.
-Vade ağırlıklı olarak 10-12 ay arasında.
siz görülen tüketici kredilerine yoğun-
laşan bankacılardan bazılan da bu de-
ğerlendirmeleri hakh buluyorlar. "K-
reysei kredilerde banka ipoteğmi, te-
minabnıahr. Ancak enflasyonla müca-
dele ortamında daralan bir ekonomi-
nin söz konusu olduğu görmezlikten
geünemez. Bu da daralan istihdam ve
işsizlik demektir. Bu nedenle önümüz-
dekidönemlerdegeri dönmeyen kredi-
lernedeniyle bankalann yoğun bir gay-
rimenkulve taşıt stoku olabüir. Bunh-
n da likiteçevirmek hiç de kolay değfl"
diyen bir üst düzey bankacı, 2001 yı-
lında sektörün yapısının tamamen de-
ğişeceğinin altını çiziyor.
Para piyasalannda kon-
jonktürün şu anda tüketici
kredilerine ağırlık verme-
ye uygun olduğunu kayde-
den bankacılar, yıllık yüz-
de 35 enflasyon beklentisi
sürerken bono faizlerinin
yüzde 32'lerde olduğunu
anımsatarak, önlennde
pek fazla seçenek bulun-
madığını ifade ediyorlar.
Reel sektör isteksiz
Bu arada reel sektöre ba-
kıldığında ise ne onlann
kredi kullanmak ne de
bankalann kredi vermek
isteğinin olduğu görülü-
yor. Bankacılar, "Reelsek-
törden büyük ve güvenH
şbrketfer kredi kullanmava
pekyanaşmıyor. Kapumza
gelenler de doğrusu güven
vermryor. Bireysel müşte-
riler borçlannadaha saifak
ve kfiçfik miktariarda ol-
duğu için böylece risk da-
ğrtılmış oluyor. Bikşik baz-
da bireysel kredi faizlerinin
yüzde 40-70 arasında ol-
masıdabankalar içincazip
bir oran" diyorlar.
lira
müşterilen için çıkardığı
Demirbank&Laila Kart, Laila'ya
ücretsiz giriş sağlarken, pazar
gûnleri Laila'da yapılacak
Demirbank sinema gecelerine .-,. ._,
katılımda da öncelik sağlıyor. . :
Yapi Kredi: Turkcell kart
uygulaması ile sabit bir harcama
sonucu cep telefonu veriyor.
Banka, kredi
kartı kullanımında
hedef puan uygulamasına
da devam ediyor.
BANKA KREDİLERİNDE EZELİYARIŞ
Akbank
Alternatif Bank
Anadolu Bank
Bank Ekspres
Demirbank
Bayındır Bank
Egebank
EGS Bank
Emlakbank
Esbank
Etibank
Finansbank
Garanti
IktisatBank
Interbank
Kentbank
Koçbank
Osmanlı B.
Pamukbank
Şekerbank
Iş Bankası
TEB
Toprakbank
Türkbank
Vakıfbank
Yapı Kredi
Yurtbank
Ziraat Bankası
Tüketici
8%
3.90
4.50
3.90
3.45
3.50
3.95
4.25
4.75
3.70
4.25
3.88
3.60
3.70
4.50
4.00
5.10
3.95
4.50
3.80
4.00
3.60
3.75
4.50
3.95
3.55
3.70
3.75
3.70
12%
3.90
4.50
3.90
3..4S
3.50
3.95
4.25
4.50
3.60
4.25
3.88
3.60
3.70
4.50
4.00
4.75
3.95
4.50
3.80-
4.00
3.60
3.75
4.50
3.95
3.55
3.50
3.60
3.60
Taşıt
8 *
3.20
3.25
2.90
2.70
2.80
2.95
3.10
3.10
3.00
3.15
3.40
2.95
3.20
2.70
2.90
3.20
3.10
2.90
3.50
3.35
3.20
2.70
4.50
3.10
2.85
2.95
3.50
3.70
1 2 %
3.20
3.25
2.90
2.70
2.70
2.95
3.10
2.95
2.95
3.25
3.40
2.95
3.20
2.70
2.90
3.10
3.10
2.90
3.50
3.35
3.20
2.70
4.50
3.10
2.85
2.95
3.50
3.60
Konut
12%
3.20
3.25
2.60
2.70
2.90
3.25
-
2.95
3.10
3.15
3.40
2.90
3.20
2.70
2.90
3.50.
3.20
2.90
3.60
3.50
2.95
2.80
4.50
3.20
4.00
3.00
3.50
-
24%
3.20
2.90
2.65
2.60
2.90
3.25
.
2.95
3.10
3.25
3.40
2.90
3.20
2.70
2.90
3.50
3.20
2.90
_
3.50
2.95
2.80
-
3.20
3.80
3.00
3.40
-
Kredikartlannaborçtakınayın
Haziran ayı enflasyon rakamı yüz-
•*'de 1 'in altına inerken bu oran ne kre-
di kartı ne de mağaza alışveriş kartla-
nndaki gecikme faizi oranlanna yan-
sıdı. Meclis'te soru önergesine dahi
neden olan banka kredi kartlanndaki
faız oranlanmn yüksekliğine ilişkin
olarak Devlet Bakanı Recep Önal,
"kredflerin kaynağmı oluşturan fonla-
n sağlayan tasarruf sahipieri ve diğer
kreditörlerin haldannı korumak ama-
cryla kredi geri dönüşlerini garanti al-
tma almakiçin yüksek faiz uygulama-
smıncaydmaetkisindenyararlandığı-
nı" öne sürerek savunmaya geçerken
Bazı kartlann faiz oranlan:
Adı
Taksit Card
Advantage
MudoKart
YKM
Faızoranı
7.5
7.9
18.0
10.0
halen banka kredi kartlannda faiz
oranlan ortalama yüzde 5'lerde dola-
şıyor.
Mağazalann yaygın olarak kullan-
dıklan taksitli alışveriş kartlanndaki
faiz oranlan ise oldukça yüksek sevi-
yelerde. Yıllık enflasyon hedefinin
yüzde 25 olduğu bir ortamda mağaza-
lann taksitli alışveriş kartlannda ge-
cikme faizi oranlan yüzde 7.5'lerden
başhyor. Bunlardan en yüksekleri ara-
smda ise Mudo Card yer alıyor. Mu-
do, taksitli ahşverişlerde aylık gecik-
me faizi olarak yüzde 18 gibi yüksek
bir oran uyguluyor. Bazı taksitli alış-
veriş kartlannda firmalar faiz oranla-
nnı aşağıya çekmeye çalışsa da hızlı
bir düşüş yaşanmıyor. Son 1.5 ydda
büyük bir atak yapan ve 1 milyon 10
bin müşteriye ulaşan Cem Boyner'in
Advantage Card'ında yüzde 17 düze-
yinde olan bu rakam, son olarak yüz-
de 7.9'a çekilmiş durumda.
Özel sektör tahvil ihraç edecek
Bankalar bireysel kredilere
ağırlık verirken özel sektör şir-
ketleri de 1990'dan önce kullan-
dıklan 'özel sektör tahvil ihraa-
na" geri dönmeye hazırlanıyor.
Bu amaçla bir kalkınma ban-
kası ve üç-dört şirketin hazırlık
içinde olduğunu kaydeden Ulus-
lararası Araştırma ve Danışman-
lık AŞ (İBAR) Yönetim Kurulu
Başkanı Sdçnk Aboç, sonbahar-
dan itibaren bu alanda ciddi bir
hareketlilik olacağmm altını çiz-
di. Bu arada daha önce kullanılan
ve unutulan bir başka yaönm ara-
ct olan 'Srurbğa dayalı roeokal
kıymet ihraa"nuı da gündeme
gelmesi bekleniyor.
1990 öncesine d5nüiayDr~
Hazine'nin 1990'dan sonra
yüksek borçlanma ihtiyacı ile fi-
nans piyasasında tek müşteri ha-
line gelmesi ile ortadan kaybolan
yatınm enstrümanlan da geri
dönmeye başhyor. Geçmiş dö-
nemde bütün ihraçlann aynı faiz-
den yapıldığını anımsatan İBAR
Başkanı Selçuk Abaç, "Şimdi ra-
ting süreci işlediğ] için faiz oran-
tan aynı olmayacak. Yatmmcuar
borytanfnanm ardmdaki riski de
bOmekisteyecelder. SadeceTürk-
ler değUyabancüarda alacak. Ye-
ni dönemin ilginç enstrümanla-
rmdan biri oiacakve bankalar bu-
mmrekabetimciddi öJçadehisse-
decckfcr" diye konuştu.
Özellikle Tûrkiye'de 1985-
9O'lı yıllarda yaygın bir şekilde
kullanılan bu yöntemde, şirket
Hazine gibi sabit faizle tahvil ve
bono ihraç edebiliyor. Bunun için
ise SPK'den izin almak gereki-
yor. Bankalar kanah ile yapılacak
olan bu satışlarda bankalar da
portföylerinde bu kâğıtlara yer
verebüecek.
Banka alacakları
Şirketlerin .
borcu 20
katrilyonu geçti
ANKARA (AA) - Şirketlerin, banka
ve özel finans kuruluşlanna olan
borçlan, mayıs ayında bir öncekı
aya göre yüzde 2.9 artarak
20 katrilyon 70 trilyon 317.7 ••
milyar liraya çıktı. Şirketlerin
banka ve özel finans
kuruluşlanna olan borçlan nisan
aymda, 19 katrilyon 507 trilyon
890.4 milyar lira idi.
Merkez Bankası'nın, ticaret siciline
kayıtlı ve 5 milyar liranın üzerinde
kredi kullanan firmalan ğöz önüne
alarak hazırladığı mayıs ayı sektör
kredileri raporuna göre, bankalar ve
özel finans kuruluşlan tarafından
kullandınlan toplam
nakit içinde en yüksek paya,
yüzde 14.3 ile tekstil ve tekstil
ürünleri sahip oldu. Tekstil ve
tekstil ürünlerini, yüzde 12.7 ile
toptan ve perakende ticaret,
yüzde 10.7 ile gıda, meşrubat ve
tütün, yüzde 8.9 ile inşaat alarunda
faaliyet gösteren firmalar aldı.
Tekstil yine başta
Bankalar ve özel finans kuruluşlan
tarafından kullandınlan nakit
içinde tekstil ve tekstil ürünlerinde
faaliyet gösteren firmalarm oranı
nisan aymda yüzde 31.9, toptan ve
perakende ticaret yüzde 8.1, gıda,
meşrubat ve tütün yüzde 9.5, inşaat
yüzde 9.6 idi. Şirketlerin geçici
rakamlara göre tasfiye olunacak
kredi borçlan,
mayıs ayında bir önceki aya göre
yüzde 3 artarak 1 katriryon 905
trilyon 739.7 milyar liraya çıktı.
Şirketlerin tasfiye olunacak kredi
borçlan nisan aymda 1 katrilyon
848 triryon 934.5 milyar lira
düzeyindeydi.
GÖRÜS
Dr. NEŞECAN BALKAN
Dünya licaret Örgiitü,
IMF ve Dünya Bankası
ABD'de, geçen yilın kasım ayında Seattle şehrin-
de ve geçen nisanda VVashington'da onbinlerce ki-
şinin katıldığı büyük çaplı gösteriler düzenlendi. Gös-
terilerin ilki, Seattle'dayıllık toplantısını yapan Dünya
Ticaret örgütü'nü (DTO) ve bu örgütün son yıllarda-
ki bazı uygulamalannı hedefliyordu. Seattle, bir an-
da, ABD'nin ve dünyanın dört bir yanından gelen 50
bini aşkın emekçi, küçük çiftçi, çevreci, öğrenci, in-
san haklan temsilcisi ve tüketici grubuyla doldu. Gös-
tericiler sadece protesto yürüyüşleri yapmakla kalma-
yıp fikir alışverişinde bulunmak, eleştirilerini/taieple-
rini dünya kamuoyuna duyurmak üzere paneller, se-
minerler ve bılgilenmetoplantılan dadüzenlediler. Di-
renişlerin büyük çokuluslu şirketlerin (CUŞ) deneti-
mindeki basında derinlemesine ele alınmayacağını
tahmin ettiklerinden, bağımsız televizyon kanallan
aracılığıyla toplantılan ve yürüyüşleri tespit eden fılm-
ler hazırladılar. Gösteri sonrasmda kendi yörelerine
döndükterinde değerlendirme toplantılan yapıp bu
filmleri yerel gruplara da göstererek sorunlan, eieşti-
rilerini ve taleplerini olabildiğince geniş halk kesimle-
rine duyurmaya çalıştılar.
• • •
DTÖ, 1947 yılında, uluslararası ticaretin kurallannı
beiirlemek üzere imzalanan GATTnin (Genel Gümrük
ve Ticaret Anlaşması) 1995'te yeni bir organızasyon-
la güçlendirilmiş biçimidir. 1995'te yapılan değişlik-
lerle, DTÖ'nün üye hükümeUer üzerindeki etkisi ve ör-
gütün kurallannı uygulatma gücü artar. Üye ülkeler ör-
gütte bürokratlardan oluşan delegeleri tarafından
temsil ediliıier. Ancak bu bürokratların danışma ku-
rullan ağırlıklı olarak CUŞ'nin avukatlan ve uzmanla-
ndır. Cmeğin ABD delegelerinin danışma kurullann-
da, sendikalardan, insan haklan kuruluşlanndan, tü-
ketici gruplanndan tek bir tem'silci bile bulunmama-
sı büyük bir eleştiri konusu olmaktadır. Çünkü, geniş
halk kesimleri DTÖ'de alınan bir dizi karardan doğ-
rudan veya dolaylı etkileniyorken antidemokratik ya-
pılanma nedeniyle, bu kesimleri temsil eden birçok
kuruluş DTÖ'den dışlanmaktadır.
• • •
Üye hükümetler arasında bir ticari anlaşmazlık ol-
duğunda, konu DTÖ'nün "uyuşmazlık mahkemesin-
de" görüşülür. örgütün yapısı nedeniyle, bu mahke-
me de yine CUŞ uzmanlarının ve avukatlannın etki-
sindedir. Bir üye ülke, kendi CUŞ'sinin faaliyetleri teh-
likeye düştüğünde. bir başka üye ülke hükümetini
serbest ticareti engellemekle suçlayıp, bu mahkeme-
de dava edebilir. Bu davalar bazen, halk sağlığını ko-
rumaya yönelik kamu politıkalannı bıle sorgulamak-
tadır. örneğin, Avrupa Biriiği'nin yapay büyüme hor-
monuyla beslenmiş sığırlann etinın ithalini engelleyen
bir kamu politikası vardır. ABD delegeleri bu uygula-
mayı, Amerikan CUŞ'sinin Avrupa'ya et ihracatını en-
gellediği için uyuşmazlık mahkemesinde dava etmiş
ve davayı kazanmışlardır. DTÖ kurallanna göre, mah-
kemede kaybeden taraf, ya ticarete engel sayılıp sor-
gulanan kamu politikasını değiştınr, ya davacı ülkeye
tazminat öder ya da tüm üye ülkelerin ticari müeyyi-
deleriyle karşılaşır. Bu davada Avrupa Birtıği, halktan
gelebilecek tepkiler nedeniyle, söz konusu kamu po-
litikasını değiştirmek istemediğinden, ABD'ye tazmi-
nat ödemek zorunda kalmıştır. Uyuşmazlık mahke-
mesinde geçen beş yıl içinde, işçi haklannı ve doğa-
yı koaımaya yönelik davalar da ele alınmıştır. Ancak,
sendika temsilcilerinin ve çevrecilerin direnişler sıra-
sında da esefle belirttikleri gibi, bugüne kadar hiçbir
dava emekçiler lehine sonuçlanmadığı gibi hükümet-
ler, mahkemenin kararlan nedeniyle, doğayı koruma-
ya yönelik bir dizi kamu politikasını da değiştirmek zo-
runda kalmışlardır. Bu davalann kamuoyundan gizli
bir biçimde kapalı kapılar arkasında görüşülmesi ve
kararlann daha üst bir kurulda temyizinin mümkün ol-
maması da eleştirilen hususlardır.
•••
IMF ve Dünya Bankası'na yöneltilen eleştiriler de
yine bu kurumlann son yıllardaki uygulamalanyla il-
gilidir. Bilindiği gibi, Ikinci Dünya Savaşı'nın bitimin-
deki ünlü Bretton Woods Konferansfnın ürünü olan
bu iki kurum, daha sonra imzalanan GATT ile birlik-
te, kapitalist sistemin savaş sonrası düzeninin üç te-
mel direğidir. Sistemin kurallannı ve işleyişini gelişmiş
kapitalist ülkelerin egemenliğindeki bu kurumlar be-
lirler. IMF'nin kuruluş amacı, uygulanacak para poli-
tikalan konusunda hükümetler arası eşgüdümü sağ-
lamak ve ödemeler bilançosu dengesizliğiyle karşı-
laşan ülkelere destek olmaktır. Dünya Bankası da sa-
vaş nedeniyle yıkıma uğramış Avrupa ülkelerine ma-
li ve teknik destek sağlamak üzere kurulur. Daha son-
raki yıllarda ise kapitalist sistem içinde yer alan az-
gelişmiş ülkelerin kalkınma hamlesıne destek verir.
Ancak her iki kurum da 1980'li yıllardan itibaren ya-
pısal uyum programlanna ve bunların finansmanına
odaklaşmaya başlar. Azgelişmiş ülkeler 197O'lı yıllar-
da sistem içindeki kredi bolluğundan yararlanarak
yoğun biçimde borçlanmışlar, ancak 1982'de faizle-
rin yükselmesi ve gelişmiş ülkelere ihracatın gerile-
mesi ile dış borçlannı geri ödeyememe kriziyle karşı-
laşmışlardır. "Borç krizi" diye bilinen bu geri ödeme
zorluğunun uluslararası finans piyasasında denge-
sizliğe yol açacağı kaygısı ile, gerek gelişmiş ülke hü-
kümetleri, gerekse IMF ve DB gibi uluslararası kurum-
lar, azgelişmiş ülkelere, yapısal uyum politikalannı da-
yahriar. Bu çevrelerin varsayımı, borçlu ülkelerin eko-
nomilerinin dışa açılması ve ihracata yönelik kalkın-
ma politikalannın uygulanmasıyla, dış borç ödeme ka-
pasitelerinin artacağıdır. Yeni kredi kaynaklannın ku-
ruduğu ve dış yardımın azaldığı bu dönemde, azge-
lişmiş ülke hükümetleri fazla bir seçenek kalmadığın-
dan yapısal uyum politikalannı uygulamak zorunda
kalıriar. Halk arasında "kemer sıkma politikalan" di-
ye bilinen bu politikalar ile iç talep kısılmaya, üretim
ihracata yönlendirilmeye çalışılır. Ancak, birçok araş-
tırmanın aynntılarıyla gösterdiği gibi, yapısal uyum
politikalannın geniş halk kitleleri üzerindeki etkileri
son derece olumsuz olur.
• • •
CUŞ'lerin faaliyeti ile küreselleşen dünya ekonomi-
sinden gerek azgelişmiş, gerekse gelişmiş ülkelerde
zarar gören birçok kesim var. örneğin, gelişmiş ülke
emekçileri CUŞ'nin üretimi ücretlerin daha düşük ol-
duğu azgelişmiş ülkelere kaydırması sonucu işlerini
kaybediyorlar; azgelişmiş ülke emekçileri ise iş ola-
naklan artmakla birlikte, son derece kötü koşullar al-
tında ve geçimlik olmayan ücretlerle çalışmak zorun-
da kalıyorlar. CUŞ, sendikalaşma arttığında üretimi bir
ülkeden diğerine kaydırdıklan için, her iki ülke grubun-
da da iş güvencesi azalıyor hükümetler, CUŞ'yi cez-
bedebilmek için Uluslararası Çalışma örgütü'nün
(ILO) beliriediği temel işçi haklannı bile koruyamaz ha-
legeliyorlar. Günümüzün önemli birgelişmesi, Seatt-
le ve VVashington direnişlerinin de sergilediği gibi iş-
lerini, iş güvencelerini kaybeden, çevresel kirlilikten
zarar gören, insan haklan konusundaki kazanımlan yi-
tiren kesimlerin küreselleşen dünya ekonomisinde
küresel çapta bağlar kurup birlikte hareket etmeye
başlamalandır. Bu uluslararası hareketlerin gelecek
günlerdeki iktisadi ve politık gelişmelerde önemli bir
rol oynaması kaçınılmaz olacaktır.