20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 TEMMUZ 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tatlı kâr dönemine veda eden bankalar, daha az riskli olan bireysel kredilere yüklendi Kredüi tükethn ürkiitüyorHACERGEMİC! Yeni yüzyılla birlikte farklı bir dö- neme adım atan bankalar, Hazine'den sonra şimdi de tüketiciye oynuyor. Da- ha önce yüzde 150 faizle Hazine'ye borç veren ve kamunun borçlanma ih- tiyacı nedeniyle yıllarca "tath kâriar" elde eden bankacılık sektörü, rüzgânn yönü değışınce daha az riskli ve kârlı olan bireysel kredilere yöneldi. Biryandan düşük faizli, uzun vade- li taşıt ve konut kredileriyle tüketici- ler cezbedilmeye, diğer yandan da kre- di kartı kullanımını yaygınlaştırmak • Bir yandan düşük faizli, uzun vadeli taşıt ve konut kredileriyle tüketiciler cezbedilmeye, diğer yandan da kredi kartı kullanımını yaygınlaştırmak için çeşitli kampanyalar üretilmeye başlandı. Ancak gelişmeleri kaygı ile izleyen kimi ekonomistler ve bankacılar, enflasyonla mücadeleyle daralan ekonominin, daralan istihdam ve işsizliğe, bunun da kaçınılmaz olarak geri dönmeyen kredilere yol açacağına bunun hem tüketici hem de bankalar açısından tehlikeli olduğuna dikkat çekiyorlar. için çeşitli kampanyalar üretilmeye kabetin sonuçlan rakamlarda da ken- nin oldukça zor bir dönemeçtengeçti- başlandı. "Harcadıkça kazan", "oto- mobfl, cep tekfonu bedava". "taksftfi ahşveriş imkânT gibı yoğun bir reklam bombardımanı ile karşı karşıya kalan Türk tüketıcisi ise "abak abak ne «1- sak" moduna girmiş durumda. Bankalann girdiği bu kıyasıya re- dini gösteriyor. 7 Temmuz itibanyla bankalardan kullanılan tüketici kredi- leri 3 katrilyon 233 trilyona ulaşırken, kredi kartı kullanım miktan da 1 kat- rilyon 548 trilyona çıkh. Bankalar bi- reysel kredilerde yoğun bir rekabete girerken ekonomistler, mali sistemi- ğini işaret ederek gelişmeleri kaygı ile izliyorlar. Istanbul Üniversitesi tktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. tzzettin Önder, bankalann kredi vermekte çok fazla açıldıklannı ve bu- nun da potansiyel tehlike olduğunu söyledi. Reel sektör yerine daha risk- Cep telefonlu, otomobüli rekabetAkbank: Kredi kartlanyla alışveriş yapan kart sahipleri için her ay bir çekiliş düzenleniyor. Her çekilişte bir adet Mitsubishi Carisma otomobü ve 51 Compaq dizüstü bilgisayar verilirken, aynca yapılan abşverişlerle hediye alma şansı sunan Akpuan ve Amexpuan uygulamasmdan yararlanılıyor. FlnanSbank: GalaxyCard uygulaması ile hipermarketlerde taksitli alışveriş yapılabiliyor. Yine kredi kartı kullanımı sonrasmda hediye çekleri veriliyor. Alternattfbank: ABank, Honda ve MasterCard işbirliğiyle oluşturulan Honda Card ile yapılan alışvenşlerde kazanılan puanlar, Honda marka bir otomobil satın alınırken indirime dönüşüyor. Honda Card ile yapılan tüm harcamalarm yüzde 1.5'i, ay sonunda dolar üzerinden '^'kullanıcının Honda Puan hesabma Kaydedilıyor. Vakrfbank: Her 5 mılyon liralık harcamaya bir şans hakkı, her düzenli ödemeye de 10 şans hakkı veriyor. Vakıf puan uygulamasıyla da yapılan alışveriş sonucu elde edilen puanlarla, müşteriler katalogdan hediye seçebiliyor. BankaSI: Armağan kumbarası programı ile, Mondial kredi kartlan ile yapılan harcamalar karşıhğında biriktirilen puanlarla kataloglardan hediye alma olanağı sunuyor. Sık seyahat eden müşteriler için hazırlanan Platinum MasterCard ve Worid Signia ile de acil kart yenıleme, acil nakit avans, kayıp-çalmtı sigortası, alışveriş sigortası gibi hizmetlere ek olarak Priority Pass Kartı ile havaalanlanndaki VIP salonlanndan yararlanma olanağı veriliyor. Demirbank: Demirbank, Istanbul'un en büyük gece kulüplerinden biri olan Laila'nın JJ ankalar kredi kartı piyasasında müşteri kazanmak için çeşitli yöntemler kullamyorlar. Ahşverişlerle verilen hediyeler ve çekilişler bunlann bazılan. Tüketici kredilerinde son durum: (7 Temmuz) -Toplam tüketici kredisi... 3 katrilyon 233.3 trilyon lira. -TL cinsinden 3 katrilyon 233.2 trilyon lira -Yabancı para cinsinden....9 milyar lira TL cinsinden kullanılan J K -Konut kredisi 357.4 trilyon lira -Otomobil 1 katriryon 668.1 trilyon lira -Diğer kalemler. 1 katrilyon 207.7 trilyon lira Yabancı para cinsinden kullanılan -Otomobil 9 milyar lira Banka gruplanna göre dağılım TL cinsinden Kamu bankalan 762.1 triryonlira özel ve yabancı bankalar. 2 katrilyon 441.4 trilyon lira y « ,. Döviz cinsinden .A\V»" -özel bankalar. 9 milyar lira Kredi kartlan Kullanım tutan toplam.. 1 katrilyon 548.2 trilyon lira Tasfiye olunacak tüketici kredileri ve kredi kartlan tutan... 140.5 trilyon x ^ Tüketici kredilerinin kimiiği -En büyük müşterisi ücretliler. -36-55 yaş grubu daha çok kullamyor. -Eğitim düzeyi açısından yoğunluk lise mezunlannda. -Vade ağırlıklı olarak 10-12 ay arasında. siz görülen tüketici kredilerine yoğun- laşan bankacılardan bazılan da bu de- ğerlendirmeleri hakh buluyorlar. "K- reysei kredilerde banka ipoteğmi, te- minabnıahr. Ancak enflasyonla müca- dele ortamında daralan bir ekonomi- nin söz konusu olduğu görmezlikten geünemez. Bu da daralan istihdam ve işsizlik demektir. Bu nedenle önümüz- dekidönemlerdegeri dönmeyen kredi- lernedeniyle bankalann yoğun bir gay- rimenkulve taşıt stoku olabüir. Bunh- n da likiteçevirmek hiç de kolay değfl" diyen bir üst düzey bankacı, 2001 yı- lında sektörün yapısının tamamen de- ğişeceğinin altını çiziyor. Para piyasalannda kon- jonktürün şu anda tüketici kredilerine ağırlık verme- ye uygun olduğunu kayde- den bankacılar, yıllık yüz- de 35 enflasyon beklentisi sürerken bono faizlerinin yüzde 32'lerde olduğunu anımsatarak, önlennde pek fazla seçenek bulun- madığını ifade ediyorlar. Reel sektör isteksiz Bu arada reel sektöre ba- kıldığında ise ne onlann kredi kullanmak ne de bankalann kredi vermek isteğinin olduğu görülü- yor. Bankacılar, "Reelsek- törden büyük ve güvenH şbrketfer kredi kullanmava pekyanaşmıyor. Kapumza gelenler de doğrusu güven vermryor. Bireysel müşte- riler borçlannadaha saifak ve kfiçfik miktariarda ol- duğu için böylece risk da- ğrtılmış oluyor. Bikşik baz- da bireysel kredi faizlerinin yüzde 40-70 arasında ol- masıdabankalar içincazip bir oran" diyorlar. lira müşterilen için çıkardığı Demirbank&Laila Kart, Laila'ya ücretsiz giriş sağlarken, pazar gûnleri Laila'da yapılacak Demirbank sinema gecelerine .-,. ._, katılımda da öncelik sağlıyor. . : Yapi Kredi: Turkcell kart uygulaması ile sabit bir harcama sonucu cep telefonu veriyor. Banka, kredi kartı kullanımında hedef puan uygulamasına da devam ediyor. BANKA KREDİLERİNDE EZELİYARIŞ Akbank Alternatif Bank Anadolu Bank Bank Ekspres Demirbank Bayındır Bank Egebank EGS Bank Emlakbank Esbank Etibank Finansbank Garanti IktisatBank Interbank Kentbank Koçbank Osmanlı B. Pamukbank Şekerbank Iş Bankası TEB Toprakbank Türkbank Vakıfbank Yapı Kredi Yurtbank Ziraat Bankası Tüketici 8% 3.90 4.50 3.90 3.45 3.50 3.95 4.25 4.75 3.70 4.25 3.88 3.60 3.70 4.50 4.00 5.10 3.95 4.50 3.80 4.00 3.60 3.75 4.50 3.95 3.55 3.70 3.75 3.70 12% 3.90 4.50 3.90 3..4S 3.50 3.95 4.25 4.50 3.60 4.25 3.88 3.60 3.70 4.50 4.00 4.75 3.95 4.50 3.80- 4.00 3.60 3.75 4.50 3.95 3.55 3.50 3.60 3.60 Taşıt 8 * 3.20 3.25 2.90 2.70 2.80 2.95 3.10 3.10 3.00 3.15 3.40 2.95 3.20 2.70 2.90 3.20 3.10 2.90 3.50 3.35 3.20 2.70 4.50 3.10 2.85 2.95 3.50 3.70 1 2 % 3.20 3.25 2.90 2.70 2.70 2.95 3.10 2.95 2.95 3.25 3.40 2.95 3.20 2.70 2.90 3.10 3.10 2.90 3.50 3.35 3.20 2.70 4.50 3.10 2.85 2.95 3.50 3.60 Konut 12% 3.20 3.25 2.60 2.70 2.90 3.25 - 2.95 3.10 3.15 3.40 2.90 3.20 2.70 2.90 3.50. 3.20 2.90 3.60 3.50 2.95 2.80 4.50 3.20 4.00 3.00 3.50 - 24% 3.20 2.90 2.65 2.60 2.90 3.25 . 2.95 3.10 3.25 3.40 2.90 3.20 2.70 2.90 3.50 3.20 2.90 _ 3.50 2.95 2.80 - 3.20 3.80 3.00 3.40 - Kredikartlannaborçtakınayın Haziran ayı enflasyon rakamı yüz- •*'de 1 'in altına inerken bu oran ne kre- di kartı ne de mağaza alışveriş kartla- nndaki gecikme faizi oranlanna yan- sıdı. Meclis'te soru önergesine dahi neden olan banka kredi kartlanndaki faız oranlanmn yüksekliğine ilişkin olarak Devlet Bakanı Recep Önal, "kredflerin kaynağmı oluşturan fonla- n sağlayan tasarruf sahipieri ve diğer kreditörlerin haldannı korumak ama- cryla kredi geri dönüşlerini garanti al- tma almakiçin yüksek faiz uygulama- smıncaydmaetkisindenyararlandığı- nı" öne sürerek savunmaya geçerken Bazı kartlann faiz oranlan: Adı Taksit Card Advantage MudoKart YKM Faızoranı 7.5 7.9 18.0 10.0 halen banka kredi kartlannda faiz oranlan ortalama yüzde 5'lerde dola- şıyor. Mağazalann yaygın olarak kullan- dıklan taksitli alışveriş kartlanndaki faiz oranlan ise oldukça yüksek sevi- yelerde. Yıllık enflasyon hedefinin yüzde 25 olduğu bir ortamda mağaza- lann taksitli alışveriş kartlannda ge- cikme faizi oranlan yüzde 7.5'lerden başhyor. Bunlardan en yüksekleri ara- smda ise Mudo Card yer alıyor. Mu- do, taksitli ahşverişlerde aylık gecik- me faizi olarak yüzde 18 gibi yüksek bir oran uyguluyor. Bazı taksitli alış- veriş kartlannda firmalar faiz oranla- nnı aşağıya çekmeye çalışsa da hızlı bir düşüş yaşanmıyor. Son 1.5 ydda büyük bir atak yapan ve 1 milyon 10 bin müşteriye ulaşan Cem Boyner'in Advantage Card'ında yüzde 17 düze- yinde olan bu rakam, son olarak yüz- de 7.9'a çekilmiş durumda. Özel sektör tahvil ihraç edecek Bankalar bireysel kredilere ağırlık verirken özel sektör şir- ketleri de 1990'dan önce kullan- dıklan 'özel sektör tahvil ihraa- na" geri dönmeye hazırlanıyor. Bu amaçla bir kalkınma ban- kası ve üç-dört şirketin hazırlık içinde olduğunu kaydeden Ulus- lararası Araştırma ve Danışman- lık AŞ (İBAR) Yönetim Kurulu Başkanı Sdçnk Aboç, sonbahar- dan itibaren bu alanda ciddi bir hareketlilik olacağmm altını çiz- di. Bu arada daha önce kullanılan ve unutulan bir başka yaönm ara- ct olan 'Srurbğa dayalı roeokal kıymet ihraa"nuı da gündeme gelmesi bekleniyor. 1990 öncesine d5nüiayDr~ Hazine'nin 1990'dan sonra yüksek borçlanma ihtiyacı ile fi- nans piyasasında tek müşteri ha- line gelmesi ile ortadan kaybolan yatınm enstrümanlan da geri dönmeye başhyor. Geçmiş dö- nemde bütün ihraçlann aynı faiz- den yapıldığını anımsatan İBAR Başkanı Selçuk Abaç, "Şimdi ra- ting süreci işlediğ] için faiz oran- tan aynı olmayacak. Yatmmcuar borytanfnanm ardmdaki riski de bOmekisteyecelder. SadeceTürk- ler değUyabancüarda alacak. Ye- ni dönemin ilginç enstrümanla- rmdan biri oiacakve bankalar bu- mmrekabetimciddi öJçadehisse- decckfcr" diye konuştu. Özellikle Tûrkiye'de 1985- 9O'lı yıllarda yaygın bir şekilde kullanılan bu yöntemde, şirket Hazine gibi sabit faizle tahvil ve bono ihraç edebiliyor. Bunun için ise SPK'den izin almak gereki- yor. Bankalar kanah ile yapılacak olan bu satışlarda bankalar da portföylerinde bu kâğıtlara yer verebüecek. Banka alacakları Şirketlerin . borcu 20 katrilyonu geçti ANKARA (AA) - Şirketlerin, banka ve özel finans kuruluşlanna olan borçlan, mayıs ayında bir öncekı aya göre yüzde 2.9 artarak 20 katrilyon 70 trilyon 317.7 •• milyar liraya çıktı. Şirketlerin banka ve özel finans kuruluşlanna olan borçlan nisan aymda, 19 katrilyon 507 trilyon 890.4 milyar lira idi. Merkez Bankası'nın, ticaret siciline kayıtlı ve 5 milyar liranın üzerinde kredi kullanan firmalan ğöz önüne alarak hazırladığı mayıs ayı sektör kredileri raporuna göre, bankalar ve özel finans kuruluşlan tarafından kullandınlan toplam nakit içinde en yüksek paya, yüzde 14.3 ile tekstil ve tekstil ürünleri sahip oldu. Tekstil ve tekstil ürünlerini, yüzde 12.7 ile toptan ve perakende ticaret, yüzde 10.7 ile gıda, meşrubat ve tütün, yüzde 8.9 ile inşaat alarunda faaliyet gösteren firmalar aldı. Tekstil yine başta Bankalar ve özel finans kuruluşlan tarafından kullandınlan nakit içinde tekstil ve tekstil ürünlerinde faaliyet gösteren firmalarm oranı nisan aymda yüzde 31.9, toptan ve perakende ticaret yüzde 8.1, gıda, meşrubat ve tütün yüzde 9.5, inşaat yüzde 9.6 idi. Şirketlerin geçici rakamlara göre tasfiye olunacak kredi borçlan, mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 3 artarak 1 katriryon 905 trilyon 739.7 milyar liraya çıktı. Şirketlerin tasfiye olunacak kredi borçlan nisan aymda 1 katrilyon 848 triryon 934.5 milyar lira düzeyindeydi. GÖRÜS Dr. NEŞECAN BALKAN Dünya licaret Örgiitü, IMF ve Dünya Bankası ABD'de, geçen yilın kasım ayında Seattle şehrin- de ve geçen nisanda VVashington'da onbinlerce ki- şinin katıldığı büyük çaplı gösteriler düzenlendi. Gös- terilerin ilki, Seattle'dayıllık toplantısını yapan Dünya Ticaret örgütü'nü (DTO) ve bu örgütün son yıllarda- ki bazı uygulamalannı hedefliyordu. Seattle, bir an- da, ABD'nin ve dünyanın dört bir yanından gelen 50 bini aşkın emekçi, küçük çiftçi, çevreci, öğrenci, in- san haklan temsilcisi ve tüketici grubuyla doldu. Gös- tericiler sadece protesto yürüyüşleri yapmakla kalma- yıp fikir alışverişinde bulunmak, eleştirilerini/taieple- rini dünya kamuoyuna duyurmak üzere paneller, se- minerler ve bılgilenmetoplantılan dadüzenlediler. Di- renişlerin büyük çokuluslu şirketlerin (CUŞ) deneti- mindeki basında derinlemesine ele alınmayacağını tahmin ettiklerinden, bağımsız televizyon kanallan aracılığıyla toplantılan ve yürüyüşleri tespit eden fılm- ler hazırladılar. Gösteri sonrasmda kendi yörelerine döndükterinde değerlendirme toplantılan yapıp bu filmleri yerel gruplara da göstererek sorunlan, eieşti- rilerini ve taleplerini olabildiğince geniş halk kesimle- rine duyurmaya çalıştılar. • • • DTÖ, 1947 yılında, uluslararası ticaretin kurallannı beiirlemek üzere imzalanan GATTnin (Genel Gümrük ve Ticaret Anlaşması) 1995'te yeni bir organızasyon- la güçlendirilmiş biçimidir. 1995'te yapılan değişlik- lerle, DTÖ'nün üye hükümeUer üzerindeki etkisi ve ör- gütün kurallannı uygulatma gücü artar. Üye ülkeler ör- gütte bürokratlardan oluşan delegeleri tarafından temsil ediliıier. Ancak bu bürokratların danışma ku- rullan ağırlıklı olarak CUŞ'nin avukatlan ve uzmanla- ndır. Cmeğin ABD delegelerinin danışma kurullann- da, sendikalardan, insan haklan kuruluşlanndan, tü- ketici gruplanndan tek bir tem'silci bile bulunmama- sı büyük bir eleştiri konusu olmaktadır. Çünkü, geniş halk kesimleri DTÖ'de alınan bir dizi karardan doğ- rudan veya dolaylı etkileniyorken antidemokratik ya- pılanma nedeniyle, bu kesimleri temsil eden birçok kuruluş DTÖ'den dışlanmaktadır. • • • Üye hükümetler arasında bir ticari anlaşmazlık ol- duğunda, konu DTÖ'nün "uyuşmazlık mahkemesin- de" görüşülür. örgütün yapısı nedeniyle, bu mahke- me de yine CUŞ uzmanlarının ve avukatlannın etki- sindedir. Bir üye ülke, kendi CUŞ'sinin faaliyetleri teh- likeye düştüğünde. bir başka üye ülke hükümetini serbest ticareti engellemekle suçlayıp, bu mahkeme- de dava edebilir. Bu davalar bazen, halk sağlığını ko- rumaya yönelik kamu politıkalannı bıle sorgulamak- tadır. örneğin, Avrupa Biriiği'nin yapay büyüme hor- monuyla beslenmiş sığırlann etinın ithalini engelleyen bir kamu politikası vardır. ABD delegeleri bu uygula- mayı, Amerikan CUŞ'sinin Avrupa'ya et ihracatını en- gellediği için uyuşmazlık mahkemesinde dava etmiş ve davayı kazanmışlardır. DTÖ kurallanna göre, mah- kemede kaybeden taraf, ya ticarete engel sayılıp sor- gulanan kamu politikasını değiştınr, ya davacı ülkeye tazminat öder ya da tüm üye ülkelerin ticari müeyyi- deleriyle karşılaşır. Bu davada Avrupa Birtıği, halktan gelebilecek tepkiler nedeniyle, söz konusu kamu po- litikasını değiştirmek istemediğinden, ABD'ye tazmi- nat ödemek zorunda kalmıştır. Uyuşmazlık mahke- mesinde geçen beş yıl içinde, işçi haklannı ve doğa- yı koaımaya yönelik davalar da ele alınmıştır. Ancak, sendika temsilcilerinin ve çevrecilerin direnişler sıra- sında da esefle belirttikleri gibi, bugüne kadar hiçbir dava emekçiler lehine sonuçlanmadığı gibi hükümet- ler, mahkemenin kararlan nedeniyle, doğayı koruma- ya yönelik bir dizi kamu politikasını da değiştirmek zo- runda kalmışlardır. Bu davalann kamuoyundan gizli bir biçimde kapalı kapılar arkasında görüşülmesi ve kararlann daha üst bir kurulda temyizinin mümkün ol- maması da eleştirilen hususlardır. ••• IMF ve Dünya Bankası'na yöneltilen eleştiriler de yine bu kurumlann son yıllardaki uygulamalanyla il- gilidir. Bilindiği gibi, Ikinci Dünya Savaşı'nın bitimin- deki ünlü Bretton Woods Konferansfnın ürünü olan bu iki kurum, daha sonra imzalanan GATT ile birlik- te, kapitalist sistemin savaş sonrası düzeninin üç te- mel direğidir. Sistemin kurallannı ve işleyişini gelişmiş kapitalist ülkelerin egemenliğindeki bu kurumlar be- lirler. IMF'nin kuruluş amacı, uygulanacak para poli- tikalan konusunda hükümetler arası eşgüdümü sağ- lamak ve ödemeler bilançosu dengesizliğiyle karşı- laşan ülkelere destek olmaktır. Dünya Bankası da sa- vaş nedeniyle yıkıma uğramış Avrupa ülkelerine ma- li ve teknik destek sağlamak üzere kurulur. Daha son- raki yıllarda ise kapitalist sistem içinde yer alan az- gelişmiş ülkelerin kalkınma hamlesıne destek verir. Ancak her iki kurum da 1980'li yıllardan itibaren ya- pısal uyum programlanna ve bunların finansmanına odaklaşmaya başlar. Azgelişmiş ülkeler 197O'lı yıllar- da sistem içindeki kredi bolluğundan yararlanarak yoğun biçimde borçlanmışlar, ancak 1982'de faizle- rin yükselmesi ve gelişmiş ülkelere ihracatın gerile- mesi ile dış borçlannı geri ödeyememe kriziyle karşı- laşmışlardır. "Borç krizi" diye bilinen bu geri ödeme zorluğunun uluslararası finans piyasasında denge- sizliğe yol açacağı kaygısı ile, gerek gelişmiş ülke hü- kümetleri, gerekse IMF ve DB gibi uluslararası kurum- lar, azgelişmiş ülkelere, yapısal uyum politikalannı da- yahriar. Bu çevrelerin varsayımı, borçlu ülkelerin eko- nomilerinin dışa açılması ve ihracata yönelik kalkın- ma politikalannın uygulanmasıyla, dış borç ödeme ka- pasitelerinin artacağıdır. Yeni kredi kaynaklannın ku- ruduğu ve dış yardımın azaldığı bu dönemde, azge- lişmiş ülke hükümetleri fazla bir seçenek kalmadığın- dan yapısal uyum politikalannı uygulamak zorunda kalıriar. Halk arasında "kemer sıkma politikalan" di- ye bilinen bu politikalar ile iç talep kısılmaya, üretim ihracata yönlendirilmeye çalışılır. Ancak, birçok araş- tırmanın aynntılarıyla gösterdiği gibi, yapısal uyum politikalannın geniş halk kitleleri üzerindeki etkileri son derece olumsuz olur. • • • CUŞ'lerin faaliyeti ile küreselleşen dünya ekonomi- sinden gerek azgelişmiş, gerekse gelişmiş ülkelerde zarar gören birçok kesim var. örneğin, gelişmiş ülke emekçileri CUŞ'nin üretimi ücretlerin daha düşük ol- duğu azgelişmiş ülkelere kaydırması sonucu işlerini kaybediyorlar; azgelişmiş ülke emekçileri ise iş ola- naklan artmakla birlikte, son derece kötü koşullar al- tında ve geçimlik olmayan ücretlerle çalışmak zorun- da kalıyorlar. CUŞ, sendikalaşma arttığında üretimi bir ülkeden diğerine kaydırdıklan için, her iki ülke grubun- da da iş güvencesi azalıyor hükümetler, CUŞ'yi cez- bedebilmek için Uluslararası Çalışma örgütü'nün (ILO) beliriediği temel işçi haklannı bile koruyamaz ha- legeliyorlar. Günümüzün önemli birgelişmesi, Seatt- le ve VVashington direnişlerinin de sergilediği gibi iş- lerini, iş güvencelerini kaybeden, çevresel kirlilikten zarar gören, insan haklan konusundaki kazanımlan yi- tiren kesimlerin küreselleşen dünya ekonomisinde küresel çapta bağlar kurup birlikte hareket etmeye başlamalandır. Bu uluslararası hareketlerin gelecek günlerdeki iktisadi ve politık gelişmelerde önemli bir rol oynaması kaçınılmaz olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle