19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 TEMMUZ 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Fehriye Erdal mahkemeye BRUKSEL(AA)- Belçika'nın Gent Başsavcısı Johan Delmulle, Özdemir Sabancı suikastı zanlılanndan Fehriye Erdal'tn 20 Temmuz Perşembe günü Gent temyiz mahkemesıne çıkanlacağını açıkladı. Bnıges mahkemesinin 3 gün önce tutuklu kalma süresını uzatması üzerine temyize giden Fehriye Erdal'ın, 20 Temmuz'a kadar Bnıges hapıshanesınde kalacağı bildirildi. Adının açıklanmasını istemeyen ve Fehriye Erdal'ın dosyası ile ilgilenen Belçika tçişleri Bakanlığı görevlisı, "Belçika hükümeti, Fehriye Erdal'ın Belçika'yı terk etmesi için kesin karar aldı. Bu olay değişik senaryolarla gerçekleşebilir. Ama Türkiye'ye kesınlıkle iade edilmeyecek" dedi. 'Ankara'mn dünü, bugünü, yanm' • ANKARA (Cumhurtyet Bûrosu) - CHP yönetiminin, yeniden yapılanma çalışmalan kapsamında yaklaşık 4 aydır yürüttüğü "Halkla Birlikte Çözüm Projesi" yann Ankara'da, 22 Temmuz'da da Istanbul'da düzenlenecek toplantılarla sona erecek. CHP "Halkla Birlikte Çözüm Projesınin" "Ankara'mn Dünü, Bugünü ve Yannı" konulu toplantısı yann Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezı'nde saat 10.30'da başlayacak. Erbakan: Devtet vatandaşa zufenedyor • ANKARA (Cumhurtyet Bürosu) - Kapatılan RP'nin Genel Başkam Necmettin Erbakan, dün ASKİ Sosyal Tesisleri'nde çeşitli illerden gelen FP'lilerle görüştü. Erbakan burada yaptığı açıklamada, "Batı'da 'devlet vatandaşa hizmet için var' anlayışı hâkimdir. Vatandaşa zulmediyorsa, o devletin ne önemi kalır" dedi. Köşk parasım istiyor • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Cumhurbaşkanlığı eski Idari ve Mali Işler Daire Başkam Gülizar Baysal'ın da aralannda bulunduğu 8 kişiden, malzeme ahmında fazladan ödendiği iddia edilen70miryar731 milyon liralık bedelin tahsili istemiyle açılan davaya devam edildi. Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi, 10 sanığın "Devlet alım-satım ihalesine fesat kanştırdıklan"' gerekçesiyle yargılandıklan diğer davanm sonucunun beklenmesini kararlaştırdı. BûnciMHP'ye yüUernf • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, dön düzenlcdiği basm toplantısında MHP'nin başka partiye saldırmaktan başka çaresinin kalmadığıru belirterek "Bahçeli-solun, demokratik sol ile anlaşarak seçim barajını yüzde 5'e çekmekten başka çıkar yolu kalmamıştır" dedi. Ekinci, MHP'nin idamın hem kilidi hem de anahtan olduğunu söyledi. Türkiye'nin adaylık rotasının belirleneceği süreç dün Ankara'da başladı AB ile sıkmtıh dönemANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türki- ye'nin, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinin ge- leceği açısından önem ta- şıyan ve insan haklan, Güneydoğu sorunu, ölüm cezası gibi duyarb konulann da tartışılması- na neden olacak süreç dün Ankara'da başladı. Dışışleri Bakanı tsma- il Cem ile Ankara ve Kayseri'de temaslarda bulunan AB'nin genişle- meden sorumlu komise- ri Gûnther Verheugen. adaylık sürecinin temel taşı olarak tanımlanan katılım ortaklığı belgesi- nin hazırlanması çalış- malanm başlattı. Cem, katılım ortaklığı belgesinin işlevsel ola- bilmesi için mali işbirli- ği paketinin yaşama ge- çiribnesi gerektiğini bil- dırdi. AB'den sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak ka- bineye giren Mesut Yıl- maz, Verheugen'dan gö- riişme randevusu alırken MHP Genel Başkam Devlet BahçelL AB Ko- miseri ile görüşmeyi red- detti. Helsinki Zirvesi'nde adaylık statüsünü kaza- nan Türkiye, AB 'ye katı- lım sürecinde büyük önem taşıyan katılım or- taklığı belgesinin hazır- lanması sürecini dün An- kara'da başlattı. Adaylık MHP'li bakanlar Yüce Divan'a gitmesini istedikleri Yılmaz'la birlikte çalışacak Yetki anlaşmazlığı bekleniyor ANKARA(Cumhu- riyet Bürosu) - ANAP Genel Başkam Mesut Yümaz'ın hükümete girmesiyle birlikte 57. hükümeti zorlu günler bekliyor. Yılmaz'm, kendisının Yüce Di- van'a gitmesi yönün- deoykullanan MHP'li bakanlarla birlikte ça- hşmasının güçlükleri- ne dikkat çekilirken DSP'li Dışişleri Baka- m tsmail Cem'le de yetki tartışmalan yaşa- yabileceği vurgulandı. DYP liden Tansu ÇD- ler'in u çaüda ANA- YOL" formülünü orta- ya atarak hükümete girme hesabı yapması veTCY'nin312.mad- desinin kaldınlması konusunda karşı karşı- yageldiğıMHP'yihe- def alan FP'nin yakla- şımı da sonbaharda si- yasette yeni senaryo- lann ortaya çıkacağı- nm sinyallerini verdi. ANAP hderi Mesut Yılmaz, DYP'nin oy- lamalara katılmayarak verdiği dolaylı destek- le Yüce Divan'dan kurtulup bir süre tatil yaptıktân sonra hükü- mete girdi. Başbakan Ecevit, MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet BahceM'ye dün sabah bu konuda bilgi verdi. Ecevit, gazete- cilerin "Babceo'ıünbu görevlendirmeden ra- hatsız olduğu söyleni- yor" sözlen üzerine şunlan söyledi: "Hayır, kamuoyu önündekiaçıklamalar- dan da biliyorsunuz ki öteden beri Sayın Bab- çefi deSaym Mesut Yü- maz'ın Bakanlar Ku- rulu'nda başbakan yardımcısı olarak gö- rev alması beklentisi içindeydL O bakımdan herfaangi bir sorun söz konusu değiktir. Bu sa- bah (dün) Sayın Bab- çeii Oe de zaten konuş- tum." MHP'li TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu. dün yap- tığı yazılı açıklamada, Yılmaz'm hükümete girmesini "geç kalın- rmş, fakat roemnunrvet verici bir gelişme" ola- rak değerlendırdı. Dışişleri Bakanı Cem, Anadoiu'yu daha yalandan tammak isteyen Verheugen'e bir hah hediye etti. tsmail Cem, Verheugen 7 seçim bölgesi Kayseri 'ye göîürdü 'Türkîye-AB üişküeriiyiyolda' KAYSERİ (Cumhuriyet) - Dışişleri Bakanı Ismail Cem, ara- lık ayından bu yana Türkıye-AB ilişküerinin hızlandığını saptadık- lannı belirterek "ryi bir yoMa de- vamettiğimizivebirprobtemotoa- dığını gördük* dedi. Dışişleri Bakanı tsmail Cem ve AB Komisyonu'nun genişleme- den sorumlu üyesi Günter Verhe- ugen, Kayseri'de temaslarda bu- lundu. Cem ile Verheugen, Kayse- ri Sanayi Odası'nda ortak bir ba- sm toplantısı dûzenlediler. Verhe- ugen ile yaptıklan göriişmelerde, sonbaharda açıklanması beklenen Katılrm Ortaklığı Belgesi'nin ha- nriık çalışmalannı ele aldıklanru beürten Cem, Verheugen'in Ana- doiu'yu ve Anadolu insanını daha yakından tammak amacıyla Kay- seri'ye gelmek istediğini belirtti. Cem, Verheugen'in Kayseri'ye gelişine ikincı neden olarak da kentteki AB rrribat Merkezi'ni zi- yaret etme isteğini gösterdi ve merkezin çalışmalan hakkında bil- gi alacaklannı söyledi. Cem, AB konusunda şimdiye kadar yapılan görüşmelerin üç alanda yoğunlaştığım belirterek bunlann siyasi, ekonomik alanlar ve mevzuat uyumu konusu oldu- ğunu kaydetti. Türk ekonomisinin AB ülkeleri ekonomilerine uyumu konusunda yapılacak çok iş bulun- duğunu söyleyen Cem, buna rag- men Türkekonomisinin iyi bir ge- lişim içinde olduğunu ıfade etti. Koalisyondaki çekişmeler, dış politikada bölünmeyi derinleştiriyor Ehş politikada dört başlıbk ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 3 partili birkoalisyon tarafından oluş- turulan 57. hükümetin bazı dış poli- tika konularmı DSP, MHP ve ANAP arasında bölüştürmesi, Türk diploma- sisinin etkin ve eşgüdümlü bir siyaset izlemesine engel oluşturuyor. Türk cumhuriyetleri, Kıbns, AB ve enerji diplomasisını ılgilendken bu bölün- mede yaşanan gelişmeler şöyle: AB: ANAP Genel Başkam Yıl- maz, AB ile ılişkilerden sorumlu başbakan yardımcısı ve devlet baka- nı olarak kabıneye girdi. Adaylık sta- tüsünûn ahnmasımn ardından oluş- turulan yapı 3 partiden bir bakana görev verihnesini öngörüyor. Türk cumhuriyetleri: Türk cum- huriyetleri ile ilişkilerden MHP'li Devlet Bakanı Abdülhaluk Çay so- rumlu bulunuyor. Devlet Bakanı Çay'ın Türk cumhuriyetleri ve Rus- ya Federasyonu ile ilgdi açıklamala- n, Türkiye'nin dış politikasına uy- mayan özellikler taşıyor ve Dışişleri Bakanlığı'nı zor durumda bırabyor. Enerji diplomasisi: 1990'lardan ben Türkiye'nin enerji poliükalann- da söz sahibi olmayı amaçlayan ANAP, petrol ve doğalgaz alımı ko- nulannda hükümetten farklı bir po- litika izledi. Kıbns: Kıbns konusunda da Şük- rü SinaGüreTin agırlığı hissediliyor. Devlçt Bakanı olarak bu görevini koruyan Gürel, Kıbns konusundaki şahm politikalan ile biliniyor. Dışiş- leri ile diğer bakanlara oranla daha koordineli çahşan Gürel'in, aynı par- tiden olmasına karşın Dışişleri Baka- m Cem ile bazı konularda anlaşama- dığı kaydedıliyor. statüsünün alınmasının ardmdan ilk 6 aylık dö- nemde AB Genel Sekre- terlıği'nin oluşturulma- sıyla ugraşan Türkiye, eylül ayından itibaren zorlu bir döneme gire- cek. Verheugen'in dünkü temaslan sırasında ele alınan katılım ortaklığı belgesi için görüşmeler eylül ayında Ankara ve Brüksel'de gerçekleştiri- lecek. 20-30 Eylül günleri arasında katılım ortaklığı belgesi taslağının hazır ohnası bekleniyor. Dışiş- leri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, katılrm ortaklığı belgesinin 6-7 sayfayı geçmeyeceğini belirtirken "Ekonomik alanda IMF ve Dünya Bankası'yla yaptığunız anlaşmalar nedeniyle AB bizj fazla zorlayamaz.An- cakasd sıkmü siyasi öJçüt- lerin karsüanmasmda ya- şanacak. AB, Eylül ayının sonuna kadar, Türki- ye den gerçeklestireceği siyasi reformlarla ilgjli ke- sin ifadekr duymak isti- yor" dedi. Katılım ortaklığı bel- gesinin hazırlanmasının ardından Türkiye de AB ile uyum sürecinde izle- yeceği ulusal programı hazırlayacak ve uygula- maya geçecek. AB'nin 100 bin sayfayı bulan mevzuatına uyum ile il- gili takvim de ulusal programda yer alacak. AB'nin katılım ortak- lığı belgesinde aynntıya girmeden tüm adaylar için geçerli olan Kopen- hag kriterlerinin karşılan- masını isteyeceği kayde- dildi. Kopenhag kriterle- ri, insan haklanmn ihlal- lerinin giderihnesıni, ış- kencenin önlenmesini, azınlıklara haklanmn ve- rihnesi, hukuk devleti ya- pısının güçlendirilmesi gibi reformlan içenyor. Aynı Dışişlen yetkılisi, Başbakanlık İnsan Hak- lan Koordinatör Üst Ku- rulu'na sunulan raporun hükümet tarafından sa- hıplenılmesı ve AB'ye bu reformlann belirlenen bir takvimle sunulacağı gü- vencesinin verilmesi du- rumunda, bu süreçte ya- şanacak sıkıntılann gide- rilebileceğüıi de bildirdi. MaK işbiriiğinde gecikme Verheugen-Cem görüş- mesinde ağırlıklı olarak AB'nin katılım ortaklığı belgesinin yayımlanacağı 8 Kasım'a kadar taraflann yapacaldan çalışmalar üzerinde duruldu. AB Komiseri'nin, Ko- misyon'un izleyeceği ça- lışmalan ve izlenecek prosedür hakkında Cem'e bilgi verdiği bildirildi. Cem'in de mali işbirliği paketinin yaşama geçiril- memesinden duyulan ra- hatsızlığı dile getirdiği kaydedildi. \ IRMIKIAYDIN ENGÎN [email protected] tr Bu başlık altında ne kadar çok yazı okudum; ne kadar çok yazdım... Adanın kuzeyinden ve güneyinden konuştuğum, tanıştığım ne kadar çok kişiden duydum bu cümleyi... 50 yıldır katmerlenerek sürüp giden "Kıbns kör- düğümü"nü, büsbütün çözümsüzleşti- ren uluslararası politikalan; Kıbns soru- nunu çözmek için masanın başına otu- ran ve oturtulanlann, aslında "ne yapar, ne ederiz de bu düğümü çözdürmeyiz" demelerinin altında yatan gerçeği kım- bilir kaç kez, bu yazının başlığındaki ya- lın cümle ile özetleyiverdiler: Batmayan uçakgemisi: Kıbns! Neredeyse 50 yılını dolduran Kıbns "itiş-kakışında" siz hiç, adadaki Ingiliz askeri üssünün masayayatınldığını, üs- tünde durulduğunu, hatta adından söz ediidigiri! anımsryor musunuz? Nedir Kıbns'ın önemi? Avuç içi kadar bir Doğu Akdeniz adasını, 50 yıldır dün- yanın önemli "kriz bölgelerinden biri" kılan nedir? 750 bin kişilik toplam nüfu- suyla (140 bini Türk, 610 bini Rum) bu "cüce-ülke", kimler için ve niçin, ulus- lararası politikayı kilitleyecek kadar önemlidir? ••• Seçim gezilerinden birinde, GAP'tan kendi çocuğuymuş gibi söz eden, Fı- rat'ın "yedi küpelıgelini"y\e -galiba hak- lı olarak- övünen bir başbakan, GAP'ın Batmayan Uçak Gemisi: Kıbns güvenliğine ilişkin bir soruyu, önce "GAP'ın ve Iskenderun Umanı'ndaki petrol boru hattının..." diye düzetttikten sonra eklemişti: - Gûvenlik meselesi sağlam kazığa bağlanmıştır. Bu devlet Kuzey Kıbns'a kucakla para dökmûştür, dökmektedir, dökecektir. Boşuna değildir. Yani? Yani karmaştk, çapraşık, çetrefil, insa- nın içine sıkıntılar salan diplomasi dilini biryana bırakıp söylersek, Türkiye, Kıb- ns'ın kuzeyini elinde, denetimindetuta- rak, bu uğurda servetler harcayarak Do- ğu Akdeniz'deki yumuşak karnını gü- venceye alma hesabında. NATO'daki "mûttefıkimiz" ve fakat aynı zamanda "resmi düşmanımız" Yunanistan'dan gelecek bir saldınya karşı Doğu Akde- niz'deki bu batmayan uçak gemisinin kocaman güvertesinin bir bölümünde üslenilmiştir ve bu aynı zamanda Orta- doğu'da da askeri üstünlük sağlayacak bir noktayı elde tutmak anlamına gel- mektedir. Yunan milliyetçiliği ise, NATO'daki "müttefiki'' ve fakat aynı zamanda "res- mi düşmanı" Türkiye'yi güneyden teh- dit edebileceği bu batmayan uçak ge- misinin güvertesinin bir bölümünü bile kaptırmaya yanaşmamakta. Kıbns hal- kının yüzde 80'inin Rum oluşunu ulus- lararası platformlarda "tanıt" (=argü- man) olarak kullanıp siyasal manevra çevirmekte. Ege'de son dönemde esen "banş rüzgârlan", birlikte uzo-rakı içip, sirto- zeybek oynamaktan birkaç basamak yukan tırmandı. Doğru. Türkiye'nin AB'ye katılma sürecinde Yunanistan, taktığı kelepçeleri bir mik- tar gevşetti. Doğru. Ama Kıbns konusunda ciddiye alına- cak herhangi bir adım, her iki taraftan da atılmış değBT^ -^~__^-J. ~ Ne kaldı? Eski "efendi", şimdinin "ga- rantör"ü Ingiltere ile dünyadaki bütün bunalımlara, çatışmalara, uzlaşmazJık- lara "maydanoz" olması gereken ABD. Onlar ne yapıyor? Valla 50 yıldır ne yapıyoriarsa gene onu yapmaktalar: Yok gevşek federas- yon olsun... Hayır sıkı konfederasyon olsun... Durun, önce güven arttıncı ön- lemleri konuşalım... Aman, aman dik- kat, Güneydeki komünist eğilimli AKEL (Emekçi Halkın llerici Partisi) fazla güç- lendi, frene basalım... Kuzey'deki ileri- ci, solcu unsurian temizlememek gerek, yoksa işler sarpa saracak... Birteşmiş Milletler Genel Sekreteri desin ki... Ha- yır hayır, dörtlü konferans toplansın... Yok yok en iyisi Lahey Adalet Divanı... Aman olur mu, önce Türk ve Rum lider- ler buluşsun... Ama asla ve asla, adadaki büyük In- giliz üssü söz konusu edilmesin. Barut fıçısı Ortadoğu'nun ve onu barut fıçısı kı- lan petrol yataklannın askeri denetimi için Kıbns hep "batmayan bir uçak ge- misi" olarak kalsın. Asla ve asla bağım- sız bir devlete dönüşmesin. Rumlar ve Türkler bunca kana, bunca düşmanlığa rağmen birbirlerine dostluk ellerini uza- tııiar da, adada Rum'u, Türk'ü ile Kıbns halkı kendi geleceğini kendi ellerine alır- sa Doğu Akdeniz'in güvenliği tehttkeye- giriverir. Kıbns Cumhuriyeti, Cumhunbaşkanı Makarios ve Cumhurbaşkanı Yardım- cısı Dr. Fazıl Küçük döneminde Kıb- ns'in "bloksuzlar" hareketinde oynadı- ğı etkili ve onurlu uluslararası rolü anım- sayın ve bir daha asla o günlere geri dö- nülmemesi için elden ne geliyorsa, onu yapın! • • • Kıbns kördüğümüne ve gitgide kat- merlenen çözümsüzlüğe bir de bu göz- le ve bu açıdan bakmaya ne dersiniz? POLTltKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA İhale YOK Başkam Prof. Dr. Kemal Gürüz. el altından kimi köşe yazarlanna bilgi veriyor; 'bilim insanı' kim- liğındeki çıkar gruplannın sözcüleri, elektronik pos- ta adreslerine yalan yanlış açıklamalar yapıyor: "Prof. Dr. Emin Alıcı ile Prof. Dr. Fethi Idiman, Dokuz Eylül Üniversitesi'nde huzur bırakmadı; Alı- cı ve Idiman aynı zamanda mahkemelik oldular..." Önce şunu belirtelim: Dokuz Eylül Üniversitesi'nin yapısı demokrat kim- . liğe sahiptir. O nedenle de Alıcı ve Idiman'ın oy top- lamı 838 olmuştur... Dokuz Eylül Ünıversıtesi, Alıcı ve Idiman'ın kav- gaya dönüştürdüklen 'arena' olmadığı gibi, öğretim üyeleri de bu kavgadan yakafilan silkmemişlerdir... Zaten seçim sonuçları da bu gerçeği gösteri- , yor... Eğer, YÖK Başkanı'nı savunanlar seçim sonuç- lanna bakıp şu soruyu sorsalar, olay çözülecek: "Kavgacı iki bilim insanı (Alıcı: 449, Idiman: 389) toplam 838 oy alırken etliye sütlüye kanşmayan, si- • yasal bir tercihi olmayan Prof. Dr. Faik Sanalioğlu ' nasıl olur da 142 oy alır?" Isterseniz, gelin madalyonun öteki yüzüne bir ba- ^ kalım: Dokuz Eylül Üniversıtesı Tıp Fakültesı Hastanesi, her yıl 50-60 milyon dolatiık 'tıbbi ve radyolojik ay- gıt ihalesi' açıyor mu? Açıyori.. Şu anda 7 milyon dolariık radyolojik aygıt ihalesi açıldı, ama bir usulsüzlük yapıldığı için durdurul- du... Acaba YÖK'te ve Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki komisyonda ihaleye katılan şirketin ortaklarıyla ilişkili kimler vardı? Ben çok merak edıyorum, sanınm bir açıklama yapılır... • • • Çarpıtılan bir başka nokta da şudur: "Alıcı ve Idiman, kendi yandaşlannı üniversiteye aldı ve egemenlik kurdu..." Dokuz Eylül Üniversitesi'nin kadrolanna dört yıl- da 450 kişi alındıysa acaba Dicle, Çukurova, Is- tanbul, Ankara, Erzurum Atatürk ve diğer ünıver- sitelere kaç kişı alındı? Dekan ve rektör tek başına bir kişıyı üniversiteye alamaz... Nasıl oluşur öğretim görevlısi kadrolan? Rektör kadro açar, ıstediğı eleman sayısını YÖK'e bildirir... Eğer YÖK olur vermezse, rektör tek başına ele- man alamaz, öyle bir yetkisi yoktur!.. Bakıyorum tüm gözler Dokuz Eylül Üniversite- si'ne çevrildi ve tartışma 'kadrolaşma ve kavga' üze- rine oturtuldu... Dokuz Eylül Üniversitesi'nin trilyonlarca liralık bütçesi bulunuyor... Etten enjektöre; tanesi 100 mılyar lıra olan yatak- tan, içme suyuna; pansuman bezinden radyolojik aygıtlara dek trilyonluk bir pasta!.. Alıcı ve Idiman bu pastaya göz dikenleri çok iyi biliyor!.. Bir başka konu... _ - Doç. Dr. Yüksel Gürüz kımdir? 1 " YÖK Başkam Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün kardeşi... Doç. Dr. Gürüz, Ege Ünıversitesi Tıp Fakültesi Hastanesı'nden Dokuz Eylül Tıp Fakültesı Hastane- sı'ne geçmek istiyor, ancak geçemiyor... Ne diyorsunuz? Engelleyenler kim? Alıcı mı, Idiman mı? • • • Dokuz Eylül Üniversitesi'nde yaşananlar. Türki- ye'nin bugün içinde bulunduğu durumu yansıtı- yor... Kadrolaşma mı? Bırakın dört yılı, son dört ay içinde bazı ünıversi- telere YÖK ne kadar kadro verdi? Benim bildiğim, mayıs ayında sadece Dıcle Üni- versitesi'ne 41 kişilik eleman kadrosu verdi YÖK!.. Üstelik bu 41 kışi seçımlerde oy kullandı!.. Bugün YÖK üyelerini tek tek inceleyin, içlerin- de 'ilerici kimliği' olan bir kişıyı göremeyeceksiniz!.. YÖK üyeleri, Dokuz Eylül Üniversitesi'nin ilenci ve demokrat yapısından rahatsız oldular... Dokuz Eylül Ünıversıtesi dün de çağdaş bir bilim yuvasıydı, bugün de... Eğer üniversitede 'çıkar kavgası' olsaydı Alıcı ve Idiman toplam 838 oy alamaz, bilim insanlan cüp- peleriyle Izmır'deyürümezlerdı... Cumhunyet'in fzmir Temsilcisi Serdar Kızık'ın yazdığı gıbı Dokuz Eylül Üniversitesi'nin Atatürkçü, demokrat, aydın kadrolan sağ çevreleri rahatsız etti; Gürüz MHP'nin etkisi altında kaldı; sonunda tril- yonlarca liralık bütçenin, ihalelerin kurbanlan seçil-,4— di: Alıcı ve Idiman... Işin içinde hem siyaset hem ticaret hem de tari- katvar!.. , Benim Prof. Dr. Faik Sanalioğlu'na bir sözüm yok! Ona oy veren 142 kişi önemli! Ideolojilenni de zaten saklamıyoıiar!.. A Bazı yazarlar, Alıcı ve idiman'ı suçlarken, 838 \ bilim insanının verdikleri oylan hangi kefeye ko- — yuyorlar? Onların oy verme özgürlüklerini neden yok sayıyorlar? hikmet.cetinkaya(a cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Bakanlık tazminat ödeyecek Devlet yine mahkûm ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay, gazetermz yazan Uğur Mumcu'nun katledildiği suikastta devletin kusurlu olduğu saptamasını yineledi. Danıştay 10 Dairesi, Mumcu'nun kardeşleri Ceyhan Mumcu ile Beyhan Gürson'un açtığı davada Içışlen Bakanlığı'm 5'er milyon lira tazminat ödemeye mahkûm etti. Daire üyesi Ali Güven, mıktan düşük bularak muhalefet şerhi yazdı. Mumcu'nun kardeşlerinin idare mahkemesinde açtıklan manevi tazminat davasına ilışkın yargı sürecı 22 Haziran'da Danıştay'da sona erdi. İdare mahkemesi, devletin suikastta hizmet kusuru bulunmadıgını savunarak devletin ^>-«f elinden geleni yaptığını öne sürmüş ve başvuruyu reddetmiştı. Mumcu ile Gürson'un temyiz başvurusunu görüşen Danıştay, devletin hizmet kusuru bulunduğunu vurgulayarak karan bozmuş, tazminat miktannı onamıştı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle