Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 TEMMUZ 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Fehriye Erdal
mahkemeye
BRUKSEL(AA)-
Belçika'nın Gent
Başsavcısı Johan
Delmulle, Özdemir
Sabancı suikastı
zanlılanndan Fehriye
Erdal'tn 20 Temmuz
Perşembe günü Gent
temyiz mahkemesıne
çıkanlacağını açıkladı.
Bnıges mahkemesinin 3
gün önce tutuklu kalma
süresını uzatması üzerine
temyize giden Fehriye
Erdal'ın, 20 Temmuz'a
kadar Bnıges
hapıshanesınde kalacağı
bildirildi. Adının
açıklanmasını istemeyen
ve Fehriye Erdal'ın
dosyası ile ilgilenen
Belçika tçişleri Bakanlığı
görevlisı, "Belçika
hükümeti, Fehriye
Erdal'ın Belçika'yı terk
etmesi için kesin karar
aldı. Bu olay değişik
senaryolarla
gerçekleşebilir. Ama
Türkiye'ye kesınlıkle iade
edilmeyecek" dedi.
'Ankara'mn dünü,
bugünü, yanm'
• ANKARA
(Cumhurtyet Bûrosu) -
CHP yönetiminin, yeniden
yapılanma çalışmalan
kapsamında yaklaşık 4
aydır yürüttüğü "Halkla
Birlikte Çözüm Projesi"
yann Ankara'da, 22
Temmuz'da da Istanbul'da
düzenlenecek toplantılarla
sona erecek. CHP "Halkla
Birlikte Çözüm
Projesınin" "Ankara'mn
Dünü, Bugünü ve Yannı"
konulu toplantısı yann
Çankaya Belediyesi
Çağdaş Sanatlar
Merkezı'nde saat 10.30'da
başlayacak.
Erbakan: Devtet
vatandaşa
zufenedyor
• ANKARA
(Cumhurtyet Bürosu) -
Kapatılan RP'nin Genel
Başkam Necmettin
Erbakan, dün ASKİ
Sosyal Tesisleri'nde çeşitli
illerden gelen FP'lilerle
görüştü. Erbakan burada
yaptığı açıklamada,
"Batı'da 'devlet vatandaşa
hizmet için var' anlayışı
hâkimdir. Vatandaşa
zulmediyorsa, o devletin
ne önemi kalır" dedi.
Köşk parasım
istiyor
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Cumhurbaşkanlığı eski
Idari ve Mali Işler Daire
Başkam Gülizar Baysal'ın
da aralannda bulunduğu 8
kişiden, malzeme ahmında
fazladan ödendiği iddia
edilen70miryar731
milyon liralık bedelin
tahsili istemiyle açılan
davaya devam edildi.
Ankara 20. Asliye Hukuk
Mahkemesi, 10 sanığın
"Devlet alım-satım
ihalesine fesat
kanştırdıklan"'
gerekçesiyle
yargılandıklan diğer
davanm sonucunun
beklenmesini kararlaştırdı.
BûnciMHP'ye
yüUernf
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
DYP Genel Başkan
Yardımcısı Hasan Ekinci,
dön düzenlcdiği basm
toplantısında MHP'nin
başka partiye saldırmaktan
başka çaresinin
kalmadığıru belirterek
"Bahçeli-solun,
demokratik sol ile
anlaşarak seçim barajını
yüzde 5'e çekmekten
başka çıkar yolu
kalmamıştır" dedi. Ekinci,
MHP'nin idamın hem
kilidi hem de anahtan
olduğunu söyledi.
Türkiye'nin adaylık rotasının belirleneceği süreç dün Ankara'da başladı
AB ile sıkmtıh dönemANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türki-
ye'nin, Avrupa Birliği
(AB) ile ilişkilerinin ge-
leceği açısından önem ta-
şıyan ve insan haklan,
Güneydoğu sorunu,
ölüm cezası gibi duyarb
konulann da tartışılması-
na neden olacak süreç
dün Ankara'da başladı.
Dışışleri Bakanı tsma-
il Cem ile Ankara ve
Kayseri'de temaslarda
bulunan AB'nin genişle-
meden sorumlu komise-
ri Gûnther Verheugen.
adaylık sürecinin temel
taşı olarak tanımlanan
katılım ortaklığı belgesi-
nin hazırlanması çalış-
malanm başlattı.
Cem, katılım ortaklığı
belgesinin işlevsel ola-
bilmesi için mali işbirli-
ği paketinin yaşama ge-
çiribnesi gerektiğini bil-
dırdi. AB'den sorumlu
Başbakan Yardımcısı ve
Devlet Bakanı olarak ka-
bineye giren Mesut Yıl-
maz, Verheugen'dan gö-
riişme randevusu alırken
MHP Genel Başkam
Devlet BahçelL AB Ko-
miseri ile görüşmeyi red-
detti.
Helsinki Zirvesi'nde
adaylık statüsünü kaza-
nan Türkiye, AB 'ye katı-
lım sürecinde büyük
önem taşıyan katılım or-
taklığı belgesinin hazır-
lanması sürecini dün An-
kara'da başlattı. Adaylık
MHP'li bakanlar Yüce Divan'a gitmesini istedikleri Yılmaz'la birlikte çalışacak
Yetki anlaşmazlığı bekleniyor
ANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - ANAP
Genel Başkam Mesut
Yümaz'ın hükümete
girmesiyle birlikte 57.
hükümeti zorlu günler
bekliyor. Yılmaz'm,
kendisının Yüce Di-
van'a gitmesi yönün-
deoykullanan MHP'li
bakanlarla birlikte ça-
hşmasının güçlükleri-
ne dikkat çekilirken
DSP'li Dışişleri Baka-
m tsmail Cem'le de
yetki tartışmalan yaşa-
yabileceği vurgulandı.
DYP liden Tansu ÇD-
ler'in
u
çaüda ANA-
YOL" formülünü orta-
ya atarak hükümete
girme hesabı yapması
veTCY'nin312.mad-
desinin kaldınlması
konusunda karşı karşı-
yageldiğıMHP'yihe-
def alan FP'nin yakla-
şımı da sonbaharda si-
yasette yeni senaryo-
lann ortaya çıkacağı-
nm sinyallerini verdi.
ANAP hderi Mesut
Yılmaz, DYP'nin oy-
lamalara katılmayarak
verdiği dolaylı destek-
le Yüce Divan'dan
kurtulup bir süre tatil
yaptıktân sonra hükü-
mete girdi. Başbakan
Ecevit, MHP lideri ve
Başbakan Yardımcısı
Devlet BahceM'ye dün
sabah bu konuda bilgi
verdi. Ecevit, gazete-
cilerin "Babceo'ıünbu
görevlendirmeden ra-
hatsız olduğu söyleni-
yor" sözlen üzerine
şunlan söyledi:
"Hayır, kamuoyu
önündekiaçıklamalar-
dan da biliyorsunuz ki
öteden beri Sayın Bab-
çefi deSaym Mesut Yü-
maz'ın Bakanlar Ku-
rulu'nda başbakan
yardımcısı olarak gö-
rev alması beklentisi
içindeydL O bakımdan
herfaangi bir sorun söz
konusu değiktir. Bu sa-
bah (dün) Sayın Bab-
çeii Oe de zaten konuş-
tum."
MHP'li TBMM
Başkanvekili Murat
Sökmenoğlu. dün yap-
tığı yazılı açıklamada,
Yılmaz'm hükümete
girmesini "geç kalın-
rmş, fakat roemnunrvet
verici bir gelişme" ola-
rak değerlendırdı.
Dışişleri Bakanı Cem, Anadoiu'yu daha yalandan tammak isteyen Verheugen'e bir hah hediye etti.
tsmail Cem, Verheugen 7 seçim bölgesi Kayseri 'ye göîürdü
'Türkîye-AB üişküeriiyiyolda'
KAYSERİ (Cumhuriyet) -
Dışişleri Bakanı Ismail Cem, ara-
lık ayından bu yana Türkıye-AB
ilişküerinin hızlandığını saptadık-
lannı belirterek "ryi bir yoMa de-
vamettiğimizivebirprobtemotoa-
dığını gördük* dedi.
Dışişleri Bakanı tsmail Cem ve
AB Komisyonu'nun genişleme-
den sorumlu üyesi Günter Verhe-
ugen, Kayseri'de temaslarda bu-
lundu. Cem ile Verheugen, Kayse-
ri Sanayi Odası'nda ortak bir ba-
sm toplantısı dûzenlediler. Verhe-
ugen ile yaptıklan göriişmelerde,
sonbaharda açıklanması beklenen
Katılrm Ortaklığı Belgesi'nin ha-
nriık çalışmalannı ele aldıklanru
beürten Cem, Verheugen'in Ana-
doiu'yu ve Anadolu insanını daha
yakından tammak amacıyla Kay-
seri'ye gelmek istediğini belirtti.
Cem, Verheugen'in Kayseri'ye
gelişine ikincı neden olarak da
kentteki AB rrribat Merkezi'ni zi-
yaret etme isteğini gösterdi ve
merkezin çalışmalan hakkında bil-
gi alacaklannı söyledi.
Cem, AB konusunda şimdiye
kadar yapılan görüşmelerin üç
alanda yoğunlaştığım belirterek
bunlann siyasi, ekonomik alanlar
ve mevzuat uyumu konusu oldu-
ğunu kaydetti. Türk ekonomisinin
AB ülkeleri ekonomilerine uyumu
konusunda yapılacak çok iş bulun-
duğunu söyleyen Cem, buna rag-
men Türkekonomisinin iyi bir ge-
lişim içinde olduğunu ıfade etti.
Koalisyondaki çekişmeler, dış politikada bölünmeyi derinleştiriyor
Ehş politikada dört başlıbk
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
3 partili birkoalisyon tarafından oluş-
turulan 57. hükümetin bazı dış poli-
tika konularmı DSP, MHP ve ANAP
arasında bölüştürmesi, Türk diploma-
sisinin etkin ve eşgüdümlü bir siyaset
izlemesine engel oluşturuyor. Türk
cumhuriyetleri, Kıbns, AB ve enerji
diplomasisını ılgilendken bu bölün-
mede yaşanan gelişmeler şöyle:
AB: ANAP Genel Başkam Yıl-
maz, AB ile ılişkilerden sorumlu
başbakan yardımcısı ve devlet baka-
nı olarak kabıneye girdi. Adaylık sta-
tüsünûn ahnmasımn ardından oluş-
turulan yapı 3 partiden bir bakana
görev verihnesini öngörüyor.
Türk cumhuriyetleri: Türk cum-
huriyetleri ile ilişkilerden MHP'li
Devlet Bakanı Abdülhaluk Çay so-
rumlu bulunuyor. Devlet Bakanı
Çay'ın Türk cumhuriyetleri ve Rus-
ya Federasyonu ile ilgdi açıklamala-
n, Türkiye'nin dış politikasına uy-
mayan özellikler taşıyor ve Dışişleri
Bakanlığı'nı zor durumda bırabyor.
Enerji diplomasisi: 1990'lardan
ben Türkiye'nin enerji poliükalann-
da söz sahibi olmayı amaçlayan
ANAP, petrol ve doğalgaz alımı ko-
nulannda hükümetten farklı bir po-
litika izledi.
Kıbns: Kıbns konusunda da Şük-
rü SinaGüreTin agırlığı hissediliyor.
Devlçt Bakanı olarak bu görevini
koruyan Gürel, Kıbns konusundaki
şahm politikalan ile biliniyor. Dışiş-
leri ile diğer bakanlara oranla daha
koordineli çahşan Gürel'in, aynı par-
tiden olmasına karşın Dışişleri Baka-
m Cem ile bazı konularda anlaşama-
dığı kaydedıliyor.
statüsünün alınmasının
ardmdan ilk 6 aylık dö-
nemde AB Genel Sekre-
terlıği'nin oluşturulma-
sıyla ugraşan Türkiye,
eylül ayından itibaren
zorlu bir döneme gire-
cek. Verheugen'in dünkü
temaslan sırasında ele
alınan katılım ortaklığı
belgesi için görüşmeler
eylül ayında Ankara ve
Brüksel'de gerçekleştiri-
lecek.
20-30 Eylül günleri
arasında katılım ortaklığı
belgesi taslağının hazır
ohnası bekleniyor. Dışiş-
leri Bakanlığı'ndan üst
düzey bir yetkili, katılrm
ortaklığı belgesinin 6-7
sayfayı geçmeyeceğini
belirtirken "Ekonomik
alanda IMF ve Dünya
Bankası'yla yaptığunız
anlaşmalar nedeniyle AB
bizj fazla zorlayamaz.An-
cakasd sıkmü siyasi öJçüt-
lerin karsüanmasmda ya-
şanacak. AB, Eylül ayının
sonuna kadar, Türki-
ye den gerçeklestireceği
siyasi reformlarla ilgjli ke-
sin ifadekr duymak isti-
yor" dedi.
Katılım ortaklığı bel-
gesinin hazırlanmasının
ardından Türkiye de AB
ile uyum sürecinde izle-
yeceği ulusal programı
hazırlayacak ve uygula-
maya geçecek. AB'nin
100 bin sayfayı bulan
mevzuatına uyum ile il-
gili takvim de ulusal
programda yer alacak.
AB'nin katılım ortak-
lığı belgesinde aynntıya
girmeden tüm adaylar
için geçerli olan Kopen-
hag kriterlerinin karşılan-
masını isteyeceği kayde-
dildi. Kopenhag kriterle-
ri, insan haklanmn ihlal-
lerinin giderihnesıni, ış-
kencenin önlenmesini,
azınlıklara haklanmn ve-
rihnesi, hukuk devleti ya-
pısının güçlendirilmesi
gibi reformlan içenyor.
Aynı Dışişlen yetkılisi,
Başbakanlık İnsan Hak-
lan Koordinatör Üst Ku-
rulu'na sunulan raporun
hükümet tarafından sa-
hıplenılmesı ve AB'ye bu
reformlann belirlenen bir
takvimle sunulacağı gü-
vencesinin verilmesi du-
rumunda, bu süreçte ya-
şanacak sıkıntılann gide-
rilebileceğüıi de bildirdi.
MaK işbiriiğinde
gecikme
Verheugen-Cem görüş-
mesinde ağırlıklı olarak
AB'nin katılım ortaklığı
belgesinin yayımlanacağı
8 Kasım'a kadar taraflann
yapacaldan çalışmalar
üzerinde duruldu.
AB Komiseri'nin, Ko-
misyon'un izleyeceği ça-
lışmalan ve izlenecek
prosedür hakkında Cem'e
bilgi verdiği bildirildi.
Cem'in de mali işbirliği
paketinin yaşama geçiril-
memesinden duyulan ra-
hatsızlığı dile getirdiği
kaydedildi.
\
IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin@doruk.net tr
Bu başlık altında ne kadar çok yazı
okudum; ne kadar çok yazdım...
Adanın kuzeyinden ve güneyinden
konuştuğum, tanıştığım ne kadar çok
kişiden duydum bu cümleyi... 50 yıldır
katmerlenerek sürüp giden "Kıbns kör-
düğümü"nü, büsbütün çözümsüzleşti-
ren uluslararası politikalan; Kıbns soru-
nunu çözmek için masanın başına otu-
ran ve oturtulanlann, aslında "ne yapar,
ne ederiz de bu düğümü çözdürmeyiz"
demelerinin altında yatan gerçeği kım-
bilir kaç kez, bu yazının başlığındaki ya-
lın cümle ile özetleyiverdiler:
Batmayan uçakgemisi: Kıbns!
Neredeyse 50 yılını dolduran Kıbns
"itiş-kakışında" siz hiç, adadaki Ingiliz
askeri üssünün masayayatınldığını, üs-
tünde durulduğunu, hatta adından söz
ediidigiri! anımsryor musunuz?
Nedir Kıbns'ın önemi? Avuç içi kadar
bir Doğu Akdeniz adasını, 50 yıldır dün-
yanın önemli "kriz bölgelerinden biri"
kılan nedir? 750 bin kişilik toplam nüfu-
suyla (140 bini Türk, 610 bini Rum) bu
"cüce-ülke", kimler için ve niçin, ulus-
lararası politikayı kilitleyecek kadar
önemlidir?
•••
Seçim gezilerinden birinde, GAP'tan
kendi çocuğuymuş gibi söz eden, Fı-
rat'ın "yedi küpelıgelini"y\e -galiba hak-
lı olarak- övünen bir başbakan, GAP'ın
Batmayan Uçak Gemisi: Kıbns
güvenliğine ilişkin bir soruyu, önce
"GAP'ın ve Iskenderun Umanı'ndaki
petrol boru hattının..." diye düzetttikten
sonra eklemişti:
- Gûvenlik meselesi sağlam kazığa
bağlanmıştır. Bu devlet Kuzey Kıbns'a
kucakla para dökmûştür, dökmektedir,
dökecektir. Boşuna değildir.
Yani?
Yani karmaştk, çapraşık, çetrefil, insa-
nın içine sıkıntılar salan diplomasi dilini
biryana bırakıp söylersek, Türkiye, Kıb-
ns'ın kuzeyini elinde, denetimindetuta-
rak, bu uğurda servetler harcayarak Do-
ğu Akdeniz'deki yumuşak karnını gü-
venceye alma hesabında. NATO'daki
"mûttefıkimiz" ve fakat aynı zamanda
"resmi düşmanımız" Yunanistan'dan
gelecek bir saldınya karşı Doğu Akde-
niz'deki bu batmayan uçak gemisinin
kocaman güvertesinin bir bölümünde
üslenilmiştir ve bu aynı zamanda Orta-
doğu'da da askeri üstünlük sağlayacak
bir noktayı elde tutmak anlamına gel-
mektedir.
Yunan milliyetçiliği ise, NATO'daki
"müttefiki'' ve fakat aynı zamanda "res-
mi düşmanı" Türkiye'yi güneyden teh-
dit edebileceği bu batmayan uçak ge-
misinin güvertesinin bir bölümünü bile
kaptırmaya yanaşmamakta. Kıbns hal-
kının yüzde 80'inin Rum oluşunu ulus-
lararası platformlarda "tanıt" (=argü-
man) olarak kullanıp siyasal manevra
çevirmekte.
Ege'de son dönemde esen "banş
rüzgârlan", birlikte uzo-rakı içip, sirto-
zeybek oynamaktan birkaç basamak
yukan tırmandı.
Doğru.
Türkiye'nin AB'ye katılma sürecinde
Yunanistan, taktığı kelepçeleri bir mik-
tar gevşetti.
Doğru.
Ama Kıbns konusunda ciddiye alına-
cak herhangi bir adım, her iki taraftan da
atılmış değBT^ -^~__^-J. ~
Ne kaldı? Eski "efendi", şimdinin "ga-
rantör"ü Ingiltere ile dünyadaki bütün
bunalımlara, çatışmalara, uzlaşmazJık-
lara "maydanoz" olması gereken ABD.
Onlar ne yapıyor?
Valla 50 yıldır ne yapıyoriarsa gene
onu yapmaktalar: Yok gevşek federas-
yon olsun... Hayır sıkı konfederasyon
olsun... Durun, önce güven arttıncı ön-
lemleri konuşalım... Aman, aman dik-
kat, Güneydeki komünist eğilimli AKEL
(Emekçi Halkın llerici Partisi) fazla güç-
lendi, frene basalım... Kuzey'deki ileri-
ci, solcu unsurian temizlememek gerek,
yoksa işler sarpa saracak... Birteşmiş
Milletler Genel Sekreteri desin ki... Ha-
yır hayır, dörtlü konferans toplansın...
Yok yok en iyisi Lahey Adalet Divanı...
Aman olur mu, önce Türk ve Rum lider-
ler buluşsun...
Ama asla ve asla, adadaki büyük In-
giliz üssü söz konusu edilmesin. Barut
fıçısı Ortadoğu'nun ve onu barut fıçısı kı-
lan petrol yataklannın askeri denetimi
için Kıbns hep "batmayan bir uçak ge-
misi" olarak kalsın. Asla ve asla bağım-
sız bir devlete dönüşmesin. Rumlar ve
Türkler bunca kana, bunca düşmanlığa
rağmen birbirlerine dostluk ellerini uza-
tııiar da, adada Rum'u, Türk'ü ile Kıbns
halkı kendi geleceğini kendi ellerine alır-
sa Doğu Akdeniz'in güvenliği tehttkeye-
giriverir.
Kıbns Cumhuriyeti, Cumhunbaşkanı
Makarios ve Cumhurbaşkanı Yardım-
cısı Dr. Fazıl Küçük döneminde Kıb-
ns'in "bloksuzlar" hareketinde oynadı-
ğı etkili ve onurlu uluslararası rolü anım-
sayın ve bir daha asla o günlere geri dö-
nülmemesi için elden ne geliyorsa, onu
yapın!
• • •
Kıbns kördüğümüne ve gitgide kat-
merlenen çözümsüzlüğe bir de bu göz-
le ve bu açıdan bakmaya ne dersiniz?
POLTltKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
İhale
YOK Başkam Prof. Dr. Kemal Gürüz. el altından
kimi köşe yazarlanna bilgi veriyor; 'bilim insanı' kim-
liğındeki çıkar gruplannın sözcüleri, elektronik pos-
ta adreslerine yalan yanlış açıklamalar yapıyor:
"Prof. Dr. Emin Alıcı ile Prof. Dr. Fethi Idiman,
Dokuz Eylül Üniversitesi'nde huzur bırakmadı; Alı-
cı ve Idiman aynı zamanda mahkemelik oldular..."
Önce şunu belirtelim:
Dokuz Eylül Üniversitesi'nin yapısı demokrat kim- .
liğe sahiptir. O nedenle de Alıcı ve Idiman'ın oy top-
lamı 838 olmuştur...
Dokuz Eylül Ünıversıtesi, Alıcı ve Idiman'ın kav-
gaya dönüştürdüklen 'arena' olmadığı gibi, öğretim
üyeleri de bu kavgadan yakafilan silkmemişlerdir...
Zaten seçim sonuçları da bu gerçeği gösteri- ,
yor...
Eğer, YÖK Başkanı'nı savunanlar seçim sonuç-
lanna bakıp şu soruyu sorsalar, olay çözülecek:
"Kavgacı iki bilim insanı (Alıcı: 449, Idiman: 389)
toplam 838 oy alırken etliye sütlüye kanşmayan, si- •
yasal bir tercihi olmayan Prof. Dr. Faik Sanalioğlu '
nasıl olur da 142 oy alır?"
Isterseniz, gelin madalyonun öteki yüzüne bir ba- ^
kalım:
Dokuz Eylül Üniversıtesı Tıp Fakültesı Hastanesi,
her yıl 50-60 milyon dolatiık 'tıbbi ve radyolojik ay-
gıt ihalesi' açıyor mu?
Açıyori..
Şu anda 7 milyon dolariık radyolojik aygıt ihalesi
açıldı, ama bir usulsüzlük yapıldığı için durdurul-
du...
Acaba YÖK'te ve Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki
komisyonda ihaleye katılan şirketin ortaklarıyla
ilişkili kimler vardı?
Ben çok merak edıyorum, sanınm bir açıklama
yapılır...
• • •
Çarpıtılan bir başka nokta da şudur:
"Alıcı ve Idiman, kendi yandaşlannı üniversiteye
aldı ve egemenlik kurdu..."
Dokuz Eylül Üniversitesi'nin kadrolanna dört yıl-
da 450 kişi alındıysa acaba Dicle, Çukurova, Is-
tanbul, Ankara, Erzurum Atatürk ve diğer ünıver-
sitelere kaç kişı alındı?
Dekan ve rektör tek başına bir kişıyı üniversiteye
alamaz...
Nasıl oluşur öğretim görevlısi kadrolan?
Rektör kadro açar, ıstediğı eleman sayısını YÖK'e
bildirir...
Eğer YÖK olur vermezse, rektör tek başına ele-
man alamaz, öyle bir yetkisi yoktur!..
Bakıyorum tüm gözler Dokuz Eylül Üniversite-
si'ne çevrildi ve tartışma 'kadrolaşma ve kavga' üze-
rine oturtuldu...
Dokuz Eylül Üniversitesi'nin trilyonlarca liralık
bütçesi bulunuyor...
Etten enjektöre; tanesi 100 mılyar lıra olan yatak-
tan, içme suyuna; pansuman bezinden radyolojik
aygıtlara dek trilyonluk bir pasta!..
Alıcı ve Idiman bu pastaya göz dikenleri çok iyi
biliyor!..
Bir başka konu... _ -
Doç. Dr. Yüksel Gürüz kımdir?
1
"
YÖK Başkam Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün kardeşi...
Doç. Dr. Gürüz, Ege Ünıversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesı'nden Dokuz Eylül Tıp Fakültesı Hastane-
sı'ne geçmek istiyor, ancak geçemiyor...
Ne diyorsunuz?
Engelleyenler kim?
Alıcı mı, Idiman mı?
• • •
Dokuz Eylül Üniversitesi'nde yaşananlar. Türki-
ye'nin bugün içinde bulunduğu durumu yansıtı-
yor...
Kadrolaşma mı?
Bırakın dört yılı, son dört ay içinde bazı ünıversi-
telere YÖK ne kadar kadro verdi?
Benim bildiğim, mayıs ayında sadece Dıcle Üni-
versitesi'ne 41 kişilik eleman kadrosu verdi YÖK!..
Üstelik bu 41 kışi seçımlerde oy kullandı!..
Bugün YÖK üyelerini tek tek inceleyin, içlerin-
de 'ilerici kimliği' olan bir kişıyı göremeyeceksiniz!..
YÖK üyeleri, Dokuz Eylül Üniversitesi'nin ilenci ve
demokrat yapısından rahatsız oldular...
Dokuz Eylül Ünıversıtesi dün de çağdaş bir bilim
yuvasıydı, bugün de...
Eğer üniversitede 'çıkar kavgası' olsaydı Alıcı ve
Idiman toplam 838 oy alamaz, bilim insanlan cüp-
peleriyle Izmır'deyürümezlerdı...
Cumhunyet'in fzmir Temsilcisi Serdar Kızık'ın
yazdığı gıbı Dokuz Eylül Üniversitesi'nin Atatürkçü,
demokrat, aydın kadrolan sağ çevreleri rahatsız
etti; Gürüz MHP'nin etkisi altında kaldı; sonunda tril-
yonlarca liralık bütçenin, ihalelerin kurbanlan seçil-,4—
di: Alıcı ve Idiman...
Işin içinde hem siyaset hem ticaret hem de tari-
katvar!.. ,
Benim Prof. Dr. Faik Sanalioğlu'na bir sözüm yok!
Ona oy veren 142 kişi önemli!
Ideolojilenni de zaten saklamıyoıiar!.. A
Bazı yazarlar, Alıcı ve idiman'ı suçlarken, 838 \
bilim insanının verdikleri oylan hangi kefeye ko- —
yuyorlar? Onların oy verme özgürlüklerini neden
yok sayıyorlar?
hikmet.cetinkaya(a cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Bakanlık tazminat ödeyecek
Devlet yine mahkûm
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Danıştay, gazetermz
yazan Uğur
Mumcu'nun
katledildiği suikastta
devletin kusurlu
olduğu saptamasını
yineledi. Danıştay 10
Dairesi, Mumcu'nun
kardeşleri Ceyhan
Mumcu ile Beyhan
Gürson'un açtığı
davada Içışlen
Bakanlığı'm 5'er
milyon lira tazminat
ödemeye mahkûm etti.
Daire üyesi Ali Güven,
mıktan düşük bularak
muhalefet şerhi yazdı.
Mumcu'nun
kardeşlerinin idare
mahkemesinde
açtıklan manevi
tazminat davasına
ilışkın yargı sürecı 22
Haziran'da Danıştay'da
sona erdi. İdare
mahkemesi, devletin
suikastta hizmet
kusuru bulunmadıgını
savunarak devletin ^>-«f
elinden geleni
yaptığını öne sürmüş
ve başvuruyu
reddetmiştı. Mumcu
ile Gürson'un temyiz
başvurusunu görüşen
Danıştay, devletin
hizmet kusuru
bulunduğunu
vurgulayarak karan
bozmuş, tazminat
miktannı onamıştı