16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 3 ŞUBAT 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yrimaz Güney'e saldınya tepki • ANKARA (Cumhuriyet BÜVDSU) - 68'hler Bırlığı Vakfi Ankara Şube Başkanı Bülent Vargel, TMMOB Mımarlar Odası Lokali'nde düzenlediğı basın toplantısmda, Yılmaz Güneyın sanatsal açıdan eleştirisı bıçimınde başlayan saldınnın giderek bakarete dönüştüğünü kaydettı. Vargel şöyle konuştu. "Güney, bir katil ve lümpen olarak tanıtılrnış, 68 Kuşağı ve onlann süngeleriyle, ûlkûcüler ve şeriatçı caniler arasında bir paralelhk kurulmak istenmiştir. Sistemin koynunda büyüttüğü odaklann cinayetlerinin, artık saklanamaz bir şekilde gözler önüne senldığı bu ortamda başlatılan saldınnın anlamı açıktır. Susurluk'un pıslik tortulan, Hizbullah'ın domuz bağlan, cephanelikleri, cesetleri sistemın kirli geçmişını su üstüne çıkarmıştır." kıternerteki saJdırılan ümversiteden • CfflCAGO (AA) - CNN televizyonu ile Yahoo, eBuy, Amazon gibı firmalann sitelerini çalışamaz hale getıren şifre kıncılann (hacker), saldınlarında Californıa Üniversitesi bilgisayannı kuliandıklan bıldinldi. Haber, Amenkan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) larafından doğrulanırken, jjniveışjtenin Santa Barbara , kampusunda görevlı bügisayar programcısı Kevin Schrrudt, saldırgan ya da saldırganlann üniversıteden olamayacağını söyledı. Bu arada şifre kıncılann, amaçlanna ulaşmak için yüzlerce bilgisayan kuliandıklan öne süriildû. Kültürel zenginliklep bdgelendi • ANKARA (AA)- ODTÜ Tarihsel Çevre Araşurma Merkezi (TAÇDAM) Başkanı Numan Tuna, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nın kalkmması açısından büyük önem taşıyan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) çerçevesinde yapımı devam eden Ilısu ve Karkamış baraj gölleri altında kalacak kültür zenginliklerini belgeledıklerini belirterek "Böylece elimızde bölgenin arkeolojik zengınlikleriyle Ügili çok önemli kaynâklar olacak" dedi. Bölgenin kalkınması açısından büyük önem taşıyan projenin 2 yıldır devam ettığini belüten Tuna, "Proje, bu barajlar altında kalacak kültürel mırasın ortaya çıkanlması, belgelenmesi ve kurtanlması ile gelecek kuşaklara aktanlması sorumluluğunu da beraberinde getıriyor" diye konuştu. Tanm sigortalıları primleri • ANKARA (AA) - Tanm sıgortalılarmın primleri ile ügıli yönetmelikte değişiklik yapüdı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısmda yayımlanan "Tanmda Kendi Adına ve Hesabına Çalışan Sigortalılann Ödemek Zorunda Olduklan Primlenn Hesaplanması, Ödenmesı ve Tahsili Usullen Hakkmda Yönetmelikte Değişiklik Yapümasına Daır Yönetmelik" ile "•prim" tanımına açıklık getinlerek, bu tanımın sıgorta ve sağlık sıgortası pnmıni ifade ettiği belirtildi. Bu değişiklik l Ocak I999tarihinden geçerlı kabul edildi. PEN Derneği Başkanı Kabacalı, Cumhurbaşkanı'nın Yunus Nadi ödüllü yazardan özür dilemesi gerektiğini söyledi Hasan Afi Toptaş'a sorguya tepkiANKARA (Cumhumet Bûrosu) - Yunus Nadi Roman Odûllü yazar Hasan AHToptaş'ın bir romanıyla ilgilı habenn televızyonda ya- yımlanmasının ardından karakola çağnlarak sorgulanmak istenmesi büyük tepki gördü. PEN Yazarlar Denıeğı Başkanı Aipay Kabaca- lı, Cumhurbaşkanı'nın Sincan'a, yazarın evine gidip özür dilemesi gerektiğini belirtirken "ba- lans ayannın" ancak böyle yapılabıleceğıni söyledı. Edebiyatçılar Derneği Başkanı Bur- han Günd de kirli sıyaset, kirli medya ve ka- ba gücün sanatın yakasını bırakmasını istedi. Hasan Ali Toptaş'ın, "Bin Hüzünlü Haz" ro- manıyla değer görüldüğü Ce\ det Kudret Ede- biyat Ödülü'ne ilişkın atv'de yapılan bu- haber- de, Sincan'da olay yaratan şeriatçı tıyatro oyu- nu ve tanklann geçışı gönintülenne yer veri- lerek "Sincan sadece tank sesiyle hatuianma- yacak. Orada bir edebiyatçı da yaşıyor" ifade- • Hasan Ali Toptaş'ın, "Bin Hüzünlü Haz" romanıyla değer görüldüğü Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü'ne ilişkin atv'de yapılan bir haberde, Sincan'da olay yaratan şeriatçı tiyatro oyunu ve tanklann geçişi görüntülerine yer verilerek "Sincan sadece tank sesiyle hatırlanmayacak. Orada bir edebiyatçı da yaşıyor" ifadesi kullanılmıştı. Toptaş'ın nasıl yaşadığı ve neler yazdığıyla ügili ise küçük bir bölüm gösterilmişti. Haberin yayımlandığı günün ertesinde Toptaş'ın bürosuna gelen bir polis raemuru, "Bir şeyler yazıyormuşsun" diyerek onu karakola çağırdı. si kullanılmıştı. Toptaş'ın nasıl yaşadığı ve ne- ler yazdığıyla ilgilı ise küçük bir bölüm gös- terilmişti. Haberin yayımlandığı günün erte- sinde Toptaş'ın bürosuna gelen bir polis me- munı, "Bff şeylervaayormussun" diyerek onu karakola çağırdı. Toptaş, karakolda kitaplann kendilerine niçin göndenlmedıği, yazdıklan- nm neler olduğuna ilişkin sorularla karşılaştı. Olay, edebiyat çevrelennm büyük tepkısıne neden oldu. Pen Yazarlar Denıeği Başkanı Alpay Kaba- calı, Toptaş'm başına gelenlerin "korkunç" olduğunu söyledi. Kabacalı, "FoKsta ev basıp yargısız infaza yönelerek suçsuz bir Idşiyi öİ- dürmesiyle bir yazan, yazariığından dolayı ka- rakola davet etmesi arasında aynm yok. Hiç- bir özür, hiçbir gerekçe ohıp biteni dehset veri- ci, korknnç bir olay olarak nhekmemizi engel- leyemez.Türkive uygar bir ülkeise Sayın Cum- hurbaşkanı Sincan'a yazann evine kadar gidip deviet adına özür dilemelidir. Sincan'da de- mokrasinin 'balans ayan' ancak böytevapıla- biKr" dıye konuştu. Hasan Ali Toptaş'ın avukatı Akif Kurruluş. ilgili yasalarda polisin görevlerinin belli oldu- ğuna işaret ederken, Toptaş'a yapılan uygula- manın "kodukkuvvetterinin yetidgaspı'' oldu- ğunu bıldırdı. Kurruluş, "Yasalhiçbirdayana- ğı olmadan sıradan yurttaşlann üzerinde bir poüs korkusu estirüdiğini zaten biKyorduk. An- cak bir romancrva yapılan bu uygulama, sanat ve kültüre dönük açık bir tehdidin ötesinde bir anlamtaşunaktadır" dedı. Kolluk kuvvetlenn- ce Toptaş'ın kıtaplannın istenmesinin de ya- sal dayanağı bulunmadığını anlatan Kurruluş, "Çünkü yayımlanan bir Idtabı basın savahğı- na gönderme görevi matbaanındır. Aynca bu uygulama Toptaş'ın kişüik haklanna da açık bir saldındır. Bu uygulama ile ilgili her türlü yasal haklanımzı savunacağunızın biHnmesini isteriz" diye konuştu. Edebiyatçılar Derneği Başkanı Burhan Gü- nel, sanatın "yiyip içen, çifrkşen beyinsiz yara- tiklaria" ınsanı bırbınnden ayıran önemli bu" etkinlık olduğunu belırttı Toptaş'ın "polislercekutlanmaküzerezrva- reti ve onun da karşıhk olarak karakohı ziya- ret etmesinin çok ilginç olduğunu" kaydeden Günel. "Burada bizün geieneksel mizah anla- yışunızuı dışında bir amaç varsa, lasaca şunu söylemem gerekir: Kirli siyaset, kirli medya ve kaba güç sanatın yakasını bırakmah, sanann güzelliklerini Jdrletmemelidir" diye konuştu. Günel, konuyu ilgilı bakanlıklara da üetecek- lerini sözlerine ekledı. üzce'de, evi yıkılan da yıkılmayan da dışanda yaşıyor. Kimi çadırkentte.. kimi yol kenanna kurduğu çadınnda, barakasında. Kiralüc ev tutan bile eşyasrnı yerleştirip kendisi çadırda yaşıyor Işleri olmadığı için gelirleri yok. Hep yardım bekler durumdalar. Kiminin yaşamı depremden önce sarsılmış, deprem daha da ağir hasar vermiş onlara. 'UykuöliimeHATtCETUNCER DÜZCE - Depremin vurduğu kentlerde yaşayanlarm evi yok artık. Evi yıkılan da az hasarlı olan da depremı hasarsız atlatan da dışanda yaşıyor. Hiç kimse bir daha depreme betonlar arasında yakalanmak istemiyor. Düzce'de, toplu olarak yaşanılan çadrrkentler, prefabrike köyler dışında da yol kenarlan parklar çadır ve barakalarla dolu. Garajlar semtınde evleri az hasarh olanlar kendilerine bulabildikleri malzemelerle yapüklan yazlık çadırlarda yaşıyorlar. Fatma Akça, çadınnm önünde biriken çamura kürek kürek toprak taşırken anlatıyor: "Evimiz 17 Ağustos'ta hasar akh, yapürdık, 12 Kasımda daha beter oldu. Ev az hasarh olduğu için kira yardımı alamryoruz. Kar üstümüze yağdı, ama o eve gitmeyiz arük. Uyku ölüme benzryor" Havva Horoz, iki çocuğuyla eşinden aynlalı çok olmuş. Şımdı yol kenannda kurduklan barakada babasrmn 95 milyon maaşıyla hep birlikte geçiniyorlar. Ev az hasarh ama, çocuklan eve sokamıyorlarmış. Flkran Oğuz, havanm yağışsız olmasından yararlanıp çadınnın önünde çamaşır yıkıyor. Evleri yüalmca bir ay Mersin'e gıtmışler. Kira yardımı almışlar.. ama şımdı oturulacak ev de olmadığı için yeniden çadıra dönmüşler. Nevzat Töngel, komşulanyla çadırlann arasmda oturmuş sohbet ediyor. Kiracı olduklan ev az hasarhymış. Ev yıkma, çökme işi bulursa arada gidiyormuş. Töngel, "Düzenli bir işimiz yok. Evimiz zaten yoktuu kiracrv dık. Şimdi devletin, vatandaşın verdiği ekmeği yiyonız'' diye anlaüyor süontılanm Nhnet Turna ve Ühan Turna çıfb iki çocuklanyla Garajlar'da yaşıyor. Ühan Turna deprem öncesinde kahvede çahşırmış. Ne yapacaklanm bilemiyorlar ama, Ühan Turna derdini ifade ermeye çahşıyor- "Bir çare düşüneceğiz arük. Deviet, evi az hasarh olana da kiracrya da ehni uzatsın derim ben." Sultan Kahraman, depremde hem eşinin iş yerinin hem de evinin yıkıldığuu anlatıyor. Bir yandan rutubetten küflenmiş çadınm boşalurken bir yandan da söylenip duruyor: "Çadınn altma koyacak palet alamadım." Kira yardımı aliyormuş ama bu ay hâlâ yardım ödenmemiş... Kira yardımı ahp ev kiraladığına göre neden hâlâ çadırda yaşadığını soruyoruz. "Korkndan" yamtmı veriyor. Sultan Kahraman korkudan eve giremıyor.. ama iki ayhk bebeğini geçen ay zatürreeden kaybetmiş. Düzce'nin merkezden uzakça Küçük Mchmetler köyündeki Karitas çadırkentı kışlık çadrrlardan oluşuyor. Karitas'ta yaşayanlar, "Tek yanamıy da loshk çadır ohnası, üşümememiz. Onun dışında su yok, tuvakt yetersiz, merkeze uzak olduğumuzdan yardım az getiyor" dıye konuşuyorlar. Baalan depremlerden önce de şıddetlı sarsmülar geçirmiş. Dq>rem daha da hasar vermiş onlara. Karitas Çadırkenti'nde küçük bir çocuk bisikletiyle dolaşrrken bir yandan ağlıyor. Altmı ıslatrmş. Annesiyle babasrmn aynldığını, babasrmn gündüz ışe gittiğinı ve çocuğun günboyu sahipsiz kaldığını anlatıyorlar. Belki birisı acıyacak, altmı değiştirecek ya da yiyecek verecek. 22 yaşmdakı Ayten Kardüz'ün kocası öleli 10 ay ohnuş. Bir buçuk ve üç yaşlannda iki çocuğu var ve annesiyle yaşıyor. Çadırkentin tuvaletlerini temizleyıp biraz para kazanmaya çalışıyor. İşyeri yıkılan, evi yıkılan, çocuğu ölen, işsiz kalanlar... Çadrrlar arasmda herkesin bir acısı herkesın bir sıkmtısı anlatılıp duruyor. Bakû-Ceyhan petrol boru hattı projesi pazarlığında pürüzler aşılmaya çalışılıyor Gürcıstan ile çetiıı pazarbkANKARA (CumhuriyetBüro- su) - Kasım ayında gerçekleştiri- len AGİT zirvesinde, ABD Baş- kam Bifl Clinton'm tanıklığında en üst düzeyde bağıtlanan Bakû- Ceyhan petrol boru hattı proje- sınde Gürcistan'dan kaynaklanan pürüzler aşılmaya çalışılıyor Bu- güne kadar yapılan onlarca top- lantuun ardından; Türk, Azeri ve Gürcü çalışma gruplan tıkamk- lığı aşmak için salı günü yeniden bir araya gelecekler. Bakû'de gerçekleştirilecek toplantı önce- sinde Gürcistan ile istimlak, gü- venlik ve çevre konulannda prensipte anlaşıldığı belirtilir- ken, Gürcistan'm istediği geçiş ücreti miktannda ısrarlı ohnası durumunda çalışma gruplan ara- smdaki görüşmelerin kesilebile- ceği kaydediliyor. Bu durumda siyasi liderler yeniden devreye girecek ve hükümetler arasmda yapılacak görüşmelerle çözüm yolu aranacak. Türkiye'den bir ön çalışma grubu, Gürcü yetkililerle Tif- üs'te geçen hafta gerçekleştirdik- leri temaslann ardından dün Ba- kû'ye geçti. Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı Müsteşar Yar- dımcısı Metin Eral başkanlığm- daki Türk heyetı de Azeri ve Gürcü yetkililer arasmda arabu- luculuk yapmak üzere salı günü Bakû'ye gidiyor. Buradaki top- lantıya ABD Başkanı Bill Clin- ton'm Hazar petrolleri özel tem- silcisi John Wotf"un da katılma- sı bekieniyor. Bakû'deki görüşmelerde pa- zarlıklar Gürcistan'ın istediği ge- çiş ücreti üzerinde yoğunlaşacak. Ekonomik durumunun kötü ol- ması nedeniyle Bakû-Cey- han 'dan elde edeceği geliri yük- sek tutmak ısteyen Gürcistan, Azerbaycan'ın geçiş ücreti ola- rak varil başma 3 cent önermesi- ne karşın, 20 cent üzerindeki ıs- rarmı sürdürüyor. Gürcistan'ın istimlak, çevre ve güvenlik konu- lannda tereddütlennın ise görüş- meler öncesinde büyük ölçüde aşıldığı öğrenildi. Konsorsiyumu oluşturan şırketler kamulaşürma bedellerini ödemeyi kabul eder- ken, bu konuda Gürcistan'dan süre ve maliyet konusunda taah- hüt istemınde bulunuyor. Güven- lik konusunda ise Türkiye'nin i- ki ülke arasmda askeri ışbirlığı- nin gehştirileceği güvencesini verdiği kaydedih'yor. Cumhurbaşkam SûleymanDe- mirel'in Tiflis ziyaretimn ardm- dan Ankara'da gerçekleştirilen ve Demirerin 'Son topianb ola- cak' dediğı görüşmeler. Gürcüle- rin üzerinde uzlaşılan metnin yo- ruma açık maddelennı ülkelerin- de değerlendirmek istemeleri ne- deniyle sonuçsuz kalmış, geçiş ücreti konusunda da uzlaşılama- mıştı. Cumhurbaşkam Demirel dün gazetecilerin "Bakû-Ceyhan'da han^noktadavTz" sorusuna. "tyi noktadayxc Fiyatmesefesi yakm- da halobcak. ,\zerba\can ne ala- cak, Gürcistan ne alacak. Türld- ye ne abcak? Geçişücreti.Budur tarbsılan. Çûnkü yeni unsurbr çıkü. Bu bonınun Azerbay- can'daki kBmmnı sigortasmı idm ödeyecek? Gürdstan'dald lasmı- mn sigortasmı kiınödevecek? Ya- ni kazaya karşı sigortasL Bu ceşit şeyler var" yanıtını verdi. TBB Başkanı Eralp Özgen 'Savunmanın gizliliği ilkesi ihlal ediliyor' ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Türkive Ba- rolar Birlıği (TBB) Başkanı Prof. Eralp Ozgen, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Sağlık Ba- kanlığı arasında cezaevlerindekı uygulamalar için imzalanan protokolün hukuka aykın olduğunu sa- vundu. Özgen, protokol ile avukatlann "potansi- ydsaçhı" göriildüğünü, savunmanın gizlıhğı ilke- sinin ihlal edıldığıni belirterek "Birligimiiyasala- ra aykın bu iştemler aleyhine önümüzdeki hafta içmde iptal davas açmaya kararİHÜr" dedı. Baro başkanlan, cezaevlerinde güvenliği sağla- mak amacıyla üç bakanlık arasmda imzalanan pro- tokolü değerlendirmek amacıyla TBB Genel Mer- kezi'nde toplandı. Toplantının açıhşında bir ko- nuşma yapan TBB Başkanı Özgen, avukatlan po- tansiyel suçlu olarak gören protokolü içlenne sin- dirmelennin olanaklı olmadığını belirterek bunun savunma hakktnı ortadan kaldıran düşüncenin ûrü- nü olduğunu dile getirdı. Avukatlann cezaevleri- ne gırişinde aranmasını hükme bağlayan protoko- lün, iddia ve karar makammı oluşturan savcı ve yargıçlarla savunma makammı ayırdığını ve fark- h işlemlere tabi tuttuğunu kaydeden Özgen, "Pro- tokol, her şeyden önce bu nedenle hukuka a> kın- M r d r " dıye konuştu. Avukaüık Yasası'mn, "kküa, karar ve savunma makamhnmn bir bürün teşkil eftiği ve bepsine ay- m hükumkrin uygulanması gereği"nı öngordüğü- nü anlatan Özgen, CMUK'nın de savunmamn ha- zırlanmasmda gizlihk esasını kabul ettiğini amm- sattı. Kanun koyucunun savunmamn hazırhğında gizlıliğe önem vermediğıni belirten Özgen, "Bu- na karşın idari bir işlenı oian ve kanuniara a> kın oimaması gereken söz konusu protokoL bu gizJiliği tamamen ortadan kaküracak niteüktedir" dedı Protokol uyannca, avukatlann cezaevlenne gi- rişlennde çanta ve eşyalanmn fızıkı bir aramaya tabi rutulduğunu kaydeden Özgen, bunun gizliliği ortadankaldırdığını söyledi. Tutuklu ve hükümlü- lenn üzerlerinın avukatlanyla görüşmelennden sonra arandığıru. yargılama ve savunma ile ilgili olmayan evraklann alındığmı dile getiren Özgen, uygulamanın "sansür" olduğunu ve gızlilık ilke- sinin ihlal edıldığmi söyledi. Kutsal bir hak olan savunmamn sağlanabilmesi için protokolün mut- laka değiştirilmesi gerektiğini kaydeden Özgen, bu konuda İçişleri ve Adalet bakanhklan ile yap- tıklan görüşmelerden olumlu sonuç alamadıkJan- mbildirdi Hayta istediği kente atandı Şeriatçı öğretmene bakanlık koruması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hızbullah vahşeti, ırricamn eğitimde taraftar kazanarak dev- iet içine sızmaya çahştığmı somutlamasma kar- şın, Mılli Eğitim Bakanlığı'run bazı gerici kadro- lara kalkan olduğu ortaya çıktı. Cumhuriyetin te- mel mteliklerine alenen aykrn hareket ettiği ge- rekçesiyle sonışturma geçiren Diyarbakır Cmar Yatıb flköğretim Bölge Okulu sınıf öğretmeni Ab- dulkadir Hayta, istediği Hatay kentine atandı. Di- siplin cezası aJmayan Hayta'nın, öğrencüerin ve- lilerinden buğday, deri ve para topladığı, türban- lı öğretmenlere başörtülerini çıkarmaması için baskı yapöğı da belirlendi. Milh Eğitim Bakanlığı, 7 Hazıran 1999 tarihin- de açtıgı soruşturmada Abdulkadir Hayta'nın kımligi meçhul kışılerle birlikte velilerden bağış topladığma dikkat çekti. Soruşturma raporunda, "Hayta hakkmda, Çmar'a bağh köykre kimliği meçhul kişilerle giderek, şüpheli şekilde köyhller- den para, buğday, deri topladıklan, türbanh ba- yan öğretmenlere rürbanlannı açmamalan yö- nûnde baskı yapnkian, Atarürk ilke ve inküapla- n, çağdaş cumhuriyetimizin temel niteliklerine karşı alenen faaüyet yapüklan iddialan ile soruş- turma açıknıştu-" denıldi. Adı geçenin görev ye- ri değişikliğinin kendisi ve mesleki itiban açısm- dan gerekli olduğu, bu nedenle il dışına atanma- smm istendiği soruşturma raporunda; "Hayta'nın il dışına atanması llköğretim Genel Müdürlü- ğü'nce de uygun görülmektedir" denıldi. llköğ- retim Genel Müdürlüğü'nün Artvin ilme atanma- smı uygun gördüğü Hayta, karara itiraz ederek Hatay'da görevlendirilmesini istedi. Bakanlık da Hayta'nın talebini uygun bularak, irticaya "ohır'' verdi. Hayta verdiği savunma dilekçesinde, Atatürk il- ke ve inkılaplanna baglı olduğunu, resmi bay- ramlardave kurumlarda kaymakamlık taranndan kendisıne verilen görevleri "layıkı" ile yaptığını ilerisürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle