23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2000 PAZAB HABERLERİN DEVAMI GüNCELcÜNEYT AKCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada dikkate alarak topluma, yani halka kıyacaktı. Yasayı onaylamayı yeğledi; böylece anayasa de- ğişikliklerinde gizli oya sahip TBMM'ye, hem de kendine görkemli bir kıyak çekti. Yasaya karşı çıkanlara "Meclis'i tahrip etmeme- Jerini" salık veren Cumhurbaşkanı; özeilikle emek- li milletvekillerinin kesesini "tahkim" eyledi. Yasaya karşı çıkan yargıçlar adına Yargıtay Baş- kanı Samî Selçuk, "Hayırtı olsun" diyor. Olsun! Hak-lş Başkanı Salim Uslu, "Al gûlüm-ver gü- lüm" deyimini kullanarak Çankaya-Meclis arasın- daki olası oy ilişkisine ışık tutuyor. * ASO Başkanı Zafer Çağlayan, "halk da kıyak bekliyor" saptamasını yaparken ATO Başkanı Ay- gün, onay olayına "Hani enflasyon savaşı" eleşti- risini getiriyor. Boşa çabalar. Cumhurbaşkanı Demirel'in onayı savunduğu ya- zılı açıklamasındakj kimi öğeler ilginç çağnşımla- ra olanak sağlıyor. Çankaya, son "kıyak yasasının milletvekillerine ve emeklilerine 'yeni bir artış' getirmediğini" öne sürüyor. Oysa, Cumhurbaşkanı pekâlâ şöyle düşünebi- lirdi: TBMM, gece yansı ekspresi hızıyla yasayı çı- kararak kamuoyunda günlerce süren, pariamen- toyu "tahrip eden" tartışmalar başlattı. TBMM'nin tahrip olmasını engelleyecek bir yol, biryöntem van "Madem ki kıyak yasası TBMM üyelerine ve emeklilerine yeni maddi olanak getirmiyor... O halde, yeni bir kıyak yasasına gerek yok." Diyebilir, bu temel gerekçeyle yasayı TBMM'ye geri gönderebilirdi. Tabii böyle düşünmedi. Hem toplumu yatıştıran, hem de kıyak aracılığıyla 5+5'e yandaş milletveki- li sayısını arttırmayı amaçlayan iki görüş bir araya geldi ve "denge formülü" icat oldu. Demirel, bundan önceki kıyak yasasını iptal e- den Anayasa Mahkemesi'nin yayımlanmayan ge- rekçeli karannı bekleyemeyeceğini söylüyor. Yasayı veto etmek için kıyağın 8 kez iptaliyle il- gili Resmi Gazete'de yayımlanmış birbirinin aynı Yüksek Mahkeme gerekçeteri Cumhurbaşkam'na yetmiyor mu? Demek ki yetmiyormuş! Rakamlar yalan söylemez 1 Oysa, bugün emekli, yann seçilemeyip emekli olacak milletvekillerine "kıyak" dünden itibaren yü- rüriükte. Meclis'teki 546 milletvekilinin 300'ü emekli. Baş- ta Ecevit yeniden seçilmiş kişiler.. 1 milyar 100 mil- yon emekli maaştyla, 1 milyar 600 milyon millet- vekili maaşını birlikte alacaklar. Aylık gelirieri top- lam 2 milyar 700 milyon. Bu milletvekillerinin ayda 102 milyon maaş alan işçi emeklisinden tekfarkı; Cumhurbaşkanrnın ifa- desine göre "seçilmiş " olmalan. Bu yasa; "seçilmemiş" kişileri de ayncalıklı "seç- kin bir sınıfa" dönüştürüyor. Cumhurbaşkanı, kıya- ğın devleteyük getirmeyeceğini söylerken Anaya- sa Mahkemesi üyeleri, Danıştay, Sayıştay, Yargı- tay üyeleri, YÖK, generaller, müsteşariar "temsil tazminatı" adıyla 414 milyona yükselen ek bir öde- nek alacak. Cumhurbaşkanı Demirel, uzatmalıgörevsüreci- ne girmeden önce, TBMM'nin davranışlanyla halk indinde "itibannı yitirdiğinden" yakınırdı. • Ya şimdi? Bu gerçege yeni bir çivi daha çakıyor. Cumhurbaşkanı unutmuş olabilir bu vurgulama- yı, ama bir başkası çıkar. Daha başka ama TB- MM'nin bugünkü kimliğini irdeleyen açıklamalar yapar. IşteTBMM Başkanı Yıldınm Akbulut "Herşe- yin merkezi olması gereken Meclis 'in yetkileri elin- den alınmıştır" diyor. Halk indinde "itiban" giderek düşen... Meclis Başkanı'na göre, çıkardığı kanunlann tamamı hü- kümetlerin (bugünlerde üç ortağın) eseri olan bir partamento... Bu tablo, "rejimin kalbi" diye nitelenen yüce ku- rumu yansrtıyor. Acı, ama gerçek! Silahlar 'kaçak'ALPERBALLI/İLHANTAŞÇI ANKARA - Batman'da kurulan karma bırlıkJere itfaal edilen süahlar- la Ugılı skandal, Rusya menşeli Ka- laşnikof sılahlann ABD'den ithal edildiğine ılişkin belgelerin ortaya çıkmasıyla kaçakçılık kuşkulannı içeren bir boyut kazandı. Emniyetın yasaklı şirketler listesinde yer aldıgı belirtilen ABD'de kurulu Trigon fir- ması tarafindan tzmit-Derince'ye ge- miyle gönderildiği kaydedilen 500 Kalasnikof ve 25 RPG-7 roketatann Rusya'da ûretiliyor olması nedeniy-. le soruşturma, kaçakçılığı da kapsa- yacak şekilde genişletildi. ABD'ye silah sokmanın yasak olduğu göz önünde bulundurulursa, 2 aşamalı bir ihracatın (reexport) yapılmış olması ihtimali zayıfbulunuyor. Suçlamala- nn odağındaki eski Batman Valisi Salih Şarman, belgelerin tersine, id- dialan doğrular biçimde "ABD'den bir çöp dahi getirmedik. Bu sflahın ün-ticKİABDdeğflkT dedi. Şarman, belgelere göre kalkış yeri ABD gö- riinen General A. F. Cebesoy gemi- sindeki sılahlann Çin'den getirildi- ğini savundu. Batman Valiliği'nin 1994-1996yülan arasında yasaya ay- lan olarak özel birlik kurması ve yi- ne yasaya aykın biçimde valilikten Başbakanlığa uzanan çızgıde usul- süzlükler içeren işlemleriyle ilgili skandal büyüyor. 14 Temmuz 1987'de yaynnlanan kanun hûkmünde kararnamenin 3. maddesinde OHAL Valiliği kapsa- mındaki illerde, OHAL Valisi'nin ih- tiyaca göre, gerekli teşkilatı kurma- ya yetkili olduğu kaydediliyor. Aynı maddede, mahallinden temin edil- mesi mümkün olmayan araç, gereç, personel ve mali destek taleplerinin Içişleri Bakanı aracılığıyla sağlana- cağı vurgulanıyor. Bu konuda Ba- kan'ın gerektığinde müsteşar ya da mûsteşar yardımcılannı görevlendi- receği belirtiliyor. OHAL Valisi'nin yapacağı her türlü harcama örtülü ödeneği de düzenleyen Muhasebe-i Umumiye Yasası, Devlet thale Yasa- sı ve Sayıştay Yasası'nın kapsamı dı- şında tutuluyor. Cumhuriyet'in Derince'de yaptı- ğı araştırma sonucu elde ettığı belge- lere göre, silah ithaline yetkisi bu- lunmayan dönemin Batman Valisi Salih Şarman. Hazine ve Dış Ticaret Mûsteşarlığı'na 11 Kasım 1994'te biryaa yazarak "OHAL sonımluhık alanında güvenlik güçleri ve gecici köy koruculannın özelKkle kırsal ke- simde ve dağiık arazilerde güodüz ve gece koşuüannda yürüttülderi pusu, gözetieme ve araşbrma De izfeme fa- atiyetterinde daha eddnve verimli so- nuçiar almalan açısından büyûk önem taşıyan araç ve matzemeierm abmlan için izm" istedi. Listede, 50 bin dolartutannda 500 adet A-47 Kalaşnikof tüfek, 25 bin 462 dolar tutannda 25 adet RPG-7 roketatar, 47 bin dolar tutannda 500 adet standart roket, 119 bin dolar tu- tannda PVS-7B 20 adet gece görüş dûrbünü, 7 bin 500 dolar tutannda 900 el projektörü ve 8 bin dolar tuta- nnda 25 adet infrared filtre alınması gerektiği kaydedildi. Bu ürünler için YûrüyûşemüdahaJeeden polis,300'eyalan kişiyigözaltınaakk (Fotograf: HATlCh FL NCfcR) Inson haklaniçinyüriiyemediler Istaabul Baber Servisi - "2ÛWI Ytiarda tnsan Haklan Yürüyü- jü"ne müdahale eden polis, tnsan Haklan Demeğı (IHD) Istanbul Şu- besi Başkanı EreaKesJdn'in de ara- lannda bulunduğu 300'e yakın ki- şiyi tartakJayarak gözaltına aldı. Demokratikkuruluşlar, polisin tav- rmı kınayarak gözaltına alınanlann serbest bırakılnıasını istedi. İHD Istanbul Şubesi'nin dün dü- zenledığı "tkibinli Yıllarda İnsan HaUanna Sa>gı" sessiz yürüyüşû nedenKle polis Tünel-Taksım bo- yunca ıstiklai caddesi üzerinde ge- niş güvenlik önlemleri aldı. Saat 12.00'de başlayacağı bildirilen yû- rüyüşe katılmak üzere Tünel'e ge- kn İHD ve Demokratik Kitle Öıgü- tü yönetici ve üyeleri saat 11 OO'den itibaren polis tarafindan görüldük- leri yerde gözaltına alındılar. Bu sı- rada tHD tstanbul Şube Başkanı Avukat Eren Keskm ve bazı tHD yönetıcileri, Galatasaray'da gözal- tına alındılar. Istiklai Caddesi 'nde yürüyüşçü avına çıkan polis, kuşku- landığı kişileri hemen kuşatarak gö- zaltına aldı. Dirertenler tekme, to- kat, yumruk ve telsizlerle dövüİdü. Polis daha sonra yüriiyüse katıl- mak üzere partililerin toplandığı ÖDP D Merkezi'ni kuşatarak giriş çıkışı engelledi. Partiye ginmek üzere bekleyen ÖDP'lileri bir anda çevreleyen polis tartaklayarak gö- zaltına aldı. Polis yetkilileriyle gö- rûşmek isteyen ÖDP il yöneticileri de dövüldü. Parti yöneticileriyle emniyet yetkililerinin görüşmesi- nin ardrndan ÖDP önündeki ablu- ka kaldınldı. Basın toplantısı dü- zenleyen ÖDP yöneticileri. "2000 yihnııı başında polisintnsan Hakb- n Yüriiyûsü'ne tavn vahşicedir" dedi. Polisin, hem müdahale eden hem de savct gıbi davtanchğnu be- lirten ÖDP'lıler "Araiannda yöne- tic3ernnizhıdebuhıiMtağHÜ> : efcri- wiz gözaMuuı ahndL SahverSmesi- mistfşw,poftifaıbı*ukdışılaöınm- DU kBMyoncTdedıler. . \ İHD Istanbul Şubesi'nin yapı- * lan açıklamada ise Şube Sekreteri GtUserin Yofcri, Yönetım Kurulu üyeleri Doğan Genç, Leman Yurt- severın de aralannda bulunduğu yöneticilerin gözaltına alındığı be- lirtildi. Sosyalist tktidar Parti- si'nden yapılan açıklamada da *ts- tanbul'dabirsürediradıkonmadan uygıdanan 'sokağa çıkma yasağı'm kinıyor, gözaitına alınanlann ser- best btrakümasını talep edi> oruz" denildi. Aynca çok sayıda dernek ve sendika, insan haklan yurüy'üşü- ne polisin müdahalesinı kınayarak gözalöna almanlann serbest bıra- kılmasını istedi. harcanması planlanan para ise yakla- şık 260 bin dolar olarak belirlendi. Şarman'ın ">asayaa>1on'" istemı- ni yarutlayan Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, 18 Kasım 1994'te ge- rekli izni yine yasaya aykın bir bi- çimde verdi. Bu izne bağlı olarak ya- pılan ithalann sonuçlan Izmıt-Derin- ce Limanı Gümrük Müdürlüğü'nde 18 Ocak 1995'te düzenlenen güm- rük giriş beyannamesinde yer aldı. Beyannamede gelen silahlar sırala- nırken "Eşyamıı mensei ülke: ABD", "Esyanm yüklemügi yer: ABD" ifa- deleri yer aldı. Göndencinın adı "1H- gon International L \ C olarak kay- dedilirken ithalatçı olarak ise "A. Mithat Kuşadah (Batman VaK Yar- dunası)*' gösterildi. Trigon adına faturalan ise adı em- niyetin yasaklı listesinde yer aldığı iddialan basına yansıyan "CenkTun- cay" imzaladı. Rus kökenli silahlar için ABD'den fatura kesilmesi, Tri- gon'un ABD makamlan nezdinde yetkili bir silah şirketı olup olmadı- ğına ilişkin sorulann varlığı kaçakçı- lık kuşkulannı yoğunlaştırdı. Kalaşnikof, AK-47 olarak büım- yor. Adını tasanmcısı Mihail Timo- feyeviç Kabşnikov'dan alıyor. Oto- matık ya da yan otomatık olarak kul- lanılabılir ve orta güçte 7.62 mm'lik mermi atar. Mermi çapı NATO öl- çütleriyle aynı olmakla birlikte kova- nı daha kısa, hafif ve daha az güçlü. 1980'lerin başuıda Varşova Paktı ülkelerinde AK-47'lerin yerini, daha gelişmiş bir model olan ve daha iyi nişanalma olanağı sağlamakla birhk- te işleyişi temelde aynı olan AKM ti- pi tüfekler almaya başladı. Silahın üretildiği ülkeler Rusya, Bulgaristan, Çin, Macaristan, Kuzey Kore, Polon- ya ve Romanya olarak sıralanryor. ABD'de üretlmediğı biliniyor. RPG- 7 roketatarlar da, Rusya'da üretilen, gerillalann kullandığı, ateşlendiği zaman yarattığı gürultüyle hedef üze- rinde şok etkisı yapıyor. Pratik ve ha- fif olması nedeniyle gerillalar tara- findan tercih edih'yor. Güdümsüz, U- kel bir roket olarak biliniyor. Dönemin Batman Valisi Salih Şar- man, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ihalesini aldığı silahlan teslim etme- diği için "yasakh" listesine alınan Trigon şirketiyle çalışılmasını, "Bu konudauv^rmadıiar.Bizbamesekbi- le gümrüklere, Hazine've bilgi verü- miş obnası gerekirdi'* diye açıkladı. Şarman şunlan söyledı: "ABD'den gebnişhicbirKalaşnikonıınıızyokbi- zim. Bizini Trigon aracıhğı>1a akhğı- mu süahlarm tamamı Çin'den yük- lendL Trigon'un sahibi de Türktü, \anlış haüriamıyorsam. Gehniş oisa geim^tir derim." 2 milyon 700 bin dolarlık silah it- halatuun 507 bin dolarlık bölümü- nün yalnız gümrük giriş beyanname- sının olmadığını kaydeden Şarman, "Onun dışmda her türlü bilgjye, kayda gümrükier genel müdüriöğü ulaşmıs durumda" dedi. Şarman, it- halat izinlenni ve para transferleriyle ilgili şunlan söyledi: "Batman Zira- at Bankası şubesine tah'mat \er. akre- dhif aç de, bakahm açacak mı? Tür- khe'de beili şubelere akreditif açma yetkisiverilmiştir, birtaneside Anka- ra'da bizün lnıB«ıwiıgıınr/ şubedir." Demirel'in kıyak' açıklaması 'Sorun anayasa aeğişımgiyleçozulur Demirel: Silahlar jandarmanın elinde ANKAR.4 (Cumhurhet Bürosn) - Onaydan önce dengeli çözüm bulacağı sö- zünü veren Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirel. kıyak emeklilık için anayasa deği- şikliği yapılmasını istedi. Demirel, TBMM'ye kı- yak emekliligin iptal edihne- mesi için yol gösterirken kı- yak emeklilik nedeniyle Ha- zine ve Emekli Sandığı üze- rine yük binmediği savun- ması yapmaya çahştı. An- cak, Anayasa Mahkeme- si'nin iptal karan dikkate ahndığında Emekli Sandı- ğı'na bağlı milletvekili için 98 milyon hra. SSK'ye bağ- lı milletvekilıne 610 milyon lira, Bağ-Kur'a bağü millet- vekili için de 630 milyon li- ralık ek yük oluşturuluyor. Demirerin yeni yük getir- mediğini ileri sürdüğü ya- sayla bu hukukdışı ödemeler yeniden yasalaştınlryor. Kıyak emeklilik yasası dûn Resmi Gazete'de yayım- lanarak yûrürlüğe girdi. Cumhurbaşkanı Demirel, dün Ankara'dan Kahraman- maraş'a gehrken uçakta ga- zetecilerin sorulan üzerine, şu açıklamayı yaptı: "9 defa cıkmiş. 9defa Ana- yasa Mahkemesf ne gitmiş, 9 defa bozuhnuş. Yani, bir de- vamlı uğrasbu- Hadise: Ha- zine*den bir şey alrvor mu? Almıyor. Emeklilik kurum- larmdan bir şe\ alrvor mu? Ahmyor. Ö>ie>%, ben nasıl bunu rtddedeceğiın. Anaya- sa Mahkemesi.gerekçe çıka- nrsa, befld bu kanun. o ge- rekçedeki şeyieri karşılıyor veya karşılamrıor. Ben di> o- nım, oaa dj bakacagun." Ancak Demirel, önceki gün kıyak emeklilik onayına ilişkin yaptığı açıklamada, milletvekillerine anayasanın "TBMM üyderinm öztük haklan kanûnladüzenknir" hükmünü içeren 86. madde- sini değiştirmeleri yolunu gösterdi. "Dünyamn bütün demokratik ülkekrinde oJ- doğu gjbi Türkiye'de de öz- Mk haklanna ait kanun çı- karma yetkisi \asama orga- nma ak oünaİHBr" dıyen De- mirel. çıkanlacak yasalann, o dönem için değil, ondan sonraki dönem için de yü- rürlüğe girme olanağının ge- tinleceğini söyledi. Sosyal güvenlik kuruluş- lannda, yurttaşlann yaş ve pnm ödeme koşullan yük- seltüip emeklililıklen zora sokulurken milletvekillerine hukukdışı olanbu ödeme ya- salaştuılıyor. Sosyal güven- lik kuruluşlarmın yanı sıra Hazine de yük altına giriyor. Çünkü kuruluşlara her yıl Hazine'den ödeme yapüıyor. Dev-Maden-Sen Genel Başkanı Taynın Görgün, dün yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkannun kıyak emeklüik yasasını, kendisi- nİB >eniden Cumhurbaşka- nı seçUmesi için kıyakçılaria pazarhkiçinde oiduğu. \ apı- laa aniaşma sonucu yasayı onayladıgma dair basmda bir havH vonımlar çıkmış ve kamuoyunda da bu yorum- lar paralelinde ağn*fakh bir görüş oluşmustur" dedi. Görgün, Avrupa ülkele- rinde milletvekillerinin üc- retleriyle çalışanlann ücret- leri arasında 3-5 kat fark ol- duğu, Türkiye'de ise bu far- kın 15-20 kathk uçuruma döoüştüğüne dikkat çekti. BAHAR TANRISEVUt KAHRAMANMARAŞ-Cumhur- başkanı SülevTnan Demirel, Batman Valiliği'nce alınan, ancak kayıp olan silahlann Hizbullah örgütüne gittiği iddiasını yalanlarken, bunlann he- men hemen tamamnıınjandarmanın elinde olduğunu söyledi. Özel birlı- ğin vahnin inisiyatifinde olamayaca- ğına işaret eden Demirel, "Ona kur derier, kurar. Kur di>en mercinin de yetkisi olması lazun" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel, kurtuluş yıldönümü törenlerine katılmak üze- re Kahramanmaraş'a gıderken uçak- ta gazetecilerin sonüanm yanıtladı. Demirel, başka bir soruüzerine elekt- rik kısıntısıntn 'facia' olduğunu, hal- kı rahatsız etriğini belirterek " Yıflar- dn- söyiüyonız. Başlamtş buhınan te- sisierin bir an önce bimîhnesi laznn. 2001 yihnda gerekli şekilde enerji ya- tmmlannı yerine getiremezsek sen 2003te sejTCt gümbürtüyü" dedi. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin, "5+5 için \IecBs'in gerekti çoğunluğu sağlayıpsağlayamayacağı konusunda tahmininiz nedjr?" sorusunu da şöy- le yanıtladı: "Hepsi benim dtşmMİa. Meclis ne- yi, nasd, nekadar yapacakür bilmiyo- rum. Proje benim projem değiL Ben düşüncemi 10 sene evvel söyledim: 7 sene uzun, bunu 5 seneye indirin diye. Hadiselerde devambhk \ar. Bir defa \apan bir daha yapabilsin eğer secüi- \T3rsa. 16Mayisakşamınakadargö- re\ başuıdaynn. Görevimi hiç aksat- madan yapmaya çahşıyonım." Demirel, Batman'daki silahlarla il- gili olarak gazetecilerin sonılannı şöyle yanıtladı: - Özd birfik kurulması dogru mn? Araşnnlmış, sonıştumlmuş... Ügi- li makamlar, hûkümet gerekli açıkla- malan yapacaktır. Hükümetler hep vardır, yann da vardır. Ama başka ki- şilerden müteşekkildir. Yani devlette devamhhk vardır. De\ letin elındeki bılgileri, kamuoyunurahatlatacak şe- kilde gayet tabii ki hükümet açıkla- yacaktır, zamam gelince... -Sflablarm birbölümünün kayboi- duğu ve Hi7hnllah terör örgütünün eünegectiği iddialan var_ Bana verilen bilgilere göre böyle bir şey yok. - HizbuBah'a gitmtş mi? Bilgilere göre silahlarjandarmada. - Valfliğin sflah itnal etmesi usule uygunmu? Onlar tartışılabilir. Eğer devlet bunlan usulüne göre yapmışsa onda bir sakınca oknaz. - O dönemde, valüiğnı korucular- dan özei organizasyona gittiği bilgjsi size intikal etmis. miydi? Bazı gayretler vardı. Ama o zaman tabii, daha sonra bu gayretler sünne- di. Bazı gayretlere muttaliyim... - Hangi anlamda? îşte bu çeşit... Daha doğrusu. polis ktırulsun, polis silahlandınlsın, terö- re karşı yeni birtakım düzenlemeler yapüsuı şeklinde gayretler vardı. - Başbakandan mı gdiyordu bu, yoksa başka mercikrden mi? Yok, hükümetten geliyordu. Baş- bakan sadece kâfı değil, hükümetten geliyordu. O günün hükümetınden. - MGK'de hiç görüşüldü mü? Hayır. -Odo^emdetdkminizneoimuştu? Bunlan açıklayamam. - Silahlann HizbuDah'a gitmediği konusunda kesin görüşünüz \ar mı? JandarmadakisilahsajTsıylaitnal edi- len silah savisı arasında fiırkhnkvar- Bana verilen bilgi, silahlann tüme yakınıyla jandarmanın elinde olduğu şeklindedir. Jandanna, bunu korucu- ya vennişse, konıcu bir başkasına vennışse, o ayn. -Batman'dakisüahlanailgffiiddi- alar konusundabüyük bir rahatsdik içinde görünnıüyorsunuz- Hayır, bir rahatsızhk içinde deği- üm. Yani bu, olup bitenleri tasvip et- tiğim veya olup bitenlere karşıtım manasında değil. - Silahlann bir böiümünün güm- rük belgeterinin ohnadığı iddiası van. O çeşit şeylerin olmaması lazım. Ama olmuşsa yanhştır. - Para ödeme biçtani de\1etin işie- yiş manoğma ters gehnhor mu? Devlet, halin ıcabına göre hareket eder. Yani, her zaman rutmi takip et- mek mecburiyetinde değildır. - Size göre, bütün bu prosedür ya- sal smırlar içüıde mi cereyan etti? İşte o araştınuyor. Daha doğrusu, daha sonra gelen hükümetler bunu bir soruşturma-araştırma konusu yapmışlardır. Sizin sorunuzun ceva- bını o soruşturma ve araştınnanın ne- ticesine göre hükümet verecektir. - O dönemde,hükümet, bu sflah it- halan konusunda size bilgi verdi mi? O tartışmalara girmek istemiyo- nım. Çünkü ben, sonışturmada ne buldular, ne çıkardılar, onlan bilmı- yorum. DYP lideri Tansu Çfller belge topluyor AYŞESAYEV ANKARA - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller. Batman Valiliği'ne "Karma Özel Harekât Birtiğı'' ku- rulması izni verilmesi konusunda kendisini yahıız bırakan dönemin ba- kanlan ve bürokratlannı "bdgeyle sı- ktsormaya" hazırlanryor. Dönemin bürokratlan ve ilgili bakanlanmn bu projeye destek vermedikleri ya da bilgileri olmadığı yönündeki açıkla- malan üzerine harekete geçen Çil- ler, Batman Valiliği'nin "Karma Özel Harekât Birtiği" projesine Des- tekleme Fonu'ndan kaynak aktanmı- na ilişkin Yüksek Planlama karannı buldurdu. ANAP lideri Mesut Yıl- maz'ın 55. hükümet döneminde bu konuyla ilgili açtırdığı Teftiş Kuruhı soruşturma raporunun da peşine dü- şen Çiller'in, önümüzdeki günlerde bu belgeleri açıklayarak hedef geniş- letme ve kamuoyundan "destek" al- ma hesabı yaptığı öğrenildi. DYP Grup Başkanvekili Nevzat Ercan, başbakanın ithal edilen silahlardan sorumlu olamayacağını belirterek "Başbakan kvazun memunı mu ki silahlann sayımını yapsın" dedi. Çiller, Batman Valiliği'nin özel tım kurdurması, silah ıthali skanda- lının açıklanması ve siyasi adresin kendisine çıkmasından itibaren sa- vunma mekanizmalannı çoğaltmak için harekete geçtı. Çiller'in, bu ola- yın ortaya çıkmasından hemen son- ra dönemin Içişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakanhk Müsteşan ve halen DYP Milletvekih olan AMNa- ci Tuncer ve Içişleri Müsteşan, Mil- letvekili Bekir Aksoy'la görüşerek bilgi aldığı öğrenildi. Çiller'in, hemen arkasından da ah- nan kararla ilgili belge toplama pe- şine düştüğü bildirildi. Çiller, bu çer- çevede terörle mücadeleye dönük projeler için çıkanlan bütün Yüksek Planlama Kurulu kararlannı buldur- du. Çiller'in kurmaylanna da göster- diği bu belgeler içinde Batman Vali- liği'nin projesine onay verilen YPK karannın da bulunduğu bildirildi. DYP kaynaklanndan edınilen bilgi- ye göre, bu kararlann altında döne- min başbakan yardımcılan Murat Karayalçuı, Hikmet Çetin, Devlet Bakanı Onur Kumbaracıbaşı, DYP'li bakanlardan Necmettin Cev- heri'nin de imzası bulunuyor. Bu bel- gelerle rahatlayan Çiller'in kamu- oyuna "Ne yapbysam terörle müca- dele için yapünı" mesajı vererek, te- rörle mücadelenin ^siyasisorumlulu- ğunu" üstlenirken, karann yasallığı- m kamtlamak için de YPK karann- da imzası bulunanlan "deşifiıe etme" hesabı yaptığı ifade edildi. Çiller'in önceki gün baş başa gö- rüştüğü Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e de bu konuda bilgi verdı- ği öğrenildı. Kurmaylarının görüş- me öncesinde Çiller'e, "Bu belgele- ri Köşk'edegötüriin" önerisinde bu- lunduklan öğrenildi. Ancak Çiller'in "Gerek yok" dediği ifade edildi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada llkokul günleri... Kasabada henüz elektrikyok. Bir akşam kahvenin dışına, ovada su çekmek için kul- lanılan küçük motorjardan biri kondu. Motor bir di- namoya bağlandı. Üretilen elektrikle iki ampul, bir de sinema makinesi çalışıyordu. Haftada bir gün mü yoksa iki gün mü film oynatı- lıyordu, anımsamıyorum. Ama film günleri, bir an önce akşamın olmasını, havanın kararmasını bek- lerdik. Başlangıçta satt erkekler içindi. Bir gün bayan ög- retmenlerden biri de sinemaya geldi. önce garip karşılandı. Erkekler biraz kenara çekildiler. ögretme- nin oturduğu sıranın önü-arkası boş bırakıldı... Za- manla kız ögrenciler de gelmeye başladı... Sinemaya gelenlerin tercihi, çogunlukla iki sanat- çının oynadığı filmlerin getirilmesine neden oldu: Yılmaz Güney, Ayhan Işık... Yılmaz Güney'in filmlerinde o günlerde ne oldu- ğunu tam olarak açıklayamadığımız ayn bir tat bu- lurduk. Kasabamızın adının "Güney" oluşu da Yıl- maz Güney'le ayn bir akrabalık bağı yaratmışt sart- ki... 1971 Burdurdepremininardından Nazilli'deki or- taokul, lise çağının hafta sonlan da sinemayla ve fut- bolla geçti. 14.15 seansının ardından mahallelera- rası maç... Yılmaz Güney'in, Arkadaş, Umut, Ağrt filmleri- nin konusu zamanla hafıza erozyonuna uğradı, ama afişler bir fotograf gibi gözlerimin önünde... Aradan yıllar geçti... 18 Nisan 1999 seçimleri ön- cesi Şanlıurfa'ya gittim. Propaganda konuşmalan arasında bir işhanının altındaki çay ocağına girdim. Duvarlan günümüz ses sanatçılannın posterieri süs- lüyor. Bir köşede de Yılmaz Güney... Onlarca posterin arasında sadece Yılmaz Güney yaşamıyordu. Çay ocağındaki delikanlıya, Yılmaz Güney'in posterini gösterip takıldım: - Bu ne söylüyor? "O söylemiyorabi" dedi, "o bizden biri..." Yılmaz Güney'i bugüne taşıyan, medyanın O'nu gündemde tutması değil, O'nun halkın gönlünde et- tiği yer oldu. Ankara'da, Yüksel Caddesi'ndeki baskı resim ser- gilerinin aktörleri arasında Yılmaz Güney de vardır. En lüks kitabevlerinin poster reyonlanndan sokak- taki poster satıcılanna kadar geniş bir yelpazedeki yerini de ezelden beri korumaktadır. Höst-Modernizm! Yılmaz Güney'e ilişkin medyada sürdürülen tar- tışmaya sanatsal boyut getirmek ne hakkımız ne haddimiz. Güney'in bu yanını anlatabilecek durum- da olanlar, bunu başanyorlar. Ancak O'nun bazı kişisel özellikleri nedeniyle "sa- natçı" olamayacağını savunmaya devam edenleri görünce, insan ister istemez söyleniyor Bu da höst-modernizm olsa gerek! Medyadaki etkin anlayışa bakılırsa, bir kişinin sa- natçı olabilmesi için şunlar gerekiyor: - Once savcılıktan temiz kâğıdı getirmek. - Sonra medyadan temiz kâğıdı getirmek. - Sanatın hangi dalıyla ilgiliyse, onun dışındaki özelliklerini ön plana çıkarabilmek. - Kendini medya gruplanndan birine teslim et- mek. - Genel gidişi onaylamayan her türlü davranış ve görüştenJcaçırçmak... Medyadaki bu tür "onaylama" "reddetme" şab- lonlan, bende çok bilinen bir fıkrayı çağnştınr. Rötuşlayarak aktaralım. Abuzittin, kendisini bilimsel bir gözlemci-yorum- cu olarak kabul ettirmiş. Bir gün zıplama özelliği olan böcekleri konu etmiş. Bunlardan birini almış, mikroskop eşliğinde deneye koyulmuş. "Zıpla" di- ye bağırmış, böcek sesle birlikte ürküp, zıplamiş. Abuzittin deneyin inceliklerine geçmiş. Bir baca- ğını kopardıktan sonra, "Zıpla" demiş, aksakça hoplamış. Öteki bacağını koparmış, çok güçlükle zıplamış. Üçüncü bacağı koparmış, bağırmayla bir- likte ancak yerinden kıpırdayabilmiş. Son bacağı da kopannca, böcek bağırmalara bedensel karşılık ve- remez olmuş. Abuzittin durumu yorumlamış: Dört bacağı kopanlan böcek, işitme duyusunu yitiriyor! Kahramanmaraş'ın kurtulusu Demirel: Her evde bir Sütçü Imam var SERMETÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ - Kahramanmaraş'm kur- tuluş yıldönümü, Cumhur- başkanı Süleyman Demi- rel'in de katıldığı coşkulu törenlerle kutlandı. Demi- rel'e Kahramanmaraş Süt- çü Imam Üniversitesi tara- findan fahri doktora unva- m verildi. Cumhurbaşkaru Demi- rel, dün beraberinde Milli Eğitim Bakanı Metin Bos- tanaoğlu ve Sağlık Bakam Osman Durmuş ile Kahra- manmaraş'a geldi. Kahramanmaraş'ın kur- tuluş yıldönümü törenleri- ne FP lideri Recai Kutan da katıldı. Demirel, törende bu günleri hep böyle coşkuy- la kutladıklarmı söyledi. Çok güzel şeyler yapıhna- ya devam edileceğini anla- tan Demirel, "Mflletiıııizin önümüzdeki yıllardaki ba- şansı bu zamana kadar olan başanlanndan daha üstün olacakür" dedi. Törende ögrencilertara- findan şiirler okundu, mehter takımı ve halko- yunlan gösterileri gerçek- leştirildi. Daha sonra okul- lar, dernekler, gaziler ve çeşitli topluluklar yöresel kıyafetleri içinde geçit res- mi yaptı. Gruplar, şehitlerin adla- nmn yazıh olduğu karton- lar taşıdılar. Araçlann üze- rine kurulan maketlerle ög- renciler tarafindan silah yapımı, düşmana ilk baş- kaldın ve kaleye bayrak di- kihnesi temsili olarak can- landmldı. Törende çok sa- yıda kunı-sıkı silah da atü- dı. Halkm büyük ilgi gös- terdiği törende geçit resmi alkış ve ıshklarla karşılan- dı. Demirel daha sonra Kahramanmaraş Sütçü Imam Üniversitesi'ne geç- ti. Burada düzenlenen tö- renle Demirel'e fahri dok- tora unvanı sunuldu. Cumhurbaşkanı Demi- rel, cüppeyi giyerek beratı aldıktan sonra "Her şey ta- mam, noksanı yok" dedi. Başbakan olarak kurulu- şunda imzası bulunan, açı- lışında hazu olduğu ve kampusunun temelini attı- ğı bu üniversitenin kendisi- ne doktora vennesinden büyükonurduyduğunu an- latan Demirel, "Knrtuluş yıldönümü töreni bize di- yordu ki; bu üEkenin haDa, çoluğu çocuğu, kadını IOZJ yeniden Sütçü tfnamlar Ia- zımsa onlan çıkarünz. Ne- reden bulacaksuuz derse- niz, her evde bir Sütçü tmamvar, diyor.Bunu hay- kınyor. Türkiye bir daha o günkre dönmeyecektir, kendini savunma mecburi- yetinde kaünayacakbr" di- ye konuştu. Demirel, Türkiye Cum- huriyeti üniversitelerinin demokratik, laik, hukukun üstünlüğüne bağlı; devle- te, bölünmez bütünlüğe sa- hip gençler yetiştireceğini savundu. Demirel, valilik, belediye ve garnizonu da ziyaret ettikten sonra An- kara'ya döndü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle