Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2000 PAZAB
HABERLERİN DEVAMI
GüNCELcÜNEYT AKCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
dikkate alarak topluma, yani halka kıyacaktı.
Yasayı onaylamayı yeğledi; böylece anayasa de-
ğişikliklerinde gizli oya sahip TBMM'ye, hem de
kendine görkemli bir kıyak çekti.
Yasaya karşı çıkanlara "Meclis'i tahrip etmeme-
Jerini" salık veren Cumhurbaşkanı; özeilikle emek-
li milletvekillerinin kesesini "tahkim" eyledi.
Yasaya karşı çıkan yargıçlar adına Yargıtay Baş-
kanı Samî Selçuk, "Hayırtı olsun" diyor. Olsun!
Hak-lş Başkanı Salim Uslu, "Al gûlüm-ver gü-
lüm" deyimini kullanarak Çankaya-Meclis arasın-
daki olası oy ilişkisine ışık tutuyor.
* ASO Başkanı Zafer Çağlayan, "halk da kıyak
bekliyor" saptamasını yaparken ATO Başkanı Ay-
gün, onay olayına "Hani enflasyon savaşı" eleşti-
risini getiriyor. Boşa çabalar.
Cumhurbaşkanı Demirel'in onayı savunduğu ya-
zılı açıklamasındakj kimi öğeler ilginç çağnşımla-
ra olanak sağlıyor.
Çankaya, son "kıyak yasasının milletvekillerine
ve emeklilerine 'yeni bir artış' getirmediğini" öne
sürüyor.
Oysa, Cumhurbaşkanı pekâlâ şöyle düşünebi-
lirdi: TBMM, gece yansı ekspresi hızıyla yasayı çı-
kararak kamuoyunda günlerce süren, pariamen-
toyu "tahrip eden" tartışmalar başlattı.
TBMM'nin tahrip olmasını engelleyecek bir yol,
biryöntem van
"Madem ki kıyak yasası TBMM üyelerine ve
emeklilerine yeni maddi olanak getirmiyor...
O halde, yeni bir kıyak yasasına gerek yok."
Diyebilir, bu temel gerekçeyle yasayı TBMM'ye
geri gönderebilirdi.
Tabii böyle düşünmedi. Hem toplumu yatıştıran,
hem de kıyak aracılığıyla 5+5'e yandaş milletveki-
li sayısını arttırmayı amaçlayan iki görüş bir araya
geldi ve "denge formülü" icat oldu.
Demirel, bundan önceki kıyak yasasını iptal e-
den Anayasa Mahkemesi'nin yayımlanmayan ge-
rekçeli karannı bekleyemeyeceğini söylüyor.
Yasayı veto etmek için kıyağın 8 kez iptaliyle il-
gili Resmi Gazete'de yayımlanmış birbirinin aynı
Yüksek Mahkeme gerekçeteri Cumhurbaşkam'na
yetmiyor mu?
Demek ki yetmiyormuş!
Rakamlar yalan söylemez
1
Oysa, bugün emekli, yann seçilemeyip emekli
olacak milletvekillerine "kıyak" dünden itibaren yü-
rüriükte.
Meclis'teki 546 milletvekilinin 300'ü emekli. Baş-
ta Ecevit yeniden seçilmiş kişiler.. 1 milyar 100 mil-
yon emekli maaştyla, 1 milyar 600 milyon millet-
vekili maaşını birlikte alacaklar. Aylık gelirieri top-
lam 2 milyar 700 milyon.
Bu milletvekillerinin ayda 102 milyon maaş alan
işçi emeklisinden tekfarkı; Cumhurbaşkanrnın ifa-
desine göre "seçilmiş " olmalan.
Bu yasa; "seçilmemiş" kişileri de ayncalıklı "seç-
kin bir sınıfa" dönüştürüyor. Cumhurbaşkanı, kıya-
ğın devleteyük getirmeyeceğini söylerken Anaya-
sa Mahkemesi üyeleri, Danıştay, Sayıştay, Yargı-
tay üyeleri, YÖK, generaller, müsteşariar "temsil
tazminatı" adıyla 414 milyona yükselen ek bir öde-
nek alacak.
Cumhurbaşkanı Demirel, uzatmalıgörevsüreci-
ne girmeden önce, TBMM'nin davranışlanyla halk
indinde "itibannı yitirdiğinden" yakınırdı.
• Ya şimdi? Bu gerçege yeni bir çivi daha çakıyor.
Cumhurbaşkanı unutmuş olabilir bu vurgulama-
yı, ama bir başkası çıkar. Daha başka ama TB-
MM'nin bugünkü kimliğini irdeleyen açıklamalar
yapar.
IşteTBMM Başkanı Yıldınm Akbulut "Herşe-
yin merkezi olması gereken Meclis 'in yetkileri elin-
den alınmıştır" diyor.
Halk indinde "itiban" giderek düşen... Meclis
Başkanı'na göre, çıkardığı kanunlann tamamı hü-
kümetlerin (bugünlerde üç ortağın) eseri olan bir
partamento...
Bu tablo, "rejimin kalbi" diye nitelenen yüce ku-
rumu yansrtıyor.
Acı, ama gerçek!
Silahlar 'kaçak'ALPERBALLI/İLHANTAŞÇI
ANKARA - Batman'da kurulan
karma bırlıkJere itfaal edilen süahlar-
la Ugılı skandal, Rusya menşeli Ka-
laşnikof sılahlann ABD'den ithal
edildiğine ılişkin belgelerin ortaya
çıkmasıyla kaçakçılık kuşkulannı
içeren bir boyut kazandı. Emniyetın
yasaklı şirketler listesinde yer aldıgı
belirtilen ABD'de kurulu Trigon fir-
ması tarafindan tzmit-Derince'ye ge-
miyle gönderildiği kaydedilen 500
Kalasnikof ve 25 RPG-7 roketatann
Rusya'da ûretiliyor olması nedeniy-.
le soruşturma, kaçakçılığı da kapsa-
yacak şekilde genişletildi. ABD'ye
silah sokmanın yasak olduğu göz
önünde bulundurulursa, 2 aşamalı bir
ihracatın (reexport) yapılmış olması
ihtimali zayıfbulunuyor. Suçlamala-
nn odağındaki eski Batman Valisi
Salih Şarman, belgelerin tersine, id-
dialan doğrular biçimde "ABD'den
bir çöp dahi getirmedik. Bu sflahın
ün-ticKİABDdeğflkT dedi. Şarman,
belgelere göre kalkış yeri ABD gö-
riinen General A. F. Cebesoy gemi-
sindeki sılahlann Çin'den getirildi-
ğini savundu. Batman Valiliği'nin
1994-1996yülan arasında yasaya ay-
lan olarak özel birlik kurması ve yi-
ne yasaya aykın biçimde valilikten
Başbakanlığa uzanan çızgıde usul-
süzlükler içeren işlemleriyle ilgili
skandal büyüyor.
14 Temmuz 1987'de yaynnlanan
kanun hûkmünde kararnamenin 3.
maddesinde OHAL Valiliği kapsa-
mındaki illerde, OHAL Valisi'nin ih-
tiyaca göre, gerekli teşkilatı kurma-
ya yetkili olduğu kaydediliyor. Aynı
maddede, mahallinden temin edil-
mesi mümkün olmayan araç, gereç,
personel ve mali destek taleplerinin
Içişleri Bakanı aracılığıyla sağlana-
cağı vurgulanıyor. Bu konuda Ba-
kan'ın gerektığinde müsteşar ya da
mûsteşar yardımcılannı görevlendi-
receği belirtiliyor. OHAL Valisi'nin
yapacağı her türlü harcama örtülü
ödeneği de düzenleyen Muhasebe-i
Umumiye Yasası, Devlet thale Yasa-
sı ve Sayıştay Yasası'nın kapsamı dı-
şında tutuluyor.
Cumhuriyet'in Derince'de yaptı-
ğı araştırma sonucu elde ettığı belge-
lere göre, silah ithaline yetkisi bu-
lunmayan dönemin Batman Valisi
Salih Şarman. Hazine ve Dış Ticaret
Mûsteşarlığı'na 11 Kasım 1994'te
biryaa yazarak "OHAL sonımluhık
alanında güvenlik güçleri ve gecici
köy koruculannın özelKkle kırsal ke-
simde ve dağiık arazilerde güodüz ve
gece koşuüannda yürüttülderi pusu,
gözetieme ve araşbrma De izfeme fa-
atiyetterinde daha eddnve verimli so-
nuçiar almalan açısından büyûk
önem taşıyan araç ve matzemeierm
abmlan için izm" istedi.
Listede, 50 bin dolartutannda 500
adet A-47 Kalaşnikof tüfek, 25 bin
462 dolar tutannda 25 adet RPG-7
roketatar, 47 bin dolar tutannda 500
adet standart roket, 119 bin dolar tu-
tannda PVS-7B 20 adet gece görüş
dûrbünü, 7 bin 500 dolar tutannda
900 el projektörü ve 8 bin dolar tuta-
nnda 25 adet infrared filtre alınması
gerektiği kaydedildi. Bu ürünler için
YûrüyûşemüdahaJeeden polis,300'eyalan kişiyigözaltınaakk (Fotograf: HATlCh FL NCfcR)
Inson haklaniçinyüriiyemediler
Istaabul Baber Servisi - "2ÛWI
Ytiarda tnsan Haklan Yürüyü-
jü"ne müdahale eden polis, tnsan
Haklan Demeğı (IHD) Istanbul Şu-
besi Başkanı EreaKesJdn'in de ara-
lannda bulunduğu 300'e yakın ki-
şiyi tartakJayarak gözaltına aldı.
Demokratikkuruluşlar, polisin tav-
rmı kınayarak gözaltına alınanlann
serbest bırakılnıasını istedi.
İHD Istanbul Şubesi'nin dün dü-
zenledığı "tkibinli Yıllarda İnsan
HaUanna Sa>gı" sessiz yürüyüşû
nedenKle polis Tünel-Taksım bo-
yunca ıstiklai caddesi üzerinde ge-
niş güvenlik önlemleri aldı. Saat
12.00'de başlayacağı bildirilen yû-
rüyüşe katılmak üzere Tünel'e ge-
kn İHD ve Demokratik Kitle Öıgü-
tü yönetici ve üyeleri saat 11 OO'den
itibaren polis tarafindan görüldük-
leri yerde gözaltına alındılar. Bu sı-
rada tHD tstanbul Şube Başkanı
Avukat Eren Keskm ve bazı tHD
yönetıcileri, Galatasaray'da gözal-
tına alındılar. Istiklai Caddesi 'nde
yürüyüşçü avına çıkan polis, kuşku-
landığı kişileri hemen kuşatarak gö-
zaltına aldı. Dirertenler tekme, to-
kat, yumruk ve telsizlerle dövüİdü.
Polis daha sonra yüriiyüse katıl-
mak üzere partililerin toplandığı
ÖDP D Merkezi'ni kuşatarak giriş
çıkışı engelledi. Partiye ginmek
üzere bekleyen ÖDP'lileri bir anda
çevreleyen polis tartaklayarak gö-
zaltına aldı. Polis yetkilileriyle gö-
rûşmek isteyen ÖDP il yöneticileri
de dövüldü. Parti yöneticileriyle
emniyet yetkililerinin görüşmesi-
nin ardrndan ÖDP önündeki ablu-
ka kaldınldı. Basın toplantısı dü-
zenleyen ÖDP yöneticileri. "2000
yihnııı başında polisintnsan Hakb-
n Yüriiyûsü'ne tavn vahşicedir"
dedi. Polisin, hem müdahale eden
hem de savct gıbi davtanchğnu be-
lirten ÖDP'lıler "Araiannda yöne-
tic3ernnizhıdebuhıiMtağHÜ>
:
efcri-
wiz gözaMuuı ahndL SahverSmesi-
mistfşw,poftifaıbı*ukdışılaöınm-
DU kBMyoncTdedıler. . \
İHD Istanbul Şubesi'nin yapı- *
lan açıklamada ise Şube Sekreteri
GtUserin Yofcri, Yönetım Kurulu
üyeleri Doğan Genç, Leman Yurt-
severın de aralannda bulunduğu
yöneticilerin gözaltına alındığı be-
lirtildi. Sosyalist tktidar Parti-
si'nden yapılan açıklamada da *ts-
tanbul'dabirsürediradıkonmadan
uygıdanan 'sokağa çıkma yasağı'm
kinıyor, gözaitına alınanlann ser-
best btrakümasını talep edi> oruz"
denildi. Aynca çok sayıda dernek
ve sendika, insan haklan yurüy'üşü-
ne polisin müdahalesinı kınayarak
gözalöna almanlann serbest bıra-
kılmasını istedi.
harcanması planlanan para ise yakla-
şık 260 bin dolar olarak belirlendi.
Şarman'ın ">asayaa>1on'" istemı-
ni yarutlayan Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı, 18 Kasım 1994'te ge-
rekli izni yine yasaya aykın bir bi-
çimde verdi. Bu izne bağlı olarak ya-
pılan ithalann sonuçlan Izmıt-Derin-
ce Limanı Gümrük Müdürlüğü'nde
18 Ocak 1995'te düzenlenen güm-
rük giriş beyannamesinde yer aldı.
Beyannamede gelen silahlar sırala-
nırken "Eşyamıı mensei ülke: ABD",
"Esyanm yüklemügi yer: ABD" ifa-
deleri yer aldı. Göndencinın adı "1H-
gon International L \ C olarak kay-
dedilirken ithalatçı olarak ise "A.
Mithat Kuşadah (Batman VaK Yar-
dunası)*' gösterildi.
Trigon adına faturalan ise adı em-
niyetin yasaklı listesinde yer aldığı
iddialan basına yansıyan "CenkTun-
cay" imzaladı. Rus kökenli silahlar
için ABD'den fatura kesilmesi, Tri-
gon'un ABD makamlan nezdinde
yetkili bir silah şirketı olup olmadı-
ğına ilişkin sorulann varlığı kaçakçı-
lık kuşkulannı yoğunlaştırdı.
Kalaşnikof, AK-47 olarak büım-
yor. Adını tasanmcısı Mihail Timo-
feyeviç Kabşnikov'dan alıyor. Oto-
matık ya da yan otomatık olarak kul-
lanılabılir ve orta güçte 7.62 mm'lik
mermi atar. Mermi çapı NATO öl-
çütleriyle aynı olmakla birlikte kova-
nı daha kısa, hafif ve daha az güçlü.
1980'lerin başuıda Varşova Paktı
ülkelerinde AK-47'lerin yerini, daha
gelişmiş bir model olan ve daha iyi
nişanalma olanağı sağlamakla birhk-
te işleyişi temelde aynı olan AKM ti-
pi tüfekler almaya başladı. Silahın
üretildiği ülkeler Rusya, Bulgaristan,
Çin, Macaristan, Kuzey Kore, Polon-
ya ve Romanya olarak sıralanryor.
ABD'de üretlmediğı biliniyor. RPG-
7 roketatarlar da, Rusya'da üretilen,
gerillalann kullandığı, ateşlendiği
zaman yarattığı gürultüyle hedef üze-
rinde şok etkisı yapıyor. Pratik ve ha-
fif olması nedeniyle gerillalar tara-
findan tercih edih'yor. Güdümsüz, U-
kel bir roket olarak biliniyor.
Dönemin Batman Valisi Salih Şar-
man, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün
ihalesini aldığı silahlan teslim etme-
diği için "yasakh" listesine alınan
Trigon şirketiyle çalışılmasını, "Bu
konudauv^rmadıiar.Bizbamesekbi-
le gümrüklere, Hazine've bilgi verü-
miş obnası gerekirdi'* diye açıkladı.
Şarman şunlan söyledı: "ABD'den
gebnişhicbirKalaşnikonıınıızyokbi-
zim. Bizini Trigon aracıhğı>1a akhğı-
mu süahlarm tamamı Çin'den yük-
lendL Trigon'un sahibi de Türktü,
\anlış haüriamıyorsam. Gehniş oisa
geim^tir derim."
2 milyon 700 bin dolarlık silah it-
halatuun 507 bin dolarlık bölümü-
nün yalnız gümrük giriş beyanname-
sının olmadığını kaydeden Şarman,
"Onun dışmda her türlü bilgjye,
kayda gümrükier genel müdüriöğü
ulaşmıs durumda" dedi. Şarman, it-
halat izinlenni ve para transferleriyle
ilgili şunlan söyledi: "Batman Zira-
at Bankası şubesine tah'mat \er. akre-
dhif aç de, bakahm açacak mı? Tür-
khe'de beili şubelere akreditif açma
yetkisiverilmiştir, birtaneside Anka-
ra'da bizün lnıB«ıwiıgıınr/ şubedir."
Demirel'in kıyak' açıklaması
'Sorun anayasa
aeğişımgiyleçozulur
Demirel: Silahlar jandarmanın elinde
ANKAR.4 (Cumhurhet
Bürosn) - Onaydan önce
dengeli çözüm bulacağı sö-
zünü veren Cumhurbaşkanı
Sûleyman Demirel. kıyak
emeklilık için anayasa deği-
şikliği yapılmasını istedi.
Demirel, TBMM'ye kı-
yak emekliligin iptal edihne-
mesi için yol gösterirken kı-
yak emeklilik nedeniyle Ha-
zine ve Emekli Sandığı üze-
rine yük binmediği savun-
ması yapmaya çahştı. An-
cak, Anayasa Mahkeme-
si'nin iptal karan dikkate
ahndığında Emekli Sandı-
ğı'na bağlı milletvekili için
98 milyon hra. SSK'ye bağ-
lı milletvekilıne 610 milyon
lira, Bağ-Kur'a bağü millet-
vekili için de 630 milyon li-
ralık ek yük oluşturuluyor.
Demirerin yeni yük getir-
mediğini ileri sürdüğü ya-
sayla bu hukukdışı ödemeler
yeniden yasalaştınlryor.
Kıyak emeklilik yasası
dûn Resmi Gazete'de yayım-
lanarak yûrürlüğe girdi.
Cumhurbaşkanı Demirel,
dün Ankara'dan Kahraman-
maraş'a gehrken uçakta ga-
zetecilerin sorulan üzerine,
şu açıklamayı yaptı:
"9 defa cıkmiş. 9defa Ana-
yasa Mahkemesf ne gitmiş, 9
defa bozuhnuş. Yani, bir de-
vamlı uğrasbu- Hadise: Ha-
zine*den bir şey alrvor mu?
Almıyor. Emeklilik kurum-
larmdan bir şe\ alrvor mu?
Ahmyor. Ö>ie>%, ben nasıl
bunu rtddedeceğiın. Anaya-
sa Mahkemesi.gerekçe çıka-
nrsa, befld bu kanun. o ge-
rekçedeki şeyieri karşılıyor
veya karşılamrıor. Ben di> o-
nım, oaa dj bakacagun."
Ancak Demirel, önceki
gün kıyak emeklilik onayına
ilişkin yaptığı açıklamada,
milletvekillerine anayasanın
"TBMM üyderinm öztük
haklan kanûnladüzenknir"
hükmünü içeren 86. madde-
sini değiştirmeleri yolunu
gösterdi. "Dünyamn bütün
demokratik ülkekrinde oJ-
doğu gjbi Türkiye'de de öz-
Mk haklanna ait kanun çı-
karma yetkisi \asama orga-
nma ak oünaİHBr" dıyen De-
mirel. çıkanlacak yasalann,
o dönem için değil, ondan
sonraki dönem için de yü-
rürlüğe girme olanağının ge-
tinleceğini söyledi.
Sosyal güvenlik kuruluş-
lannda, yurttaşlann yaş ve
pnm ödeme koşullan yük-
seltüip emeklililıklen zora
sokulurken milletvekillerine
hukukdışı olanbu ödeme ya-
salaştuılıyor. Sosyal güven-
lik kuruluşlarmın yanı sıra
Hazine de yük altına giriyor.
Çünkü kuruluşlara her yıl
Hazine'den ödeme yapüıyor.
Dev-Maden-Sen Genel
Başkanı Taynın Görgün,
dün yaptığı açıklamada,
"Cumhurbaşkannun kıyak
emeklüik yasasını, kendisi-
nİB >eniden Cumhurbaşka-
nı seçUmesi için kıyakçılaria
pazarhkiçinde oiduğu. \ apı-
laa aniaşma sonucu yasayı
onayladıgma dair basmda
bir havH vonımlar çıkmış ve
kamuoyunda da bu yorum-
lar paralelinde ağn*fakh bir
görüş oluşmustur" dedi.
Görgün, Avrupa ülkele-
rinde milletvekillerinin üc-
retleriyle çalışanlann ücret-
leri arasında 3-5 kat fark ol-
duğu, Türkiye'de ise bu far-
kın 15-20 kathk uçuruma
döoüştüğüne dikkat çekti.
BAHAR TANRISEVUt
KAHRAMANMARAŞ-Cumhur-
başkanı SülevTnan Demirel, Batman
Valiliği'nce alınan, ancak kayıp olan
silahlann Hizbullah örgütüne gittiği
iddiasını yalanlarken, bunlann he-
men hemen tamamnıınjandarmanın
elinde olduğunu söyledi. Özel birlı-
ğin vahnin inisiyatifinde olamayaca-
ğına işaret eden Demirel, "Ona kur
derier, kurar. Kur di>en mercinin de
yetkisi olması lazun" dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel, kurtuluş
yıldönümü törenlerine katılmak üze-
re Kahramanmaraş'a gıderken uçak-
ta gazetecilerin sonüanm yanıtladı.
Demirel, başka bir soruüzerine elekt-
rik kısıntısıntn 'facia' olduğunu, hal-
kı rahatsız etriğini belirterek " Yıflar-
dn- söyiüyonız. Başlamtş buhınan te-
sisierin bir an önce bimîhnesi laznn.
2001 yihnda gerekli şekilde enerji ya-
tmmlannı yerine getiremezsek sen
2003te sejTCt gümbürtüyü" dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin,
"5+5 için \IecBs'in gerekti çoğunluğu
sağlayıpsağlayamayacağı konusunda
tahmininiz nedjr?" sorusunu da şöy-
le yanıtladı:
"Hepsi benim dtşmMİa. Meclis ne-
yi, nasd, nekadar yapacakür bilmiyo-
rum. Proje benim projem değiL Ben
düşüncemi 10 sene evvel söyledim: 7
sene uzun, bunu 5 seneye indirin diye.
Hadiselerde devambhk \ar. Bir defa
\apan bir daha yapabilsin eğer secüi-
\T3rsa. 16Mayisakşamınakadargö-
re\ başuıdaynn. Görevimi hiç aksat-
madan yapmaya çahşıyonım."
Demirel, Batman'daki silahlarla il-
gili olarak gazetecilerin sonılannı
şöyle yanıtladı:
- Özd birfik kurulması dogru mn?
Araşnnlmış, sonıştumlmuş... Ügi-
li makamlar, hûkümet gerekli açıkla-
malan yapacaktır. Hükümetler hep
vardır, yann da vardır. Ama başka ki-
şilerden müteşekkildir. Yani devlette
devamhhk vardır. De\ letin elındeki
bılgileri, kamuoyunurahatlatacak şe-
kilde gayet tabii ki hükümet açıkla-
yacaktır, zamam gelince...
-Sflablarm birbölümünün kayboi-
duğu ve Hi7hnllah terör örgütünün
eünegectiği iddialan var_
Bana verilen bilgilere göre böyle
bir şey yok.
- HizbuBah'a gitmtş mi?
Bilgilere göre silahlarjandarmada.
- Valfliğin sflah itnal etmesi usule
uygunmu?
Onlar tartışılabilir. Eğer devlet
bunlan usulüne göre yapmışsa onda
bir sakınca oknaz.
- O dönemde, valüiğnı korucular-
dan özei organizasyona gittiği bilgjsi
size intikal etmis. miydi?
Bazı gayretler vardı. Ama o zaman
tabii, daha sonra bu gayretler sünne-
di. Bazı gayretlere muttaliyim...
- Hangi anlamda?
îşte bu çeşit... Daha doğrusu. polis
ktırulsun, polis silahlandınlsın, terö-
re karşı yeni birtakım düzenlemeler
yapüsuı şeklinde gayretler vardı.
- Başbakandan mı gdiyordu bu,
yoksa başka mercikrden mi?
Yok, hükümetten geliyordu. Baş-
bakan sadece kâfı değil, hükümetten
geliyordu. O günün hükümetınden.
- MGK'de hiç görüşüldü mü?
Hayır.
-Odo^emdetdkminizneoimuştu?
Bunlan açıklayamam.
- Silahlann HizbuDah'a gitmediği
konusunda kesin görüşünüz \ar mı?
JandarmadakisilahsajTsıylaitnal edi-
len silah savisı arasında fiırkhnkvar-
Bana verilen bilgi, silahlann tüme
yakınıyla jandarmanın elinde olduğu
şeklindedir. Jandanna, bunu korucu-
ya vennişse, konıcu bir başkasına
vennışse, o ayn.
-Batman'dakisüahlanailgffiiddi-
alar konusundabüyük bir rahatsdik
içinde görünnıüyorsunuz-
Hayır, bir rahatsızhk içinde deği-
üm. Yani bu, olup bitenleri tasvip et-
tiğim veya olup bitenlere karşıtım
manasında değil.
- Silahlann bir böiümünün güm-
rük belgeterinin ohnadığı iddiası van.
O çeşit şeylerin olmaması lazım.
Ama olmuşsa yanhştır.
- Para ödeme biçtani de\1etin işie-
yiş manoğma ters gehnhor mu?
Devlet, halin ıcabına göre hareket
eder. Yani, her zaman rutmi takip et-
mek mecburiyetinde değildır.
- Size göre, bütün bu prosedür ya-
sal smırlar içüıde mi cereyan etti?
İşte o araştınuyor. Daha doğrusu,
daha sonra gelen hükümetler bunu
bir soruşturma-araştırma konusu
yapmışlardır. Sizin sorunuzun ceva-
bını o soruşturma ve araştınnanın ne-
ticesine göre hükümet verecektir.
- O dönemde,hükümet, bu sflah it-
halan konusunda size bilgi verdi mi?
O tartışmalara girmek istemiyo-
nım. Çünkü ben, sonışturmada ne
buldular, ne çıkardılar, onlan bilmı-
yorum.
DYP lideri Tansu Çfller belge topluyor
AYŞESAYEV
ANKARA - DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller. Batman Valiliği'ne
"Karma Özel Harekât Birtiğı'' ku-
rulması izni verilmesi konusunda
kendisini yahıız bırakan dönemin ba-
kanlan ve bürokratlannı "bdgeyle sı-
ktsormaya" hazırlanryor. Dönemin
bürokratlan ve ilgili bakanlanmn bu
projeye destek vermedikleri ya da
bilgileri olmadığı yönündeki açıkla-
malan üzerine harekete geçen Çil-
ler, Batman Valiliği'nin "Karma
Özel Harekât Birtiği" projesine Des-
tekleme Fonu'ndan kaynak aktanmı-
na ilişkin Yüksek Planlama karannı
buldurdu. ANAP lideri Mesut Yıl-
maz'ın 55. hükümet döneminde bu
konuyla ilgili açtırdığı Teftiş Kuruhı
soruşturma raporunun da peşine dü-
şen Çiller'in, önümüzdeki günlerde
bu belgeleri açıklayarak hedef geniş-
letme ve kamuoyundan "destek" al-
ma hesabı yaptığı öğrenildi. DYP
Grup Başkanvekili Nevzat Ercan,
başbakanın ithal edilen silahlardan
sorumlu olamayacağını belirterek
"Başbakan kvazun memunı mu ki
silahlann sayımını yapsın" dedi.
Çiller, Batman Valiliği'nin özel
tım kurdurması, silah ıthali skanda-
lının açıklanması ve siyasi adresin
kendisine çıkmasından itibaren sa-
vunma mekanizmalannı çoğaltmak
için harekete geçtı. Çiller'in, bu ola-
yın ortaya çıkmasından hemen son-
ra dönemin Içişleri Bakanı Nahit
Menteşe, Başbakanhk Müsteşan ve
halen DYP Milletvekih olan AMNa-
ci Tuncer ve Içişleri Müsteşan, Mil-
letvekili Bekir Aksoy'la görüşerek
bilgi aldığı öğrenildi.
Çiller'in, hemen arkasından da ah-
nan kararla ilgili belge toplama pe-
şine düştüğü bildirildi. Çiller, bu çer-
çevede terörle mücadeleye dönük
projeler için çıkanlan bütün Yüksek
Planlama Kurulu kararlannı buldur-
du. Çiller'in kurmaylanna da göster-
diği bu belgeler içinde Batman Vali-
liği'nin projesine onay verilen YPK
karannın da bulunduğu bildirildi.
DYP kaynaklanndan edınilen bilgi-
ye göre, bu kararlann altında döne-
min başbakan yardımcılan Murat
Karayalçuı, Hikmet Çetin, Devlet
Bakanı Onur Kumbaracıbaşı,
DYP'li bakanlardan Necmettin Cev-
heri'nin de imzası bulunuyor. Bu bel-
gelerle rahatlayan Çiller'in kamu-
oyuna "Ne yapbysam terörle müca-
dele için yapünı" mesajı vererek, te-
rörle mücadelenin ^siyasisorumlulu-
ğunu" üstlenirken, karann yasallığı-
m kamtlamak için de YPK karann-
da imzası bulunanlan "deşifiıe etme"
hesabı yaptığı ifade edildi.
Çiller'in önceki gün baş başa gö-
rüştüğü Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e de bu konuda bilgi verdı-
ği öğrenildı. Kurmaylarının görüş-
me öncesinde Çiller'e, "Bu belgele-
ri Köşk'edegötüriin" önerisinde bu-
lunduklan öğrenildi. Ancak Çiller'in
"Gerek yok" dediği ifade edildi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
llkokul günleri... Kasabada henüz elektrikyok. Bir
akşam kahvenin dışına, ovada su çekmek için kul-
lanılan küçük motorjardan biri kondu. Motor bir di-
namoya bağlandı. Üretilen elektrikle iki ampul, bir
de sinema makinesi çalışıyordu.
Haftada bir gün mü yoksa iki gün mü film oynatı-
lıyordu, anımsamıyorum. Ama film günleri, bir an
önce akşamın olmasını, havanın kararmasını bek-
lerdik.
Başlangıçta satt erkekler içindi. Bir gün bayan ög-
retmenlerden biri de sinemaya geldi. önce garip
karşılandı. Erkekler biraz kenara çekildiler. ögretme-
nin oturduğu sıranın önü-arkası boş bırakıldı... Za-
manla kız ögrenciler de gelmeye başladı...
Sinemaya gelenlerin tercihi, çogunlukla iki sanat-
çının oynadığı filmlerin getirilmesine neden oldu:
Yılmaz Güney, Ayhan Işık...
Yılmaz Güney'in filmlerinde o günlerde ne oldu-
ğunu tam olarak açıklayamadığımız ayn bir tat bu-
lurduk. Kasabamızın adının "Güney" oluşu da Yıl-
maz Güney'le ayn bir akrabalık bağı yaratmışt sart-
ki...
1971 Burdurdepremininardından Nazilli'deki or-
taokul, lise çağının hafta sonlan da sinemayla ve fut-
bolla geçti. 14.15 seansının ardından mahallelera-
rası maç...
Yılmaz Güney'in, Arkadaş, Umut, Ağrt filmleri-
nin konusu zamanla hafıza erozyonuna uğradı, ama
afişler bir fotograf gibi gözlerimin önünde...
Aradan yıllar geçti... 18 Nisan 1999 seçimleri ön-
cesi Şanlıurfa'ya gittim. Propaganda konuşmalan
arasında bir işhanının altındaki çay ocağına girdim.
Duvarlan günümüz ses sanatçılannın posterieri süs-
lüyor. Bir köşede de Yılmaz Güney...
Onlarca posterin arasında sadece Yılmaz Güney
yaşamıyordu. Çay ocağındaki delikanlıya, Yılmaz
Güney'in posterini gösterip takıldım:
- Bu ne söylüyor?
"O söylemiyorabi" dedi, "o bizden biri..."
Yılmaz Güney'i bugüne taşıyan, medyanın O'nu
gündemde tutması değil, O'nun halkın gönlünde et-
tiği yer oldu.
Ankara'da, Yüksel Caddesi'ndeki baskı resim ser-
gilerinin aktörleri arasında Yılmaz Güney de vardır.
En lüks kitabevlerinin poster reyonlanndan sokak-
taki poster satıcılanna kadar geniş bir yelpazedeki
yerini de ezelden beri korumaktadır.
Höst-Modernizm!
Yılmaz Güney'e ilişkin medyada sürdürülen tar-
tışmaya sanatsal boyut getirmek ne hakkımız ne
haddimiz. Güney'in bu yanını anlatabilecek durum-
da olanlar, bunu başanyorlar.
Ancak O'nun bazı kişisel özellikleri nedeniyle "sa-
natçı" olamayacağını savunmaya devam edenleri
görünce, insan ister istemez söyleniyor
Bu da höst-modernizm olsa gerek!
Medyadaki etkin anlayışa bakılırsa, bir kişinin sa-
natçı olabilmesi için şunlar gerekiyor:
- Once savcılıktan temiz kâğıdı getirmek.
- Sonra medyadan temiz kâğıdı getirmek.
- Sanatın hangi dalıyla ilgiliyse, onun dışındaki
özelliklerini ön plana çıkarabilmek.
- Kendini medya gruplanndan birine teslim et-
mek.
- Genel gidişi onaylamayan her türlü davranış ve
görüştenJcaçırçmak...
Medyadaki bu tür "onaylama" "reddetme" şab-
lonlan, bende çok bilinen bir fıkrayı çağnştınr.
Rötuşlayarak aktaralım.
Abuzittin, kendisini bilimsel bir gözlemci-yorum-
cu olarak kabul ettirmiş. Bir gün zıplama özelliği
olan böcekleri konu etmiş. Bunlardan birini almış,
mikroskop eşliğinde deneye koyulmuş. "Zıpla" di-
ye bağırmış, böcek sesle birlikte ürküp, zıplamiş.
Abuzittin deneyin inceliklerine geçmiş. Bir baca-
ğını kopardıktan sonra, "Zıpla" demiş, aksakça
hoplamış. Öteki bacağını koparmış, çok güçlükle
zıplamış. Üçüncü bacağı koparmış, bağırmayla bir-
likte ancak yerinden kıpırdayabilmiş. Son bacağı da
kopannca, böcek bağırmalara bedensel karşılık ve-
remez olmuş. Abuzittin durumu yorumlamış:
Dört bacağı kopanlan böcek, işitme duyusunu
yitiriyor!
Kahramanmaraş'ın kurtulusu
Demirel: Her evde
bir Sütçü Imam var
SERMETÇUHADAR
KAHRAMANMARAŞ
- Kahramanmaraş'm kur-
tuluş yıldönümü, Cumhur-
başkanı Süleyman Demi-
rel'in de katıldığı coşkulu
törenlerle kutlandı. Demi-
rel'e Kahramanmaraş Süt-
çü Imam Üniversitesi tara-
findan fahri doktora unva-
m verildi.
Cumhurbaşkaru Demi-
rel, dün beraberinde Milli
Eğitim Bakanı Metin Bos-
tanaoğlu ve Sağlık Bakam
Osman Durmuş ile Kahra-
manmaraş'a geldi.
Kahramanmaraş'ın kur-
tuluş yıldönümü törenleri-
ne FP lideri Recai Kutan
da katıldı.
Demirel, törende bu
günleri hep böyle coşkuy-
la kutladıklarmı söyledi.
Çok güzel şeyler yapıhna-
ya devam edileceğini anla-
tan Demirel, "Mflletiıııizin
önümüzdeki yıllardaki ba-
şansı bu zamana kadar
olan başanlanndan daha
üstün olacakür" dedi.
Törende ögrencilertara-
findan şiirler okundu,
mehter takımı ve halko-
yunlan gösterileri gerçek-
leştirildi. Daha sonra okul-
lar, dernekler, gaziler ve
çeşitli topluluklar yöresel
kıyafetleri içinde geçit res-
mi yaptı.
Gruplar, şehitlerin adla-
nmn yazıh olduğu karton-
lar taşıdılar. Araçlann üze-
rine kurulan maketlerle ög-
renciler tarafindan silah
yapımı, düşmana ilk baş-
kaldın ve kaleye bayrak di-
kihnesi temsili olarak can-
landmldı. Törende çok sa-
yıda kunı-sıkı silah da atü-
dı. Halkm büyük ilgi gös-
terdiği törende geçit resmi
alkış ve ıshklarla karşılan-
dı.
Demirel daha sonra
Kahramanmaraş Sütçü
Imam Üniversitesi'ne geç-
ti. Burada düzenlenen tö-
renle Demirel'e fahri dok-
tora unvanı sunuldu.
Cumhurbaşkanı Demi-
rel, cüppeyi giyerek beratı
aldıktan sonra "Her şey ta-
mam, noksanı yok" dedi.
Başbakan olarak kurulu-
şunda imzası bulunan, açı-
lışında hazu olduğu ve
kampusunun temelini attı-
ğı bu üniversitenin kendisi-
ne doktora vennesinden
büyükonurduyduğunu an-
latan Demirel, "Knrtuluş
yıldönümü töreni bize di-
yordu ki; bu üEkenin haDa,
çoluğu çocuğu, kadını IOZJ
yeniden Sütçü tfnamlar Ia-
zımsa onlan çıkarünz. Ne-
reden bulacaksuuz derse-
niz, her evde bir Sütçü
tmamvar, diyor.Bunu hay-
kınyor. Türkiye bir daha o
günkre dönmeyecektir,
kendini savunma mecburi-
yetinde kaünayacakbr" di-
ye konuştu.
Demirel, Türkiye Cum-
huriyeti üniversitelerinin
demokratik, laik, hukukun
üstünlüğüne bağlı; devle-
te, bölünmez bütünlüğe sa-
hip gençler yetiştireceğini
savundu. Demirel, valilik,
belediye ve garnizonu da
ziyaret ettikten sonra An-
kara'ya döndü.