17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2000 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI [email protected] Sevgililer Günü için hazır mısınız?Gûnlerdir Münih'te vitrinler, tüketim çılgınlığını körûkleyen ve insanlan hediye almaya zorlayan reklamlar ve afişlerle donanlmıştı... Mevsim sonu satışlan bu yana, artık yıldan yıla kalıcı olmaya yüz tutan "Sevgflüer Günü"ne ilişkin uyancı, hatırlatıcı ve baştan çıkancı reklamlarla yine cüzdanlar incelmeye yüz tuttu! "-Sevgiifler Günü'nde sevgflüıizi unutmayın" yollu reklam spotlanna ve kınnızı kalp figürlenne ister istemez insanın gözü takılmadan edemiyor. Ister istemez hediyelik eşya dükkânlanna, kozmetikçılere ve çiçekçilere avuç dolusu para gidiyor böyle günlerde... îşte parfüm, çiçek ve çikolata satışlanndakı bu ani patlamaya bakıp, "Aziz Valentin" haynna insanlar duygusal yönden ne kadar da güzel tavlanıyorlar azızım böyle günlerde diyorsunuz ya haydi neyse. Almanya'daki polıtık ortam CDU'nun rûşvet skandallanyla çalkalanırken, Türkiye Hizbullah cınayet örgütünün "mezar evteriyle" ve ceset kokan kirli yüzüyle Alman medyasında da göründü! Neşemizkaçtı...lşteneşe kmcı bu tûr haberlerle bır pazar sabahı keyfinizi "piç" etmemek için, iyisi mi size "aşk"tan söz açalım ve en iyisi 14 Şubat'ta kutlanacak olan Sevgililer Günü'ne ilişkin son hazırlıklardan söz edelim. Evet, ne yapıp edıp sevgilinizi unutmayın böyle günlerde. Çok mühim! Eğer sevgiliniz yoksa ya da aynlmışsanız.. veya yalnız yaşıyorsanız da ne yapacağım diye sakın üzülmeyin. Mutlaka bırini bulursunuz. Almanya'da bu işler de kolaylaştı artık. Çöpçatanlık yani. Her şeyi planlayıp programlamaya bayılan, robotlaşmış Alman milleti, şipşak sevgili bulma ya da flört edecek binlennı "ayartma" konusunda da usta.Gazetelerdeki çöpçatan sütunlan ya da tanışma bürolanndan söz etmiyorum. Ayda bir kez dûzenlenen dev "single party" geleneğinden söz ediyorum. Münih'te uyanık bırileri bu geleneği başlattı ve iki yıldır da tıkır tıkır işlerini yürütüyorlar! îşte Sevgililer Günü'nden bir gün önce de böyle bir MÜNIH EROL ÖZKAN parti var Münih'te.. Kentin dört bir köşesine yapıştınlan, baştan çıkancı afişlerle tavlanan, sevgili arayan yalnız insanlar şimdi soluğıı. doğu istasyon yakınındaki eğlence köşesınde alıyorlar cumartesi geceleri... Evet, Münih'in ünlü eğlence merkezi "Knnst Ost ftuk"taki "Cotoesseunrda dûzenlenen bu çılgm tanışma partılen bir âlem. Gönlünde yatan prensi bulmakiçin yediden yetmişe yüzlerce hanım bu partilere koşuyor. Ancak eli boş dönüp de bir sonraki parti için gün sayanlar da az değıl. Hanımlann yanı sıra bu tanışma partilerine takılıp, taze aşklar bulmak için koşturan çapkın beyler ise bugünlerde kutlanmaya başlanan Faşing çılgınlıkJanna hazırlanıyorlar. Faşing eğlenceleri ve özel balolar en çok . travestilerin barlannda yaşanıyor şimdilerde. Kucak kucağa ve maskeli değişik kılıklarda insan curcunasını seyretmeye bu mekânlara gitmek de insana çarpıcı ve değişik geliyor... Son bırkaç yıldır Münih'te neredeyse eşcinsellerin toplu gösterisine dönüşen o sokak çılgınlıklannın bir de lezbiyen kulüplerine sıçrayan yönüne ne dersiniz. Tek kelime ile çılgınlık. Lezbiyen kulüplerinin en tanınmışı "Sapho" adlı bar. Ancak burası "kadınbıra mahsus" olup erkek almıyorlar. Içeride neler olup bitiyor diye, merakJanmayın. Kentin "Gİockenbach" denen bu semtindeki Müller caddesı ıle Hans-Sach ve Klenze caddelerinin kesiştiği üçgende yer alan yığnıla cafe ve bar, eşcinsellerin buluştuğu, yaşadığı mekânlar...Bizim tstanbul'dakı Cihangir semtinin anlı şanlı "Pürtelaş'' sokağuıı aratmayan görüntülerle dolu bu sokaklarda erkek erkeğe öpüşenleri mi ararsınız, kadın kadına yol ortasmda sevişenleri mi. Ancak göre göre alıştığımızdan mıdır nedir, insan zamanla kanıksıyor bu tür delilikleri. Münih'te her şey "mübah"hr diyorsunuz. Ve kentte can sıkıcı pazarlann kasvetinden sıynlmak için arada sırada bu lezbıyenler sokağından geçip, travesti barlara göz atmak da fena değil. Günübirlık "aşk"lann moda olduğu, haftada bir sevgili değıştırenlenn birbirını tanıdığı Münih'in çılgın gece yaşanunda "Palet" gibı Türk tavernalannda hızh hafla sonlannı yaşayanlan da izlemek de hoş...Ancak bütün bu yapay ilişkilere bakıp: "- Nerede o eski aşklânn çekid tarafi" diye dövündüğünüzde olur! înteraet çağında ve 2000'li yıllarda "aşk" anlayışı da değişime uğradı demek ki. Sanal aşklann çığ gibi arttığı ve "aşk" anlayışının sulandığı günümüzde "Aşk kasıklarda başlar" başlıklı yazı ne kadar da güzeldi, eskı bir Cumhuriyet Pazar dergide hatırlayın bakalım. Ve eski aşklannızı bir düşünün. Hele hele Sevgililer Günü'nde sevgilinize bir gül gönderin mutlaka. Aziz Nesin'in son mektubu Montrealli ozan ve öykücü llyas Haifl'le dünyanın dört köşesinde telefonla ve Internet'le oluşturduğumuz dostlardan biri de Aziz Nesin'in Amenka'dakı arkadaşı Ordinaryüs Profesör Joseph S. Jncobson'dur. Türkçenin de çok uzun yıllardır can dosru olan Amenkalı profesör, herkeSin kendisini sadece "Joe" diye çağırmasını ister. Yeni dünya kültürünün özündeki şatafat alerjisiyle, kendisinin, asıl adının kısaltıLmış biçimiyle çağnlmasmı isteyen sadece Profesör Jacobson değildir kuşkusuz. Bizdeki gibi yaranma ve yağcüık gösterilerine aüşık olmayan Kanada ve ABD'de, gerdan kıran, el ovuşturan bir şakşakçılık geleneği olmadığı için, örneğin bir tanışma sonrası, genel müdürden profesöre, yöneticiden çöpçüye kadar, genellikle herkes birbirini ilk adıyla selamlamayı çok doğal bulur. Kısa adıyla "Joe" diye hitap ettiğnniz Amerikalı profesör, yeni dünyada gönlünü Türkiye ve Türk edebıyaüna kaptırmış bir bilımcıdir. Türkçeyi, ABD ordusunun dil okulunda öğrenen, Ankara'da albay rütbesiyle ataşelik görevi yapan "Joe* dahasonra gekiştirdigİ Türkçeyle, Utah Üniversitesi'nde, Yakup Kadri Karaosmanoğhı'nun "Yaban" adlı ünlü romanıyla bağlamlı bir doktora tezi sunmuş ve "felsefe doktoru" unvanmı almıştı. Doktorasını bitirdikten sonra, askerliğe veda eden "Joe", Türkiye'yi boydan boya dolaştığı dönemlerde, bitip tükenmeyen bir merakla, Türk edebiyatının gizemli evreninde büyük bir geziye çıkü. Özellikle, roman ve öykü dalındaki ilgisi gittıkçe büyüyen "Joe", Türk edebiyatına gönlünü kapünverdi. Daha sonra, Amerika'da Utah Üniversitesi'nde tam 23 yıl süreyle, Türkçe kürsüsünde hocalık yapan "Profesör Joe", şündilerde 80'lerin son yazuıa ulaşan yaşına karşın, tümüyle Türk edebiyatının ağır toplarma adanan bir yayımcılık çabasına girişti. Yaşarmrnn her kesitınde, saygın Türk yazarlanyla tanışan ve uzun yülar onlarla mektuplaşıp duran "Joe", siciline çok iyi bildiği Aİmancayla "bir master derecesi" de katacaktı. Bu kez, büyük Ahnan roman yazan Thomas Mann'ın "Joseph and His Brothers" adlı yapıtı üstüneydi tezi. "Profesör Joe", hocalık yıllannda Aziz Nesin ve Fakir Baykurt'la dost oldu. 1981 yılında Utah Üniversitesi'nden emekh' olduktan sonra hemen kollan sıvayan "Joe", deneyimli bir editör olan eşi Viota ile birlikte tümüyle Türk yazarlanna adanan "Soutnmoor Studios" adlı yaymevini yaşama geçirdi. Profesör Joseph S. Jacobson'la Aziz Nesin'in dostluğu sıcacık bir başlangıçla başlamış, hiç kesihneden sürmüştü. Sevgili Aziz Nesin, 5 Temmuz 1995 günü Çeşme'de sonsuza göç etmeden iki gün önce profesöre yazdığı mektubunda, gözlerinin gücünün azahnasından, vakıftaki güzelim çocuklanndan söz ediyordu. "Çok yorgun duyumsuyorum kendimi, eski hramı yitirdim" dıyor ve tüm çekilerin kökenini, geçirdiği zorlu ameliyatlara bağlıyordu. "Böyle Gefaniş Böyle Gitmez" adlı yapıtının üçüncü cıldıru yazmaya çabaladığma değınirken, o sıralarda 82 yaşına ayak basan profesörü "İyi ki doğdun Joe" diye kutsuyordu. Yorgun düşen Aziz Nesin, yayımlanan yapıtı "Aziz Nesiıı-AK Nesin Mektuplaşmalan" adlı 4 cıltlık diziyi postaladığını belirtirken, "enerjisinin tûkendiğinden" yakmıyordu profesöre. Bu satniann yer aldığı mektubu, Aziz Nesin son nefesini vermeden az önce ENGtN yazmış ve oğlu Prof. AB AŞKEN Nesin, babasının kâğıtlan arasmda bulduğu mektubu, _ ^ ^ ^ _ - ^ ^ Prof. Jacobson'a postaiamıştı. Gerisini Jacobson'dan diiüeyelim: "Sonsuza göçüp TORONTO giderken postaya veremediği mektubunu bana An yoDadı. Ama bu değerö armaganı elde tutamazdım. Fotokopisini çektikten sonra, mektubun ashnı çok duyarh bir kip olan Profesör An' Nesin'e, 'Aziz Nesin Vakfi'nda saklanmak üzere postaladnn." Jacobson'un bana henüz ulaşan kaün zarfuun içinden, Aziz Nesin'in "It Kuyruğu" adlı yapıtının Ingilizce çevirisi çıkü. "Dog TaOs" adı konmuştu çeviriye. Profesör Jacobson'un genel yönetmenliğini yaptığı yaymevi Southmoore Studios, 1999'da, Öyas HaBl'den " White Coffee Shop Journal","Shoeshine Ramadan", "The Drunken Grass" adlı 3 çeviri yayımladı. "Joe", 40 yıllık süre içinde, aralannda Yaşar KemaL Muzaffer Izgü, Orfaan Pamuk, Fakir Baykurt ve Sait Faik'ın de bulunduğu bırçok yazaruruzı Ingilizceye aktarmıştı. Profesör, 87 yasında ohnasma karşın, Türk edebiyatından yeni çevirilere hazırlanıyor bu yıl da. Jacobson'un, 1977'de Aziz Nesin'in Teksas Üniversitesi yayınlannda çıkan çocukluk biyografisinde, "İstanbul Çocuğu"nun sunu bölümünde şu tümceler yer ahmştı: "Aziz, yaşadığı ortamdald hoşgöriisûzhığü, aamasızhği, saçmahklan ve ahmakhklan sergikrken, yazım özgüıiüğünün yenilmeziiğini de kaıııtiıyordu. r ACI KAYBIMIZ Merhum Dr.Hurşit Yazıcı ve Handan Yazıcı'nın oğlu, Necla İskender ve Levent Yazıcı'nın kardeşi, Dosturn Yazıcı'run babası, Prof.Kemal İskender'in kayınbiraderi, Özge İskender'in dayısı Prof. Dr. YazıcıHakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 14 Şubat 2000 Pazartesi günü Bergama Yeni Camii'nde küınacak ikindi namazını takiben Zeytindağ Kabristanı'nda toprağa verilecektir. AİLESİ VEDA VE TEŞEKKÜR 09.02.2000 günü kaybetmiş olduğumuz Atatürkçülüğe sonuna kadar bağlı, eğitim ve çevre gönüllüsü ' YUKSEL TAMAKANl uğurlama törenine katılarak, bağışta bulunarak veya çiçek göndererek bizleri yalnız bırakmayan tüm aydın dostlanmıza çok teşekkür ederiz. Fikirlerini ve projelerini her zaman yaşatacağız. EŞİ VE ÇOCUKLARI y dûzenlenen Limon Festivali'nde en büyük ilgiyi, "Tavşan ve Kaplumbağa" adlı yapıt gördü. Yaprtm yaraöcısı. La Fontaine'in Ta\^an ve Kaphımbağa masahndan ><ola çıkmış. 67. Limon Festivali'nde de her yü olduğu gibi tonlarca limon ve portakal kullanıldL (Fotoğraf: REUTERS) 'Cep'li öğrenciler borçlu Okuldan yeni çıkmışlar. Otobüse koşan kosana. Kırmızı yanıyor. Aldıran yok. Otobüs durağa yanaşıyor. Kızh erkekli öğrenciler doluşuyor. Köşedeki meslek okulunun öğrencileri. Yolcular arkaya doğnı ıleıiıyor. Sıkışıyoruz. Yeni binenlere yer açıyoruz. tstif oluyoruz, sardarya örneği. Bir itiş- kakış. Gürültü. Yüksek sesle konuşmalar, gülüşmeler. Otobüs hareket ediyor. Çantalardan cep telefonlan çıkıyor. Kızlar çoğunlukta. Yan yana, kulak kulağa. "Sevgünn, <*»""", tatnm» Evet, şimdi çıktım okuldan. Otobüsteyim— Görüsmek üzere—'' Hepsi aynı anda, aynı şeyleri söylüyor. Fasa fıso. Elektronik çene çalma. yaptıklan... Okulda ders aralannda, yolda, otobüste, trende, evde. Saatlerini cep telefonu ile geçiriyor genç öğrenciler. Noel, yılbaşı annağam cep telefonu 14-15 yaştakilerin. Boş zamanlannı yanlış ve pahalı değerlendiriyorlar. Cep harçlıklan cep telefonlanna STUTTCART AHMET ARPAD yetmiyor. Guflağma kadar borçlananlar az değil. Arkadaşından para isteyen var. Öğretmeninden bile. Yüklü telefon faturasını ödeyebümek için kendine ış arayan öğrenciler de yok değil. tki durak sonra otobüs ağzına kadar doluyor. Dışanda kalanlar surat asıyor. Telefon görüşmeleri devam ediyor. Sıkış sıkış. Yanımdakinnı ağzı neredeyse kulağımda. Acaba sohbete ben de mi kaülsam?! Az ötede üç Türk. Gülay'ın 'cepten erkek arkadaşmı aradığı belli. Akşama randevu veriyor. Sinemaya gidecekler. Hangisine, bir türlü karar veremiyorlar... Telefonu kapatıyor. "Bu ayın faturası yine tuzlu olacağa benzjyor" diyor. "Sen mi ödüyorsun sankL." Kara başörtülü arkadaşı alay eder gibi konuşuyor: "Bak benhn tdefonıun yok, borcum da!" Kızlardan üçüncüsü, "Ayfer'in babası, kıanın ahlakı bozulmasın diye 'cep' almıyor ona" derken sıntıyor. Gençler karşılıklı konuşmayı, arkadaşlan ile doğru dürüst sohbeti unuttu. Işleri güçleri, kulaklannda o kücücük renkli telefonlar, sağa sola hava atıp caka satmak. 'Cep' salgınına tutulmuş 14- 15 yaşındakilenn okulda notlan da zayıf. Boş zaman değerlendirmeleri yok. Varsa yoksa cep telefonu. Otobüs kent merkezınde duruyor. Kapılar açılıyor. Yolcular kendilerini dışan atıyor. Trene, tramvaya, metroya koşturuyorlar. Bizim Türk kızlan da telaş içinde altgeçidin merdivenlerine ilerliyorlar. Cep telefonlan çoktan kulaklarda. Kara başörtülü Ayfer peşlerinde. Fiızlı adımlarla. Nefes nefese. SİNCAN 2. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ Sayı: 1999/554 İLAMSIZ TAKİPLERDE ÖDEME EMRİ Alacaklı ve varsa vekılınin adı, soyadı ve ikametgâhı: Halk Bankası Sıncan Şubesı Vek. Borclunun ve varsa ka- nuni temsılcısinin ad, soyadı ve: Mehmet Irmak, Ziraat Bankası Sıncan Şubesi. Alacağın Türk parasıyla tutan. fa- iz mıktan ve işlemeye başladığı gün: A. Alacak: 336.724.628 TL. T. Faizi: 4.210.000 TL. KDF-BSMV: 210.452 TL. TOPLAM: 341.145.080 TL. alacağın av. ücreti, icra gi- deri, % 150 ve KKDF BSMV % 5 faizi ile tahsili. Senet ve tarihi, senet yoksa borcun sebebi: 18.01.1994 t.li mavı kart kredi sözleşmesi. Bir terekeye karşı yapılan takiplerde mı- rasçılann adlan, soyadlan ve ikametgâhlan: Yukanda ya- zılı borcunuz nedenı ile adresinize ödeme emri tebliği gön- denlmış, bıla tebliğ iade olunmuş, zabıtaca da adresınız meçhul kalmıs olmakJa. ödeme emnnın ilanen tebliğine karar verilmiştir. Işbu ödeme emnnin teblığı tanhınden ıtı- baren borç ve takip masraflannı 7 gün kanunı süreye 8 gün ilave ile 15 gün içinde ödemeniz (teminat vermeniz), bor- cun tamamına veya bir kısmına veya alacaklının takibat ic- rasına daır bir ıürazınız varsa, senet altındakı imza sıze ait değilse yine 15 gün içinde aynca ve açıkça bildirmeniz, ak- si takdirde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sa- yılacağı, imzayı reddettığınız takdirde merci önünde yapı- lacak duruşmada hazır bulunmanız, buna uymazsanız vaki itirazınızın geçicı olarak kaldınlacağı senet veya borca iti- razınızı yazıh veya sözlü olarak icra dairesine 15 gün için- de bildinnediğiniz takdirde ayıu müddet içinde 74. mad. gereğince mal beyamnda bulunmanız, aksi takdirde hapıs- le tazyik olunacağınız, hiç mal beyamnda bulunmaz veya gerceğe aykın beyanda bulunursamz hapisie cezalandınla- cağinız, borç ödenmez veya ıtiraz etmezsenız cebri icraya devam edileceği, takıbe itiraz ettığiniz takdirde (süre ıçın- de) takibin duracağı hususu tebliğ yenne geçmek üzere ta- rafınıza ilanen tebliğ olunur. Basın: 6207 ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi, Basın Şeref Kartı sahibi, değerli arkadaşımız MEHMET ALİ KAYABAL 11.02.2000 Cuma günü vefat etmiştir. Vefatı camiamızda büyük üzüntü yaratan Mehmet Ali Kayabal'ın cenazesi 13.02.2000 Pazar günü ikin- di namazının ardından Kanlıca Camii'nden alınarak Kanlıca Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Mehmet ali Kayabal'a Tann'dan mağfiret, kederli ailesine ve üyelerimize başsağhğı dileriz. TÜRKİYE CAZETECİLER CEMİYETİ I ÇYDD BEŞtKTAŞ ŞUBESİ EĞlTÎM GÖNÜLLÜLERİARASEVA SİZ DE KATILEV!.. Öğrenciler, öğretmenler, serbest meslek sahıplen, memuriar. ev hammliin, siz, bepimiz hafta sonlan buiaç saatınızı ayırarak yetkın, özeık. sonımlu, bilimsel dûşüııen bir neslın yetişmesine destek vermek istemez mısiniz? tletışim için Tek 0212 21647 79 ' 0212216 4^98 KAKIAL 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ İLANEN TEBLİGAT 1999/1469 Alacaklının Adı, Soyadı: Hhami Ahıskalı. Borclunun Adı, Soyadı: Hüseyin Keleş. Haczin Yapüdığı Gün: 12.11.1999. Müdürlüğümüzün yukanda anılan dosyasında borç- lu Hüseyin Keleş hakkında yapılan icra takibinde 12.11.1999 tarihinde 34 JIU 25 plaka sayılı vasıta hac- zedihniş, dosyamızda düzenlenerek tarafinıza gönde- rilen 103 davet kâğıdı tebliğ edilemediğinden 103 da- vet kâğıdının ilanen yapılmasına karar verümiştir. Nor- mal sürelere 15 gün ilavesi ile 18 gün içinde ilan tari- hinden itibaren hacız tutanağını tetkik ve bir diyeceği- niz varsa bildirmeniz için icra dairesine başvurmanız ilanen tebliğ olunur. 3.2.2000. Basm: 6152 Hüviyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. MERALPÎLAVCI Bir yerlerde unutmayın sevgileri Pencere dergisinin yeni sayısmda Yasin Erol'un nefıs şiiri "Şiir ve Sen" şöyle başhyor: "Habersiz bir yağmur gibi/her gün yagi}t>rsun içime" Sizin de habersiz yağmurlarınız oldu mu içinize yağan? Ya da, o yağmur havasını, kokusunu duyduğunuz, ama, ışi "bûvütmemekiçin" bir köşeye sığınıp, yağmurun geçmesini beklediğiniz? Her yağmur enınde sonunda geçer, doğru, ama hangisi ne kadar iz bırakır, belli mi? Seller nereye akar, çocukluğumuzda gazete kâğıdmdan yaptığımız gemiler nereye ulaşır, bunu biliyor muyuz? Yann, "Sevgililer Günü''. Burada da öyle, orada da öyle. Yann sevgililer birbirlerini anacaklar, hatta küçük ilanlarla, kutlayacaklar da. Stockholm'ün merkezindeki büyük butikler, vitrinlerini kırmızı kalplerle doldurdular bile. Şimdi herkesin birilerini sevmesinin mevsimi artık. Bir günlük de olsa... lşin takılma kısmı bu, yanlış anlaşılmasın. Gerçek sevginin belirli bir günü ohnaz, bunu siz benden iyi biliyoreunuz. Sevginin sağı solu da olmaz; aynen gecesi, gündüzü ohnadığı gibi. Aziz Valentin kusura bakmasın, sevginin sağı-solu sobe! Bana kalırsa, "habersiz yağmurlar" bayağı tehlikelidir, yıllar önce Tîmur Seiçuk'un dediği "oderinsızıkalır"ı doğrular. Ansızm, üzerini çok koyu bir güncel yaşamla örttüğünüzü sandığmız küllenmiş sevda, birden çıkıverir karşmıza. Fazla bir şey de gerekmez bunun için; eski bir şarkının bir an kulağınıza çaJınması, güneş batarken uzayan gölgelerin ansızm sizi gafil avlaması ya da birinin ettiği bir lafm umulmadık bir çağnşrmda bulunması. Insanın doğasmdandır geçmişle yaşayamamak; bugünle geçinmek zorundadır. Belki de bu yüzdendir zaman zaman geçmiş bugüne yetiştiğinde bocalaması... Oysa yeniden başlanmayacak bir şey varsa hayatta, o da eski aşkJardır. Bir peygamber kesinliğiyle buraya yazıyorum. Aşk denilen şey, bir kez bittiyse, bitmiştir. Ama unutturmaz kendisini hınzır, o ayn. "O derin sın" kalacaktır illa. Metro girişinde öpüşerek ayrılan bir çifti gördüğünüzde, sabahleyin işe gitme telaşınızm tam ortasında, sızlayacaktır ruhunuzdaki o "derin STOCKHOLM GURHAN UÇKAN yara''. Bundan kaçamazsmız; Aziz Valentin de kaçamazdı. (Hoş, onu bir yakalasam, soracağım çok şey var ama, o ayn birkonu!) Bu sarıra kadar direndim ama, olmuyor: Sevgili Behçet Necatigfl'i anmadan devam edemiyonım. O eşsiz şıiri "Sevgflerde"yi anmadan. Ne diyor usta: "Sevgileri yannlara bıraktmız™" (Gizli bahçenizde açan çiçekler vardı, vermeye az buldunuz, yahut vaktiniz olmadı...) Aman bırakmayın sevgılerinizi yannlara! Neden kısarsanız kısitt. zamanı, sevginizi göstermekten kısmayın! Gelin buraya, Kuzey Kutbu'na iki adımlık yere, gidin dünyamn öbür ucuna, göreceksiniz sevginin kurallanrun aym olduğunu. Seven için her gün sevgililer günüdür; ama her gün insan, sevdiğinden aynlabilir. Aynlmakla biter mi her şey, o da bir ayn yazı konusu. Yasin Erol, yukanda andığım şiirinde, "ben aşkta önümü görmek isterün'' yazıyor. Yok. değerli ozan kardeşim, göremezsin. Aşkta insan önünü görseydi, dünyamn dönüşü değişirdi. Her aşk, bir bakıma körlüktür, biraz ileri gidersek, kumardır da diyebiliriz. Bendeniz zar tutmayı bir türlü öğrenemedi. Ya siz? UNIX, LINUX işletim sıstemlerı ve COBOL programlama dilini biliyorsanız veya yetiştirilmek istiyorsanız NEDEN BİZİ ARAMIYORSUNUZ? CUMHURİYET GAZETESİ BUKETSERMET Tel: 0 212 512 05 05/ 508 %30 İNDİRİM Cumhuriyet kitap kulübü SERGİ SALONLARINDA ktikkd Cad. (Fronsc KoosolosJuâu yom) ToksırnTei:252 38 81/82 lûrkocojı Cod. 39/41 (Cumhuriyet Gozetesi yom) Coğoloğlu Tei:514 0196
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle