Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2000 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI dishab@cumhuriyet.com.tr
Sevgililer Günü için hazır mısınız?Gûnlerdir Münih'te vitrinler, tüketim
çılgınlığını körûkleyen ve insanlan
hediye almaya zorlayan reklamlar ve
afişlerle donanlmıştı... Mevsim sonu
satışlan bu yana, artık yıldan yıla kalıcı
olmaya yüz tutan "Sevgflüer Günü"ne
ilişkin uyancı, hatırlatıcı ve baştan
çıkancı reklamlarla yine cüzdanlar
incelmeye yüz tuttu! "-Sevgiifler
Günü'nde sevgflüıizi unutmayın" yollu
reklam spotlanna ve kınnızı kalp
figürlenne ister istemez insanın gözü
takılmadan edemiyor. Ister istemez
hediyelik eşya dükkânlanna,
kozmetikçılere ve çiçekçilere avuç
dolusu para gidiyor böyle günlerde...
îşte parfüm, çiçek ve çikolata
satışlanndakı bu ani patlamaya bakıp,
"Aziz Valentin" haynna insanlar
duygusal yönden ne kadar da güzel
tavlanıyorlar azızım böyle günlerde
diyorsunuz ya haydi neyse.
Almanya'daki polıtık ortam CDU'nun
rûşvet skandallanyla çalkalanırken,
Türkiye Hizbullah cınayet örgütünün
"mezar evteriyle" ve ceset kokan kirli
yüzüyle Alman medyasında da
göründü! Neşemizkaçtı...lşteneşe
kmcı bu tûr haberlerle bır pazar sabahı
keyfinizi "piç" etmemek için, iyisi mi
size "aşk"tan söz açalım ve en iyisi 14
Şubat'ta kutlanacak olan Sevgililer
Günü'ne ilişkin son hazırlıklardan söz
edelim. Evet, ne yapıp edıp sevgilinizi
unutmayın böyle günlerde. Çok mühim!
Eğer sevgiliniz yoksa ya da
aynlmışsanız.. veya yalnız yaşıyorsanız
da ne yapacağım diye sakın üzülmeyin.
Mutlaka bırini bulursunuz. Almanya'da
bu işler de kolaylaştı artık. Çöpçatanlık
yani. Her şeyi planlayıp programlamaya
bayılan, robotlaşmış Alman milleti,
şipşak sevgili bulma ya da flört edecek
binlennı "ayartma" konusunda da
usta.Gazetelerdeki çöpçatan sütunlan
ya da tanışma bürolanndan söz
etmiyorum. Ayda bir kez dûzenlenen
dev "single party" geleneğinden söz
ediyorum. Münih'te uyanık bırileri bu
geleneği başlattı ve iki yıldır da tıkır
tıkır işlerini yürütüyorlar! îşte Sevgililer
Günü'nden bir gün önce de böyle bir
MÜNIH
EROL
ÖZKAN
parti var Münih'te.. Kentin dört bir
köşesine yapıştınlan, baştan çıkancı
afişlerle tavlanan, sevgili arayan yalnız
insanlar şimdi soluğıı. doğu istasyon
yakınındaki eğlence köşesınde alıyorlar
cumartesi geceleri... Evet, Münih'in
ünlü eğlence merkezi "Knnst Ost
ftuk"taki "Cotoesseunrda dûzenlenen
bu çılgm tanışma partılen bir âlem.
Gönlünde yatan prensi bulmakiçin
yediden yetmişe yüzlerce hanım bu
partilere koşuyor. Ancak eli boş dönüp
de bir sonraki parti için gün sayanlar da
az değıl. Hanımlann yanı sıra bu
tanışma partilerine takılıp, taze aşklar
bulmak için koşturan çapkın beyler ise
bugünlerde kutlanmaya başlanan Faşing
çılgınlıkJanna hazırlanıyorlar. Faşing
eğlenceleri ve özel balolar en çok .
travestilerin barlannda yaşanıyor
şimdilerde. Kucak kucağa ve maskeli
değişik kılıklarda insan curcunasını
seyretmeye bu mekânlara gitmek de
insana çarpıcı ve değişik geliyor... Son
bırkaç yıldır Münih'te neredeyse
eşcinsellerin toplu gösterisine dönüşen
o sokak çılgınlıklannın bir de lezbiyen
kulüplerine sıçrayan yönüne ne dersiniz.
Tek kelime ile çılgınlık. Lezbiyen
kulüplerinin en tanınmışı "Sapho" adlı
bar. Ancak burası "kadınbıra mahsus"
olup erkek almıyorlar. Içeride neler olup
bitiyor diye, merakJanmayın. Kentin
"Gİockenbach" denen bu semtindeki
Müller caddesı ıle Hans-Sach ve Klenze
caddelerinin kesiştiği üçgende yer alan
yığnıla cafe ve bar, eşcinsellerin
buluştuğu, yaşadığı mekânlar...Bizim
tstanbul'dakı Cihangir semtinin anlı
şanlı "Pürtelaş'' sokağuıı aratmayan
görüntülerle dolu bu sokaklarda erkek
erkeğe öpüşenleri mi ararsınız, kadın
kadına yol ortasmda sevişenleri mi.
Ancak göre göre alıştığımızdan mıdır
nedir, insan zamanla kanıksıyor bu tür
delilikleri. Münih'te her şey "mübah"hr
diyorsunuz. Ve kentte can sıkıcı
pazarlann kasvetinden sıynlmak için
arada sırada bu lezbıyenler sokağından
geçip, travesti barlara göz atmak da fena
değil. Günübirlık "aşk"lann moda
olduğu, haftada bir sevgili
değıştırenlenn birbirını tanıdığı
Münih'in çılgın gece yaşanunda
"Palet" gibı Türk tavernalannda hızh
hafla sonlannı yaşayanlan da izlemek
de hoş...Ancak bütün bu yapay ilişkilere
bakıp: "- Nerede o eski aşklânn çekid
tarafi" diye dövündüğünüzde olur!
înteraet çağında ve 2000'li yıllarda
"aşk" anlayışı da değişime uğradı
demek ki. Sanal aşklann çığ gibi arttığı
ve "aşk" anlayışının sulandığı
günümüzde "Aşk kasıklarda başlar"
başlıklı yazı ne kadar da güzeldi, eskı
bir Cumhuriyet Pazar dergide hatırlayın
bakalım. Ve eski aşklannızı bir
düşünün. Hele hele Sevgililer Günü'nde
sevgilinize bir gül gönderin mutlaka.
Aziz Nesin'in son mektubu
Montrealli ozan ve öykücü llyas Haifl'le
dünyanın dört köşesinde telefonla ve
Internet'le oluşturduğumuz dostlardan biri
de Aziz Nesin'in Amenka'dakı arkadaşı
Ordinaryüs Profesör Joseph S.
Jncobson'dur. Türkçenin de çok uzun
yıllardır can dosru olan Amenkalı
profesör, herkeSin kendisini sadece "Joe"
diye çağırmasını ister. Yeni dünya
kültürünün özündeki şatafat alerjisiyle,
kendisinin, asıl adının kısaltıLmış biçimiyle
çağnlmasmı isteyen sadece Profesör
Jacobson değildir kuşkusuz. Bizdeki gibi
yaranma ve yağcüık gösterilerine aüşık
olmayan Kanada ve ABD'de, gerdan kıran,
el ovuşturan bir şakşakçılık geleneği
olmadığı için, örneğin bir tanışma sonrası,
genel müdürden profesöre, yöneticiden
çöpçüye kadar, genellikle herkes birbirini
ilk adıyla selamlamayı çok doğal bulur.
Kısa adıyla "Joe" diye hitap ettiğnniz
Amerikalı profesör, yeni dünyada gönlünü
Türkiye ve Türk
edebıyaüna kaptırmış
bir bilımcıdir.
Türkçeyi, ABD
ordusunun dil
okulunda öğrenen,
Ankara'da albay
rütbesiyle ataşelik
görevi yapan "Joe*
dahasonra
gekiştirdigİ Türkçeyle, Utah
Üniversitesi'nde, Yakup Kadri
Karaosmanoğhı'nun "Yaban" adlı ünlü
romanıyla bağlamlı bir doktora tezi
sunmuş ve "felsefe doktoru" unvanmı
almıştı. Doktorasını bitirdikten sonra,
askerliğe veda eden "Joe",
Türkiye'yi boydan boya
dolaştığı dönemlerde, bitip tükenmeyen bir
merakla, Türk edebiyatının gizemli
evreninde büyük bir geziye çıkü. Özellikle,
roman ve öykü dalındaki ilgisi gittıkçe
büyüyen "Joe", Türk edebiyatına gönlünü
kapünverdi. Daha sonra, Amerika'da Utah
Üniversitesi'nde tam 23 yıl süreyle,
Türkçe kürsüsünde hocalık yapan
"Profesör Joe", şündilerde 80'lerin son
yazuıa ulaşan yaşına karşın, tümüyle Türk
edebiyatının ağır toplarma adanan bir
yayımcılık çabasına girişti. Yaşarmrnn her
kesitınde, saygın Türk yazarlanyla tanışan
ve uzun yülar onlarla mektuplaşıp duran
"Joe", siciline çok iyi bildiği Aİmancayla
"bir master derecesi" de katacaktı. Bu kez,
büyük Ahnan roman yazan Thomas
Mann'ın "Joseph and His Brothers" adlı
yapıtı üstüneydi tezi. "Profesör Joe",
hocalık yıllannda Aziz Nesin ve Fakir
Baykurt'la dost oldu. 1981 yılında Utah
Üniversitesi'nden emekh' olduktan sonra
hemen kollan sıvayan "Joe", deneyimli bir
editör olan eşi Viota ile birlikte tümüyle
Türk yazarlanna adanan "Soutnmoor
Studios" adlı yaymevini yaşama geçirdi.
Profesör Joseph S. Jacobson'la Aziz
Nesin'in dostluğu sıcacık bir başlangıçla
başlamış, hiç kesihneden sürmüştü.
Sevgili Aziz Nesin, 5 Temmuz 1995 günü
Çeşme'de sonsuza göç etmeden iki gün
önce profesöre yazdığı mektubunda,
gözlerinin gücünün azahnasından,
vakıftaki güzelim çocuklanndan söz
ediyordu. "Çok yorgun duyumsuyorum
kendimi, eski hramı yitirdim" dıyor ve tüm
çekilerin kökenini, geçirdiği zorlu
ameliyatlara bağlıyordu. "Böyle Gefaniş
Böyle Gitmez" adlı yapıtının üçüncü
cıldıru yazmaya çabaladığma değınirken, o
sıralarda 82 yaşına ayak basan profesörü
"İyi ki doğdun Joe" diye kutsuyordu.
Yorgun düşen Aziz Nesin, yayımlanan
yapıtı "Aziz Nesiıı-AK Nesin
Mektuplaşmalan" adlı 4 cıltlık diziyi
postaladığını belirtirken, "enerjisinin
tûkendiğinden"
yakmıyordu profesöre. Bu
satniann yer aldığı
mektubu, Aziz Nesin son
nefesini vermeden az önce
ENGtN yazmış ve oğlu Prof. AB
AŞKEN Nesin, babasının kâğıtlan
arasmda bulduğu mektubu,
_ ^ ^ ^ _ - ^ ^ Prof. Jacobson'a
postaiamıştı. Gerisini
Jacobson'dan diiüeyelim: "Sonsuza göçüp
TORONTO
giderken postaya veremediği mektubunu
bana An yoDadı. Ama bu değerö armaganı
elde tutamazdım. Fotokopisini çektikten
sonra, mektubun ashnı çok duyarh bir kip
olan Profesör An' Nesin'e, 'Aziz Nesin
Vakfi'nda saklanmak üzere postaladnn."
Jacobson'un bana henüz ulaşan kaün
zarfuun içinden, Aziz Nesin'in "It
Kuyruğu" adlı yapıtının Ingilizce çevirisi
çıkü. "Dog TaOs" adı konmuştu çeviriye.
Profesör Jacobson'un genel
yönetmenliğini yaptığı yaymevi
Southmoore Studios, 1999'da, Öyas
HaBl'den " White Coffee Shop
Journal","Shoeshine Ramadan", "The
Drunken Grass" adlı 3 çeviri yayımladı.
"Joe", 40 yıllık süre içinde, aralannda
Yaşar KemaL Muzaffer Izgü, Orfaan
Pamuk, Fakir Baykurt ve Sait Faik'ın de
bulunduğu bırçok yazaruruzı Ingilizceye
aktarmıştı. Profesör, 87 yasında ohnasma
karşın, Türk edebiyatından yeni çevirilere
hazırlanıyor bu yıl da. Jacobson'un,
1977'de Aziz Nesin'in Teksas Üniversitesi
yayınlannda çıkan çocukluk
biyografisinde, "İstanbul Çocuğu"nun
sunu bölümünde şu tümceler yer ahmştı:
"Aziz, yaşadığı ortamdald hoşgöriisûzhığü,
aamasızhği, saçmahklan ve ahmakhklan
sergikrken, yazım özgüıiüğünün
yenilmeziiğini de kaıııtiıyordu.
r
ACI KAYBIMIZ
Merhum Dr.Hurşit Yazıcı ve Handan Yazıcı'nın oğlu,
Necla İskender ve Levent Yazıcı'nın kardeşi, Dosturn Yazıcı'run babası,
Prof.Kemal İskender'in kayınbiraderi, Özge İskender'in dayısı
Prof. Dr.
YazıcıHakk'ın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi 14 Şubat 2000 Pazartesi günü Bergama Yeni Camii'nde küınacak
ikindi namazını takiben Zeytindağ Kabristanı'nda toprağa verilecektir.
AİLESİ
VEDA VE TEŞEKKÜR
09.02.2000 günü kaybetmiş olduğumuz
Atatürkçülüğe sonuna kadar bağlı,
eğitim ve çevre gönüllüsü '
YUKSEL TAMAKANl
uğurlama törenine katılarak, bağışta bulunarak veya çiçek göndererek
bizleri yalnız bırakmayan tüm aydın dostlanmıza çok teşekkür ederiz.
Fikirlerini ve projelerini her zaman yaşatacağız.
EŞİ VE ÇOCUKLARI
y
dûzenlenen Limon Festivali'nde en büyük ilgiyi,
"Tavşan ve Kaplumbağa" adlı yapıt gördü. Yaprtm
yaraöcısı. La Fontaine'in Ta\^an ve Kaphımbağa masahndan ><ola çıkmış. 67. Limon
Festivali'nde de her yü olduğu gibi tonlarca limon ve portakal kullanıldL (Fotoğraf: REUTERS)
'Cep'li öğrenciler borçlu
Okuldan yeni çıkmışlar. Otobüse
koşan kosana. Kırmızı yanıyor.
Aldıran yok. Otobüs durağa
yanaşıyor. Kızh erkekli öğrenciler
doluşuyor. Köşedeki meslek
okulunun öğrencileri. Yolcular
arkaya doğnı ıleıiıyor. Sıkışıyoruz.
Yeni binenlere yer açıyoruz. tstif
oluyoruz, sardarya örneği. Bir itiş-
kakış. Gürültü. Yüksek sesle
konuşmalar, gülüşmeler. Otobüs
hareket ediyor. Çantalardan cep
telefonlan çıkıyor. Kızlar çoğunlukta.
Yan yana, kulak kulağa. "Sevgünn,
<*»""", tatnm» Evet, şimdi çıktım
okuldan. Otobüsteyim— Görüsmek
üzere—'' Hepsi aynı anda, aynı şeyleri
söylüyor. Fasa fıso. Elektronik çene
çalma. yaptıklan... Okulda ders
aralannda, yolda, otobüste, trende,
evde. Saatlerini cep telefonu ile
geçiriyor genç öğrenciler. Noel,
yılbaşı annağam cep telefonu 14-15
yaştakilerin. Boş zamanlannı yanlış
ve pahalı değerlendiriyorlar. Cep
harçlıklan cep telefonlanna
STUTTCART
AHMET
ARPAD
yetmiyor. Guflağma kadar
borçlananlar az değil. Arkadaşından
para isteyen var. Öğretmeninden bile.
Yüklü telefon faturasını ödeyebümek
için kendine ış arayan öğrenciler de
yok değil. tki durak sonra otobüs
ağzına kadar doluyor. Dışanda
kalanlar surat asıyor. Telefon
görüşmeleri devam ediyor. Sıkış
sıkış. Yanımdakinnı ağzı neredeyse
kulağımda. Acaba sohbete ben de mi
kaülsam?! Az ötede üç Türk.
Gülay'ın 'cepten erkek arkadaşmı
aradığı belli. Akşama randevu
veriyor. Sinemaya gidecekler.
Hangisine, bir türlü karar
veremiyorlar... Telefonu kapatıyor.
"Bu ayın faturası yine tuzlu olacağa
benzjyor" diyor. "Sen mi ödüyorsun
sankL." Kara başörtülü arkadaşı alay
eder gibi konuşuyor: "Bak benhn
tdefonıun yok, borcum da!"
Kızlardan üçüncüsü, "Ayfer'in
babası, kıanın ahlakı bozulmasın
diye 'cep' almıyor ona" derken
sıntıyor. Gençler karşılıklı
konuşmayı, arkadaşlan ile doğru
dürüst sohbeti unuttu. Işleri güçleri,
kulaklannda o kücücük renkli
telefonlar, sağa sola hava atıp caka
satmak. 'Cep' salgınına tutulmuş 14-
15 yaşındakilenn okulda notlan da
zayıf. Boş zaman değerlendirmeleri
yok. Varsa yoksa cep telefonu.
Otobüs kent merkezınde duruyor.
Kapılar açılıyor. Yolcular kendilerini
dışan atıyor. Trene, tramvaya,
metroya koşturuyorlar. Bizim Türk
kızlan da telaş içinde altgeçidin
merdivenlerine ilerliyorlar. Cep
telefonlan çoktan kulaklarda. Kara
başörtülü Ayfer peşlerinde. Fiızlı
adımlarla. Nefes nefese.
SİNCAN 2. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı: 1999/554
İLAMSIZ TAKİPLERDE ÖDEME EMRİ
Alacaklı ve varsa vekılınin adı, soyadı ve ikametgâhı:
Halk Bankası Sıncan Şubesı Vek. Borclunun ve varsa ka-
nuni temsılcısinin ad, soyadı ve: Mehmet Irmak, Ziraat
Bankası Sıncan Şubesi. Alacağın Türk parasıyla tutan. fa-
iz mıktan ve işlemeye başladığı gün: A. Alacak:
336.724.628 TL. T. Faizi: 4.210.000 TL. KDF-BSMV:
210.452 TL.
TOPLAM: 341.145.080 TL. alacağın av. ücreti, icra gi-
deri, % 150 ve KKDF BSMV % 5 faizi ile tahsili. Senet ve
tarihi, senet yoksa borcun sebebi: 18.01.1994 t.li mavı kart
kredi sözleşmesi. Bir terekeye karşı yapılan takiplerde mı-
rasçılann adlan, soyadlan ve ikametgâhlan: Yukanda ya-
zılı borcunuz nedenı ile adresinize ödeme emri tebliği gön-
denlmış, bıla tebliğ iade olunmuş, zabıtaca da adresınız
meçhul kalmıs olmakJa. ödeme emnnın ilanen tebliğine
karar verilmiştir. Işbu ödeme emnnin teblığı tanhınden ıtı-
baren borç ve takip masraflannı 7 gün kanunı süreye 8 gün
ilave ile 15 gün içinde ödemeniz (teminat vermeniz), bor-
cun tamamına veya bir kısmına veya alacaklının takibat ic-
rasına daır bir ıürazınız varsa, senet altındakı imza sıze ait
değilse yine 15 gün içinde aynca ve açıkça bildirmeniz, ak-
si takdirde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sa-
yılacağı, imzayı reddettığınız takdirde merci önünde yapı-
lacak duruşmada hazır bulunmanız, buna uymazsanız vaki
itirazınızın geçicı olarak kaldınlacağı senet veya borca iti-
razınızı yazıh veya sözlü olarak icra dairesine 15 gün için-
de bildinnediğiniz takdirde ayıu müddet içinde 74. mad.
gereğince mal beyamnda bulunmanız, aksi takdirde hapıs-
le tazyik olunacağınız, hiç mal beyamnda bulunmaz veya
gerceğe aykın beyanda bulunursamz hapisie cezalandınla-
cağinız, borç ödenmez veya ıtiraz etmezsenız cebri icraya
devam edileceği, takıbe itiraz ettığiniz takdirde (süre ıçın-
de) takibin duracağı hususu tebliğ yenne geçmek üzere ta-
rafınıza ilanen tebliğ olunur. Basın: 6207
ACI KAYBIMIZ
Cemiyetimiz üyesi, Basın Şeref Kartı sahibi, değerli
arkadaşımız
MEHMET ALİ
KAYABAL
11.02.2000 Cuma günü vefat etmiştir.
Vefatı camiamızda büyük üzüntü yaratan Mehmet
Ali Kayabal'ın cenazesi 13.02.2000 Pazar günü ikin-
di namazının ardından Kanlıca Camii'nden alınarak
Kanlıca Mezarlığı'nda toprağa verilecektir.
Mehmet ali Kayabal'a Tann'dan mağfiret, kederli
ailesine ve üyelerimize başsağhğı dileriz.
TÜRKİYE CAZETECİLER CEMİYETİ
I
ÇYDD BEŞtKTAŞ ŞUBESİ EĞlTÎM
GÖNÜLLÜLERİARASEVA SİZ DE KATILEV!..
Öğrenciler, öğretmenler, serbest meslek sahıplen, memuriar. ev hammliin,
siz, bepimiz hafta sonlan buiaç saatınızı ayırarak yetkın, özeık. sonımlu,
bilimsel dûşüııen bir neslın yetişmesine destek vermek istemez mısiniz?
tletışim için Tek 0212 21647 79 ' 0212216 4^98
KAKIAL 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ
İLANEN TEBLİGAT
1999/1469
Alacaklının Adı, Soyadı: Hhami Ahıskalı.
Borclunun Adı, Soyadı: Hüseyin Keleş.
Haczin Yapüdığı Gün: 12.11.1999.
Müdürlüğümüzün yukanda anılan dosyasında borç-
lu Hüseyin Keleş hakkında yapılan icra takibinde
12.11.1999 tarihinde 34 JIU 25 plaka sayılı vasıta hac-
zedihniş, dosyamızda düzenlenerek tarafinıza gönde-
rilen 103 davet kâğıdı tebliğ edilemediğinden 103 da-
vet kâğıdının ilanen yapılmasına karar verümiştir. Nor-
mal sürelere 15 gün ilavesi ile 18 gün içinde ilan tari-
hinden itibaren hacız tutanağını tetkik ve bir diyeceği-
niz varsa bildirmeniz için icra dairesine başvurmanız
ilanen tebliğ olunur. 3.2.2000. Basm: 6152
Hüviyetimi kaybettim. Hükümsüzdür.
MERALPÎLAVCI
Bir yerlerde
unutmayın
sevgileri
Pencere dergisinin yeni
sayısmda Yasin Erol'un
nefıs şiiri "Şiir ve Sen"
şöyle başhyor:
"Habersiz bir yağmur
gibi/her gün yagi}t>rsun
içime" Sizin de
habersiz yağmurlarınız
oldu mu içinize yağan?
Ya da, o yağmur
havasını, kokusunu
duyduğunuz, ama, ışi
"bûvütmemekiçin" bir
köşeye sığınıp,
yağmurun geçmesini
beklediğiniz? Her
yağmur enınde
sonunda geçer, doğru,
ama hangisi ne kadar iz
bırakır, belli mi? Seller
nereye akar,
çocukluğumuzda
gazete kâğıdmdan
yaptığımız gemiler
nereye ulaşır, bunu
biliyor muyuz?
Yann, "Sevgililer
Günü''. Burada da
öyle, orada da öyle.
Yann sevgililer
birbirlerini anacaklar,
hatta küçük ilanlarla,
kutlayacaklar da.
Stockholm'ün
merkezindeki
büyük butikler,
vitrinlerini kırmızı
kalplerle doldurdular
bile. Şimdi herkesin
birilerini sevmesinin
mevsimi artık.
Bir günlük de
olsa...
lşin takılma kısmı bu,
yanlış anlaşılmasın.
Gerçek sevginin
belirli bir günü ohnaz,
bunu siz benden iyi
biliyoreunuz.
Sevginin sağı solu da
olmaz; aynen
gecesi, gündüzü
ohnadığı gibi. Aziz
Valentin kusura
bakmasın, sevginin
sağı-solu sobe!
Bana kalırsa, "habersiz
yağmurlar" bayağı
tehlikelidir, yıllar önce
Tîmur Seiçuk'un dediği
"oderinsızıkalır"ı
doğrular. Ansızm,
üzerini çok koyu bir
güncel yaşamla
örttüğünüzü sandığmız
küllenmiş sevda, birden
çıkıverir karşmıza.
Fazla bir şey de
gerekmez bunun için;
eski bir şarkının bir an
kulağınıza çaJınması,
güneş batarken uzayan
gölgelerin ansızm sizi
gafil avlaması ya da
birinin ettiği bir lafm
umulmadık bir
çağnşrmda bulunması.
Insanın doğasmdandır
geçmişle
yaşayamamak; bugünle
geçinmek zorundadır.
Belki de bu yüzdendir
zaman zaman geçmiş
bugüne yetiştiğinde
bocalaması...
Oysa yeniden
başlanmayacak bir şey
varsa hayatta, o da eski
aşkJardır. Bir
peygamber kesinliğiyle
buraya yazıyorum. Aşk
denilen şey, bir kez
bittiyse, bitmiştir. Ama
unutturmaz kendisini
hınzır, o ayn. "O derin
sın" kalacaktır illa.
Metro girişinde
öpüşerek ayrılan bir
çifti gördüğünüzde,
sabahleyin işe gitme
telaşınızm tam
ortasında, sızlayacaktır
ruhunuzdaki o "derin
STOCKHOLM
GURHAN
UÇKAN
yara''. Bundan
kaçamazsmız; Aziz
Valentin de kaçamazdı.
(Hoş, onu bir
yakalasam, soracağım
çok şey var ama, o ayn
birkonu!)
Bu sarıra kadar
direndim ama,
olmuyor: Sevgili
Behçet Necatigfl'i
anmadan devam
edemiyonım. O eşsiz
şıiri "Sevgflerde"yi
anmadan. Ne diyor
usta: "Sevgileri
yannlara bıraktmız™"
(Gizli bahçenizde açan
çiçekler vardı, vermeye
az buldunuz, yahut
vaktiniz olmadı...)
Aman bırakmayın
sevgılerinizi yannlara!
Neden kısarsanız kısitt.
zamanı, sevginizi
göstermekten
kısmayın!
Gelin buraya,
Kuzey Kutbu'na iki
adımlık yere, gidin
dünyamn öbür ucuna,
göreceksiniz sevginin
kurallanrun aym
olduğunu. Seven için
her gün sevgililer
günüdür; ama her gün
insan, sevdiğinden
aynlabilir. Aynlmakla
biter mi her şey, o da
bir ayn yazı konusu.
Yasin Erol, yukanda
andığım şiirinde, "ben
aşkta önümü görmek
isterün'' yazıyor.
Yok. değerli ozan
kardeşim, göremezsin.
Aşkta insan önünü
görseydi, dünyamn
dönüşü değişirdi. Her
aşk, bir bakıma
körlüktür, biraz ileri
gidersek, kumardır da
diyebiliriz. Bendeniz
zar tutmayı bir türlü
öğrenemedi. Ya siz?
UNIX, LINUX işletim sıstemlerı ve
COBOL programlama dilini biliyorsanız
veya yetiştirilmek istiyorsanız
NEDEN BİZİ
ARAMIYORSUNUZ?
CUMHURİYET GAZETESİ
BUKETSERMET
Tel: 0 212 512 05 05/ 508
%30
İNDİRİM
Cumhuriyet
kitap kulübü
SERGİ SALONLARINDA
ktikkd Cad. (Fronsc KoosolosJuâu yom) ToksırnTei:252 38 81/82
lûrkocojı Cod. 39/41 (Cumhuriyet Gozetesi yom) Coğoloğlu Tei:514 0196