Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 ŞUBAT 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yener'den
Irtemçeük'e
brifing
• ANKARA (Cumhuriyet
Börosu)-TRT Genel
Müdûrü Yücel Yener,
TRT'den sorumlu Devlet
Bakanı Mehmet Alı
Irtemçelik'ten. TRT'nin
özerkleşmesi konusunda
destek ıstedi. Yener, dün
Irtemçelik'e ORAN
tesislerinde brifing verdi.
Yener, TRT'nin en önemli
. sorununun "özerkleşme"
• olduğunu belirterek 2954
sayılı yasanm yeniden
diizenlenmesini istedi.
Yener, "Amacımız, 2954
sayılı yasanın anayasayla
uyum yasalan içinde tekrar
elden geçinlerek lcurumun
özerk bir yapıya
dönüştürülmesidir. Bu
konuda desteğinize
ihtiyacımız var" dedi.
DokunubnazMc
dosyabn
oylanacak
• ANKARA (Cumhurryet
BünMn)-DSPHatay
Milletvekili Namık Kemal
Atahan ve arkadaşlan,
aralannda DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller ile FP
Genel Başkanı Recaı
Kutan'ınbulunduğu 14
milletvekili hakkında
dokunulmazlıklannın
kaldınlmasının dönem
sonuna ertelenmesıne ilişkin
karara itiraz etti. TBMM
lçtüzüğü gereği
dokunulmazlık dosyalan
itiraz nedeniyle genel
kunılda oylanacak.
HADffdavası
karara kaldı
• ANKARA (AA)-
Abdullah Öcalan'ın
ttalya'da yakalanmasından
sonra Türkiye'ye iade
edilmek istenmesini
protesto amacıyla basın
açıklaması ve açlık grevi
yaparak "PKK'ye yardım
etrikleri" iddiasıyla,
HADEP Genel Başkanı
Ahmet Turan Demir ile eski
Genel Başkan Murat
Bozlak'ın da aralannda
bulunduğu 47 sanığın
yargılandığı dava karara
kaldı. Mahkeme başkanı
Mehmet Turgut Okyay,
duruşmanın 24 Şubat'a
ertelendiğini büdirdi.
Egtfde ortajc
askeri komite
• ANKARA (Cumhuriyet
Bfirosu) - Dışişleri Bakanlığı
Sözcü Yardımcısı Sermet
Atacanlı, haftalık basuı
toplannsında bir
gazetecinin, "Ege'de son
günlerde Yunan savaş
uçaklannın Türk savaş
uçaklannı taciz etmesini
konusunda ne
düşünüyorsunuz"
şeklindeki sorusuna şu
karşılığı verdi: "Üci ûlke
arasında bir ortak askeri
komite kurulması önenmız
vardı. Bu önerimizin Yunan
tarafınca kabul edılmesinı
umuyoruz.."
TBMffldeoda
sriuntısı
• ANKARA (Cumhuriyet
Burosu) - TBMM İçtüzügu
gereği yeniden oluşturulan
15 soruşturma komisyonu
için Meclıs'te oda
bulunmasında güçlük
çekiliyor. Meclis Genel
Kunılu'nun gelecek hafta
calışmalanna
başlamasından sonra
toplanıp başkanlık
divanlannı belirlemesi
beklenen soruşturma
komisyonlan, bu salonlan
aralannda paylaşıp
çalışmaya başlayacaklar.
Ecevîrm
kabuHeri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Bülent
Ecevit, by-pass ameliyatı
olan Anayasa Mahkemesi
Başkanı Ahmet Necdet
Sezer'i Hacettepe
Üniversitesi Hastanesi'nde
ziyaret etti, ardından
Danıştay Bakanı Erol
Çırakman ile Yargıtay
Başkanı Sami Selçuk'u
kabul etti. Ecevit, MTT
Müsteşan Şenkal
Atasagun'u da kabul
ederek bir süre görüştü.
Cumhurbaşkanı Demirel, karannı yann gerekçeleriyle açıklayacağını söyledi
4
Kıyak'ta oııaylaıııa eğühııiVAS (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanı
Söleyman Demirel, kıyak emeklilik konu-
sundakı kararuıı yann "dengeli bir çö-
zümk" kamuoyuna açıklayacağını söy-
ledi.
Açılış ve çeşitli etkinliklere katılmak
üzere dün Van'a gelen Demirel, uçakta
gazetecilerin sorulanıu yamtladı. Demi-
rel, bir soru üzerine kıyak emeklilik ko-
nusunda halen Anayasa Mahkemesi tara-
findan iptal edilmiş, ancak gerekçeli ka-
rar yayımlanmadığı için yürürlüğünü sür-
düren bir yasa bulunduğunu anJartı. De-
• Cumhıırbaşkanı, Hizbullah kasetlerinin
yayımlanmasına karşı çıkarak "Siyaset, Müslümanlık ile
bu vahşeti yan yana koymamak lazım. Müslümanlanıı
yapacağı iş değildir bu" dedi.
mirel, başka bir soru üzerine Yargıtay'm
itirazmm yasanın uygulanmasıyla ilgili
olduğunu belırtirken "Bu kanun Anaya-
sa Mahkemesi karan ilan ediKrse onun ge-
tireceği birtakım sıkuıtüan bertaraf et-
mek için çıkanlan bir kanun. Yani şu ha-
mevcut olan kanun ne verecekse veriyor"
diye konuştu.
'TBMMV hırpalamayın'
hyle kimseye bir şey veriyor değfl. Zaten
Konunun bir yasal, bir de fiili tarafı ol-
duğunu anlatan Demırel şunlan söyledi:
"Cumaya kadar bekleyin. Balan biz ne
yapıyoruz? TBMM'yi eümize geçtiği za-
man yerden yere vurmaktan büyük mut-
luhık duyuyoruz. Bu yanhş. TBMM Tür-
kiye'nm, Türk demokrasisinin en önem-
Ji kurumudur.Bu kurumu mümkün oldu-
ğukadar ıtibarh rutmak varken mümkün
olduğu kadar itibarsız hale getirmekyan-
hş. 'Ne yapalım efendim. düşürmesınler';
bu en kolay söyknebilecek bir şey. MiDet
iradesinin temsiledildiği TBMM'yişu ve-
ya bu sebepiehırpalamamak lazım. Bu re-
jimi avakta tutabihnenin şarudır. Rejimin
gere^dh-TBMM."
Bu konunun Atatürk
ANKARA/İZMİR (Cmnhuriyet) -Emek Platformu
Başkanlar Kurulu, kamuoyunda 'kryak emekfiik' diye
bilmen yasanm, Cumhurbaşkanı Söleyman Denürci ta-
rafmdan TBMM'ye iade edilmesini istedi. tzmir Baro-
su'na üye bir grup avukat da Demirerden, kamuoyunun
tepkisini çeken yasayı veto etmesini istedi. Emek Plat-
formu Başkanlar Kunılu'nun, geçen cuma günü yaptı-
ğı toplantının ardından hazırlanan sonuç bildirisi dün
açüdandı. Biküride, u
Kamm,parlameııtoyaolangüve-
ni zeddemiştir. Emek Phtfonm, bu yasanın Cumhur-
başkanı tarafindan, yeniden görâşâimek üzere TB-
M M > iade edflmesmi talep eönektedir. Emeköerin ve
âi
ç ş > ş g ç ş
döaemde, 2000 yıhma Bk 6 aykk dönemi içm yûzde 15
maaş araşmm sefafeti daha da arrardıgı. enflasyon ra-
kamianyia bk kez daha ortaya çıkmışör. Çahşaıüanı ek
zam yapdmaaı kaçanhnaz hde getaBştir" denüdi.
Izmir Adliyesi önünde açıklama yapan avukatlar adı-
na konuşan Ferda Kardekn, "Bo yasanm MecMs'te ka-
buIükamu\icdaııınırahatsızetmiş.\Tirttaşm.demokra-
süün vazgecttmez organlanııdan oian partamentoya gü-
venini sarsmtşür" dedi. Yasanın yargı kararlan hiçe sa-
yüarak bir gecede çıkanldığına dıkkat çeken Kardelen
şunlan söyledi: "Buyasa, anayasanın 138/4. maddesin-
de açddanan "yasama ve yürütme organlan ile idare,
mahkeme kararlanna uymak zorundadır. Bu organlar
ve idare mahkeme kararlannı değiştiremez ve bunlann
yenne getihlmesini geciktiremez' hükmüne ayktndır.
MiBetvekiierince, Anayasa Mahkemesi kararlanna
uyuhnamakta, inatia direııilmekte, yasaya karşı doianh
yobsapdmaktadır. Yasayı kabuleden ndktvekiDeri ana-
yasanuı Sgili maddesini ihlal ederek suç işjemektednier.
Türkhe'de enflasyonun düşürülmesi adına işçive memu-
ra yüzde 15'Kk zam ve Sosyal GüvenHk Yasası'via 'me-
zarda emeklihğı' keudisine, 'layak emekliliği' layıkgö-
ren MecSs'in bu tuttımu kabul edüemez."
VAN'A GİDEN CUMHURBAŞKANIBARIŞ SLOGANLARIYLA KARŞILANDI
Demirel1den kardeşükçağnsı
BAHAR TANRISEVER
VAN -Van'da 'banş' sloganlanyla
karşılanan Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel. banşı "ülkenin en çok
gereksinimi oian şey" olarak nıtele-
di. Demirel, kardeşlik, dırlık ve dü-
zen içinde yaşama çağnsında bulun-
du.
Demirel, dün Van'a giderken
uçakta gazetecilerin, kentte açacağı
hastanenin temelinin 1970'li yıllar-
da atıldığını anımsatmalan üzerine,
Türk yaönm tarihindeki birtakım pü-
rüzleri temizlediğıni belirterek "Bir-
kaç tane daha var. 16 Mayıs'a kadar
onbn datemizleyeceğim. Kendikeu-
dimle hesaplaşıyorum. Merak etme-
yin" dedi. Demirel, FP lıden Recai
Kutan'ın kendisine sıne-ı millete
dönmekten vazgeçtiğine ilişkin bir
mesaj iletip iletmediğinin sorulması
üzerine de şöyle konuştu:
"Hayır. 'sine-i millete döneceğiz'
diye net mesaj vermedi zaten. Bana,
'Zorlama var içimizde. Arkadaşlan-
mızın bir kısmı 'madem Id böyle du-
nunlaria karşı karşı>a\ız. kapablma
ihtimakmiz \-ar, sine-imillete döoeim
daha iyi' gıbı konuştular' dedL Be-
uim söylediğim de shasetuı tek \usı-
tası, ekndeki tek imkân açık rejimin
zemmleridir. Zaten bu sine-i millete
dönme 46'h yıllardan beri konuşu-
lur. Biz de kuüandık bu laflan. Mü-
let sizi bizhn için bir şe> yapm diye
göoderiyor. Siz eğer dönerseniz, 'ya-
pamadık" diye dönersiniz. Millet ba-
şandan anlar. Başanyı bu zeminler-
de elde edeceksiniz."
Kutan'a "gergmngnı iyi olmadığı-
nı, TSK ile tarnşmaya girihneyeceği-
ni" söyledığıni anlatan Demirel,
"ÇünküTSK parti depdir ve mfl-
letindir. FP'Gler Anayasa Mahkeme-
si'nde devam etmekte olan yargıdan
rahatsızlar. Son gergüüiğin böyle bir
döneme rastlamasmdan rahatsızlar.
Davanın nasd somıçlanacağıııı rahat-
sızükla bekliyoriar. TSK bir sryasi
partmin kapaolması davasrvia meş-
gul ofanaz. Oniara bu konulardaki gö-
rfişümü söyledimT>
diye konuştu.
Demirel, başka bir soru üzerine,
Hizbullah kasetlerini seyretmediğini
ve halka gösterümesinden yana ol-
madığını beüiterek, "Vahşeti seyre-
dip ne olacak? Vahşetten öğrenecek
bir şey yok. Anlabhnası kâfi" dedi.
Demirel daha sonra Hukümet
Meydanı'nda halka seslendi. Bura-
da, ellerinde karanfil taşıyan halkın
alkışlar eşliğinde attıklan "Cimba-
ba
n
, "Bariş" ve "Banşa evet, savaşa
ha>v" sloganlanyla karşılandı. Tür-
kiye'nin 15 sene boyunca terör bela-
sıyla karşı karşıya kaldığını, ancak
2000'e bundan genış çapta kurtula-
rak girdiğini anlatan Demirel, ban-
şın ülkenin en önemü, en çok ihtiya-
cı olan şey olduğunu söyledi. Konuş-
ması sık sık "Banş" sloganlanyla
kesilen Demirel şöyle devam etti:
"Banş otmasm diyen yok Id Bir-
taknn imaıuar eDerine sflah abp da-
ğa çıknuş, 90 yaşındaki kadnu, 9 ay-
hk çocuğu öMürüyorsa bununla ne
banşı yapacaksuuz. ne banşı? E&ir-
Bğiyle kanunsuz hareketieri yapan-
larm hepsini ayıplay^hm. kınayakm."
Hizbullah olayına dikkat çekerek
birçok evden ceset çıköğını anımsa-
tan Demirel, "Günah değil mi, aym
değfl mi? Kardeşük, dirlik ve düzen-
fik içinde yaşay^hm. Buna mani yok.
Sadece istediğimiz şey Türkiye'nin
bölünmez bütûnlfiğüne, laikcumhu-
riyete sahip çıkahm. Birbirimizi ku-
câklayahm. Bu ülke bepimizin. Gefin
biıük, beraberlik içinde birbirimize
sanimaya ve ülkemizi yüceltmeve de-
vam edetim" diye konuştu.
Doğu'da restorasyon
Demirel, valıliği zıyareti sırasında
Doğu ve Güneydoğu'da ilkbahardan
itibaren terör nedeniyle yapüamayan
hizmetlerin hepsinin gerçekleştirile-
ceğini beürterek devletin burada ge-
niş bir restorasyon hareketine girişe-
ceğini söyledi.
Daha sonra Haksan Yem Fabrika-
sı'm açan Demirel, burada bir süre
halkoyunlan ekiplerinın gösterisi-
ne eşlik etti.
Demirel, dönüşünde uçakta Van
gezisinı değerlendirirken, halka ses-
lenışındeki meydanın ıyı olduğunu,
memnun aynldığını söyledi.
Demirel, "Stogan aülan meydan
daha önce hazırlanmısûr. 3-4 ay öo-
ce bunlann 2 ayağı vanh.' Banş he-
men şimdi' ve 'idama hayır' d^tır-
lardu Şimdi bacagm biri gitmiş'' di-
ye konuştu. HADEP'li belediye
başkanlanm geçen aylarda Çanka-
ya Köşkü'ne çağn-dığını anımsatan
Demirel, "Anlatnm. Bu devletin bir
parçası ohuiarsa hiçbir sorun çık-
mayacağmı söyledün. Yasalar fark-
lı uygulanryorsa kendilerine bir hak-
sızhk yapıldığını düşunüyorlarsa
bunlar düzeltilir, icabına baküır. a-
ma devletin alonı oymak istiyorlar-
sa onun da icabına bakıur. HA-
DEP'in devietle sağlam kuracağı
bağlan anyorum. Partileri y argıda.
Yargı sonuçlanmcaya kadar yasal
bir partktir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel, Van'da folklor ekibivle büükte halay çektL (Fotoğraf: AA)
devrinde dahi söz ko-
nusu olduğunu anımsa-
tan Demirel, "Bugün
öyle maaşı art&ran bir
durum yok orta yerde.
Aşağı yukan 15 sene-
den beri devam edege-
len bir emekhük statü-
sü ola\ı var. Meclis bu-
nu çözmüş, ancak Ana-
yasa Mahkemesi bunu
anayasaya aykın bul-
muş. Birtakun araşör-
malar yapürdım, her-
kesle dekonuştum,ama
bunlan dengeleyece-
ğün, cuma sabahı den-
geli bir çözüm De kamu-
oyunun önûne çıkaca-
ğjm"dedi.
Demirel, "DengeB
bir çözüm dediğinize
görevcto görünmüyor"
değerlendirmesi üzeri-
ne "24 saat daha bekfe-
meniz lazım'' dedi.
'Sa>gmlık
korunmah'
Demirel, 1950'ler-
den beri aynı yasanın
sürekli gündeme getı-
rildiğinin belirtitmesi
üzerine şöyle konuştu:
"OdahiMecns'esay-
gı duymamayı gerektir-
mez. Mecfis'm saygmh-
ğı korunmah. Demok-
rasiyi yürütebilmemiz,
kurumlann saygınhğı-
na bağh. Bu ekştiriye
mani değiL Elestiriyi
çerçevesi içinde vemec-
rası içinde rutmak la-
zun. Her şey bu kurum-
lan tahribe yönelme-
mefi."
Demirel, Cumhur-
başkanlığı seçimi ko-
nusundaki anayasa de-
ğişikliği tartışmalanm
nasıl değerlendirdiğine
yönelik bir soruyu,
"OnbnnbepsiMedis'e
art. Halin icabı neyse
onuyapanm" diye ya-
mtladı.
'Şartım yok'
Cumhurbaşkam De-
mirel, bir gazetecinin
"Bana talep olursa ben
reddetmem" sözünü
animsatarak "Bu talep
şöyle mi ohnah: 5+5 ka-
bul edilmeli, 110 imza
3e siz aday mı gösteril-
meUsiniz? O raımn mı
'Bakalım' diyeceksi-
niz" sonısu üzerine
şöyle konuştu:
"Benim bir şartım
yok. Benim sadece dü-
şüncem var. Yani ben
bir şeye tah'p değüim, a-
ma bana bir çağn vuki
olmuştur. Olursa değfl,
olmuştur. Ben de bu
çağnyı reddetmedim.
Bu çağmı bana yapan-
lar, onun gcreğini ifa
edeceklerdir. O kısmı
bana ait değii, benim dı-
şnnda."
1-Tı IRMIKIAYDBV ENGtN aengin(â doruk.net.tr
Mayısta Fazilet Partisi'nin
kurultayı var. Görünüşe göre
Erbakan'sız bir Fazilet'in, bun-
dan böyle de bir "emanetçi"
başkanla mı, yoksa gerçek bir
genel başkanla mı yürüyeceği
sorusu karara bağlanacak ya
da bağlanamayıp bir sonraki
kongreye ertelenecek.
Fazilet Paıtisi, biliniyor,
1969'un Milli Nizam Partisi ile
başlayıp 12 Mart sonrasında
MSP ile devam eden, 12 Ey-
lül'ün ardından Refah'a dönü-
şüp, şimdilik Fazilet durağına
ulaşmış bir siyasal örgütlen-
me. Siyasal Islamın Türki-
ye'deki büyük temsilcisi. Ülkü-
cülükten kopma (ülkücülere
göre: dönme) Büyük Birlik Par-
tisi'nin, legal parti konumuna
yükselmeseler de siyasal Isla-
mın renklerini, türlerini oluştu-
ran kimi tarikat örgütlenmele-
rinin, Kaplancılar, İBDA-C, Hiz-
bullah gibi terörü mücadele
aracı bettemiş örgütlerin yanın-
da Fazilet, gerçekten büyük ve
kitlesel destekleri olan bir ha-
reket. Nitekim bunu gerek
1974 'te, gerek 1990 sonrasın-
da iki kez hükümet ortağı olup,
iktidan bir ucundan da olsa ya-
Fazilet'teki Yeni Çalkantıya Eski Sorular
kalamasıyla kanıtladı da.
Fazilet saflannda, Mayıs Ku-
ruttayı yaklaşırken, bir kuruttay
manevrasının çok ötesine ta-
şan bir çalkantı yaşanıyor.
Medyada sıkça kullanılan bir
deyimle "Yenilikçiler" kanadı
ile "Gelenekçiler" kanadı kapı-
şıyorlar.
Ama yineleyelim: Bu bir ku-
ruttay çekişmesinin çok öte-
sinde anlamlar içeren bir ka-
pışma. Abdullah Gül, Bülent
Annç, Tayyip Erdoğan gibi
ünlü ve sivri adlar "siyasal Is-
lam'a yeni bir yorum getirme
çabasındalar. Laisizmle ve de-
mokrasiyle Islamı uzlaştırma
çabalannda bugüne dek rast-
lanmamış ataklıkta görüşler
sergiliyorlar. Endazeyi kaçınp
sözü dinle (Islamla) siyasetin
bağını kesmek gerektiğine
vardıranlar bile görülüyor.
Daha Milli Selamet Partisi
günlerinde bile varlığı sezilen
bir akım, Erbakan - AsittOrk
hegemonyasına ve çizgisine
karşı sesini yükseltmekte: Ba-
tı'nın "Hıristiyan Demokrat"
partilerinin Islami versiyonu,
bir "Müslüman demokrat par-
ti" hedeflenmekte.
Bu mümkün mü?
Bu köşenin "müdavimleri"
anımsayacaktır Islamiyetin
demokrasiyteveonun "olmaz-
sa olmazı" laiklikle bağdaşıp
bağdaşamayacağı epey sık
tartışılmıştı.
Şimdi Fazilet içinde başla-
yan tartışmada, sanki "Erba-
kan - Asiltürk" kliğinin parti üs-
tündeki egemenliğine son ve-
recek, dini siyasetin bir mani-
velası olarak kullanmayacak,
ama Müslüman kimliğini de
vurgulamaktan geri kalmaya-
cak bir "umut ışığı" olarak "ye-
nilikçi kanat" göklere çıkanlı-
yor.
Çok faydacı bir yaklaşımla
"lyidir. Başanya ulaşırtarsa da-
ha iyi olur. Ulaşamazlarsa bile
Fazilet bölünür, şeriatın bes-
lendiği kaynağın gücü azalır,
belki de kurur" diye düşünen-
ler var. Yani Fazilet'ten bir
"Müslüman demokrat" hare-
ket doğabilecegini umanlar
var.
Bu mümkün mü?
Eski bir soruyu yineleyece-
ğiz: Islamiyet, laikliğe bağlı,
demokrasiyi içine sindirmiş bir
siyasal harekete yaşam hakkı
tanıyor mu?
Aynı soruyu bir başka türiü
söyleyelim: Hıristiyanlığın
"öteki dünya°yı bugün de dü-
zenleyip "budünya'üstünde-
ki düzenleme yetkilerini, yüz
elli yıl kadar önce kesinlikle
terk ettiği süreçler Islamiyette
yaşanmadı. Islamiyet dün ol-
duğu gibi bugün de hem "öte-
ki dünyayı", hem "bu dünyayı"
katı kurallarla tanımlayıp, Tan-
n buyruğu yasalarla perçinle-
yip düzenliyor. Burada ne ka-
dar zorlarsanız zorlayın "kul
yapısı" yasalann (demokrasi-
nin) egemenliği mümkün değil.
Burada ne kadar zorlarsanız
zorlayın, dinin devlet yöneti-
miyle bağının her düzlemde
kopanlmasının (laikliğin) yeri
yok.
Kaldı ki Fazilet içi çekişme-
nin sonucunda bir "Müslüman
demokrat parti" ideolojisi ağır-
lık kazanmasa bile, "yenilikçi-
lerin" daha az tehlikeli, şeriat-
çı akımlara sıcak bir ana rah-
mi işlevi gören Erbakan - Asil-
türk çizgisine göre daha çağ-
daş (bu tartışma bağlamında
"çağdaş" terimi ne anlama ge-
liyorsa artık) bir Fazilet Partisi
yaratacaklan umuduyla "iyim-
sertik" tohumlan saçanlann
görüşlerini paylaşmak müm-
kün değil.
MNP'den Fazilet'e uzanan
çizginin tabanına bu aşı tut-
maz. Müslüman kimliği ağır
basan işadamlanndan filan bir
yandaş kitlesi bulunsa bile, Fa-
zilet'in militan tabanı "yenilik-
ç//er"in çizgisine kısa sürede
sırtını döner.
Türkiye'de laisizmi, demok-
rasiyi reddeden; ümmetçiliği
Arap-lran köktendinciliği ile
buluşmak çerçevesinde kav-
rayan, binbir tarikatın, terörist
örgütlenmenin çatısı altında
buluşanlarlademokratlann, la-
ikliğin savunucularının arasın-
daki derin uçurum, Fazilet te-
pelerinde basit bir kadro deği-
şikliği ile aşılamayacak kadar
derin ve çelişki uzlaşmaz.
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Yumurtalık Cinayeö...
Bir Yılmaz Güney tartışması sürüp gidiyor ama hiç
kimse yargıç Sefa Mutlu'yu gündeme getirmiyor...
Güney'in ne katıilıği kaldı, ne lümpenliği...
Hınç, öfke, kin, nefret!..
Küfürleşmeye dek varan tartışmalan izledikçe sap-
la samanın birbirine kanştınldığını görüyorum...
Yılmaz Güney'in hem edebiyat hem de sinemadaki
yeri bellidir...
Bu tarttşma götürmez bir gerçektir!..
Bakıyorum, hiç kimse Yumurtalık cinayeti üzerine bir
yorum getirmiyor, 1974 Türkiyesi'nin koşullanna değin-
miyor...
Peki öldürülen yargıç Sefa Mutlu kimdi? Mutlu cina-
yeti neden işlenmişti?
Nedense kimse bu konuyla ilgilenmiyor...
Yılmaz Güney, Yumurtalık Yargıcı Sefa Mutlu'yu pav-
yonda içki sofrasında vurmamıştır...
Ben, cinayetin işlenişinden birkaç saat sonra Ada-
na'ya ve oradan da Yumurtalık'a giden, bir hafta bo-
yunca olaylan izleyen bir gazeteci olarak tanıklann ifa-
delerini aktarmaya çalışacağım...
• • •
Yılmaz Güney ve arkadaşlan 'Endişe' filminin çekim-
teri için Çukurova'daydılar ve bu nedenle Yumurta-
lık'taki motele yerieşmişlerdi. (13 Eylül 1974, Cuma)
Motel sahibi Sart Erbaşın ifadesi:
"Hâkim Sefa Mutlu sarhoş gelmişti o gece. Sahilde
bulunan çadınnda birşişe rakı içtiğini biliyorum. Ayak-
ta duracak haliyoktu. Yargıç ve icracı birmasaya otur-
dular. Benden viski istediler. Dört kez viski götürdûm.
Hâkim bir ara ayaga kalktı, 'Ben buranın Allahıyım,
ne kadar kral varsa..' diye küfretti. Arkadaşı hâkim
beyiyerine oturttu. Yılmaz Güney ve arkadaşlan hiç il-
gilenmiyordu hâkimle. Ama hâkim bey, Yılmaz Gü-
ney'e çok ağır küfürleh sûrdünıyordu. Küfürier bir hâ-
kime yakışmıyordu..."
Garsonlar Beyhan Elmas ve Veysel Künez ise şöy-
le diyordu:
"Küfürier çok ağırdı. Yılmaz Güney'e 'Sen bu kan-
lan satıyor musun ulan' d;ye bağınyordu..."
Garsonlar ve yargıcın yanında bulunan bir iki kişi,
yargıç Sefa Mutlu'yu motelin gazino olarak kullanılan
bahçesinden alıp çadınna götürdüler...
Yargıç Mutlu ofay yerinden uzaklaştınlırken bağın-
yordu:
"Ulan kral bozuntusu! Kanlan kaça satıyorsun?.."
Sefa Mutlu, 5-10 dakika sonra yeniden motelin
bahçesine geldi...
Yılmaz Güney'in masasında Alt Özgentürk de var-
dı. özgentürk'ün 26 yıl önce bana anlattıklan şöyley-
di:
"Biz Yılmaz Güney'le aynı masada idik. Olayı hâkim
başlattı. Güney çok sakindi ve önceleri aldınş etme-
di. Ama hâkim sürekli olarak tahrik edici sözler sarfe-
diyordu. Münakaşa başlayınca ben arkadaşlara haber
vermek için yukan çıktım. Işte o sırada üç el silah se-
si duydum. Koştum geldim. Hâkim yerdeydi. Yılmaz
Güney 'Hâkim vurukkı, hastaneye kaldırabm' de-
di.. Yılmaz Güney'in elinde silah yoktu..."
Görgü tanıklanndan Ayşe Emel Mesçi ise İfadesin-
de şunlan anlatmıştı:
"Yılmaz Güney, eşi ve arkadaşlan ile birlikte ayn bir
masada oturuyoriardı. Ben ise yemeğimi yemiş, ayn
bir masada kahve içiyordum. Ekipte bulunan diğerar-
kadaşlar odalanna çekilmişlerdi. Hâkim çok sarhoştu.
Yılmaz Güney'e ağır küfûrlerde bulundu. Daha açık-
çası tahrik ediyordu. Güney ise bunlara bir süre kar-
şılık vermedi. Sonunda 'Sen benden ne istiyorsun' de-
di. Hâkim bunun üzerine 'Senin kadınlanm görelim,
kadınlanm' diye konuştu. Yılmaz Güney bu kez ye-
rinden kalktı. Kavga etmeye başladılar. Yılmaz Gü-
ney'in elinde silah yoktu. Bu arada üç el silah sesi işit-
tim. Ardından ayağında şalvar bulunan bir kişinin ga-
zinodan kaçtığını gördüm."
•••
30 yaşında, evli ve bir çocuk babası olan yargıç,
Niğdeliydi ve ülkücü olarak biliniyordu... Aynı zaman-
da Komünizmle Mücadele Derneği üyesıydi... İki ay
önce Ağn'nın Taşlıçay ilçesinden Yumurtalık'a gelmiş-
ti... ilk mesteği ise polislikti...
Ben 26 yıl sonra şunu söylüyorum:
"Yılmaz Güney, Sefa Mutlu'yu kendisinin öldürdü-
ğûnü hiçbir zaman söylemedi... Üsteiik bu cinayetin
fiili bir tecavüz yüzünden işlendiğini birkaç hukukçu
dışında hiç kimse açıklamadı... Yıne tanıklann ifadesi-
ne göre 26 yıl önce işlenen cinayette Yılmaz Güney'in
elinde Beretta marka tabanca olduğu anlaşıldı. Yar-
gıç Sefa Mutlu'nun gözüne isabet eden kurşunun ise
Abdullah Pütün'ünyandarmaya teslim ettiği Umman
marka tabancadan çıktığı saptandı. Tüm bu kanıtlara
karşın Yılmaz Güney cinayetten hüküm giydi ve tutuk-
landı..."
Olayı soruşturan savcı Cengiz Ataç, Yılmaz Gü-
ney'in TCY'nin 449. maddesinden cezalandınlmasını
istemiştir...
Yani, görevli devlet memuruna karşı iştenmiş suç!..
Sarhoş bir yargıç içki masasında nasıl görevli olabi-
lirdi?
Şu anda jandarma karakolu önünde Fatoş Güney,
Osman Alyanak ve Kamuran Usluer'i görür gibi olu-
yorum...
Çaresizliğin ve hüznün fotoğraflan sanki 26 yıl son-
ra karşımıza çıkmış...
Küfürier ve iftiralaria Yılmaz Güney'in sanatını ve
solculuğunu bir kenara itip 'lümpen' yakıştırmasında
bulunanlar zahmet edip 26 yıl önceyi neden araştırmı-
yorlar?
hikmetcetinkaya@cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cüneyt Arcayürek
'Kişi için anayasa
değiştirilemez'ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Gazetemiz
yazan Cüneji Arcayürek,
Süleyman Demirel'in bir
dönem daha cumhurbaş-
kanlığı görevini sürdüre-
bilmesi için yapıhnası
planlanan anayasa değı-
şikliğini değerlendirirken
-Hukukgeteneğiyerleşmiş
ülkelerde kişi için anayasa
değjştirümez" dedi.
Arcayürek dün akşam
TV8'de canlı olarak ya-
yımlanan 'Semih Bafcıoğ-
lu'nun Çizemedikleri'
programında, yakın tarihe
ışık tutan 'Büyüklere Ma-
sallar Küçükkre Gerçek-
ler' dızısinm yeni çücan
ikinci kitabı 'Bir Giden
Bir Gelen Bir Bekleyen'
çerçevesinde cumhurbaş-
kanlığı seçimi tartışmala-
nm irdeledi.
Arcayürek, cumhuriyet
tarihinde cumhurbaşkan-
lığı seçimlerinin, Atatürk
ve tsmet tnönü'nün seçil-
mesı dışında sancılı geçti-
ğine dikkat çektı.
Turgut Özalın
ANAP'ın oylanyla cum-
hurbaşjsanlığına seçihne-
sine tepki gösteren Demi-
rel'in daha sonra kendisi-
ne, "Ben de Özal'm yerin-
de otsam aynı şey i yapar-
dun" dediğini söyleyen
Arcayürek, bu dunıma şa-
şırdığını ve içine sindire-
mediğini vurguladı.