16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ŞUBAT 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yener'den Irtemçeük'e brifing • ANKARA (Cumhuriyet Börosu)-TRT Genel Müdûrü Yücel Yener, TRT'den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Alı Irtemçelik'ten. TRT'nin özerkleşmesi konusunda destek ıstedi. Yener, dün Irtemçelik'e ORAN tesislerinde brifing verdi. Yener, TRT'nin en önemli . sorununun "özerkleşme" • olduğunu belirterek 2954 sayılı yasanm yeniden diizenlenmesini istedi. Yener, "Amacımız, 2954 sayılı yasanın anayasayla uyum yasalan içinde tekrar elden geçinlerek lcurumun özerk bir yapıya dönüştürülmesidir. Bu konuda desteğinize ihtiyacımız var" dedi. DokunubnazMc dosyabn oylanacak • ANKARA (Cumhurryet BünMn)-DSPHatay Milletvekili Namık Kemal Atahan ve arkadaşlan, aralannda DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ile FP Genel Başkanı Recaı Kutan'ınbulunduğu 14 milletvekili hakkında dokunulmazlıklannın kaldınlmasının dönem sonuna ertelenmesıne ilişkin karara itiraz etti. TBMM lçtüzüğü gereği dokunulmazlık dosyalan itiraz nedeniyle genel kunılda oylanacak. HADffdavası karara kaldı • ANKARA (AA)- Abdullah Öcalan'ın ttalya'da yakalanmasından sonra Türkiye'ye iade edilmek istenmesini protesto amacıyla basın açıklaması ve açlık grevi yaparak "PKK'ye yardım etrikleri" iddiasıyla, HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir ile eski Genel Başkan Murat Bozlak'ın da aralannda bulunduğu 47 sanığın yargılandığı dava karara kaldı. Mahkeme başkanı Mehmet Turgut Okyay, duruşmanın 24 Şubat'a ertelendiğini büdirdi. Egtfde ortajc askeri komite • ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Sermet Atacanlı, haftalık basuı toplannsında bir gazetecinin, "Ege'de son günlerde Yunan savaş uçaklannın Türk savaş uçaklannı taciz etmesini konusunda ne düşünüyorsunuz" şeklindeki sorusuna şu karşılığı verdi: "Üci ûlke arasında bir ortak askeri komite kurulması önenmız vardı. Bu önerimizin Yunan tarafınca kabul edılmesinı umuyoruz.." TBMffldeoda sriuntısı • ANKARA (Cumhuriyet Burosu) - TBMM İçtüzügu gereği yeniden oluşturulan 15 soruşturma komisyonu için Meclıs'te oda bulunmasında güçlük çekiliyor. Meclis Genel Kunılu'nun gelecek hafta calışmalanna başlamasından sonra toplanıp başkanlık divanlannı belirlemesi beklenen soruşturma komisyonlan, bu salonlan aralannda paylaşıp çalışmaya başlayacaklar. Ecevîrm kabuHeri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, by-pass ameliyatı olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'i Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde ziyaret etti, ardından Danıştay Bakanı Erol Çırakman ile Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'u kabul etti. Ecevit, MTT Müsteşan Şenkal Atasagun'u da kabul ederek bir süre görüştü. Cumhurbaşkanı Demirel, karannı yann gerekçeleriyle açıklayacağını söyledi 4 Kıyak'ta oııaylaıııa eğühııiVAS (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanı Söleyman Demirel, kıyak emeklilik konu- sundakı kararuıı yann "dengeli bir çö- zümk" kamuoyuna açıklayacağını söy- ledi. Açılış ve çeşitli etkinliklere katılmak üzere dün Van'a gelen Demirel, uçakta gazetecilerin sorulanıu yamtladı. Demi- rel, bir soru üzerine kıyak emeklilik ko- nusunda halen Anayasa Mahkemesi tara- findan iptal edilmiş, ancak gerekçeli ka- rar yayımlanmadığı için yürürlüğünü sür- düren bir yasa bulunduğunu anJartı. De- • Cumhıırbaşkanı, Hizbullah kasetlerinin yayımlanmasına karşı çıkarak "Siyaset, Müslümanlık ile bu vahşeti yan yana koymamak lazım. Müslümanlanıı yapacağı iş değildir bu" dedi. mirel, başka bir soru üzerine Yargıtay'm itirazmm yasanın uygulanmasıyla ilgili olduğunu belırtirken "Bu kanun Anaya- sa Mahkemesi karan ilan ediKrse onun ge- tireceği birtakım sıkuıtüan bertaraf et- mek için çıkanlan bir kanun. Yani şu ha- mevcut olan kanun ne verecekse veriyor" diye konuştu. 'TBMMV hırpalamayın' hyle kimseye bir şey veriyor değfl. Zaten Konunun bir yasal, bir de fiili tarafı ol- duğunu anlatan Demırel şunlan söyledi: "Cumaya kadar bekleyin. Balan biz ne yapıyoruz? TBMM'yi eümize geçtiği za- man yerden yere vurmaktan büyük mut- luhık duyuyoruz. Bu yanhş. TBMM Tür- kiye'nm, Türk demokrasisinin en önem- Ji kurumudur.Bu kurumu mümkün oldu- ğukadar ıtibarh rutmak varken mümkün olduğu kadar itibarsız hale getirmekyan- hş. 'Ne yapalım efendim. düşürmesınler'; bu en kolay söyknebilecek bir şey. MiDet iradesinin temsiledildiği TBMM'yişu ve- ya bu sebepiehırpalamamak lazım. Bu re- jimi avakta tutabihnenin şarudır. Rejimin gere^dh-TBMM." Bu konunun Atatürk ANKARA/İZMİR (Cmnhuriyet) -Emek Platformu Başkanlar Kurulu, kamuoyunda 'kryak emekfiik' diye bilmen yasanm, Cumhurbaşkanı Söleyman Denürci ta- rafmdan TBMM'ye iade edilmesini istedi. tzmir Baro- su'na üye bir grup avukat da Demirerden, kamuoyunun tepkisini çeken yasayı veto etmesini istedi. Emek Plat- formu Başkanlar Kunılu'nun, geçen cuma günü yaptı- ğı toplantının ardından hazırlanan sonuç bildirisi dün açüdandı. Biküride, u Kamm,parlameııtoyaolangüve- ni zeddemiştir. Emek Phtfonm, bu yasanın Cumhur- başkanı tarafindan, yeniden görâşâimek üzere TB- M M > iade edflmesmi talep eönektedir. Emeköerin ve âi ç ş > ş g ç ş döaemde, 2000 yıhma Bk 6 aykk dönemi içm yûzde 15 maaş araşmm sefafeti daha da arrardıgı. enflasyon ra- kamianyia bk kez daha ortaya çıkmışör. Çahşaıüanı ek zam yapdmaaı kaçanhnaz hde getaBştir" denüdi. Izmir Adliyesi önünde açıklama yapan avukatlar adı- na konuşan Ferda Kardekn, "Bo yasanm MecMs'te ka- buIükamu\icdaııınırahatsızetmiş.\Tirttaşm.demokra- süün vazgecttmez organlanııdan oian partamentoya gü- venini sarsmtşür" dedi. Yasanın yargı kararlan hiçe sa- yüarak bir gecede çıkanldığına dıkkat çeken Kardelen şunlan söyledi: "Buyasa, anayasanın 138/4. maddesin- de açddanan "yasama ve yürütme organlan ile idare, mahkeme kararlanna uymak zorundadır. Bu organlar ve idare mahkeme kararlannı değiştiremez ve bunlann yenne getihlmesini geciktiremez' hükmüne ayktndır. MiBetvekiierince, Anayasa Mahkemesi kararlanna uyuhnamakta, inatia direııilmekte, yasaya karşı doianh yobsapdmaktadır. Yasayı kabuleden ndktvekiDeri ana- yasanuı Sgili maddesini ihlal ederek suç işjemektednier. Türkhe'de enflasyonun düşürülmesi adına işçive memu- ra yüzde 15'Kk zam ve Sosyal GüvenHk Yasası'via 'me- zarda emeklihğı' keudisine, 'layak emekliliği' layıkgö- ren MecSs'in bu tuttımu kabul edüemez." VAN'A GİDEN CUMHURBAŞKANIBARIŞ SLOGANLARIYLA KARŞILANDI Demirel1den kardeşükçağnsı BAHAR TANRISEVER VAN -Van'da 'banş' sloganlanyla karşılanan Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel. banşı "ülkenin en çok gereksinimi oian şey" olarak nıtele- di. Demirel, kardeşlik, dırlık ve dü- zen içinde yaşama çağnsında bulun- du. Demirel, dün Van'a giderken uçakta gazetecilerin, kentte açacağı hastanenin temelinin 1970'li yıllar- da atıldığını anımsatmalan üzerine, Türk yaönm tarihindeki birtakım pü- rüzleri temizlediğıni belirterek "Bir- kaç tane daha var. 16 Mayıs'a kadar onbn datemizleyeceğim. Kendikeu- dimle hesaplaşıyorum. Merak etme- yin" dedi. Demirel, FP lıden Recai Kutan'ın kendisine sıne-ı millete dönmekten vazgeçtiğine ilişkin bir mesaj iletip iletmediğinin sorulması üzerine de şöyle konuştu: "Hayır. 'sine-i millete döneceğiz' diye net mesaj vermedi zaten. Bana, 'Zorlama var içimizde. Arkadaşlan- mızın bir kısmı 'madem Id böyle du- nunlaria karşı karşı>a\ız. kapablma ihtimakmiz \-ar, sine-imillete döoeim daha iyi' gıbı konuştular' dedL Be- uim söylediğim de shasetuı tek \usı- tası, ekndeki tek imkân açık rejimin zemmleridir. Zaten bu sine-i millete dönme 46'h yıllardan beri konuşu- lur. Biz de kuüandık bu laflan. Mü- let sizi bizhn için bir şe> yapm diye göoderiyor. Siz eğer dönerseniz, 'ya- pamadık" diye dönersiniz. Millet ba- şandan anlar. Başanyı bu zeminler- de elde edeceksiniz." Kutan'a "gergmngnı iyi olmadığı- nı, TSK ile tarnşmaya girihneyeceği- ni" söyledığıni anlatan Demirel, "ÇünküTSK parti depdir ve mfl- letindir. FP'Gler Anayasa Mahkeme- si'nde devam etmekte olan yargıdan rahatsızlar. Son gergüüiğin böyle bir döneme rastlamasmdan rahatsızlar. Davanın nasd somıçlanacağıııı rahat- sızükla bekliyoriar. TSK bir sryasi partmin kapaolması davasrvia meş- gul ofanaz. Oniara bu konulardaki gö- rfişümü söyledimT> diye konuştu. Demirel, başka bir soru üzerine, Hizbullah kasetlerini seyretmediğini ve halka gösterümesinden yana ol- madığını beüiterek, "Vahşeti seyre- dip ne olacak? Vahşetten öğrenecek bir şey yok. Anlabhnası kâfi" dedi. Demirel daha sonra Hukümet Meydanı'nda halka seslendi. Bura- da, ellerinde karanfil taşıyan halkın alkışlar eşliğinde attıklan "Cimba- ba n , "Bariş" ve "Banşa evet, savaşa ha>v" sloganlanyla karşılandı. Tür- kiye'nin 15 sene boyunca terör bela- sıyla karşı karşıya kaldığını, ancak 2000'e bundan genış çapta kurtula- rak girdiğini anlatan Demirel, ban- şın ülkenin en önemü, en çok ihtiya- cı olan şey olduğunu söyledi. Konuş- ması sık sık "Banş" sloganlanyla kesilen Demirel şöyle devam etti: "Banş otmasm diyen yok Id Bir- taknn imaıuar eDerine sflah abp da- ğa çıknuş, 90 yaşındaki kadnu, 9 ay- hk çocuğu öMürüyorsa bununla ne banşı yapacaksuuz. ne banşı? E&ir- Bğiyle kanunsuz hareketieri yapan- larm hepsini ayıplay^hm. kınayakm." Hizbullah olayına dikkat çekerek birçok evden ceset çıköğını anımsa- tan Demirel, "Günah değil mi, aym değfl mi? Kardeşük, dirlik ve düzen- fik içinde yaşay^hm. Buna mani yok. Sadece istediğimiz şey Türkiye'nin bölünmez bütûnlfiğüne, laikcumhu- riyete sahip çıkahm. Birbirimizi ku- câklayahm. Bu ülke bepimizin. Gefin biıük, beraberlik içinde birbirimize sanimaya ve ülkemizi yüceltmeve de- vam edetim" diye konuştu. Doğu'da restorasyon Demirel, valıliği zıyareti sırasında Doğu ve Güneydoğu'da ilkbahardan itibaren terör nedeniyle yapüamayan hizmetlerin hepsinin gerçekleştirile- ceğini beürterek devletin burada ge- niş bir restorasyon hareketine girişe- ceğini söyledi. Daha sonra Haksan Yem Fabrika- sı'm açan Demirel, burada bir süre halkoyunlan ekiplerinın gösterisi- ne eşlik etti. Demirel, dönüşünde uçakta Van gezisinı değerlendirirken, halka ses- lenışındeki meydanın ıyı olduğunu, memnun aynldığını söyledi. Demirel, "Stogan aülan meydan daha önce hazırlanmısûr. 3-4 ay öo- ce bunlann 2 ayağı vanh.' Banş he- men şimdi' ve 'idama hayır' d^tır- lardu Şimdi bacagm biri gitmiş'' di- ye konuştu. HADEP'li belediye başkanlanm geçen aylarda Çanka- ya Köşkü'ne çağn-dığını anımsatan Demirel, "Anlatnm. Bu devletin bir parçası ohuiarsa hiçbir sorun çık- mayacağmı söyledün. Yasalar fark- lı uygulanryorsa kendilerine bir hak- sızhk yapıldığını düşunüyorlarsa bunlar düzeltilir, icabına baküır. a- ma devletin alonı oymak istiyorlar- sa onun da icabına bakıur. HA- DEP'in devietle sağlam kuracağı bağlan anyorum. Partileri y argıda. Yargı sonuçlanmcaya kadar yasal bir partktir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel, Van'da folklor ekibivle büükte halay çektL (Fotoğraf: AA) devrinde dahi söz ko- nusu olduğunu anımsa- tan Demirel, "Bugün öyle maaşı art&ran bir durum yok orta yerde. Aşağı yukan 15 sene- den beri devam edege- len bir emekhük statü- sü ola\ı var. Meclis bu- nu çözmüş, ancak Ana- yasa Mahkemesi bunu anayasaya aykın bul- muş. Birtakun araşör- malar yapürdım, her- kesle dekonuştum,ama bunlan dengeleyece- ğün, cuma sabahı den- geli bir çözüm De kamu- oyunun önûne çıkaca- ğjm"dedi. Demirel, "DengeB bir çözüm dediğinize görevcto görünmüyor" değerlendirmesi üzeri- ne "24 saat daha bekfe- meniz lazım'' dedi. 'Sa>gmlık korunmah' Demirel, 1950'ler- den beri aynı yasanın sürekli gündeme getı- rildiğinin belirtitmesi üzerine şöyle konuştu: "OdahiMecns'esay- gı duymamayı gerektir- mez. Mecfis'm saygmh- ğı korunmah. Demok- rasiyi yürütebilmemiz, kurumlann saygınhğı- na bağh. Bu ekştiriye mani değiL Elestiriyi çerçevesi içinde vemec- rası içinde rutmak la- zun. Her şey bu kurum- lan tahribe yönelme- mefi." Demirel, Cumhur- başkanlığı seçimi ko- nusundaki anayasa de- ğişikliği tartışmalanm nasıl değerlendirdiğine yönelik bir soruyu, "OnbnnbepsiMedis'e art. Halin icabı neyse onuyapanm" diye ya- mtladı. 'Şartım yok' Cumhurbaşkam De- mirel, bir gazetecinin "Bana talep olursa ben reddetmem" sözünü animsatarak "Bu talep şöyle mi ohnah: 5+5 ka- bul edilmeli, 110 imza 3e siz aday mı gösteril- meUsiniz? O raımn mı 'Bakalım' diyeceksi- niz" sonısu üzerine şöyle konuştu: "Benim bir şartım yok. Benim sadece dü- şüncem var. Yani ben bir şeye tah'p değüim, a- ma bana bir çağn vuki olmuştur. Olursa değfl, olmuştur. Ben de bu çağnyı reddetmedim. Bu çağmı bana yapan- lar, onun gcreğini ifa edeceklerdir. O kısmı bana ait değii, benim dı- şnnda." 1-Tı IRMIKIAYDBV ENGtN aengin(â doruk.net.tr Mayısta Fazilet Partisi'nin kurultayı var. Görünüşe göre Erbakan'sız bir Fazilet'in, bun- dan böyle de bir "emanetçi" başkanla mı, yoksa gerçek bir genel başkanla mı yürüyeceği sorusu karara bağlanacak ya da bağlanamayıp bir sonraki kongreye ertelenecek. Fazilet Paıtisi, biliniyor, 1969'un Milli Nizam Partisi ile başlayıp 12 Mart sonrasında MSP ile devam eden, 12 Ey- lül'ün ardından Refah'a dönü- şüp, şimdilik Fazilet durağına ulaşmış bir siyasal örgütlen- me. Siyasal Islamın Türki- ye'deki büyük temsilcisi. Ülkü- cülükten kopma (ülkücülere göre: dönme) Büyük Birlik Par- tisi'nin, legal parti konumuna yükselmeseler de siyasal Isla- mın renklerini, türlerini oluştu- ran kimi tarikat örgütlenmele- rinin, Kaplancılar, İBDA-C, Hiz- bullah gibi terörü mücadele aracı bettemiş örgütlerin yanın- da Fazilet, gerçekten büyük ve kitlesel destekleri olan bir ha- reket. Nitekim bunu gerek 1974 'te, gerek 1990 sonrasın- da iki kez hükümet ortağı olup, iktidan bir ucundan da olsa ya- Fazilet'teki Yeni Çalkantıya Eski Sorular kalamasıyla kanıtladı da. Fazilet saflannda, Mayıs Ku- ruttayı yaklaşırken, bir kuruttay manevrasının çok ötesine ta- şan bir çalkantı yaşanıyor. Medyada sıkça kullanılan bir deyimle "Yenilikçiler" kanadı ile "Gelenekçiler" kanadı kapı- şıyorlar. Ama yineleyelim: Bu bir ku- ruttay çekişmesinin çok öte- sinde anlamlar içeren bir ka- pışma. Abdullah Gül, Bülent Annç, Tayyip Erdoğan gibi ünlü ve sivri adlar "siyasal Is- lam'a yeni bir yorum getirme çabasındalar. Laisizmle ve de- mokrasiyle Islamı uzlaştırma çabalannda bugüne dek rast- lanmamış ataklıkta görüşler sergiliyorlar. Endazeyi kaçınp sözü dinle (Islamla) siyasetin bağını kesmek gerektiğine vardıranlar bile görülüyor. Daha Milli Selamet Partisi günlerinde bile varlığı sezilen bir akım, Erbakan - AsittOrk hegemonyasına ve çizgisine karşı sesini yükseltmekte: Ba- tı'nın "Hıristiyan Demokrat" partilerinin Islami versiyonu, bir "Müslüman demokrat par- ti" hedeflenmekte. Bu mümkün mü? Bu köşenin "müdavimleri" anımsayacaktır Islamiyetin demokrasiyteveonun "olmaz- sa olmazı" laiklikle bağdaşıp bağdaşamayacağı epey sık tartışılmıştı. Şimdi Fazilet içinde başla- yan tartışmada, sanki "Erba- kan - Asiltürk" kliğinin parti üs- tündeki egemenliğine son ve- recek, dini siyasetin bir mani- velası olarak kullanmayacak, ama Müslüman kimliğini de vurgulamaktan geri kalmaya- cak bir "umut ışığı" olarak "ye- nilikçi kanat" göklere çıkanlı- yor. Çok faydacı bir yaklaşımla "lyidir. Başanya ulaşırtarsa da- ha iyi olur. Ulaşamazlarsa bile Fazilet bölünür, şeriatın bes- lendiği kaynağın gücü azalır, belki de kurur" diye düşünen- ler var. Yani Fazilet'ten bir "Müslüman demokrat" hare- ket doğabilecegini umanlar var. Bu mümkün mü? Eski bir soruyu yineleyece- ğiz: Islamiyet, laikliğe bağlı, demokrasiyi içine sindirmiş bir siyasal harekete yaşam hakkı tanıyor mu? Aynı soruyu bir başka türiü söyleyelim: Hıristiyanlığın "öteki dünya°yı bugün de dü- zenleyip "budünya'üstünde- ki düzenleme yetkilerini, yüz elli yıl kadar önce kesinlikle terk ettiği süreçler Islamiyette yaşanmadı. Islamiyet dün ol- duğu gibi bugün de hem "öte- ki dünyayı", hem "bu dünyayı" katı kurallarla tanımlayıp, Tan- n buyruğu yasalarla perçinle- yip düzenliyor. Burada ne ka- dar zorlarsanız zorlayın "kul yapısı" yasalann (demokrasi- nin) egemenliği mümkün değil. Burada ne kadar zorlarsanız zorlayın, dinin devlet yöneti- miyle bağının her düzlemde kopanlmasının (laikliğin) yeri yok. Kaldı ki Fazilet içi çekişme- nin sonucunda bir "Müslüman demokrat parti" ideolojisi ağır- lık kazanmasa bile, "yenilikçi- lerin" daha az tehlikeli, şeriat- çı akımlara sıcak bir ana rah- mi işlevi gören Erbakan - Asil- türk çizgisine göre daha çağ- daş (bu tartışma bağlamında "çağdaş" terimi ne anlama ge- liyorsa artık) bir Fazilet Partisi yaratacaklan umuduyla "iyim- sertik" tohumlan saçanlann görüşlerini paylaşmak müm- kün değil. MNP'den Fazilet'e uzanan çizginin tabanına bu aşı tut- maz. Müslüman kimliği ağır basan işadamlanndan filan bir yandaş kitlesi bulunsa bile, Fa- zilet'in militan tabanı "yenilik- ç//er"in çizgisine kısa sürede sırtını döner. Türkiye'de laisizmi, demok- rasiyi reddeden; ümmetçiliği Arap-lran köktendinciliği ile buluşmak çerçevesinde kav- rayan, binbir tarikatın, terörist örgütlenmenin çatısı altında buluşanlarlademokratlann, la- ikliğin savunucularının arasın- daki derin uçurum, Fazilet te- pelerinde basit bir kadro deği- şikliği ile aşılamayacak kadar derin ve çelişki uzlaşmaz. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yumurtalık Cinayeö... Bir Yılmaz Güney tartışması sürüp gidiyor ama hiç kimse yargıç Sefa Mutlu'yu gündeme getirmiyor... Güney'in ne katıilıği kaldı, ne lümpenliği... Hınç, öfke, kin, nefret!.. Küfürleşmeye dek varan tartışmalan izledikçe sap- la samanın birbirine kanştınldığını görüyorum... Yılmaz Güney'in hem edebiyat hem de sinemadaki yeri bellidir... Bu tarttşma götürmez bir gerçektir!.. Bakıyorum, hiç kimse Yumurtalık cinayeti üzerine bir yorum getirmiyor, 1974 Türkiyesi'nin koşullanna değin- miyor... Peki öldürülen yargıç Sefa Mutlu kimdi? Mutlu cina- yeti neden işlenmişti? Nedense kimse bu konuyla ilgilenmiyor... Yılmaz Güney, Yumurtalık Yargıcı Sefa Mutlu'yu pav- yonda içki sofrasında vurmamıştır... Ben, cinayetin işlenişinden birkaç saat sonra Ada- na'ya ve oradan da Yumurtalık'a giden, bir hafta bo- yunca olaylan izleyen bir gazeteci olarak tanıklann ifa- delerini aktarmaya çalışacağım... • • • Yılmaz Güney ve arkadaşlan 'Endişe' filminin çekim- teri için Çukurova'daydılar ve bu nedenle Yumurta- lık'taki motele yerieşmişlerdi. (13 Eylül 1974, Cuma) Motel sahibi Sart Erbaşın ifadesi: "Hâkim Sefa Mutlu sarhoş gelmişti o gece. Sahilde bulunan çadınnda birşişe rakı içtiğini biliyorum. Ayak- ta duracak haliyoktu. Yargıç ve icracı birmasaya otur- dular. Benden viski istediler. Dört kez viski götürdûm. Hâkim bir ara ayaga kalktı, 'Ben buranın Allahıyım, ne kadar kral varsa..' diye küfretti. Arkadaşı hâkim beyiyerine oturttu. Yılmaz Güney ve arkadaşlan hiç il- gilenmiyordu hâkimle. Ama hâkim bey, Yılmaz Gü- ney'e çok ağır küfürleh sûrdünıyordu. Küfürier bir hâ- kime yakışmıyordu..." Garsonlar Beyhan Elmas ve Veysel Künez ise şöy- le diyordu: "Küfürier çok ağırdı. Yılmaz Güney'e 'Sen bu kan- lan satıyor musun ulan' d;ye bağınyordu..." Garsonlar ve yargıcın yanında bulunan bir iki kişi, yargıç Sefa Mutlu'yu motelin gazino olarak kullanılan bahçesinden alıp çadınna götürdüler... Yargıç Mutlu ofay yerinden uzaklaştınlırken bağın- yordu: "Ulan kral bozuntusu! Kanlan kaça satıyorsun?.." Sefa Mutlu, 5-10 dakika sonra yeniden motelin bahçesine geldi... Yılmaz Güney'in masasında Alt Özgentürk de var- dı. özgentürk'ün 26 yıl önce bana anlattıklan şöyley- di: "Biz Yılmaz Güney'le aynı masada idik. Olayı hâkim başlattı. Güney çok sakindi ve önceleri aldınş etme- di. Ama hâkim sürekli olarak tahrik edici sözler sarfe- diyordu. Münakaşa başlayınca ben arkadaşlara haber vermek için yukan çıktım. Işte o sırada üç el silah se- si duydum. Koştum geldim. Hâkim yerdeydi. Yılmaz Güney 'Hâkim vurukkı, hastaneye kaldırabm' de- di.. Yılmaz Güney'in elinde silah yoktu..." Görgü tanıklanndan Ayşe Emel Mesçi ise İfadesin- de şunlan anlatmıştı: "Yılmaz Güney, eşi ve arkadaşlan ile birlikte ayn bir masada oturuyoriardı. Ben ise yemeğimi yemiş, ayn bir masada kahve içiyordum. Ekipte bulunan diğerar- kadaşlar odalanna çekilmişlerdi. Hâkim çok sarhoştu. Yılmaz Güney'e ağır küfûrlerde bulundu. Daha açık- çası tahrik ediyordu. Güney ise bunlara bir süre kar- şılık vermedi. Sonunda 'Sen benden ne istiyorsun' de- di. Hâkim bunun üzerine 'Senin kadınlanm görelim, kadınlanm' diye konuştu. Yılmaz Güney bu kez ye- rinden kalktı. Kavga etmeye başladılar. Yılmaz Gü- ney'in elinde silah yoktu. Bu arada üç el silah sesi işit- tim. Ardından ayağında şalvar bulunan bir kişinin ga- zinodan kaçtığını gördüm." ••• 30 yaşında, evli ve bir çocuk babası olan yargıç, Niğdeliydi ve ülkücü olarak biliniyordu... Aynı zaman- da Komünizmle Mücadele Derneği üyesıydi... İki ay önce Ağn'nın Taşlıçay ilçesinden Yumurtalık'a gelmiş- ti... ilk mesteği ise polislikti... Ben 26 yıl sonra şunu söylüyorum: "Yılmaz Güney, Sefa Mutlu'yu kendisinin öldürdü- ğûnü hiçbir zaman söylemedi... Üsteiik bu cinayetin fiili bir tecavüz yüzünden işlendiğini birkaç hukukçu dışında hiç kimse açıklamadı... Yıne tanıklann ifadesi- ne göre 26 yıl önce işlenen cinayette Yılmaz Güney'in elinde Beretta marka tabanca olduğu anlaşıldı. Yar- gıç Sefa Mutlu'nun gözüne isabet eden kurşunun ise Abdullah Pütün'ünyandarmaya teslim ettiği Umman marka tabancadan çıktığı saptandı. Tüm bu kanıtlara karşın Yılmaz Güney cinayetten hüküm giydi ve tutuk- landı..." Olayı soruşturan savcı Cengiz Ataç, Yılmaz Gü- ney'in TCY'nin 449. maddesinden cezalandınlmasını istemiştir... Yani, görevli devlet memuruna karşı iştenmiş suç!.. Sarhoş bir yargıç içki masasında nasıl görevli olabi- lirdi? Şu anda jandarma karakolu önünde Fatoş Güney, Osman Alyanak ve Kamuran Usluer'i görür gibi olu- yorum... Çaresizliğin ve hüznün fotoğraflan sanki 26 yıl son- ra karşımıza çıkmış... Küfürier ve iftiralaria Yılmaz Güney'in sanatını ve solculuğunu bir kenara itip 'lümpen' yakıştırmasında bulunanlar zahmet edip 26 yıl önceyi neden araştırmı- yorlar? [email protected] Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cüneyt Arcayürek 'Kişi için anayasa değiştirilemez'ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Gazetemiz yazan Cüneji Arcayürek, Süleyman Demirel'in bir dönem daha cumhurbaş- kanlığı görevini sürdüre- bilmesi için yapıhnası planlanan anayasa değı- şikliğini değerlendirirken -Hukukgeteneğiyerleşmiş ülkelerde kişi için anayasa değjştirümez" dedi. Arcayürek dün akşam TV8'de canlı olarak ya- yımlanan 'Semih Bafcıoğ- lu'nun Çizemedikleri' programında, yakın tarihe ışık tutan 'Büyüklere Ma- sallar Küçükkre Gerçek- ler' dızısinm yeni çücan ikinci kitabı 'Bir Giden Bir Gelen Bir Bekleyen' çerçevesinde cumhurbaş- kanlığı seçimi tartışmala- nm irdeledi. Arcayürek, cumhuriyet tarihinde cumhurbaşkan- lığı seçimlerinin, Atatürk ve tsmet tnönü'nün seçil- mesı dışında sancılı geçti- ğine dikkat çektı. Turgut Özalın ANAP'ın oylanyla cum- hurbaşjsanlığına seçihne- sine tepki gösteren Demi- rel'in daha sonra kendisi- ne, "Ben de Özal'm yerin- de otsam aynı şey i yapar- dun" dediğini söyleyen Arcayürek, bu dunıma şa- şırdığını ve içine sindire- mediğini vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle