16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-«0 ŞUBAT 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özdemip'e uluslararası•• •••• oduf • İstanbul Haber Servisi - KLas Hastalıklan Deraeği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemır, "Gaetano Conte 20O0 Ödülü"ne layık görüldü. Merkezı Napoli'de bulunan ve kas hastalıklan alanında çalışmalar yapan Gaentano Conte Akademisı'nm Yönetim KuruJu Başkanı Gıvanni Nigro, Prof. Özdemir'e gönderdiği mektupta, Akademi üyelerinin kendisini sosyal araştırmalan nedeniyle ödüle layık gördüklerini bıldırmekten mutluluk duyduğunu belirtti. Özdemir'e ödülü, 1 Ekim 2000 tarihinde Capri'de gercekleştirilecek "50. Akdenız Mıyoloji Kongresı "de törenle verilecek. Pabuçdere BY sanal açıbş • İstanbul Haber Servisi -Cemal Reşıt Rey Konser Salonu'nda dün sanal ortamda gerçekleştirilen Pabuçdere Barajı'nın açıbşını, Fazilet Partisi (FP) Genel Başkanı Recai Kutan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna yapü. Gürtuna, yaptığj konuşmada, tstanbul'ua uzun süre su sorunu yaşamayacağını belirtti. İHD-den İnsajı haklarına saygı yuroyüftf • Istanbul Haber Servisi - Insan Haklan Derneği (ÎHD) tarafindan düzenlenen ve birçok sivil toplum kuruluşu tarafindan desteklenen "tkibınli Yıllarda tnsan Haklanna Saygı" yürüyüşü, 12 Şubat Cumartesi günü gerçekleştiriliyor. İHD Istanbul Şubesı Başkanı Eren Keskin, "Sessiz yürüyüşümüzden yükselen sesle, yönetenlere ve tüm toplum kesimlerine bizi duyun" mesajını vereceklenni söyledi. Tünel'de saat 12.00'de toplanacak olan gruplar, iHD'nin îstanbul Şubesi önüne kadar sessiz yürüyecekler. Yûrüyüş sırasında hiçbir kuruluşun isimleri yer almayacak. •d belediye kardeşotdu • İstanbul Haber Servisi -Muğla'nın Ortaca ilçesi Dalyan Beledıyesi ile Bahçelievler Belediyesi kardeş belediye oldular. Dalyan Belediye Başkanı Suat Tufan'ın Dalyan Belediye Meclisi'ne verdiği önergenin oybirüğıyle onanmasının ardından Suat Tufan, •'îstanbulumuzda artık dev bir ilçemiz oldu. Dalyan halkı, Bahçelievler Belediyesi'nden sosyo- ekonomik, tunzm ve kültür konusunda tarutım katkısını bekliyor" dedi. MHuydu sözleşmesi • ANKARA(AA)- Törkiye Bilimsel ve Teknık Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkıye'nın ilk mini uydusunu geliştirnıek üzere başlattığı projede, uydunun çatısını oluşturma ve görüntüleme sistemlerini sağlamak için açılan ihaleyi kazanan tngiliz fîrmasıyla sözleşme imzaladı. Tütün olayında haksız kazancı ABD'lilerle Tekel yöneticileri organize etti ^Vurgun planh• Gûmrük ve Tekel müfettişlerinin raporlannda, olayın aktif planlayıcılannın Reynolds'un yöneticileri "Mike" takma adh Eftimios Andriotis, Fred Haynes Hart ile Tekel Genel Müdürlüğü üst düzey yöneticileri olduğu belirtildi. Olayla ilgili gereken özeni göstermeyen Tekel.Genel Müdürlüğü'nün, olayı denetleyen elemanlan geçici görevle yurtdışına gönderdiği anlaşıldı. CELALYILMAZ IZMtR - ABD'li şirket R J Reynolds tarafindan Tekel'den 'ihraç koşuluyla' alınan 64 mil- yon 500 bin kilo tûtünün bir kıs- mından üretilen sigaralann iç pi- yasaya sürûlmesiyle edınilen haksız kazancın planlayıcılan belirlendi. Gümrük ve Tekel mü- fettişlerinin raporlannda, olayın aktif planlayıcılannın Rey- nolds'un yöneticileri "Mifce" takma adlı Eftimios Andriotis, Fred Haynes Hart ile Tekel Ge- nel Müdürlüğü üst düzey yöne- ticileri Yalçın Cihangiroğra, Oğuz ÇeHk ve tzmirlı gümrük komisyonculan Gûr Ozbelge, Ahmet Ozbeige olduğu belirtildi. Raporlarda, Mike'ın ve bazı ABD'li yöneOcılenn yurtdışında olduğu, bu yüzden ifadelerinın annamadığı kaydedildi. Tekel Genel Müdürlüğü'nün söz konusu olayla ilgili gereken özenı göstermediği ve olayı de- netleyen elemanlan geçici gö- revleyurtdışına gönderdiği anla- şıldı. Izmir Cumhuriyet Savcılı- ğı'nca soruşturulan gümrük ka- çakçılığı ve sahtecilık olayıyla ügili görevlendirilen Başbakan- lık Gümrük Müsteşarhğı Baş- müfettışı HasanGeimezve Tekel Genel Müdürlüğü Başmüfettışi Cevdet Doygun'un hazırladığı raporda "Gümrükkaçakçıağı ve santetitik" olayının hazırlanışıy- la, organızasyona kanşanlann isimlerine yer verildi. 30 Kasım 1999 tarihli raporda R. J. Reynolds'un 'Mike' takma adlı yöneticisine ilişkin şu de- ğerlendirme yapıldı: "Yapdan ihale sonunda van- faın mutabakata göre 03.06.19% tarihli protokolü, içerdiği kısıtla- yıcı hükümler üzerinde Tekel Genel Müdürlüğü ile uzUşarak RJR International (BV) adına imzaladığı halde, ihale konusu tûtûnlerden 6 milyon 444 bin 242 küo (124.697 balyahk) kısmın Ege Serbest BöJgesi'ııeyönlendi- ritmesi, bu miktann bir milyon 874bin350 küo (36.643 baryahk) kısmının 'güya' RJR Tütün Sa- nayii AŞ'ye saülarak yeniden yurda sokulması, nihayet 423 bin 81434 kilo (8.291 baryahk) bir K o b e 'den A d a p a z a r ı y n a y a r d ı m # 5 J remİDde evini kaybeden 600 bin kipden biri olan yaşh kadm, kendOeri içüı Japon- ya'dan getirüen prefabrike evi benimsemeye çahşırken güvenlik görevi yapan Türk askeıi, modern Türkhe'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün porître- sinin önünde, üd yanında yer alan Japon ve Türk bayraklannın eşliğinde nöbet turuyor. Bu görüntüler, dün Adapazan'nda Japonya'dan geien prefabrike evle- rin açıhş merasimkrindenküçükenstantaneler.Açüüşta,Japonya'nmDısisleri Ba- kan Vekfli Yamamoto Ichita ve Baymdırhk ve tskân Bakanı Koray Aydında ha- nr bulundu. 17 bin kisinin öldüğü 17Ağustosdepreminde evsiz kalanlara yardım ydlarca kendileriyle aynı dertten mustaripolmus Kobetilerden geldi. Japonya'nın Kobe böigesi, yıllar içinde defalarca depremk sarsıldıktan sonra, bundan alü yıl önce meydana gelen bir depremk 6 bin kayıp vermişti. lasmmm da iç piyasaya sunulan hannanlannda kullanılması znnnında cerejan eden muvaza- afa eyiem ve işlemJere zemin ha- zırladığı anlaşüan, RJR Interna- tional (BV)firmasındatütün bö- lüm başkan yardımcısı olduğu saptanan Eftimios Andriotis (takma adı Mike) (RJR Interna- tional B\; Chemin RueL12 Ce- nevre/tsviçre) yurtdışı adresinde bulunduğu betirtildiğinden ifa- desine başvurulamamışür." Raporda, Reynolds'un ABD'li yöneücilerinden FredH. Hart'ın ifadesiyle olayın kanıt- landığına yer verilerek "EgeSer- best Bölgesi'ne teslim edilen fü- tünleri Türkrve'ye sokarak siga- ra üretimindeknOandıklannı be- nrtmesi olayuı muvazaah bir eylem ve işlem nitetiği taşıdığuıa açık birer deül teşkil ettiği;'' değerlendir- mesi yapıldı. Raporda aynca Rey- nolds'un iki firmasının planlı biçımde Tekel'le ya- püan protokolü deldıklen de belirtılerek şu görüşle- re yer verildi: Izmir ve Samsun tütünleri "thak konusu yüksek kaiiteü ve fakat düşük ma- Hyetfa' Türk(lzmir) tntünle- rinin Torbahtesiskrindea- gara üretiminde kullan- mak ve gerek Tekel gerek- se rakip diğer sigara üreti- cisi firmalar nezdinde re- kabet avantajı elde etmek olduğu; bu bağlamda, Ege Serbest Bölgesi'nden ithal edihnişgözüken bir milyon 874 bin 350 kilo fütünün, öznnde 03.6.1996 günlü protokolün 6. maddesinin ihlaJ ediJerek ihraç kaydry- la Tekel'den saon ahnan tü- tünlerin tümününfiilenih- raç edihneyerek bu miktar- hk kısmının Türkrye'de bı- rakıldığı; dolayunyla da 1918 sayüı yasanın 1/B maddesine muhalefet edil- diği kanaatine vanhnışar." Raporda Reynolds'un, Ege Serbest Bçl^sı'nderı ithal edden Samsun yöresi yaprak tütünler için de ay- nı yöntemi uyguladığına dikkat çekilerek ihraç kay- dıyla alınan 62 bin 747 ki- lo tütünün de ıç piyasa har- manlannda kullanıldığına dikkat çekıldi ve aynı yasa- nın bir kez daha ihlal edil- diği belirtildi. Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Ihsan Turgut, felsefe dalında başvurmuştu Laiklik kaı-şıtıpıvfesöriin Nobel acktyhğuuıretIZMÎR (Cumhuriyet Ege Bû- rosn) - Dokuz Eylül Ünıversite- si'nden (DEÜ) "Nobel Banş Ödülö"ne adaylık için başvuran öğretim üyesinin "eserierim" dediği yayınlannda Atatürk ve laiklik karşıü yayınlar çıkb. Fa- külte bolüm başkanlığnım ince- leraek için istedıği kitaplan ve makalelenni vermeyi reddeden profesörün bulunan eserlerinin incelenmesirnn ardından "Laik- Kk ve cumhuriyet karşıü düşün- celere sahip olan birinin Nobel Banş Ödülü gjbî uluslararası saygmhğıolanbh*ödüleada> gös- terifanesi sözkonusu bile oiamaz" değerlendirmesi yapıldı. Nobel'e felsefe dahnda aday olmak isteyen, kıtap ve makale- lerinde Atatürk'e, cumhuriyete ve laikliğe yergiler düzen profe- sörün girişimi sonuç vermedi. Prosedür gereği YÖK'ten üni- versitelere, oradan da dekanhk- lar aracıhğıyla bölümlere gön- derilen yazıda, Nobel'e aday ola- caklara ilişkin bölüm başkanla- nnuı görüşleri istendi. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Buca Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. th- san Turgut "20'yeyakmkitabım ve 100'den fazla uhısal ve ulusla- rarası makalem bulunmaktadır. Nobel Banş Ödülü"ne felsefe da- hnda aday olmak istiyorum" di- ye başvurdu. Dekanbğın isteği üzerine başvunryla ilgili değer- lendirme yapmak isteyen eğitim bilimleri bölüm başkanlığı, Prof. Turgut'tan özgeçmişini ve yaym- lanm talep etti. Ancak Turgut buna olumlu yanıt vermedi. Bu- nun üzerine bölüm başkanı Prof. Dr. Kamüe Açıkgöz, Prof. Tur- gut'un elde edebildiği yayınlan- nı ınceledi. Prof. Açıkgöz, ince- leme sonucunu "LaikKkve cum- huriyet karşıü düşüncelere sahip olan birinin Nobel Banş Ödülü gibi uhıslararası sayguüığı olan bir ödüle aday gösterilmesi söz konusu bile olamaz" yamtıyla dekanlığa gönderdi. Prof. Dr. Turgut'un saptanan ve dekanlığa da bildirilen yayınlanndaki alm- Ulardan bazılan şöyle: - Ashnda hflafetin kaldmlma- sryia dünyadaki Müslümanlann başı yok oldu. (tslamda Çağdaş- laşma/s. 13) - Laikler Türkıye'de çarşaf yırtmayla işe başladı. Hem de jandarma dipçiliğiyle. Fes çıkar- tüdı. Şapka giydirildi. (s. 67) - Bizi Selçuklu'dan Osman- lı'dan kopardı laikler. Laikler bi- zi karanlıkta bırakü. Küsüz, kır- gınız, dargunztarihimizle... Isla- mı hor gördüler... Laikler, onlar yönetemedi. Baskı rejimi kullan- dı. Tek parti rejimi. (s. 68) - Son padışah Vahdettin'le be- raberhikfet trajık birşekılde son buldu. S. 76 . . . .. - - Iran bakalım Islam dünyası- na iyı bir örnek olabilecek mi? Şimdilik iş hayaünda, kurumlar- da büyük bir dinamızm var. Dün- yaya açılma var. Demokrasiye doğru gidiş var. Eğer bu devrim kısa zamanda kabuklaşmazsa, bu dinamİTtn bitmezse. (Bir Zıh- niyerin Çözümlenmesi-lslama Yeniden Bakmak, s. 139) - Ümit ederiz. liran Islam dev- rimi, Islam ve dünya için hayırh olacakür. Doğu'da yenı bir zih- niyet değişimine gidebilecek... Ümit ederiz. Doğu'da bir Japon örneği gibi bir Iran örneğı görü- rüz. (Bir Zihniyetin Çözümlen- mesi-tslama Yeniden Bakmak, s. 148) TBMM'de uzlasma aranacak Medeni Yasa tasansı tartışmaya açılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Hü- kümet ortaklan arasında henüz üzerinde uzlaşmaya vardmayan Medeni Yasa tasa- nsı için TBMM'de uzlaşma aranacak. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Emin Karaa, 1030 maddeden oluşan ta- sanyı basürarak başta ba- ~ — — • — rolar olmak üzere ilgili ku- ruluşlara göndermeye baş- ladı. Adalet Komisyonu içinde oluşturulacak alt ko- misyonda, tasan üzerinde uzlaşma aranacak. Karaa, tasan konusunda tüm ilgili kuruluşlann görüşlerinın de aknacağını bıldırdı. Hükümet ortaklanndan MHP, Medeni Yasa Tasan- mmm ^~"""~" sı'nın dilini eleşririrken, evlenme yaşı ve mal rejimi üe ilgili düzenlemelerine de karşı çıkıyor. 74 yıllık Türk Kanunu Me- denisi'nin değıştırilmesı sürecindekı ola- sı uzun tarüşmalar göz önüne ahnarak, ta- san Adalet Bakanlığı'nm hazırladığı bi- çimiyle TBMM'ye gönderildi. Tasanya tarüşmalar ışığında TBMM'de son biçi- • Emin Karaa, tasan konusunda tüm ilgili kuruluşlann görüşlerinin alınacağını söyledi. minin verilmesi kararlaşünldı. TB- MM'ye gönderüen 1030 maddelik tasa- nnın basıraı da uzun zaman aldı. TBMM Adalet Komisyonu tarafindan basünlan gerekçesiyle birUkte toplam 510 sayfadan oluşan tasan, komisyon üyeleri ve ilgili — ~ - — — kunıluşlara dağıühnaya başlandı. TBMM tatilininsona er- mesinin ardından, Adalet Komisyonu içinde bir alt komisyon oluşturularak Medeni Yasa Tasansı'nın tarüşmaya açüması bekle- niyor. Tasannnı çok kap- samlı olması ve hükümet ortaklanndan MHP'nin çe- ~~^~~^~~ şitii itirazlan nedeniyle alt komisyonun çalışmalannın aylarca süre- bileceğine dikkat çekildi. Anlaştınlmış bir dil kullanılan tasan- da, yabancı hukuk sistemlerinden, özel- Hkle Alman ve Isviçre hukuklannda ger- çekleştirilen değişiküklerden esinlenile- rek kadın-erkek eşıtliğine aykın düzen- lemeler ayıklandı. AKAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Ulus Devlet Bittl mi? Haider'in yan faşist partisinin Avusturya'da ikti- darortağı olması, özellikle Avrupa Birliği içinde, bir dizi sorunun tartışılmasına yol açtı. Bruksel; önce- leri esip gürlüyordu ama, daha sonra daha ılımlı bir söylemi yeğledi. Bakalım Avnjpa Birliği-Avus- turya ilişkilerinde nasıl gelişmeler gözleyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve özellikle Sayın Başbakanımızın bu konudaki yoaımlan, pek "hoş" oldu. MHP içinde çok değer verdiğim isimler ol- duğu gibi, ellerindeki kanı yıkayamamış katiller de var. Ve bu partinin ortak olduğu hükümetin baş- kanı, Avusturya'daki koalisyonu eleştirebiliyor. Bu da yaşamın ilginç bir cilvesi... . - ••• Bizim kamuoyu, Haider'in "özgür Avusturya Partisi"n\ (FPÖ) salt ırkçı ve yabancı düşmanı bir parti olarak görüyor ve bundan dolayı rahatsız olu- yor. Oysaki FPÖ'nün asıl derdi, Avusturya'nın Av- rupa Birliği içindeki konumu ve "kendi kaderini belirieme" konusundaki endişelen ve sıkıntılan. Bizde "birileri", AB'ye aday olmayı bir zafer ve başarı olarak değerlendirirken; Avusturya'nın tu- tuculan, AB'nin egemenlik haklannı zedeleyip ze- delemediğini tartışıyorlar ve halkın yüzde 27'sinin desteğıni sağlıyorlar... Bir Avusturya eğitim kurumunda beş yıl dirsek çürütmüş biri olarak, Avusturyalılan iyi tanırım ve severim. Her ne kadar bizim gibi, "Imparatortuk kokar sefaletimiz" mısralanna uymasa ya da sığ- masa da; gene de görkemli bir geçmışin nostalji- sinden sıynlmalan, pek kolay olmaz. Avusturya, Prusya çeliğini gırtlağında hissede- ne dek; hem Almanca konuşan halklann liderliği hayalinden vazgeçmedi, hem de Mukaddes Ro- ma Germen Imparatorluâu'nun mirasçısı olma id- diasından. Ancak Almanîmparatorluğu'nun kurul- ması sonrasında ve ulusçuluk akımının, çokulus- lu bünyesinde açtığı yaralardan sonra, genişleme savlanndan vazgeçerek "elındeki koruma'nmder- dine düştü. Fakat 19. yüzyılın Son çeyreğinde baş- layan ve 1. Dünya Savaşı'na dek süren bir "altın devrin" sonrasında, grtgide küçülmeye başladı ve 1. Dünya Savaşı sonrasında, bugünkü sınırianna çekildi. Çokuluslu bir imparatorluktan bir ulus devlete geçmek, pek de kolay olmuyor. Fakat Avustur- ya'nın durumu bizden çok daha rahattı. Zira, eli- nin altında, yetişmiş entelektüel ve teknik bir kad- ro vardı ve 1. Dünya Savaşı'nın tahribatını fazla ya- şamamıştı. Buna karşılık, 2. Dünya Savaşfnda Hitler'in peşine takılmanın ağır bedelini odedi ve çok tahrip oldu. ••* Lafın ucunu gene kaçırdım ve ulus devletin gü- nümüzdeki konumu üzerinde durmak niyetiyle daktilonun başına oturmama karşın, Avusturya'nın yakın tarihine girmekten kendimi kurtaramadım. Neyse, şimdi asıl konumuza geri dönelim. Ulus devlet, kapitalizmin bir ürünüdür ve iç üre- timi korumak amacıyla, gümrük duvariannı yük- settmeyi de hedefleri arasına alır. Aslında işin eko}^ nomik boyutu çoktan belirlenmiş ve daha Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun kurulması aşamasında, çokuluslu şirketler, sermayeye "uluslarüstü" bir nitelik kazandırmışlardı. AET, sadece çocuğun adı- nın konulmasıydı. Daha sonra; Avrupa Birliği'ne geçiş aşaması, bu işe siyasal bir boyut kazandırmak amacına yö- nelikti. işte burada, benim ciddi kuşkulanm var. "Efendim" diyorlar, "Almanya ile Fransa bile ara- lanndakipsikolojik duvarlan yıktılar. Artık ulus dev- letin sonu geldi". Acaba mı?.. 20. yüzyılın başlannda da benzer bir hava var- dı. Avrupa devletleri büyük bir refah düzeyi yaka- lamışlardı ve 2. Enternasyonal'e bağlı emekçiler, asla birsavaşa izin vermeyeceklerini dile getiriyor- lardı. Fakat ne oldu? Paylaşım anlaşmazlığından doğan çatışmalar sonrasında, savaş borazanlan çalmaya başlayınca, başta işçiler olmak üzere, herkes silahlan kuşandı. Ulus devletin sona erdiğini iteri sürenlerin birsa- vı da "sermayenin uluslararası ve uluslarûstû ni- telik kazanması". Vallahi, "günaydııın"... Daha 20. yüzyılın başlannda Lenin, sermayenin uluslararası niteliğini vurgulamış ve "Emperyalizm teorisini" bunun üzerine kurmuştu. Tek tek ülke- lerde kapitalizmin olgunlaşma aşamasına gelme- mesine karşın, sermayenin dünya çapında emper- yalizm aşamasına geldiğini ve dünya kapitalizmi- nin olgunluk aşamasına geldiğini vurgulayarak "devrim" müjdesini vermişti. Neredeyse 100 yıl sonra, sermayenin "ulusla- rüstü niteliği" yeniden keşfedildi... Çünkü Yeni Dünya Düzeni, (artık nesi yeniyse) bunun böyle değeriendirilmesini istiyor. Sağıma soluma baktığım zaman, bazen müthiş bir yalnızlık paranoyasına kapılıyorum. Ama biraz kurcalayınca, benzer şeyleri dile getirenleri de oku- yor ve memnun oluyorum. Yeni Dünya Düzeni, bizim sesimizi de kısıyor... Üc dönümlük arazisi düsük bedelle satılmıstı Topal davasında Kuşadası Belediyesi suçlu bulundu Cumhurryjrt I .fcitapkulûbû I LATtFSANSÜR KUŞADASI - Öldürülmesinin ardın- daki sır perdesi tam olarak aralanamayan "knmarhaneler krah" Ömer Lütfü To- pal ın malvarlığı Kuşadası Belediyesi'ni sıkmtıya soküı. Topal'ın değeri trilyonlarla ifade edilen, belediyeden aldığı denız kıyısmdakı arazisi- nin saüşı nedeniyle soruş- tunnaya uğrayan Kuşadası Belediyesi suçlu bulundu. Ömer Topal'ın öldürül- mesi ve çocuklanmn mal varhğmın tespıtı istemi için yapüğı başvurunun ardm- dan, Kuşadası Kaymakam- l kl bi • Yıkunkaran bulunan SÎT alanındaki Topal'a ait iş merkezi de yıllardır yıkılamadı. , ş y lığı yaklaşık bir yıl önce Topal'a ait ilçe- deki gaynmenkullerin envanterini çıkar- dı. 32 kalemlik envanter içinde, oteller- den denize sıfir arazüere ve villalara bir- çok gayrimenkul olduğu belirtildi. Aynca Topal'uı çocuklan Elif ve Mu- rat ile imam nikâhlı eşi Hilal Birsu Al- tmtaş arasında yaşanan kavga sonucu bu malvarhğının tamamen sahipsiz kaldığı vurgulandı. Topal'm Kuşadası'ndaki mal variığı arasmda en önemB bölümü Arslanburnu mevkiindeki 3 dönüm de- nize stfir arazi oluşnınıyor. Belediyeye ait olan ve imarplânında yeri ^yeşflalan" ————— olarak belirlenen araziye 1995 yılında önce mecîis karanyia 3 kat imar izni ve- rildi. Ardından da arazi 135 milyar gibi çok düşük bir bedelle Topal'a satılmıstı. Açdan soruşturma sonu- cundamüfettişler, Kuşada- sı Belediyesi'ni suçlu bul- dular. Müfettişler, arazinin To- •— "~1 ^"^~ pal'asaüşmmrayiçbedeün altında yapıldığını ve yasalara göre öden- mesi gereken KDV'nin de ödenmediği- ni saptadılar. Topal'm, Kuşadası Beledi- yesi'ni sıkmüya sokan bir diğer malvar- lığmı da, çarşı içindeki Emperyal Iş Mer- kezi oluşturuyor. Lüks iş meıkeziyle il- gili Anıtlar Kurulu'nun verdiğı yıkım ka ran bir nırlü uygulanmıyor. IMZA GUNÜ — TAKSİM SERGİ SALONU'NDA îtfnaî Yann) M Konuklarımızla söyleşecek ve kitaplannı ımzalayacak. J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle