Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 9 ARALIK 2000 CUMARTESİ
8 HABERLER
Birliğin genişlemesini isteyen Isveç, 1 Ocak'ta 6 ay süreyle AB dönem başkanı olacak
Türkiye,AB içîn yararbLEYLA TAVŞANOĞLU
AB dönem başkanlığı 1
Ocak 2001'den başlayarak
altı ay süreyle Isveç'in ola-
cak. Isveç, öbür AB ülkele-
rine kıyasla Türkiye'nin AB
tam üyeliğinin önünü aç-
mak isteyen, kimilerinın
"Aman egemenliğimiz, ulu-
sal bağımsızlığımız elden gi-
diyor" naralannı yumuşa-
tarak AB koşullanna uyum
sağlamasına yardımcı ol-
mak isteyen bır ülke. Bun-
da hiç kuşkusuz Isveç'in
Ankara Büyükelçisi Hen-
rik Lüjegren'ın rolü önem-
li. Liljegren'in eşi özbeöz,
Atatürkılke ve devrimleri-
ne bağlı bir Türk kızı. Ma-
gazin basınının abartılı bi-
çimde duyurduğu da bilini-
yor. önceki gün gazetemi-
zi ziyaret eden tsveç' in An-
kara Büyükelçisi Henrik Lil-
jegren'le Isveç'in AB dö-
nem başkanlığında neler
yapmayı tasarladığıru, Tür-
kiye'nin tam üyeliğe uyum
hazırlıklarını ve insan hak-
lan konusunu konuşurken
söyleşimiz şöyle geliştı:
- tsveç, 1 Ocak'tan itiba-
ren AB'nin alü aylık sürey-
le dönem başkanı olacak.
Siz Isveç'in Ankara Büyü-
kelçisi olarak Türkiyc'nin
AB üye ada\ lığındaki fırsat ve riskle-
ri nasıl değeriendiriyorsunuz.
- Bence üye adaylığı Türkiye için
önemli açıhmdı. Bu tarihi bir fırsat-
tı. Hiç kuşkusuz Türkiye bunu ken-
disine bir meydan okuma olarak da
algılayabilir ve işin üstüne üstüne gi-
debilir.
Tartışmalar saflhklı
Doğaldır kı bazı aksaklıklar ola-
caktır. Örneğin Katılım Ortaklığı Bel-
gesi'nde (KOB) son dakikada ortaya
çıkan sürpriz ve her şey Brüksel 'de çö-
zülene kadar ortaya çıkan tatsız du-
rum gibi... Ama şahsen ben, Türki-
ye'nin şu sırada nasıl kendi içinde
tartışmalar yaşadığı ve kendi kendi-
ni sorguladığının dikkatle izlenmesi
gerektiğine inânıyorum. Türkiye, bir
yandan kendi sorunlannın üstesin-
den gelmeye çahşırken bir yandan da
geiecek için vizyonunu oluşturma ça-
bası içinde. Bence bu tartışmalar son
derece sağlıklıdır.
- PekL bu arada patlak \eren ban-
kalar krizini nasıl değerlendirhorsu-
nuz? Bu da mı sağlık belirüsi?
- Türkiye budur. Türkiye zaman
zaman felaketlerin kıyısına gelir, sık
sık da altın bir geleceğin eşiğine ka-
dar ulaşır, ama hiçbir zaman o eşik-
ten içeri adım atmaz. Her zaman da
son anda doğruyu bulur ve ona göre
davranır. Şimdi Uluslararası Para Fo-
nu'ndan (IMF) gelen bu epeyce cö-
mert destekle Türkiye doğru yöne
yönelecektir.
- Kimileri de IMF'nin ya da kimi
Gazetemizi ziyaret eden tsveç'in Ankara Büyükelçisi Henrik Liljegren ile Türkiye'nin AB'ye uyum hazıriıklanru ve insan haklarmı konuştuk.
uluslararası flnans kunıluşlannın bu
kredileri yüzünden Türkiye'nin ulu-
sal bağunsızhğuun hiç obnazsa bir
kısmınuı clden gittiğikanısmdalar. Siz
bu konuda ne düşünüyorsunuz?
AB, kolektlf yaşamdır
- Hepimiz küreselleşmeyle yaşa-
mak zorundayız. Bir kere AB üyesi
olduktan sonra egemenliğınizin bir
bölümünden ödün vermek zorunda ol-
duğunuzu göreceksiniz. AB üyeliği
sü algıbvor, bunun için ne gibi hazır-
lıklar yapıyor?
- Isveç'in öncelikleri, bilindiği gi-
bi AB'nin genişlemesi, çevre koru-
ma ve istihdam konulandır. Bir şey-
ler yapıyoruz. örneğin 1 Aralık'tan
başlayarak internette bir site açtık.
Bu siteye girdiğıniz zaman dönem
başkanlığı için yaptıgımız planlan,
bu süre içinde yer alacak toplantıla-
n, çahşmalan bulacaksınız. Biliyor-
sunuz, tsveç'in önemli düstınian açık-
bk ve saydamlıktır. Kamuoyunun ge-
Biz, Isveç olarak dönem başkanlı-
ğını üstlendiğimiz andan ıtıbaren kırn
olursa olsun bütün AB üyesi ülkele-
rin çıkarlanna hizmet etmeye çalışa-
cağız.
Hiçbir ulusal önceliği öne çıkar-
mayacağız. Sadece saydığım ilkele-
re önem vereceğiz.
Dışişleri Bakanınız tsmafl Cem'in
Isveç'in dönem başkanlığından hiç
kaygı duymadığını, aksine Türki-
ye'yle tsveç'in dost olduklannı söy-
lediğini biliyorum. Ankara'daki AB
/
sveç'in Ankara Büyükelçisi Henrik Liljegren, "AB için,
Türkiye gibi, üstelik nüfiısunun büyük çoğunluğu
Müslüman olan bir ülkeyr bünyesine almak çok da öğrefici
ve yararlı olacaktır" diyor.
Dönem başkanlığı süresince Isveç'in hiçbir ulusal
önceliği öne çıkarmayacağını söyleyen Liljegren,
Türkiye'nin AB üyeliğini mayınlamak gjbi bir düşünceleri
olmadığını, aksine, Türkiye'yi en kısa zamanda AB'ye üye
görmek istediklerini belirtti.
kolektif bir yaşam demektir. AB'nin
kolektif iradesine bazı bakımlardan
boyun eğmek zorundasınız. Avrupa
Para Birliği (EMU), örneğin çok il-
ginç bir projedir. EMU da bir bakı-
ma, üye ülkelerin egemenlik hakla-
rını alıp götürüyor.
Belki de gün geiecek ve AB sınır-
lan içinde kalan topraklara özerklik
verilecektir.
- tsveç, AB dönem başkanhğmı na-
reksindiği bütün bilgileri ona sağla-
makla kendımızı yükümlü hissederiz.
Bizim önceliğimiz de, herkesin bil-
diği gibi, AB'nin genişlemesidir.
- Ya insan haklan?
- Tabii kı bu da var. tnsan haklan
öğesi bizim esas siyasetimizin bir
parçasıdır. Bu öğe dış siyasetimizin
de kapsamındadır. Isveç'in insan hak-
lan ilkesinden sapmayacağuu herkes
bilir.
- lumuen ae ııvır nın ya ua Kimı - ısveç, AD uunem uaşıuıııııgıuı na- Diıır. 'CJ
Atatürk'e hakaret ettiği için Mezarcı'ya ilk dava açan işçi Demir
'MezatukuHandjyor'
Temsilcisi Karen Fogg da, "tsveç her
zaman diyalogdan yanadır ve diyalo-
ğa açıkür," dedı.
Tflrfclye'yl destekllyoruz
Biz her zaman AB'nin genişleme-
sinden yana bir ülke olduğumuz için
Türkiye'ye de yardımcı olmak; de-
mokrasi, insan haklan yolunda iler-
lemesini desteklemek isteriz. Bizim
Türkiye'nin AB üyeliği yo-
lunu mayınlamak ya da baş-
ka engeller koymak gibi bir
fikrimiz de yok. Aksine,
Türkiye'yi en kısa zamanda
AB'ye tam üye olarak gör-
mek isteriz.
AB içinde kimileri, "AB
bir Hristiyan kulübü olarak
kalmahdır'' dıyorlar. Bız ay-
nı fıkirde değiliz. AB için,
Türkiye gibi, üstelik nüfusu-
nun büyük çoğunluğu Müs-
lüman olan bir ülkeyi bün-
yesine almak çok da öğreti-
ci ve yararlı olacaktır.
Enpel görmüyorum
Ben Türkiye'nin AB yo-
lunda, en a7indan bİZİm baş-
kanlık dönemimizde her-
hangi bir engel olacağını
görmüyorum. Belki Savun-
ma ve Güvenlik Işbirliği ko-
nusunda bazı pürüzler orta-
ya çıkabilir.
Türkiye burada söz hak-
kı istiyor. AB de "Size her
raıtmn VnıhagamA» hiy Anr.
ıtmdan d-stnt^rrr Ama hııra-
da karar mekanizmasa konu-
sunda bir çizgi çekmek gibi
bir de meseJemiz var" dıyor.
Bu konu bizim dönem
başkanhğımızda gündeme
gelebilir. Ama Isveçli diplo-
matlann hem Türkiye heırı
de AB'yi tatmin edecek bir çözüm bu-
lacaklanndan hiç kuşkum yok.
Şimdi top Türkiye'de. Biz Türki-
ye'nin ulusal programını dört gözle
bekliyoruz. Şunu da hatırlatmak is-
terim. KOB, AB'nin Türkiye'ye em-
poze etmek için hazırladığı bir belge
değildir.
- Peki, son anda Kıbns maddesinin
KOB'ye konması konusunda ne dü-
şünüyorsunuz?
- Bu madde Yunanistan'ın Avrupa
Komisyonu Temsilcisi (Anna Diama-
topulos) tarafından herkesi şaşkınlık-
ta bırakan bir biçimde eklendi. Bir de
Ege sorunu da yer aldı. Ama şunu
söylemek istiyprum ki tam üyelikten
önce bütün buKonulann halledüıne-
si bir zorunluluktur. '
Ama bu konulann konulduklan
yerler önemlidir. Neyse ki komisyon
hem Türkiye hem Yunanistan'ın ka-
bul edebıleceği bir hal yolunu başar-
dı, KOB'de.
- Peki, şu Ermeni soykınmı tasan-
smın,özeffilde AB üyesi ülkekrde gün-
deme getirflmesine ne diyorsunuz?
- Hükümetler tarafından değil de
parlamentolar tarafından diyelim. Par-
lamenterler, kendilerinin ve partile-
rinin sorumluluğunu taşıyorlar. Hü-
kümetler bundan uzak durdular. Ör-
neğin Isveç hükümetı, "Osmanh tm-
paratorluğu'nunsondöneınindeolan-
lan yarguamak tsveç hükümetinin tşi
değÛdir. Bu, tarihçikrin işidirf dedi.
Biz Kafkaslar'da istikrardan yana-
yız ve dileriz ki Türkiye'yle Ermenis-
tan, aralannda bir diyalog zemini bul-
sunlar.
istanbulHaberServisi-Me-
sih olduğunu söyleyerek ye-
niden gündeme gelen ve Ata-
türk'e hakaret etmesiyle bi-
ünen, kapatılan RP'nın mil-
letvekillerinden Hasan Me-
zara'yı mahkûm eden dava-
yı başlatan işçi Veysel Demir,
Mezarcı'nın nasıl bir süreç
sonucu yurtdışına çıktığını
anlayamadığını belirterek
medyanın konuya magazin
boyutuyla yaklaşmasını eleş-
tirdi.
Kendisini "Kemalist bir
emekçi" olarak tanımlayan
Demir, "Bu adam şeriatçüa-
rm zaten hoşuna gitmiyordu.
Sivrümis, rantlannı kesmiş-
tL Dışarı çıkanp böyle bir rol
biçnüş olabilirler. Bazı sağcı-
br kendirezOBklerinL daha re-
zil bir model ortaya çıkara-
rak örtmek istemiş olabilir-
ler" dedi.
Kartal'da SHP'li belediye
döneminde basın biriminde
çahşırken belediyenin RP'ye
geçmesiyle temizlik işçiliğı-
ne getirilen ve bununla da
övünen Demir, 1993 yılında
Kartal 4. Asliye Ceza Mah-
kemesi'ne açtığı dava ve Me-
zarcı'ya karşı verdiği hukuk
mücadelesiyle ilgili sorulan-
mızı yanıtladı:
-Mezara'ya neden dava aç-
nuştmız?
- Bir ulusu, umudu olma-
yan insanlara önderlik ede-
rek yok olmaktan kurtaran
Atatürk'e yapılan saygısızlı-
ğı kabullenemezdim. O da-
va. çoluğu çocuğu, Isviçre
bankalannda hesabı, hırsız-
lık çetesi ohnayan büyük bir
devlet adamına hakaret edil-
mesine karşı bir tepki, yurt-
taşlık göreviydi.
'Davayı kazandun'
Ve sonucunda, devlet ceza
veremese de kazanılmış bir
zaferdi. 12 Eylül sonrasında,
suskunluğun kanıksatıldığı
bir ortamda, onca tehdide rağ-
men dava açtım ve işçi Vey-
sel olarak milletvekilliği yap-
mış birine karşı davayı ka-
zandım.
Mezarcı, hakaret dolu ko-
nuşmayı yapınca benden son-
ra 4-5 kişi daha dava actı ve
bunlar usulen birleştirildi.
Öteki davacılan bir daha gör-
• Kartal
Belediyesi'nde çalışan
Demir, Mezarcı'nın
nasıl bir süreç sonucu
yurtdışına çıktığını
anlayamadığını
belirterek medyanın
konuya magazin
boyutuyla yaklaşmasını
eleştirdi.
medim ama ben her oturuma
katdıp görüşlerimi savundum.
Son 2-3 oturuma, avukatlığı-
mı üstlenen eski ADD Kar-
tal Şubesi Başkanı Celal Ül-
gen de katıldı. Rüşvet öneri-
lerine, tehditlere aldırmadım.
3 yıl ceza yiyen Mezarcı, da-
va sonrası yurtdışına çıkma-
ya çahşırken yakalanmıştı.
Sonra nasıl çıktı bilmiyo-
rum. Örgütsel bağlannsı olma-
yan biri, bu toplumun en bü-
yük değerlerine sövüp rahat-
ça ülke dışına çıkamaz.
- Peygamberlik iddiaları
hakkında ne düşünüyorsu-
nuz?
- Delirdiğini değil, yönlen-
dirildiğini düşünüyorum.
Böyle uç bir ömekten sonra,
sağın içinde yer alan başka
tuhaflıklar makul görülecek-
tir. "Bu adam deüdir'' diyor-
lar ama Sıvas'ta aydmlan ya-
kan, oruç tutmayan öğrenci-
leri bıçaklayanlann akıl sağ-
lığını eleştinniyorlar. Mezar-
cı, başka bir kesimin eğlen-
cehği,reytingaracı oldu. Özel
televizyonlann canlı yayın
önerisini kabul etmedim.
Memleketin daha büyük so-
runlan var.
Tophımsal kavga
- Nelerdir o sorunlar?
- Demokratik talepleri yü-
zünden memurlar, öğrenciler
dövülüyor. " F tipi"ne karşı
mücadele için insanlar canla-
nnı vermeye hazırlanıyor. 30
bin kişi Hizbullah'ın arkasın-
dan yürürken poüs seyrediyor.
Türban eyleminde, Mustafa
Kemal'e sövülürken polis tel-
sizlerinden "Sıradan insan-
lanfar, bu-akm" anonsu geçi-
liyor.
- Mücadele yöntemi nasıl
otanah?
- Mücadele eden insana de-
li derler, gülerler, tehdit eder-
ler. Sadece, devletten halen
her ay 1 müyar 250 milyon pa-
ra almakta olan birine, haklı
olduğum bir konuda dava aç-
tığun için tüm bunlan yaşa-
dım.
Toplumsal kavganın yanın-
da bir dava nedir ki? Türki-
ye'de Kemalist ve sınıfsal ba-
kışı bir arada gerçekleştirme-
den hiçbir konuda halkın so-
runlan çözülemez.
Atnaç, sosyal yardım miktarını indirmek
Norveç'te 40 bin kadın
mnsizkısıriaştırıldı
GÜRHANUÇKAN
STOCKHOLM - Norveç'te
1945-1970 yülan arasmda 40
bin kadının istekleri dışında
veya izni ahnmadan
kısırlaştınlmış olduğu
açıklandı. Kısırlaştınlan
kadınlann çoğunun işçi ve
köylü kadınlar olduğu
beürtüiyor.
Norveç'teki
skandal, tarihçi Per
Haave'nin Sosyal
Işler Bakanlığı'nın
bugüne dek gizli
tutulmuş arşivlerini
elegeçirip
araştırmasıyla
patlak verdi.
Norveç halkını
ayağa kaldıran bu
sağlık skandalında
1945 'ten başlayarak
1970'li yıllann
ortalanna kadar 40
bin kadının izinleri ahnmadan
kısırlaştınbnış olduğu ortaya
çıkn. Belediyelerin, kadınlann
İasırlaştınlması yoluyla sosyal
yardun masraflanru asgari
düzeye indirmeyi planladıklan
iddia ediliyor. Norveç
Radyosu'nda konuyla ilgili
bilgi veren tarihçi Per Haave
şöyle konuştu:
iVorveç'teki
skandal, tarihçi
Per Haave'nin
Sosyal Işler
Bakanlığı'nın
bugüne dek gizli
tutulmuş
arşivlerini ele
geçirip
araştırmasıyla
patlak verdi.
"Birçok kadm doğum
yaparken veva kürtaj
sırasmda izinleri ahnmadan
kısıriaştınkn. Bu kadınlann
büyük çoğunluğu dar gettrfi
aUeterdendL"
Per Haave, özellikk
çok çocuklu kadınlann
kısırlaştınldığını vurguladı.
Konuyla ilgili olarak bir
parlamenterin,
iddialann
araştıniması
için meclise
önerge verdiği
belirtiliyor. Hukuk
profesörü Asbjörn
Kjönstad, izinleri
ahnmadan
kısırlaştınlan
bütün kadınlan
yargı makamlanna
başvurarak tazminat
istemeye çağırdı.
Geçenyülarda
da Isveç'te bir
kısırlaşnnna skandah
ortaya çıkmıştı. Norveç'teki
olayın tsveç'te açıklanan
kısırlaştırma olayından
farkı, bu kez akıl veya
hareket özürlü
kadınlann değil, yalnızca
yoksul ve dar gelirii
kadınlann hedef
alınmış olması.
GÖRÜŞ
MUSTAFA OK EshBakm
Sıradanlık (i)
O kanıdayım ki Batı dünyası ve emperyalist güç
merkezleri çok güçlü ve etkili diplomatik, medyatik,
finans ve propaganda kaynaklannı ve teknolojik üs-
tünlüğünü ustaca ve ortaklaşa motive ederek glas-
nost (açıklık), perestroika (yeniden yapılanma) ve
demokratizasyon üçlüsünün komünist dünyada
yarattığı karmaşa, kararsızlık ve özgürlük sarhoşlu-
ğu ortamından yararlanarak dikkatli ve sabıriı bir
taktikle ilkin ortam bakımından en elverişli olan Po-
lonya'da, işçi lideri Lech VValesa'yı kullanarak Var-
şova Paktı'nı;
Arkasından çerçevesini glasnost ve perestroika
yapıtian ile çizdiği devrimci girişimiyle kendisini ye-
ni bir sosyalist toplum yaratma sevdasına fazlaca
kaptırmış olan Gorbaçov'u kullanarak Sovyetier Bir-
liği'ni (SSCB) glasnost, perestroika ve demokra-
tizasyon ile içine düştügü geri dönülmez karmaşa
girdabında parçalamış ve yıkmıştır.
Bu konuya tanıklık edecek birçok ünlü kişi yanın-
da, bunlardan en ünlüsü, herkesin agzına baktgı ABD
Başkanı Jimmy Carter'ın başdanışmanı, Polonya
asıllı Zbignievv Brzezinski'dir.
Brzezinski "Büyük Çöküş" yaprtında diyor ki:
"Doğu Avrupa da değişikliğe müsamaha eden
bir Sovyetler Biıiiği, kanşıklıklar ortasında perest-
roika arayışı içinde olan bir Sovyetler Birliği olacak-
tır." (s. 207)
"Beklenen güne Mihail Gorbaçov'un demokra-
tizasyon ve perestroika's/y/a kavuşulmuştu. Gor-
baçov, zamanla bastınlan kinlerin ve bölgede daha
çok söz ve yetki sahibi olma isteklerinin su yüzûne
çıkmasına zemin hazırladı." (s. 220)
"Polonya hariç, uzlaşmazlık küçük gruplaıia sı-
ntriı idi. Fakat ani bir uyanış için gerekli potansiyel
hızla artmakta ve bu potansiyel ideolojik meşruiye-
tini Gorbaçov'un glasnost ve perestroika müca-
delesinden almakta idi." (s. 120)
"Doğu Avrupa'nın 'BalkanlaşmasT ile Sovyet-
ler Bihiği'nin 'Lübnanlaşması' arasmda kesin bir
bağ olduğunu söylersek pek fazla abartma yapmış
olmayız." (s. 216)
O Rusya Devletler Topluluğu ki Büyük Petro za-
manında (1689-1725) geniş çaplı bir Batılılaşma ha-
reketini başanyla gerçekleştirmiş ve 1709 Pultova
zaferinden sonra Rusya Devleti çokuluslu Rusya
Imparatoriuğu haline dönüşmüştü.
O Sovyetler Birliği kı Brzezinski'ye göre, "dünya-
nın en geniş imparatorluğu haline gelmiş ve şu ana
kadar (Ağustos 1988) dünyanın en dayanıklı ve de-
vamlı çokuluslu imparatorluğu olduğunu kanıtla-
mıştı". (s. 224)
O Sovyetler Birliği ki daha kısa bir süre önce
Reykjavik'te (Ekim 1986) ABD Başkanı RonaM Re-
agan ile Gorbaçov'un, dünyanın ve özellikle Avru-
pa'nın kaderini belirieyecek bir anlaşmayı, Gorba-
çov'un deyişiyle "tarihte bir dönüm noktası" sayı-
lacak ve "Batı Avrupa'nın panik denebilecek duy-
gular içine düştüğü" bir anlaşmayı Avrupa'dan her-
hangi birtemsilci davet etmeksizin gerçekleştirmiş-
ti. (Perestroika, s. 229-23/.)
' • Bu konunun üzerine ibretle eğitiyor ve düşünüyo-
rum:
Bu ülke, Isveç Kralı XII. Chartes'ın (Demirbaş
Sari) üst üste devam eden akınlanna dayandı ve Pul-
tova'da (1709) bozguna uğrattı.
Bu ülke Avrupa'yı meydan savaşlanyla dize geti-
ren ve beyaz atı üstünde Moskova'ya giren Napo-
leon Bonapart'a dayandı ve onu da yenilgiye uğ-
rattı (1812).
Bu ülke dünyanın en iyi hazırianmış Majino hat-
tına karşın 15 günde Fransa'yı ezerek Paris'e giren
Adolf Hitler'in yıldırım savaşlanna ve çok güçlü or-
dulanna karşı dayandı ve sonunda onlan da yenil-
giye uğrattı (1939-1945).
Öyle ki Rusya halklan 300 yildır, her yüzyılda dün-
ya durumunu topyekûn değiştiren zaferlere imza
attı.
Trophy saatterde
radyoaktif madde
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Uzakdoğu'da
üretılen Trophy marka T65007-3 model kol
saatlerinin metal kordonunda, Kobalt-60
radyoaktif maddesinin tespit edildiğini bildirdi.
TAEK'ten dün yapıla yazılı açıklamada, kurumun
kriz merkezinin, Uluslararası Atom Enerjisi
Ajansı'ndan bu konuda bilgi aldığı belirtildi. Kol
saatlerinin Uzakdoğu'dan Fransa'ya ihraç
edildiğine ışaret edilen açıklamada, "Kordon
üretimi aşamasında kullanılan metale radyoaktif
madde kanştığı düşünülmektedir. Bu marka ve
model saat ticareti yapan veya kullananlar,
Türkiye Atam Enerjisi Kurumu'na başvurduklan
takdirde, gerekli radyasyon ölçümleri
yapılacakur" denildi.
kıtap kulübü
I> >>
,MZA GUMU
TAKSİM SERGİ SALONU'NDA
9 4ralıfr (jmmim i%mM)
3aat:15.00-18.00
Kitaplarını imzalayacak.
istıklal Cad. (Fransız Konsoloslugu yanı) Taksim Tel: 252 38 81/82