Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 ARALJK 2000 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
GlİNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
rasını gömnezlikten gelenleri yanrtlamayıp da ne
yapacaktı?
Susup bir kenara mı çekilecekti? Yoksa kapalı
kapılar arkasında, Kürt deyinceTürk'ü unutan kimi
sivillerin frensiz gidişini önlemek için yaptığı giri-
şimlerte yetinerek görüşlerini halka (AB'ye) açıkla-
mayacak mıydı?
Katılım ortaklığı belgesinin (KOB) getirdiklerinden
çok götürdükleri üzerinde -hâlâ- sesi soluğu çıkma-
yan hükümetin, TSK'nin gerekçeli açıklamalarını
karşılayış biçimi de hayli ilginç.
Nice zirvesinden dönüşünde Başbakan Ecevit,
"Bunlar, Silahlı Kuvvetlerimizin daima belirttiği dü-
şüncelerdir. Çünkü bu konularda Genelkurmayımı-
zın ve Silahlı Kuvvetlerimizin 'ne kadar duyariı
1
ol-
duğu bellidir" dedi.
Bu açıklamayı görünce, sürekli iletişim olanakla-
nndan söz eden, ama nedense Nicete TSK'nin gö-
rüşlerinin ancak kısa bir özetini gördüğünü söyle-
yerek geniş bilgisizlik bahanesiyle görüş bildirmek-
ten kaçınan Başbakan'a bir-iki soru yöneltmek ge-
çiyor insanın aklından:
Sorular da şunlar. "Sayın Başbakan, Genelkur-
may'ın kaygılannı dile getirdiği Kürtçe 7V ile Kürt
devletiyaratma girişimlerine karşı zat-ı âliniz de du-
yariı değil misiniz?
Duyariı iseniz ne ölçüde duyariısınız?"
Bu sorular, başkalanndan kaynaklanan başkaso-
rulan akla getiriyor. Örneğin, "Genelkurmay açıkla-
masının 'kime' karşı yapıldığı"n\ soran soruyu...
Genelkurmay açıklaması; dışarıda Avrupa Birii-
ği'ne, hatta ABD'ye Türkiye gerçeğini ve TSK ka-
rariılığını gösteriyor.
Içeride ise Kürtçülük aşkıyla yananlara, Kürt ulu-
su ve sonra Kürt devleti heveslilerine son bir uyart-
da bulunuyor.
"PKK terör örgütünûn siyasallaşma çabalannı"
ve bu çabalann uzandığı noktayı yadsımak olanak-
hmı?
PKK, 5 bin ya da daha fazla sayıda silahlı teröris-
tini Kuzey Irak'ta birtehdit öğesi gibi tutuyor mu tut-
muyor mu?
Her şey apaçık ortada
Eldeki bütün veriler PKK'nin (tabii verdiği talimat-
laria Imralı'dan teröristlerini yönlendiren Öcalan'ın)
şu amacını kanıtlıyor:
"Kürt asıllı vatandaşlann 'ayn bir ulus' olarak ta-
nımlanması ve bunun anayasaya dahil edilmesi.
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi suretiyle bazı
bölgelerimizde 'özerk yönetimler" oluşturulması.
Teröristbaşıyla tutukevlerinde bulunan 10 binin
ûzerindeki PKK'linin afl'edilmesi ve... bunlann siya-
sal faaliyetlerine müsaade edilmesi."
PKK'nin amaçlanna AB'ye üye pek çok devletin
destek verdiğini Başbakan da kabul ediyor.
Fakat nedeni anlaşılmtyor; Ecevit, KOB'deki Kürt-
leri bağımsızlığa, en azından azınlığa taşıyacak ni-
telikteki kimi "isteklere" hiç değinmiyor.
Terör örgütünûn -bir anlamda- silahla gerçekleş-
tiremediğini banş çağnsı ile gerçekleştirme hevesi-
' ne: TSK karşı çıkıyor.
Genelkurmay açıklamasını şaşkınlıkla karşılayan,
yorumlannda ise onaylamayan bir yöntem izleyen-
ler, yaşamsal değerde bir soruyu yanıtlamaktan ka-
çınıyorlar "Kürtasıllı vatandaşlann 'ayn bir ulus' ola-
rak tanımlanmasını ve bunun anayasaya dahil edil-
mesini" istiyortar mı? Bir türiü söyleyemiyorlar.
AB'nin dayattığı Kürtçe TV, Kürtçe eğitim, etnik
kimlik, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, PKK'nin
belli başlı sloganlan.
PKK ile KOB arasındaki fikir ve eylem koşutluğu-
nu, ancak gözleri kör olanlar görmeyebilir.
KOB metni, PKK'nin isteklerini içeren bir metin.
Başbakan dedi ki: "AB içinde sorunlanmızı anla-
yışla gözlemleyen ve degeriendiren çevrelerde var,
ama maalesef Türkiye'yi bölmek isteyenlere des-
tek olan çevrelerin de bulunduğu zaten birgerçek-
tir."
Genelkurmay, hükümetin de "zaten bildiği ger-
çeklere" parmak basıyor.
Öyleyse Sayın Başbakan, öyleyse?..
Türkiye, Avrupa
güvenliğinden dışlandı
NICE (Cumhuriyet) -
AB, siyasi ve ekonomik
yapılanmasına katmayı
öngördüğü güvenlik mi-
marisini, Türkiye gibi Av-
rupalı NATO müttefikle-
rini karar mekanizmala-
nndan dışlayarak gerçek-
leştiriyor. Fransa ve Ingil-
tere'nin çekişmesine sah-
ne olan Nice zirvesinde
AGSK yapılanmasının
aynntılannı içeren 66 say-
fabk rapor kabul edildi.
AB'nin 2003 yılına ka-
dar 60 bin kişilik acil mü-
dahale gücü oluşturma
çabalannda önemli bir
adım, dûn yapılan Nice
zirvesinde zor da olsa atıl-
dı. Dûn sabah yayımlanan
taslak metinde, AB Kon-
seyi'nin kabul ettiği 66
sayfalık raporun geniş bir
özeti de yer aldı. Raporun
Türkiye, Polonya, Maca-
ristan, Çek Cumhuriyeti,
îzlanda ve Norveç'i kap-
sayan, AB üyesi olmayan
NATO müttefıkleri ile il-
gili bölümünde, hem ba-
nşta hem savaşta uygula-
nacak düzenlemelere yer
verildi. Buna göre taraflar
arasında şu mekanizma
kurulacak:
• Banş döneminde her
6 ayda bir kez 15+15, iki
kez de 15+6 formatında
danışma toplantılan yapı-
lacak. Yine her 6 ayda bir
15+6 formatmda bakan
düzeyinde toplantı ger-
çekleştirecek.
• AB askeri faaliyetle-
rine katılmak isteyen ül-
keler, AB Askeri Karar-
gâhı'nda akredite bir irti-
bat subayı görevlendire-
bilecekler.
• Savaş dönemlerinde
operasyon öncesi aşama-
da, AB üyesi olmayan ül-
kelerle her düzeyde yo-
ğunlaştınlmış bilgi alışve-
rişi ve danışma toplantı-
lan yapılacak. AB'nin
NATO olanaklannı kulla-
nacağı operasyonlarda 6
ittifak üyesi ülkeye özel
önem verilecek.
• Operasyon aşamasın-
da operasyon planlama
çalışmalan 6 ülkeye sunu-
lacak. NATO olanak ve
yeteneklerinin kullanıla-
cağı operasyonlarda plan-
lama ittifak organlannca,
özerk AB operasyonlann-
da ise Avrupa Askeri Ka-
rargâhı'nda yapılacak.
NATO olanaklannın kul-
lanılacağı operasyonlarda
AB üyesi olmayan Avru-
palı ortaklar planlama
aşamasına katılabilecek-
ler. AB operasyonlanna
ise stratejik düzeyde bilgi
ahşverişi ve planlamaya
katkıda bulunmak üzere
irtibat subaylan göndere-
bilecekler.
NATO dışişleri bakan-
lannın 14-15 Aralık'ta
Brüksel'de yapacaklan
kritik toplantı öncesinde
AB 'nin bu yaklaşımı Tür-
kiye'yi memnun etmek-
ten uzak görünüyor. Acil
müdahale gücüne olduk-
ça cömert bir katkı yapa-
cağım açıklayan Türki-
ye'nin, karar mekanizma-
larına alınmaması duru-
munda bu önerisini geri
çekebilecegi kaydedili-
yor. Türkiye'nin bu süreç-
te özellikle ABD'yi
yanına çekmeye çalıştığı
kaydediliyor.
'Türkiye eliııi çabuk tııtmalr
• Baştarafı 1. Sayfada
daha da yakınlaşacağını kaydet-
ti. Taslakta yer almamasına kar-
şın Kıbns ile ilgili bir paragraf
da sonuç bildirgesindeki yerini
aldı. AB, ekonomik, siyasi, kül-
türel ve sosyal kriterleri karşıla-
yan adaylann 2002 sonundan iti-
baren üyeliğe geçebileceklerini
bildirdi.
Küreselleşme karşıtlannın ön-
ceki gün yaphklan gösterilerle
olaylı başlayan AB zirvesinin ikin-
ci günü sakin geçti. Genişleme,
Avrupa Güvenlik ve Savunma
Kimligi (AGSK), istihdam ve di-
ğer sosyal konularla ilgili kararla-
nn yer aldıgı zirve bildirgesinin ta-
mamlanmasına karşın, birliğin bü-
yük ve küçük ülkeleri arasındaki
çekişme sürüyor. Ancak genişle-
me takviminin gecikmemesi ve
zirvenin başanlı olabilmesi için
başta dönem başkanı Fransa olmak
üzere tüm üyelerin uzlaşmaya ça-
hştıklan kaydediliyor. Fransa
Cumhurbaşkanı Jacques Chirac,
hükümetler arası konferanstan so-
nuç alınabilmesi için zirveye katı-
lan devlet ve hükümet başkanlan-
nın hepsi ile teke tek görüşme yap-
n. Fransız diplomatlar ve AB ko-
misyonu üyeleri de dün gece saba-
ha kadar çalışarak 15'lere sunula-
cak önerileri oluşturdular. Büyük
ülkeler, nüfusa orantılı olarak AB
Konseyi ve Avrupa Parlamento-
su'nda oy hakkı isterken, Alman-
ya en büyük nüfusa sahip olduğu
için en yüksek oy hakkını da isti-
yor. tspanya da 40 milyonluk nü-
fusuyla "büvükler" arasında yer
almak istiyor. Komisyon üyesi sa-
yısıyla birlikte oyçokluğu ilkesi-
nin daha çok alanda ışletılmesi de
üzerinde uzlaşma aranan konular.
AB zirve sonuçlan taslağında,
genişleme ve Türkiye'ye ilişkin şu
paragraflar yer aldı:
• Avrupa Konseyi, Türkiye için
katılım öncesi strateji uygulanma-
sındaki gelişmeyi memnuniyetle
karşılar ve 4 Aralık 2000 tarihli
konsey toplantısında katdım ortak-
lığı ve çerçeve düzenleme konula-
nnda anlaşma sağlanmasından bü-
yük memnuniyet duyar. Konsey,
bu dokümanın birlik ve Türkiye
arasındaki ilişkilerin Helsinki Av-
rupa Konseyi sonuçlan doğrultu-
sunda yakınlaşması için önemını
vurgular. Türkiye, katılım ortaklı-
ğı belgesi temelinde müktesebata
uyum için ulusal programını sürat-
le tamamlayıp sunmahdır.
• Konseyi genişleme sürecinin
tarihi önemini ve bu süreçte başa-
nya ulaşmak için siyasi önceliğini
yeniden vurgular. Konsey geçen
aylarda adaylann katılım ortaklığı
sürecinde gösterdikleri ilerlemele-
ri memnuniyetle karşılar.
• Avrupa Konseyi bu sürece ta-
ze bir ivme kazandrmıanın vakti-
nin geldiğine inanır. Konsey, Ge-
nel Işler Konseyi'nin 4 Aralık
2000 tarihli ve komisyonun sundu-
ğu stratejiyi destekler. Bundan
sonraki 18 ay süresince kullanıla-
cak yol haritası ileriki pazarlıklan
kolaylaşnracaktır.
• Bu strateji, kurumsal reform-
lar konusundaki hükümetler arası
konferansın tamamlanmasının ar-
dından Helsinki kararlanna uygun
olarak 2002 sonundan itibaren ha-
zır olan adaylan yeni üye olarak
karşılamak durumundadır. Hazi-
ran 2001 'de Göteborg'da bu süre-
cin başanyla tamamlanması için
konsey, stratejinin uygulanmasını
gözden geçirecek.
• Avrupa Konseyi aday ülkele-
rin müktesebata uyum, uygulama
konusundaki çabalannı mem-
nuniyetle karşılar.
• 7 Aralık 2000 tarihinde devlet
ve hükümet başkanlan düzeyinde
yapılan Avrupa Konferansı toplan-
tısı, Avrupa Birliği'nin uzun vad-
ede kurumsal reform ve faaliyet-
leri açısından önemli tartışma
olanağı yarattı. Avrupa Konseyi,
Avrupa Konferansı'nin birlik ve a-
day arasında yararlı bir diyalog
çerçevesi oluşturduğunu kaydeder.
Kıbns paragrafi büdirgede
Zirve kapsamında yer almama-
sına karşın Kıbns ile ilgili bir pa-
ragraf da bildirgeye kondu. Parag-
rafta şu ifadelere yer verildi:
"Avpupa Konseyi, BM Genel
Sekreteri'nin, BM Güvenlik Kon-
seyi kararian çerçevesinde Kıbns
problemininçözümüneyönelikca-
balannı memnuniyetle karşılar ve
güçlü şeküdedestekler.Konseytüm
partüerden bu surece destek ver-
meteri çağnsında buhınuıf
Ulusal program sarkabüir
• Baştarafı 1. Sayfada
hğı, MGK Genel Sekre-
terliği ve ilgili kurumla-
nn temsilcilerinin katılı-
mıyla hazırlanan siyasi
kriterler raporunu liderle-
re sunacak olan AB Genel
Sekreterliği, hükümetin
"talimaüna göre" belge-
de siyasi kriterler bölü-
münün yazımına başlaya-
cak. Belgenin en kritik
bölümünü oluşturan siya-
si kriterler başlığı altında
"kûltürel haklar, MGK'-
nin rolü, 312. madde" gi-
bi AB önceliklerine yer
verilip verilmeyeceğine
hükümet ortaklan karar
verecek.
Diplomatik kaynaklar-
dan edinilen bilgilere göre
Ankara, KOB'dekı Kıbns
ve Ege'ye ilişkin ifadelere
ulusal programında yer
vermeyecek. Üst düzey bir
diplomat, Cumhuriyet'e
yaptığı değerlendirmede,
"KOB. Kıbns ve Ege konu-
lannın siyasi diyalog çerçe-
vesindeyer almasryla kabul
edilmistir. Bunlan siyasi
kriter olarak görmüyoruz.
Bunun kabul gördüğü V'u-
nanistan muhalefetinin hü-
kümeti eleştirilerinde de
görülüyor. Ashnda ulusal
program içuyuma>önetik,
mûktesebatm uyumlulaştı-
nhnasınayönelikbirbelge.
Kıbns ve Ege konulan bu
kapsama ghmiyor. Son ka-
ran vine hükümet verecek-
tir"dedı.
Süreçte en sıkıntılı nok-
tayı kültürel haklar ve ana-
dilde yayın konulannda
bürokraside yaşanan görüş
aynhklan oluşturuyor. Ge-
nelkurmay Başkanlığı ön-
ceki gün açıkladığı iç gü-
venlik değerlendirmesin-
de "kültürel haklar" is-
temleriyle, PKK'nin siya-
sallaşması ve "etnik milli-
yetçilik temeBne dayah, si-
yasi ayniıkçı bir hareketin
yaraolması'" çabalan ara-
sındaki paralelliğe dikkat
çekerek AB'nin öncelikle-
rine karşı çıkmıştı. Dışişle-
ri Bakanlığı ise anayasal
yurttaşlık çerçevesinde ve
bireysel haklar temelinde
kültürel haklar alanmda
bazı adımlann atılabilece-
ği görüşünde. MÎT de ana-
dilde yayrrun resmi kanal-
dan yapılması yönünde
görüşlerini basına açıkla-
mıştı. AB Genel Sekreter-
liği bünyesinde hazırlanan
ve hükümete sunulacak si-
yasi kriterler raporunda,
AB'nin KOB ve ilerleme
raporu belgeleri ile Insan
Haklan Koordinatör Üst
Kurulu Raporu ve son ça-
lışmalar karşılaştınlırken
her alanda "incelenmesi"
gereken yasalar ortaya ko-
nuyor. Raporda yasalann
"içeriğine'' girihnezken
mülahazalar bölümünde
ilgili kurum ve kuruluşla-
nn düşüncelerine yer veri-
liyor.
Hükümet ortaklan rapor
ışığında hangı alanlarda
'AB Kürtlerin hakkmnı tanunah'
NICE (Cumhuriyet) - Sözde Kürdis-
tan Ulusal Kongresi "Kfirt sorununa"
ilişkin hazırladığı raporu Nice'de bulu-
nan Avrupalı parlamenterlere dağıttı.
Raporda, PKK'nin "sflahh eyfeme gi-
rişmesnin nedenfcri" de anlanldı.
Raporda, Kürt sorununun geçmişi
anlanlarak AB'nin Kürtlerin yasal hak-
lannı tarumaSı ğerektiği vurgulandı ve
soruna siyasi çözüm bulunması yönün-
de destek vermesi istendi.
Sözde Kürdistan Ulusal Kongre-
si'nin üyeleri, Avrupalı parlamenterle-
re dağıttıklan raporun, "Kürt sonınu-
nun tarihsei geçmişj, Kürtlerin kültürel
özelfikleri, 1984-1999 arasında P-
KK'nin yaptığı silahh ça&şmanın ne-
denleri, Kürt sorununun çözümönün
bölgedeki banş veistikrar açısından ga-
ranti sağlavacagı Türk ve Kürt haklan
arasındaki ortakhğm bdgefcrini'' içer-
diği bildirildi.
Birçok Avrupa kurumunun Türki-
ye'den soruna siyasi çözüm bulunması
yönünde istemleri olduğu, PKK'den de
demokratik bir sürecin başlanlması için
"ateşkeste" bulunması istendiğinin
kaydedıldiğı raporda, "Kürtier,AB'den
yasal haklannm ihmal edflmemesini is-
tiyor" denildi.
Raporda, Kürt sorununa siyasi çö-
züm bulunması istemi de dile getınldi.
2001'de fatura ağırlaşıyor
• Baştarafı 1. Sayfada
dayanan bu düzenlemele-
rin aynntısı 21 Aralık'ta
IMF Yönetim Kuru-
Iu'nun niyet mektubunu
onaylamasıyla kesinleşe-
cek. IMF heyeti 13 Aralık
Çarşamba günü Türki-
ye'den aynlacak.
IMF, Türkiye'ye ek re-
zerv imkânı kapsamında
21 Aralık'ta 2 milyar 250
milyon dolar ve stand-by
kapsamında 550 milyon
dolarlık krediyi görüşe-
cek. Toplam 7.5 milyar do-
larlık ek rezerv imkânının
geri ödeme planı ve faiz
oranlan VVashington'da
yapılacak bu toplantıda
kesinleşecek. IMF'nin,
Hazine yöneticilerinden,
ek rezerv kapsamında alı-
nacak kaynağın geri öde-
mesi ve faiz oranlannı giz-
ü tutmasını istediği belirti-
liyor. Ek rezerv imkâru
kapsamında gelecek kredi,
Türkiye'nin döviz rezerv-
lerini arttıracak olmasma
karşın bunun iç piyasada-
ki para sıkışıklığı için kul-
lanılamayacağına dikkat
çekiliyor. Ek rezerv imkâ-
nının yahıızca Hazine'nin
dış borç ödemelerinde kul-
lanılabileceği belirtiliyor.
Ek niyet mektubunun,
mali piyasalarda yaşanan
gelişmelerin ardından ye-
niden gözden geçirilerek
daha güçlendirihriiş prog-
ram çerçevesinde düzen-
lendiği belirtiliyor. Başta
Türk Telekom ile Türk Ha-
va Yollan'nın özelleştiril-
mesi olmak üzere, yurtdı-
şı kredilere verilecek ga-
rantiye ilişkin düzenleme-
nin ek niyet mektubunda
yer alması bekleniyor.
Enerji sektörününözelleş-
trrihnesine yönelik olarak
Elektrik Piyasası Yasa-
sı'nın Ocak 2001 sonuna
kadarçıkanhnası, 2000 yı-
h sonuna kadar tamamlan-
mayan işletme hakkı devir
ihalelennın iptal edilmesi
ve bu model ile yap-işlet-
devret uygulamalanna son
verilmesi karan alındı.
IMF ve Dünya Banka-
sı'yla sürdürülen görüş-
melerde enerji sektöründe
termik ve hidroelektrik
santrallannm doğrudan
mülkiyet satışı yöntemiy-
le elden çıkarüması isteni-
yor. Bu çerçevede enerji
sektöründeki özelleştir-
melerde yabancılann etkin
hale getirilmesi amaçlanı-
yor. Ek niyet mektubunda,
TEKEL başta ohnak üze-
re diğer özelleştirme he-
deflerine ilişkin de taah-
hütler yer alacak.
Sosyal güvenlikle ilgili
de başta bireysel emekli-
lik ohnak üzere yasal dü-
zenlemelerin ilk çeyrekte
tamamlanması öngörülü-
yor. Personel ücretlerinde
enflasyon hedefınin aşıl-
mayacağı vurgulanacak.
2000 bütçesi sonuçlan
ve 2001 bütçesi hedefleri-
nin yer alacağı niyet mek-
tubunda, harcamalann da-
ha da kısıtlanmasınm da
gündeme gelebileceği be-
reforma gidilmesi gerekti-
ğine ve bunun hangi önce-
likte gerçekleşeceğine ka-
rar verecekler.
Reformlann hükümet
açıklaması ile daha önce
AB'ye iletildiği şekilde,
"üniter yapı ve anayasanm
temel ilkeleri'" çerçevesin-
de ele alınacağı belirtili-
yor. Bunun ardmdan AB
Genel Sekreterliği'ne ve-
rilecek talimatla ulusal
belgede siyasi kriterlerbö-
lümünün yazımına geçile-
cek. Daha önce belgenin
ay sonuna yetiştirileceği
kaydedilmişti. AB Konse-
yi'nin KOB'nin hukuki te-
melini olusturacak çerçeve
yönetmeliğini en erken o-
cak ayı sonuna kadar ta-
mamlayabilecek olması
ulusal programın 2001 yı-
lına sarkmasını gündeme
getirdi.
MHP ile hükümetin di-
ğer ortaklan arasında özel-
likle "kültürel haklar ve
anadilde yayın" konusun-
da yaşanan görüş aynhkla-
n ve Genelkurmay'rn bu
konudaki uyanlan nede-
niyle de sürecin gecikebi-
leceği beürtüiyor. Bu ko-
nuda yine hükümet düze-
yinde karar verileceği be-
lirtiliyor.
lirtüiyor. Bu çerçevede ge-
çen yıl olduğu gibi bütçe
ödeneklerinin belli oranda
iptal edibnesi söz konusu
olabilecek. Fonlann tasfı-
yesini bakanlıklar arasm-
daki uzlaşmazhklar nede-
niyle gerçekleştiremeyen
hükümet, ek niyet mektu-
bunda bu konuya ilişkin
yeni bir takvim sunacak.
Tanmda doğrudan gelir
desteği sistemine geçişle
ilgili taahhütler de yer ala-
cak. Merkez Bankası'nın
net iç varlıklar taahhüdü,
Demirbank'a da el konul-
ması, fonda sayılan 11 'e
ulaşan bankalann satışı ve
borçlannın tasfıyesiyle il-
gili takvim ve gelişmele-
rin de ek niyet mektubun-
da yer alması bekleniyor.
Yurtdışı kredilere garantî sorunu
• Baştarafı 1. Sayfada
açacağı, yabancı sermayenin kı-
sa vadeli garantili kredi vermek
varken riskli olarak doğrudan ya-
tınm yapmayı tercih etmemesine
neden olacağı vurgulanıyor. Ge-
tirilen bu garantinin uzun süre
kaldınlamayacağma da dikkat
çekilirken hukuki temelinin bu-
lunmadığı belirtiliyor. IMF'nin
istemiyle hazırlıksız olarak yurt-
dışı kredilere devlet garantisi ve-
rileceğini açıklayan hükümet, bu
garantinin nasıl uygulanacağım
bile ortaya koyamıyor.
Bankalann yurtdışmdan bula-
caklan krediler için ödeme garan-
tisinin ilan edihnesi eleştirilere ne-
den olurken bu açıklamanın yal-
nızca "hükümetsözü" olarak algı-
lanması yönünde yumuşatılmaya
çalışılması dikkat çekiyor.
Bankacılık Düzenleme ve De-
netleme Kurulu'nun zaten borçla-
nnı ödeyemeyecek duruma düşen
bankalara el koyarak batmasmı
önlediği, böylece borçlanna da
devlet garantisi sağlanmış olduğu
ifade ediliyor.
Ancak Başbakan düzeyinde ya-
pılan böyle bir açıklamanın "söz-
den" ibaret olamayacağı beürtilir-
ken IMF'nin bu istemi ek niyet
mektubuyla düzenlemeye çalıştı-
ğı kaydediliyor.
Eski Hazine Müsteşar Yardrm-
cısı BülentÖzgün, "Büyük birpa-
nikiçinde, soğukkanhhğı kaybede-
rek ve yeterince değerlendirihne-
den ahnmış bu garanti karannın,
ders Idtaplannda, yapdmaması ge-
rekenlerbölümünde yer alması ka-
çmdmazdn"" derken yurtdışı kre-
dilere garantinin yaratacağı sorun-
lan ve açmazlarmı şöyle sırahyor:
• Bankacılık sektörü rahatlata-
rak gerekli tedbirleri ahnayı erte-
leyecektir.
• Dış piyasalar böyle bir garan-
tiyi, "panik içinde boğuhnakta
olan bir adamın son gayreti" ola-
rak algılayabilecektir ve bunun so-
nucu Türkiye'nin kredi notunun
iyileştirilmesi orta ve uzun dö-
nemde zorlaşacaktır.
• Kendi borçlanmasmı oldukça
sıkmtıh ve pahalı bir şekilde yap-
makta olan Hazine, artık bankacı-
lık sektörünün de riskini taşıyaca-
ğmdan dolayı miktar, vade ve ma-
liyet konulannda daha da zorlana-
caktır. Bu, bedelin bütün ülke ola-
rak ödenmesi demektir.
• Türkiye'de yerleşik hiçbir ki-
şi ve kurum bu garantiyi almadan
dış borçlanma yapmayacakûr.
• Doğrudan yabancı sermaye
yatınmlannda da benzeri talepler
ortaya çıkacaktır. Türkiye'ye yatı-
nm yerine devlet garantili kısa va-
deli kredi verme özendirilmiştir.
• Yabancı bankalann bu garan-
tiyi istemekten vazgeçmeleri hem
zaman alacak hem de pahahya mal
olacaktır.
• Son derece şaibeli dunımlar
ortaya çıkacak. Hangi bankaya ne
kadar garanti verilecek? Bu para-
nm nereye gittiğine bakılacak mı?
Bu durumda hem bankanm borç-
lanma koşullannı hem de garan-
tinle bulunan paranın harcanması-
nı kontrol edeceksin. O zaman
özel banka kaldı mı? Hepsini dev-
letleştirdiniz.
• Bu garantiyle geriye dönük
olarak şimdiye kadar alınmış olan
kredi borçlanna da garanti verili-
yor mu? Böyleyse, neyi garanti et-
tiğimizi biliyor muyuz? 50 milyar
dolar mı, 15 milyar dolar mı? Üs-
telik bunlann koşullan, vade yapı-
sı, faizı nedir?
• Verilecek garanti yahıızca
sendikasyon kredısi mi, teminatiar
mı, akreditifler de bunun içinde
mi? Kriterleri nelerdir? Her ban-
ka kredi almadan önce bu kriter-
lere göre BDDK'den izin mi ala-
caktır?
• Bu garantinin kaldrnlması çok
zor olacaktır. 1994'te yüzde 100
mevduata getirilen garanti, 6 yıl-
da aşamalı olarak smırlandınlma-
ya yeni başlanmıştı. Getirilen 100
milyar lira sınır da bütün mevdu-
atlann güvence alnnda olduğu an-
lamma gelir zaten. Şimdi yurtdı-
şmdan getirilecek kredilere garan-
ti verilirken Ocak 200 l'de tasarnıf
mevduatlan ûzerindeki garantinin
50 milyar liraya düşürühnesi
mümkün değıldir. Bu, bankacılık
kesimini batıran garantidir.
• Bu garantinin yasal dayanağı
yoktur. Yurtdışından alınacak kre-
diye ilişkin garantiyi yahıızca Ha-
zine verebilir. Başka bir kurum
yoktur. Tasarnıf Mevduatı Sigor-
ta Fonu'na Hazine'nin verdiği ga-
ranti vardır. Böyle bir yolla banka-
lann yurtdışmdan sağlayacaklan
kredilere garanti verilmesi zorla-
şıyor.
• •
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
ayıklandığı bir yasa ortaya çıktı. iktidar ortaklan
bunu deldirmemek için elinden geleni yaptı.
Erbakan'ın "kişiye özel" affına bakıp şöyle bir
tanım yapmak da uygun düşebilir
Zikir suçlanna af var, fikir suçlanna yok!
Partilerin görünümü ise şu:
Tümü affa karşı, ama af yasasına eklemek iste-
dikleri maddeier var!
MHP aftan yana değil, ama ülkücü kaçaklar da
affedilse daha adaletli olmaz mı!
ANAP aftan yana değil, ama görevi suiistimal-
den yargılanması gerekenler de affedilse devlet
çarkı daha iyi işlemez mi!
FP aftan yana değil, ama bu gündeme gelmiş-
ken herkesi kapsasa, siyasi yasaklı kimse kalma-
sa daha şık olmaz mı!
DYP aftan yana değil, tümüyle karşı, ama mali
suçlar da af kapsamına alınsa daha oy toplayıcı,
affedersiniz adalet dağıtıcı olmaz mı!
DSP'de ise afla ilgili değeriendirmeler daha çok
Rahşan Ecevit'in inisiyatifiyle son şeklini aldı. Bel-
ki de bu af yasasına şu adı takmak daha uygun:
Rafşan!
•••
Başbakan Bülent Ecevit'in Nice Zirvesi'ne ka-
tıldığı, aile fotoğrafında yer aldığı saatlerde, Anka-
ra'da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le
Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvnkoğlu'nun
haftalık olağan görüşmesi vardı. Aynı saatlerde de
Genelkurmay'da olağan dışı bir "rapor" kamuoyu-
na duyuruldu. Raporun başlığı şuydu:
"2000 Yılı İç Güvenlik Harekâtı Değeriendirme-
si."
7 sayfalı, 3 çizelgeli raporun özeti şu:
Terör bitti, ama terörist bitmedi.
Anafikir de şu:
AB sürecine evet, ama AB'den gelen kimi istem-
ler terör örgütününki ile örtüşüyor. Üniter yapıyı
erozyona uğratacak istemler kabul edilemez.
Rapor üzerine, rapordan yola çıkarak asker-si-
vil ilişkileri üzerine daha derin değeriendirmeler ya-
pılabilir. Ancak, raporun zamanlamasında diplo-
matik bir çizgi var. Genelkurmay, AB ile ilgili gün-
cel pürüzlerin çözümlenmesinin, hükümetin uy-
gun bulduğu katılım ortaklığı belgesinin (KOB)
onayianmasının ardından görüşlerini açıkladı. Bu-
nun Türkçesi şu:
Türkiye'nin AB'ye tam üyelik yolunu engellemek
istemiyoruz, ama düşüncelerimizden de ödün ver-
meyiz.
Onümüzdeki günlerde son şeklini alacak ulusal
plan, Türkiye'deki tüm sağduyulu kesimlerin ortak
paydasını oluşturmalı.
•••
Uluslararası Para Fonu (IMF) ile hükümetin yap-
tığı işbiriiği çerçevesinde Türkiye'ye 10 milyar do-
lar gelecek. Ancak bunun karşılığında Türkiye ne
verecek?
Bu sorunun yanıtı henüz verilmiş değil.
Bize ulaşan haberler o ki; IMF, koşullann şu an
için açıklanmasını istemiyor. özellikle 10 milyar do-
lann geri ödeme koşullannda gizlilik dikkati çeki-
yor.
2001 'in nasıl seyredeceğini şu aşamada öngör-
rfıek de olanaksız. Bunu öngörmeye çalışmak ye-
rine, kamuoyuna, krizden çıkmak için IMF'nin bü-
tün koşullanna evet diyen sorumlulann büyük bir
zafer kazandığı duyuruluyor.
Görünüme şu tanım uygun düşüyor
Zafersel çöküş!
• • •
Kasırga, Balina, Kartal, Ahtapot, Paraşüt'ün ar-
dından bir operasyonumuz daha oldu:
Sis...
Bu operasyon çerçevesinde gözaltına alınanlar-
dan Selahattin Diker'in, hayali ihracatın karşılığı
olarak devletten trilyonlarca lira vergi iadesi aldığı
iddia ediliyor. Yapılan soruşturmada bu kişinin, ver-
gi borcu riedeniyle yurtdışına çıkmasının yasak ol-
duğu ortaya çıktı.
Beyefendi haklı... Vergi borcu olan kişi, hayali ih-
racat yapamaz, vergi iadesi alamaz diye bir sınır-
lamayokki! - •••.:- •
balbayocumhuriyetcom.tr
Kürtçe yayın
tartışıııası sürüyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkan-
hğı Özel Kalem Müdürü ve
Dışişleri Başdanışmanı Ta-
can İldem, Kürtçe yaym
tarnşmalan ile ilgili sonı-
lan yanrtlarken "Cnmhur-
başkanımız bu alanda aül-
ması gerekli adımlan, AB
üişfcilerimiz bağjamında ol-
duğu kadar, ondan bağnn-
sız olarak her halükârda
gerçekleştirflmesi gerekliöl-
çütier olarakgörmektedir"
dedi.
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'ın AB konu-
sunda üzerinde ısrarlı dur-
duğu konunun, Türkiye'ye
özgü ölçütler getirilmeme-
si oldugunu belirten Ildem,
"Zannediyorum, kanhm
ortakhğı belgesine ilişkin
AB içindevanlmış olan an-
layış, bu konudaki görüş ve
duyarhhklanmızuı muha-
taDİanncaanlasddıânıı gös-
termektedir'' diye konuştu.
Ildem, Çankaya Köş-
kü'nde düzenlenen haftalık
bilgilendirme toplantısında
gazetecilerin sorulanru ya-
nıtladı. Ildem, Kürtçe ya-
yın tartışmalannda Cum-
hurbaşkanhğı'nm yaklaşı-
mının sonüması üzerine Il-
dem sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Özellikle bu konuda
bir görüş açıklama duru-
munda değilim. Belki şu
aşamada uygun da olmaz.
Ama her halükârda, Tür-
kiye'nin yerinegetirmesi ge-
rekli, atması gerekli adım-
lar vardır. Samvorum ki bu
konudaki kararhhğuu da
değişik vesflelerie ortaya
koymaktaduf
Türkiye açısmdan atü-
ması gerekli adımlar kadar,
AB'nin de yükümlülükle-
rini yerine getirmesinin ay-
nı ölçüde önem taşıdığını
vurgulayan Ildem, "Sayın
Cumhurbaşkanımız öte-
den beri. AB'nin, yüküm-
lülüklerini, bu bağlamda
üstkndigi mali yardımlan
daha fazla gecikrneden sağ-
laması konusuna da büyük
örtemvermektedir.Bualan-
da da onümüzdeki dönem-
de adımlann anlmasuu
beklemektedir" dtjdi.
KAYIP KÖPEK
Beyaz uzun tüylü 8 aylık TefTier cınsi
(adı da BeyaZ) erkek bir köpek,
Mecidiyeköy Atakan Sokak civannda kaybolmuştur.
Bulan ödüllendirilecektir.
rel. Cep: 0535 73O 95 O3/O535 414 65 OO
O533 262 58 32