Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 AfcLIK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
MmetAltan
• İsfenbul Haber Servisi -
"Bır Sabah Korkmak"
başlıkı yazıda Tûrk Silahlı
KuvveUeri'ni (TSK) tahkir
ve tezj'if ettikleri
gerekçesiyle yazar Ahmet
Hüsrev Altan ile Aktüel
Dergisi Sorumlu Yazıişleri
Müdüıü Murat Tunah'nın
yargılanmasına Istanbul 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde
başlandı. Altan, katıldığı
otununda yaptığı
savunmada, yazısında
generallerin işledikleri
suçlar nedeniyle
yargılanmamalannj
eleştirdiğinı belirterek
"Huzurunuza
yargılanmaya değil, adaleti
aramaya geldım. Yazarlar,
suç işleyen generallenn
yargılanmamalan için
yargılanıyor" dedi.
Mahkeme heyeti,
duruşmayı ileri bir tarihe
erteledi.
'Yetki yasası'
• ANKARA (Cumhuriyrt
Bûrosu) - Hükümet
ortaklan, Anayasa
Mahkemesi'nin iptal ettiği
yetkı yasasını, iptal
gerekçelerinı dikkate
alarak yeniden çıkarmaya
hazırlanıyor. Hûkümetin,
özellikle IMF ve Dûnya
Bankası'nın ekonomide
istediği düzenlemeleri
yetki yasasıyla
çıkarabileceğine dikkat
çekildi. Anayasa
Mahkemesi, "kamuda
ücret dengesızliğinin
giderilmesi" amacıyla
yürürlüğe giren, ancak
yerel yönetimler ve sosyal
güvenlik başta olmak üzere
çeşıtli konularda
hûkümetin 27 kanun
hükmünde kararname
(KHK) çıkardığı yetki
yasasmı iptal etmişti.
Fogg: Öncelikle
geçişe inanıknalı
• ADANA(Cumtauriyet
Bûrosu) - Adana'da bir
basın toplantısı düzenleyen
Avnıpa Komisyonu
Türkiye Temsilcisi
Büyükelçi Karen Fogg, AB
sürecinde olan Türkiye'de
bu sürece ve geçişe
öncelikle herkesin
inanması gerektiğini
belirtirken " Türkiye'de
endişe yaratan göstergeler
var. Bu nedenle Kopenhag
kriterlerine uyularak
öncelikli, ardından da orta
vadeli koşullann yerine
getirilmesi gerekiyor"
dedi. Konuşması sırasında,
cezaevleri, Kürt sorunu,
özelleştirme gibi konulara
da değınen Fogg,
cezaevlerinin insan haklan
düşüncesi kapsamında ele
alınması gerektiğini,
herhangi bir azınlığın
dilinin, müziğinin ve
kültürünün bir radyo ve
TV'de yayımlanmasının
engellenmesinin doğru
olmayacağını, TEKEL gibi
tekelleşmiş kurumlann
aslında çok daha önceleri
özelleştirilmesi gerektiğini
söyledi.
1.5 saatlik hapis
• tstanbul Haber Servisi -
Sanatçı Şanar Yurdatapan,
"Düşünceye Özgürlük-38"
adlı kitapçığın yayıncısı
olarak, TCK'nin 155.
maddesini ihlal ettiği
gerekçesiyle hakkındaki 2
aylık kesinleşmiş cezası
nedeniyle dün Kartal Özel
Tip Cezaevi'ne konuldu.
Dün saat 17.00 sıralannda
cezaevine gelen
Yurdatapan, "F tipi"
olarak nitelediği Kartal
Özel Tip Cezaevi'ni,
Adalet Bakanı Hikmet
Sarru Türk'ün, "F tipi
yüksek güvenlikli"
şeklındeki ıfadesi
nedeniyle tercih ettiğini
belirtti. Ancak Yurdatapan,
Adalet Bakanlığı'nın
onayının cezaevine
ulaşmaması nedeniyle 1.5
saat içeride bekletıldıkten
sonra çıkarhldı.
Şartlı salıverme yöntemiyle dolaylı af getiren tasan, 74'e karşı 302 oyla kabul edildi
TBMM'den WakT afAYŞESAYEV
EMİNEKAPLAN
ANKARA - Ilk aşamada yak-
laşık 35 bin tutuklu ve hükümlü-
nün cezaevinden çıkmasını sağ-
layacak, şartlı salıverme yönte-
miyle dolaylı af getiren tasan,
TBMM Genel Kurulu'nda dün,
74'e karşı 302 oyla kabul edildi.
Görüşmeler sırasında özellikle
MHP ve ANAP'hlann "sindire-
medüderini" vurguladıklan tasa-
n, cezaevierindeki beklenti ve
olaylar göz önüne alınarak "zora-
Id" yasalaştınldı. Pasif direniş
yapan ANAP ve MHP'lilerin bü-
yük bölümü oylamalara katılma-
mayı yeğlerken kapatılan RP'nin
yasaklı lideri Necmettin Erba-
kan'ı cezaevinden kurtarmak is-
teyen FP'li gelenekçiler de yasa-
ya destek verdi.
TBMM Genel Kurulu'nda, af
yasa tasansı dün kabul edildi. Gö-
rüşmeler sırasında MHP ile DSP
arasında pazarlıklar son ana kadar
sürdürüldü. Başbakan Büfcnt
Ecevit ile Başbakan yardımcıları
Devtet Bahçeli ve Hüsamettin Öz-
kan, sık sık bir araya gelerek de-
ğişiklik önergelerini değerlendir-
di. Ecevit ve Bahçeli baştan sona
görüşmeleri izlerken ANAP Ge-
nel Başkanı ve Başbakan Yardım-
cısı Mesırt Yılmaz'ın, görüşme-
lerin sonuna doğru Meclis'e gel-
mesi dikkat çekti. ANAP'lı bazı
yöneticiler "görevi kötüye kuDan-
ma" ve "jşkencenin" de af kapsa-
mına almması ıstemini Yıhnaz'a
ilettiler. Ancak Yılmaz'ın, "240
af kapsamına ahnırsa, bana yük-
lenirler. O nedenle. ortak bir uz-
laşma olmadan hiçbir önerge ver-
meyin" talimatı verdiği öğrenildi.
"lider tanmaoyla" affa karşı
çıkamayan MHP ve ANAP'lı
milletvekillerinin büyük bölümü
"pasif direniş"! yeğleyerek oyla-
maya katılmadı. Lıderlerin baskı-
sıyla, tasannın tümü üzerindeki
oylamada katılmayanların sayısı
azaldı. MHP'li Ali Gûngör'ün
konuşması ile gergin noktalanan
görüşmeler sonunda tasan, 74
redde karşılık 302 oyla kabul
edildi. Yılmaz'ın da Meclis'e
gelmesiyle, ANAP'ta oylamaya
katıhnayanlann sayısı 50'ye dü-
şerken MHP'den de 26 millerve-
kili oylamada bulunmadı.
ANAP'tan Nihat Gökbulut ile
MHP'den Ersoy Özcan, Hakkı
Duran, Melek Denli Karaca, Ali
Güngör, Hamdi Bakür, Sadık Ya-
kut Edip Özbaş, Mesut Tûrker,
Mehmet Ceylan yasanın reddi
yönünde oy kullandılar.
Başbakan Bülent Ecevit affı,
"Bir banş etkeni, huzuretkeniol-
masmı diliyorum" sözlenyle de-
ğerlendınrken Başbakan Yardım-
cısı Yılmaz, "Yılan hikâyesi bit-
ti" demekle yetindi.
Gûrkan'ın Kalemli isyanı
Görüşmeler sırasında, DSP'li
Uluç Gürkan değişiklik önergesi
verdi. Gürkan, TBMM Genel
Kurul salonu yolsuzluğunun baş
sorumlusu olan eski Meclis Baş-
kanı Mustafa KakmU'nin de af-
tan yararlanacağını belirterek
önerge verdi. Gürkan'ın, "görevi
ihmal" suçunu düzenleyen
TCY'nin 230'uncu maddesinin
af kapsamından çıkanhnası yö-
nündeki önergesi reddedildi.
Yasanın, kapatılan RP'nin Ge-
nel Başkanı Necmettin Erbakan'ı
cezaevinden kurtaran 2. madde-
si üzerinde FP'nin yenilikçi ka-
nadının, eski Istanbul Büyükşe-
hir Belediye Başkanı Recep Tay-
yip Erdoğan'ın siyasi yasağınm
kaldınlmasına dönük önergesi de
kabul edilmedi.
Adalet Bakanı Türk, eleştirile-
ri yanıtlarken şartlı salıvermenin
mahkûmlar için "yeni bir başlan-
gıç firsaO olduğunu" vurgulaya-
rak "Anayasa Mahkemesi'nin çe-
şjtti karariannda, eşitnğin ancak
eşit durumda olanlar arasında
söz konusu olabUecegi vurgulan-
mışOr. Suçlaruı ahlaki kötûlûğe
göre aynm yapıimasında anaya-
saya aykmhk söz konusu değil-
dir'' dedi.
Affin sorumluluğunu
DSPfistfendi
Görüşmeler sırasında DSP dı-
şındaki siyasi partilerin sözcüle-
ri, "affin sorumluluğunu'' üstlen-
mediler. Muhalefet sözcülen, sık
sık Rahşan Ecevit'e gönderme
yaparken Adalet Bakanı Türk'e,
"Eğer Sayın Rahşan Ecevit'e yö-
netik bir suç işlenseydi, af konu-
sunda tavnnız yine aynı nu olur-
du? Affin anası belM de babası
knn" sorusunu yönelttiler.
FP Grup Başkanvekili Bülent
Annç, "Affin varsa, şerefî de ve-
bafideDSP'nindir" görüşünü sa-
vundu. MHP Grup Başkanvekili
Mehmet Şandır, "Bu tasanda
MHP'nin sorumluluğu yoktur,
topluma af sözü veren de biz de-
ğttiz. Tabii bu bir yerlerde hazu*-
lanmışür, getirihniştir. Ama bize
yeterince sorulmamıstır'' diye
konuştu. DSP grubu adına söz
alan Hayri Diri ise tecavüzcüle-
rin, uyuşturucu kaçakçılannın,
banka hortumculannın af kapsa-
mına girmediğine işaret ederek
"bunlann affedilmesine
DSP'lilerin ve Ecevitfcr'in 'Evet'
diyenıeyeceğini'' kaydetti.
Af Fazilet Partisi'ni böldü
"Venilikçilerden
destek yok
SEBAHAT . ,'
KARAKOYUN
ANKARA - Af Yasa-
sı'nuı oylaması sırasın-
da FP'dekı gelenekçi-ye-
nilikçı bölünmesi bir kez
daha yaşandı. FP'li ye-
nilikçiler, kapatılan
RP'nin lideri Necmettin
Erbakan'ı da hapisten
kurtaracak olan Af Ya-
sası 'na destek vermedi.
Bazı milletvekılleri de
oylamalara katılmamayı
yeğledıler. FP Grup Baş-
kanvekili Avni Doğan,
yasanın 2. maddesinin
siyasi gerekçelerle ceza-
evinde bulunanlan ilgi-
lendirdiğine dikkat çe-
kerek "Baa arkadaşlan-
mız 'Hoca mutlaka mah-
kûm olmalı' diyoriarsa
28 Şubatçdaria aynınok-
taya düşerier" dedi.
Af Yasası, FP'deki ay-
nşmayı bir kez daha be-
lirginleştirdi. FP'nin ye-
nilikçi kanadı, Erbakan'ı
hapse girmekten kurta-
racak olan yasaya destek
vermedi. Görüşmeler sı-
rasında yenilikçi millet-
vekilleri sık sık kürsüye
çıkarak eleştirilerde bu-
lundular. Yenilikçi kana-
!\» '''
dın önde gelen isimlenn-
den Kayseri milletvekili
Salih Kapusuz, "Yasa-
nın savunulacak yanı
yok. Bu nedenle iktidar
ortaklanmn bile içine
sinmiyor bu yasa. Onla-
nn içlerine sindireme-
dikkri bir yasaya biz ne-
den sahip çıkanm" dıye
konuştu.
Avni Doğan ise yeni-
likçilerin tavnnı sert bir
dille eleştirerek "Biz
grup karan almadık.
Ancak 2. maddenin des-
tekknmesi yönündeki
arzumuzu arkadaşlan-
mıza ilettik. Bu madde si-
yasileri ilgilendimor.
Birtakun arkadaşlan-
mız 'Hoca mutlaka mah-
kûm olmalı' diyoriarsa
28 Şubatçdaria aynı nok-
taya düşerier'' dedi. Ta-
sannın maddelerine ge-
çilmesiyle ilgilı oylama
sırasında FP'deki bölün-
me net bir şekilde görül-
dü. Erbakan'ı ügilendi-
ren 2. maddenin oylama-
sı smısında da bazı yeni-
likçiler çekimser kaJma-
yı yeğlerken, Tokat mil-
letvekili Bekir Soba-
a'nnı ret oyu kullanma-
sı dikkat çekti.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
m.kart@superonline.com.tr
MHP
Güngör'e
ihraç
istemi
ANKARA (Cum-
huriyet Bûrosu) - Af
Yasası'nın TBMM
Genel Kurulu'ndaki
görüşmeleri, MHP
Içel Milletvekili AB
Gûngör'ün, Başba-
kan Bülent Ecevit'i,
"vatan hainterini af-
fetmekle'' suçlaması
üzerine gergin nokta-
landı. Güngör, "Ha-
inleri affetmek Ece-
vit'in geteneğme ya-
bancıbirhususdeğil-
cfir" diyerek parnsiy-
le de ıpleri kopardı.
Görüşmelerden he-
men sonra Devlet
BahçeM'nin başkanlı-
ğmda toplanan MHP
yönetnni, Gûngör'ün
"flıraç" istemiyle di-
siplin kuruluna sev-
kini kararlaşürdı.
Genel kurulda Af
Yasası üzerindeki gö-
ruşmelerin tamam-
lanmasından önce
aleyhte söz isteyen
FP'li Bülent Annç,
karar değıştirerek
lehte konuşup aleyh-
teki söz hakİanı Ali
Güngör'e devretti.
Söze,
tt
Çh1dnveten-
BkeDtasannmtekbir
amaavanhr. Bu da P-
KK'li canileri affet-
mek ve bu vebak
Mecns'i alet etmek-
tir" diye başlayan
Güngör, şunlan söy-
ledi: "Ashnda hûkü-
metin bu tasami ge-
tirmesöıi) adırgama-
mak laznn. Bu hükü-
met ilk iş olarak piş-
man okluğunu söyle-
yen PKK'lileri affet-
miştir. Daha sonra ba-
sm indirimi denikn
aSa,adı basınofan pa-
çavnüarda kalem oy-
natan PKK'lileri af-
fetmiştir. Bu tasan da
yasalaşırsa Anayasa
Mahkemesi'ne gide-
cekvePKK'ficanOe-
redeşamflhakdönû-
secektir''
Gûngör'ün "Ashn-
daSayınEcevit'inge-
leneğİne vatan hain-
lerini affetmek fazia
yabana gefen bir hu-
sus depdir" sözleri,
ilk anda şaşkuüığa
yol açarken, birleşi-
mi yöneten TBMM
Başkanvekili Nejat
Arseven, "Keiimeie-
rinizi daha dikkatÜ
seçm" uyansuıdabu-
lundu. DSP'lilerin
tepkilerinin cılız kal-
dığı gözlenirken
Güngör, MHP teşki-
laü ve ülkücülerin
bunu kabul etmeye-
ceğinı ileri sürdü.
Güngör, partisinin
yanı sna ANAP'lıla-
ra da tasanya destek
vermemeleri çağn-
sında buiundu.
IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.net.tr
Türkiye alışılmadık, daha ön-
ce rastlanmadık bir çalkantı
yaşıyor. Türkiye'de politikanın
herzaman çalkantılı olduğunu
düşünenler, bu yargıyı abartılı
bulabilirier. Son 40 yılda üç
"tam", en az beş "yanm" as-
keri darbe geçirmiş; üç yeni
anayasa ile tanışmış ve gün-
deminde anayasa değişikliği
tartışmalan hiç eksik olmayan
bir ülkede, bugünlerdeki şid-
detli "çalkantı"n\n birözellikta-
şımadığı, öteki çalkantlı yıllar,
aylar, günlerdeki gibi bir dö-
nem yaşandığı ileri sürülebilir.
Yanlış olur.
"Çalkantı" daha çok denizle
ilgili bir terim. Fırtınada deniz
çalkalanır da çalkalanır. Rüz-
gâry/ldız-karayelden eser, de-
niz çalkalanır, lodos eser, çal-
kalanır; keşişlemeden bir fırtı-
na kopar, deniz iner iner kal-
kar...
Peki, "karayel-poyraz-yıldız-
keşişleme-lodos-günbatı-
s/"ndan kopup gelen tayfun
şiddetinde rüzgâriar "aynı an-
da" esmeye başlarsa ne olur?
Yanıt: Bugünlerde Türki-
Yıldız - Karayel - Keşişleme - Poyraz
ye'de ne oluyorsa o olur!
•••
Art arda bankalar batıyor ve
bankalara devlet el koyuyor. Ban-
kasını batıran bankaalar, elleri ke-
lepçeli, surattan usulünce yapıl-
mış "polis sorgusu'nöan sarar-
mış solmuş, gözlerinin altında
mor halkalar, suratlannda beş
günlük sakal, DGM koridorlann-
da "zorunlu" voltaya çıkıyoriar
Keşışteme.
Borsa sürekli "dip yaptyor".
Borsa dibe vuruyor, Türkiye'nin
dibi acıyoıi Yıldız.
Merkez Bankası'nın çok övün-
düğü döviz rezervleri birkaç gün
içinde inanılmaz bir hızla eriyor,
yedi küsur milyar dolarfık döviz
kaçışı ekonomiyi allak bullak edi-
yor. Poyraz.
Af yasası tartışmalan 19. ayını
tamamlıyor ve her geçen gün ha-
pishaneleri baaıt fiçısından beter
hale getiriyor. Ankara'nın siyasile-
ri ise afyasasını siyasal pazariığın
eksenine oturtup "Ver Kıra'y;, a/
312. maddeyi. - Yok, olmaz.
312'nin yanına bir de siyasal ya-
saklann affını isterim. - Al takke,
verkülah "diye didişmekteler. Lo-
dos.
Cezaevterinde -bu satıriar ya-
zılırken- 203 kişi ölüm orucuna
yatmış ve ölüme gün değil nere-
deyse saat sayılır hale gelinmiş.
Karayel.
Ve...
Ve Avrupa Biriiği, Türkiye'nin
önüne AB üyeliğine giden yol için
bir harita koymuş. "Buyolu izfer-
sen ancak o zaman ÂB'ye üye
olabilirsin" demiş. "Katılım için
ortaklıkbelgesi"Türkiye'nin gürt-
demine düşmüş. Günbatsı.
Bu fırtınalann hepsi aynı anda
esiyor, ülkeyi elbiriiği ile çalkalıyor
ve bu koşullarda Türkiye, Avrupa
Birliği üyeliğini, yol haritasını tar-
tışıyor, sorguluyor, yol anyor, yol
şaşınyor...
• • •
Katılım için ortaklık belgesi
(KOB) ilk yayımlandığında Anka-
ra'dan bir iyimseriik havası yayıl-
mıştı. Ama bu uzun sürmedi.
KOB'nin paragrafve satırlannı bir
kez daha ve bu kez altını çizerek
okuyanlar, seslerini yükseltmeye
başladılar.
Yükselen sesler Türkiye'de
yepyeni bir "aynş/na'nın somut
ipuçlannı banndınyor ve bu aynş-
manın eksenini Avrupa Birliği ile
ilişkiler beliriiyor.
Bu aynşmada iki ucu, Türki-
ye'nin geleceğini "ne pahasına
olursa olsun' AB ile bütünleşme-
de görenler ile AB'yte bütünleş-
menin ulusal devtetj yok edeceği,
ulusal değerterin ortadan kalkma-
sı anlamına geleceği kanısındaki-
ler oluşturuyor.
Kuşkusuz bu kargaşada (=ka-
os) ya da bu karmaşada (=komp-
lex) belirieyici olan, iktidann dizgin-
lerini elinde tutanlar. Yani Türkiye
gerçeğinde: Hükümet ve ordu.
Hükümet iki parti; DSP ve MHP
ile bir stepne; ANAP'tan oluşan
bir koalisyon. Koalisyonlann ana
partilerinin ortak noktası milliyet-
çilik. DSP'ninki sosyal demokrat
renkler de taşıyan bir milliyetçilik,
MHP'ninki ise ırkçı ve faşizan iz-
ler taşıyan bir milliyetçilik. Ama
sonuç olarak milliyetçilik.
Milliyetçı siyasal çizgiler içinse
Kürtçetelevizyon, Kopenhag kri-
terteri, Batı Avrupa demokrasisi-
nin normlan, başkenti Brüksel,
merkez bankası Frankfurt'ta üs-
lenmiş, para birimi Euro olan fe-
deratif yapıdaki Avrupa Birleşik
Devletleri gerçek bir karabasan.
Ordu içinse üniter devletten
vazgeçmek, büyük bir federatif
yapının içinde erimek kabul edi-
lemezlik taşıyor ve bunu açıkça
belirtiyor...
Şimdilik itirazlar Kürtçeteteviz-
yonda yoğunlaş^or. Ama bu, gö-
rünüşte böyle. Yann Kürtçe tele-
vizyon sorunu aşılsa (?), yerini Ko-
penhag kriterlerinden herhangi
biri alacak.
Bunlar Türkiye'de günübiriik
yaşanan bir gerçek.
Ama anlaşılması zor olan şu:
AB'nin Heteinki doruktoplantısın-
da aday üyeliğe kabul edilirken
Türkiye'nin imza koyduğu belge-
de bu konulann hepsi açtk seçik
yer alıyordu.
Bu da bir gerçek.
Türkiye'de gerçek, gerçekle
çarpışıyor. Demokrasi gerçeği ile
güçlü devlet gerçeği...
POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Siyah - Beyaz...
Yaşamın çoğalması, insanoğlunun salt dünyaya
'siyah-beyaz' bakmasıyla gerçekleşebilir mi?
Yaşamın çoğalması bir uçtan öteki uca.. yani ma-
viden griye, sandan turuncuya dek gökkuşağını çağ-
nştırması demektir...
Ne yazık ki toplum, yaşamı iki renk olarak görü-
yor: Siyah ve beyaz...
Bakıyorum, cezaevierindeki açlık grevi yapanlara
toplumun birkesimi "Bırakın gebersinler, onlarte-
rörist" diyor, birkesimi "Aydınlar, çocuklanm ölü-
yor, niye suskunsunuz" dıye soaıyor...
Orhan Bursalı'yla dun sabah 'siyah ve beyaz'\ ko-
nuşurken elektronik posta adresine atılan mektup-
lardan birkaç örnek verdım...
Bir okur şöyle diyordu:
"Yazılannızdan hiçbir şey anlamıyorvm. Siz, terör
örgütlehne destek verip cezaevierindeki açlık grev-
Ierini, ölüm oruçlannı savunuyorsunuz. Demokrasi
ve insan haklannı savunur gibi gözüküp teröristlere
destek veriyorsunuz."
Bir başka okur da şöyle yazıyordu:
"Cezaevlerinde çocuklanmız ölüme gidiyor, siz
medya mensuplan, köşe yazarian, aydınlar susu-
yorsunuz. Siz faşistsiniz ve devletin yanında yeralı-
yorsunuz..."
Haydi bakalım, çıkın işin içinden...
Elbette terör nereden gelirse gelsin insanlık su-
çudur!..
Devlet, kendine karşı silah kullanan kişiyi yakalar,
yargıya teslim ederse o kişi artık sanıktır. Devlet, ele
geçirdiği kişiye 'düşman' değil 'sanık' gözüyle ba-
kar.
Demokratik hukuk devletiyle polis devleti arasın-
dakifarkdabudur...
Devleti çetelerden, terör örgütlerinden ayıran da
hukuk kurallanna bağlılığı değil midir?
Çeteler, terör örgütleri ele geçirdiği insanlara
işkence yapar, öldürür. Ama devlet ele geçirdiği sa-
nıklara (düşman bile olsa) işkence yapıp öldürmez...
Hukuk devleti ele geçirdiği teröristi yargılar. Suçun
cezasını ancak yargı verir. Devlet eli kanlı katilleri bi-
le topluma kazandırma yöntemini arar bulur.
Cezaevlerinde yatan hükümlüler, suçlan ne olur-
sa olsun devletin güvencesi altındadır.
Çünkü devlet, başta anayasa, yasalar, evrensel
bildirgeler olmak üzere bir dizı sözleşmeye imza at-
mıştır ve bunlara uymak zorundadır...
• • •
Bir hukuk devletinde işkencecileraf kapsamına alı-
nır mı?
Günlerdir bu konu tartışılıyor...
TBMM kulislerinde yaşananlara insanın inanası
gelmiyor...
Emniyet Genel Müdürü Turan Genç, TBMM'de
TCY'nin 243. maddesinden yargılananlann ve ceza
alanlann af kapsamına alınması için kuliş yapabili-
yor. Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, bu
konuda DSP grubuna, iddialara göre buyruk veriyor:
"TCY'nin 243. maddesinden yargılanan ve ceza
alan güvenlik mensuplan af kapsamına alınsın..."
Bunun üzerine Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk
şu açıklamayı yapıyor:
"Işkencecilerin af kapsamına alınması Türkiye için
yüz karası olur. Baskı olursa istifa ederim..."
Türkiye tüm dünyada işkenceci bir ülke olarak ta-
nınıyor ve bu ayıp yüzümüze vuruluyor...
Umursuyor muyuz?
Ne gezer!..
Türkiye İnsan Haklan Vakfı Izmir Temsilcisi Prof. Dr.
Veli Lök, yıllardır çalışma arkadaşlanyla biriikte iş-
kence görenlerin tedavisini yapıyor; işkencenin sap-
tanıp açığa çıkanlması için savaşım veriyor...
Lök, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e
gönderdiği mektupta şöyle diyor:
"Münferit bir olgu olmadığı için ülkemizde işken-
ce görenler birkaç kişıden ibaret değildir. Işkence-
ye maruz kalanlann sayısı yüzbinler ile ifade edil-
• mektedir. Kaldı ki işkencenin olumsuz etkileri sade-
ce işkence görenlehe de sınıriı değildir. İşkencenin
amacına içkin olan şey, işkence ile tüm topluma
gözdağı vermektir. Dolayısıyla yaşanan her işkence
olayıyla, günümüzün iletişim olanaklan da göz önü-
ne alındığında, tüm toplum olumsuz olarak etkilen-
mektedir. Örneğin; Manisa olayı sadece işkence
gören çocuklan değil, en az onlar kadar tüm ka-
muoyunu örselemiş ve temel değerlere olan inanç-
lan sarsmıştır. Dünya Tabipler Bihiğı'nin tanımına
göre sağlık; fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak bütür,
lüğü öngören tam bir iyilik halidir. İşkence olgusu-
nun sosyal boyutu dikkate alınmadığı ve işkenceci-
lercezalandınlmadığı takdirde, tanımda sözü edilen
tam iyilik hali' hiçbir şekilde sağlanamayacak, sağ-
lıkstz bireyler ve sağlıksız bir toplum ortaya çıkacak-
tır."
• • •
Türkiye'de 1995-1999yıllan arasında işkence suç-
lanndan haklannda soruşturma açılan 577 güvenlik
görevlisinden yalnız 10'u için cezai işlem yapılmış-
tır...
Manisalı çocuklara işkence yapan polislerin yar-
gılanması sırasında mahkeme, Van'da görev yapan
sanık polisin rfadesinin gelmesini bir yıl beklemek
zorunda kalmıştır...
Evet... Türkiye'de iki renk var: Siyah ve beyaz...
Oysa yaşam gökkuşağı gibidir!..
hikmet.cetinkaya(« cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
BIR GÜNEYDOGU
GERÇEĞİ:NECLA
Onun öyküsûyle hıç kımse fazla ilgılenmedı, on dört yaşında
yaşamın kırli sulannda yok olup gıtti..
Sıslı ve soğuk bu Dıyarbakır akşamıydı. fCaranlığm gri gölgesi
evlenn, caddelenn, sokaklann üzenne duşüyordu...
T Cumhurtyet Çağ Pazarianna A Ş. Tıirkocağı Cad. No'39/41
^ kitap kulübü ı34334)Cağaloğlu-istanbul Tel' (212)514 01 96