23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ARALIK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ilaç üretilen 36 ülkeden biri olan Türkiye, bu özelliğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya Haç sanayimde alamı• Yerli ilaç sanayiinin giderek eridiğine dikkat çeken ulusal ilaç sanayicilerinin, sorunlannın çözümü için çalışma grubu oluşturulmasına karar verdiği belirtildi. îstanbul Eczacı Odası Başkanı Önsel, durum daha da kötüleşmeden envanter çıkanlması gerektiğini söyledi. tstanbul Haber Servisi - Yerli ilaç sanayiinin kötü gidişine "dur" demek için îstanbul Ecza- cı Odası'nın öncülüğünde "ça- lışma grubu" oluşturuluyor. Oda Başkanı Erkan Önsel, ilaç ûreten 36 ülkeden biri olan Tür- kiye'nin bu özelliğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya oldu- ğuna dikkat çekti. Sanayiciler de ulusal sanayi karşısında sektö- rûn giderek eridiğinı söylediler. tstanbul Eczacı Odası, ulusal ilaç sanayıı ile ilgili ön görüşme yapmak ve bundan sonrası için birçalışma ortamı yaratmak için sektörün yetkilileriyle bir araya geldi. Ilaçta yabancı firmalann hâkimiyetinin giderek arttığını vurgulayan Erkan Önsel, "fiaç- ta bağunhhk diğer bağunhhkla- nı benzemez.Irakörneğini düsü- nûn. Ulusal ilaç sanayüeri olma- dığı için bir aspirin bik bulama- dılar. Bebekler en basit hastahk- lardan öldüler" diye konuştu. tlaç endüstrımızin daha da kötü- leşmesine ızın vermeden şimdi- den bir envanter çıkanlmasını is- teyen Önsel, gidişin hiç de iyi olmadığını söyledi. "Beğenme- sek de Türkiye'nin ilaç sanayi- inin korunması gerekryor" dıyen Önsel, şöyle devam etti: "36 ûlke ilaç üretiyor ve Tûr- kiye bunlardan biri Ancak bu özelliğini kaybetmek üzere. Ta- bipodalannı, ünrversitekri de bu işin içine sokacağız. Hekimin bir yurtsever yanı varsa neden ulu- salfirmanınilacını yazmasın?" Önsel, sektörün iyileştirilme- si için bir çalışma grubunun oluşturulmasuıı istedi. Yerli Ilaç Sanayicıleri Derneği Başkanı Cengiz Celayır, toplantıya katı- lımın az olmasından yakınarak sektörün kendi sorunlanna ye- terince sahip çıkmadığını söyle- di. Celayır yaşanan bazı sorun- lan şöyle özetledı: "Bir kere uiuslararası sanayiyle eşit koşul- larda değiliz. Yurtdtşından gelen dosyalarla çokuluslufirmalarra- hatça nıhsat aurken yerlikr aynı dosyalarla nıhsat alamıyor. Bu firmalar ilaçta istedikleri fiyaü auyorlar. Hammadde, finans- man giderleri kontrol edOmiyor. Tanıümda daeşitdepiz. Çözüm- lerisehükûmetinikidudağıara- smda kahyor." 'Eksiklerimiz var' Fako ılaçlanndan Nurettin Tu- ran ise yerli ilaç sanayiının ek- sikleri olduğuna dikkat çekti. Sektörde araştırma-geliştirme yapılmadığını ifade eden Turan, "Ehş pazaıiarla rekabet edemi- yoruz. Çünkü kimya sanayimiz yok.Gümriik birtiğinegirişleko- rumacılık da kalkü. Ünhersite- ler ilaç sanayii için eleman yetiş- tiremiyor" diye konuştu. Abdı îbrahım firmasından VedatEğü- mez ise ruhsatlandırmanın ülke- mizde hâlâ bir takvime bağlana- madığuu belirtti. Toplantının ar- dından sektörün temsilcilerinin katılacağı bu* çalışma grubunun oluşturulmasına ve sorunlann ivedilikle belirlenmesine karar verildi. Ilaç sektörüyle ilgili ba- zı rakamlar şöyle: "1999 yıhiçinde 2.5 mflyardo- larlık ilaç tüketimi oldu. ttfaal ilaç saüşı Türkiyepazannınyüz- de 32'sini oluşruruvor. 1980 yı- hnda 92 milyon 546 bin 836 do- larhk hammadde ve mamul it- halaü yapüırken bu rakam 1998 yıhnda bir milyar 180 milyon 600 bin dolara çıkn." 4oO KÎStKATILDI Anket, PKK'yi kanştırdıANKARA(AA)- PKK üyesi yaklaşık 400 kışı arasında düzenlenen ankette, Başkanlık Konseyi'nin örgütü yönetemediğine inanıldığımn ortaya çıktığı bildirildi. Ankette, yöneticilerin çıkar peşmde koşmalan ve kadın PKK'lüeri kullanmalanmn en büyük sorun olarak görüldüğü kaydedildi. Hakurk/Khunera bölgesindeki kampta ', ftannan 400 kadar teröristin, "Agft" kod adlı teröristin talimatıyla "Parti başkanı kim ofanabdn-?, Partinin en önemli sorunu nedir? veBaşkanhk Konseyi'nin PKK'yi yönetebfldiğine manıyor musunuz?" şeklindeki anket sorulannı yamtladığı öğrenildi. PKK'lilerin289'u nun. tabur komutanlanndan Başkanlık Konseyi'ne kadar, yöneticilerin maddı çıkar peşinde koşmalannı ve kadın PKK'lüeri kullanmalannı, 60'ımn ise yiyecek-içecek sıkûınsını PKK'nin en önemli sorunu olarak gördüğü bildirildi. Aynca, ankete katılanlann tamamma yakımmn Başkanlık konseyi'nin PKK'yi yönetemediği, Konsey üyelerinin aynı konularda farklı talimat verdiğini, farklı böjgekrde yaşadıklannı, bu nedenle sık sık bir araya gelemediklerini, aralannda yetki tarüşması yaşandıgını ve birbirleriyle mücadele ettilderini dile getirdikleri belirtildi. Söz konusu anketin yapıldığının ortaya çıkması üzerine, Osman Öcalan yanlısı olarak bılinen Başkanlık Konseyi üyelerinden Nizamettin Taş ın, kamp sorumlusunu yanına çağırdığı ve örgüt içinde fesat çıkartmak suçundan yargılanmasını istediği belirtildi. fET-PA Soruşturma genişletiliyor HtLMİTOZAN FRANKFURT-Bir bölümü Avrupa'da yaşayan Türklerden toplanan, gerçek boyutlan hakkında ise spekülasyonlann sürdüğû Jet-Pa milyonlanyla ilgili savcılık soruşturması genişletilerek yürütülüyor. Frankfurt Başsavcıhgı'ndan Cumhuriyet'e yapılan açıklamada, halen bu konuyla ilgili 20 kişi hakkmda "kredi yolsuztuğuve dolandıncıhktan" açılan soruşturmanm devam ettiği, ancak henüz tutuklanan olmadığı bildirildi. Jet-Pa yöneticilerinin "kartopu sistemi" ile yatınmcılannın tasarruflanm yüksek kazanç vaadiyle topladıklan belirtilen açıklamada, "sessiz ortak" olarak anlaşmalar ımzalayan ortaklara Jet-Pa yönetimi tarafindan elde edilen gelirin yüzde 80'inin verilecegi ve geri kalan yüzde 20'si ile Türkiye'de bir otomobil projesinin gerçekleştirileceği vaadınde bulunulduğuna dikkat çekildi. Başsavcılık, dolandıncılık nedeniyle ortaya çıkan toplam zarann henüz kesin bir rakam olarak tespit edilmedigıni belirterek "300 ile 500 mflyon mark arasında bir tutann söz konusu okhığunu" bildirdi. Açıklamada, toplanan paranın nereye aktanldığı hakkmda da kesin bir bilgiye ulaşılamadığını hatırlatan Frankfurt Başsavcıüğı Sözcüsü, geçen yıldan bu yana yürütülen soruşturmanın henüz tamamlanmadığını açıklarken "Bu soruştunna daha uzunbirzaman gerektirecektir" dedi. Çakıcı slogana küfiirle karşüık verdi Karagümrök Spor Kulübü Lokali'ne düzenlenen ve 15 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan sflahh sakfan olayıyla ilgili ûlkûcü mafya bderi Alaattin Çakıcı ve 10 adamının yargılanmasına devam ediklL Çakıa araçtan indiriürken DGM'nin önündeki cezaevi araçlaruun içinde bekletilen siyasi tutuklu ve hükümlükr "Çeteler halka hesap verecek" stoganlan arn. Çakıcı sloganlara küfrederek karşüık verdi. tstanbul 1 No'lu DGM'deki duruşmaya tutuklu sanıklar Alaattin Çatocı, Ahmet Çelik, Cihan ÇakıcL Yakup Çakıcı, Alican Engûlen, Okan ErünaL Müştak Çimenci ve Veysi Cirit getiriML Duruşmada ifadesi ahnan Ahmet ÇeKk, Karagümrük'te spor kulûbûne gittiklerini beürterek "Onümüze çıkan bir gnıp silah çekecek gibi oldu. Bunun üzerine lokale girip hedef gözetmeksizin oradaki insanlarm ayaldanna doğru ateş ettik" dedi. Duruşmada hazır bulunan şikâyetçifcr Rasim Erdoğan, Hasan Gözaydın, Cengiz Koçoğhı, Talat Bügin, Eren Yıtanaz, luna Ermiş ile Murat Kocaman, şikâyederinden vazgectiler. Mahkeme heyeti, rutukhı sanıklar Veysi Cirit ve Alican Engülen'in tahtiyesini kararlaşürarak eksiküklerin gklerümesi amacryla dunışmayı erteledi. Alaattin Çakıcı, araçtan indirildiği sırada siyasi tutuklu ve hükümlûler "Çeteler halka hesap verecek" ve "Hücrelere gjrmeyeceğiz" sloganlan atdlar. Çakıa da siyasi tutuklu ve hükümlülere küfretti. (Fotoğraf: ECEVTT KILINÇ) Adnan Oktar davâsında avukât özbay, şikâyetçi mankehîh kıyafetini eleştirdi Duruşmada öpücük ve göbek kavgası tstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda "Ad- nan Hoca" olarak bılinen Adnan Oktar ve 35 adamınınu çıkar amaçh örgüt kurmak" suçla- nndan yargılanmasına devam edildi. Duruş- mada, Adnan Oktar ve adamlannın avukatı Şevket Can Özbay, şikâyetçi manken Ebru Şnnşek'in göbeğini açıkta bırakan gömlek giy- mesine tepki göstererek Şimşek'in oturumda kendisine sürekli öpücük gönderdiğini iddia etti. Özbay, "tsterse buraya bikini De gelsüu memnun oluruz, fakat orucumuz bo- zulur" dedi. Îstanbul 1 No'lu DGM'deki duruşmaya, tu- tuksuz yargılanan Adnan Tmartaoğhı,MehmetMurat Atmaca, Alev Ulaşoğlu ve EmreÇahkoğlukatıldı. Ad- nan Oktar"ın da aralannda bulunduğu diğer 32 sanık ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada, şikâyetçi eski manken Ebru Şimşek, bir eğlence programım sundu- ğu dönemde Adnan Ho- ca'mn müridi Ahmet Mu- rat'la tamştığuu belirterek Murat'ın, kendisini Adnan Hoca'nın evine götürerek "baa" olarak adlandınlan kızlarla tamştırdı- ğmı ifade etti. Bu gruba katılması için tehdit edildiğini anlatan Şimşek, "Kolanın içine ilaç atmışlar. tlacm etkisrv Je bana istediklerini yap- ürdüar" dedi. Adnan Oktar ve adamlannın avukatı Şevket Can Özbay, müdahıl avukatlann sırasında otu- ran manken Ebru Şimşek'in göbeğini açıkta bırakan bir gömlek giymesine tepki göstererek Manken Şimşek. mahkeme çılaşında kendisine "Ramazan günü göbeğini açıkta bırakıp orucumuzu bozuyor" dhen avukat hakkmda suç duyurusunda bulunacağını söyledi "Ramazan günü göbeğini açıkta bırakan göm- lek giyip karşımıza gelen ve sürekli bana öpü- cük gönderen biri Hal ve tavuian çeUşkilkUr. tfadeleri kabul edilmesin" dedi. Bu sözler üze- rine Özbay, şikâyetçıler ve vekilleri arasmda çıkan tartışmayı Mahkeme Başkanı Nurettin Ak sona erdırdi. Ak, avukat Özbay'a hıtaben, "Bir şikâyetiniz varsa bunu dilekçe haline geti- rin. Bizsizin müvekkiDerinize'bunlar ne biçim insanlar' diyor nnıyuz?" di- ye konuştu. Ebru Şimşek'in ifadesi- nin kabul edilmemesi tale- bini reddeden mahkeme he- yeti, dosyadaki eksiklikle- rin giderilmesi amacıyla dunışmayı erteledi. Ebru Şimşek, DGM çıkı- şında yaptığı açıklamada, avukat Özbay hakkmda suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Avukat Özbay da Ebru Şimşek'e yönelik "Ramazan günü DGM sa- lonuna bu şekflde gelen biri, kimbOir dışanda ne yapar? tsterse buraya bikini ile gel- sin, memnun oluruz, fakat orucumuz bozulur" diye konuştu. Ankilozan spondilit uyarısı 4 Genç yaştaki eklem ağnlannı hafife almayın' Dis macunu kullanımı oranı düsük 'Ağız ve diş sağlığına gerekli önem verilmiyor' tstanbul Haber Servisi - Omurga ve eklemleri tutan il- tihaph bir hastahk olan "An- kOozanSpondilit", erken teş- his konulmadığı ve doğru te- daviye başlanılmadığında ka- lıcı şekil bozukluklarma ne- den oluyor. Prof. Dr. HuriÖz- doğan, hastalığın Türkiye'de bilinenden çok daha fazla gö- rüldüğünü belirterek bel, bo- yun, kalça ağnlanna karşı du- yarlı olunmasını istedi. tÜ Cerrahpaşa Tıp Fakülte- si'nde "Cerrahpaşa Loko- motor Sistem Günleri" kap- samında düzenlenen "Hasta Gözüyle Ankilozan Spondi- lit'' toplantLSinda "ünKi hasta- br" yaşadıklannı diğer has- talar ve hekimlerle paylaşü. Toplantıya, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Romatoloji Bölü- mü'nden Prof. Dr. Huri Öz- doğan, ankilozan spondilit hastası Romatolog Dr. Asun Khan, uzun yıllardan beri an- kilozan spondilitle yaşayan Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Dep- rem Araştırma Enstitüsü Mü- dürü Prof. Dr. Ahmet Mete Isıkara ve tiyatro sanatçısı Suna Pekmsal kaftldı. Prof. Dr. Huri özdoğan, genetik nedenlerle ortaya çı- kan ankilozan spondilitin özelükle 16-20 yaşlan arasm- da şiddetli bel, boyun, kalça, omuz, diz, ayak bileği ağnla- nylakendini gösterdiğini an- lattı. Ahmet Mete Işıkara da ge- çirdiği trafik kazasının ve ciddi düşme olayırun ardm- dan hastalığm ortaya çıköğı- m belirtti. Suna Pekuysal ise 20 yaşında bir film çekimin- de düşmesi sonucu belirtile- rin başladığını söyledi. tstanbul Haber Servisi - Türkiye'de kişi başına düşen yıllık diş macunu tüketimi 80 gramken evlerin yüzde 70'in- de diş macunu bulunmuyor. Avrupa ülkelerinde ise diş ma- cunu kullanımı 450 grama ka- dar çıkıyor. MEB, Türk Diş Hekimleri Birligi, IÜ Diş Hekimliği Fa- kültesi Toplum Ağız ve Diş Sağhğı Biüm Dalı ve Ipa- na'nın ortaklaşa düzenledik- leri "Ağız ve Diş Sağhğı Eğjti- DM" projesi, 4. yılmda ılköğ- retim okullanndauygulanma- ya devam ediliyor. Oğrencile- re ağız ve diş sağhğı bilinci- nin verilmesi amacıyla bugü- ne dek 2.5 milyon öğrenciyle yürütülen proje kapsammda bu yıl 48 ilde çalışmalar yapı- lacak. Bugüne kadar yürütü- len projeye göre ülkemizde 6 yaş grubunda süt dişlerin de çürüksüzkişioranı yüzde 17. 35-44 yaş grubunda, kırsal ke- simde çürük yaygınlığı ise yüzde 95. Araşrırmalarda, diş çürüklerinin kentlere yaklaş- tıkça azaldığı ortaya çıkıyor. Kentçevresindeyüzde 79 ora- nmda görülen diş çürüğü, kentlerde yüzde 76 olarak saptandı. Bir teoriye göre de 15 bin diş hekiminin diş çü- rüklerini her gün mesai bo- yunca tedavi etmesidurumun- da bu işlemin 25 yıl süreceği hesaplandı. Dünya Diş He- kimleri Birliği Kongresi'nde de diş sağhğı konusunda uz- manlar tarafindan çeşitli su- numlaryapıldı. Uzmanlar, diş sağlığında en çok görülen so- runun "nefesin kokmasa" ol- duğunu ifade ederlerken kötü ağız kokusunun yüzde 85'inin diş çürüklerinden kaynaklan- dığını belirttiler. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ İnci Avcısı Çarpıcı söyleşi ve röportajlanyla tanıdığım Nuri- ye Akman, son dönemlerde televızyonculuğa "sı- vanmış". İnci Avcısı programı, gerçekten çok keyif- le izleniyor. Şimdiye dek, programlarından üçüne rastladım. Bunlardan birinde Bedri Koraman, birinde Yılmaz Karakoyunlu ve nihayet geçen hafta izlediğim prog- ramda Ishak Aiaton vardı. Her üç program da zevk- le izlendiği gibi, izleyenler açısından aynı zamanda "öğretici" özellikler taşıyordu. Nuriye Akman'ın başansı, hem söyleşisini bir tür "savcı sorgulamasına" çevirmeyecek kadar basiret sahibi olmasında ve hem de programına davet etti- ği kişilerin özelliklerinde yatıyor. "Kayıkçı program- lanndan" ve boş söyleşilerden bıkan okurlanmatav- siye ederim. • • • Iş lafa geldiği zaman; televizyonlar için "enayi ku- tusu" vb. gibisinden srfatlar kullanır ve küçümseriz, ama (en azından kendi adıma konuşuyorum) fırsat bulduğumuz zaman izlemekten de geri kalmayız. Bu arada, iğrenç bazı programlar olmuyordeğil. Fa- kat izlemeye mecburdeğilim. Basıyorum düğmeye; ya bir başka kanala geçiyorum ya da kapatıyorum. Herkese tavsiye ederim... Bazen inanılmaz güzellikte "seyiriikler" buluyo- rum. Tabii bunlar, çok izlenen kanallarda değil, bel- li bir düzeyi tutturarak elit bir izleyiciye ulaşmaya ça- balayan kanallarda oluyor. ömeğin geçenlerde böy- le bir kanalda, inanılmaz bir "Savaş ve Banş" yaka- ladım. Sovyetler Birliği zamanında çekildiği anlaşı- lan ve siyah-beyaz olan film, bir noktada kesildi. İz- lediğim kanal hiçbir bilgi vermedi. Umanm devamı- m da yakalar ve izlerim. • • • Gençliğimin ve çocukluğumun "unutulmaz" bazı filmlerini izlerken büyük hayal kınklıklan yaşadığımı itiraf etmem gerek. Bu türden bir film oynatılacağı- nı duyduğum zaman ödüm kopuyor, "Eyvah" diyo- rum, "gene bir hayal kınklığı yaşayacağım". Fakat bazen, mutlulukla mahcup oluyorum ve 40 yıl önce seyrettiğim birfilmi, aynı zevkle ve mutlulukla izliyo- rum. ömeğin Antonioni'nin "Düşman Kardeşler" is- miyle oynayan filmı "Rocco ve Kardeşleri"n\ yıllar- ca önce nasıl nefesımı tutarak izlemişsem, aynı ke- yifle birkaç ay önce izlemiştim. Aslında gençliğimizde, yöneticiliğini Onat Kut- ter'ın yaptığı ve sevgili arkadaşım Attan Küçükyal- çm'ın yardımcılığını üstlendiği "Sinematek"te çok güzel şeyler izlemiştik. Şimdi her ikisi de aramızda değil. Önat'ı hain bir bomba aramızdan ayırdı. Altan ise bizler dostluğuna doyamadan, çok genç biryaş- ta aramızdan aynlmıştı. O günlerin Sinematekine benzeyen bir kulüp, bu- gün yok. Kim bilir, belki olsa da sürekli bir ilgi bula- maz. Geçen yıl bu türden kJasik filmler bulurum umu- duyla "eşekyükü" para vererek bir DVD oynatıcısı aldım, ama hiçbir film bulamıyorum. Yurtdışında da arattım. Ancak benim aradığım türden filmler bulun- muyor. Anlayacağinız, DVD'ye boşuna para verdik..r r -, • • • Aslında her şey değişiyor. Fakat bu sütundade- falarca ve defalarca vurguladığım üzere, her değişi- mi "olumlulamamız" mümkün değil. Kimi zaman değişim; bir "kokuşma", bir "çürt/me"anlamınage- liyor. Sinema filmlerinde de yeni bir "beğeni" türü or- taya çıktı. lleri teknolojinin kullanıldığı hızlı tempolu filmler, önce televizyonlarda garip bir alışkanlık or- taya çıkardı ve daha sonra bu alışkanlık, sinema filmlerine yansıdı. Avrupalı yönetmenlerin çevirdik- leri filmler, artık "kimilerine" sıkıcı geliyor. Fakat beni en çok sinirlendiren şey, çocuklanmız- daki çizgi film beğenisinin gitgide bozulması. Öme- ğin, Walt Disney'in inanılmaz çizgi ve renklerte orta- ya çıkardığı bir "Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler" ya da "Fantasia", bebelerimize zevk vermiyor. Ama buna karşılık, o igrenç "Pokemon"a bayılıyorlar. Bu çocuklar büyüdükleri zaman acaba nasıl bir "beğeni skalasına" sahip olacaklar dersiniz? • • • Lütfen, "Içerde çocuklanmız ölüm orucuna yat- mışken, birileriişkencecileriaffettirmeye çabalarken bu yazı nereden çıktı?" demeyin. Hatta bir zaman- lar, "Toprak işleyenin, su kullananın" sloganıyla bu toplumda umut rüzgâıian estiren Sayın Başbakanı- mızın, sokaklarda küreselleşme karşıtlan kıyamet- leri kopartırken nasıl olup da sayın eşiyle romantik yemekler yiyebildığıni sormayışıma da kızmayın. Herhalde çok bunaldım ve bir nefes almak iste- dim. m w Oğretim üyelerinîn Demirkol tepkisi tstanbul Haber Servi- si - Ünıversıte Oğretim Üyeleri Derneği, ögre- tim üyesinin dokunul- mazlığı gereği öğrenci- lerin dersleri engelleme- sinin kabul edilemeye- cek olmasına karşın îs- tanbul Üniversitesi (IÜ) Rektörü'nün, "şaibeH" bir kişi olan Ferman De- mirkoru Anayasa Hu- kuku dersine "dayatma- a bir yöntemk sokması- nm. gprginliğin nrman- masma çanak tuttuğu- nu" ileri sürdü. Üniversite Oğretim Üyeleri Demeği Yöne- tim Kurulu, Demir- kol 'un derse girmesini protesto ettikleri için öğ- rencüer hakkında IÜ Rektörlüğü'nce soruş- turma açılıp üniversite- ye girmelerinin yasak- lanması üzerine bir açık- lama yaptı. Dernek Yö- netim Kurulu'nun açık- lamasında, Ferman De- mirkol'un Azerbay- can'da darbe girişimine kauldığı yetkili ağızlarca defalarca tescil edildiği belirtildi. Rektör Prof. Dr. Ke- mal Alemdaroğlu'nun, Adalet Yüksekoku- lu'nda "sessiz sedasız" istihdam edilen Demir- kol'u, Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabi- lim Dalı'na yardımcı do- çent olarak atadığı anım- satılan açıklamada, "Üs- teKk Rektör Alemdaroğ- lu, Hukuk Fakültesi'nin bu hassas konudaki uya- nlarma kulak nkayarak bu atamayıAnayasa Hu- kuku AnabUim Dalı'nın olumsuz görüşünü ve Hukuk Fakültesi Yöne- tim Kurulu'nun,Demir- kol'un büimsel eserieri- nin tÜ Senatosu'nca be- Urlenen yardımcı doçent atama kriterierine uy- madığına tlişkin oybirliği ile aidığı karan yoksaya- rak yapmışür" denıldı. Açıklamada, öğrenci- ler hakkında, Ferman Demirkol'un derse gir- mesini protesto ettiklen için soruşturma açılır- ken bu gelişmelerin de dikkate alınması gerekti- ği kaydediletek "Olaya sadece eğitinıengelleme- si açısından bakılarak. tÜ Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun bu kışkırtıcı tavn gözden uzak tutulmamalıdır" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle