Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 ARALIK 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilişinin 66. yıldönümü tüm yurtta etkinliklerle kutlandı
Kadınlaraı 'onur9
günüHaber Merkezi - Türk kadınına seç-
me ve seçilme hakkı verilişinin 66. yıl-
dönümü, yurdun çeşitli yerlerinde dü-
zenlenen etkinliklerle kutlandı. Cum-
hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yayım-
ladığı mesajda büyük umutlarla başla-
yan atılımlara karşın eğitım ve sağlık
alanlannda, ış yaşamında, ekonomik-
sosyal katılımda ve karar verme süreç-
lerinde kadınlann konumlannın halen
olması istenenin gerisinde bulunduğu-
nu belırttı. Başbakan BüJent Ecevit de
"Kadınlara eşit seçme ve seçilme hakla-
n demokrasüıin önde gelen koşullann-
dan biri olduğu halde, bazı demokratik
ülkeier, bu konuda Tiirkiye'den daha geç
kalmışlanbr" dedı.
Ankara
TBMM Genel Kurulu'nda, dün ka-
• Cumhurbaşkanı Sezer, yayımladığı mesajda, yapılan atılımlara karşın kadının konumunun
istenenin gerisinde olduğunu vurguladı. Başbakan Ecevit, eşit seçme ve seçilme
hakkının demokrasinin önde gelen koşullarından biri olmasına karşın, bazı demokratik ülkelerin
bu konuda Türkiye'den daha geç kaldığını kaydetti.
dınlara seçme ve seçilme hakkı verilme-
sinin 66. yıldönümü nedeniyle kadın
milletvekilleri söz aldı. Kadın ve aile-
den sorumlu Devlet Bakanı Hasan Ge-
mici, kadın-erkek eşitliğının sağlanma-
sı için Adalet Komisyonu'nda bekleyen
medeni yasa tasansımn önemli bir adım
olduğunu belirterek, "Kadın-erkekeşit-
Kğini izleme kurulu oluşturulmalıdır"
dedı. MHP Antalya Mılletvekılı Nesrin
Ünal, cinsiyet aynmının sosyal bölücü-
lük olduğunu söyledi. DSP'li EsvetÖz-
dogu, kadmlara haklannın vehlmesinin
önemli olduğunu, ancak bu haklann
kullanma bilincinin yaygınlaşması ge-
rektiğını belirtti.
ANAP'h Nesrin Nas ve DYP'li Ayfer
Yıbnaz ise kadın haklan konusunda ge-
nel görüşme yapılmasını istediler.
İzmlr
Türk kadınına seçme ve seçilme hak-
kı verilişinin 66. yıldönümü, Izmir'de de
çeşitli etkinliklerle kutlandı. Ege Üni-
versitesi Kadın Sorunlan Araşnrma ve
Uygulama Merkezi, Eka-Mor Ötesi Öğ-
renci Topluluğu ve gönüllü kadın kuru-
luşlannın birlikte düzenlediği etkinlik-
te konuşan Kadın Haklannı Koruma
Demeğı Başkanı Engin Demir, "Bugün
bizim doğum gününıüz. Birey ohnanın,
vatandaş olmanın onurunu yeniden ya-
şadığumz bir gün" dedi. Tansaş Genel
Müdürlüğü de kadınlara dağıtılmak üze-
re 200 erzak torbası gönderdi.
istanbul
Partisinin İstanbul II Kadın Kolla-
n'nca düzenlenen, "Kadının Sivasette-
ki, Tophımdaki Yeri ve Siyasi Haklan"
konulu panelde konuşan DYP Genel
Başkanı Tansu ÇiDer, toplumun sustu-
rucu takılmış hale geldiğini savunarak
Türk kadınını hak aramaya davet erti.
CHP İstanbul II Kadın Kollan üyele-
ri de CHP Fatih Ilçe Merkezi önünden,
Fatih Paria'ndaki Atatürk Anıtı'na kadar
yürüyerek anıta çelenk koydular, saygı
duruşunda bulundular. "Uİkeningerçek
emekçisikadındır7
', "Kadmız,güçlüyüz,
Atatürkçüyüz",tt
Atam,Türkkadfflisa-
na minnettardır" yazılı pankartlar taşı-
yan CHP'li kadınlar adına konuşan,
CHP MYK üyesi Güldal Okuducu, "ÜI-
kedegörüJenlerveyönetimşeklibizimut-
lu etmiyor. Kadmİann bugünlere ve ge-
leceğe el koyma zamanı gebniştir" dedı.
Ç YDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan
Saylan da 5 Aralık tarihinin, kadınlann
TBMM'ye katüımının, kadın erkek eşit-
liğinin, karar mekanizmalannın her aşa-
masında sağlanması, eşitlikçi davTanışın
temellenmesi açısından çok önemli bir
tarih olduğunu söyledi.
ODTÜ öğretim üyesi Prof. Ayata
'Siyaset anlayışı
sorgulanmalı'
• Prof. Dr. Sencer Ayata, laiklik
tartışmalannda temel sorunun, devletin
temelini dine dayandırmak isteyen
siyaset anlayışı olduğunu söyledi. Ayata,
"Laikliğin özü din, devlet aynmını
içerir. Ama son yıllarda bu öz
görmezden geliniyor" diye konuştu.
BARIŞDOSTER
ODTÜ Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr.
Sencer Ayata, Türkiye'de laiklik tartışmalannda
temel sorunun, devletin temelini dine
dayandırmak isteyen siyaset anlayışından
kaynaklandığını belirterek "Laiklik. özûnde dm w
devlet aynmını içerir. Ama son yıllarda bu öz
görmezden gefiniyor ve laiklik hoşgörülü olmak
olarak tanımlanıyor. Kimsenin hoşgörûye itiraa
yok, ama laikliğin tanımı bu değfl" dedi.
Ayata, siyasi lslamın ateşınde düşme olduğunu, bu
durumun din siyaset ilişkisini başka alanlara
taşıdığını söyledi. Ayata, 1990'h yülann, örgütsel
planda siyasi lslamın yükseldiği yıllar olduğunu
anımsatarak bu sürecin, cumhuriyeti kurma ve
laık reformlan yapma kültüründen gelen sosyal
demokrasi için, gerçekte zorlu ve yer yer de
karmaşık bir mücadeleyi gerektirdiğini vurguladı.
•*Laiklik önemü öiçüde, toplumda dinsd
pratiklerin azalmasıdır. Sanayi tophımu
yerleştikçe, dini pratikler azabr" diyen Ayata,
Türkiye'de din-devlet ilişkisi konusunda 3
yaklaşun olduğunu ifade etti. Binnci yaklaşımm,
Atatürkçü kesimlerin ve solun benimsediği din
devlet aynmını savunduğunu anlatan Ayata
sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu aniayış, dini asl
olarak bireyin vicdan meselesi, bireyle Tann
arasmdaki Btşki olarak görür, dinin kamasal
alanda yeri olmadığmı düşünür. Protestanbğm
yaklasımından eödfcnmiştir, Tann ifc birey arasuıa
giren kunımlara pek önem vermez."
Laikmodel
Türkiye'nin laik cumhuriyet modeli ve kuruluş
süreci nedeniyle, Müslüman ülkeier arasında ayn
ve özel bir öneme sahip oldugunun altını çizen
Ayata. "Cumhuriyet hilafeti. ulemayı, tarikat,
tekke, zaviye ve vakrflan karşısına ahnışnr. HBçbir
Müshıman rejim bunu yapmarruşür" diye
konuştu. Din devlet ilişkilerindeki ikinci
yaklaşunın, merkez sağ tarafindan benimsenen,
din ve siyasetin pek çok yönden iç içe geçtiği
yaklaşım olduğunu belirten Ayata, "Merkezsağ,
dini bir kûlrür, günlük yaşamda çok önemli bir
olgu olarak görûr ve irtka tehfikesinin
abarnkbğmı savunur" dedi. Merkez sağın,
Menderes'le birlikte başlayan süreçte, dini
kurumlara siyasette doğrudan temsil olanağı
vererek oy verme karşılığında bu kesimlere kamu
kaynaklannı aktarma yoluna gittiğini ifade eden
Ayata, "Merkez sağ, dinin yargıda. yasamada,
huknkta temel faktör olmasına karşı cıkmış, bu
temel alanlarda cumhuriyetçi anlayıp
benimsemiştir. Bu durumun birkaç tstisnası
vardn-" dedı. Ayata, din-devlet üişkilerindeki
üçüncü anlayışm ise Islamcı kesimin
benimsediği, din ve devlet aynmını reddeden
yaklaşım olduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. Aykut Barka
Sanayicilere
deprem uyansı
İstanbul Haber Servisi- Ulusal Deprem
Konseyi Başkan Yarduncısı ve İTU Avrasya
Yerbilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr.
Aykut Barka, "En az 30 yıl içinde deprem
olmayacak7
" yönündeki açıklamalann
bilımsellıkten uzak olduğunu söyledi. Eldekı
verilerle Marmara Denizi içindeki faylann
bugün amk 3 parça oldugunun bilindiğini
belirten Barka,"Bu faylann en az iki tanesi 7
crvannda deprem oluşturma özelüğme sahip"
dedi. Insan Kaynaklan Dernegfnce düzenlenen
' "Şirket Yöneticilerinin Depreme Haarhktaki
Rolteri" konulu toplantıda konuşan Prof. Dr.
Barka, Marmara sahilindeki sanayi tesislerinin
büyük çoğunluğunun 17 Ağustos'taki
depremden az ya da çok etkilendiğini ifade
ederek "SanayicDerimiz, 17 Ağustos
depreminden ders alarak, yer seçimi konusunda
dikkatti olmak, üstyapısuu da ona göre
yapnrmah" dedi.
DSP Milletvekili Rıdvan Budak, Küba gezisiyle ilgili olarak medyayı suçladı
'Gezi seviyesiz değfldTANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türkiye-Küba Parlamentola-
rarası Dostluk Grubu Başkanı
Rıdvan Budak, Küba gezılennın
magazin haber ve görüntülerle
yansıması konusunda medyayı
suçladı. "Bu gezide hiçbir sorun
otmazdı, gazeteci arkadaşlan davet
etmeseydik'' diyen Budak, gezinin
"korsan" olmadığmı ve hiçbir
"seviyesiz davranış yaşanmadığı-
m* söyledi. Budak, "Küba soyta-
nhğı" sözleriyle kendilerini hedef
alan gazetecilere de "Onurumla
oynatmam, oynayanla oynanm"
diye meydan okudu.
Budak, dün Küba gezisi-
ne katılan milletvekilleri ile
birlikte bir basın toplantısı
düzenledi. Toplantıya
MHP'li Şeyket Bülent Yah-
nici ile Kübalı kadınlarla
öpüşürken gazetecilere poz
veren DSP'li Burhan Bıçak-
çroğhı katılmadı.
Geziyle ilgili basmda çı-
kan haberleri "abartih, ger-
çek dısı. sapûnlmıs" diye ni-
telendiren Budak, gezi prög-
ramırun, ev sahibi Küba ta-
rafindan yapüdığını vurgu-
ladı. Basın mensuplannın
"ricalan" üzerine denize gi-
rerken, voleybol oynarken
alınan görüntülerin defalar-
ca gösterilmesinden yakı-
nan Budak, gezinin bu bölü-
münün üç saati aşmadığını
• Türkiye-Küba Parlamentolararası Dostluk Grubu
Başkanı Rıdvan Budak, dün düzenlediği basın toplantısında
kendilerini hedef alan gazetecilere "Onurumla oynatmam,
oynayanla oynanm" diyerek meydan okudu.
kaydetti. Budak, Küba'da yetkili-
lerden "firça yedikleri" haberleri-
nin de doğru olmadığmı savuna-
rak şunlan söyledi: "Bakan Yar-
dımcısu Türk gazetelerinde yer
alan haberlere dikkat çekerek'Siz
önemli görüşmeler yaptınız, sade-
ce magazin haberleri var' diyerek
hayretini bizlerie paylaşb. Bazı ga-
zetelerde yer alan "köpek balığuıa
rağmen yüzdüler' haberierinin de
Küba turizmine büyük zararvere-
bileceğini belirterek üzüntülerini
aktardı. Şimdi somyorum: Bu na-
sıl gazetecüik?"
Budak, içki içip "Yaşasm sosya-
Kzm" diye bağırdddanna ilişkin
haberleri de yalanlarken "Benim
için bunun bir mahsunı yok, ama
yanunızda MHP'li arkadaşlar
Reform yapacak guce sahip olunduğu vurgulandı
ÇYDDJ
dmyem(mayasaönerM
İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Ya-
şamı Destekleme Derneği (ÇYDD),
çağdaş, katılımcı, ulusal değerleri ve
evrensel ölçütleri içeren bir anayasa
yapılmasımn şart olduğunu belirterek,
bu konuda Türkiye Barolar Birliği'nce
yürütülen çahşmayı esas alarak, bunun
topluma ulaşnnlması konusunda üze-
rine düşerü yapacağını belirtti.
ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr.
Türkan Saylan. dernek yönetim kuru-
lu üyeleriyle birlikte, ÇYDD Genel
Merkezi'nde yaptığı açıklamada,
a
Türidye,saltAB'yegirmekiçiııdeğil,
kendiane, Mustafa Kemal Atatürk'ün
gösterdiği 'çağdaş uygarhğın üzerine
çıkma' hedefîneulaşmakistediğii^n,
gelişimini sürdürmek kararmdadır.
Bu konuda bütün gerekli reformlan
yapacak güç, birikim ve istence sahip-
tir" dedi.
Türkiye'nin 1919 yılında başladığı
çağdaşlaşma yolunu yılmadan sürdür-
düğünü ifade eden Saylan. "21. yüz-
yüuı başında Türkiye, demokrasiyiye-
niden knrarken,Cumhuriyet'in temel
değerierini, hukuk devietini ve hukuk
tophımu sistemini eksen ahnabdır. Bu
da yenibir anayasaflegerçeldeştirifane-
Kdir. Bu anayasada önce ülke, sonra
insan, son olarak da devlet ögekri te-
mellendirümendir'' diye konuştu.
var" dedi. Budak, basın açıklama-
sını Başbakan ve yarduncılanna,
Dışişleri Bakanlıği'na gönderece-
ğini vurguladı. Budak, gezi izle-
nimlerini "Küba ekonomide sos-
yalist,özgürlükkr konusunda des-
potikolmayan, değişime açık, ama
kendikuraBarma saygıgösterihne-
sini isteyen bir ülkedir. Küba hal-
kı yoksul ama bunu paylaşan, da-
yanışma içinde bir toplumdur" di-
ye özetledı. Budak. "Küba soyta-
nhğı" başlıklı bir yazı yazan Emin
Çölaşan'ı da. "Onurumla oynat-
mam, oynayanlarla oynanm" söz-
leriyle hedef aldı.
MHP'li Gül de, "Bizim
sosyaüst otanadığunız kesin.
Küba'nın rejimini biz tayin
edemeyiz. Ama rejimler
dostluğa da engel değiL Ben
son sosyaüst ülkelerden biri
oian Küba'da bir milKyetçflik
ve vatanseveıiik gördüm. £t-
nik gruplar Kübahhk Idmü-
ğinde birkşmiş" dedi. Gül,
bir gazetecinin Che beresini
getirip başına koyduğuna
dikkat çekerek "Yanımda
Kübahyetldlüervanh,neva-
pabüirdim. Ben de bozkurt
işareti yapbm. Verdiğim res-
min saİdbiyim. sonuna kadar
arkasmdayun. Aynca puro
fabrikasmda benden de ka-
dınlaria samimi poz verme-
mi istediler, kabul etmednn"
açıklamasmı yaptı.
Yeni memur rejimi yasa taslağı ile durumlannın kötüleştiğini belirttiler
Heınşirelerin hak arayışıİstanbul HaberServisi-
istanbul Tıp Fakültesi
Hemşireleri Derneği Baş-
kanı Nevriye Eren. yeni
memur rejimi yasa tasla-
ğının hemşirelerin duru-
munu kötüleştirdiğini
söyledi. Eren, eşit eğitim
alan biyolog, eczacı gibi
mesleklerin bu yasada 13.
grupta yer almalanna kar-
şın kendilerinin 16. gruba
konulduklanna dikkat
çekti.
Lise düzeyinde eğitim
veren okullann kapanma-
sıyla üniversite düzeyin-
de eğitimin başladığı
hemşirelikte sorunlar bit-
miyor. Enfeksiyon hasta-
lıklanndan radyoaktif
maddelere maruz kakna-
ya, güvenlik sorunlanna
kadar pek çok riski olan
Eren, mesleki uygulamalann yerine getirilebilmesi için yeterli ücret verilmesini istedL
meslek çalışanlan, yeni
hazırlanan yasa taslağına
tepki gösterdiler. Uzman
hemşire Nevriye Eren,
hemşirelik eğitiminin ya-
kın bir zamana kadar lise
düzeyinde olduğunu ve
yasalann da o grubu kap-
sadığını arumsattı.
Lisans düzeyinde eği-
tim vermeye başlayan
hemşireliğin konumunun
tamamen değiştiğini vur-
gulayan Eren şöyle ko-
nuştu: "Sayın Başbakanı-
mız ve grubu yeni yasa ta-
sansı hazuiığma girişir-
ken mağdur olan meslek
gruplanm göz önünde bu-
hındurarak 'yasayı ada-
letlı kılacağız' dediklerin-
de çok mutlu olmuştuk.
Ne yazık ki mağdur olan
hemşirelerin durumu yeni
memur rejimi yasa tasla-
ğında düzeleceğine daha
da kötüleşmiştir. Yasa çık-
madan bu burum düzeltil-
mendir."
Çoğu kadın olan hemşi-
relerin 24 saat kesintisiz
hizmet vermek zorunda
kaldıklannı ifade eden
Eren, buna karşm düşük
ücret almalanndan yakm-
dı. Nevriye Eren, 32 yıllık
sağlık meslek lisesi me-
zunu bir hemşirenin 214
milyon, 25 yıllık doktora
düzeyindeki bir hemşire-
nin ise 261 milyon maaş
aldığına dikkat çekti.
DUZYAZI
ORHAN BİRCİT
Once Kendimize
Güvenmek...
Brüksel'de önceki gün oybirliği ile alınan karan, el-
bette soğukkanlı ve ağırbaşlılıkla değetiendirmek ge-
rekiyor.
Katılım ortaklığı belgesinin, 8 Kasım'daki biçimin-
den ve içeriğinden anndırılarak, Ankara'nın çok duyar-
lı olduğu Kıbnsla İlgili koşullann, öncelikli önlemlerden
çıkartılmış olması, Türkiye için başandır. Yıne aynı so-
runla birlikte Ege konusundaki Yunanistan'la aramız-
daki ezeli taroşmaya da "Güçlendirilmiş Diyalog" baş-
lığı altında belgede yer verilmesi, elbette bir yenilginin
değil; gerçeğin seslendirilmesi olarak görülecektir.
Dolayısıyla önceki günkü dışişleri bakanlan toplan-
tısı, AB nin 8 Aralık'ta Nice'te yapacağı zirve toplantı-
sı için Başbakan Ecevrt'e katılma olanağı sağlayacak
koşullan hazırlamış olmaktadır.
Ecevit, mesela Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın
'Değerii Arkadaşım Bülent' ve Ingiltere Başbakanı
Tony Blair'in "Azizim Bülent" diye başlayan davet
mektuplanna da olumlu yanıt vererek Ismail Cem ile
birlikte Nice doruğuna katılmakla, Türkiye'nin Avrupa
Birliği'ne girme arzusunu, karar haline dönüştürme is-
tencesini daha da güçlendirmiş olmaktadır?
Böyle bir şey mi vardı? Yani Türkiye'de işbaşında
olan hükümet, AB'ye girme isteginde değil miydi?
Yakın günlerde, kamuoyumuzu etkileme işlevi ile
donatıldıklanna inanan ve iki sözünden birisinde ken-
dileri için mutlaka 'aydın' sıfatını kullanmaktan geri
durmayan onlarca bilim adamı, yazar, çizer insanımı-
zın söyleyip yazdıklanna bakarsanız, yukarıdaki soru-
yu zaman zaman kafalannızda olumlu olarak yanıtla-
yacak kadar beyinlerimizin yıkandığını hatırlarsınız.
Hükümetin iki büyük kanadı, yani DSP ve MHP'nin
zaten Batı ve AB düşmanı oldukları, onlan perde ge-
risinden TSK'nin manipüle ettiği safsatalannı kendile-
ri çıkanp, önce kendilerini ınandıranlar, Kıbns ve Ege
konulannda Yunanistan'ın yaptığı hamlelenn 8 Kasım
belgetaslağındayer almasına direnmek isteyenleriçin
kıyameti kopartmıyoriar mıydı?
Ben bu takım içinden bir tanesini, en çarpıcı ve en
somut örnek olarak almıştım. Çok değerii görüşlerini,
önce NTVtelevizyonunun yakın plan programında iz-
lediğim, daha sonra da 'Milliyet' gazetesinde emrine
açılmış sütunlarda okuduğum bu karakaşlı dekan, to-
runlan adına Kıbns ve Ege sorunlannı bizim lehimiz-
de çözmeyen bir AB üyeliği için bile öylesine iştiha ile
ortalara düşmüştü ki?
O ve onun gibiler için şimdi önceki günkü Brüksel
karanna bakarak sormak istemez misiniz.
Ne oldu da son anda Yunanistan Dışişleri Bakanı'nı
dahi makul çizgiye getiren ve oybirliği ile Kıbns ve Ege
için 2004'e kadar sorunlan askıya alan bir anlayış AB
üyeterine egemen oldu?
Yıne ne oldu da, Kıbns'ta sorunu Türkiye'nin öte-
den beri savunduğu biçimde üçüncü ülkelerin işe ka-
nşmasından anndınp adadaki iki toplum ile onlann i-
ki garantör devletinin BM Genel Sekreteri'nin önerdi-
ği zeminlerde çözmesi önensi ağır bastı. Keza Ege için
bu denizin iki yakasındaki iki devletin soruna çözüm
aramalannı akıllanndan çıkarmamalan hatııiatıldı?
Beğenilsin, beğenilmesin. Olup bitenler Türkiye'nin
ve özellikle Türkiye'y i yöneten hükümetin kararlılığıdır.
Azmidir.
Ta okyanuslar ötesındeki ABD, Ankara'daki Ecevit
hükümetinin bu konudaki karariı tutumunu fark ede-
rek AB üyelerine ve özellikle Yunanistan'a "Türkiye
blöfyapmıyor" uyansında bulunurken kendilerini özel-
likle diplomasi konulannda uzman sayarak ahkâm ke-
sen çok insanımıztam tersini düşünüp savunarak bü-
tünlemeye kaldılar.
Geçmiş günlerin arşivierini kanştırmaya bile ne ha-
cet? Kuzey Kıbns'ta, kendisini Rauf Denktaş'a atter-
natif olarak gören ve gösteren Cumhuriyetçi Türk Par-
tisi'nin lideri Mehmet Ali Talat, dün ilk sayfasının man-
şet haberi "AB, Katılım Ortaklığı Belgesini Türkiye'nin
hassasiyetlehnı dikkate alarak onayladı" olan 'Milliyet'
gazetesinde Şahin Alpay'ın köşesinde Denktaş'ın
dolaylı görüşmelerden çekilme karannı eleştirirken
"Kıbns sorununun kısa vadeli öncelikler arasında yer
almaması şaşırtıcı olurdu" demişti.
önceki günkü on beşler toplantısı, Kıbns'a kısa va-
deli öncelikler arasında yer venmedi. Sayın Mehmet Ali
Talat ve hem Türkiye'de, hern Kıbns'ta onun gibi dü-
şünenler acaba bu işe şaşırdılar mı?
Hiç sanmıyorum
Çünkü, şaşkınlığı genlerinde taşıyan yapıya sahip
olanlara gerçeği göstermek ne zaman mümkün oldu
ki?
özgüveni olmayan adam, elbette 'cevizci' diye ba-
ğıran her sokak satıcısından sonra, mutlaka kabakçı
gelecek diye hazırianmaya başlayacaktır.
Faks:0212-677 07 62
E-mail:obirgit>ı e-kolay net
İki kadın daha kendini öldürdü
Batman'da 'intihar
geleneği' sürüyor
ARİFASLAN
BATMAN - Intihar e-
den kadınlarla hem Türk
hem de uluslararası bası-
•nın gündemine gelen
Batman'da önceki gece
bazodin ilacı içen 19 ya-
şındaki Zeynep Ulam,
tüm çabalara karşın kur-
tanlamadı. Batman'da 3
kez intihar girişiminde
bulunan 6 çocuk annesi
Nafiye Kaya da Siirt'te
yaşamına son verdi.
Batmanlı kadınlar ge-
leneğin, yoksulluğun, bi-
rey olamamanm sıkıntı-
lanyla kendilerine kıyı-
yorlar. Kentte son 6 ayda
çoğu kadın 31 kişi yaşa-
mına son verdi. Rama-
zan ayı öncesı intiharla-
nn durduğu Batman ve
ilçelerinde, önceki ak-
şam iki kadın daha inti-
har ederek yaşamlanna
son verdi.
19 yaşındaki Zeynep.
iftar sonrası girdiği bu-
nalım sonucu bazodin
ilacı içti. Tüm çabalara
karşın kurtanlamayan
Zeynep, dün Batman'da
toprağa verildi.
Nafiye Kaya ise 6 yıl-
dır intihan deniyordu.
Nefıya'nin çobanlık ya-
pan eşi, 30 milyon lira
aylık alıyor. Altı çocuk
annesi genç kadın, ku-
ması ve iki çocuğuyla
birlikte 11 kişi bir evde
yaşıyordu. Geçim sıkın-
tısı bunalıma sokmuştu
onu. Her defasında çev-
redekilerin yardımıyla
ölümden döndürülen
Nafiye, çareyi Siirt'teki
yakınlannnı yanına git-
mekte bulmuştu. Sonun-
da Siirt'te bir bahçede
kendini asarak caroına
kıydı. Nafiye Kaya Bat-
man'da toprağa verildi.
İntihar olaylannın
sıkça yaşandığı Bat-
man'da valiliğin görev-
lendirdiği psikologlardan
oluşan uzmanlar görev
başında. Batman Valisi
tsa Pariak beş psikolog
ve sosyoloğun haftada i-
ki gün toplum merkezin-
de kadmlara yönelik ça-
lışma yapacağını belirtti.