Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S ARALJK 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Kapalı kutu' konumundaki faizsiz finans kuruluşlan için Türkiye cennet konumunda...
Ayrıcalıklı kunımlarClVtiTZtLELİ
Turgut Özal'ın 1983 seçimlerini ka-
zanmasından kısa bir süre sonra Ba-
kanlar Kurulu karanyla önü açılan fa-
izsiz finans kurumlan, kendilerine
sağlanan "özeF olanaklar ve hiçbir de-
netime olanak vermeyen "kapalı ku-
ta" konumlanyla büyük kârlar sağla-
dılar.
1983-87 yıllan arasında önce
ANAP, daha sonra bağımsız milletve-
kıli olarak görev yapan Doç. Dr. Tür-
kan Ankan, bu şirketlerin çok açık
şekilde bankacılık işlemleri yaptıklan
halde bankalara ve diğer anonim şir-
ketlere göre önemli ayncalıklara sahip
olduklannı, kunımlar vergisinden bile
kurtulduklannı söyledi.
Ankan, bağımsız milletvekili oldu-
ğu dönemde "garip" olarak nitelediği
faizsiz finans kurumlannın faaliyetleri
ile ilgıli sonısuna, zamanm konuyla il-
gılı bakanı Kazım Oskay'ın, "Ticari
sırdır, cevaplayamam" demesi üzerine
meraklandığını belırterek, "Milletve-
killiği ayncalığınu kullanıp, özel çaba
harcayarak gûçlükle elde ettiğhn faati-
yet raporian, tûm aynnülan içerme-
• Doç. Dr. Türkan Ankan, faizsiz finans kurumlannın çok açık şekilde bankacılık işlemleri
yaptıklan halde bankalara ve diğer anonim şirketlere göre önemli ayncalıklara sahip
olduklannı, kunımlar vergisinden bile kurtulduklannı söyledi. Bakanlar Kurulu bu
kurumlarda açılacak hesaplann "nama yazıh" olmasını zorunlu kıldığı halde Merkez
Bankası Tebliği'nde bu durum "hamiline" şeklinde değiştirildi. Bu değişiklikle özel
finans kurumlannın hesaplan bir tür "sırdaş hesaba" dönüşmûş oldu...
mesine karşnı gerçekleri ortaya çıkar-
maya yettf' dedi.
Doç. Dr. Ankan, 1985 yılında kuru-
lan Al-Baraka ve Faisal Finans'ın 85-
90 yıllannı içeren altı yıllık ve 1989
yılında kurulan Kuveyt-Türk Faizsiz
Finans Kurumu'nun ise 89-90 yıllannı
içeren iki yıllık faaliyet raporlannı in-
celedi. Bu tarihten sonraki faaliyet ra-
porlanna ise artık milletvekili olmadı-
ğı için ulaşamadı. Aynca Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşarhğı, Merkez Ban-
kası gibi konuyla ilgili aynntılı bilgi-
len elinde bulunduran devlet kuruluş-
lanndan da hiçbir yardım ya da destek
bulamadı. Işte bir eski milletvekili ve
bir bilim kadmının yalnızca kendi ça-
ba ve ısranyla ülkemizde büyük kârlar
edinen ve birer "kapalı kutu" olarak
bilinen faizsiz finans kurumlan, halk
arasındaki adıyla "lslama bankalar"
hakkındakı bulgulan:
-Al-Baraka ve Faisal Finans kurum-
lan 1985 yılında Bakanlar Kurulu ka-
ranyla ve 5'er mılyar liralık sermaye-
lerle kuruldu. Kuveyt-Türk ise 1989
yüuıda 16 miryar lira sermaye ile ku-
ruldu. Üçünün toplam kuruluş serma-
yesi bugünün parasıyla 17 trilyon lira
civannda. Bu kurumlar ödedikleri ser-
mayeyi 2-3 yıl gibi, dünyanın hıçbır
yerinde görülemeyecek bir hızla "kâr
paybın" ile geri aldılar.
-Bu üç finans kurumuna yurtdışın-
dan büyük döviz girişi olmadı. Bu ku-
rumlann ortaklan büyük ölçüde yurti-
çinde ve yurtdışındaki Türk yurttaşla-
nndan topladıklan paralar üzennden
çok önemli kârlar yaptüar.
-Özel finans kurumlan şube açukla-
n takdirde, belirli bir sermayeyi döviz
olarak yurda getirmek zorundalar. Oy-
sa bu kuruluşlar her ilde şube açma-
dan, kamu bankalan aracılığıyla (ör-
neğin Vakıflar Bankası!) para topladı-
lar. Diğer bir deyişle yasaya aykûı ha-
reket ettiler.
-Bu kuruluşlar çok açık bir şekilde
bankacılık işlemleri yaptıklan halde,
bankalara ve diğer anonim şirketlere
göre önemli ayncalıklara sahip oldu-
lar. Örneğin, hesap sahiplerine öde-
dikleri kâr paylannı gıder yazarak ku-
rumlar vergisinden kurtuldular.
-Aynı kuruluşlar açtıklan krediler-
de, vadelere göre kâr payı ekleyerek,
"örtülü faiz" aldılar ve böylelikle "fa-
izsiz finans kurumu" kavramının ta-
mamıyla dışına çıktılar.
Bu kurumlann 1990 yılında verdik-
leri kredi miktan 1 trilyon 934 milyar
lira. Bugünün parasıyla hesaplanacak
olursa tam 351 trilyon 562 milyar lira,
ORTAKLAREVDAN MEKTUP
Jet-Pa'ya
karapara
suçlaması
OSMANÇUTSAY
FRANKFUKT - Jet-
Pa'nın, Avrupa çıkartması
sırasmda miryonlan bulan
yolsuzluklara temel olan
if:
bir miktan, kaynağı ve he-
-^defi belirsiz bir biçimde
dolaşıma soktuğu iddia
edildi. "Jet-PaAvrupaOr-
takhğı" imzasıyla, Cum-
hurbaşkanlığı, TBMM
Başkanı, Başbakanlık, Ge-
nelkurmay Başkanlığı ve
medyaya hitaben kaleme
alınan mektupta ilginç so-
rular soruldu.
"29 Ekim Cumhuriyet
Bayramı nedeniyle bütün
TV kanaUannıkapabp şov
yaptiran Cenajans ve uy-
durma raporlar hazırla-
yan yeminli müşavhükbü-
rotan, KPMG ve Arthur
Andersen gibi kuruluşlar,
ne kadar paramızla bu iş-
leri yapmışlardır?'' deni-
len mektupta, Jet-Pa Avru-
pa idareciligini yapan, da-
ha sonra da Egebank'm
Avrupa'da örgütlenmesini
sağlayan Sedat Sezgin, Su-
at Çağh, Naim Demirel,
Nejat Aday, Kazım Sever,
Mesut(Mırthı)Kundakgi-
bi şahıslann aldıklan pa-
ranm miktan da soruldu.
Mektuplannda bazı si-
yasi partilerin milyonlarca
markı "götürdüğünü'' ha-
nrlatan Jet-Pa ortaklan, Si-
irt milletvekiîi Takv'eddin
Yarayan'm petrol şeyhleri
gibi yaşadığım belirttiler
ve "Siirtii binlerce yanda-
şına müyvnlarca markuhı-
fe dagıtan Yarayan'm" har-
camalannı hangi kaynak-
tan yaptığının açıklanma-
sını istediler.
Avrupa'da toplanan pa-
ralardan 20 mifyon markı
çantayla alıp "üstüne ya-
tan" Asfl Nadir'in Fadıl
Akgündüz'le nasıl bir iliş-
ki içinde olduğuna dikkat
çeken 'ortaklar', Necmet-
tin Erbakan'm son genel
seçimler öncesinde Jet-
Pa'nın Frankfurt'taki mer-
kezine adam göndererek
para teslim aldığını, bu pa-
ranuı da ortadan kaybol-
duğunu öne sürdüler.
Mektupta şu ifadelere de
yer verildi:
"M. Fadıl Akgündüz ve
Erbakan araandaki bu pa-
ra transferi ne için ve ne
amaçla, neter vaat edikrek
gerçekleştirilmiştir? Ayn-
ca Erbakan'm kontroJü al-
tmda bulunan, Avrupa'da
faaliyet gösteren IGMG,
1998 yıhndaki HoDan-
da/Ams terdam'da yapı-
lan genel kurulunda spon-
sorluğunu yapan Jet-
Pa dan kaç mflyon DM al-
mışnr? O dönemin IGMG
idarecileri ne kadar para
alnuşlardır?"
Bir dönem bakanlık ya-
pan Siirt milletvekili SaHh
Yıkhnm'a Jet-Pa Holding
tarafından tstanbul'daki
bir banka şubesinden her
ay para havele edildiği
belirtilen mektupta, Yıl-
dınm'm o dönemde Jet-
Pa'nın maaşlı personeli
olup olmadığı soruldu ve
bu paralann amacının
açıklanması istendi.
Jet-Pa'nm Ahmet
Özal'a 3 milyon marklık
teminat mektubu, bir süre
önce Paris'te ölen Ahmet
Kaya'ya da 2 milyon DM
verdiği ilen sürülen mek-
tupta, Fenerbahçe,
Galatasaray, Sibel Can ve
tbrahinı Tathses'e har-
canan paralann döküm-
lerinin de açıklığa kavuş-
turuknası talep edildi.
ZONGULDAK
Eylemci öğretmene
maaş kesme cezası
ZONGULDAK/KO-
CAEIİ (Cumhuriyet) -
Memurlara yüzde 10'luk
zammı ve zorunlu tasarruf
fonundaki paralann öden-
mesi için Emek Platfor-
mu'nca 1 Aralık'tadüzen-
lenen eyleme destek veren
memurlar hakkındaki so-
nışturmalar yurt genelin-
de sürerken eyleme katı-
lan 500'ü aşkın öğretme-
ne "bir ayhk maaş kesme"
cezası uygulanacağı açık-
landı.
Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nm karar ahna süreçle-
rine sendikalann da dahil
edihnesi ve afişlerin bina
duvarlanna asıbnasmı ön-
gören desteği sözde kal-
dı.Emek Platformu'nun 1
günlük iş bırakma eylemi-
ne katılan öğretmenlerin 1
aylık maaşı kesilecek. Za-
ten aldıklan ücretlerle ya-
şamlannı devam ettirmek-
te zorlanan öğretmenlerin
bu cezalar ile koşullan da-
ha da ağırlaşacak.
HOŞGELDİNİZ
MARMARA GRUBU
JIK VE SOSYAL ARAŞTIHMAUAB
Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştmnalar Vakfi'nca önceki gün Dedeman OteH'nde verilen iftar
yemeğinde hoşgörû, uzlaşma, banş ve divaiog söylemfcri öne çıkö. (Fotoğraf: NEZAHAI EKMEKÇt)
Ruhani UdeHeHesiyasetçiler buluştu
tstanbulHaberServisi- Marma-
ra Grubu Stratejik ve Sosyal Araş-
tırmalar Vakfi'nca düzenlenen if-
tar yemeği, hem sağ kulvann fark-
lı partilerinde siyaset yapan pek
çok politikacıyı hem de Istan-
bul'daki ruhani liderleri bir araya
getirdi. Yemeğe kanlanDiyanet Iş-
leri Başkanı MenmetNuriYıhnaz,
son günlerde "birtaknn meahter
ve mehdiler türediğini, televizyon-
larda tsa Peygamber'in inip inme-
riiğinin tartıylriığıni" anımsatarak
"Bana sorarsamz, Hazreti Isa da,
Musa da, Mustafa da inmiştir. tşte
aramızdadır hepsL Burada onla-
rm ruhanjyeti mevcuttur. Mûmin-
leri aramrzdadır. Bundan daha iyi
bir kaynaşma, daha iyi bir birieş-
me olamaz" diye konuştu.
Akkan Suver'in başkanlığını
yapöğı, kurucu ve üyeleri arasm-
da sağcı politikacılann olduğu
Marmara Grubu Stratejik ve Sos-
yal Araştırmalar Vakfi'nca önce-
ki gün Dedeman Oteli'nde verilen
iftar yemeğinde hoşgörü, uzlaşma,
banş ve diyalog söylemleri öne
çıktı. Yemeğe katılan Diyanet Iş-
leri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz,
iftar sofrasında bir arayagelen ko-
nuklann tek bir potada eridikleri-
ni, o potanın da Allah ve insan sev-
gisi olduğunu söyledi.
Ülkemizde yaşayan din temsil-
cüerinin kardeşçe bir arada yaşa-
dıklannı, herhangı bir aynhğin söz
konusu olmadıgııu belirten Yıl-
maz, Diyanet Işleri Başkanlığı ola-
rak dinîer arası diyaloğa büyük
önem verdiklerini vurguladı. Yıl-
maz, bundan rahatsız olanlann bu-
lunduğunu, ancak diyaloğun bir
seçenek değil, zorunluluk olduğu-
nu ifade ederek Israil ile Filistin
arasmdaki savaşın bir an önce so-
na ermesini diledi.
Fener Rum Patriğı Barthoiome-
«I, Türkiye Ermenileri Patrik Ve-
kili Kirker Damaryan, Türkiye
Hahambaşı Vekih Leon Adani ve
Süryani cemaati lideri YusufÇetin
de yaptıklan konuşmalarda, dinle-
rin özündeki sevgiyı ve hoşgörü-
yü, dinler arası diyaloğu öne çı-
kardılar. İftar yemeğine, Vatikan
Monsenyörü George Marovitch,
Suriye Katolik cemaati temsilcisi
YusufSağ. Bulgar Ortodoks cema-
ati temsilcisi Constaotm Kostof,
Kıliseler Birliği temsilcisi Aian
McCainin de aralanndabulundu-
ğu çok sayıda ruhani lider, bazı ül-
kelerin Istanbul başkonsoloslan,
Başbakanlık Başdanışmanı Prof.
Dr. Ahmet Vefik Alp, Beşiktaş'ın
ANAP'lı Belediye Başkanı Yiifflrf
Namoglu, Beyoğlu'nun FP'li Be-
lediye Başkanı Kadir Togbaş, es-
ki bakanlardan Ali TaKp Ozdemir
ve Nevzat Ayaz gıbı ısımler katıl-
dılar.
diğer bir deyişle yanm milyar dolar-
dan fazla!..
-Bu kurumlann araşunlan dönemde
hangi kuruluşlara, ne kadar sosyal
yardım yaptıklan da belli değil. Doç.
Dr. Türkan Ankan, bu şirketlerin dev-
let kurumlan tarafından "korunup koi-
landığınr da belgelerle açıkladı. ör-
neğin, 19.12 1983 tarihli Resmi Gaze-
te'de, Bakanlar Kurulu karannın 3.
maddesinde
u
Bu tür kurumlann en az
100 ortakh bir anonim şirket şeldinde
kuruhnası şartnr" hükmü yer alıyor.
Oysa yalnızca iki ay sonra,
25.2.1984 tarihli Resmi Gazete'de
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı
Tebligi'nin 3. maddesi ise, "Kurumla-
nn asgari 5 tanesi kurucu ortak ohnak
üzere en az 100 ortakh bir anonim şir-
ket olarak kurulmalan şartür" şeklin-
de değişiklik getinyor. Böylece bir
devlet kurumu, Bakanlar Kurulu kara-
nnı bir çırpıda değiştirerek, faizsiz fi-
nans kurumlanmn kuruluşuna değeri
ölçülemeyecek bir kolaylık sağlamış
oluyor!.. Yine Bakanlar Kurulu'nun
karannda bu kurumlarda açılacak he-
saplann "nama yazıh" olması, yani
hesap açan kişinin ismının mutlaka is-
minin açıkça yer alması
zorunlu tutuluyor. Halbu-
ki, üç ay sonra Resmi Ga-
zete'de yayımlanan Mer-
kez Bankası Tebliği'nde
açılan hesaplann "hamifi-
ne" yani isımsiz olacağı
belirtüiyor!.
Merkez Bankası'nın,
Bakanlar Kurulu karannı
kendi inisiyatifiyle değiş-
tirmesiyle birlikte, özel
finans kurumlannın he-
saplan bir tür "sırdas he-
saba", "gizli hesaba" dö-
nüştürülmüş oluyor!.
Böyleükle, bu kurumlar-
da hesap açtıran bakkahn
da, kasabm da, politikacı-
nın ya da bürokratın da
kım olduğu asla saptana-
mıyor!..
Ankan'm aynı dönem-
lerden verdiği bir örneğe
göre ise, devlet kurumu
Tüpraş, Al-Baraka'dan
bir yıl vadeli 150 milyon
dolar kredi için yüzde
9.75 Ve yüzde 9.37 ora-
nında faiz ödüyor. Bu o
dönem uluslar arası kredi
faizlerinin çok üzerinde
biroran!..
Doç. Dr. Türkan An-
kan'a göre, faizsiz finans
kurumlannın kuruldukla-
nndan bu yana 16 yıllık
faaliyet raporian kamu-
oyuna açıklanmalı. Kamu
paralannj kullananlar "ti-
cari sır" gibi soyut kav-
ramlaruı arkasına saklan-
madan hesap vermeli.
Devlet kurumlan da elle-
rindeki diğer bilgileri ba-
sının ve araştırmacılann
önüne koymalı. Ancak bu
şekilde toplanan muaz-
zam miktarlarda paranm
nereye gittiği açıklıkla
saptanabilir. Eski millet-
vekili, Ankan bütün bu
bilgileri verdikten sonra
bir an düşündü ve acı acı
gülümseyerek son söz-
cüklerini söyledi:
-Sevgili Uğur Mum-
cu'nun dediği gibi; tica-
ret-siyaset-tarikat düzeni
sürdükçe bu olaylar
çözühnez!..
Gümrük Müsteşarlığı, hayali ihracat yöntemlerine ilişkin bir rapor hazırladı
Hayaliflıracatta7 yöntemANKARA (AA) - Gümrük
Müsteşarlığı, son yıllarda yeni-
den artış gösteren hayali ihracat
olaylannda, 7 farklı yöntemin
kullamldığını, en çok da "sahte
ihracat"a başvurulduğunu sapta-
dı.
Gümrük Müsteşan Nevzat Say-
gıhoğlu tarafından hazırlatılan ha-
yali ihracat raporunda, bu tür ih-
racatta hangi yöntemlerin kulla-
nıldığı, kara para aklamak ama-
cıyla nasıl hayali ihracat yapıldı-
ğı, sahte fatura, kaşe, mühür ve
imzayla düzenlenen gümrük çıkış
beyannameleri ile KDV iadesi al-
mak için nelere başvurulduğu de-
taylı şekilde yer aldı.
Gümrük Müsteşarlığı'nın ra-
porunda hayali ihracat yöntemle-
ri 7 başhk altmda toplandı. Buna
göre Türkiye'de hayali ihracatta
şu metotlara başvuruluyor:
Sahte ihracat: Son yıllarda en
çok karşılaşılan hayali ihracat
metodu. Bu yöntemde hiçbir mal
akışı ve mal teslimi, dolayısıyla
gerçekleştirilen bir ihracat bulun-
muyor. Belge üzerinde sanki mal
teslimi yapıhnış, mal ihraç edil-
miş gibi gözüküyor. KDV iadesi
talebi ile yapıldığı iddia edilen
ihracata yönelik kullamlan bel-
ge, imza ve kaşelerin tamamı
sahte.
Türkiye'deikametetmeyenlere
döviz karşüığı yapüan işlemler:
Türkiye'de ikamet etmeyen yol-
culann sarm alarak yurtdışma çı-
kardıklan mallann teslimi anında
Ticarideğeri ohnayan mal ihra-
a: Daha çok tekstilde kullanıh-
yor. Buna göre takım elbise, pan-
tolon, gömlek vb. olarak beyan
edilen eşya yerine kumaş kırpm-
tılan ihraç ediliyor. Gümrük gö-
revlisi de buna katkıda bulunu-
yor.
Fryat şişirmek: Malm fiyatmı
yüksek göstermek suretiyle ma-
• Ticari değeri olmayan mal ihracı, sahte ihracat, fiyatı
şişirme, miktan yüksek gösterme,
malı farklı gösterme, dahilde işleme rejimi ve Türkiye'de
ikamet etmeyenlere döviz karşılığı yapılan işlemler.
Rapor, kara para aklama ve naylon fatura yoluyla nasıl
hayali ihracat yapıldığnu da aynntılı şekilde ortaya koydu.
tahsil edilen KDV iade ediliyor.
Bu uygulama özellikle satılan
mahn kıymetinin gerçek değerin-
den fazla gösterilerek gerekenden
fazla KDV iadesi alınması, ger-
çekte mal satışı veya ülkeden mal
çıkışı ohnaksızm sahte fatura dü-
zenleyip bu faturayı onaylatmak
suretiyle eşyanın satıhnış veya
yurtdışma çıkanlmış gösterilerek
haksız KDV iadesi alınması yo-
luyla suiistimal ediliyor.
lm gerçek kıymetine göre ahn-
ması gereken KDV iadesinden
daha yüksekbir iade elde edilme-
si amaçlanıyor. Bu yöntemde ge-
nellikle kalıte yönünden düşük
mallar kullanılıyor.
Miktan yüksek göstermek: 2
şekilde yapılıyor. İhracat aşama-
sında gümrük idaresine sunulan
malm miktanm beyannamede
yüksek göstermek veya ihracat
gerçekleştikten sonra beyanna-
mede kayıtlı bulunan miktar üze-
rinde tahrifat yaparak miktan
yükseltmek.
Mah farkh göstermek: Özellik-
le temel gıda maddeleri ve tanm
ürünlerinin ihracmda rastlamyor.
Örneğin fmdık nonnal olarak
yüzde 8 KDV oranına tabi ohna-
sma karşılık, işlenmiş olarak sa-
tıldığında yüzde 17 KDV'ye tabi
bulunuyor. îhraç esnasında hiç
dokunulmadığı halde işlenmiş
gösterilen findıktan haksız olarak
yüzde 9 fazla KDV iadesi alını-
yor.
Dahilde işleme rejimi: Bu da 2
şekilde gerçekleştiriliyor. tlk yön-
tem şeker, un ve ayçiçeğı yağı ih-
racatma yönelik olanlarda görü-
lüyor. Şeker fabrikalanndan dü-
şük fiyatla aluıan şeker, yerli pi-
yasaya sürülüyor, hayali belge ile
paketlenerek ihraç edilmiş gös-
teriliyor.
Ikinci yöntemde, örneğin
kaliteli Ingiliz kumaşı bu rejim
kapsamında getirilerek iç
piyasaya sürülüyor, bunun yerine
düşük kaliteli yerli kumaştan
yapılmış elbiseler ihraç ediliyor.
GENtŞ AÇI
HİKMETBtLA
'Genjşletjlmiş'
Üretime dayalı ekonomiyi savunanlara ne de-
niyordu?
"1930'larda kalmış."
Sağlam mali sistemi savunanlara ne deniyor-
du?
"Tek parti artığı."
Gelir dağılımında adaleti savunanlara ne de-
niyordu?
"Geri kafalı, solcu."
Alın teriyle para kazananlara ne deniyordu?
"Enayi."
Şu son piyasa kâbusundan sonra böyle diyen-
lerin burnu biraz sürtündü mü dersiniz? Bir fıs-
ke ülkenin bütün fıskal dengelerini altüst edebi-
liyorsa, bu ekonominin nesiyle övünürsünüz?
Her şey, IMF'den gelecek acil üç-beş dolara
bağlıysa neyinize güvenirsiniz?
Haberieri alt alta koyduğunuzda ortaya çıkan
tablo, ne kadar güven, ne kadar gurur verici?
"Bankalar dün yüzde 1000'lerde repo yapın-
ca şubelerde uzun kuyruklar oluştu."
"Kamu bankalan vadeli mevduatı, vadesin-
den önce bozmuyor."
"Tüketici kredileri de kjlitlendi. Krediler, talep-
lerin bankalarca geri çevrilmesi ve yüksek faiz
artışı nedeniyle durma noktasına geldi."
Şimdi her şey IMF'nin iki dudağının arasında.
"Acilkredi" gelirse piyasalar biraz rahatlayacak-
mış. IMF'den gelen döviz karşılığında Merkez
Bankası piyasaya Türk Lirası enjekte edecek ve
faiz çılgınhğının önüne geçilecekmiş. İyi de ne-
reye kadar? En küçük bir darbede her şey altüst
olabiliyorsa, "istikrar" nasıl yakalanır, nasıl sür-
dürülür?
Yine çok övündüğümüz borsamız nasıl bu ha-
le geldi? Demek ki borsayı ayakta tutan, yaban-
cı yatınmcılarmış. Onlar da ağız birliği etmişçe-
sine Türkiye'den çekilince ortada ne borsa kal-
dı ne endeks...
IMF'den gelecek acil para, uzun hatta orta va-
dede çözüm olabilir mi? Yoksa, sorun yapısal
mı?
• • •
Türkiye, 12 Eyiül tipi liberalizme geçtiği 1980
öncesinde de ekonomik kriz içindeydi. IMF ka-
pıya dayanmıştı. Toplannı Ankara'ya çevirmiş,
"Lyöera//zmesreçecefes/n"diyebağınyordu. "Ka-
pılan açacaksın. Duvarian yıkacaksın. Ücretleri
donduracaksın, Kamu mallannı satacaksın. Yok-
sa fena olur." Gerçekten de fena oldu. O zaman-
ki Ecevit hükümeti direndikçe, IMF ve uluslara-
rası para kaynaklan Türkiye'nin gırtlağını sıktılar
da sıktılar. Yabancı ülkelerdeki Türk büyükelçi-
lerinin maaşları bile ödenmez oldu. Yurtiçinde
sayısız mal karaborsaya düştü. Ne yağ, ne am-
pul, ne benzin, ne ilaç, ne tuvalet kâğıdı...
Sonra malum... 12 Eylül oldu. "Özal liberaliz-
mi" geldi oturdu. Tam da IMF'nin istediği biçim-
de, Türkiye haltaç pamuğu gibi atıldı.
Peki n'oldu?
20 sene sonra Türkiye niye dönüp dolaşıp gel-
diği yere döndü? Ne oldu da 20 sene sonra yi-
ne IMF kapıya dayandı, "Şunu şöyleyap, bunu
böyle yap" demeye başladı? O zaman IMF'den
ya da uluslararası tefeci piyasasından istenen
para için "ivedi yardım" deniyordu. Şimdi "acil
kredi" ya da "ek kredi" deniyor. Değişen ne?..
20 sene önce, IMF ve Batılı dostlanmız başka
şeyter için de bastınyordu. "Kıbns'ta ödûn ve-
receksin" diyorlardı. Hatta zaman zaman bunu
çok kaba şekilde yapıyorlardt. Amerikan Dışiş-
leri Bakan Yardımcısı, Türkiye Başbakanı'na bir
toplantıda "fırça" atmaya bile kalkıyordu. Türki-
ye'den casus uçaklan kaldınlmasını istiyorlar ve
yine aynı tehdidi savuruyorlardı: "Yoksa kredi
mredi alamazsınız."
Şimdi sözcükler üzerinde biraz daha dikkatli-
ler galiba.
örneğin katılım ortaklığı belgesinde "Kıbns'ta
ödün" denmiyor da "genişletilmiş siyasi diya-
log" deniyor.
"Genişletilmiş" deyince aklıma geldi. Avrupa
Birliği Genel Işler Konseyi'nin aldığı kararlarda
yer alan ifade, Türk basınında üç farklı şekilde
dilimize çevrildi.
"Genişletilmiş siyasi diyalog."
"Geliştirilmiş siyasi diyalog."
"Güçlendirilmiş siyasi diyalog."
Hangisi, anlayamadım. Aralannda çok büyük
fark varda...
Uzayda inşaat
devam ediyor
CAPE CANAVERAL
(AA) - Insanın SSCB
kozmonotu YuriGagarin
ile 43 yıl önce uzaya açıl-
masından beri Dünya yö-
rüngesine taşuıan en bü-
yük yapı parçası olan
Uluslararası Uzay Istas-
yonu'ndaki (UUl) dev
güneş paneUerinin ikinci
kanadı da dün uzay me-
kiği Endeavour mürette-
batı tarafından başanyla
açıldı.
ABD'nin Ulusal Ha-
vacılık ve Uzay Daire-
si'nce (NASA) Florida-
Cape Canaveral Uzay
Merkezi'nden verilen
bilgiye göre NASA,
2006'da tamamlanacak
UUl'nin 10 yıl boyunca
elektrik ihtiyacını karşı-
layacak güneş paneUeri-
nin ikinci kanadının açıl-
ma işlemi, önceki gün
açılan birinci kanadın
"biraz gevşek konumda
kahnası" yüzünden bir
gün geciktirildi.
600 milyon dolara
(420 trilyon TL) mal olan
paneller, çok büyük ol-
duğu için mekiğin kargo
bölmesine katlanarak ko-
nuldu. Endeavour'un ta-
şıdığı mavi-altuı renkli
güneş panelleri, bugüne
dek uzaya taşınmış en pa-
halı, en ağu-(15.5 ton) ve
en geniş yapı parçası.
Uzay araçlannın birçok
parçası, en iyi koruma
elementi altmla kaplanı-
yor. 35 metre uzunlu-
ğundaki ikinci kanat, En-
deavour'un kargo bölme-
sinde katlanmış durum-
da tutulduğu tüp kılıflı
yuvalanndan daha henüz
çıkanlu"ken fotohücrele-
riyle güneş ışınlannı ya-
layarak elekuik üretme-
ye başladı bile.
% modcl \AV Polo
1.6 Klıma+ABS+kasko
5.5 milyar. Tel: 0212 512 05 05-484
ARİFDURAN