23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2000 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kultur(« cumhuriyet.com.tr Rabia Çapa,farklı disiplinleri bir araya getirerek iç içeliği sağlamak istiyor 'Galerimi kare kare severim'ESRA ALİÇAVUŞOGLU Rabia Çapa, ikı yıl önce, 1976'dan • bu yana çağdaş sanatın en önemli tem- silcısi olan Maçka Sanat Galerisi'nin kapısına 'Idrahkür' levhasını yerleş- tirdiğinde, sanatseverler bu köklü ve yenılikçi galennin kapısına kilit vurul- masını üzüntüyle karşılamışlardı. 28 Kasım'da ise Rabia Çapa'nın galeriyi yenıden açma çabası sonuç verdı, Maç- ka Sanat Galerisi bu kez Mudo-Maç- kaSanatGalerisi olarak Fûsun Onur'un 'Prelüd' sergisiyle sezona başladı. Ra- bia Çapa'nın bir yıllık programı hazır. Yılda altı sergiye ev sahipliği yapma- yı planlayan galeri, bu yıl Ayşe Erk- men ve Sarkis gibi deneyimli isimle- rin yanı sıra sanat ortamına yeni adım atmış gençlere de kapılannı açacak. - Maçka Sanat Galerisi bundan 22 yıl önce gûnün çağdaş sanaünı destek- lemekiçin kuruldu. Ancak iki yıl önce Cumhuriyet'te yayunlanan bir yazn nızla; "Maçka artk pahalı bunkierin ve kafelerin mekânı oldu" diyerek ki- lit vurdunuz, galennin kapısına. Han- gj amaçlaria kurulmuştu Maçka Sanat Galerisi? RABtA ÇAPA - 22 yıl önce Varhk Yabnan ile Maçka Sanat Galerisi'ni aç- tığımızda, bir galennin günün sanatı- nı yaşatması gerektiğini düşünmüş- tük. Çağdaş sanatın dışındakı işlerin mûzelerin ve antikacılann çalışmala- n çerçevesine gireceğine karar verdik. Buna karar verdikten sonra günûmüz sanatçılannın çalışmalannı sergileme- ye başladık. 1976'dan itibaren 10 yıl, MehmetGüleryûz'ler, Omer Uluç'lar yapıtlarını galerimizde sergilediler. 80'li yıllann ortalanndan itibaren da- ha genç sanatçılarla çalışmaya başla- dık. 'Sergilerle heyecanlanıyorum' - Sanınz, opkı Avrupa'da olduğu gi- bL sizin galerinize bağlı olan sanatçüar başka galerilerde sergi açamryortanh. ÇAPA - Evet, tıpkı Avrupa'da oldu- ğu gibı işlıyordu kurallar, ancak kar- ma sergilere katılabiliyorlardı. Bunu uzun süre devam ettirdik, ancak 80'li yıllarda bizim sanatçılar çok para et- meye başlayınca daha cazip teklifler geldi. - Sizi 70'K yıllann ortalarmda çağ- daş sanatı destekleyen bir galeri açma- (Fotoğraf: KADER TUĞLA) 'erginin kalıcı olmasına katkısı bulunduğu için sanatçı kataloglanna devam edeceğim. Mümkün olduğu kadar, edebiyatçılan, felsefecileri, mimarlan, sinemacılan ve sanatçılan bir araya getirerek iç içeliği sağlamaya çalışacağız. Bir sergiyi iki aylık bir zaman dilimine yaymayı amaçlıyorum. Her sergi salı günü açılacak, ikinci sah açıkoturum olacak, bu açıkoturum banda kaydedilecek ve ve üçüncü sah bir broşür haline getirilecek.' ya iten sebepler neydi? ÇAPA - Çok şey var aslında, ama en önemlisı, sanınm insanın kendi yapı- sı... Çocukluğumdan itibaren Güzel Sanatlar Akademisı'ne devam etme düşûncesi vardı kafamda. 4 yıl Bedri Rahmi Atölyesi'ne misafır öğrenci olarak devam ettim. Ama kişisel ya- pım gereği bir şeyi iğreti tutarak ya- pamıyorum. Sanatçıysam, sanatçı ol- mak istiyorsam başka bir şey yapama- yacağımı anladım. tkı çocukla Anka- ra'dan tstanbul'a yine Bedri Rahmi Atölyesi'ne geldiğimde, sanatçılığı tam anlamıyla yapamayacağımı anla- dım. Ne misaf ir ne asli öğrenci olarak; "Bu tren kalkmış" dedım kendi ken- dime. Resmi ciddı yapamayacaksam, galericiliğimi ciddı yapanm diye dü- şündüm. O günden bu yana kendi re- simlerimle değil, sanatçılarla, açtığı- mız sergilerle heyecanlanıyorum. - Galeriyi kapadıktan sonra çok tep- kiakünızmı? ÇAPA-22 yılda neleryaptığımızı,na- sıl bir yol açtığımızı aslında ben bu ga- leriyi kapattıktan sonra anladım. Özel- likle de Maçka'da okuyan öğrencilerden gelen mektuplarla. 22 yıldır çağdaş sa- nat müzesi olmayan, devlet politikası- nın içinde çağdaş sanatın yeri olmadı- ğı bir ülkede hızla bir şeyler yapmaya çalıştik. Ve bunuyanda kesmemeliydim diye düşünüyorum şündi. 'Yüzteree daimi galerüer olsa' - Peld şündi ne gibi farkhhklaria sa- nat dünyasına geri dönüyorsunuz? ÇAPA - Şımdı daha farklı yerlere gıtmek, açılış heyecanının içinde ye- ni şeyler yapmak istiyorum. - Peki. galeriyi Füsun Onur ile açma- nızın nedenine gelecek oiursak.» ÇAPA-Galenyi açma heyecanını be- nımle birlikte bütün sanatçılar yaşadı. Fûsun, orta kuşak sanatçılar arasında olmasuıa karşın müthiş bir duygusal tarafı var. İki yıl buradan uzak kaldık- tan sonra belki de heyecanımı onun ço- cuksu anlatımıyla gösterebileceğimi düşündûm. Keşke her sergiyi kapatıp burayı daimi galerilere çevirsem. Yüz- lerce daimi galeri olsa. Ben kendimi çok şansh hissediyorum, çûnkü hem izleyicisiyle hem de sanatçısıyla çok bütünleşmiş bir galeri burası. Ben de galerimi kare kare severim. - Galerinizden söz açnuşken, Meh- met Konuralp taraftndan 22 yüönceta- sarlanan bu galerinin en küçûk ayrm- üsuıı dahi değiştirmediniz... ÇAPA - Haklısınız, Mehmet Konu- ralp'e sormadan bir tek çıvıyı bıle de- ğiştirmedim. Nereye gitse bulurum ve ona danışmadan hiçbir şey yapmam. Mehmet Konuralp, "Sana ödûl ver- mem gerek, çûnkü hiçbir mimann se- nin kadar sadık bir müşterisi yoktur" dıyor. Artık bir mımar, bir yıl önce yaptığı evi dışandan bile tanıyamıyor. - Galeri etkinlikJerinde ne gibi yeni- likler olacak? ÇAPA - Sanatçı kataloglanna de- vam edeceğim. Bunun. sergınin kalı- cı olmasına katkısı bulunduğunu dü- şünüyorum. Bugün dısıplinlerarasın- da bir birleşme gözlenmıyor. Müm- kün olduğu kadar, edebiyatçılan, fel- sefecilen, mimarlan, sinemacılan ve sanatçılan bir araya getirerek ıç içeli- ği sağlamaya çalışacağız. Eskiden res- samlara sorduğunuzda bütün şairlerin şıirlenni ezbere bilirlerdi. Şimdi baş- ta edebiyat olmak üzere diğer sanat alanlannı görsel sanatlann içine çe- kemez olduk. Bir sergiyi ikı aylık bir zaman düimıne yaymayı amaçlıyo- rum. Her sergi salı günü açılacak, ikin- ci salı açıkoturum olacak, bu açıkotu- rum banda kaydedilecek ve ve üçün- cü salı bir broşür haline getirilecek. Eskiden bir galen gazetesi çıkanyor- duk, bunu tekrar yapmayı planhyo- rum. Enstalasyon kalktığı zaman ge- nde hiçbir şey kalmıyor. Broşürün ve kataloğun sergiyi koruyacağını düşü- nüyorum. 'İşadamlanmız için bir örnek' - Maçka Sanat Galerisi'nin açılma- sında Mustafa Taviloğlu nasıl bir des- teksagladı? ÇAPA - Mustafa Taviloğlu. Maçka Sanat Galerisi'nin yeniden açılması için çok emek verdı. Özellıkle ekono- mik bağlamda sergilerin büyük bir kıs- mının sponsorluğunu üstlendı. Böyle- ce daha rahat hareket etme imkânım doğdu. Bu tür katkılann bırçok işada- mı tarafindan yapılması gerektiğıni düşünüyorum. YıUar önce Cıty Bank'ın açılışı için Istanbul'a gelen Rockefel- ler benim galerimi de gezmişti. Ve ül- kesinde, 5 sanat galerisinin, ancak çağ- daş olmak kaydıyla sponsoru olduğu- nu öğrendim. Sanınm Rockefeller'ın tutumu işadamlanmız için de bir ör- nek teşkil edecektır. Plyanonun çağdaş ozanlarından Murray Perahia CRR'de 'Dünyanın en usta Jdavye sihirbazı' ARZUHAKSUN "Dünyamn en usta klavye sihirbazı" ve Royal College of Music ile Royal Academy of Music'in onursal üyesi Murray Perahia, Yapı Kredi Sanat Festivali 2000'in son ko- nuğu. Dünyanın en seçkin salonlannda ça- lan piyanistin son zamanlarda gerçekleştir- diği en önemli gösterilerden biri Minnesota ve Philadelphıa orkest- ralan eşhğinde verdi- ği konserler oldu. Bu konserini Bayer Rud- funk Orkestrası ve Lo- rin Maazel ile birlikte Mozart'ın piyano kon- çertolannı seslendir- diği sekiz konserlik bir dizi izledı. Avrupa Oda Orkest- rası, Camerata Salz- burg, St. Martin in the Fields, Mahler Oda Orkestrası ile düzenli şekilde hem orkestra şefı hem de solist ola- rak işbirliği yapan Pe- rahia, 1947 New York doğumlu. Piyano eği- timine dört yaşında başladı, on yedı yaşın- da Mannes College 'e girerek orkestra şefli- ğini de sürdürdü ve buradan bestecilik dip- loması ile mezunoldu. Aynı dönemde Rudotf Serkin ve PaMo Ca- sals ile birlikte çalıştı. Murray Perahia'nın uluslararası kariyeri ise 1972'de Leeds Uluslararası Piyano Yanşması'nı kazanmasıyla başladı. 1981- 1989 yıllan arasmda Aldeburg festivalinde sanat danışmanı olarak görev aldı ve daha sonrakı yıllarda VTadimir Horowitz ile kur- duğu derin arkadaşhk bağlan, Perahia'nın sanatsal gelişimini son derece etkiledi. Piyaniste Grammy Ödülü'nü kazandıran çalışması Sir Georg Solti ile yaptığı 'Bar- tok'un İki Piyano ve Vurmalılar İçin Sona- ü' oldu. Avnıpa ve Amerika'da yayımlanan birçok dergi ve gazetenin (bunlardan birisi JL erahıa'nın konser programında Mozart'ın Do Minör Fantasia'sı, Schubert'in Si Bemol Majör Sonatı ve Chopin'in eserleri yer alıyor. de The London Times, Haziran 1997) "pi- yanonun en lirik çağdaş ozanlaruıdan biri" olarak değerlendırdığı Perahia, Berlın Fi- larmoni. Vıyana Filarmoni, Boston Senfo- ni, Bayer Rudfunk, Münih Filarmoni, Phi- ladelphia, Amsterdam Kraliyet Concertge- bouw ve New York Filarmoni Orkestrası gi- bi dünyanın en çok alkış toplayan orkestra- lan tarafindan davet edildi. Perahia, Schu- bert, Schumann, Mo- zart. Mendelssohn. Chopin, Bartokve Be- ethoven'm çeşitli piya- no sonatlannı kaydet- ti. Aynca, Schumann'a ait müzik parçalannın kaydı için Peter Pears ile birlikte çalıştı ve Fisher-Dieskau ile Schubert'in Winterre- ise adlı eserini diske al- dı. Sony Classical ya- pımı Chopin baladla- nnı içeren CD'siyle 1995 Gramophone Ödülü'nüaldıvel997 yılında çıkan 'Mun^y Perahia pla> s Haendel & Scariatti' diski ile 'Best Instrumental Awardl99T (1997'nin en iyi enstrümantali) ödülünü kazandı. Pe- rahia 25 Şubat 1999 ta- rihinde ise 'oriiestra- sız en ryi enstrümantal uygulama'. 'Annuel Gramnıy Award' (Los Angeles) ödülünü ka- zandı. 1997'de Sony Classical ile birlikteli- ğinin yirmi beşinci yı- lını belgelemek ama- cıyla çıkardığı tüm kayıtlanndan seçmele- rin yanı sıra dört CD'lik bir derlemeyle say- gm meslek yaşamında bir dönüm noktası- na ulaşmış oldu. Yapı Kredi Sanat Festivali 2000 etkinlik- leri çerçevesinde, yann Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda saat 20.00'de bir konser verecek olan piyanist, programına Mozart'ın Do Minör Fantasia'sma, Schubert'in Si Be- mol Majör Sonatı'nı ve Chopin'in eserleri- ni dahil ediyor. . • P Sanat Kültür Antika Dergisinde Jacob Jacobs'un (1812-1879) 'Boğaziçi'nde Kayıklar'ı da yer alıyor. Boğaziçi büyüsiinde sanat Kültür Servisi - P Sanat Kül- tür Antika Dergisi, 'Boğaziçi'nde sanat'a yer verdiği bu sayısın- da söylencelere dalmış. Altın Post'un ardma düşen Argonot- lann gemisiyle bir uçtan bir uca Boğaz'ı geçmiş. Avrupalı gez- ginlerin seyahatnamelerinde hep güzellikleriyle amlan Boğazi- çi'ne, bir de, Pertusier, Pitman, MeOing gibı ustalann gravürle- rinden bakmış. Batı'nm söz ve imge dünyasında çok eski za- manlardan beri var olan Boğa- ziçi'ni, bir de Batılı ressamlann tuvallerinde yer vermiş; Brest'in kayıtlannı. Zonaro'nun yelken- lilerini, Bossoli nın Kız Kule- si'ni, DeMango'nun Göksu çeş- mesini sayfalanna taşımış. Kap- tan Paşa Konağı önünden, Ce- vat Dereli'nin faytonuna bin- miş, edebıyatımızda bir Boğa- ziçi gezintisine çıkmış: Yolda NahhSırn'ya, Mehmet Rauf a, Abdülhak Şinasi Hisar'a, Tev- fikFikret'e, Tanpmar'a rastla- mış. Üsküdarlı Hoca Ali Rıza ile Yahya Kemal'i buluşturmuş, Yanyalı Mustafa Paşa'nın Ana- dolu Hisan'ndaki yalısında Ha- nz Osman'ı. Kemençeci Vasil'i dinlemiş; Kadripaşazadetsma- 0 Bey'in Kanlıca'dakı yalısın- dan kalkan, hanende ve sazen- delerle mehtabiyeye çıkan pazar- cı kayığırun dümenine geçmiş. Derginin Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Ce- lalÜster. sunu yazısında Boğaz sulannın, saarine, havasına, mev- simine göre, kimileyin dingin, kimileyin devingen hayatlar ya- şadığına değiniyor: Apavn bir yaşam tana "Melih Cevdet Anday, Bo- ğaz'uı alımlı sularuun. günün kimi saaderinde kumru rengine büründüğünü söykr. Orhan Ve- lı, aşka diişrüğünde, Rumeh* Hi- san'ndan Boğaz'm sulanna ba- karken tarifsiz kederler içinde- dir. Oktay Rifat, nhbmdan su- ya atlar, ağznun kenannda çır- puıtüı Boğaz suyu, pembe yah- ya doğru yüzer. Boğaziçi büyü- sünün gizi. sulannu sırtlannı, kıyılarını saran rengin günün her saatinde değjşmesmde; onun, dalgacıkh akuıtüannı seyreden- lerin çokdeğişik duygulanunla- ra kapılabilmesindedir belki de. Birdebelkidahada önenüisu Bo- ğaziçi'nin, insanoğiuna sundu- ğu görünümleri bahklan, ya- kamozlan,ayaydınhklan,yahla- n, iskeleleri, vapurlanyla apay- n bir yaşam tarzı içermesinde." Derginın 19. sayısında Melih Cevdet Anday, söylencelerden günümüze 'Değişen Boğaziçi'nı yazmış. Sanat tarihçisi Necla Arslan Sevin, 4 A\Tupalı gezgin- leringözüyle Boğaziçi'nı ıncele- mış. Sotheby's'ın sanat tarihı uzmanlanndan Malcom Cos- sons. 'Baütı ressamlann firçasm- dan Boğaziçi'ne bakmış. SeBm Deri ise 'Edebiyanmızda bir Bo- ğaziçi gezintisi'ne çıkmış. Doğan Hızlan. ressam Hoca Afi Rıza ile şaır Yaşar Kemal'i Boğaziçi'nde buluşturmuş. In- cila Bertuğ, bir zamanlar Bo- ğaz akşamlannda dınlenen mu- sıkıyı araştırmış. Sanat tarihçi- si Günsel Renda. nakkaşlann fırçasından Boğazıçi'ni yorum- lamış. Halkbilımi araştırmacısı M.SabriKoz, halk diliyle yazıl- mış bir Boğaziçi Sahilnamesı'ni incelerken sanat tarihçisi ve Rus sanatı uzmanı Ivan Samarine, Ayvazovski'nin Boğaziçi tablo- lannın öyküsünü yazmış. Boğaziçi yalılan ise Sedad Hakkı Eldem'in Boğaziçi anı- lanndan ve yüzyıl başlannda Paris'te basılmış olan 'Köprü- Ki Yahsı' adh kitaptan aktanh- yor. EminNedretlşJi, görsel bel- geler eşhğinde Şirket'ı Hayriye vapurlannın öyküsünü anlatı- yor ve son 70 yılı kapsayan bir Boğaziçi bıbliyografyası sunu- yor. Gökhan Akçura ise Boğa- ziçı'nin balıklannı yazarken KıvTnetGiray. HikmetOnat'ın Boğaziçi resunlerini inceliyor. DEFNE GOLGESt TURGAY FtŞEKÇÎ Şiirîn En Gençleri Şairlerin tanınma yaşlan genellikle yirmi yaş çev- resindedir. Nâzım Hikmeften Orhan VeH'ye, DağJarca'dan Cemal Süreya'ya önemli şairlerimizin yirmili yaş- lannı sürerken daha ilk ürünleriyle tanındıklan, ede- biyat dünyasında yer ettikleri görülür. Şiir, beynin kıvılcımlanna gerek duyduğu denli, yürek yangınıyla da ilgidir. Gençlikte beyin de, yü- rek de parlaktır henüz. Algıladığı iç ve dış dünya- yı daha kolay şiire dönüştürebilir. Zamanla gençlik heyecanının yerini deneyim, ustalık alır, ama gençlik şiirlerinin tadı başka olur. Bunu düşününce, günümüzün henüz yirmi be- şine bile gelmemiş, ama isimlerini duyurabilmeyi başanmış şaiıierine topluca dönüp bakma gerek- sinimi duydum: Bu şairler içinde entanınanı, sanınm NilayÖzer (d. 1976). Uzunca bir süredir dergilerde şiirleri ya- yımlanıyor. Etkilenme dönemini aşmış, kendine özgü sesi ve dünyası olan bir şair. Yayımlanmış bir kitabı var: Zamana Dağılan Nar (Hera Şiir Yayın- lan, 1999). hangi kapıyı çalsanız üç günlük misafir karşılaması oysa yerieşik sevdalara göredir insan Zeynep Köyiü (d. 1978), eleştirmen Mehmet H. Ooğan'ın en begendiği genç kuşak şairierden. Şu günlerde yayımlanacak olan bin iki yüz sayfalık Yir- minci Yüzyıl Türk Şiiri Antolojisi'n\ bu şairte nok- talamış. Onun da yayımlanmış bir kitabı var Son Arzum Gül ve Kedi (Mayıs Yayınlan, 1998). Ben ol- sam "arzum" yerine "isteğim" derdim. ,, bendim gökyüzünün götürdüğü son uçurtma adanmış bir kuyuydum odalann yasına Serkan Ozan Özağaç (d. 1980), dergilerde ya- yımlanan şiirleriyle tanındı. Olgun bir şiir dili var. Kaldığımın yolcusuyum şimdi Uykusu uzaklara değen bir kışın Camlara bıraktığı gökten. Can Bahardır Yüce'nin (d. 1981) bir kitabı ya- yımlandı. Yaşlı Mızıka (Can Yayınlan, 2000). Geç- miş şiirimizi iyi bildiği anlaşılıyor. özellikle de Ah- met Haşim, Dağlarca, Hilmi Yavuz şiirlerinin en genç temsilcisi gibi görünüyor. Bu tanımlamanın onun gelecekteki şiirini sınırtandırmamasını düe- rim. tutuşur, dağ menekşeleri gibi dağıiıp duran bir düştedir dudaklar. Gonca Özmen (d. 1982), daha Burdur Lise- si'nde oğrenciyken dergilerde yayımlanan şiirleriy- le adını duyurdu. Bu yıl Istanbul Üniversitesi Ede- biyat Fakültesi Ingiliz Dili ve Edebiyatı Bölumü'nde yükseköğrenime başladı. On sekiz yaşında bir de • kitabı yayımlandı. Kuytumda (Hera Şiir Yayınlan, 2000). öyle daralttık ki içimizi Bir saksılık toprağa yer yok Herkesin kendini göstehyor pusulası Şairlerin yaşlan ileriedikçe şiirleri değişir, gelişir. Ama yirmili yaşlardaki ilk dönem şiirierine her ba- kışta şair kişiliği, daha o yaşlarda, o şiirlerde gö- rürsünüz. Suat Taşer Kısa Oyun \ Yanşması -2000' sonuçlandı • Kültür Servisi - 'DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatlan Bölümü'nün Suat Taşer ailesiyle birlikte düzenlediği 'Suat Taşer Kısa Oyun Yanşması'nın sonuçlan açıklandı. Şahika Tekand, Soner Olgun, Ali Ulvi Hünkar, Yrd. Doç. Dr. Semih Çelenk ve Yrd. Doç. Dr. Selda Ergün'den oluşan seçici kurul, yanşmaya katılan 29 oyun içerisinden Erdoğan Akar'm 'Hayat Güzeldir', Aslıhan Çalışan'm 'Piyes of the Hambuı^er', Necmettin Tetik'in 'Düşes' ve Pınar Merterkek'in 'Yollar Açılacak' adlı oyunlarmı 'sahnelenmeye değer' buldu. Sahne Sanatlan Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncay, on altı yıldan bu yana düzenlenen yanşmanın en önemli özelliğinin, yalnızca üniversitelerde dramatik yazarlık eğitimi gören gençlere açık olması ve sahnelenmeye değer bulunan oyunlann aynı yıl içerisinde 'DEÜ Sahne Sanatlan Bölümü Deneme Topluluğu'nca sahnelenmesi olduğunu beürtti. Tuncay, bu yıl seçilen oyunlann da 2001 yılı Mart ayı içerisinde 'Tiyatro Haftası' etkinlikleri kapsamında sahneleneceğini, aynca bugüne kadar bu yanşma sonucunda sahnelenen 80 kısa oyunun, bölümûn 25. yılı etkinliklerinin bir parçası olarak iki cilt halinde basılacağım da ekledi. K U L T U R ÇlZlK K A M İ L M A S A R A C I <? o
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle