Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6ARALIK 2000ÇARŞAMBA
8 HABERLER
9.5 trilyon lira
emlak vergisi
toplandı
• ANKARA(AA)-
Türkiye genelınde, 1997
yılı kesin hesaplanna
göre, yaklaşık 9.5 trilyon
lira emlak vergisı ve 40
trilyon lira da diğer
belediye vergileri tahsil
edıldığı bıldınldı. ANAP
Bursa Milletvekili
Ertugrul Yalçınbayır'ın
"belediyelerin emlak ve
çevre temizlik vergileri
tahakkuk ve tahsilatına
ilişkin" soru önergesı,
Içişleri Bakanı Sadettin
Tantan tarafmdan yazılı
olarak yanıtlandı. Türkiye
genelindeki bütün
belediyelerin emlak ve
çevre temizlik vergisi,
tahakkuk ve tahsilat
miktarlanna ilişkin
bilgilerin kısa sûrede
toplanmasının mümkün
olmadığına dikkatı çeken
Tantan, 1997 yılı kesin
hesaplanna göre, Türkiye
genelinde emlak vergisi
olarak 9 trilyon 488
milyar 808 milyon 384
bin lira, diğer belediye
vergilerinden ise 40
trilyon 86 milyar 572
milyon 48 bin lira
toplandığını bildirdi.
Ali Güven
HSYK üyesi
• ANKARA(AA)-
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in,
Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu (HSYK)
asıl üyeliğine, Danıştay
üyesi Ali Güven'i
seçmesine ilişkin karar,
Resmi Gazete'de
yayımlandı. Resmi
Gazete'de yer alan HSYK
Başkanlığı'na ilişkin
atama karanna göre de,
Ulus Hâkimliği'ne
Kınkkale Adli Yargı
hâkim adayı
Abdurrahman Kökver,
Kâhta Hâkimliği'ne
Vezirköprü Adli Yargı
hâkim adayı Sezaı
Demirkan, Keban
Hâkimliği'ne ise Konya
Adli Yargı hâkim adayı
Neşet Kocaman, ad
çekme usulü ile naklen
atandı.
Vartfiyalı
çalışanlar
• tSTANBUL (A.NKA) -
VKV Amerikan
Hastanesi Uylcu
Bozukluklan
Kliniği'nden Dr. Sabri
Derman, vardiyalı
çalışmanın depresyon,
soğuk algınlığı, kalp
rahatsızhğı gibi pek çok
sağlık sorununa yol
açtığuıa dikkat çekti.
Derman, vardiyalı
çahşanlann daha sağlıklı
biryaşam
sürdûrebilmeleri içın
"Düzenli ve yeterli
uyuyun. Yatak odasının
sessiz, karanlık ve serin
olmasına çahşın. Ev içi ve
sokak gürültülerinin
kontrol edilemediği
durumlarda yumuşak
silikondan kulak tıpalan
kullanın. Telefonlann
sesini kısın veya kapatın.
Radyo ve televizyonu açık
bırakmayın. Yattığınız
odad evcil hayvanlar
bulundurmayuı"
uyansında bulundu.
Yarım asırdır
bitmeyen proje
• DENİZLİ(AA)-
"Ege'nin GAP'ı" olarak
nitelenen Işıklı-Baklan
Sulama Projesi, yarım
asra yaklaşan geçmişine
rağmen henüz
bitirilemedi. Denizli'ye
bağlı 3 ilçenin tanm
alanlanna hayat verecek
olan projenin
tamamlanabilmesi için 25
trilyon liraya ihtiyaç
bulunduğu belirtildi.
Çivril, Çal ve Baklan
ilçelerinde toplam 65 bin
hektar tanm alanının
sulanmasını sağlayacak
Işıklı-Baklan Sulama
Projesi 1954yılmda
başlatıldı. Çivril'e bağlı
Işıklı beldesi
yakınlanndaki baraj
göletinin üışaatı ile
birlikte projeye de
başlandı. Ödenek
_ yetersizliği nedeniyle
yıllarca unutulan bu
projede, 1980'liyıllann
ortalannda DPT'nın
onayıyla ödenek arttınldı.
Menderes hükümeti, 25 Temmuz 1950'de Kore'ye askeryollamaya karar verdiğini açıkladı
Kore Savaşı'na katilış
rürk Piyade Tugayı
1950yüının eylülünde
"MacRea", "General
Haan " ve "Private Johnson "
adli Amerikan gemilerine
bindirilerek İskenderun 'dan
Kore'ye hareket eder. 20gün
sonra Kore'ye inen tugaya
Tuğgeneral Tahsin Yazıcı
kumanda etmektedir. Albay
Aslan Dora alay komutanıdır.
rürk Tugayı, Amerikan
25. Tümeni ile birlikte
25 Ocak 1951'de
Kumyanjan-ni kentinigeri
almak üzere hareketegeçer.
Burada 2 gün boyunca göğüs
göğüse çatışmalar olur. Kent
ele geçirilir ve harekât
başarıya ulaşır. Kumyanjan-ni
çatışmasından sonra Türk
birliğine "Distinguisherd Unit
Citation " madalyası verüir.
ri)NEYTAKALIN-2-
Kuzey Kore birliklennın 38. paraleli aşa-
rak Güney'e karşı saldınya geçmeleri üze-
nne, ABD'nin karşı koyma karan aldığını,
olayı kısa sürede BM'ye götürdûğünü ve
BM Güvenlik Konseyrrun harekete geçerek
"uluslararası birgüç" oluşturduğunu bihyo-
ruz. Türk yetkıülenn bu olay kaışısmdaki tav-
nnı aşağıda ele alacağız. Bu noktada Tür-
kıye'mn Kore'ye nasıl asker yolladığını ve
Türk bırliğınin hangı çaüşmalara kaüldığı-
nı açmaya çalışacağım.
Menderes hükümetinin 25 Temmuz
195û'de Kore'ye asker yollamaya karar ver-
diğinı açıklaması üzerine askeri yetkililer
harekete geçer. Üç piyade alayından, bır top-
çu taburundan ve öteki yardımcı bırlikler-
den oluşan bağımsız bir piyade tugayı teş-
kil edılır. 5025 mevcutlu Türk Piyade Tuga-
yı eylül sonunda "MacRea", "General Ha-
an" ve "Private Johnson" adli Amerikan
gemilerine bindinlerek Iskendenın'dan ha-
reket eder, Süveyş Kanah'ndan geçerek yak-
laşık 20 günde Kore'ye ıntıkal eder. Tuga-
ya Tuğgeneral Tahsin Yaaa kumanda eder.
Albay Asbn Dora alay komutanıdır.
Ekım ortalannda Pusan'da karaya çıkan
Türk Tugayı, bir Amerikan tank bırligınce
de desteklenir. Nakledildikleri Taegu'da eği-
tim gören komutan Mac Arthur'un "kuzey
yıkfazı'* adını taktığı Türk birlikleri, Seul'ün
45 km. kuzeybaüsında konuslandınlır. Türk
birligi 25. Amerikan Tümeni'nin ıhtiyatına
grrer. Bu görevi bırkaç gün sonra Ingılız Tu-
gayı'na devreden Türk Tugayı, Kunuri'deki
görev yerine gehr.
Türk Tugayı, Çin Ordusu'nun cepheden
genel bir taarruza geçtiği sırada 1950 Ara-
lık'ında çatışmalara katılır. TürkTugayı'na
verilen görev, 9. Amerikan Kolordusu'nun
ihtiyathğını yapmaktır. Gerçekten de Türk
Tugayı saldınya geçen 50. Çin Ordusu'nu
üç gün oyalar ve Amerikan 9. Ordusu'nun
kapana kısılmadan geri çekilmesini sağlar.
Bu. savaşın dönüm noktalanndanbirini oluş-
turur. Türkler, Vawon Savaşı'nda ilk kez
Çinhlerle çatışırlar.
Kumyanjan-nl çatışması
Çın ve Kuzey Kore bırhklennın baskıla-
n üzenne, BM Ordusugüneye çekılir. Pyong-
yang (Kuzey Kore'nın başkenti) ve kısa sü-
re sonra 4 Ocak 195 l'de Seul, Çin-Korc bir-
liklennin elıne geçer. BM Güçlen, Han Ir-
mağrnın yakınlannda toparlanmaya çalı-
şırlar. 25 Ocak 1951 'de Türk Tugayı, Ame-
rikan 25. Tümeni ile birlıkte Kumyanjan-nı
kentinı geri almak üzere harekete geçer. Bu-
rada 2 gün boyunca göğüs göğüse çatışma-
lar olur. Kent ele geçirüir ve harekât başa-
rrya ulaşır. Bu Türkbirliğinin yaşadığı en kan-
lı çatışmalardan buidir. Bu arada ölü Çinli
askerlerin başında fotoğrafçılara gülerek poz
veren birTürk subayı, Ban basmmakonu olur.
Subay, tüm düşman askeriennı kendisinin öl-
dürdüğünü gururla söyler. Subayın iddiası-
na göre, Türk birliğınin çarpıştığı Çin birli-
ği, Kunuri'de karşı karşıya geldikleri Çin
birligi olduğundan bunu intıkam için yap-
mıştır (1). Kumyanjan-ni çatışmasından son-
ra Türk bırliğine General Ridgnvay'in öne-
risi ve Truman'ın onayı üzerine "Distingu-
isherd Unk Citation" madalyası verilir.
Kumyanjan-nı savaşmın ardından 14 gün
boyuncakesintisiz çarpışmalarmeydana ge-
Ur. Amerikan birliklen ve Türk Tugayı 11
Şubat'ta Han Irmağı'na ulaşır ve BM güç-
len 15 Şubat'ta Seul kapısına dayanır.
Savunma pozlsyonu
Cauşmalar 1952 yıh boyunca sürer. Ağus-
tosta 3. değiştirme tugayı Kore'yevanr. Türk
Tugayı, 1953 'te Seul'ünkuzeyine 25. Ame-
rikan Tümeni'nin sağına savunma pozisyo-
nuna yerleştirilir.
27 Temmuz 1953'te atekes imzalanmasın-
dan sonra, çatışmalar durur.
Türkiye'nin anayurdun binlerce kilomet-
re uzağffidaki bir savaşa kanlması, üstelik bu
katılımı da abartıh bir bıçımde yapması, dü-
şündürücüdür. Neden böyle davrandığı ko-
nusunda ıçerde ve dışarda neredeyse tam
bır görüşbırhğı vardır: Türkiye NATO'ya
katılmak için, daha doğrusu başta ABD ol-
mak üzere, müttefıklenn güvenini kazanmak
için Kore Savaşı'na katildı, bu savaşı bir
manivela olarak kullandı. Bu argümanı tar-
tışmak ıçın olayı süreç olarak ele alacağız.
Kore Savaşı'na giden askerierimiz,eDerindeCumhuriyetgazetesL Kendileri hakkmda çıkan haberleri büyük bir Ogryle okuyorlar.
14 Mayıs 1950'de üctidara gelen DP, iktida-
ra ahşmanın hazırlığı içindedir. Bu arada ta-
rihsel önemde kimi kararlar alır. Ömeğin
ordu komuta kademesı 5 Haziran 1950'de tü-
müyle değıştınlır. Genelkurmay Başkanlı-
ğı'na Orgeneral Nuri Yamut getırilir.
Bakanlar Kurulu toplantısı
28 Haziran 1950'de Türk Dışişleri Baka-
nı Köprülü, Amerikan Yardraı Heyetı Baş-
kanı'nı davet eder. Bu görüşmede Dışişleri
Müsteşan da bulunur. Sözü Kore Savaşı'na
getiren Köprülü, Kore olayının Sovyetler'in
dünya çapında saldınya geçmeye yöneldi-
ği anlamına gelmedığını düşündüğunü be-
hrtir. Tümgeneral Mc Bride'ın sorusu üze-
rine olaydanGenelkurmay'ı haberdar ettı-
gini.Bakanlar Kunılu'nun bu konuda bir
toplantı yapmadığını belırrır.
Tümgeneral Mc Bride Türkyetküilerin bu
olayı az çok yerel bir olay olarak değerlen-
dirdikleri ızlenimini edindiğıru rapora geçer.
Köprülü, aynı gün elçi Wadsworth'a telefon-
da söyledığı şeyı General Mc Bnde'a tek-
rar eder, Amenka'nın müdahale etmekle en
doğru işi yaptığını söyler. General Mc Bri-
de aynı görüşmede, Türk ordusunun duru-
munun kaygı verici olduğunu, alana çıkıp iyi
bir performans gösterebilecek tek bir birli-
ğin bile olmadığını Fuat Köprülü'ye belir-
tir (2). Mc Bride'ın tespıtı çok açıktır. Sa-
vaşabilecek durumda tek bır bırlık yoktur.
Bu sözlerin üzennden 2 ay geçtıkten sonra
Türk Tugayı'nın İskenderun'dan savaş ala-
nına yola çıkanlması, düşündürücü olduğu
kadar üzücüdürde...
24 Temmuz 1950'de Amerikan elçısi
Wadsworth, Dışışlen'nde toplantıya çağn-
lır. Konu, BM Genel sekreteri'nın Kore'ye
birlik yollanması çağnsıdır. Elçi. bır gün
önce Atına'dan gelen Senatör Cain ve Ame-
rikan Yanüm Heyetı Başkanı Tümgeneral Mc
Bride'la görüşmüş ve bılgılenmış oluşuna da-
yanarak Türk hükümetının BM kararlanna
uymasını ve Kore'ye tam donanımlı bır alay
göndermesmı önenr. General Mc Bnde.
yaklaşık 4.000 kışıden oluşmasını öngör-
düğıi bu bırlığin dağılımını ve donanımını
sıralamış, bu birliğin bır ay ıçınde toplana-
bileceğını elçıye söylemıştır.
ABD'nin raporu
Elçi Wadsworth ABD Dışişleri Bakanlı-
ğı'na yazdığı raporunda, Senatör Caın ve
General Mc Bride ile bırlikte. sırasıyla Dı-
şişleri Bakanı'nı, Genelkurmay Başkanı'-
nı, Kara Kuvvetlen Komutanı'nı zıyaret et-
tıklennı, Dışişleri Bakanı 'nın "Karabirfik-
lerinin yoflanması yohındaki önerinizi yû-
rekten destekliyorum, bunu en kısa sürede
hükümetin önüne götüreceğiın" dedığını
ABD Dışişleri Bakanlığı'na rapor eder. Sa-
vunma Bakanı da * "Arkadaşnmzm görü-
şüne katriryonmr der. Akşam Dışişleri Ba-
kanı'nın Senatör Cain onuruna verdiği ye-
mekte Fuat Köprülü elçiye Celai Bayar ve
Menderes'le telefonda görüştüğünü, bır gün
sonra bayram tatılı dönüşünde hükümet top-
lantısında Kore'ye asker yollama sorunu-
nun karara bağlanacağını belırtır. (3)
Bu Amerikan raporundan çıkan sonuçlar
şunlardır: Yollanacak birligi, hatta bu bırlı-
ğin mevcudunu ve donanımını bile Tüm-
general Mc Bride tespıt etmiş ve Türk yet-
kıhlenn önüne koymuştur Bır ay önce Türk
yetkılılere "Ordunun durumu kötü, alanda
iyi performans verebüecek tek bir birtik bi-
le yok" dıyen Mc Bnde'ın, Senatör Cain ile
bırlıkte göriişmeler yürütürken "savaş ala-
nma yoUanmak üzere bir ayda birtik devşi-
rflebileceğini'* öne sürmesı, dikkat çekicidir.
• Raşit Şevket lnce
(l)F.Türkmen, Turkey andthe Korean War
(2)A.g.y.
(3) FRUS, 1950, c. V,s. 1281-2
SÜRECEK
Çl N
M a n ç u r y a j
i"\
S ''% Havzaa .<
t " " u n g n a
ateşkes
konuşmalan
süresınce
1951-53
Prost, Valiye bir
mektub k tt
Panmunjom
*#
SEUL
s »hHise a!U«ıl»
GÜNEY
KORE
Pusan Sıran •
5 Ağus-26 Eylûy 1950 :
1950'de başlayan ve 1953'e kadar devam eden Kore Savaşı'nda Türk ordusu bir tümen askerle aktif olarak görev aldı.
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
Uyum Tümöpü
FRANKFURT - Almanya'da gazeteler bir süre-
dir grup toplantılanna katılmayan, "onursal baş-
kanlık" unvanı elinden alınmış, bunca gayrete rağ-
men aklanamamış eski şansölye Kohl'ün paria-
mentodaki CDU grubuna yeniden "entegrasyonu"
sorununu fazla büyüttüler. O kadar zor mu? Kohl
parlamentoya gider, elleriyle bir ANAP selamı ça-
kar, milletvekilleri ayağa kalkarlar, "çok yaşa bü-
yüğümüz, onursalbaşkanımız" diye bağınrlar. An-
gela Merkel, doğulu ve soğuk gülümsemesiyle gi-
der elini sıkar Kohl'ün. Mümkünse bir de öper. Çı-
kışta Kohl, gazetecilerin sorulannı yanıtlar ve "Kon-
to açtımsa ben açtım, ne olmuş yani" der ve
Kohl'ün CDU grubuna entegrasyonu sorunu çö-
zülmüş olur. Ama böyle olmadı. Parlamentoda so-
ğuk karşılanan Kohl, hatıralannı yaz(dır)dı ve kita-
bını imzalarken kızgın bir hayranının fırlattığı pas-
ta, yüzünden aşağı aktı.
Çözülmesi zor olan entegrasyon sorunu, Hes-
sen Başbakanı Roland Koch ve arkadaşlannın top-
luma yeniden uyum sağlamalan sorunudur. Bu
sorunun zorluğu bazı çok açık gerçeklerin Koch
ve arkadaşlarına birtüriü anlatılamamasından kay-
naklanıyor. Örneğin, Hessen Başbakanı Koch'a
aşın sağın tırmanışına karşı alınması gereken ön-
lemler konusunda soru soran gazeteciler, "Alman-
ya'daki yabancılar ile ilgili gerçekleri saklamama-
lıyız" gibısinden bir cevap alıyorlar. Ne ilgisi var ?
Istatistikler, göçmenlerin çoğunlukta olduğu yer-
lerde aşın sağ saldınlann az, göçmenlerin yaşama-
dığı ya da çok az bulunduklan eyaietlerde ise çok
olduğunu gösteriyor. Gazeteciler cevabı, cevap-
taki cevheri anlamakta zorluk çekiyorlar. Burada
da gazetecilerin Koch'a uyum sorunu kendini gös-
teriyor. "Gazeteci dediğinin uyum diye bir sorunu
olmaz, gazeteci uyumsuz adamdır" diye ahkâm
kesenlerin uyum sorunu ise entegrasyonculann
hiç anlayamadıklan bir sorundur ve tümüyle çö-
zümsüzdür.
Uyum, uymak, uydurmak.. hepsi de "biriniöbü-
rüne benzetmek" denilen habis kanser tümörün-
den kaynaklanıyor. Hiç kimse, "Ben sana benzer-
sem, ben olmaktan çıkanm; ben eğerben olamaz-
sam ne anlamı var bu hayatın" demiyor. "Hepi-
niz Almanca öğrenin, Türkçeyi de unutun gitsin;
başka türiü bize uyamazsınız" diyortar göçmenle-
re. Göçmen çocuklan için konulmuş Türkçe ana-
dil derslerini kaldırmaya hazırlananlar, "Bizbuders-
leri siz memleketinize dönersiniz diye koymuştuk,
dönmeyeceğinize göre artık bu derslere de ge-
reksiniminiz kalmadı" diye kesip atıyoriar. Tamam
Almancayı öğrenelim de Türkçeyi niye unutuyo-
ruz, kardeşim. Türkçeyi unutmasak, aynca Ingiliz-
ce, Fransızca öğrensek, hatta Ispanyolcayı da kı-
vırsak, size uyamaz mıyız? Hem size de fazla uy-
masak, size uymak yerine birbirimizi anlamakla
yetinsek, daha iyi olmaz mı?
Kültürierin bırbirlerine uymak gibi bir sorunlan yok-
tur. Onlar birbiriyle iç içe geçtikleri zaman bile ken-
di renklerini koruyabildikleri için, yeni renkler üre-
tebildikteri için, farklı olabildiklen için insanlığı zen-
ginleştiriyorlar. Peki, dılsız kultur olur mu?
Olmaz. "Unutun dilinizi" diyenlerin bizi bir şeye
uydurmak istedikleri kesin. Oysa, sorun uyum de-
ğil, birbirini anlama sorunudur. Anlamak ve ken-
dimizi anlatmak için Almanca öğrenmemiz gerek-
tiği ortada. Peki Almanlann ne öğrenmesi gereki-
yor? Anlamanın, farklı kültürlerden zevk almanın
tadını almış Alman dostlanmız bir yana, azınlıkta
olduklannı umduğumuz bir kesim Almanın, aşın sa-
ğın, Almanya'nın çok önemli bir sorunu olduğunu
artık öğrenmeleri gerekmiyor mu? Bu sorun, göç-
menler burada olduğu için sorun olmadı. Göç-
menjer yokken de çok büyük bir sorununuzdu si-
zin. Öyle büyüktü ki milyonlarca insanın ölümüne
neden oldu.
Unutmak, ne kadar kötü. Ama unutmak insanın
en büyük özelliklerinden. Aşk acılannı, ölüm acı-
sını, özellikle başımızdan geçen talihsizlikleri ve en
önemlisi suçlanmızı unutmakta mahiriz biz. O yüz-
den "hafıza-i beşer nisyan ile maluldür", "insan-
lığın hafızası unutuşla yaralıdır" diyen şairi tamam-
lama gereksinimi duyulur hep: "... ama arşiv asla
unutmaz."
Arada bir kitaplara, sergilere, tozlanmış raflan-
na kitaplıklann uzanmak, yani yaşamakta direnen
kültüre başvurmak yerinde olmaz mı?
Hümanite nasıl kurtulur?
Avrupa'da muhafazakâriar, Italyan komünistle-
rinin gazetesi L'Unita'nm kapanmasından sonra göz-
lerini Fransız komünistlerinin ünlü gazetesi L'Hü-
manite'ye çevirdiler. Kimileri Hümanite'nin içinde
bulunduğu mali kriz karşısında sevincini gizleye-
mezken, kimileri de timsah gözyaşlan döküyor.
1904 yılında Jean Jaueres tarafmdan kurulan Hü-
manite, 1920 yılında FKP'nin yayın organı olmuş-
tu. Ikinci Dünya Savaşı sonrası yıllarda 300 binlik
birtiraja ulaşan gazete, Sovyetler Birliği'nin dağıl-
masından sonra solun girdiği krizden etkilendi ve
okuyucu kaybetti. Şimdilerde tirajı 45 binlere dü-
şen Hümanite'yi yaşatmak için çaba gösterenler,
sosyalist hükümetin desteğini de bir ölçüda ala-
biliyoriar. Avrupa muhafazakâriannı çileden çıka-
ran da bu. Ama bu dunjma en çok sinirlenen, Fran-
sız aşın sağının lideri Le Pen. Alman muhafaza-
kârlan ise, sadece "Sınıfsavaşına devlet desteği"
başlığını atmakla yetiniyoriar, şimdilik.
IKYB ve PKK
Kuzey Irak'ta
çabşmalar başladı
FERİT DEMİR
TUNCELİ - Kuzey
Irak'ta üslenen PKK'li-
lerle Celal Talabani ön-
derliğindeki trak Kürdis-
tan Yurtseverler Birligi
(IKYB) peşmergeleri ara-
sındaki çatışmalar önce-
ki gece yeniden başladı.
Çatışmalarda 5 PKK'li
ile 10 IKYBpeşmergesi-
nin öldüğü öne sürüldü.
Kuzey Irak'ta bir süre
önce ateşkes ilan eden
PKK- IKYB arasındaki
çatışmalar, öncekı gece
yeniden başladı. PKK'nin
yayın organı Medya
TV'deki bir programa te-
lefon bağlantısıyla katı-
lanPKKBaşkanlıkKon-
seyi üyesi OsmanÖcalan
da çatışmayı doğruladı.
Öcalan "Çıkan çaüşma-
larda 5 PKK'li öldü.
IKY'B'nin ise şu ana ka-
dar 10 ölüsü var, aynca 6
IKYB'ü peşmergeyi de
esir aldık" dedi.
Çatışmalann devam et-
tiğinı belirten Öcalan,
kendılerinın Talebanı güç-
lerinin saldınlanna karşı
meşnı müdafaa haklannı
kullandıklanm söyledi.