17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç # Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya # Yazıışlen Müdüru Ibra- him Yüdız # Sorumlu Müdur- Fik- ret llkiz 0 Haber Merkezı Mudünı. Hakan Kara Istıhbarat Cengiz \ ıldınm O Ekonomı ÖzlemVizak • Kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir > tketman 9 Makaleler Stuni Kanıören 9 Duzeftme \bduüah Yazıcı • Fotoğraf Erdogan Köscoğhı • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlerı Mehmet Fanrç • Avrupa Temsılcısı Güra> Öz Yayın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, tbrahim V ikfaz,Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No. 125,Kat 4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195O20(7hat), Faks 4195027 • IzmiT Temsılcısı Serdar Kıak, H Zıya Blv 1352S 2j3Tel 44H220, Faks 4419117•AdanaTemsıkisı Çetin Yiğenoğlu, tnönü Cd 119 S No 1 Kat:l, Tel. 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdürii İstiin Akmen # Koorduıatör Ahmet Korulsan • Muhasebe Bülent Yener • ldare Hüseyin Gürer • Satış Fazilet Kuza MEDV \ C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdur Gülbin Erduran # Koordınator Reha Işıtman # Genel MüdürYardımcısı S«>daÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460*1.Faks 5138463 YayımlaiM ve Bısan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş Tüıkocagı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel 10.212)51205 05(20 hat) Faks (0 212)513 85 95 www.cumhuriyet com.tr 6 ARALIK 2000 lmsak:5.43 Güneş: 7.08 Öğle: 12.02 tkindi: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.11 Kapakkm Jones • Haber Merkea-The Mask of Zorro fılmiyle yıldızı parlayan ünlü ıngiliz oyuncu Catherine Zeta-Jones, Vanity Fair Magazin'in Ocak 2001 sayısına kapak oldu. Geçen ay New York'ta yapılan muhteşem bir düğünle Michael Douglas'la evlenen Jones, dergiye hamileliğı ve annelik ile ilgili açıklamalarda bulundu. Hazinenin kay v parçaları • UŞAK(AA)-"tlk Çağlarda Anadolu ve Uşak" konulu panelde konuşan Uşak Müzesi Müdürü Kazım Akbıyıkoğlu, büyük kıstıu Uşak Müzesi'nde sergilenen ve "Karun Hazinesi" olarak adlandınlan değerli madenlerden yapılmış tarihi eserlerin bir bölümünün Fransa'da bir koleksiyoncuda olduğunun belirlendiğinı bildirdi. Uşak Valisi Ayhan Çevik de Karun hazinesinde yer alan eserlenn ömeklerinin hazırlandığını ve bunlann satışa çıkanlacağını bildirdi. Ankete büyük • ANKARA (ANKA)- "Dünyanın Yenı 7 Hankası"nın belirlenmesi için internette yapılan anket, Türkiye'den büyük bir ügi gördü. Ankette kullamlan oylann üçte binne yakın bir bölümü Türkiye'den geldi. Ülkeler arasında Türkiye, yüzde 32.14'lük payı ile ve büyük bir farkla ilk sırada yer alıyor. Türkiye'yı yüzde 15.57 payı ile Hüıdıstan izliyor. Uçüncü sırada yüzde 11.43 oy ile Meksika bulunuyor. Türkiye'nin toplam oylann üçte birine yakın bir payı olmasına karşın nihai listede yer alan 23 eserden bin olan Ayasofya, en çok oy alan üç eser arasına giremedi. Tac Mahal yüzde 10.7'lik bir pay ile ilk sırada bulunuyor. rahatlatıyor • tZMÎT (AA) - Sosyal yaşamda ıletişim kurmakta zorianan kişilerin, ınternetteki sohbet sitelerinde rahatladıklan bildirildi. Chat'le iletışim kurmaıun hızla yaygınlaştığını belirten Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Bayülkern, "Sohbet sitelerinde karşı cinsle iletişim kurmak isteyenler, genellikle çekingen kişilerdir. Çekingen olanlar, internetteki sohbet sitelerinde, karşı cinsle rahat iletişim kuruyor" dedı. Sigara içenler çok kaytarıyor • CHICAGO(AA)- Sigara tıryakisi gençlerin, çalıştıklan işyerinden daha çok ızin aldıklan belirlendi. ABD'de yapılan araştırma, sıgara içen gençlerin ıçmeyenlere göre daha çok hastaneye başvurduklannı ya da çeşıtli bahanelerle işlerinden izin aldıklannı ortaya çıkardı. Yelken dünyasının kadın başkanı Nazlı İmre, altyapı ve tesis sorununun acilen çözümlenmesini istiyor 'Penizle bagLanbmız kesfldi'• Eğitimden altyapı ve tesise kadar birçok sorun bulunduğunu anlatan İmre, "Sahil yollan yapımı sırasında önü doldurulan kulüpler, halen yeni bir tesis bulmuş değil. Suyla bağlantısı olmayınca kulüplerin spor faaliyeti duruyor. Su sporlan merkezlerinin oluşmasını sağlamamız lazım" diyor. KEREM KAÇARLAR Onu yelken sporuyla ilgilenenler ya- kından tanırlar. tçtenhği, kibarlığı, ca- na yakınlılığıyla herkese kendini sevdir- miş biri Nazlı tmre. Başanh bir yöneti- ci olmasırun yanı sıra 1991 yılında eşi- ni beklemekten sıkılarak başladığı yel- ken dünyasında şimdi federasyon baş- kanı. İmre, yapılan son seçimlerde 177 oydan 148' ıni alarak 38 federasyon ara- sındakı tek bayan başkan olma özelliği- ni de kazandı. Oturmayı sevmiyor, sürekli faaliyet içinde. Hatta Sydney Olimpiyatlan dö- nüşü 20 saatliİc yolculukta elişi (gob- len) yapmış. Insanlann kendisini 'çok kavgaa' olarak nitelendirdikleri zaman karşı çıkıyor, yalnızca fikrini söylediği- ni belirtiyor. Yüksek ses tonuyla konu- şan Nazlı tmre, bir anda bulunduğu or- tamda dikkatlen üzerine çekmeyi başa- nyor. Bu durumu şöyle anlatıyor: "Bana bağırarak konuştuğumu söy- lerier. Küçükken benim ağır işiten bir da- dnn vardL Ona sesimi duyurmak için bağırryordum. Böyle ahştim ve sonra da böyle gitri. Bu ses tonuyla konuşmak ba- na normal gefiyor." Yola, 'Birtikten kuvvet doğar' sloga- nıyla çıktıklannı vurgulayan imre, fede- rasyon başkanlığını bir bayrak yanşına benzeterek "Erciyes Sipahi'den Azat Baykal 'a veondan da sıra bana gekü. Bi- zim camiada birtikve berabertik var. Bu iki başkan da şimdi benim yönetim ku- rulumda. Semboük olarak değüler. On- larm da göre\leri olacak" diyerek bu ko- Türkiye Yeiken Federasyonu Başkanı İmre,yelken sporunda en bü>ük sıkuıtuun eğjtim sistemindeki çarpıklık oiduğunu belirtiyor. nudaki düşüncesini belirtti. Diğer işlerini bir kenara bırakıp şim- di bütün yoğunluğunu yelkene v erece- ğini ifade eden Nazlı İmre, bayan olma- nın bir ayncalığı bulunmadığını, ancak yurtdışında iyi bir imaj olarak görüldü- ğünü behrterek şunlan söylüyor: "Avrupa'ya baknğıınız zaman Türk- leri geri görüşlü olarak tamyorlar. Ka- rar verme pozisyonundaki kişinin bir bayan olması onlarda da etkik-viti olu- yor." 'En bûyük sorun eğjtim' Yelken sporunda birçok sorunun oi- duğunu hatırlatan Imre, en büyük sıkın- tılannı ise eğitim sisteminin çarpıklığı olarak görüyor. Bu nedenle çok sayıda sporcuyu kaybettiklenne dikkat çeken çiçeği burnunda başkan, "Sporcudan tam verim alabüecegimiz zaman, üni- versite sınavlanna hazırlamyor ve spor- dan kopmak zorunda kalıyor. Devİetin eğitim poütikasmı değiştirmesi laam" diyerek tepkisini dile getiriyor. Altyapı ve tesis sorununun çözülme- si gerektiğmi savunan İmre, "Sahil yol- lan yapımı sırasında önü doldurulan ku- lüpler, halen yeni bir tesis bulmuş değil. Suyla bağlantısı ohnayınca kulüplerin spor faaliyeti duruyor. Su sporlan mer- kezlerinin ohışmasuıı sağlamamız lazım. Bu sorunlar bizim dışunızda. Politik bir sorun. Askeregktensporcutanmızdan fây- dalanamnoruz. Çoğu karacı oluyor. Hal- buki milli velkenciler denizci olsalar, De- niz Kuvvetlerigücü'nde spora devam edebflirler. Hem spordan kopmazlar hem de oradakilert yardımcı olurlar. Yoksa 2 yil spora ara \ermek zorunda kalıyor- lar. Dünvanın her yerinde deni/ kuv-vet- lerinin yelken takunı var. Ve yetkenciler asker ohıncabukulüpleregjdiyortar'' şek- lınde konuştu. 3 tarafı denizlerle çevrili Türkiye'nin denizi sevmediğini hanrlatıyor ve mev- cut bütçenin yeterli olup olmadığını so- ruyoruz: "Olmuyor elbette. Denizlerle bağlan- tımız kesUdi. Her yere yol yapülar. Ha- len denizci değiliz. 60 mihonda sadece 1200 yelkenci var. Hadi bunu artnrahm 2000 otsun. Bu da yetersiz. Şimdi kulüp- lerle daha sıkı bir şekilde işbirliğine gi- receğiz. Eğitime ağırlık vereceğiz. Yurt- dışından tecrübeK antrenör getirip ken- di antrenörlerimize, hakemlerimize, ida- recilerimize, sporculanmıza en iyi eğiti- mi sağlayacağtz. Mevcutbütçeyeterli de- ğil, faaHyet çok. Sponsoriukyasası çıkar- sa rahatlanz. Bu noktada en büyük gö- rev basına düşüyor. Sponsorluğu şiddet- B bir şekilde desteklemeliler." Tazeçiftten Kömüre yasak geldi Yatağanîçin yeni önlemler ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Yata- ğan'da geçen hafla so- nu yaşanan inversiyon olayının ardından top- lanan oluşturulan kriz masasınca, ilçe gene- linde sağlık taraması ve Yatağan kömürüne sa- tış yasağı uygulanması karan alındı. Muğla Va- lisı Lütfi Yiğenoğlu, bundan böyle santralın inversiyon olunca de- ğil, olmadan önce kapa- hlacağıru söyledi. Çev- recıler, öncekı gun ya- şanan inversiyonda santrah kendi inisiya- tifı ile kapatan işletme müdürü Mehmet Ho- şoğhı'na tepki gösterdi- ler.Muğla Valisi Lütfi Yiğenoğlu başkanhğın- daki kriz masası top- lantısına vali yardımcı- lan A. Haydar Küçük, Ismail Kaya. Yatağan Kaymakam Vekılı Muhsin Koç, Yatağan Beledıyesı Başkanı Haşmetlşık ile Yatağan Termik Santrah tşlet- me Müdürü Mehmet Hoşoğlu, santralın Ba- ca Gazı Antma Tesisi Müdürü Adnan Sanroğ- lu, çevre, meteorolojı, sağlık il müdürleri ve Muğla Devlet Hastane- si Başhekimı katıldı. Vali Yiğenoğlu, ''Da- ha önce aldığunız ön- lemler çerçevesinde Ya- tağan'da havadaki kir- tiKk yükseiince santrah durduruyorduk. Şimdi kriz masası 24 saat me- teoroloji ile temas hattn- de olacak. Meteoroloji- den inversiyon, yani kir- Kfikyaşanabiliruyanget- diğinde santral üretimi durdurulacak" dedı. Muğla Valisi Lütfi Yi- ğenoğlu'nun verdiğı bil- giye göre, toplantıda ay- nca Güney Ege Linyit- leri Işletmesi'nin (GE- Ll) termik santrallar dı- şında hiçbir amaçla kö- mür satışı yapmaması, ev ve işyerlerinde ka- çak kömür kullanımı- nın önüne geçilmesi için denetimlerin sık- laştınlması, hava kirli- liğınin yoğun olarak ya- şandığı köylere ölçüm cihazı konulması ve ge- nel sağlık taraması baş- latılması kararlan alın- dı. Yiğenoğlu, baca ga- zı antma tesısmin bi- rincı ünitesinin 18Ocak 2001'de devreye gire- ceğini söyledi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'Emperyalizmin Ermeni Oyunu!' yenifilmDuygusal komedi fılmlerinden tanıdığınuz sevimli yildız Meg Ryan ile GlaaŞatör adlı filmle *' büyük çıkış yapan aktör Russel Crovve'un büiikte çe^irdikleri yeni fflmleri "Proof Of life"ın galası geçen günkrde BeverK' Hills'te yapıldı. Gcrçek hayatta da se%gili olan çifün filmi, bir üçüncü dünya ülkcsinde çahşırken kaçuılan Amerikalı bir işadamının profesyonel bir arabulucu (Crovve) tarafindan kurtanhşuu anlatıyor. (REUTERS) Deneklerden 542si öldii Kent yaşamı erkek düşmanı e-posta : tan (a prizma. net. tr CHICAGO(AA)-Ame- rikalı bilim adamlan, kent- te yaşamanın erkeklerde ölüm riskini arttırdığını saptadı. Michıgan Üniversitesı bı.lim adamlan, 3 bin 617 erkek üzerinde 7.5 yıl sü- ren araştırmalarda, kent- te yaşayan erkeklerin, ban- liyölerde ve küçük yerle- şım merkezlerinde yaşa- yan erkeklere oranla yüz- de 62 daha fazla ölüm ris- ki içinde olduklarını beür- ledı. Araştırmalarda, denek- lerin gelu: düzeyı, yaşla- n, öğrenim durumlan ve diğer birçok farklılığı göz önüne alındı. Bılım adamlan. kentlerde yaşa- yan erkeklerde ölüm ora- nının yüksek olmasına, si- gara, sosyal yaşamın za- yıflığı, düşük gelirin ya- rattığı ekonomik düzen- sızlik ve kent yaşamının yarattığı fıziksel risklenn neden oiduğunu kaydet- tı. 65 yaşın altında ve 25 yaşın üstündekı denekle- n, büyük kentler ile çeşit- li büyüklükteki yerleşim merkezlerinden seçen araştırmacılar, denekler- le ılgüı tüm bügıleri değer- lendirdi. Yedı buçuk yıl sonra, araştırmaya katdan denek- lerden 542'simn öldüğü belirlendi. içerin Yoldaş, zamanın SSCB Dışişleri Komi- Vj/seri; Gâzi'nin, Anadolu/Sovyet yakınlaşma- slteşebbüsünde, 'ErmeniSorunu'naöncelikta- nımak eğilimindedir; bilir misiniz ki, Stalin Yoldaş, -evet, ta kendisi- 'Moskova Anlaşması' müzake- relerinde, kafası kızıp Vladimir llyiç'e onu şikâyet etmişti; bakar mısınız, ne diyor: "...tavariş' Lenin, ben daha dün öğrendim ki, Çiçerin, ne zamansa, Tünklere aptalca (ve provo- katörce) birtalep ileterek (Türk nüfusunun çoğun- lukta olduğu Tün\ eyaletleri) Van, Muş ve BrtlisV boşaftmalannt istemiştir. (Buraya dikkat!) Bu em- peryalist Ermenitalebi, bizim talebimizolamaz. Çi- çerin'/n milliyetçi ruhlu Ermeni telkinleri doğrul- tusunda, Türklere nota göndenmesiniyasaklamak gerekir." (Aydınlık, 1 Ekım 2000, s. 4). Meraklısı, AN Fuat(Cebesoy) Paşa'nın 1920 Ka- stmrndan itibaren, Ankara Hükümeti'nin Mosko- va Büyükelçisi oiduğunu bilır. Cebesoy, Mos- kova Hatıralan'nda, Ermeni talepleriyle ilgili ola- rak, Lenin'ın kendisine şöyle dediğini yazıyor: "...Ermeni Taşnaklan, Sovyetieraleyhine hareket etmişlerdir; Gürcü Menşevikleri ile Taşnaklan ber- tarafedeceğiz!" Cebesoy'un yorumu da, son de- rece açık: "...eğerStalin'/n Hariciye Komiseri üze- rindeki müdahalesi olmasaydı, Moskova Konfe- ransı ya daha çok uzar veyahut, o günlerde elde ettiğimiz neticeye varamazdık!" (a.g.e. s. 6). Kjsacası, ikisi de anti/emperyalist iki ihtilâl, Er- meni Sorunu'nun 'Emperyalizmin bir oyunu' ol- duğunun farkındaydılar; bunu açıklamışlardır da! Bu bakımdan Cihan Akerson'un 'belgeseline' koyduğu ad, gerçeği yansıtıyor. 'Çarlık1 Rusyası ve İngiltere!... Rus Çan II. Nikola, Osmanlı Ermenileri'ni ayak- lanmaya çağınrken, şöyle bir mesaj yayımla- mıştı: "...artıksizin için bağımsızlık çanı çalmakta- dır. Davamızda ve hedeflenmızde son zafere ulaş- mak için çalışacağınızdan eminim. Ermeniler!.. Çann asâsı altında kanlannızı birieştirmekle, özgûr- lük ve adâlete sahip olacaksınız!" Ermeniler'in, Çarlık tarafindan nasıl kullanıldığına dair, açık ka- nrt mı istediniz, buyurun: "...18 Haziran 1915 ta- rihli belgede, II. Ermeni Milisi Komutanlığınca Mi- lis Çetesi'nin başı Lato Raşutyan'a, 106,300 nu- maralı tabanca ve bir mavzerle, Van'a gıdip dön- mesi için dört gün izin verildiği beMiliyordu. Ra- şutyan, Taşnaksütyun Komitesi'ne bağlı çete- lerin önde olan başlanndan bihydi ve yıllarca böl- gedeki Mûslüman köylerine dehşet saçmıştı; bu belge, Bitlis'teto çatışmalar sırasında öldüğünde, üzerinden çıkmıştı..." (a.g.e. s. 1). Yalnız Çarlık Rusya'sı mı, hayır! İngiltere Dev- let-i Fehimesi de Ermeni Sorunu'nda, başından beri son derece aktıf -ve Türkiye'nin aleyhinde- birrol oynamıştı. Altan Deliorman, kitabında, za- manın Paris'teki Osmanlı Sefir-i kebiri Salih Mü- nir Paşa'nın; 4 Ağustos 1903'te yazılmış, son de- rece câlib-i dikkat bir raporundan bahsediyor; bir göz atar mıydınız? "...Paşa, Ingiltere'n/n (Ermeniler'in) emel ve is- teklerini alkışlar ve onlan destekler birpolitika güt- mesinin nedenini, Rusya ile olan münasebetleri- ne bağlamaktadır. Ortaya bir Ermeni meselesi çı- karmak, sonra bunu milletlerarası bir hale getire- rek, Avrupa Devletlerinin karan ile Rusya sını- n yakınında, bağımsız bir Ermeni beyliği, veya yan bağımsız bir Ermeni Vilâyeu kurdurmak; bu- nu da, ilerde gerektiği zaman Rusya aleyhin- de kullanmak..." "...Osmanlı Devleti'n/n sınırlan içinde kurulacaK bağımsız bir Ermenistan, Rusya'nm böğründe de daimi ve bıktıncı bir çıban teşkil edecektir; yâni, Doğu bölgelerinde Ermeni isyanlannın desteklen- mesinden, komitecilerin takviyesinden umulan fayda, uzak görüşlü bir politikanın gereklerinden sayılmaktadır..." (Ermeni Komitecileh, s. 61. Bo- ğaziçi Yayınlan, 1973). Hazin değil mi? Türkiye yüz yıl sonra, aynı se- naryonun başka bir mizansenle tekrar sahne- ye konuşunu, hem PKK sorunuyta Güneydo- ğu'da yaşayacaktı; -onun başarısızlığından sonra,- hem de Kuzeydoğu'sunda! Yalnız, Sa- lih Münir Paşa yanılıyor: 'rahatsız edilmek' ıste- nenlerin sayısı, bir değil iki; çünkü işin içine Tür- kiye de girmektedir. Zaten, o zaman da asıl rahat- sız edilen, Devlet-i Aliyye değil miydi? Yurtları için feda-yı nefs... t"Teşkilât-ı Mahsusa'nın son yöneticisi, 'Süva- I ri Kaymakamı' (yarbayı) Hüsamettin Bey'in 'Hatıralan'nda, Pandikyan Efendi adındaki Anka- ra ajanımızın adını öğrendığim zaman, içim bir hoş olmuştu. 27 Mayıs ertesidir, 'Aynanın içindekiler* roman dizisine hazırlanıyorum, Intelligence Ser- vice'de Mim Mim Teşkilatı ıçın 'vazıfe yapan'bu Osmanlı Eımenisi, kendi başına ne çarpıcı 'roman kahramanı' olabilirdi. Olmuştur da! O zaman he- nüz bilmediğim, aynı feda-yı nefs hissiyle Vafan için vazife başında bulunan' Ermeni yurttaşımız Pandikyan Efendi'nin yalnız olmadığıydı; onun gibi Terziyan ve Hogosyan Efendilerde, gizli ser- vislerde ellerinden gelen 'grörev/'yapmışlardı. Fa- kat, ne yalan söylemeli; beni asıl altüst eden, Ku- va-yı Milliye'de; elde silâh 'göğsünü vatana s/per eden', Ermeni vatanseverlerdir. Anadolu Ihtilâli'nin, anti/emperyalist olduğu müsellem, 'Büyük Millet Meclisi'nce; 'Istiklâl Ma- dalyası' ile taltif edilmeye 'lâyık görülmüş bu yiğit- lerin adlannı; ilkdefa, Prof. Dr. Çefn Yetkin'in Mü- dafaa-i Hukuk Gazetesi'ndekı çalışmasındagör- düm; siz eğer görmediyseniz, gönmelisiniz; Er Ke- vork Gülsöken (Zir), Er Karabet Ayvat (Sivrihi- sar), Dr. Yzb. Ohannes Kasparyan (Afyonkara- hisar), Er Agop Özel (Zir), Inz. Er. Hrant Kiremit- çi (Ankara), Er Agop Ayık (Zir), Er Vahan Kele- şoğlu (Eskişehir), Er Karabet Kargıcı (Beyşehir). Yurt için fedâ-yı nefs vecibesinin', lâftan ibaret olmadığını; bu uğurda, canlannı fedâ ederek ka- nıtlamtş olan, bu Anadolu evlâtlan; Jak Vahe To- sunyan'ın (Tosun Baba') söylediklerinin doğru- luğunu 'cihan-ı âleme' göstermiş olmadılar mı? "-...ben Türkiye'nin malıyım, orada doğmuşum: memleketi sevmemek olur mu? O memleket he- pimizin değil mi? Din başka, millet başka, mem- leket bambaşka!.." httpJ/www.prizma.net.tr/AILHAN httpV/www.b4kjiyayinevi.com.tr/ailhan Faks7 0-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle