Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 ARAUK2000PA2AR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
afyok
• ANKARA (ANKA)-
Hûkûmet, koalisyon ortağı
MHP ve ANAP
milletvekiHerinin
'belediyeler için mali af'
önerisine karşı çıktı.
ANAP Yozgat Milletvekili
Lütfullah Kayalar ve MHP
îçel Milletvekili Hidayet
Kıhnç'ın konuyla ilgili
yasa önerileri Meclis'te
görüşülmeyi beklerken
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Özkan
imzasıyla TBMM
Başkanlığı'na sunulan
'Hükümet Görüşü'nde,
'beledıyelerin kamu
kurum ve kuruluşlanna
olan borçlanna ait
faizlerin silinmesine
ilişkin teklifm,
uygulanmakta olan
ekonomik istikrar ve
enflasyonla mücadele
programıyla
bağdaşmayacağı ve
borçlannı vadesınde
ödeyen belediyeler
açısından adaletsiz bir
uygulamaya yol açacağı'
belirtildi
İHD: Öliim
opuçlapuu
desteklemiyopuz
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Insan Hakİan Derneğı
(İHD), "Ölûm oruçlannın
bitmesi için Adalet
Bakanı'ndan açıklama
bekliyoruz" yönünde bir
açıkiama yapmadığuu ' w
bildirdi. ÎHD'den yapılan
yazılı açıklamada, dünkü
Radikal ve Hürriyet
gazetelerinde bu yönde
derneğe atfen haberlerin
yayımlandığı, buna
karşılık Adalet Bakanı
Hikmet Sami Tûrk'ün de
"Herkes kendi görevini
yapsın. Onlar ölüm
oruçlanna destek vermeyi
sona erdirsinler"
karşılığını verdiğinin
yazıldığı kaydedildi. "Biz
kendi işinuze bakıyoruz"
denilen açıklamada,
yaşam hakkının
korunmasını savunan
ÎHD'nin ölüm orucunu
desteklediğine ilişkin bir
açıklamasının söz konusu
olmadığı bildirildi.
SSK kaçak işçi
avmda
• ANKARA (AA)- SSK
Sigorta Teftiş Kurulu
Başkanlığı verilerine göre,
sigorta müfettişlennce
2000yılında31bin801
işyeri denetlendi.
Denetimler sonucunda, bu
işyerlerinde 211 bin 577
işçinin sigortalı olarak
çahştığı, 28 bin 13 işçinin
ise SSK'de kaydı
bulunmadığı ve kaçak
çalıştınldığı belirlendi.
Müfettişlerin yaptığı
denetimlerde, denetlenen
31 bin 801 işyerinden 3
bin 945 'nin SSK'ye tescili
(kaydı) bulunmadığı, 27
bin 856 işyerinin ise
kurumda kaydı bulunduğu
tespit edüdi. Kaçak işçi
çahştırdığı saptanan ve
işyerlerinin kâydını
SSK'ye yaptırmayan
işverenlere 2000 yüı
içinde toplam 10 trilyon
445 milyar 100 milyon lira
tutannda idari para cezası
uygulandı.
GSM18004.
lisans devri
• ANKARA (AA)-
Ulaştuma Bakanlığı ile
Tûrk Telekom AŞ arasında
GSM 1800 4. lisans devri
imza töreninin ocak ayı
başında yapılabileceği
bildirildi. Ulaştırma
Bakanlığı yetkilileri, Tûrk
Telekom'un işleteceği
GSM şebekesinin lisans
devri işlemlerinde
herhangi bir sorun ve
eksikliğin olmadığını
söylediler.
Adalet Bakanlığı, F tipi cezaevlerinde işkence yapılmadığını savundu
4
Zorla tedavi yapdrriıyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Adalet Bakanlığı, "Hayata Dönüş" ope-
rasyonu sonrasında F tipi cezaevlerine
nakledılen tutuklu ve hükümlülere işken-
ce yapılmadığını savundu. Bakankk, has-
tanelerden taburcu edilen tutuklu ve hü-
kümlûlerin bazılannın vücudunda yan-
ma ve yaralanma nedeniyle belirtiler kal-
masının, işkence iddialarma dayanak
oluşturduğunu öne sûrdü.
Adalet Bakanlığı, operasyon sonrası
tutuklu ve hükümlülerin tedavi ettirilme-
diği, işkence yapıldığı, tek tip elbise uy-
gulamasına gidildıği yönündeki iddialar
üzenne dün bir açıklama yaptı. Bu yön-
• F tipi cezaevlerine sevk edilen tutuklu ve hükümlülere işkence
yapıldığı iddialannın yalanlandığı Adalet Bakanlığı açıklamasında,
tutuklu ve hükümlülerdeki yara ve yanık izlerinin operasyon
sırasında meydana geldiği öne sürüldü.
deki haberlenn yalanlandığı açıklama-
da, "Ftipicezaevleri ile diğer cezaevleri-
ne nakledilen hiçbir tutuklu ve hükümlü-
ye işkence ve kötü muamelede bulunul-
manuşbr" demldı.
Operasyonlarda yaralananların anında
hastanelere kaldınldığı, tedavisi bıtenle-
nn cezaevlerine gönderildiğı kaydedilen
açıklamada, "Hastanelerden taburcu edi-
len baa tutuklu ve hükümiülerin yanma
ve varalanma nedeniyle vücuüannda ba-
a belirtiler kahnışur. Bu belirtiler aileler
tarafindan cezaevlerinde işkence yapıh-
yor iddiasıile bir kanıtolarak gösterilîne-
ye çahşılmaktadır" denıldı.
Açlık grevi ve ölüm orucunda bulu-
nanlara çıkanlan genelge uyannca şeker
ve sıvı gıda verildiği, eylem yapılan ce-
zaevlerinde 24 saat esasına göre doktor
bulundurulduğu dile getirilen açıklama-
da şöyle dedi: "Tutukluve hükümlülerin
sağtak durumlan her gün doktor kontro-
lünden geçirilmektedir. İddia edikliği gi-
bizoriaveyaanesteziverilıneksuretiylete-
davi ettirflmemektedir. Başka cezaevleri-
ne nakledilen hiçbir tutuklu ve hükümlü
kayıp değüdir."
Açıklamada, nakillerin ardından tüm
cezaevlerinde kapalı ziyaretlere izin ve-
rildiği kaydedildi. Tutuklu ve hükümlü-
lerin bazılanna istek üzerine hükümlü el-
bisesi verildiği belirtilen açıklamada,
"Buyardnndahi,tektipelbise uygulama-
suıa geçfliyor biçiminde tstismar edflme-
ye çahşıhnaktadır'' denıldi.
Cezaevleri
Birinci
grubun
öiümorucu
73. gününde
ALPERTURGUT
F tipi cezaevlerine karşı siyasi
tutuklu ve hükümlülerce başlaülan
ölüm orucu eylemi 73. gününe gi-
rerken 1. ölüm orucu ekibindeki
90 tutuklu ve hükümlünün 'ölüm-
kahm' savaşımı sürüyor. Avukat-
lar, F tipi cezaevlerinde müvekkil-
leriyle görüşmelerde zorluklar ya-
şadıklannı belırtirken aileler, Türk
Tabibler Birliği üyelerinin bir an
önce cezaevlerine gırerek tedaviye
başlamalaruıı istediler.
Özel Tip, Kapalı, E ve F tipi ce-
zaevleri ile hastanelerde 2 bin 18
tutuklu ve hükümlünün açlık gre-
vi ve ölüm orucu eylemi devam
ediyor. Ölüm orucundaki Semra
Askeri. Erkan Kaya ve Fatma Er-
soy'un bılıncının kapandığı, Edir-
ne F Tipi Cezaevi'nde kalan
TKP(ML) cezaevleri temsilcisi
Aydm Hambayat'ın bacağında
kurşun olduğu, AB Karataş' ın göz-
(/v
îefinin görmediği, Dursun Ön-
dfer'in kafasında şarapnel parçala-
n olduğu, IJfiık Keskin ve Özgûr
Çelik'ın şeker komasına girdiğı,
Hasan Hüseyin Mert ve Rıza Boy-
raz'ın, vücutlanndaki yaralar ne-
deniyle komaya girdiği belirtiliyor.
Halkın Hukuk Bürosu avukatla-
n, çok sayıda hükümlünün avuka-
tı olmadığını, olanlann da vekâlet-
name istendiği için müvekkillen
ile görüşemediğini belirtti.
Avukatlar, F tipi cezaevlerinde
açlık grevi ve ölüm orucunda bu-
lunan tutuklu ve hükümlülerin ya-
ralannın tedavi edilmediğini ve ya-
şamsal ihtiyaçlanmn karşılanma-
dığını belirttiler.
Avukatlar Mesut Gündoğdu ve
Hüseyin Aygün, Elbıstan Ceza-
evi'ndeki müvekkilleri Cengizhan
Pflav. Kazım Keleş. Saü Kıhç, Ay-
dm Keser ve Sinan Doğan'ın tüm
eşyalannın ve temsilcilik haklan-
nın ellennden aluııp hücrelere ko-
nulduğunu anlattılar. Avukatlar,
"Biz avukatlara da gjrişte güçlük-
ler çıkartıldL Yasal açıdan gerek-
mediği halde savcıhk izni almamı-
n söylediler. Ailelerinin getirdiği
malzemeleri kendilerine vereme-
dik. Bu olaylar, Elbistan'da da F ti-
pi uygulamasına geçildiğinin gös-
tergesidir'' dedıler.
F tipi cezaevine protesto
İHD, KESK, TMMOB, Halkevieri,
ÖDP, DBP, HADEP, EMEP tstanbul U
örgürlerinin temsilcileri ile tutuklu ve
hükümlü yakmlanndan oluşan bir grup,
Başbakan Büient Ecevit'e bayram ve
yeni yıl karö göndererek cezaevlerine
düzenknen operasyonlan ve F tipi
cezaevi uygulamasmı protesto etti. Çevik
Kuvvet ekiplerinin önlenı aldığı Sirkeci
Postanesi önünde toplanan grup,
"Onlarca siyasi tutuklu ve hükümlünün
hayaüna mal olan 'şefkaÜF
operasyonunuzia bayramımızı, yeni
yıhmızı ve kimbilir daha nice yıhnuzı
bize zehir ettmiz" yazan kartlan
Başbakan'a postaladı. PoKs, eylem
sırasında "İçerde, dışarda hücrderi
parçala", "Devrim şehiöeri
ölümsüzdür" sloganlan atan grubu
uyardL Protestocu grup, daha sonra
sessizce dağüdı. Hatay'ın Samandağı
üçesinde de aralannda ÖDP, Eğitim-Sen,
Halkevlerf nin de bulunduğu Demokrasi
Platformu üyeleri Oytun Alanı'nda
toplanarak F tipi cezaevierini ve
operasyomı protesto ettiler. Protesto
sırasında "Hücreler ölümdür,
girmeyeceğiz", "Yaşasın ölüm orucu
direnişimiz" sloganlan anldı.
(Fotograf: UĞUR DEMİR)
Polise saldırı
Uçkişinin
gözaltı
süresi
uzatıldı
İstanbul Haber Servisi-
Gazıosmanpaşa ve Halı-
cıoğlu'nda Çevik Kuvvet
otobüsü ile trafık ekibi
otosunu tarayarak 2 poli-
si şehit ettikleri, 14 polisi
de yaraladıklan iddia edi-
len 3 kişinin sorgusu sürü-
yor. Bu kişilerle ilişkileri
bulunduğu gerekçesiyle
15 kişi de gözaltına alın-
dı. öte yandan, DHKP-
C'ye yönelik düzenlenen
operasyonlarda, gözaltına
alınan 7 kişiden 3 'ü tutuk-
landı.
11 Aralık 2000 tarihin-
de Gazıosmanpaşa'da 2
polis memurunun şehit ol-
duğu, 12 polisin yaralan-
dığı Çevik Kuvvet otobü-
süne saldın olayı ve 20
Aralık 2000 tarihinde Ha-
hcıoğlu'nda 2 trafık poli-
sinin yaralanmasıyla so-
nuçlanan saldmyı TKP/
ML-TÎKKO örgütü adına
gerçekleştirdikleri iddia
edilen Hasan Karakaş,
Erbfl Yddız ve Şerafettm
Yer'ın Terörle Mücadele
Şubesi'ndeki sorgusu sü-
rüyor. Bu kişiler için İstan-
bul DGM'den 4 gün gö-
zaltı süresi alındı. Aym
olayla ilgili olarak 15 kişi
de gözaltına alındı.
DHKP-Coperasyonu
Şeker Bayramı ve yılba-
şı tatiünde güvenlik güçle-
rine yönelik saldm plan-
ladıklan ve DHKP-C'ye
üye olduklan öne sürülen
7 kişi ise Terörle Mücade-
le Şube Müdürlügü'ndeki
sorgulannın ardından is-
tanbul DGM'ye sevk edil-
di. Terörle Mücadele Şu-
besi'nden yapılan açıkla-
maya göre, bu kişüerin
kaldıklan ve gösterdikleri
yerlerde, 5 Kalaşnikof
marka otomatik tüfek, 1
tabanca, bu silahlara ait 16
şarjör, 11 el bombası ve
fünyesi ele geçirildi.
DGM'ye sevk edilen bu
kişilerden Gühekin Top-
rak, Oktay Yüdız ve Er-
can GüUü tutuklanarak
Kartal Gezaevi'ne gön-
derildi.
IRMIKIAYDIN ENGtN aengin(a doruk.nettr
Perılivan tefrikasına dönme-
sini umursamaksızın, eşin dos-
tun, yakın çevrenin "Yahu böy-
le gazete yazısı olmaz, uzattın
da uzattın" demelerine aldınş
etmeksizin "Ftipi cezaevleri ça-
tışmasında taraflar"\ tartışıyo-
ruz. Bugün de öyle. Şimdiden
söyleyelim, yann, öbür gün de
öyle yapacağız...
Dün "Devlete tapmak, ille de
devletten yana saf tutmak saç-
malıktır. Çünkû devlet dediğin
bir aygıttır" deyip noktayı koy-
muştuk.
Devlet aygrttır doğru. Ama bu
aygıtın dizginlerini elinde tutan,
direksiyon simidine yapışanlar
aygıt maygrt değil. Kanlı canlı
(hatta bazan fazla kantı), sizin
gibi, benim gibi insanlar.
Bunlar bazan bir hanedandır;
bazan bir azınlık (oligarşi); ba-
zan bir sınrf (aristokrasi, burju-
vazi, işçi sınrh); bazan bir cun-
ta; bazan bir çete; bazan bir sı-
nrflar ya da çıkar gruplan ko-
alisyonu.
Iktidarlan sırasında geçerii ol-
masını istedikleri hukuku yara-
tır, eski hukuku siler atar ya da
değiştirir ya da dönüştürürler;
ama ille de kendi hukuklannı
egemen kılmaya çabalarlar.
Devlet Aygıtının Direksiyonundakiler...
Kendi degerierini toplumun
genel değerleri olarak benim-
setmeye, kabul ettirmeye yö-
neliıier.
Ekonomiye kendi çıkarian
doğrultusunda yön verirler.
Kendi ideolojilerini egemen,
hatta becerebilirlerse resmi ve
tek ideoloji olarak dayatıriar.
Bütün bunlan da devlet aygı-
tını ve onun çok zengin olanak-
lannı kullanarak gerçekleştirir-
ler.
Siyaset biliminin el kitaptan
bunu böyle yazıyor.
Şimdi gelelim Türkiye'ye ve F
tipi cezaevleri temelinde sür-
mekte olan çatışmaya...
• • •
Yasama erki var olan ceza
yasalannın yetersizliğine karar
verdi ve Terörie Mücadele Ya-
sası'nı (TMY) çıkardı.
Yargı erki belli eyfemlere kar-
şı Terörle Mücadele Yasası'nı
uygulamaya başladı.
Yürütme erki de TMY'den
hüküm giyenleıi cezaevterine
koydu. Başlanna cezaevi için-
de Adalet Bakanlıgfna bağlı
gardiyanlan, cezaevi duvarlan-
nın dışında da Içişleri Bakanlı-
ğı'na bağlı jandarmalan dikti.
Eh bu üç erkin toplamı da
"devlet" oluyor zaten. Ancak
devlet yine de istediği sonucu
(ne istiyordu dersiniz?) alama-
yınca ceza ve infaz hukuku uz-
manı bürokratlannı çalıştırarak
yeni bir proje hazırlattı ve adına
"Ff/p/cezaew"dedi. Hükümlü
ve tutuklulan koğuş biçiminde
30-40 80-100 kişi bir ara-
da değil, tek ve en çok üç kişi-
lik oda-hücrelerde tutmaya ka-
rar verdi.
Siyasi tutuklu ve hükümlüler
buna karşı direnişe geçtiler ve
önce açlık grevine, sonuç ala-
mayınca da ölüm oruçlanna
başladılar.
Sonra ne oldu?
Bütün aynntılan, yüzlerce acı
dolu öyküyü, haberi ayıklaya-
rak yanıtlayalım: Sonra ne ol-
du?
1996 Temmuzu'nda ölmeye
yatınca gerçekten "ölebilecek-
lerini" kanrtlamış siyasi mah-
kûmlann bu kez de cezaevlerin-
den art arda cesetlerinin çıka-
cağını gördü, ürktü ve pazariı-
ğa oturdu.
Adalet Bakanı, F tipi cezaev-
lerinin ertelendiğini açık seçik,
hiçbir kuşkuya yer bırakmaya-
cak bir netlikle ilan etti. F tipi
cezaevleri üstünde "toplumsal
uzlaşma" sağlayacak bir diya-
log sürecinin başlatıldığını ilan
etti.
Bu karanna insancıl gerekçe-
ler ekledi: Evlattanmızın ölme-
sini biz de istemeyiz, falan fi-
lan...
Siyasi tutuklular, hükümete
güven duymadıklannı belirtip
direttiler. Bir sabah jandarma
komandolan 20 hapishaneye
aynı anda müdahale etti ve
Hayata dönüş operasyonu"
başlatıldı. Şu ana dek 31 yurt-
taşımız bir daha dönmemece-
sine hayata veda etti. Yüzlerce
yaralı F tipi hücrelerinde ölümü
beklemekte. Anneler çocuklan-
nı anyor. Kimi hâlâ bulamadı.
Bulanlar ölümün soğuk yüzü
gözlerine sinişmiş evlatlan ile
karşılaştılar.
Ölüm orucu bütün F tipi ha-
pishanelerde, yeni katılımlarla
sürmekte.
Adalet Bakanı, devlet adına
konuştu: önce F tipi cezaev-
lerinin, öteki cezaevlerinde
yer olmadığından geçici ola-
rak kullanıma açıldığını söyle-
di. Ardından "F tipine gidenler
orada kalacaklar ama biz F ti-
pi cezaevierini duzelteceğiz"
dedi ve...
Ve sonunda iki üç gün önce
baklayı ağzından çıkardı:
- F tipi aynen kalacak. Erte-
leme, örgütle uzlaşma koşulu-
na bağlıydı. Örgüt aniaşmaya
yanaşmayınca o koşul da ge-
çeriiğini yitirdi...
Şimdi soralım. Hem de hiç
öfkelenmeden, kızmadan, baş-
ka her şeyi bir yana bırakarak,
sakin sakin soralım:
- Birkaç hafta içinde devlet
aygıtının direksiyonunu işte
böyle kullanan, aygıtı işte böy-
le süren siyasal erkin yanında
saf tutmak mümkün mü?
Devlet bu siyasal erkte tem-
sil edilmekte. Böyle bir erkin ya-
nında saf tutan, aynaya baktı-
ğında gözlerini kendinden ka-
çırmaz mı ?
•••
Hukukun üstünlüğüne bağlı
bir yurttaş olarak, böyle bir dev-
letin safında yer tutmuyorum...
POLİTİKA GUNLUGU
HtKMET ÇETtNKAYA
Sevginin Türküsü...
Bugün 2000 yılının son günü...
Tarabya'da denize bakıyorsun sessizce...
Gözlerinde hüzünle sevinç bir arada...
İçinde umutlarla yüklü biryorgunluk...
Sanki beyaz bir patika üzerinde sevginin mel-
temini estiriyorsun...
Ayak seslerinin yankısı saçlarının rüzgânyla bu-
luşuyor; gözlerin sevda aleviyle tutuşuyor...
Kollannın beyaz suyunda Efrain Huerta'nın di-
zelerindeki açmamış çiçekleri kokuyor; ayı gözet-
leyemeyen çocuklann hınzırgülümseyişi beliriyor...
Tutkuyla geldik, tutkuyla gidiyoruz...
Yann 2001'in ilk günü olacak!..
Biliyorsun 2000'de acılann, hüzünlerin, umut-
suzluklann biteceğini sanmış, alacakaranlığın se-
sini çılgın yüreğimizde hissetmeyeceğimizi söy-
lemiştik!..
Kimi zaman rüzgâra anlatmıştık öpüşlerimizi, ki-
mi zaman parçalanan kaldınmlarda yürüyüp yıldız-
lan çekilen gökyüzüne bakıp kalmıştık...
Anılar bir iğne batışıydı dudaklanmızda!..
Zaman hepimizi bir başka evrene götürüyor an-
laşılan!..
Dün sabah Tarabya'da teknelere bakarken, yal-
nızlık doğmuştu bir gülün sıcağında...
Sonra çocukluk düşleri kurup, o taşra kasabala-
nnın tren saatlerini anyorum!..
Cezaevlerinde ölüm oruçlan bitmemişti; o uzun
bayram tatili sona ermemişti...
Bir babanın çığlığını dinlemiştik televizyon ek-
ranlanndan...
Ne diyordu:
"Çocuk/anmız yasalar önünde suçlu. Cezalannı
çekecekler. Ama onlann da insan olduğunun unu-
tulmaması gerekir..."
Çamurun, kann tükenen mınralan içindeydik...
Alacakaranlığın seslerinde kuru bir umutsuzluk
vardı!..
Tutkunun tuzağında gibiydik!..
• * •
Hava puslu...
Bakıyorum yüreğin kulak kesilmiş kıpır kıpır bir
aşkın derinden gelen sesineL
Sevginin o gûzel türküsü neler anlatyor bizle-
re?
Bir ülkede trafik kazalanndan üç günde yüz kişi
ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmış kimin umurun-
da!..
Kendi kanlanmızla havalanıyoruz sonsuzluğa!
Irmaklan ve sessizliği unutuyoruz!..
Tarabya'da dün sabah otururken, parçalanan ta-
salan anımsadık mı dersin?
Aamak: Kanatlan kesilmiş, can çekişen bir kuş...
Huerta öyle söylüyor!..
Kış yorgunu balıkçı teknelerini seyrederken, bo-
ğazdan bir geminin geçip geçmediğini hiç sor-
madım sana!..
Şunu da sormadım: * -
"Ağacın duruşu esenyeli mi gösterir, yoksa uzun
soluklu bir acıyı mı?"
Acımak ve acı!..
Aslında bunlan konuşmanın da sırası degildi...
Serin bir günde denize karşı düş kurmalıydık...
Biraz Oktay Rrfat'tan, biraz Ahmed Ariften şi-
irler okumalı; Robert Desnos'tan bir ses çınlama-
sı duymalrydık...
Ne demiş Oktay Rifat:
"Ekmek kınntılan tütün kınntılan gibi
hüzünlü bir.yakanşla bitiyor soyunuş
gerisini serçelere döküyorum,
yazıyorum soyunuşunu gecenin
birboğanın saçlanna ıslıkla."
Ama ben, Ahmed Arif'in şu dizeleriyle kahrolu-
rum:
"Yitirmiş tılsımı ilk sevmelerin
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır
Ûşüyorum, kapamagözlerini..."
• • •
Susmanın rüzgâr çığlığı olduğunu. okyanusun
en ıssız dalgasında buluştuğumuzu anlatamadık
kimseye!..
Bugün 2000 yılının son günü... r ~
Cezaevlerinde bitmeyen ölüm oruçlan!..
Katliamlar, infazlar, çeteler!..
Türkiye hukuk devleti mi, yoksa polis devleti mi
olacak?
Terör nereden gelirse gelsjn bir yurttaş olarak
karşı durulacak mı?
Tarabya'da dün seninle biraz konuştuk!..
Küs değildik ki banşalım!..
Yann 2001...
Bir kız çocuğunun gözlerine bakarken, 2000'den
geride kalanlann, o yaşatılmış ödünsüz sevdala-
nn, toplumu allak bullak eden olaylann içimizde de-
rin izler bıraktığını hissettim!..
Umutlannızın ve sevdalannızın çoğalması
dileğiyle!..
hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
BİR GUNEYDOGU
GERÇEĞt:NECLA
Onun öyküsüyle hiç kimse fazla ılgılenmedı; on dört yaşında
yaşamın kırlı sulannda yok olup gıttı...
Sisli ve sofuk bir Diyaıbakır akşamıydı Karanlığm gn gölgesi
evlenn, caddelerin, sokaklann üzenne düşüyordu...
•^Cumhuriyrt Çağ Pazariama A Ş Turkocağı Cad. No.39/41
^ kitap kulûbB (34334)Cağalo^lu-lstanbul Tei (212)514 0196