Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 ARAUK 2000 CUMA
8 DISHABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
'Avrupa ordusu
tehükeV
• LONDRA(AA)-
Bazı ABD'li
Cumhuriyetçi senatörler,
Avrupa'nın acil .'
müdahale gücü
planlanna tepki
göstererek bu planın
transatlantik güvenlik
bağlarını yıkma riskine
sahip olduğunu
söylediler. Senatörler
Jesse Helms ve Gordon
Smith, Daily Telegraph
gazetesinde yayımlanan
mektuplannda, AB'nin
planıru "çok tehlikeli"
olarak nitelendirdiler.
Helms ve Smith, "AB
liderleri bu politikayı
hemen tekrar gözden
geçirmezlerse NATO
ittifakını zayıflatma hatta
yok etme riskine yol
açacaklar" dedıler.
Senatörler, "Avrupa
Güvenlik ve Savunma
Politikası'nm en büyûk
destekçisinin,
NATO'nun ortadan
kalkmasını isteyen
Rusya Devlet Başkanı
Vladimir Putin
olmasının, altının
çizümesi gerektiğini"
vurgutadılar.
8PÎ Lanka'da
kanlı baskm
• KOLOMBO(AA)-
Sri Lanka'da bir tatil
sitesini basan silahlı
kişiler, bir Almanı
öldürdüler, bir kadına
tecavüz ettiler ve on iki
turisti rehin aldılar.
Önceki akşam 10 silahlı
kişi, Darvvin tatil
sitesinde sahilde barbekû
yapan turistlere saldırdı.
12 Alman turisti
bağlayan saldırganlar,
sitenin Alman sahibini
vurarak öldürdüler ve bir
Alman kadına tacavûz
ettiler. Saldırganlar daha
sonra rehineleri
bırakülar.
EşcnssMsp
HHary'yi saçti
• \VASHINGTON
(AA)-ABD'de
eşcinsellerin
oluşturduğu bir topluluk
arasında yapılan
ankette, New York
senatörlüğune seçilen
Hillary Clinton, "yüın
kişisi" ilan edildi.
Kendisini "gay,
lezbiyen, biseksüel,
cinsler arası topluma
hizmet eden bir
kuruluş" olarak
niteleyen PlanetOut
internet sitesi, 1.7
milyon eşcinselin
kaüldığı ankette, Hillary
Clinton'ın "yıhn kişisi"
seçildiğini açıkladı.
tnternet sitesinin
yapımcılanndan Jenni
Olson, "Hillary
Rodham Clinton,
ABD'li eşcinsellere eşit
haklar verilmesini
destekleyen, seçkin bir
kişiliktir" dedi.
Kazakistan'ı
Almanya
samMar
• PAVLODAR(AA)-
Kazakistan'da,
Almanya'ya geldiklerini
sanan Sri Lankaü 24
kaçak yakalandı. Kazak
polis yetkilileri, Sri
Lankahlann
Almanya'ya geldiklerini
sanarak 4 gûn boyunca
sert hava koşullannda
bozkırda yürûdüklerini
bildirdi. Dubai'den
Sibirya'ya uçakla gelen
kaçaklann bir
kamyonun arkasına
bindirildikleri, Sibirya
steplerinin ortasında
Almanya'ya geldikleri
söylenerek kamyondan
indirilen Sri Lankalılara,
yûrûmeye devam
etmelennin söylendiği
belirtildi.
Bağımsız bir
Avrupa ordusuna
doğru..?
Serkan DEMİRTAŞ - 1 -
SUNUŞ NATO tarihi bir kahntı mı
olacak? Avrupa kendi
güvenliği için NATO 'ya rakip bir ordu mu kuracak?
Türkiye, bu süreçten dışlamp güvenlik konulannda
tek başına mı kalacak? Soğuk Savaş 'ın sona
ermesinin ardından uluslararası kamuoyunun
çokça sorduğu bu sorular, aralık ayında yapılan
Nice lirvesi ve NATO toplantılanyla çok daha
yoğun gündeme gelmeye başladı. Soğuk Savaş 'ın
sona ermesinin ardından ekonomik topluluğa siyasi
boyut katan Avrupa ülkeleri, htanın savunmasında
da daha etkin rol alarak güvenlik boyutunda da
bütünleşme hedefinde ilerliyoriar. Şimdilik NATO
bünyesinde geliştirilmesi öngörülen bu güvenlik
yapılanmasımn, yani Avrupa Güvenlik ve Savunma
Kimliği 'nin (AGSK) ittifaktan "bağımsız " gelişmesi
ve "Avrupa Ordusu "na dönüşmesi, başta Fransa
olmaküzere dilegetirilmeye başlandı bile... Bu
gelişmeler, dış politikada "güçlü ordusu ve
jeostratejik konumunu " da kullanan Türkiye 'yi de
yakından etkiliyor. 45yılboyuncaNATO'dagüney
kanadında önemli bir yer tutan Türkiye, SSCB 'nin
dağılması ve "Sovyet işgali tehdidinin "
kalkmasının ardından yaşanan geçiş döneminde bu
pozisyonunu kaybetmeme çabasında. Türkiye 'nin
NATO-AGSK düzenlemelerini engellemesinin
nedenlerinin daha iyi anlaşılmasında, Avrupa 'nin
yeni bir güvenlik mimarisi oluşturma gerekçelerinin,
NATO içi çekişmelerin ve Türkiye 'nin
argümanlannın doğru bir yaklaşımla bilinmesinin
önemli rolü olabilir. Bu 3 günlük dizide, bu
doğrultuda bilgiler veyorumlar sunulmaya çalışıldı.
AB
9
nnı güveııKk arayişiNATO 'nun, kapitalist Batı 'nin çıkarlarının zarar gördüğü bunalımlarda 'küresel jandarma'
rolünü oynamaya başladığı geçen lOyılda, ittifahn transatlantik bağı da çözülmeye başladı
"Soğuk Savaş'ın sona erme-
sinin ardından yaşanan hızlı dö-
nûşüm sürecinde, küresel güven-
lik politikalannda da önemli de-
ğişiklikler yaşandı. SSCB'nin
dağılmasıyla yeni ülkelerin doğ-
ması, sınırlann yeniden düzen-
lenmesi başta Avrupa'da olmak
üzere bölgesel çatışmalara da
neden oldu. Irak'ın Kuveyt'e sal-
dırmasıyla başlayan Körfez Sa-
vaşı'nın ardından gözler Bos-
na'ya cevrildi. 3.5 yıl süren iç sa-
vaşta binlerce kişi yaşamını y ı-
tirdi ancak bu trajedi kımseye
ders olmadı: Kosova'da bekle-
nen patlama yaşandı ve NATO,
Yugoslavya Federal Cumhuri-
yeti'ne müdahale etti.
1990 ile 2000 arasında çatış-
malarla geçen 10 yıl, küreselleş-
me olgusunun güçlendiği ve ye-
ni dünya düzeni adı altında bir
"sstemin" belirdigi bir dönem ol-
du. ABD'nin tek süper güç ola-
rak ortaya çıktığı, NATO'nun,
kapitalist Batı'mn çıkarlannın
zarar gördügü bunalımlarda "kü-
resel jandarma" rolünü oyna-
maya başladığı bu dönemde, it-
tıfakın transatlantik bağında da
çözülmelergöriilmeye başlandı.
Avrupa, çelik ve kömürkonu-
sunda işbirliği ile başlayan bü-
tünleşme surecini, siyasi bir bir-
liğe taşıdı ve bu birlikteliğin adı-
nı Avrupa Birliği (AB) olarak
değiştirdi. Başını Almanya'nın
çektiği AB, SSCB'nin dağılma-
sınm ardından komünist hükümetleri de-
virip işbaşına gelen yeni yönetimleri, ken-
di yörüngesine çekmek için genişleme
sürecini başlattı. 12'ler, Avrupa'nın za-
ten gelişmiş ülkeleri Isveç, Finlandiya ve
Avusturya'yı içine katarak 15 üyeli bir
birlik oldu ve Orta ve Doğu Avrupa'nın
yeni cumhuriyetlerini de içine alacağını
açıkladı.
Türkiye ve Kıbns Cumhuriyeti adı al-
tmda Kıbns Rum Yönetimi de dahil ol-
mak üzere 13 aday ülke, AB ile uzun pa-
zarlıklannı sürdürüyorlar. AB, Helsinki
Zirvesi'nde aldığı kararla genişlemenin
2003 yıluıdan itibaren başlayacağım ka-
rara bağladı. AB ülkeleri, aynı süreçte
"sosyalist işgal tehdktinüT ortadan kalk-
masıyla birlikte savunma harcamalann-
da büyük kısıntılara gittiler. AB ülkele-
ri savunmadan kıstıklan kaynaklan eko-
nomik gelişmeye ayınp dünyamn en
önemli bölgesel kurumlanndan biri ol-
mayı hedeflediler ve bunu büyük ölçü-
de gerçekleştırdiler. Ekonomik ve siya-
si bütünleşmesini büyük ölçüde sağlayan
AB'nin gerç"ek bir küresel güç olabil-
mesi için "gûvenfik" boyutunu da geliş-
tirmesi bir gerçek olarak ortaya çıktı.
AGSK'ye uzanan yot
Kosovah AnuvutUır, bayramda
yapüklan mezartık ziyaretierinde,
savaşta kaybettüdeti vakmlannı
andılar. (Foto&âf: AP)
A
Avrupa'nın kendi güvenliğinin sağlan-
masında daha fazla rol oynaması görüşü,
Soğuk Savaş'm sona ermesinden önceki
yülarda kendini gösterdi. ABD, SSCB'nin
dağılma işaretlennın görülmeye başlan-
dığı bu dönemde, kıtanın güvenliği konu-
sunda daha etkin olması gerektiğini dil-
lendirmeye başladı. Bu görüş, 1992 tarih-
li Maastricht Anlaşması'nda da yer aldı
ve 15 'ler ortak güvenhk ve savunma po-
litikalan üzerinde çalışmalara başladılar.
NATO ve AB, bu süreçte ayn ayn ola-
rak yapüklan toplanülarda Avrupa Güven-
lik ve Savunma Kimliği'nin (AGSK) han-
gi koşullarda gelişeceğini görüştüler. Bun-
lara paralel olarak NATO ile AB'nin es-
ki savunma kolu olan Batı Avrupa Birli-
ği (BAB) ilişkileri için de düzenlemeler
yapıldı. Bunun sonucunda Türkiye, 1992
yılında BAB'a "ortak flye" statüsünü al-
dı ve her türlü planlama ve operasyona eşit
katılım hakkını kazandı.
Avrupa'da bu süreçte yaşanan Bosna
ve Kosova çaüşmalannda Avrupa'nın et-
kisiz kalması, kıtanın güvenlığiyle ilgili
bir düzenlemenin ABD'siz gelişrjrileme-
yeceği gerçeğini gösterdi. 1996'daki Ber-
lin NATO toplantısında, oluşturulacak ya-
puun ittifak bünyesinde geliştirilmesi gö-
rüşü ağırlık kazandı. AGSK'nin geleceği
ile ilgili olarak 1997 ve 1998'de yaşanan
önemli olaylar şöyle gelişti:
1) Fransa, 1966'da aynldığı NATO'nun
askeri yapısına dönmeyi düşündü.
2) Ingiltere'de Tony Blair hükümeti ik-
tidara geldi. Blair hükümeti, Ingiltere'nin
geleneksel "AB'ye karşı uzak ve temkin-
K" politikasında değişüdiğe gitti. Londra
yönetimi ile Brüksel arasında daha sıkı iş-
birliği dönemi başladı.
3) 1997'de imzalanan Amsterdam An-
laşması, Maastricht'de başlatılan dış po-
litika ve güvenlik politikalannı geüştirme-
si sürecine hız verilmesine neden oldu.
AGSK'nin geleceği ile ilgili kritik ka-
rarlar ise Arahk 1998 'de yapılan Saint-Ma-
lo toplantısında alındı. Buna göre; NA-
TO'nun, bütün olarak katılmayacağı du-
nmüarda AB, ittifakın olanaklanndan oto-
matik ve güvenli şekilde yararlanacaktı.
BAB'm görevinı yapamadığı ve AB'ye
devredibnesi de alınan kararlar arasın-
daydı. AB, Helsinki'de kıtada yaşanabi-
lecek bir bunalıma müdahale etmek üze-
re 60 bin kışilik bir acil müdahale gücü-
nü 2003'e kadar oluşturma karan aldı.
Ancak NATO'nun 23-25 Nisan 1999'da
yaptığı Washington Zirvesi'nde alınan
kararîara uygunluk ıçermeyen şekilde
"Türkiye gibi Avrupalı müttefıkkrin ka-
rar alma mekanizmalanna kaülamaya-
caklan" görüşü benimsendi. AB, bu gö-
rüşünü değiştirme eğilimi göstermedi.
VVashington Zirvesi
İttifakın 50. yılı kutlamalan nedeniyle
düzenlenen zirvede NATO ve AGSK-NA-
TO ilişkilerine ilişkın önemh kararlar alın-
dı. Bu kararlardan bazılan şöyle:
• NATO'nun bütün olarak katılmadı-
ğı krizlerde AB'ye otonom müdahale
hakkı verilir.
• AGSK, NATO'yu etkileyecek bir ge-
lişmedir. Avrupalı müttefıklerin BAB'da-
ki kazanımlannın dikkate almması ve
AB'nin kriz müdahalelerine mümkün olan
en iyi şekilde katılmalan gerekir.
• AB-NATO mekanizmalan geliştiril-
melidir.
AB ülkeleri, Washington'dan sonra
Köhı, Helsinki, Feira ve Nice zirvelerin-
.vrupa'da
yaşanan Bosna ve
Kosova
çatışmalannda
Avnıpa'nın etkisiz
kalması, kıtanın
güvenliğiyle ilgili
bir düzenlemenin
ABD'siz
geliştirilemeyeceği
gerçeğini gösterdi.
Yaşlı kıtanın
göbeğinde çıkan bu
savaşlar, AB'nin
küresel güç olmak
için kendi güvenlik
boyutunu da
geliştirmesi
gerektiğini ortaya
koydu.
de NATO'nun kararlanna uyum gösterme-
diler. Bunun başlıca nedeni, hem NA-
TO'ya hem AB'ye üye 11 ülkenin ittifak
toplantılannda farkh, birlik toplantılann-
da farklı görüşler üetmeleriydi. Almanya,
Fransa, Italya, Ingiltere, Portekiz, Ispan-
ya, Isveç, Finlandiya, Belçika, Hollanda
ve Lüksemburg'dan oluşan bu 11 ülke,
Washington Zirvesi'nde alınan "AGSK,
BAB yapılan üzerine bina edilecektir" ka-
rarına ımza atmalanna karşın, AB zirve-
lerinde birlik üyesi olmayan 6 Avrupalı
müttefık için sadece danışmalara kanlma
şeklinde bir kahlım öngördüler.
Türidye'nin tutumu
Türkiye ise AB'nin bu tutumunun ka-
bul edilemez olduğunu, NATO'nun ola-
nak ve yeteneklerinin kullanılacağı ope-
rasyonlarda kendisinin de her aşamada
söz hakkı bulunduğunu bildirdi.Türki-
ye'nin tutumu birkaç unsura dayanıyor:
1) İlkesel tlltum: Türkiye, ittifa-
kın zirve ve konsey toplantılannda alınan
kararîara tam bir uyum gösterilmesi ge-
rektiğine inanıyor ve müttefıklerden de
benzer bir tutum göstermelerini bekliyor.
2) Jeostratejik konum: Türki-
ye'nin itirazları, teorik veya akademik
kaygılara değil doğrudan güvenlik çıkar-
lanna dayanıyor. Türkiye diğer bazı Av-
rupalı müttefikler gibi dost komşu ülke-
lerle çevrili istikrarh bir bölgede değil,
her an çatışmalara neden olabilecek cid-
diyette istikrarsız bir bölgede yaşıyor.
Yarın: ABD-Fransa çeklsmcsl
EROL MANİSALI
BIÇAK SIRTI
Küreselteşme ve
Demokrasi Çabşmıyor mu?
1998 Nobel Ödülü sahibi Amartya Sen, NPQ
dergisinin sonbahar 2000'deki yayınında, "20.
yüzyıldaki en önemli gelişme, demokrasinin öne
çıkmasıdır" diyor ve bu yargtdan daha da önem-
li bir değerlendirme yapıyor "Yoksul uluslaryok-
sulluktan, ancak demokrasi aracılığı ile kurtula-
bilirier."
Bu açıdan bakıldığında demokrasi, "ulusal dü-
zeyde dengesizlikleri ortadan kaldıracak; ulusal
düzeyde denge sağlanabildiğinde ise fakirulus-
lar, uluslararası pastadan daha fazla pay alabile-
cekler." Bu bir umut ışığı.
Bunu biraz açalım ve bu yaklaşım içinde siste-
min nasıl çalışması gerektiğini anlamaya çalışa-
lım;
• Ulusal düzeyde demokrasi işler ise geniş halk
katmanlannın politikaya (ve ekonomiye) etkin ka-
tılımlan ortaya çıkacak.
• Bu katmanlar (veya sınıflar) kendi çıkarlannı
içerdeki güçlü azınlığa karşı koruyabilecekler.
• Ulus dış ilişkilerini, ulusal çıkarlannı savuna-
cak konuma gelecek. Artık dar bir güç ve serma-
ye grubunun dış ilişkilerde etkinliği olmayacak,
ulusal çıkarlar öne çıkacak.
• Bu da, uluslararası pastadan, "içerdeki dar bir
çevrenin değil, geniş kesimlerin daha fazla pay
almasına yol açacak".
Bu boyutu ile bakıldığında demokrasi, "geniş ka-
tılımı sağlayarak ıçerde ve uluslararası alanda ge-
lirpaylaşımını düzeltmiş olacak". Buna toplum-
sal demokrasi dersek doğru biryargıda bulunmuş
oluruz.
Küreselleşme bunun karşıtı...
Küreselleşme ne istiyor? Büyük şirketlerin bir-
leşmesini, güçlü devletlerin birleşmesini gerekti-
riyor. Fakir uluslann durumu görece olarak daha
kötüleşiyor.
Küreselleşme "Ulusalcı politikalan bırakın, ka-
pılannızı büyük şin\etler, güçlü devletler karşısın-
da korumayın, sonuna kadar açın" diyor. Doğal
kaynaklannızı büyük şirketlere teslim edin, onlar -
işletsin diyor.
Amartya Sen'in fakiriikten kurtulma aracı olarak
gördüğü demokrasi ile küreselleşme taban taba- <
na zıt hale geliyor. Biri güçlunün yanında, diğeri
zayıfın; biri küreselci, diğeri ise ulusalcı.
Amartya Sen'in değenendirmesi çok yerinde; fa-
kir uluslar iç dengelerini ve ulusal çıkarlannı an-
cak "toplumsal demokrasi" aracı ile yerli yerine
oturtabilirter. Tabii bir koşulla; bu demokrasi biçim-
sel, göstermelik bir demokrasi olmayacak. Poli-
tik güçler ile ekonomik çıkarlar arasında dengeyi
kurabilen toplumsal bir demokrasi olacak.
Fakir uluslar kendi ulusal çıkarlan doğrultusun-
da "kendi kendileriniyönetecek", çıkarlannı ve iç
dengelerini koruyabilecekler. Fakir uluslan IMF,
Dünya Ticaret Örgüttı gibi güçlerin kurduğu örgüt-
leryönlendiremeyecek. Uluslararası büyük serma-
ye ve büyük şirketter fakirler üzerinde egemenlik
kuramayacak.
Bu koşullar altında 20. yüzyılın yükselen değe-
ri demokrasi, fakir uluslar için tek çıkış yolu.
Ve akla gelen bir soru...
20. yüzyılın yükselen değeri demokrasinin "kar-
şısına", 1990'lıyıllardaçıkanlan küreselleşme, de-
mokrasi uyanışını önlemenin bir aracı mı? Küre-
selleşmenin, demokrasinin yükselen bir değer '
olarak ortaya çıkışının hemen ardından "günde-
me getirilmesi", güçlülerin egemenliğini sürdür-
menin bir yolu mu?
Küreselleşme çok açık bir biçimde "güçlunün
egemenliğini"^yaygınlaştınyor. Güçlunün egemen-
liğtnin yaygınlaşması ile demokrasinin önü kesil-
meye çalışılıyor.
Dev şirketlerle, süper güçlerle demokrasi olur
mu? Olsa olsa herşeyin güçlülertarafından belir-
lendiği bir düzen olur.
ANKARA 25. ASIİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 2000/523
Davacı Garip Bahadır vekili tarafından davalı nüfus
müdürlüğû aleyhine açılan ısim tashihi davasırun yapı-
lan yargılaması sonunda,
Çorum, Alaca, Karatepe, cilt no: 62, kütük sıra no:
28'de nüfusa kayıtlı Ibrahim ve Sercan'dan olma
15.08.1986 doğumlu Ganp Bahadır'ın adı, Ankara 25.
Asliye Hukuk Mahkemesrnin 2000/523 es. 2000/697
karan ile "Deniz" olarak değiştirilmıştir.
Ilan olunur. 13.12.2000 Basın: 77824
Sevdiklerinizi fıdanla yaşatın
TEMA
ÇELENK HATTI
Td :(0212)2848000 Faks:(0 212)28480 09
feçak&rtınıjaki
DÜNYA VE TÜRKİYE
Cumhurtyet
k ı t a p I a r ı
1990'h yülarda başlayan yeni uluslararası yapılanma Tûrkiye'yi
etkilemekte, hem uluslararası sıstem ıçindekı yen bakımından
hem de bölgesel konumu açısından önemh degışıklıkler
getırmektedır. Bu kıtapta yer alan yazılar daha çok, Türkıye'ye,
uluslararası sıstem tarafından dayatılan koşullan ıçermektedır.
y CumhuriYet Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Cad. No.39/41
^ krtapİTulûbû (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel. (212)514 01 96
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
pnnuşA ,
Ferzan B T C F "
Izmır'ın kurtuluşunu yaşayanlann ağzından yansıtan ve
tarihe ışıldak tutan bir roman. Karanlıktan aydınlığa kavuşan
bir kuşağın acılı, hüzünlü, ama o denli övünç dolu öyküsü...
Ostüne üstlük birincı ağızdan..
r
Cumhuriyet Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Cad. No.39/41
kitap kulûbO (34334)Cağa!oğ!u-lstanbul Tel: (212)514 01 96
SOZCUKLERLE YOLCULUK
Cumhuriyef
k ı t a p ! a r ı
sssssa
MAVİ BİR MERHABA
SözcükİCT... Havanın esimini, yerin yeşilini, ekinın venmonı,
denızın şahlanmasını, gökyüzûnûn pınlbsını, yıldızlann
ışütısını anlatan sözcükler... Kasıp kavuran kasırgayı, yatap
yıkan şimşeğı, kayalan döven fırtınayı, ateş kusan dağı, kınp
geçiren yersarsıntısını beümleyen sözcükler... Bu kitap sözcük
ustası Oktay Akbal'ın, okuyanı alrp götürüveren kalemiyle
yolculuğa çıkmak isteyenler için yayımlandı.
^ Cumhuriyrt Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41
^ kitap kulubü (34334)Cağak)§!u-lstanbul TeJ: (212)514 01 96
Cumhuriyet
k ı t a p I a r ı UMytJUpay
Bu kitap "1999 Yunus Nadı Öykü Ödülü"nü paylaştı.Yüceyi
bulma çabasında bir yazarla tanışmak ısterseruz okuyun bu
kıtabı. Yepyenı bir öykü bıçemı, pınl pınl bir dıl, ınsanı sarsan
' kahramanlar... Yazınımıza kutlu olsun.
Jİ Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad No:39/41
^ kitap kulübü (34334)Cağaloğlu-lstanbu! Tel. (212)514 01 96