17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ARAUK 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 Ambulans Izmir'in tek çocuk hastanesi... 400 yataklı Behçet Uz Çocuk Hastanesi, ^ yalnızca Izmir'de değil v. ^ çevre illerden JL gelen çocuk hastalara da hizmet veriyor... Çanakkale'den, Balıkesir'den, Kütahya'dan, Afyon'dan, Muğla'dan gelip Behçet Uz'a yatırılan çocuklar tahlil için, ileri tetkik için üniversiteye sevk ediliyor... Fakat, Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nin ambulansı yok... Çünkü ambulans anzalı, yatıyor... Izmir'de bir hastane, MHP'li bir Sağlık Bakanı ve MHP il başkanının başhekim yardımcısı eşiyle 21. yüzyıla giriyor... Televizyon 21. yüzyıla girerken Akdeniz kıyısındaki turizm bölgelerinden ve MHP'nin yerel yönetimindeki Anamur'da bir tek TRT televizyonunun birinci kanalının izlenebildiğini, öteki kanallan ise t - -S. çanak anten i# 0f alacak parası ^=p olanların - izleyebildiğini biliyor muydunuz? Bektronik posta: derazsomdcumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44/97 - Denetim elemanlan, özerktik istiyormuş... "Çağdışı kalmışlar. özerklik deÇil özelteştirme devrindeyiz!" ugün Bayram'ı bitiriyoruz, iki gün sonra yı- lı bitireceğiz; 2000 yılıyla birlikte 20. yüzyıl ve ikinci bin yıl geride kalacak; 21. yüzyıla ve üçüncü bin yıla gireceğiz... Biten yılın bir başka özelliği, IMF'nin Türkiye'deki biryılının bitme- si olacak; fakat Türkiye'deki IMF yılı 2001 'de de de- vam edecek... Medyada âdettir, biten yılın değerlendirmesi ya- pılırken gelen yılın da "faF'ına bakılır... Biz, falcılarye- rine Petrol-lş Sendikası'nın Araştırma Servisi'ne da- nıştık... önce bir yılın değerlendirmesi: "Dövizle borçlanma devam etti. Bankalar borçla- nnı ödeyemez duruma geldi. Bankalann içi boşal- tıldı. Bankalar dövize hücum etti. Dövizrezervlerieri- di. fthalat zorlaştı. Borsa çöktü. IMF direktiflerine rağ- men piyasalardaki olumsuz beklentiler kınlamadı. Sa- nayiciler enflasyon hedefine inanmadı; programın en iddialı hedeflerinden biri olan enflasyonu yüzde 25 sınınnda tutmak fıyaskoyla sonuçlandı. Türk Lirası ile döviz kurlan arasındaki denge bozuldu. özelleş- tirmelerle sendikal örgütlenmeye, emek kazanımla- nna darbe vuruldu. Ücretlerin düşürülmesi politika- sıylatüketim talebindeki gerileme hızlandırıldı; ima- lat sanayii üretimlerini kıstı veya bazı ünitelerini ka- pattı. Faizlerdeki artış bankalann kredi faizlerini yük- seltmesine neden oldu. Ve 2001 yılının görünen "köy"ü: "IMF ve hükümet yalnızca yurtiçinde değil ulus- lararası piyasalarda da oluşan şüpheleri dağıtmak için daha 'kararlı' birgörünüm sergileyecek, kemer- lerin daha fazla sıkılmasını talep edeceklerdir. Mev- cut ekonomik programı daha sıkı tedbirlerte uygu- lamak için zaten iyice sınırlanmış olan demokratik haklarçok daha daraltılacaktır. Şimdiden ham bir ha- yal durumu olan hedefler tutmayacaktır. Ekonomik gidişatın kötü olduğuna ilişkin düşünce ve beklen- tiler devam edecektir. önümüzdeki 45 gün içinde yüzde 10 ile yüzde 25 oranında bir devalüasyon ya- pılması söz konusudur; döviz rezervlerinin durumu- na göre devalüasyon oranı artabilir. Düşürülemeyen enflasyon hızı yükselecek; faizlerin ve döviz kuru- nun artışı enflasyon artışını körükleyecektir. Kredi fa- izleri, mevduat faizleri ve iç borçlanma faizleri arta- caktır. Yatınmlar ertelenecek, firmalar işletme ser- mayelerini güçlendinmek için ellerindeki nakitleri tırt- maya çalışacak, faizlerin yükselmesi pahasına elde tutulan nakitler piyasaya intikal etmeyecek; özellik- le küçük ve orta boy firmalar yüksek faizlerie faali- yetlerini sürdüremeyecek, iflas tehlikesi ile karşı kar- şıya kalacaktır. Ekonomik beklentilerin olumsuz ha- le gelmesi mevcut politik dengelerin dağılmasını hızlandıracak ve toplumsal muhalefetin güçlenme- sine imkân verecektir." SESSİZ SEDASIZ (!) NURlKURTCEBE Yüksek Yerilim Hatü erdincutkuCg yahoo.com Kendimle banşmam için bir arabulucu aranıyor! MHP'li başkanyeridenDSP'ye başkan Demokratik Sol Parti'nin Afyon Bolvadin'deki Ilçe başkanı Mustafa Yeni'nin Milliyetçi Hareket Partisi üyesi olduğu ortaya çıkmıştı... Demokratik Sol Parti örgütlerinden yakından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in onayı ile göreve başlayan ilçe yönetiminde başka Milliyetçi Hareket Partisi üyelerinin bulunduğu da görülmüştü. Genel merkezden atamayla görevlendirilen Demokratik Sol Parti Bolvadin ilçe örgütü, Siyasi Partiler Yasası gereği ve "demokratik sol" ilkeler çerçevesinde geçenlerde kongresini yapmış... Milliyetçi Hareket Partisi üyesi olarak Demokratik Sol Parti'nin ilçe başkanlığına getirilen Mustafa Yeni, kongrede ikinci bir aday çıkmadan seçimi kazandı... Mustafa Yeni'nin listesinden Milliyetçi Hareket Partisi üyesi Fatih Eken de ilçe yönetimine girdi... Afyonlular, Çay ilçesinde de Anavatan Partisi'nden gefen Nabi Erduru'nun Demokratik Sol Parti ilçe başkanı olduğunu; Bülent Ecevit'in Kubilay Uygun ve Gaffar Yakın'ı Demokratik Sol Parti listesinden Afyon Milletvekili seçtirdiğini anımsayıp, "Ecevit Ailesi, Turgut Özal'ın 'dört eğilim'i birieştirme projesini benimsemişe benziyor" yorumunu yapıyor... Haksız da sayılmazlar! Avrupa Birliğî ve Türkiye-2 MUSTAFA OK Eski Bakan Rusya'nın Doğu Avrupa ve Bal- kan ülketeri (Eski Varşova Paktı ül- keleri) üzerinde daima hesaplan ve iddialan olmuştur. 1955 yıhn- da NATO karşısına Varşova Pak- tı ile çıkması bu tarihsel ilginin ör- gütsel bir ifadesidir. Aslında Slav camiastnın Elbe'ye kadar olan-Do- ğu Avrupa üzerindeki ilgısi MS VI- II. yüzyıla kadar uzanan tarihsel bir derinliğe sahiptir. Hitler'in "Yenı Düzen"inde bu bolgenin adı "Slav Doğu" olarak geçmektedir. Slav camiasının bu bölgeler üzerindeki hesaplan ve iddialan üç kez yok sayılmıştır: Birincisi, Isveç Kralı XII. Char- les (Demirbaş Şarf) XVIII. yy. (1709). Ikincısı, Fransa Imparatoru Na- poleon Bonaparte - XIX. yy. (1812). Üçüncüsü, Alman Führeri Adolf Hitler-XX. yy-(1941-1942). Ve dördüncü süreç yaşamak- ta olduğumuz "Avrupa Biriiği" sü- recıdir. "Genişleme sürecTnı başlat- mış olan Avrupa Biriiği, Elbe do- ğusundaki ülkeleri programına al- mış bulunmaktadır. Bilindiği gibi, Napoleon ve Hitler'in "Yenı Düzen' tasanlan ve saldınlan bu bölgede başansızlığa uğramış ve fiyasko ile bitmiştir. Birinci ve İkinci Dünya sayaş- lan bu bölgede patlak vermiş ve bu savaşlann sonunda Avnjpayı- kılmış ve adeta tükenmiştir. Bu bölge, Roma Imparatoriu- ğu'na olduğu kadar kendini Ro- ma'nın vârisi sayan Avrupa için de tekin değildir (bilindiği üzere Ro- ma, Hun ve Avar akınlanyla bu bölgede başlayan "Büyük Kavim- ler Göçü - MS 395,476" sonucu yıkılmıştır) ve yukanda belirttiğimiz gibi sabıkası olan bir bolgedir. Anımsanacağı üzere Roma im- paratorluk güçleri Elbe'ye kadar gelmişler fakat bu hattı hiçbir su- rette geçememişler, hatta bu böl- gede tutunamamışlardır. Avrupa Birliği'nin bu genişle- me sürecınde NATO'ya karşı Var- şova Paktı'nın doğuşunda oldu- ğu gibi, Avrupa Birliği'ne karşı da bir "Avrasya Biriiği'nin (Pasifik'ten Elbe'ye kadar) ya da bir "Asya Biriiği"nin oluşması ihtimali akla gelmiyor değil. Niçin olmasın... Avrupa'nın "Avrupa Biriiği"var- sa;AET, 1957, AB-1992 Amerika'nın "Amerikan Devlet- terörgütü"varsa-1948 Afrika'nın "Afrika Biriiği örgü- ft/"varsa-1963 Avustralya'nın "Avustralya - Tasmanya Commonwealth"ü var- sa-1978; Ve yalnız Asya ve Avrasya bun- dan yoksun ıse bir "Asya Devlet- fer Örgütü" ya da Pasifik'ten El- be'ye kadar bir "Avrasya Devlet- ler Örgütü" niçin olmasın... Avrasya ve Avraşyalılık bilinci- nin son günlerde gösterdiği geliş- meler bunu hayal olmaktan çıka- rabilir. Avrupa Birliği'nin Kosova olay- lan nedenıyle NATO'yu kullanarak Yugoslavya'ya karşı düzenlediği . "hava harekâtrnda iki büyük ye güçlü ülkenin Rusya'nın ve Çin'in seyirci duruma düşmeleri, adeta çaresizlik içinde kıvranmalan bu ülkelerce unutulmuş olamaz. Bu çaresizliğin ve yalnızlığın, adı ge- çen ulkeler tarafından bir kenara not edildiğını bılmeliyiz. Çin bunun rövanşını Tayvan'da, Rusya da Orta Asya ve Kafkasya'da almak isteyebilirler. Avrupa Birliği'ne girmeye evet, ancak; AB'ye girmenin bedeli eğer Ege'ye ilişkin sorunlanmızda ve Kıbns'ta taraf tutarak ve Fırat'ın ötesini (yanı Misak-ı Milli'yi yani bö- lünmez bütünlüğümüzü) tartış- maya açarak üzerimize Sevr*in götgesini düşürmelc olacaksa, Avrupa Birliği'ne girmeye evet, ancak; Osmanlı Imparatorluğu'nun "azınlık haklan" konusunda Ve- sayet Grubu Devletleri'nden gör- düğü iz'aç edici ve egemenlik haklannı zedeleyici muamele bu kez, AB tarafından insan haklan, hukukun üstünlüğü ve daha çok demokrasi ileri sürülerek Türk- Kürt, Sünni-Alevi ve de buna ben- zer iç sorunlanrmzı kaşıyarak Cum- huriyet Türkıyesi'ne de reva gö- rülecekse (ki böyle bir eğilim göz- lemlenmektedir) ve AB çağdaş bir vesayet rejimine dönüşecek- se, Avrupa Birliği'ne girmeye evet, ancak; Avrupa Birliği'nin gözü, söyten- diği ve yazıldığı gibi insanımızı ve toplumumuzu yucettmekten çok, coğrafyamızda, jeopolitik konumu- muzda ve üstün nrtelikli Türk Si- lahlı Kuvvetleri'nde ise, Avrupa Birliği'nin öncelikli hedefi halktan kopuk ultra zenginlerle ve yaban- alaşmış ultra aydınlaria ve de çağ- daşlaşmayı Bethooven'in senfo- nilerini anlamak ve icra etmekten ibaret zanneden devtet büyükle- riyle işbirliği yaparak bizi amacı doğrultusunda ve âdeti olduğu veçhile bir uydu ya da tampon ül- ke olarak kullanmak olacaksa bu nedenlerle bize "kertıen" katla- nacaklarsa; devlet olarak, hükü- met olarak, toplum ve birey ola- rak hattaTürk Silahlı Kuvvetieri ola- rak geleceği planlarken ye pek paıiak hayaller kurarken şimdilik AGSK ömeğinde olduğu gibi, AB yetkililerinin ödün vermeyen "Av- rupa merkezli" katı tutumlannı ta- rihimizdeki acı ve acıklı deneyim- lerin ışığı altında kıymetlendire- rek dikkatli ve ihtiyatlı olmaya mecburuz. Aynca sırası gelmişken bu ko- nunun bizi tedirgin eden aktüel yanını açıklamadan geçemiyorve görmezlikten gelemiyoaız: Dün, bizim için aracılığa soyu- nanvesonradavesayet Ş<orurna) altına alarak bizi bölen ve bölüş- türen, siyasi entrikalanndan çok çektiğimız ülkelerin Atatürk'ün Büyük Nutku'ndaki deyımiyle (Cilt 2, Sayfa 767-1952), hazırtıklan yüzyıllarca süren ve Sevr Antlaş- ması ile tamamlandığı zannedi- len "BüyükSuikast" olayının baş- tertipçilerinin tamamı.. Bugün, Rusya hanç Avrupa Bir- liği'nin kurucu üyelerini oiuştur- maktadıriar. Duyarlılığımız bun- dandır. Tann yardımcımız olsun... Bu konuda da son sözü Atatür- kümüze bırakıyoruz: "Münevverienmiz belki bütün cihanı, bütün diğermilletleritanır, iakin kendimizibilmezler. Bizne ol- duğumuzu, onlardan ayn ve.on- lara yabancı bir millet olduğu mu- zu sopa ile içlerinden kovulunca anladık. Kuvyetimizin zaafa uğra- dığı anda bizi tahkir ve tezlil etti- ler. Aniadık ki kabahatimiz kendi- mizi unutmaklığımız ımış." (Ata- türk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt 2, Sayfa 140,143). HAYVANLAR ISMAIL GÜLCEÇ [email protected] KÎM KİME DUM DÜMA BEHÎÇAK bohicak(a turk.net TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29Aralık Bugün depremın Profesyonel aönüllülerimiz hâlâ Kocaeli Korfez İlçesındokı büyük prefabrık kentlerden bırı oian Yenıköy'e REUTERS'ın katkılarıyla yapılan Çağdaş Vaşam Reuters Rehabilıtasyon Merkezı. ana sınıfı, semıneflen, etut sınıfları, spor, sanat ve kultür etkınlıklerıyle. depremzede çocuk ve gençlenmıze gonullu hızmetı surdürUyor. Son derece ışlevsel olan bu merkezi. ülkemıze kazandıran REUTERS çalışanlanna candan teşekkur edıyor, gelecekte de birlikte, yenı projeler uretmeyı dılıyor. katkıları ıcın kutluyoruz YartSımlannız ıçm (O212) 292 87 27 - 2»2 O8 O1 (Iş günle AKTÖR SADİ'NİN ÖLÜMÜ 194i'D£ Se/eÛU, TIYATKO OYtMOJSU RtKBET pKV (AST/L AOI. HÛSEYİM fAOİ KABAGÖZoâlM) , SO y/lffAU>A ÖLDÜ- GALATASAKAY LtSeSİ'NDeU SOUBA, gİR £Üe£ DE HU~ KUK OtCl/UUf OLAU ŞAPİ.ÇOOJKUJĞUUOA BAŞLAYAÜ TİYAmo TUnaJSÜMA UYABAK. 16 YAf/MPA SAHUEYE ÇltUAIfTI. "BUBHAHemUICÜMPAUYASt^NOA BietCAÇ YIL KOMEOVEKJ OLARAK. ÇAUÇHKTAN SONBA, 13ZO ' De DA£ÜL8£DAYl >YB &EÇMIŞTI. Su S/GACAJZPA, İBNU&ZEFJK AHMET NU£l 'MAJ YAPITI OLAN 'HİSSB-i ŞAilA'PA BtOVJ £PENDı eOLÜUÜ OYNIYAISAIC ÜA/ KAZAAIMIÇTI. 1323 '7S l , KSA/Pİ KllBDUĞU'MİU.ISAH- UE* TZlpU/LLieuyLA Ç£p7lJ 4V ŞAPİ, 4926 -Z? YtUAeiMPA DA RAÇir HI2A V£ 8EH- ZAT BUmiC'LA SAMSUN 2. SULH HUKUK HÂKİMLÎĞt'NDEN Dosya No: 2000/427 tbrahım Tuncer tarafından Samsun Atakum Çobanh mev- kii P95,108, D. ada: 11, paısel: 2'de kayıtlı taşınmazın pay- daşlannın kendi aralannda anJaşamadıklanndan paylaştınl- ması ya da satılarak ortaklığının gıderilmesi için mahkeme- mıze dava açümış olup yapılan araştırmalarda Ekrem Yığit Kaya'nın adresi bulunup kendısine tebhgat yapılamadığın- dan davanın adı geçen davahya ılanen tebhğıne karar veril- mıştir. Davalı Hüseyin oğlu Ekrem Yığit Kaya'nın 14.2.2001 ta- rihinde saat 09.00'da yapılacak dum§maya hazır buhuunası ya da kendisıni bir vekil vasıtası ile temsil ettırmesi, duruş- maya gelmedigi, kendisıni de vekil ile temsil ettirmediği takdirde duruşmanın gıyabında devam ederek karara bağla- nacağı 7201 sayılı Tebhgat Kanunu'nun 29 ve müteakip mad. gereğince davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 15.12.2000 Basın: 77736 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Gazete Ülke soaınlanna ilişkin raporianyla, araştırmalanyta, köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumların gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75 ANKABA-..ANKA MÜŞERREFjjEKİMOĞLU ~ Baypamlık Amlar AhmetTahtakıliç'tan söz eden yazımagüzel ya- nıtlar geldi çevremden. Müzık dalındakı dostlar da anılar ve çağnşımlaria 40 yıl önces.ne dondurdu be- ni. 27 Mayıs Devrirni'nden s o n r a m u t l u b ı r d o n e m yaşadım gerçekten. Kurucu Meclıs, yenı bır ana- yasa, her dalda umüt'u çabalarla aydınlık gunlere yöneliyoruz. Belki df çok hayalciydık, ama hayal- ler yaşamın itici gücü değil mi? 27 Mayıs'ı Atatürkçülüğe dönüş yolunda bır atı- lım diye yorumladım herzaman. Karşıdevnmlen ul- ke gündeminden silmeye yönelik girişımleri de iç- ten destekledim. CSO salonu da coşkuyla destek- lediğim bir olay. llginç bir durum, müzik devrimıne karşın uzun süre konser salonundan yoksun bir başkent Anka- ra. Güzel konserler başka salonlarda, örneğin es- ki halkevinde, ya da Cebeci'deki konservatuvarda veriliyor uzun yıllar. 27 Mayıs 1960 Devrimi'nden son- ra Ahmet Tahtakılıç'm Millı Eğıtim Bakanlığı döne- minde açılıyor CSO salonu. Belki de hiç konsere gitmeyen, evrensel müzik dinlemeyen Milli Birlık- çiler de destek veriyor projeye. Anılar, yufka gibi açı- lıyor belleğimde. Ahmet Tahtakılıç'm görev aldığı Ba- kanlar Kurulu'nda Prof. Mukbil Gökdoğan da var. Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerınden. Bayındır- lık bakanı oluyor 27 Mayıs'tan sonra. Eşi Nüzhet Gökdoğan ülkemizin ilk kadın dekanı, Gönül Gök- doğan da küçük bir kemancı o zaman. CSO salo- nu, istasyon yolunda bir sergi evi, başka kuruluş- lar da istiyor salonu, hızlı bir yarış başlıyor Anka- ra'da. O dönemin orkestra müdürü Mükerrem Berk kazanıyor yarışı. CSO salonunda ilk konser unutul- maz bir olay gerçekten. Boş salonda iğreti sandal- yelerde oturarak konser dinledi başkentliler. Ayak- ta duranlar, yerde oturanlar da var, ama ne yazar! Başkent bir konser salonuna kavuşuyor! Ama ola- yın lokomotifi Mükerrem Berk'e bir teşekkur plake- ti yok CSO'nun duvarında. Ona hiçbir şey katmaz, ama bir dönemin yönetimini, coşkusunu yansıtır genç kuşaklara. Müzik devrimini güzel boyutlandıran bir orkestra müdürü, CSO'yu Anadolu'ya taşıyarak halkımıza da dinletir. Otobüse bindırip Avrupa baş- kentlerine taşıması da unutulmaz bır olay. Bir ucu Türkiye'de, öteki ucu Finlandiya'da, Avrupalı din- leyiciler de izliyor Türk çalgıcıları. Avrupa Biriiği gündemde değil, ama müzik devrimi doğrultusun- daki Türk çalgıcılar Avrupa kentlerinde! Yeni salonda iğreti ıskemlelerde dinlenen ilk kon- serde Suna Kan ve Verda Erman var. Çağdaş dü- zeylenni güzel koruyarak hâlâ çalıyorlar. Suna Kan, önümüzdeki günlerde bir konser de Atina'da vere- cek sanınm. Derken Atina'dan Mevhibe'ye uzanıyorum düşün- cemde, Gülsüm Bilgehan'ın kitabına. ismet Pa- şa ile Hanımefendı'nin el ele konser dinlemeleri canlanıyor gözümde. Müzik devrimini inançla sa- vunan bir devlet adamı Inönü, kuşkusuz CSO sa- lonunun da gerçek mimarı. Ahmet Tahtakılıç'a da, Mükerrem Berk'e de büyük desteğı var. Güzel ey- lemler o destekle oluşuyor. Devlet adamlarına da belli görevler düşüyor elbet. • • • Hoşlanmayanlar var, ama yazmayı görev biliyo- rum. Yılbaşı nedeniyle düzenlenen konserler ilginç tartışmalara yol açtı müzikseverler arasında. Kısa- ca içenğını beğenmiyor, balalayka coşku verse de yılbaşı konserlerinin geleneğine ters olduğunu söy- lüyorlar. llginç bir rastlantı, Basso'nun yılbaşı kon- serlerine de benzer eleştiriler var. Yazmamdan hoş- lanmayanlar olabilir, ama beni göreve çağıranlar da var. Bu eleştirilerin, müzikseverliğin belli bir dü- zeye varmasından kaynaklandığını öne sürüyorlar. • • • Yılbaşı öncesinde yalnız Fazıl Say'ın konserini iz- ledim ben. Mutlu bir olay, güzel bir armağan, Ja- ponya'ya dönük gözlemleri de çok etkiledi benı. Çar- pıcı bir tablo oluşuyor müzik yaşamında; kaç sa- lon, kaç orkestra, her gün kaç konseri kaç kişi din- liyor. Çağdaş teknolojinin gelişen çızgileri Japon hal- kının müzik yaşamına yeni boyutlar katıyor. NTV'de masal türü dinledim gerçekten. Çünkü başkent An- kara'da yalnız bir konser salonu yapılıyor Cumhu- riyet döneminde. Tahtakılıç'm bakanlığında gerçek- leşen salon. CSO orada çalıyor, Sevda Cenap And Müzik Vakfı'nın büyük katkısıyla gerçekleşen fes- tival konserleri de MEB'nin eski salonunda. Çağ- daş mimarlığın çizgileriyle kaç otel, görkemli kaç işyeri yapılıyor, çağdaş bir konser salonu günde- me gelemiyor. Kim getirecek derseniz, haklısınız. Öyle biri yok ortalarda. Belki de IMF'den bir onay almak gereki- yor! • • • Sevgili okurlanm, bayram sevinci çok gerilerde. Size bayramlık anılarla seslenmek istedım. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ 1396'da ya- . pılan ve Haçlı kuvvetieri kar- 2 şısında Osman- hların zaferiy- le sonuçlanan 4 savaş. II Tarla 5 srnın... Kiraya verilerek gelır 6 getiren ev, dük- 7 kân gibi mülk. 3/ Kuyrukso- 8 kumukemığı... g Osmanhlarda kapıkulu askerlenne ve kımi görevlılere üç ay- 1 da bır venlen ücret. 4/ 2 Bır gemınin baş ve kıç „ taraflannda çektığı su- lar arasmdakı fark... "Gül tenlı, — dudakiı, 5 kömür gözlü sürmeir 6 (Yahya Kemal). 5/ tn- 7 sanı ıstenmeyen seçe- g neklerden bınnı ızle- „ meye zorlayan sorun... Endonezya'nın plaka ışaretı. 6/ Bir nota... Köpek. II Ünsüzle biten bir sözcüğün ünlüyle başlayan sözcü- ğe bağlanarak okunması.. Süreyya Durunun bır fil- mi. 8/ Mezar... Hintlı kadınların ulusal gıysısı. 9/ Ça- nakkale'nın bir ılçesı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dünyanın ilk nükleer denızaltısının adı. 2/ Baca- ğm, dizkapağından topuğa kadar olan bölürnü... Ta- kımlar grubu, küme 3/ Yıyeceğı ortaklaşa sağlanan toplantı. 4/Baryumelementınınsımgesı... Mahkeme sonucunu gösteren resmı belge. 5/ Afhka'da yetışen ve parlak kerestesi mobılyacılıkta kullanılan agaç .. Ha- tay ıhnde bır ırmak. 6/ Parlak kırmızı renkte bir süs taşı... Bır nota... Avrupa Bırhğı'nın kısayazılışı. 7/Soy, sülale... Tropıkal bölgelerde yetışen ve yumrulan ye- nen bir bıtki. 8/ Zihin ve bedence ortaya konan çaba... Eski dilde gönül, yürek 9/ Gümüşbalığı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle