25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ARALJK 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA H J J V \ _ f i l U İ T İ _ l / ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 ŞÎRKETLERDEN • DE BEERS, bayanlar için yepyeni tasanmlan veûrettiği mücevherleriyle yeni yılda hediye tercihinde sıkuın çekenlere çeşitülik sunujor. • PINAR, yılbaşı içın 5-6 kilogramlık özel ırk - 60 bin adet beyaz hindiyi marketlerde tüketicisine sundu. Yok denecek kadar az kolesterol ve • yağ oranına sahip Pınar hindi, yüksek proteine sahip. • ERMENEGILDO ZEGNA, yılbaşı için bir çok hedjye altematifı sunınor. Kravat, gömlek ve deri konfeksiyonlan seçenekler arasında. • ROMAR, yenı yılda sinema keyfini evinize taşımak için avantajlı bir fırsat sunuyor. DVD player, amplifikatör, surround hoparlör, sub- vvoofer'dan oluşan ev sineması sistemine, 6 taksitle 666 milyona sahip olunabilecek. • SISLEY,2001yıhna gjrerken müşterikrine özel kokteyl tariflerinin yer akhğı bir takvim hazıriadı. Takvimler, Sislev mağazalanndan abşveriş yapanlara ; hediye edUiyor. • PIERRE CARDIN, yeni yıla girerken yeni tasanmlannı da piyasaya sundu. Pierre Cardin saatlerinin Türkiye dağıtıcılığı, Ersa Ithalat ve Ticaret AŞ tarafından yûrûtûlüyor. • wwwJebriz.com, Evin Sanat Galerisi işbirtiği ile düzenlenen yılbaşı müzayedesine kanlma olanağı sağlıyor. Müzayedede 104 eser sergileniyor. • CAROUSEL Alışveriş ve Yaşam Merkezil5Aralık20O0- 15Şubat2001 tarihleri arasında dûzenleyeceği kampanya ile hediye dağıtacak. Mağazalardan alışveriş yapanlara verilecek kûponlarla çekilişe katılmak mümkûn. • DOCKERS,yeni yılda erkeklere özel 27 çeşh pantolon modelini tûketicilerin beğenisine sundu. 24 farkta renk seçeneği sunan pantolonlan, Advantage Card Ue 3 taksitte alabilirsiniz. ' • BEYAZ FIRIN, bırbirinden farkh ve özel tasanmlı pasta, kurabiye, börek ve çikolatalannı yeni yılda farklı lezzetler tatmak isteyenler için özel olarak hazıriadı. Fınn online sipariş hızmeti de veriyor. Ekmeğin fiyatı 1984 ile 2000 yıllan arasındaki dönemde 4 bin 285 kat arttı YoksuDuk 8nnrnKİa yaşam• Yatınm ve üretim yapılmayan Türkiye'de fiyatlar baş döndürücü hızla artarken ücretler sürekli geriliyor. Serbest piyasa koşullanna uymak adına ciddi tekelleşmelere yol açan 1980 politikalan, ülkeyi enflasyon canavarının kucağına bıraktı. 1980'de asgari ücretle ayda 1473 ekmek alınabiliyor iken bugün asgari ücretli sadece 682 ekmek karşılığında çalışıyor. GÜLŞEN CEBECİ / FATMA KOŞAR Yatınm ve ûretime ağırlık vermeyen uzun vadeli politikalardan yoksun uygulamalann faturası alun gücü sürekli düşen, dar ve sabit gelirli yurttaşlara çıkıyor. Serbest piyasa koşullanna uymak adına ciddi tekelleşmelere yol açan ve Türkiye'yi "paradan para kazanma cenneti" haline getiren 1980 politikalan ile uzantısı uygulamalar, ülkeyi enflasyon canavannın kucağına bıraktı. 1980 yılında fiyatı 220 kuruş olan ekmek, bugün 150 bin liradan satıhrken söz konusu dönemde asgari ücretle 1473 ekmek alınabiliyordu. 2000 yılında ise asgari ücretli sadece 682 ekmek karşılığında çalıştı. Ekmeğin fiyatı 1984 ile 2000 yıllan arasındaki dönemde 4 bin 285 kat arttı. Yine 1980 yılında 30 liraya satılan bir kilogram etin fiyatı bugün 5 milyon 200 bin lira. Söz konusu yıl içinde asgari ücretli, aylık çahşması karşılığında 105 kilo et alabiliryorken bugün sadece 19.5 kilogram et alabiliyor. Fiyatlann başdöndürücü bir hızla arttığı Türkiye'de alım gücü ise - bu rakam 2000 yılında 123.5 kilograma düştü. Asgari ücretli, 1980'de bir aylık çahşması karşılığında 439 kilogram kuru fasulye alabiliyordu, bugün ise 114 kilogram kuru fasulye alabiliyor. Yine 1980'de asgari ücretle 662 paket makarna alınırken 2000 yılında bu rakam 553 pakete düştü. Ücreflereriyor Kamu çalışanlannm maaşlan 1994 yılından bu yana sürekli düşüyor. 1994 yılında bütçe içindeki payı yüzde 34.4, 1998'de yüzde 25'in altına inen kamu çalışanlannm maaşlan 2001 yılında yüzde 18.9'a düştü. Petrol-lş'in verilerine göre, verginin bütçe içindeki payı giderek düşerken bu yük işçi ile memura bırakılıyor. Son 5 yılda Gelir Vergisi'nin yüzde 64'ünü ödeyen işçi ve memurun ücreti 1983 yılından itibaren sürekli geriledi. Ücretli çalışanlar, elde edilen toplam gelirin yüzde 31.l'ini cı ı,* •*• alırken ve verginin blektriğin büyük kısmını Sıfır sayısı süreklî arttı Ufûnadı 1980fiyat 1984fryat 1997fiyata 2000fiyat (üra) (Ura) (BinTL) (BinTL) fiyatı 15 bin kat arttı 2000 (TL) fefkal B«Wnkb«n> «yab{1977) sürekli geriliyor. 1980 yılında asgari ücretle 410 kilogram pirinç alınırken öderken gelirin yüzde 69. 9'unu alan sermaye kesimi ise Gelir Vergisi'nin yüzde 36'sını karşılıyor. 1990'hyıllar içinde sadece 1997'de az oranda da olsa artan reel ücretler, bu tarihten itibaren tekrar düşmeyi sürdürdü. Pirinç Makarna Kuru fasulye K. soğan Toz şeker Domates Tavuk eti Yumurta Zeytin Zeytin yağı Süt Patates Çay 7.91 4.90 7.09 4.53 4.40 4.02 18.36 0.66 17.80 23.15 5.16 2.91 0.28 26i> 19i> 200 95 125 115 555 25 350 520 184 6( 192 92 253 67 131 146 429 16 845 650 100 57 665 1.100 200 950 350 500 400 1.350 75 1.200 2.980 265 350 1.575 150000 4-286 5-201000 1788 400000 um> 180.000000 1000 2900000 &*M 10X000 2J00 45 000 15.000 Petrol-lş'in hesaplamalanna göre, geçen yıl itibanyla 1993'e göre ücretler kamuda yüzde 32.3, özel sektörde de yüzde 24.4 oranında düştü. Türkiye Işveren Sendikalan Konfederasyonu verilerine göre de, gerçek ücretler, 1991-1993 yıllannı kapsayan dönem dışında sürekli 1979 yılı gerçek ücret düzeyinin altında kaldı. Gerçek ücretin sürekli erimesi, fiyatlann ise hızla artması yoksulluk sınınnı zorluyor. 1996 yılında 62 milyon 164 bin lira olan yoksulluk sının, sendikalann hesaplamalanna göre 1997'de 131 milyon 497 bin lıraya, 1998'de 172 milyon, 1999'da da 260 milyon 55 bin liraya çıktı. 2000 yılının başmda yüzde 77 artarak 460 milyon 400 bin liraya yükselen yoksulluk sının bugün 543 milyon, asgari ücret ise 102 milyon lira. Utopyaya ıılastık ve fos çıktı... • Eğer reklamlar topluma tutulan bir aynaysa Burger King'in Amerika'da kullandığı 'kendi yolunu çiz' sloganı toplumdaki içe dönüşü simgeleyerek toplumsal yalnızlığa dikkat çekiyor. Ekonomi Servisi - Küreselleşme, beraberinde toplumsallıktan bireyselliğe doğru bir dönüşümü de getirdi. ilk başta, özellikle tüketim toplumlannda bireysellik önemli bir güç hatta özgürlük gibi görünse de bu gücün de bir bedeli olduğu kesin. Toplumun geleneksel yapısındaki bu erozyonla insanlann yaşamındaki istikrar ve duygusallık yitip gidiyor. Böylece insanlar kendi çıkarlanm toplumun çıkarlan üzerinde tutuyorlar. Ingiltere'de yayımlanan Financial Times gazetesinde yer alan bir makalede toplumun giderek içine düştüğü bireyselizmin beraberinde getirdiği sorunlar özetleniyor. Eğer reklamlar topluma tutulan bir aynaysa Burger King'in Amerika'da kullandığı 'kendi yolunu çiz' sloganı toplumdaki içe dönüşü ve yalnızhğı ortaya koyuyor. Gelişmiş ülkelerde 'ben' kavranunın 'biz' kavramınm önüne geçtiğinin anımsatıldıgı yazıda, bireylerin sosyal baskının getirdiği bu isteksizlik yüzünden, daha iyi şeylere sahip olmayı ertelemeyi ya da gelenekselliğin baskısmı hayatlannda istemedikleri belirtiliyor. Hayat öyle bir süpermarket oldu ki, bu yerde insanlar raflardaki sonsuz seçenekler içinde onlan mutlu yapan şeyleri topluyorlar. İnsanlar bireyselizm noktasında öylesine netler ki, eğer evliliklerini beğenmiyorlarsa boşanıyorlar, eğer ruh hallerinden memnun değillerse uyuşturucu kullanıyorlar, eğer suratlannı beğenmiyorlarsa estetik yaptrnyorlar. Birevselizrain bedeli • Hayat pyle bir i. süpermarket oldu ki, insanlar raflardaki sonsuz seçenekler içinde onlan mutlu yapan şeyleri topluyorlar. Bireyselizmin bu gücüyle insanlar belki daha özgürleşti, ancak bu gücün de bir bedeli olduğu kesin. Toplumun geleneksel yapısındaki bu erozyonla insanlann yaşamındaki istikrar ve duygusallık yitip gidiyor. Böylece insanlar kendi çıkarlanm toplumun çıkarlan üzerinde tutuyorlar. II. Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemle bir kıyaslama yapıldığında o dönemde insanlann kendilerine ne sunulursa onunla mutlu olduklan görülüyordu. 'Bireyin topluma uyumu' o günün kuralıydı ve kımse bu kuralın dışında kalmak istemiyordu. 1950'li yıllara gelindiğinde ise, üretim kapasitesi tüketimin üzerine çıktı. Bu durum, üreticilerle" tüketiciler arasındaki ilişkiyi en temel noktada değiştirdi. Küreselleşme harekefleri Küreselleşme giderek rekabetçi baskılan açığa çıkarmaya başladı. Müşteri öyle önemli hale geldi ki, şirketlerin müşterilere 'fanatikçe bağh olma' seçenekleri dışında başka şanslan kalmadı. însanlar artık tannlar' olmuşlardı ve kendilerine öyle davramhTiasını bekliyorlardı. Artık müşteriler ne istiyorlarsa pazar onlara bunu sağlamak zorundaydı. Bu durum Freudun deyimıyle 'küçük değişikliklerin kendini beğenmişliğf olarak tammlanabılır. Bireyselizmin bu zaferi Marksizmin tesadüfi zaferini beraberinde getirdi. Böylece güç patronlardan toplumdaki bireylerin eline geçiverdi. Buna nasıl bakarsanız bakm, sessizce utopyaya ulaştık ve ütopya fos çıktı. Bugün geldiğimiz noktada ise toplum bireyselizmin gücüyle kendi kendinden uzaklaşıyor. Kişiler artık kendi çevresindekilere karşı bile daha az ilgili hale geliyor. Döviz kazandıran okııl tZMtR (AA) - Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Torbalı Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinin el emeği ile ürettikleri mer- mer masa ve sehpalara Avrupa ülkelerinin büyük ilgi gösterdiği bildinldi. Okul Müdürü Prof. Dr. Burfaan Erdoğan, geçen yıl îsveç'e gerçekleştir- dikleri mermer masa ve sehpa ihracatından sonra bir çok Avrupa ülkesin- den talep geldiğini belir- terek "tsveç'e itdnd parti ihracabmızı bayramdan sonra yapacağjz. Önü- mfizdeki yıl diğer ülkeleri deihracat kapsamına ala- cağB" dedi. Oğreneilerin el emeği ile ürettikleri mermer ma- sa ve sehpalann Avrupa ülkeleri tarafından çok beğenildiğini kaydeden Erdoğan, bunun öğrenci- ler için büyük bir moral kaynagı olduğunu kayde- derek "Okuhımuzdaki60 öğrenci taranndan 1.5 ay- da üretflen elişlemeH mer- mer masa ve sehpa üreti- minden geçen yıl 20 mfl- yar lira geürsağladık Ge- çen yüOkkezdenediğimiz üretimdebüyük birtecrü- be kazandık. Bu yıl ts- veç'in talebini daha kısa bir sûrede ürettik Bir TIR mermer masa ve sehpayı bayramdan sonra gön- dermeküzere hazırfağnnı- zı yapök" diye konuştu. Okulda Avrupa kalite- sinde üretim yapıldığını kaydeden Erdoğan, "Oğ- rencüerimiz, hem yüksek kahtede eğfthn görüyor, hem üretiyor hem de okula para kazandın- yor" dedi. Erdoğan, okul olarak gelecek yıl Avrupa ülke- lerinde düzenlenen mer- mer ve mobilya fuarlanna katılmayı, bu piyasa ile doğrudan ilişki kurmayı planladıklanru da bıldir- di. Meslek okulunun dış kapısımn, geçen yıl dü- zenlenen Doğal Taş ve Mermer Fuan'nda sergi- lendiğini de anımsatan Erdoğan, Amerikalı bir fırmamn da bu kapının benzerini ithal etmek iste- diğini söyledi. ÇtFTÇİ DOSTU SADULLAH USUMİ Atatüpk ve İsmet Paşa'ya Hâlâ Muhtacız Atatürk gibi bir lider kaç asırda yetişebilir? En azından 20. yüzyılda, Atatürk gibi bir liderin ye- tişmediğini yaşayarak gördük... Atatürk büyük bir askerdi. Atatürk büyük bir devlet adamı idi. En önemlisi, tam bir halkçıydı.. Sadece Türkiye'yi düşmanlardan kurtarmakla kal- madı, aynı zamanda ekonomiye de el attı... Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni kurduktan sonra, hakkımızı soygun düzenine karşı koruyacak sistem- leri de harekete geçirdi. önce kooperatrfçiliği başlattı. Içte ve dışta halkı- mızı sömüren tüm kuruluşiara karşı savaş açtı.. Osmanlı döneminde tam 45 yıl milletimizin kanı- nı emen ve 60 binden fazla insanımızı katleden 'Re- ji' kolculannı bir gece içinde terk etti. Bu arada halk yaranna sayısız kooperatifler kurul- du. Birçok üretim ve tüketim kooperatifınin başlan- gıcını yaptı. Şimdi, Atatürk döneminde yapılan bcı işleri kâğıt üzerinde sıralamak kolay, ama bir de topluiğne bile yapamadığımız günleri düşünelim... Yabancı devlet ve bilim adamlannın da itiraf etmek zorunda kaldığı gibi, Türkiye'yi yoktan var etti.. Peki... O günlerde Atatürk'ün yanında kim veya kimler vardı? Bu durumda her zaman aklımıza gelen ilk isim İs- met Inönü olmuştur... Türktarihinin neresine bakarsanız bakınız, Atatürk ve Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa vardır. Ne yazık ki hâlâ bu iki Türk büyüğünün himayesi- ne muhtacız... Rejimimizi, devrimlerimizi, geleceğimizi bu iki li- derin sayesinde koruyabiliyoruz. Neden? Çünkü, hâlâ bu iki büyük insanın yerini doldura- cak kadrolan işbaşına getiremedik. Bu kadrolan getiremediğimiz sürece kuşku için- de yaşamaya mecburuz... Hatta, mahkûmuz. 12 Mart ve 12 Eylül darbecilerinin Türkiye'yi ne ha- le getirdiğini gördük... 12 Mart geldi geçti.. Ama 12 Eylül'cülerden hâlâ kurtulamadık. Kenan Evren ve yandaşlan gitti.. Ama onlann ge- tirdiği yağma düzeni ne yazık ki hâlâ devem ediyor. Çünkü, soygun ve vurgun düzeni bazı insanlan- mızatattı geldi.. ••• Cumhuriyet gazetesinde dün yayımlanan tanmla ilgili haberter, Türkiye'nin içinde bulunduğu acıklı durumu gözler önüne sermeye yeter de artar bile. Hasan Özmen yıllardan beri Izmir Ticaret Borsa- sı Başkanı... Gene yıllardan beri tanrndaki kötü gi- dişi durdurmak için çırpınıyor. Ozmen'in önceki gün yaptığı açıklama, artık bıça- ğın kemiğe dayandığını gösteriyor. Hasan Özmen, IMF'nin, devletle tanm sektörü arasına kara kedi gibi girdiğini belirterek şöyle diyor "Tanm politikalarının kontrolünün giderek IMF'ye î9§Ç*9' gönjlüyor. Türkiye 2000 yılının ilk beş ayın- za Yummstân 'dan 85 bin, Suriye'den 32 bin, Türk- menistan'dan 17 bin ton pamuk ithal etti... Aynca Çin, Hindistan, Israil, Gürcistan, Azerbaycan ve bu- güne dek birçoğumuzun adını bile duymadığı Batı Afrika ülkesi olan Burkina Faso'dan bile pamuk it- hal edildi." Petrol-lş Sendikası da, mali piyasalarda kasım ayı sonlanna doğru başlayan krizin kendiliğınden oluş- madığını, yaşanan durumun, emek karşıtı IMF poli- tikalannın iflası anlamına geldiğini vurguluyor. Petrol-lş Sendikası, aynca krizden kurtulabilmek için aşın kâr elde etmeye yönelik politikalardan vaz- geçilmesi gerektiğini ileri sürüyor. • • • Artık gerçekleri görelim... Atatürk ve İsmet Pa- şa'ya ters düşen politikalar Türkiye'yi tam bir çıkma- za sürükledi. Her ay yeni bir kriz yaşıyoruz.. Insanlanmız geçi- nemiyor. Esnaf iş yapamıyor. Çiftçilerimız iflasın eşiğinde... 12 Eylülcülerin getirdiği politikalardan Türkiye'ye hayır yok. Bu gidişle devletin, milletin malını mülkünü sata sata bitireceğiz.. Sonuçta satacak malımız da kal- mayacak.. Bizi bu çıkmazlardan ancak Atatürk ve İsmet Pa- şa'nın öğütleri kurtarabilir. Atatürk ve İsmet Paşa'yı yakından tanıyalım. Haklannda yazılanlan bir kez değil bin kez okuya- lım. Zira Atatürk ve İsmet Paşa'ya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var... Kayısı ihracatı 4.6 bin ton kayısı elde kaldı ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu)- Cari işlem- lerdengesi lOmilyardo- lara yakın açık veren Türkiye'nin ihracat aç- man kayısı üreticisini de vurdu. Geçen yıl 1 mil- yon 100 bin liraya aldığı kayısıyı bu yıl 350 bin liraya satamayan Kayısı Birlik'in elindeki stok geçen ay 4 bin 600 tonu geçti. Geçmiş yülarda karşı- laştınlamayacak kadar büyük olan kayısı üretici- sinin sorununu soru önergesiyle TBMM gün- demine getiren DYP An- kara Milletvekili Saffet Ankan Bedük, "Kayısı üreticisi kaderine terk eflUi" dedi. Bedük, Ta- nm ve Köyışleri Bakanı Husnû Yusuf Gökalp'e yönelik önergesinde "Kayısıyı satamayan üre- tkmin sayısı küçümsene- meyecek kadar fazla. Bu durumun devam etmesi halmde hem üretki hem dedevktimiz milyonlarca dolar zarar edecek Yur- tiçinde ve yurtdışuıda bu konuda iktidann çahş- ması var mı" sorusuna yanıt istedi. Bakan Gökalp öner- geye yanıtmda, 2000 yı- lı rekoltesinin özellikle Malatya'da yüzde 90 oranında artış gösterdi- ğine dikkat çekti. Ülke içinde kayısı tüketimini arttırmak için girişimde bulunduğunu belirten Gökalp, Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan kayı- sı dışsatımı için teşvik istediğini, dış ticaret mü- şavirlennin de bazı ülke- ler nezdinde girişimde bulunduklannı kaydettı. Kayısı Birlik tarafın- dan küogramı 850 bin li- radan 1.6 trilyon lira de- ğennde 2 bin 290 ton ürün satın alındığını açıklayan Bakan Gö- kalp, birliğe Destekleme ve Fiyat İstikrar Fo- nu'ndan 1.2 trilyon lira kredi açıldığını, üretici- ye de halen 400 milyar lira borçlu olunduğunu bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle