17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet | İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç ~ Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkava 9 Yazıışlen Müdıirü İbra- him Yıldız 9 Sorumlu Müdür- Fik- ret tlkiz 9 Haber Merkezı Müdürir Hakan Kara lstıhbarat Cengiz \ ıldınm 0 Ekonomı Ozkm\üzak • Kulıur Handan Şenköken • Spor 4bdülkadir \ ücelman 9 Maltaleler Sajni Karaören • Düzeitme Abdullah Vazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğhı 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yun Haberlen Mehmet Faraç 0 Av-rupa Temsılcısr Gûra) Öz Yayın Kunılu tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkava. Şukrao Soner. tbrahim Yİldc Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısr Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel'4195020(7hat), Faks 4195027 • tzmır TemsUcısı Serdar Kızık, H. Zıya Blv. 1352 S 23Tel 4411220, Faks 44191170)AdanaTemsılcısı. Çetin Yiğenoğlu. tnönü Cd 119 S No 1 Kat 1, Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdürü Üstfin Akmen 9 Koordınatör. Ahmet Korulsan 0) Muhasebe Bülent Yener • ldare Hüseyin Gürer 0) Satış. Fazilet Kuza MEDYA C: 0 Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gülbin Erduran 0 Koordınatör Reba Işrtman 0 Genel MüdürYardımcısı: Se>daÇotan Tel 514 07 53 - 5B9580-5138460*1,Faks 5138463 \ı>ıınla>aa %e Basan *î enı Gun Haber AjanM. BaMn \e Yayıncılık \ Ş Türk<xajı Cad "9 41 Cagaloglu 34334 Istanbul PK 246 - Sı'rkecı 34435 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hatl Faks (0 212)513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 29 ARALIK 2000 tmsak:5.48 Güneş: 7.22 Öğle: 12.13 Ikindi: 14.30 Akşam: 16.51 Yatsı: 18.19 'Yılın senresi' • BRÜKSEL(AA)- Türkiye'nin AB nezdindekı Daimi Temsilcısi Büyükelçi Nihat Akyol'un eşi Çağ Akyol, "2000 Yılının Sefıresi" seçildı. AB çevrelennde ve Avrupa genelınde etkın olan diploması dergisi "Dıplomatic News", her yıl tarafsızbırjün tarafından belirlenerek verilen "Yılın Sefiresi" unvarunın, 2000'de Türk sefire Çağ Akyol'a venlmesinın kararlaştınldığını duyurdu. Dergirun başyazan Julio Cabrera tarafindan Akyol'a verilen plakette, "Sayın Çağ Akyol, yûksek temsil yeteneği ve ülkesinin kültürünü tanıtımdakı başansı nedeniyle yılın sefiresı seçılmiştir" ifadeleri yer aldı. Orman yangını • ANKARA (AA) - Türkiye'de bu yıl 2 bin 325 orman yangını çıktı. Yangınlarda, 26 bin 246 hektar orman alanı tahrip oldu. Yangınlann yüzde 47'sı ihmal ve dikkatsizlik, yüzde 17'si kasıt sonucu çıktı. Yangınlann yüzde 25'inin ise nedeni belirlenemedi. Orman Bakanlığı yetkilileri, 1994 yılı hariç, son 10 yıl içinde yangm sayısı ve yanan alan miktarında bu yıl göriilen artışa "olumsuz meteorolojık şartlann" büyük etkisi olduğuna dikkati çektiler. Unki güzellepin başı dertten kurtubnuyor • ANKARA (AA)- Dünyanın dört bır yanında mılyonlarca hayranı bulunan yıldızlar, tacızcı sapık ve hırsızlar yüzünden korkulu günler geçiriyor. tntemettekı 'entertaindom' ve 'mr.showbiz" sitelenndekı haberlere göre, Oscarlı aktris Gwyneth Paltrovv, sapık korkusuyla yaşıyor. Paltrovv, kendisini 'erotik' mektup, e-mail ve dergiler göndererek taciz eden 'Ohio'lu 51 yaşındaki pizza dağıtıcısını mahkemeye verdi. Sharon Stone'un otomobili, kendisini takip eden iki araç tarafmdan önlü arkalı sıkıştınlmca, güzel yıldız soluğu poliste aldı. Titanıc' filmiyle üne kavuşan Ingıliz aktris Kate Winslet ise internette kendisini süreklı tacız eden bir sapık yüzünden sıkıntı yaşadı. Geçen günlerde ünlü oyuncu Cameron Diaz'ın Roma'daki otel odasına gıren hırsızlar, sanatçının bağııması üzenne kaçarken Madonna'nm Londra'daki evinın önünden de eşı Guy Ritchıe'ye aıt Range Rover marka lüks araba çalındı. Adile Sultan Kasn Oğretmenevi ve Kültür Merkezi, bazı eksiklikler tamamlanınca yeni yılda açılacak Hababam Sımfı yaşıyorİSTANBUL (AA) - Yazar Rıfat Ilgazın eserinden sinemaya uyarlanan ve ilk ola- rak 25 yıl önce çekılen fılmin anısına, set olarak kullanılan Adile Sultan Kasn Öğ- retmenevi ve Kültür Merkezi'nde "Haba- bam Sınıfi" oluşturuldu. Sinemaya 4 kez uyarlanan filmde "Inek Şaban" tiplemesiyle öne çıkan Kemal Su- nal'ın kalp krizi sonucu ölümüyle günde- me gelen Hababam Sınıfı'nın yaşatılma- sı önerisi, Istanbul II Milli Eğitim Müdür- lüğü tarafindan hayata geçirildi. Filmin çe- kimlerinin yapıldığı Koşuyolu'ndaki Adi- le Sultan Kasn Oğretmenevi ve Kültür Merkezi'nde, film ile Sunal'ın anısına dü- zenlenen Hababam Sınıfi, bazı eksiklik- lerin tamamJanmasının ardından yeni yıl- da açılacak. Kapısına Hababam Sırufı ya- zılan, sıralar ve karatahtanın vanı sıra so- banın da konulduğu sınıfta. "fnekŞaban" Kemal Sunal, "Hafize Ana" Adile Naşit, "GüdükNecmi" HalitAkçatepe, *Damat Ferif Tank Akan, "Badi Ekrem" Şener Şen, "Tulum Hayri" Cem Gürzap, "Dom- dom" Feridun Şavlı ile diğer oyunculann fotoğraflan sıralann üzerlenne yerleştiril- di. Sınıfta, filmde öğrencilerin korkulu rüyası olan tarih öğretmeni ve Müdür Yar- dımcıst "Kel Mahmut" Münir Özkul'un orijınal boydaki karton posteri ve •'Güdük Necmi''yi bir sobanın içinde arkadaşlan- • Hababam Sınıfı'nın yaşatılması önerisi Istanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafindan hayata geçirildi. Koşuyolu'ndaki Adile Sultan Kasn Oğretmenevi ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen sınıfta "Inek Şaban" Kemal Sunal, "Hafize Ana" Adile Naşit, "Güdük Necmi" Halit Akçatepe, "Damat Ferit" Tank Akan, "Badi Ekrem" Şener Şen, "Tulum Hayri" Cem Gürzap, "Domdom" Feridun Şavlı ile diğer oyunculann fotoğraflan sıralann üzerlerine yerleştirildi. gaz'm fotoğraflan ve bütün kitaplan bu- lunuyor. Filmin yönetmeni Ertem Eğil- mez'in de, siyah-beyaz bir fotoğrafı sını- fm duvannda asıldı. Hababam Sınıfı'nın yoklama defteri ise karatahtanın önündeki masanrn üze- rindeaçık olarak duruyor. 1975-1976 eği- tim-öğretim yıluıa ait olan sınıf yokJama defterinde, öğrencilerin isimleri lakapla- nyla yazıyor. na kopya verirken yakaladığı sahne de canlandınhyor. Haşan öğrencilerin kop- ya çekmesini engellemek için sıralann üzerinde gezen "külyutmaz" öğretmen de, yine boy posteriyle sınıftaki yerini al- dı. Filmle ilgili afişlerin duvarlara asıldı- ğı srnıfta, filmden kareler de bir vitrinde sergileniyor. "Hababam Suufi" adh eserin yazan Rıfat Ilgaz için hazırlanan köşede ise II- Adile Sultan Kasn Oğretmenevi ve Kül- tür Merkezi Müdürü MeralVeriroğm, Ha- babam Sınıfı'nın hazırlanmasıyla ilgili çalışmalann tamamlanmak üzere olduğu nu ve bazı eksikliklerin giderilmesinin ar- dından açılışımn yapılacağını söyledi. "Güdük Necmi" Halit Akçatepe, ''Ha- babam Suufi" oluşturulmasınm filme, yö- netmenine ve sanatçılanna verilen değeri gösterdiğini ifade ederek şunlan söyledi: "Filmin çekfldiğiAdile Sultan Kasn'nda Hababam Suufi oluşturulması çok hoşu- ma gitti. Çok güzel bir olay. Hababam Sı- nıfi ve oyunculan onuriandınüyor. O sırufta rahmetli Ertem Eğilmez, Rıfat Dgaz, Kemal Sunal ve Adile Naşit hep ya- şayacak. Bu onlann anısına yapılnuş çok güzdbir jesttir. Smrftafilminen küçükoyun- cusuna kadar herkesin biyografisinin ko- nulacak olması da sanatçıİara verilen öne- mi gösteriyor." Hayvanlar, getirilmemeleri durumundafazla yaşayamayacaklar Koahılar çahndı Ender rastlanan türden iki koalanın, banndıklan San Fransisco Hayvanat Bahçesi'nden çakndıklan bildirildL Bundan 3 gün önce ortadan kaybolan Pat ve Leanne adlı iki koalayı, "yeryüzünde rastlanabilecek en şirrn yaraüklar" olarak tanımlayan hayvanat bahçesi yetkilileri, iki hayvanın bir an önce geri getirilmemeleri durumunda fazla yaşama şanslan bulunmadığı konusunda uyanyorlar. 7 yaşındaki Patvel5 vaşmdald Leanne'in bir an önce bulunması için ellerindeki tüm imkânlan seferber eden yetkililer, özel bakun gerektiren bu hayvanlann kendilerine uygun ohnayan koşullarda uzun süre yaşamalannın nıümkün olmadığuu bUdirdikr. (Fotoğraf: REUTERS) ELL ATLANTIC VE ÎNGÎLİZ VODAFONE ŞÎRKETLERÎ HAKKINDA Cep telefonlarına dava LONDRA (AA) - ABD'de "Verizon VVire- less" adı altında ortak fa- aliyet gösteren Bell At- lantıc ile Ingıltere'nın en büyük cep telefonu şir- keti Vodafone hakkında, "beyin kanserine yol aç- tıklan" suçlamasıyla milyarlarca dolarlık taz- minat davalan açılacak. ABD'nin en büyük avukatlık şirketlerinden bin tarafindan hazırla- nan ve genellikle sigara fırmalanna karşı kazan- dığı davalarla ün kazan- mış avukat Peter Ange- los tarafindan açılacak davalann, tazminat mik- tarlannın yam sıra ilk kez cep telefonlannın in- san sağlığına zarar ve- np vermediğinin dıkkat- li araştınlmasını zorun- lu kılması açısından bü- yük önem taşıyacağı be- İirtiliyor. Açılacak davalarda, hayatını beyin tümörü yüzünden kaybetmiş ki- şiler için tazminatın ya- nı sıra halen yaşayan kanserli kişilerin çektik- leri acılann tazmin edil- mesinin ısteneceğı be- lirtıliyor. Vodafone sözcüsü, bu- güne kadar yapılan araş- tırmalann cep telefon- lannın zarannı kanıtla- madığını belırttı. e-posta: tan (g prizma. net. tr 3 bin 639 tür bitki bulunuyor Türkiye doğal müze ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Biyolo- jik çeşitlilik nedeniyle doğal müze niteliğın- deki Türkiye'de, dün- yanın hiçbiryerinde bu- lunmayan 3 bin 639 tür bitki bulunuyor. 3.5 mil- yon hektann koruma al- tına alınmasına. ilk do- ğal parkın 1958 yılında kabul edilmesine kar- şın. yeterli önlemlerin almmaması nedeniyle tabiatı koruma alanlan tahrip oluyor. Dünyanın en zengin bitki türüne sahip Tür- kiye'de, doğal güzellik- leryeterince korunamı- yor. 49 muhafaza otma- nı, 32 milli park, 11 ta- biatparkı, 35 tabiatı ko- ruma alanı, 345 tohum alanı, 115 gen kaynağı koruma ormanı, 9 bi- yogenetik ve biyosfer rezerv. 12 özel çevre ko- ruma alanı bulunması- na karşın, Orta ve Do- ğu Anadolu'daki doğal zenginlikler kendi yaz- gısma bırakılıyor. Ta- biatı koruma alanlan- nın Karadeniz ve Ak- deniz bölgelerinden se- çildiği göze çarparken Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki göl, de- niz ve akarsu ekosis- temlerindeki çeşitliliği yansıtan alanlar tabiat parkı ilan edilmedi. Korunması gereken ortamlann aynntüı dö- kümü hâlâ yapılamaz- ken pek çok tabiatı ko- ruma parkındaki yaba- nıl hayvanlann sayısı ve türû de belirleneme- di. Kırsal Çevre ve Or- mancılık Sorunlan Araştırma Deraeği, ta- biatı koruma alanlan- na ilışkin sorunlan şöy- le sıraladı: - Özel önlemler aluı- mıyor. Yöre halkının, daha az olmak üzere de devlet orman işletme- lerinin odun, kozalak, çıra, mantar, ot gibi ürün toplama, piknik orman bakım ve orman zarar- hlan ile savaşım uygu- lamalan gibi geleneksel yararlanma biçimleri sürdürübnektedir. - Tabiatıkorumaalan- lan kavramı, ülke ge- nelinde henüz gerekti- ği gibi ve yeterince yay- gın olarak özümsenme- miştir. Ek olarak, yöre haikının da yakınlann- daki gibi tabiatı koruma alanlannın varlığından çoğunlukla haberi yok- tur. Bu alanlann tanı- tıhnası amacıyla hiçbir çalışma yoktûr. - Türkiye'de tabiatı koruma alanlan için et- kinolan yönetsel birim- ler yoktur. Milli park müdürlükleri tarafindan yapılan çalışmalar da etkın olamıyor. RTÜK'ÜN'ALO178'HATTINAİLGİNÇTELEVİZYONŞlKÂYETLERl GELlYOR 6 Yanşmalar çok heyecaıdı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kuru- lu'nun (RTÜK) "Alo 178" şıkâyet hat- tma ilginç yakınmalargeliyor. Polis- ler, Kanal D'de yayımlanan "Yüan Hikâyesi" adlı dizideki polıs karak- terlerinden şikâyetçi olurken hattı arayan bazı izleyiciler, şeker rekla- rrunın, "y^şhlanbunalımasok- — tuğu" gerekçesiyle kaldınlma- sını istedi. RTÜK'ün şıkâyet hatnnı son 2 haftada arayan ve polis oldu- ğunu belirten birçok ızleyici, Yılan Hikâyesi adlı dizideki Mehmet Ali Alabora'nın can- gösteren bir izleyici de "Abuksabuk nedenlerie kanal kapatacağıruza, po- lise karşı tavır alan kanallan kapa- tın. Polis artık .vürümeye başladı. RTÜK'e de yürüyecekler" dedi. Bayramda yalnız kalan yaşlı çif- ti konu alan şeker reklamı da izle- yicilerden büyük şıkâyet aldı. Yurt- • Polisler, Kanal D'de yayımlanan "Yılan Hikâyesi" adlı dizideki polis karakterlerinden şikâyetçi olurken hattı arayan bazı izleyiciler, şeker reklamının, "yaşhları bunahma soktuğu" gerekçesiyle kaldmlmasını istedi. landırdığı "Memoli" ile diğer polıs karakterlenru eleştırdı. Şıkâyetçiler- den bazılan "Böyk polislik ounaz" derken bazılan da dizınin konusunun çok saçma olduğunu ve gerçekleri yansıtmadığını söyledi. Bazı televizyonlann polis yürü- yüşünü konu alan haberlerine tepki taşlar. reklamın "yaşhlan bunahma soktuğunu" belirttıler. Banu Alkan'ın oynadığı reklam- lardan şikâyet eden bir izleyici de "Banu Alkan'uı yaratbğı pespaye, kendinden emin aptal sanşın roUe- ri, gelişme çağındaid genç kızlanmı- a olumsuz etkUiyor" dedi. Hatta gelen ilginç şikâyetlerden bazılan şöyle: • "Kim 500 IVfilyar tster" yanş- masının çok heyecanlı olmasından şikâyetçiyım. • "Ağuiığuıca Aton" yanşmasın- daki sorulann cevaplan yanlış. Kül- türlü insanlar olarak bunlann düzel- ^ tilmesinı ıstiyoruz. • "Aslan Payi" yanşmasında kazandığım ıkramıyeyı alama- dım. RTÜK, reklam payını ala- madığı zaman ekran karartıyor, vatandaşın hakkını neden ko- rumuyof? Hacivat ve Karagöz'ün ye- rine inek fıgürlerinin konulduğu rek- lamı kınıyorum. • Bisiİclete ayakta binen çocuk görüntüsünün yer aldığı banka rek- lamı oğlumu çok etkiliyor. Oğlum reklamdaki çocuk gibi bisiklete bin- meye çalışıyor. Çocuklan olumsuz etkileyen bu rekJamı kaldınn. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'Dizi' Yönetmenindir, Ama... Rejisör, çekeceğini, 'Dizi P/yasas/'nda 'parakırmak' amacıyla değil de; içine görsel estetiğin de cid- di şekilde kanşacağı, bir 'eser yaratmak' için çeki- yorsa; 'ortaklaşa çalışması' kaçınılmazdır: Senaryo yazan, -tabii bu sıfatın gerektirdiği her şeyi yapıyor- sa- ona, tipleme' ve 'olaylama' sorunu çözümlen- miş; 'kurgusal' bir 'iskelet' verecektir; iki boyutlu, bir metin! Bu metni, nabzı atan, kalbi çarpan, bir 'ha- yat parçasına' dönüştürmek rejisörün işi: öyle bir iş ki, neresinden baksanız, tek başına başanla- maz: ışık, görüntü, sanat yönetimi, hatta efekt ve mûzik -Türkiye'de dublaj- rejisörün, seyircinin karşısına çıkabilmesi için ortak çalışmak zorun- da olduğu sanat dallandır. Hem onun, hem beraber çalışacağı 'ortaklannın', önce ne yapacaklannı, -yani senaryoyu- kavrama- lan gerekrniyor mu? Sinemadan biraz anlayanlar, bü- yük yönetmenlerin, en çok senaryo üzerinde durdu- ğunu bilir. Vısconti'nin, her senaryosu üzerinde yıl- larca çalıştığı; Charlie Chaplin'in, Rene Clair'in, vd. hiç de ondan aşağı kalmadığı, filmoloji kitaplannda yazılıdır. Vısconti. daha filmi yazarken, filan sahne- de kullanacağı, tuvalet masasının krokisini anında çi- zip senaryoya eklermiş, (Krokiyi hâlâ saklanm.) Tu- na Pastahanesi'nde, o dönemin TRT Drama Bö- lümü yönetmenleriyle bunlan konuşun oyüzden de, çekim sırasında 'ortak iş çıkanmaya' önem verirdik. Hüseyin Karakaş'la olsun. Okan Uysa- ler'le olsun senaryonun yazılmasından rtibaren ortaklaşa çalışmışızdır; bu düzen çekim aşama- sında da sürer; danışma ve dayanışma ortamı, kurguda, seslendirmede de hiç aksamazdı. Pi$mi$ aş, soğuk su katılırsa... Evet, dizi yönetmenindir, kural budur ama; yönet- menler, o görsel üç boyutlu dünyayı kurabilmek için, senaryoyla adeta özdeşleşir; hele kahramanla- nnı, aslına uygun yaratabilmek için, aynca benimle de çalışırdı. 'Sekiz Sütuna Manşet'te. Gazeteci Ümit'i, 'Yann Artık Bugündür"de, Doktor Zeynep'i, aslına uygun oluşturabilmek için, Hüseyin Karakaş; 'Yıldızlar Gece Büyür'de, iddialı bir tip olan Bey- zâ'yı, 'inandıncı kılabilmek' için Okan Uysaler, azter dökmemiştir. Üstelik bu ortaklaşa çalışma, o ka- dar içten ve 'kolektif idi ki, o dönemde 'Drama Bölümü'nde bulunan öteki yönetmenler de, he- yecanına kapılın çalısan ekibe uyanlarda bulu- nur, olumlu olumsuz eleştirileriyleA 'eserin' kusur- suz çıkmasına yardımcı olurdu. Unal Küpeli, Zi- ya Öztan, Okan Uysaler, Hüseyin Karakaş; otel lobilerinde az mı tartışmış, az mı bir Dİanın, ya da bir traveling'in, eğrisini doğrusunu bulmak için uğraşmışızdır. 'Baykuşiann Saltanat'nda, böyle bir ortam asla olmadı. Belki olabilirdi, fakat senaryo üzerinde bir yıldır çalıştığımız, genç rejisör, tam çekim hazır- lıklannın başladığı sıra, görevinden alındı; dizi, ne- yi çekeceğinden doğru dürüst haberi olmayan, başka bir yapımcı ile başka bir yönetmene dev- redildi: düpedüz, pişmiş aşa soğuk su katılmış oldu. Bu kadan bile, çekimde 'ortak çalışma' orta- mını 'torpillemeye' yeterdi ya; bir kere görebildiğimiz yeni yönetmen; uyarılanma rağmen, 'ortak çalış- ma 'ya ve diyaloğa açık olduğumu, attını çizerek söy- lediğim halde: çekim boyunca, ne bir kere olsun beni aradı, ne sete çağırdı; ne de şu ya da bu üp'le, şu veya bu 'mekân'la ilgili bir soru yöneltn'; bu ba- kımdan 'Baykuşiann Sartanatı', geleneksel diye- bileceğim TRT 'ortaklaşa çekim' esprisinden son derece uzak bir tutumla çekildi. Yoksa bu, yeni yönetmen ve yapımcının, TRT'de- ki 'değişmenin' bir gereği olarak, dizinin çekimini 'özelleştirme' teşebbüsünü mü ifade ediyordu? Belkı dedıkodular da, -yalnız bu dizi üstüne değil- bun- dan çıktı; bu yüzden, Televizyon Basınfndan gelip so- rularyönelttiler, cevaplar verdim. Istermisiniz, işin bu faslıyla ilgili olarak söylediklerimi size aktarayım? Temize çıkmanın en kestirme yolu "...çekilen dizi, yazılan senaryoya göre, daha dü- şük çaplı görünüyorsa, bazı dedikodulann çıkması önlenemez. Aynca şöyle bir gerçek biliniyor senar- yoya göre tasarianan bütçe, fazla yüksek görül- düğü için, zamanın Drama Müdürü tarafindan onaylanmamış; Drama Müdürü görevinden ay- nlmak zorunda kalmıştır. Böyle 'yüksek bir büt- çeye' göre çekilmesi gereken film, eğer çekim- de ve gösterimde, o bütçenin gereklerine lâyıkıy- la cevap vermiyorsa, bazı soru işaretieri doğa- bilir. Anlaşılan doğmuştur da!.." "...eğer 'dedikodu' mevcutsa, temize çıkmanın en kestirme yolu, dizi hesaplannın bir müfettiş tarafindan denetlenmesi değil midir? Güvenilir, Kurum dışından, belki bir Hesap Uzmanı, ya da Mafî Polisten bir yetkili: masraflan dikkatle in- celeyerek senaryoya göre tahmin edilmiş ve öy- le kabul edilmiş bütçe 'kalemlerinin'; senaryoyu hiçe sayan, sorumsuzca kısaltan ya da değişti- ren çekimin, yaptoğı masraflara ne kadar uydu- ğunu araştırabilirdi..." "...sözgelişi, geceleyin çekilmesigereken sahne- ler, gûndüz aydınlığında çekilmiş; ya da Kuşadası'nda Çe^me'degerçekleştirilmesigerekenler, Istanbul'da yapılmışsa; yağmur, fırtına, rûzgâr sahneleri tama- miyle es geçilmişse; aradaki farkın ne olduğu, han- gi faturalaria' kapatıldığı böyiece meydana çıkardı..." "...yönetmen ve yapımcı, dizide belki bir ilk oluş- turacak mini-futbolsahnelerine, insafsızca kıymış; an- cakgece çekilirse telegenique olabilecek sahnele- ri, gündüze aktanp harcamakla kalmamış, önemli birkısmını da atlamışsa; bu davranışın hem akışı ak- sattığı, hem de bütçedekine uymadığı meydanda! Taşradaçekilecek sahneleri, Istanbula 'uydurmak' ise, TRT'n/n Drama anlayışına da, geleneğine de uymuyor; bu Yeşilçam 'kafası'dır: Hüseyin Kara- kaş veekibi, 'Kartallar...'/ç/n Izmir'e ve Manisa'ya; 'Yann Artık...' için Bodrum'a Ankara köylüğüne ve Allahuekber Dağlanna, Okan Uysaler, 'Yıldızlar Ge- ce...' için Çanakkale'ye ve Susurluk'a, acaba ge- reksiz yere mi gitmişlerdi? Yoksa yanlış mı yapmış- lardû..." (Milliyet, 23 Kasım 2000) Meraklısı için NOT: Bu röportaj yayımlandıktan sonra, TRT mensuplanndan, gerek Milliyet'te röpor- tajı yapan Filiz Aygündüz'e; gerekse -dolaysız ola- rak- bana yönelik, 'isimsiz' bir telefon trafigı başla- dı; 'Bayan Fiyasko'nun, iskelet tebessümü'nden tutun da, 'Damat bey'in TRT'den aylık görünmez kazancının, ne miktara baliğ olduğu'na; ya da, 'mu- hasebeci yardımcısının, Ankara'da sahip olduğu Bilardo Salonu'na kadar, neler anlatmıyoriardı ki! Bu arada, bir sürü de rakam ifşaatı!.. Bunlan, daha çok Televizyon muhabirierini ve Pa- parazzi'leri ilgilendirdiği için, es geçiyorum! http://www.prizma.net.tr/AILHAN httpv'/www.bilgiyayınevi.com.tr./ailhan Faks/0-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle