17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12ARALIK2000SALI CUMHURİYET SAYFA Haber kaynakları mesajlarını tam, eksiksiz, sansürsüz iletmek için interneti kullanmayı tercih ediyor İnternet medyayakarşı_~| luslararası iletişim şebekesi internet üzerinden sansür, baskılar, önyargı- lar ve cehaletin süzgecine maruz kal- maksızın özgür ortamda sunulan ha- berler ve bilgi, geleneksel medyaya meydan oku- yup varlık nedenini sorgulatıyor. KüLür sanat dünyasından spor camiasına, ba- zı deviet, kamu kurum ve kuruluşlarından özel sektör şirketlerine, üçüncü sektör denilen sivil toplum örgütlerine ve özel şahıslara kadar çok sayıaa haber kaynağı, geleneksel medyayı, in- ternetdeki vveb siteleriyle artık es geçiyor. Cazeteler, televizyon ve radyo gibi basın-ya- yın kurumlanndan oluşan geleneksel medya da artık, haber kaynaklannın web sitelerinde, ba- zen iki ya da daha fazla dilde sunulan açıklama- laina dayanarak haber yazar hale geldi. Yeni ürün- lerini ya da şirketlerarası birleşme planlannı, düzenledikleri basın toplantılannda duyurmak- ta olan iş âlemi, şimdilerde, basın özetleri ve eşan- tiyonlannı internet kanalıyla dağıtmaya ağırlık veriyor. Bu yeni trend, politika dünyasında da ivme ka- zanıyor. Japonya'da Koichi Kato, Liberal De- mokrat Parti (LDP) Başkanı, Başbakan Yoshiro Mori'nin liderliğine isyan ettiğinde, Mori, Ka- to'nun kendisine siyasi görüş aynlıklanndan bahsetmediğinden yakınmıştı. Kato da "Başba- kan Mori, 'Reform İçin Forum' adlı internette- ki siteme girip benim fıkirlerim ve siyasi öncelik- lerim hakkındaki yazüanmı okuma zahmetinde bulunsaydı, Harvard Cniversitesi eğitimli eski diplomatın, kendisiyle anlaşamayacak tipte bir adam olduğunu anlardı" derruşti. Haber kay- naklan mesajlarını tam, eksiksiz. yorumsuz, san- sürsüz her yere iletmek için interneti kullanma- yı tercih ediyor, böylece haberler, internet üze- rinden, basın yayın kuruluşlarına kıyasla daha süratle ve daha aynntılı yayılıyor. Bununla birlikte, "lnternetin oynadığı rollerin gazeteler ve tdevizyon kanaUannınkinin yanın- da destekleyiei, ek unsur olarak kalacağT görü- şü hâkim. Fakat, yine de basın mensuplan da da- hil, giderek daha çok sayıda insan geleneksel med- ya konusunda iyimserliğıni kaybedip "çok ge- niş kapsamu, hacimli enformasyonuyla, inter- net, geleneksel medyayı emmeyecek mi" diye so- ruyor. Tokyo Üniversitesi'nin medya konusunda uz- manlaşmış doçenti Shin Mizukoshi, bu soruya, güçlü bir "hayır" cevabı veriyor ve "Gazeteler değişebilnierse ana, anahtar enformasyon dağı- öcı olarak hayatta kalacaklardır" diyor. Mizukoshi"ye göre. "gazeteciler. okuyucula- nnın basın özetleri ve açıklamalan üe diğer ha- ber malzemelerini internetteki web sitelerinden edinebildikleri varsayımıyla çauşmalı". Mizu- [email protected] enter MEHMET SUCU Odev yardımcısı O izgi fıhnler ve animasyonlar ile zenginleştirilmiş LogomotirTTlub'ın en çok ilgi çeken bölümü, öğrencilerin ders ve ödevleri ile ilgili yardım almak istedikleri zaman danışabildikleri "Öğretmene Sor" köşesi. Sitede aynca öğrencilerin coğrarya, insan vücudu, bilim dünyası ve buluşlar başlıklannı takip edebilecekleri, bu konularda açılan yanşmalara katılabilecekleri "tnsanjıet", "Gezgm.net", "Mamutnet" ve "AÜa&net" sayfalan da bulunuyor. koshi, "gazetecilerden daha fazla istenen, duyu- ru ve basın açıklamalanndan daha derinlere gi- dilen makaleleri ve kaleme aldıklan haberlerde, kendi özgün bakış açılaruu ve değeriendirmele- rini ortaya koy malan, sunmalan, arükdaha faz- la bekfeniyor" diyor. Doç. Mizukoshi, "internetin hızla büyümesi- ne rağmen geleneksel medya ve gazetecilere, de- ğişip-dönüşmeteri haünde ve şartryia, ihtiyaç du- yulmaya devam edileceğT kanısında. Mizukos- hi. "Birçok lrîşi için tecrübeti gazeteciler tarafin- dan yazüıp redakte edilmiş haberlerin okunma- sı, ham materyal ve temel enformasyonun okun- masından daha kotay" diyor. Mizukoshi'ye göre, mesela dağınık enformas- yon parçalannın okunabilir bir formatta bir ara- ya getirihnesi sanatı anlamına gelen "enformas- yon tasanmı" gibi mevcut medyanm yapabile- ceği daha çok şey var. Japonya'nın dünyaca ünlü şirketi Sony'nin başkanı Nobuyuki Idei, basın- yayuı kuruluşlan yöneticileriyle bu yılm başlanndaki bir toplantıda, "Görüyorum ki internet, dinozorlar çağını ezip tuz buz eden dev bir göktaşı" sözüyle onlan şoke edip sarsmıştı. Şimdilerde Japon hükümetinin enfor- masyon teknolojisi stratejik kurulunun başkanı olan Idei'nin bu sözlerine şahit olan basm-yayın kuruluşlannın patronlan an- lıyorlar ki işlerini, varlık nedenlerini teh- dit eden tek göktaşı internet değil. Bir başka deyişle, göktaşı bir internet değil ki... Japon basın-yayın patronlannın en acil endişesi, yakında kullanıma girecek olan dijital yayıncılığın iki şekli. Bunlardan uydulann kullanıldığı birin- cisi ocak ayında devreye girecek; yeryü- züne konuşlandınlmış vericilerden doğ- rudan yayın yapan ikinci dijital yayın tek- nolojisi de 2003 yılından itibaren hizmet verecek. Basın-yayın dünyası, dijital yayıncılı- ğın sunabileceği yeni programlann geliş- tirihnesi ve tasanmına yönelik yeni tesis- ler, ekipmanlar ve ek personel için mil- yarlarca yen harcadı. Geleneksel televizyon kanallannda ya- yınlanan "Quiz" gibi polisiye dizilerde seyirci, dedektif ve suçlulan pasif şekil- de seyrederken aynı programlann vveb si- telerinde sunulan versıyonlannda internet kullanıcılan, polisiye filme adeta dahil olup mesela, dedektifi oynayabiliyor ve sonra da oturup kendisini seyredebiliyor. Ülke çapmdaki televizyon kanallannm yanı sıra Japon yerel televizyonlan da, günlük haberlerini, haber saatlerinde ya- yımlanmadan önce internetteki web site- lerine koyuyor. Japonya'da konunun uzmanlanna göre, televizyonlann hayatiyeti, seyircileri çe- kebilecek programlar ve hizmetleri suna- bibnelerine bağh, ancak sektör geçen 10 yılda kendini yenileyemedi, şimdi de di- jitalleşme büyük devriminin eşiğinde. Sadece Japonya'da internet kullamcıla- nnın sayısı 27 milyon kişi ve bu sayuun 2005 yılında üçe katlanıp 72 milyona çık- ması bekleniyor. ımsız İletişim Ağıüç ve çıkann vamlba eleği olmaksı- zın insanlann habere ulaşabilecek- leri en önemli girişimlerden biri ol- ma iddiasıyla yola çıkan ve haber üre- ticileriyle haber alma hakkını kuUananlan bu- luşturmayı amaçlayan Bağımsız iletişim Ağı (BlA), internet üzerindeki haber sitesinde dene- me yayınlanna başladı. Yerel medyayı güçlendirmeyi hedefleyen ve "http://www.bianet.org" adresinden yayın ya- pan 'bianet', oluşturulacak haber ağından bes- îenecek. BlA üyeleri, ürettikleri haberleri ve bil- gileri bu ağa atacak ve diğerlerinin ürettiklerini herhangi bir kısıtlama olmadan bu ağdan alabi- lecekler. Haber ağı. yerel medya gruplan arasın- da herhangi bir denetim ya da yönlendirme ol- maksızın anuıda ses, fotoğraf, görüntü ve metin aktanmını da gerçekleştirecek. Sadece BlA üyelerinin ulaşabileceği haber ağmdan her gün akan yazılı, sesli ve görsel ha- berler, BlA Editoryal Masası'nda seçilip haber- cilerle karşılıklı işbirliği içinde yeniden işlene- rek haber sitesine de yerleştirilecek. Proje koor- dinatörlüğünü Ertuğrul Kiirkçü. proje danış- manlığnn ise Nadire Mater'in üstlendiği BlA, ileride yabancı dillerde de yayın yapacak. BİA'nın internet ortammda oluşturacağı ha- ber ağının yanında eğitimi ve hukuksal desteği de kapsayan başka projeleri de bulunuyor. Program Üretim Merkezi, yerel TV, radyo ve gazeteler için uzmanlık, ekipman gerektiren, maliyeti yüksek haber, eğlence, insan haklan gibi konularda programlar ve yapımlar üretecek. PÜM yapımlannm altyapısı, BIA merkezi ola- naklannın yanı sıra yerel radyo, gazete ve TV'le- rin teknik ve insani kapasiteleri birleştirilerek sağ- lanacak. BİA, yerel yaymcdığın tek mali kay- nağı olan reklam gelirlerinin adil paylaşunı için de çahşmalarda bulunacak. BİA'nm Hukuksal Destek Birimi ise hukukçu FlkretİIkizdanışman- lıgında BİA üyelerinin karşı karşıya kaldıklan. yayın ve iletişim süreçlerinde ortaya çıkan her tür hukuksal soru ve sorunlann çözümü için ye- rel medyaya yol gösterilmesi ile ilgilenecek. BİA bünyesinde oluşturulacak İletişim Öz- gürlüğü Masası ise iletişim özgürlüğü ihlalleri- nin izlenmesi, sergilenmesi, Türkiye'de iletişim özgürlüğü önündeki engellerin kaldınlması için gerekli etkınlikleri düzenleyecek. Ağırlık merkezinde yerel medyanın yer aldı- ğı üretim temelinde bir dayanışma ve haberleş- me ağı oluşturma girişimi olan BİA. amaç ve il- kelerini ilk kez 1997 yılının nisan ayında AnEa- ra'da bir araya gelen yerel medya temsilcileri- nin yayunladığı deklarasyonla duyurdu. Bu il- ke ve amaçlar. bir ay sonra yine Ankara'da top- lanan 'Ulusal Konferans'ta bir kez yinelenirken gerçekleştırilmesi için de ilk adımlar atıldı. AB MEDA fonundan maddi destek alan BİA. 13 Ocak 2001 'de bir kuruluş konferansı düzenleyerek prpje ohnanın ötesine geçecek. BİA'nm amaçlan şöyle: - Yerel medyanm ulusal radyo, TV ve gazete- lere tanman hak ve imkânlara erişebihnesinin önündeki engelleri gidermek. - Var olan haber ve yayın tekeline kendi ürün- leriyle alternatif oluşturrnak; kısıtlayıcı mevzu- atın haber alma ve haber verme özgürlüğü önü- ne koyduğu engellerle mücadele etmek. - Yerel yaymcdığın uluslararası haber norm- lan temelinde yeniden yapılanmasını sağlamak. - Ortak eğitim, teknüc ve teknolojik bilgilen- me olanaklannı herkes için erişebüir kılmak. - Aynı amaçlan paylaşan, Türkiye'nin de im- za koyduğu Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi, Avrupa Yayın Birliği ilkeleri ve BM İnsan Hak- lan Evrensel Bildirgesi doğrultusunda yaym ya- pan bütün kuruluşlan ve bu ilkeleri paylaşan bi- reysel habercileri üretim temeünde bir araya ge- tirmek. Çetenin namuslusu olurmu? ^ Ü ^ ~ l azetecilıkte W fm 1 uzmanlaşma iyice flj^l 1 belirginleşmeye mSZ^Jğ beşladı. Artık ekonomi politika derken çete ve mafya dalında uzman gazetecilerimiz var. Biz de bu hafta çete uzmanı gazeteci arkadaşlanmıza minik bir katkıda bulunmak istedik. Suç örgütleri Türkiye'nin belki en çok kazanan kurumlan (!) olabilir, ama hiçbirinin Kolombiya'daki kadar gelişmiş yöntemler kullandığını sanmıyoruz. Işı dolayısıyla Kolombıya'nın başkenti Bogota'da yaşayan bir Amerikalı, bir sabah uyandığında 60 bin dolar değerindeki gıcır gıcır Mercedes'inin yerinde olmadığını görür. Polise yaptığı başvurular, gazeteye verdiği ilanlar sonuçsuz kalır. Allah'tan arabası sigortalıdır. Hemen gerekli ışlemleri yapmak için sigorta şirketine başvunır. Bu sırada bir telefon gelir. Telefondaki ses, 10 bin dolarlık fidye karşılığında arabasını geri vermeyi önermektedır. Öykümüzün Amerikalı kahramanı, sigorta şirketinin tavsiyesiyle parayı öder ve aracını hırsızlann söylediği yerde sapasağlam bulur. Telefon ertesi gün yine çalar ve hırsızlar, "Parayı hemen ödediği için, arabasmın bir yıl boyunca hırsızlığa karşı sigortalandjğmı" söylerler. Ancak bir hafta sonra kahramanımızın Mercedes'i yine çalınır. Ertesi gün aynı hırsızlar telefon edip 10 bin dolar fidye isteyince Amerikalı dostumuz, "Bu yapüğınız çok ayıp!" diyerek hırsızlan protesto eder: "Geçen hafta da aracunı çaldınız ve benfidyeyi ödeyince bir yıl boyunca dokunmayacağmıa söylediniz!" Bunu üzerine telefondaki ses. böyle bir şey olmayacağını belirterek "yine de her ihtimale karşı" kontrol etmeye karar verir. Ahızeden bilgisayar tuşlanna basıldığı duyulmaktadır. Araştırmasuu tamamlamayan oto hırsızı, binlerce kez özür dileyerek bir yanlışlık olduğunu kabul eder ve kurbanının arabasını nerede bulabileceğıni söyler. Amerikalı dostumuz arabasını almaya gittiğinde ön koltuğun üzerinde, yapılan yanlışlıktan ötürü özür dileyen bir kart eşliğinde bir şışe şampanya bulur. Nasıl çete ama? MALIYETLER VEREKABET Bedava bitiyor U ntemette bedava yazılım, mü- zik ve haber döneminin, ar- tan maliyetler ve aşın rekabet yüzünden sona ermek üzere ol- duğu belırtıliyor. İnternet sitelerinin giderek müşterileri- ne daha fazla fatura çıkardıklanna dikkat çeken ilgili çevreler, aralannda Microsoft gibi devlerin de bulunduğu pek çok site- nin ziyaretçilennden ücret talep etmeye baş- ladıklannı bildirdiler. Kuruluşlann bu alanda uyguladıklan taktiğın esasının "Kullanıcıya önce beda- va bir hizmet sun, kullanıcı buna alışınca belli bir ücret talep et ya da kullanıcıdan dahaiyi hizmet karşılığında paraiste" şek- linde olduğu kaydedılıyor. Bu tür hizmetler arasında hisse senedi portföyleri. internet üzerinden şehirlera- rası konuşma ve özel içerikli siteler önde geliyor. Aynı şekilde, örneğin internet aracılı- ğıyla ahşveriş yapanlann ısmarladıklan mallan evlerine ücretsiz teslim eden in- ternet bakkalı Webvan, borsada hisse se- netlerinin 1 dolar değer kaybetmesinden sonra, müşterüermden eve tesüm ücreti ola- rak 5 dolar almaya başladı. Bu ücret, ahşveriş tutan 75 dolann al- tmda kalan müşterilerden talep ediliyor. lnternetin en büyük satış merkezi olan Amazon da, ısmariadıklan mallar 100 do- lann altında olan müşterilerinden naklı- ye ücreti istemeye başladı. Bunlara paralel olarak bu yıl pek çok sitenin, geçen yılki promosyonlannı askı- ya aldıklan ve ücretli hizmetlere yöneldik- leri bildiriliyor. DUZYAZI ORHAN BtRGİT Siyahla Beyaz Arası Yok mu ki? İki ordu arasındaki bir çatışmada bile, devlet- lefden birisi banşa rıza gösterecekse, önce "ateş- kes" önerir. Silahlar, karşılıklı olarak susar. Yaralı- lar hastahaneye kaldınlır, ölenler toprağa verilir. Özetle bir soluk alınır. Konuşmadan önce.dü- şünmek için. F tipi cezaevlerinin konumunu öne sürerek bir- çok cezaevinde başlatılan ölüm oruçlan, 52.gü- nüne girdi. Direnişi yönetenlerin, yaşamla ölüm ara- sındaki ince çizginin çok dışında olduklan, gün geç- tikçe daha da kalın hatlarla ortaya çıkıyor. Dünkü Radikal gazetesinde Neşe Düzel, olayı başından beri demeçleri, basın toplantılan ile yakından iz- leyen Istanbul Bardsu Başkanı Yücel Sayman'a soruyordu: "Ölüm orucu için kim veriyor karan?" Başkan, "örgütsel olarak karar altyortar herhalde" diyor, ama Düzel soruyu daha da açarak yinelemeyi yegliyordu: "Hapishanelerde genç insanlann ölmesi, birçok insan gibi beni de çok üzüyor. Ama benim bazı başka huzursuzluklanm da varbu konuda. Birin- cisi hangi çocuklann öleceğine kim karar veriyor? "Bilemem" diyordu Yücel Sayman. "Insanlar ölürken bunu tartışma ortamına getirmek doğru değil. Demokratik olarak oylama yapıp aralann- dan kurayla ölecekleri seçiyor olabiliher. Daha önce ölüm oruçlanna katılmamışlar arasından se- çebilirfer. Birsürü olasılık olabilir. Ama bir şey var ki, hergün sayılan arttı ve 200 oldu." Neşe Düzel, sorusunun yanıtını alamamış olmalı ki, bir kez da- ha yineliyor: "Eğerçocuklarkendi özgüriradeleriyfe ölüm oru- cunu seçiyorsa, o zaman başka bir tuhaflıkla kar- şılaşıyoruz. Ne geçen sefen\i ölüm oruçlannda ne de bu seferkinde ölmeye yatanlar arasında örgüt yöneticisi olarak bilinenlerin adını göremiyoruz. Ne- den ölümün eşiğinde herzaman olduğu gibi, da- ha önemsiz addedilen insanlar var?" Sayman, "Yöneticiler var mı, yok mu bilmiyorum. Bu so- rular ileride sorulur tartışılır, ama şu anda bunu konuşmanın faydasıyok. Gerginliğı arttınr" diyor. Yöneticiler var mı, yok mu? Kendisini "Haklar ve özgüriükler Platformu" adı iletanıtan ve Brüksel'den fakslanan "Tarafsız- lık Yok. Ara Yol Yok" diye başlayan bıldiri de ölüm yürüyüşünde olan 203 insanın ölümünün kahra- manlık, tarafsızlığın ve arayolculuğun ise korkak- lık olduğu söylenıyor. Bildirinin yer verdiği kesin yargılara bakarsanız, asıl yöneticiler ölüm orucuna yatanlar arasında de- ğil, tam aksine yurtdışındadır. Sanınm bu bildiri, Neşe Düzel'in Yücel Sayman'a yönelttiği sorunun yanıtını da vermiş oluyor. ölüm orucuna yatanlan desteklemek amacı ile elliden fazla yazann da, açlık orucu tuttuklan da gazetelerde yazıldı.. Destek amacı ile açlık orucu ama, yazılan haberler doğru ise, bu arkadaşlar mü- navebe ile aç kalacaklarmış. Yani her gün bir iki- si. Ya da kimisi sabahtan öğleye, kimi akşamdan sabaha kadar. Desteklediklerinı sandıklan çocuklar, her geçen gün hatta akreple yelkovanın süregelen yanşma- sı sonunda ölüme biraz daha yaklaşırken oruç nöbetini tam bir vicdan huzuru ile tamamladığını sananlann, sıranın kann doyurmaya geldiği için ma- sa başına oturmalan ilgınç değil mi? Birilerinin bu 203 insanımız dışında yapılanla- nn, tek kelime ile göstermelik olduğunu söyleme- sinin zamanı gelmedi mi? Kimi ünlü "ayd/n/ar"ımız, camdan küçük bir kulübe içinde konuşma yapa- rak sözde F tipi hücreleri protesto görevini yapa- rak belki vicdanlannı rahaöatmış oluyoriar. Ama,ölü- me giden yolda, istemeseler de, 203 insana "Brav- vo kapitane" dediklerini fark etmiyoriar. Asıl ateşin, çocuklan bu sergüzeşte çıkartılmış anne ve babalann yüreğinde yandığını bilmeliyiz. Yıllarca önce sadece dört ay yirmi gün süren bir tutukluluk süresinden sonra Harbiye Askeri Ce- zaevi'ndeki hücreden salıverildiğim zaman, anne- min o dört ay yirmi gece süresınce yere serdiği bir battaniye üzerinde uyumaya çalışarak benim- le bir tür paylaşma isteğine gırdiğini öğrenmiştım. Bu yüzden onlann da, nasıl bir çıkmaz sokakta ve çözümsüzlük içinde kıvrandığını iyi biliyorum. Gerçekten insancıl düşünceler ile arabuluculuk görevine soyunanlarsa, somut bir çözüm yolu or- taya koyamadıklan için olmalı, tek tek sessizliğe bürünüyorlar. Istanbul Cumhuriyet Savcısı, büyük bir çaba ile yürüttüğü girişimlerden sonuç alabilmek umuduy- la, günlerdir Bayrampaşa'dan çıkmıyor. Ama önüne konulan koşullann gerçekleşebilmesi için bile TBMM'nin birden çok yasa çıkarması gerek- tiğini açık açık söylüyor. Gün, 203 insanın ölüme yatmasını önleme günü ise, onlan "onuriuyürüyüşte ölsünler" dedikleri bu eylemi yönetenlerin öncelikJe beliriı bir süre için bile olsa harekete ara verdirmelerıdir. Bu asla bir teslim olma değildir. Kaytarma, hiç değildir. Faks:0212-677 07 62 E-mail:obirgit(g e-kolay net Antonina {Turizm HAFTA SONU KÜLTÜR GEZİLERİ GALATA VE ÇEVRESİ. Saoat Tarihçisi Atilla Tuna. 16 Arahk KARtYE \T SADBERK HA.MM MİZESİ. Doç. Dr. M. thsan Tunay, 17 Aralık DİVANYOLU'ÎSDAN AKSARAY'A, Sanat Taribçisi Selçuk Seçkin, 23 Arahk SOK.4K SOKAK BEYOĞLU, Dr. Elmon Haaçer. 24 Arahk AKSARAY'DAN YEDİKITE'VT, Dr. Elmon Hançer. 30 Arahk FENER, BALAT, AYVANSARAY, Dr. Elmon Hançer. 31 Arahk YUKTDIŞI GEZİLERİ 11 Arahk -1 Ocak - Ynnanistan Doç. Dr. M. İHSAN TVNAY eşlıgınde Kavala. Selanik. Atina. Konnt. Miken, EpıdavTos, Meteora... 24 Aralık - 1 Ocak ltalja'da Rönesans Sanai Tanhçısı ATlLLA TITVA rehberlı|inde bilgi dolu bir ltalya gezısı Venedik. Cenova. Padova. Verona. Roma, Floransa, Pısa, Pompei, Siena, Verona. 2-6Mart Kahire Sanat Tanhçtsi ATlLLA TIENA eşliğinde Kahire'nin sokak aralannda gızem dolu vürûjüşler . Camılen. kılıselen, çarşılan. sınagoglan. mûzelen, pıramitlen ıle dolu dolu beş gun Kahire... Rezervasvon: 0 2I2 2O2 28 74- 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle