Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12ARAUK2000SAU CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Sagjık Yönetimi
Enstitüsü
kupulmalı'
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Sağhk Bakanı Osman
Durmuş'a Sağlık Projesi
Genel Koordinatörlüğü
tarafindan 4 Aralık'ta
sunulan "2. Sağlık
Projesi Sağlık Politikalan
ve Yönetimi" başlıklı
raporda, 2. Sağlık Projesi
çalışmalannda gelinen
son aşama ele alındı.
Sağlık Projesi Genel
Koordinatörlüğü 2.
Sağlık Projesi
kapsamında Dünya
Bankası'nın ilgili
bırimleri ile işbirliği
yapacak ve yetişmiş
sağlık yöneticisi
ihtiyacına yanıt verecek
Sağlık Yönetimi
Enstitüsü'nün
kurulmasını istedı.
Yojsuzlukla
mücadele paneli
• ANKARA (AA)-
Vatandaşın Vergisini
Koruma Demeği'nce
(VAVEK) düzenlenen
"Yolsuzlukla Mücadele-
Türkiye ve Dünya"
konulu panel bugün
Ankara'da yapılıyor.
Yargıtay Başkanı Sami
Selçuk'un konuşmasıyla
açılacak panelin oturum
başkanlığını Dünya
gazetesi yazarlanndan
Taylan Erten
gerçekleştirecek. Panele
konuşmacı olarak, Dünya
Bankası Türkiye
Temsilcisi Ajay Chhibber,
Maliye Bakanlığı Mali
Suçlan Araştırma Kurulu
Başkanı Nejat Coşkun,
Ankara Barosu Başkanı
Sadık Erdoğan, Adalet
Bakanlığı Uluslararası
Hulaık ve Dış Ilişkiler
Genel Müdürlüğü Tetkik
Hâkimi Ergin Ergül ile
Kanal D Genel Yayın
Yönetmenı Tuncay
Özkan katılacaklar.
327 bin araç
trafiğe çrirb
• ANKARA (ANKA) -
Devlet tstatistik
Enstitüsü'nün verilenne
göre (DtE), bu yılın ilk
sekiz ayında 327 bin 496
yeni motorlu taşıt trafığe
çıktı. Bu yıl ağustos
ayında toplam 47 bin 965
yenı aracın trafîğe kaydı
yapıldı. 675 aracın
trafıkten kaydının
sıhndiği ağustosta,
trafikteki araç sayısında
net 47 bin 290'lık bir artış
yaşandı. Trafığe çıkan
araç sayısında geçen yılın
ilk sekız ayındaki 221 bin
720'lik düzeye göre
yüzde 45.3'lük artış
meydana geldi. Böylece
Türkiye'deki motorlu
kara taşıtlannın toplam
sayısı, ağustos sonunda 6
mılyon 948 bin 463'e
çıktı.
İşsizlik oranı
• ANKARA (ANKA)-
Devlet Istatistlk Enstitüsü
(DlE), Türkiye'de işsizlik
oranının yılın üçüncü
çeyreğinde de gerilemeye
devam ettiğinı bildırdi.
DtE'nin Temmuz-
Ağustos-Eylül dönemıne
ilişkin hane halkı işgücü
anketi sonuçlan
açıklandı. DİE'ye göre ilk
çeyrekte yüzde 8.3, ikinci
çeyrekte yüzde 6.2 olan
işsizlik oranı, üçüncü
çeyrekte yüzde 5.6'ya
kadar indi.
Iğdır'da bulunan Soykırım Anıtı 'barış'adı altında Ermeni düşmanlığını körüklüyor
Ruhsatsız 'soyknrım9
anıtı
Kıbçlann kabzalannda, başta "bozkurt" o\-
mak üzere ne kadar ırkçı-şoven motif varsa
tümü rölyeflere işienmiş.
Az&rbaycank
mimar
'kuUanıhnış'
Iğdır'daki Soykınm
Anıtı'nın tasanmı
Azerbaycanlı mimar
Prof. Dr. CaferA-Gi-
yasi'ye ait... Giyası'yi
Türkiye Mimarlar
Odası ile Azerbaycan
Mimarlar Ittifakı ara-
sındakı karşılıklı iliş-
ki ve ziyaretlerden ta-
nıyorum. Mesleğini
seven, ülkesini de se-
ven, kibar ve heyecan-
lı bir mimar. fanıdı-
ğım için de mutlu-
yum...
Ne var ki bütün bu
meziyetler, "Türkiye
Cumhuriyeti" toprak-
lannda, yine "Türki-
ye'nin ulusal dış poüti-
kas" açısından da tar-
tışmalı mesajlar içeren
bir anıtın, Azerbay-
canlı bir mimar tara-
findan tasarlanıp ger-
çekleştirilmesini haklı
ve doğru kılmıyor.
Buna Prof. Dr. Gi-
yasi'nin kişisel özlem-
leri yön verse bile, yi-
ne Türkiye Cumhuri-
yeti'ni "temsil eden"
yetkililerin de buna
izin vermemeleri,
"daha dikkatfi" dav-
ranr.ıalan gerekiyor-
du... Dahası, aynı uy-
gulamada "Azerbay-
canlı mimar kullanı-
mına" yasal olanak
sağlanabilmesi için,
"TC hukukuna" göre
TMMOB'den ve Mi-
marlar Odası 'ndan da
tt
onay ahnmasT önce-
likli koşuldu...
Işte bu "özen" gös-
terilmediği için, Azer-
baycan ile Ermenistan
arasındaki "resmi ve
devletler arası çaüş-
manın" temelinde de
yatan "ideolojik ve si-
yasal" görüşler, Soykı-
nm Anıtı'na da dam-
gasını vurmuş.
O kadar ki.belkide
Azerbaycan'da bile
"çekmce" konulabile-
cek, Ermenistan Dev-
leti'ni yönetenlerin si-
yasetinden daha çok
"Ermeni halkını kü-
çük düşürücü" ıfade-
ler, mesajlar ve slo-
ganlar, ırkçı ve şove-
nist "Türkçü" simge-
lerle de birlikte anıtm
"temasında" egemen
kılınmış... Yani, bir
anlamda Azerbay-
can'da bile izin verile-
meyeceğini sandığım
"kışkırücr bir anıt ya-
ratılmış...
Bu nedenlerle, mes-
leğine ve kişiliğine
saygı duyduğum Prof.
Dr. Cafer A. Giyasi'ye
ne yazık ki "eüne sağ-
hk" diyemıyorum.
Türkiye'deki duyarsız
ve sorumsuz çevreler-
ce "kuUanıldığT için
de hem kendısi adına,
hem ülkem adına üzü-
lüyorum...
OKTAYEKİNCİ
• Tam 43.50 m. yükseklikteki dev 'bozkurtlu kılıçlar',
adeta 'geçici' olarak çatılmış bekliyorlar. Tam karşılannda
ise Ermenistan'ın başkenti Erivan var. Geceleri aydınlatılan
bu 'banş' (!) anıtını seyrederek Türkiye'yi tanıyorlar...
gelişmeleri görmek isteyen hemen
tüm gruplara yapıldığı gibi bize de
önerilen gezi programında "Soyla-
nm Anra"nı ziyaret etmek başlarda
yer alıyor... Biz de hem programı ak-
satmamak, ama hem de gerçekten
"merakettiğimiz" için kendimizi ön-
ce 43.50 m. yüksekliğindeki bu dev
anıtın "dibinde" buluyoruz...
Ermeni Patriği Mesrob Mutaf-
yan'ın halklar arasında düşmanlığı
değıl "dostiuğu ve kardeşüğT temel
alan söylemine ABD ve Avrupa'da-
kı "soykınm tacirierinden" tepki
var... Gazetelere yansıdığına göre Er-
menistan dışmda yaşayan Ermeniler
anlamına gelen "diasponTyı Mutaf-
yan'a karşı "kışku-tmak" için yayın-
lar yapan kimı "lobi" sözcülen, ts-
tanbul'daki Patrik'in Türkiye'yi des-
tekleyerek "davalannaengeloİduğu-
nu" ileri sürüyorlar.
Anadolu Ajansı bu haberini gaze-
telenn yazıışlenne geçtiğı günlerde
(7-8 Aralık 2000) biz de "Anado-
lu'nun en doğusundakT kalkınma ve
kültür amaçlı bazı projeleri yerinde
incelemek üzere bu kez Iğdır'dayız.
Türkiye'nin bu "yeni ilindekT son
Arpaçay'ın kıyısuıdaiL..
Kars'tan Iğdır'a Digor ve Tuzhıca
üzerinden geçerken, 5-6 yıl önce hiz-
mete giren yeni karayolu bir süre Ar-
paçay'aparalel gidiyor... Arpaçay'ın
hemen "karşı" kıyısında, neredeyse
bır taş atımlık mesafede Ermeni köy-
leri... Onlann "karştanda" ise yine
aynı mesafede ve yine Arpaçay'ın
kıyısında "bizinı" köylerimiz...
Iğdır'daki Soykınm Anıtı'nın önü-
ne geldiğımizde, önceden "banş
kdn" dıkildiğini duyduğumuzdan yi-
ne de umutlu ve heyecanlı gözlerle
yaklaşıyoruz... Ancak, birbirine uç-
îannda "geçici'' olarak çatılmış beş
dev "kÜKm" neden göğe doğru 43.5
m. yükseldiğini ve bu etkileyici tır-
manmayı adeta "ürkütücü" kılan kı-
lıçlann neden "her an savaşmaya ha-
zn-" bir konumda adeta "bekİediği-
ni" fark ettığimizde ise umudumuz
yine düş kınklığına, heyecanımız ise
"kasvete" dönüşüyor. Çünkü Soykı-
nm Amtı, altındaki "müze" bölü-
münden üstündeki röryeflerde seçi-
len motiflere ve tüm yazılı-görsel
mesajlanna kadar, Ermenilerin ne
denlı "Türk ve Müslüman düşma-
nı" olduklannı anlatıyor.
Özellikle geceleri aydınlatılarak,
sınınn hemen karşı tarafındakı Er-
menistan'uı başkenti Erivan'dan da
tüm çarpıcılığıyla görünmesini sağ-
lamak üzere bu denli "yüksek" tutul-
duğu anlaşılan bu anıt için önceki yıl
tam "4 triryon lira" harcanmış. Iğ-
dır'ın gelişmesı ve kalkınması için
zorunlu olan çok önemli ekonomik
ve kültürel projelere "kay-
nak süanbsı" çekilirken,
böylesi bir harcamanın
"neye hizmet edeceğT ise
belli ki ciddi bir tartışma
konusu bile yapdmamış.
Dahası, Iğdır'ı "daha
önce" yönetenler, bunu
tartışmak yerine "özen-
dinnek'' yönünde öylesi-
ne "hukuk dışı" tutumla-
n bile göze almışlar ki,
sözde "Türkive'' adına di-
kilen anıtın bulunduğu ar-
sada kamulaştırma bile
yapıhnadığından 43.5 m.
yüksekliğindeki yapının
"imar durumu" da yok,
"inşaat ruhsaö" da...
Yani, Soykınm Anıtı, 4
trilyon lira kamu parası
harcanarak, "TC yasala-
nna aytan" ve "kaçak"
olarak inşa edihniş... Ar-
sası bile kamunun olmadı-
ğından, "resmi sataibi"
belli değil, "tapusu" bu-
lunmuyor...
Bir 'jest' yapılabilir
Iğdır'ın valisi
V
Göğe yükselen dev kıhçiar sunrm karştsındaki Ermenistan halkına adeta gözdağı veriyor.
Diyarbakır'da CYDD-Turkcell işbirliği
270 genç kıza kot
DİYARRAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Çağdaş Yaşamı
Destekleme Deraeği
(ÇYDDVTurkcell işbirliğiyle
bir süre önce başlatıîan
"Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş
Kjzlan" projesi kapsamında
ÇYDD Diyarbakır
Şubesi'nce 270 kız öğrenciye
kot pantolon dağıtddı.
Diyarbakır ve ilçelerinde
toplam 474 kız öğrenciye .
yılda lOO'ermiryon liralık
burs veren ÇYDD, giysi ve
ayakkabı yardımı da yapıyor.
ÇYDD Diyarbakır Şube
Başkanı Doç. Dr. Abmet
Ersay, demek binasında 270
kıza kot pantolon dağmrken
yaptığı konuşmada, Alanya
şubesiyle vanlan işbirliği
sonucu kızh-erkekli 18
öğrenciyi de şubat ayında
tatile göndereceklerini
açıkladı. Ersay, "Proje
kapsamındaki öğrencilerin
suuflanfleriedikçeyabancı dil
yardmn, aynca Hse bittikten
sonra da üniversiteye kayıt
yardımı yapıyoruz. Bu
öğrencilerimizin aiklerine de
yardımlar yapılıyor" dedi.
H TCC kasım ayı raporu •
Engellemeler sürdü
tstanbul Haber Servia -
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti (TGC) kasım
ayında da gazetecılcrin
çeşitli nedenlerle
"dövüldüğünü.
engeDendiğinL hakarete
uğradığını ve gözahma
ahndtgınr belirttl.
TGC'nin kasım ayı basın
ihlal raporunda, geçen ayın
en önemli olayının Sabah
gazetesinin imtiyazının
Bilgin Yaymcılık'tan Sabah
Yayıncıhk'a devri olduğu
vurgulandı. Rapora göre
geçen ay medyaya yönelik
engellemeler şöyle:
"Tarsusta bir kadm gazeted
gözarandayken pofisin
tacizine oğradL Erzincan'da
bir gazeteci tehdkte uğradL
Ankara'da Star gazetesi
muhabirinin otomobüi
kundaldaııdL MUHyet
gazetesi kurşuniandı.
ıstanbul Kartal'da gazetecfler
tehdh edikü. Ankara'da
TGRT kameramanı,
Anayasa Mahkemesi önûnde
bir poüs tarafindan dövüHü.
Evrensel gazetesi DGM'ce bir
avkapatıkn.ÖzgürGefecek
gazetesi toptaükn."
göreve başlar başlamaz
valiliğin tüm gücünü ve
Özel îdare olanaklarmı
ilinin gerçek kalkınma ve
kültür projelerine ayırma-
ya karar vermiş bir
"CumhuriyetValisi''...
O kadar ki.. Soykınm
Anıü'na da kaynak sağla-
nan, bol kazançlı ve "bol
şaibeü'' eski "vakır' orga-
nizasyonunu bile devre dı-
şına çıkartarak, bu büyük
gelir akışından yoksun ça-
lışmayı "nüsyonunun" ilk
temel karan olarak uygu-
luyor. Bu misyonun en
önemli sosyal projesi ola-
rak ise Iğdır'daki tüm "si-
vfl" kesimlerin bireysel ve
toplu güçlerini "Iğdır
Güçbirüği AŞ" çatısı al-
tında bir araya getiriyor.
Vah Tamer'e, bu çağdaş
girişimleri için destek sö-
zü vererek (aynca yazaca-
ğız) Iğdır'dan aynldığı-
mızda, Türkiye'nin, Er-
meni Patriği Mesrob Mu-
tafyan'ı "diasporanın şo-
venist basküanna" karşı
da koruması yönünde bir
"jest" yapması gerektiği-
nidüşünüyoruz...
"Örneğin'' diyoruz ve
geriye dönüp Ermenis-
tan'a karşı "savaşçıghkla-
n" atan anıta bir kez daha
uzaktan bakıyoruz.. 4 tril-
yon bile harcansa, "Neden
olmasm?.." diyerek ve
"ParkOteTPdüşünerek...
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
ABveBiz
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'nın ki-
mi ülkeleri arasında ortaya çıkan "Demir Çelik
Biriiği"; baş döndürücü bir gelişme çizgisi içinde,
bugünün Avrupa Birtiği'nin zeminini oluştururken
muhtemel bir "Avrupa Devleti" düşüncesi içinde;
biz de bunun dışında kalmamaya gayret ediyo-
ruz.
Bu sürecin dışında kalmamaya gayret ediyoruz,
çünkü eğer bir Avrupa devleti oluşabilir ve biz de
bunun dışında kalırsak, Tanzımat Fermanı'ndan
beri kaderimizi bağladığımız ve hedef aldığımız
"Saft'nın dışına düştüğümüz duygusuna kapıla-
biliriz.
Acaba tüm bunlara değer mi?
• • •
Avrupa Biriiği, ekonomik bir çerçeve içinde baş-
ladı. önce "Ortak Pazar" ve daha sonra, "Avru-
pa Ekonomik Topluluğu" olarak uluslararası sah-
nede yer aldı. Siyasallaşma beklentisı hep vardı,
ama bunun gerçekleşmesi çok daha sonra oldu.
Bu türden örgütlerde yer almak, üyelerin karşı-
lıklı çıkarlarına dayanır. Eğer herhangi bir birlik
içinde yer almak, herhangi bir ekonomik çıkar
sağlamıyorsa, o ekonomik örgüt içinde yer almak
istemenin fazla bir anlamı yoktur.
Fakat kimi zaman bu türden bir ekonomik bağ-
lantı içinde olmak, siyasal bir prestij ve çıkar sağ-
lar ki; uzun dönemde, bu da ekonomik kazanca
dönüşebilir.
Bu türden örgütlerin üyeleri; yeni bir başvuru ol-
duğu zaman, başvuranın kendilerine "ne getire-
ceğine" bakarlar. Kendilerine ve örgütlerine ne
gibi katkıları olacağını hesaplarlar. Bututum, ken-
dileri açısından rasyonel bir tutumdur.
Ekonomik temelli örgütlerde kıstas, "pazarge-
nişlemesi" ve "ilişki hacmınin büyümesi"d\r. Fa-
kat kimi zaman, üye olarak almamakla birlikte,
çok yakınlarındaki bir devleti "kalkındırma" ama-
cı da söz konusu olabilir. Ve elbette bu kalkındır-
manın ardından, "kâriı" ilışkiler söz konusu olabi-
lecektir.
• • •
Türkiye 1960 yılında Ortak Pazar'a başvurdu-
ğu zaman, bu başvuruyu destekleyenlerin temel
düşüncesi; "Yunanistan başvurduğuna göre, bi-
zim de başvurmamız gerekir" idi. Buna karşı çı-
kanların temel düşüncesi ise; "ileri teknoloji kul-
lanan zengin üye ülkelerte rekabete girişirsek, sa-
nayimizin baltalanabileceği" idi. Zaten bu türden
sakıncalar dikkate alınmış ve belirli "hazıriık" ya
da "geçiş süreleri" belirlenmişti. Türkiye'nin o
günkü başvurusu kabul edlımişti, ama hazırlıkla-
nnı sürdüremeyen Türkiye, ilişkisini "dondurmak"
zorunda kalmıştı.
Türkiye'nin ilişkisinın dondurulmuş olduğu dö-
nemde, topluluğun "siyasal yönü" ön plana çık-
mıştı. Bir yandan, üyeleri arasındaki ilişki ekono-
mik boyutlann çok ilerisine geçerken; bir yandan
da "ortakpara" vb. gibi düzenîemelerle, "bütün-
'leşme" konusund* ciddi adımlar atılmıştı.
Türkiye'nin böyle bir bütünleşme içinde rolü ya
da yeri olabilir miydi? Hiç sanmıyorum. Zira kimi-
leri bunun aksini defalarca ve defalarca dile ge-
tirseler bile, Avrupa Biriiği bir Hıristıyan biriiktir ve
Türkiye'yi aralarında görmek istemezler. Zaten
bunu gene, "defalarca ve defalarca" dile getiren-
ler de vardır.
Soğuk savaşın sona ermesinden sonra, Türki-
ye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği konusunda, hiçbir
"resmi takvim" gündeme getirilmemesi de, bu-
nun en kesin kanıtıdır. Fakat bizde hükümetler
kendilerini aldatmaktan pek hoşlandıkları gibi Av-
tupa Biriiği de, bir tüıiü Türkiye'den "vazgeçe-
memektedir".
Bu vazgeçememe, kimilerinin düşüncelerinin
aksine Türkiye'yi "görûnebilir" bir gelecekte üye
yapmak istediklerini göstenmemektedir. Bunun
da hiçbir işareti yoktur.
Bu vazgeçememenin kökeninde, Türkiye paza-
nnı yitirmeme beklentisi ve Türkiye'nin "geo-stra-
tejik" önemi yatmaktadır. Türkiye, bölgesinin
"anahtan" olduğu gibi, eskiden "hür dünya" ola-
rak isimlendirilen bölgenin de "anahtan" duru-
mundadır.
• • •
Aslında son 20-25 yılda dünya çok değışti. De-
ğerlendirme ve anlayışlar da değişti.
Türkiye Milletler Cemıyeti'ne girerken, ne Müs-
lümanlık engelı vardı, ne etnik gruplar üzerinde
baskı yapıldığından söz ediliyordu.
Avrupa Konseyı üyesi olurken de, NATO'ya gi-
rerken de bunların hiçbirı "sakınca" değildi.
Fakat bugün bunların hepsi, "tu kaka" olduîar
Ve kendi yasalarındaki antıdemokratikliğı g Vrı le-
yen kimi eski müttefiklerimiz, şimdı bızı dışlıyor-
lar.
Avrupa Parlamentosu'nun 10 yıllık "perspekti-
fi" içinde Türkiye'nin adının geçmemesi ve bazı
arkadaşlarımızın buna karşı olan tutumları ve kız-
gınlıkları, beni böyle bir yazı yazmaya özendirdi.
Ne diyelim, canlan sağ olsun...
BÜLENT DİKMENER HABER
ÖDÜLÜ YARIŞMASI
Gazeteci Bfiknt Dikmener'uı anısını vaşatmak ve Tûrk gazetecıhğıne olan
katkılannı manevı \onden sürdürmejı sağlamak amacıyla, adına 1980 yılın-
da konulan "Haber Ödülâ" 2000-2001 dönemınde de sürdürülnıektedır
Ödül koşullan şöyledır:
1 Ödûle her Türic gazeteci aday olabilir.
2. Adaylık, gazetecmın keodı ya da Ödül Komitesi üyelennin önerisı ile ger-
çekleşir.
3 Odüle aday gösterilecek haberlenn 1 Nısan 2000 de 31 Mart 2001 tarihleri arasında gûnlük ga-
zeteler ya da sûıeli yayınlardan birinde yayımlanmış olması geıeklidıı.
4. Ödüle aday olabılmek ıçın nıteliklen 3.'maddede belırtilen haberlenn yayımlandığı gazete ya da
sürelı yayuüann bır sayısmm 12 Nısan 2001 gûnû akşamına kadar Bölent Dikmener Haber Ödülü
PK: 246/lstanbul adresıne taahhütlü olarak ulaştınlması zorunludur
5. Ödûller:
a) Haber ÖdiUü,
b) Jün Özel Ödülû,
olarak belırlenmıştır.
Kazananlara, ödülü sımgeleyen bırer plaket ile özel armağanlar verilecektır.
Ödül Komitesi: Müfit Alaçalı, Yalçın Bayer, Fıkret Daglıoğlu, Orhaa Ennç, Yalçın Eryalçın. Do-
|an Katırcıoğlu, Ergın Konuksever, Turgay Olcayto, Erkan Özmen, Denız Som. Yılmaz Tunçkol. 11-
vı Yanardağ. Aramızdan aynlanlar Orhan Apaydın (1926-1986), Etem Ütük (1925-1989), Ayhan
Başoğlu (1928-1993), Kayhan Edip Sakarja (1948-1994), Soner Girgin (1937-1995), Çedn Öz-
bayrak (1939-1995). Erhan AkyıldK (1947-1998), Oktay Kortböke (1936-1999)
Yeşil alanı ANAP'lı meclis üyesine kiraladı
FP'li Belediye Başkanı
Yahya Baş'a yaı^ı yolu
YEŞtMGÜL
Istanbul Valiliği ll Idare Kurulu, FP'li
Güngören Belediye Başkanı Yahya
Baş'ın mahkeme kararlannı uygulama-
dığı, imar planlanyla ilgili şehircilik il-
kelerine ve planlama tekniklerine aykın
hareket ettiği gerekçesiyle, "görevinikö-
tûye kullanmaktan" yargılanmasına ka-
rar verdı.
Güngören Belediyesi'nin Meclis Üye-
si Ahmet Turan Akkaya'yı, ANAP'tan
FP'ye "transfer etmek" için 4 bin 433
metrekarelik yeşıl alanı verdiğini belir-
ten Istanbul Büyükşehir Belediye Mec-
lisi'nin DSP'li Uyesi Ahmet Ersen, ka-
rann iptali için Istanbul 2 No'lu Idare
Mahkemesi'ne açtığı davayı kazandı.
Yahya Baş'ın, imar planlannda yeşil
alan olarak görünen 4 bin 433 metreka-
relik alanı Güngören Kültür Sağlık ve
Çevre Hizmet Vakfi'na 49 yıllığına ki-
raladığını söyleyen Ahmet Ersen, "Da-
ha sonra buraaAkkava'nın FP'ye trans-
fen" için peşkeş çekfldL ANAP'lı Akka-
ya'yı partilerine getirmek için araziyi
kendisine verdiler" dedi. Akkaya'nm
alanda Coca Cola deposu bulunduğunu
anlatan Ersen, "Akkaya, FP'ye gecme-
miş olsaydı, hayatta bu araziyi kuDana-
mazdı" dedi.
Araziyi 7 yılhğına kiraladığını, aylık
150 milyon lira kira ödedeğini öne süren
Akkaya, "Kendime yer anyorum, çıka-
cağun" diye konuştu. Akkaya, 18 Nisan
seçimlerinde FP'den aday olduğunu be-
lirterck "Yahya Baş başarüı çahşmalar
yapıyor" diye konuştu.
BAŞSAĞLIĞI
Şirketimizin ortaklanndan
Sayın BÜLENT TANLA'nın babası
İBRAHİM ETEM
TANLA'nın
vefatını üzüntüyle öğrendik.
Kendisine Allah'tan rahmet, Tanla ailesine
ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
MEDYA C