17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12ARALIK2000SAU CUMHURfYET SAYFA JvLJJLl U l \ [email protected] 15 Kemal Kocatürk'ün sahnelediği 'Küçük Prens'te Hale Soygazi ve Nihat îleri oynuyor Sakh tolııumı görebilmekMELTEMKERRAR 'Bir zamanlar altıyaşındayken, ilkel orman hakkında, 'Doğadan Gerçek Öyküler' adlı bir kitapta görkemli bir resim görmüştüm. Bu avını sıkarak öl- düren bir boa yılamnın bir hayvanı yutma anındaki resmiydi.f...) Orman- ların serüvenlen üzerine çok düşün- dünt. Ve renkli bir boya kalemiyle bi- raz çahşmadan sonra ilk çizimimiyap- mayı başardım. Şaheserimi büyüklere gösterdim ve resmin onları korkutup korkutmadığım sordum. Ama onlar, 'Korkutmak mı? Niye birşapkadan kor- kulsun?' dediler.f. .) Bu, altı yaşında görkemli bir iş olabilecek olan ressam- lığt bırakışımın nedenidir. Yetişkinler hiçbir zaman kendi kendilerine bırşey anlayamazlar ve bu, onlara her zaman ve sonsuza dekaçıklamayapacak olan çocuklar için yorucudur AntoinedeSaint-Esupery'nin unutul- maz kitabı 'Küçük Prens' artık tiyatro sahnesınde. Eski Tiyatro'nun Kemal Kocatürk yorumuyla sahnelediği oyun- da HaJe Soygazi ve Nihat tleri rol alıyor. "Benim için Küçük Prens başka bir besaplaşmaydı. Dünvayia, kişinin ken- disiyle. oyuncunun seyirciyle ve kendi- siyle. tiyatronun kendisiyİe bir besap- laşmasıydT diyoryönetmen Kocatürk. Nihat tlen ve Hale Soygazi'nin yıl- lardır biriikte tiyatro yapma düşüncesi varmış. Küçük Prens üzerinde dıretıyor 1leri. Hale Soygazi ile biriikte çalışma- ya baslıyorlar oyun için ama bir yönet- menleri yok, ta ki gönlünde, günün bi- rinde mutlaka Küçük Prens'i sahnele- mek yatan bir Kemal Kocatürk'İe kar- şılaşıncayadek... -'Küçük Prens' basit ve bash olduğu kadar da,çokhıbaktşaaçık bir kitap.Siz nasıl bir yerden baktunz? KOCATÜRK- Ben oyunlaştnroayı bi- tirdikten sonra, gazetede bir gün bir şey okudum. Exupery'nin kansı öldükten sonra sandığı hiç açılmamış. Bh" tarih verilmiş, o tarihte sandık açılacak. Da- ha sonra sandığı açıyorlar ve bir anı defteri buluyorlar: 'Gühln Anılan' Bu benim için hem bir sürprizdi, hem de- ğildi. Çünkü, Exupery'nin bana göre anlatmak istediği alttaİd hikâye buydu. Ben alttaki hikâyeyle ilgilendim. Bir ç rens bir imgedir sadece. Insanın içinde duran, kimsenin dokunamayacağı, saf temiz yanımızdır. Tertemiz bir şey, bu dünyaya geldiği sürece kirlenecektir. Kirlenmenin sonunda, gül imgesi de şöyle der: 'Ben artık ne yazık ki kapalı sandıklann içindeki tohumlan göremeyecek kadar büyüklere benzedim.' Bir sokak adamından, toplumun en alt tabakasındaki insandan yola çıkmak, hergün görüp kafamızı çevirdiğimiz bir insandan tüm toplumu saran bir hesaplaşmaya gitmek istedik.' kadın, bir erkek hikâyesiydi benim için bu. Sağlaması da 'Gülün Anılan' oldu. - Oyun boyunca kün kadın, kün er- kek, hangjsi Küçük Prens, hangisi pflot sürekti değişiyor. Tıpla kitaptakigjbi iz- leyki de onun yerine koyabfliyor kendi- nl Oyundaki behrsizlik bunu daha mı kolaylaştınyor? KOCATÜRK - Küçük Prens bir im- gedır sadece. Insanın içinde duran, kim- senin dokunamayacağı, saf temiz yanı- mızdır. Tertemiz bir şey, bu dünyaya geldiği sürece kirlenecektir. Kirlenme- nin sonunda, gül imgesi de şöyle der: 'Ben arük ne yazık Id kapah sandıkla- nn içindeki tohumlan göremeyecek ka- dar büyükkre benzedim.' -Metnin okuyucuyu içine alan yaıu var. Oyunda bunu sağlamak için nasıl bir yol iziediniz? koCATÜRK-Gül-koyun ilişkisi var. Başlangıçta hayal gücüne dair birşeyle yola çıkılıyor zaten. Exupery Leon Werth'e adamış kitabını ve şöyle de- mış'Çocuklardan özür diliyorum ve bunu bir yetişkine adnorum. L'marun beniafTedersiniz çünkü oşirndiFransa'da aç biilaç sokaklarda yapayahuz. Hadi bana çok kızryorsunuz, hiç değilse onun çocukluğuna acıyın.' Biz de Werth'den yola çıktık. Bir so- kak adamından, toplumun en alt taba- kasındaki insandan yola çıkmak, her gün görüp kafamızı çevirdiğimiz bir in- sandan tüm toplumu saran bir hesaplaş- maya gitmek istedik. HALE SOYGAZt - Çok fazla meta- forlar var kitapta. O metaforlar bizde ne uyandınyorsa onu yansıtmaya çalışük. Küçük Prens bir koyun çizdirmek ister. Bir de gülü vardır çok sevdiği. Koyun gül içm bir tehlike oluşturur, çünkü her an onu yiyebilir. Koyunu çizdirmese böyle bir tehlike yok. -Bu anlamda tehtikeyi ohışturan da Küçük Prens'in kendtsL SOYGAZİ - Tüm ilişkilerde bu böy- le. Küçük Prens'in sorduğu gibi, acaba koyun, çiçeği yer mi? ilişkilerde de ki- şiler karşılıklı birbirleri için bir tehlike aynı zamanda. - Küçük Prens'in bitmek bilmez so- rulan ya da ahşık olmadığımız yanıtia- n, unuttuklannuzı hanrlaoyor bize. Kü- çük Prens'in ağzryla nedir evdDeştir- mek? SOYGAZt - Bağlar kurmak ve çok özel olmak dıyor kitap. Ama biranlam- da da yok etmek demek evcilleştınnek, bir anlamda insanın bağımsızlığını elin- den alan bir şey. - En büyiikyakmması büyüiderin her- şeyi unutması KüçükPrens'in. Anhke- sümez sorulanyla neyi hatniatmakisti- yorençok? SOYGAZİ -Insanlann kendilerinı ta- nunalan ve keşfetmeleri. Çünkü insan- lar maskelerini taktıkça ve birbirlerin- den uzaklaştıkça, en çok kendilerini unutuyorlar. - Oyunda künüklerin değişmesi, bir anlamda çocukluğa dönüş, ani bir ışık ve takılan maskelerie gerçekJeşiyor. O çocuğu hanriatan ne oluyor bize? SOYGAZİ - Yalmzlık! Oyunun da önemli bu- çıkış noktası. tnsanın çevre- si sık sık çarptığı duvarlarla çevrili. Bir duvann arkasından çıktığı da oluyor ama sonra tekrar gen dönmek ıstiyor, çünkü orada bir oyun var. Oyun oyna- mak her zaman çok çekıci, hayat var onun içinde -Birçocuğunhikâyesiniikildşibirbi- rine dönüşerek anlaorken asunda ka- dın olma ve erkek otana halleri de betir- sizleşiyor. SOYGAZİ - Kadın olarakya da erkek olarak rollenmizi unutmaktı oradaki amaç. Bıze öğretilmiş olanlan bir yana bırakabılmek ve yalnızca yaşananlara karşı verilen tepkileri öne çıkarmak. - Oyunda sık sık tekrarlanan kimsi- niz?' sonısunun yanıtııu da sahnenin ta- mamnu kaplayan ve izkykiyi de içine aianaynalar veriyor ashnda. SOYGAZİ - Sahnenin tasanmında ve bizım düşündüğümüz oyunculukta se- yircinin kendisini de içine alan bir yan var. Her oyunda farklı bir şey ortaya çı- kıyor, her seferinde yeni bir şey keşfet- tiğimi hissediyorum. Sahneye çıkma- dan önce o oyunun nasıl olacağını bil- miyorum. Her oyunbir sınav benim için. VktoriaOcampoEvi Rodos'taki toplanüda Dolores Bengolea, büyiikteyzesi Vktoria Ocampo'ya ait, pek çok sanatçuun konuk olduğu Arjantin'deki evi gündeme getirdl Aralık Sall 2000, saat 18:30 Beyoğlu'nda Beyoğlu'mı Konuşmak Yöneten: Artun L nsal Metin Kaçan 14 KULTÜft SANAT YAYINCIUK Aralık Perşembe 2000. saat 18:30 Ramazan Gelenekleri ve Kantolar Arif Erkin Müzik ve söyleşı Yapı Kredi Kültür Merkezı Sermet Çifter Arajtırma Kutüphanesi Istıklal Cad No 285. Kat 1. Beyoğlu SEZERDURU Üç Deniz Yazar ve Çevirmenler Konseyi'nin Rodos'taki Uluslara- rası Yazar ve Çevirmenler Merke- zi'nde 27-29 Ekim 2000 tarihleri arasında düzenlediği Networking Konferansı'na çeşitli ülkelerin ben- zer kuruluşlannı temsil eden kişiler katıldı. Bunlar arasmda Isveç, Fin- landiya, Norveç ve Rusya'run tem- sil edildiği Barent Edebiyat Mer- kezi,Goland'daki Baltık Yazarlar ve Çevirmenler Merkezi, Şilı Santiago Ûniversitesi,Kopinor-Norveç Çopy- right Örgütü, üluslararası Yazar Kongresi, tsveç Yazarlar Birliği, Li- terarurexpress'i düzenleyen Ber- lm'dekı literarurv»erstatt,fokyo'dan The Book and Computer, Paris'ten Maisondes Ecrtvains. aynca konse- yin Isveç, Norveç, Yunanistan, Po- lonya, Gürcistan, Almanya ve Tür- kiye'den gelen üyeleri vardı. Davet- liler arasmda yer alan Filistin'deki Ramallah House of Po- etry, Israil-Filistin çatış- ması yüzünden ne yazık ki gelemedi. Konferans tüm bu kuruluşlan bir çatı altında birleştirme çabasma yönelikti. Ba- şanlı da oldu. Tüm bu merkezler bundan son- ra işbirliği yapacaklar. Türkiye'den davet edi- len Gümüşlük Akade- misi de ne yazık ki son anda fırtına yüzünden Istanköy'e işleyen gemilerin kalkmamasıyla koniferansa katılamadı. Mayıs toplantısı Türkiye'de Ama Gümüşlük Akademisi'yle bundan böyle işbirliği yapılması İca- rara bağlandığı gibi, konsey önü- müzdeki yıl mayıs ayı toplantısmm bir bölümünü Gümüşlük Akademi- si'nde yapma karan aldı. Bu toplan- tuım hazırlıklan sürmekte. Toplantıya Arjantin'den gelen bir konuk da vardı: Dolores Bengolea. Kendisi her ne kadar kurmak iste- diği merkezi henüz gerçekleştire- memişse de bu merkez hakkında bilgiler verdi ve yardımlanmızı is- tedi. Dolores yaptığı tüm konuşma- larda, kendisinin de şahsen tanıma mutluluğuna eriştiği büyük yazar- lar Borges'den, Neruda'dan alıntı- lar yaptı. Dolores'in anlattığı mer- kez, büyük teyzesine ait Vflla Ocam- po'da kurulacaktı. Büyük teyze Vk- toria (ki Dolores de tüm konuşma- lannda ondan Victoria diye söz edı- yordu) pmltılı dönem 19. yüzyıl so- nunda, aile tarihi Arjantin tarihiyle eş giden bir ailenin kızı olarak doğ- muştu. Sanata adanmış yaşam Onun doğumundan bu- yıl sonra babası Manud de Ocampo, Villa Ocampo'yuinşaettirmişti. 1914'te Victoria, AndreGkJe'in çevirisinden Tagore'un Gitanjali'smi okumuş ve çok etkilenmişti. Hemen ardından da Villa Ocampo'nun kapılannı açtı. 1924'te Tagore'u San Isidro'daki evine davet etti. Bu büyük Hintli yazardan etkilenmekle kalmadı, ay- nı zamanda her alanda ürün veren sanatçılan da birbu-lenyle tamştır- ma, onlan destekleme isteği ile ya- nıp tutuştu. Kültürlennyaklaşmala- n için elinden geleni esirgemedi. Çağımızın en büyük isimleri olan Jo- sS Ortega y Gasset, Igor Stravinsky, Waher Gropius, Le Corbusier, Pier- • Yirminci yüzyıl başında çağın en büyük sanatçılarına evinin kapılannı açarak gerçek bir sanat merkezi yaratan, otuz yıl çıkardığı 'Sur' dergisiyle Lorca'dan Joyce'a pek çok önemli ismin yazılannı yayımlayan Victoria Ocampo'nun evi eski günlerine dönmeyi bekliyor. 'Porvilla Ocampo' adlı örgüt, UNESCO'yu görevini yapmaya çağınyor. re Drieu la RocheDe, Pablo Neruda, Jacques Maritain.ErnestAnsermet, Albert Camus. Andre \lalraux, Sa- int-John Perse, Jules Supervielle, Graham Green, Roger Caillois, In- dira Gandhi, Alain Robbe-Grület ve Michel Butor'u evinde konuk et- ti. Hiçbir ticari amaç gütmeden de- ğer verdiği yazarlann basılmalan- m sağladığı edebiyat dergisi Sur'u (Güney) 30 yıl boyunca çıkardı ve dağıttı. 1931 'de yayına giren bu der- gının yazarlan arasında Lorca,Joy- ce, Razatzaki, Faulkner, Sartre, Toyn- bee, Hekkgger, Pirandello,Gabrieia Mistal ve Thomas Mann bulunu- yordu. Entelektüel merak ve hoşgörü gös- teren konularm yer aldığı dergi, ülus- lararası entelektüel işbirliğine ör- nek teşkil etti. Diğerleri yanmda çe- viri eylemine de çok önem verildi. Octavio Paz' ın dediği gibi "O, baş* ka bir eli tutmak için uzanan bir eî- di". Ozan Saint-John Perse ıse: "Do- ğalhklan içinde kendilerine inandı- ğunız kişilervardır. Vktoria Ocam- po tüm yasamını. çocukhığunda onu çok etkileyen Plate Nehri gibi müt- hiş işlere adamış, nehrin sonunda denizle evliliğini sağlamıştır. Bir ok- yanus gibi bir deniz başka krydara vurmuş, Avrupa, Amerika ve As- ya'yı sarnustır. Buralarda herkes onu Arjantin'in en zarif ruhunu tem- sil eden kişi olarak görmüştür." 15 Ocak 1973'te Victoria Ocam- po, San Isidro'daki (Buenos Aires) villasmı UNESCO'ya armağan et- miş ve bu evde birmerkez kurulma- suıı, dünyanm heT bir yanından ge- len sanatçılara açık olmasını dilemiş- tir. Insanlığın hizmetine armağan edilen bu villada edebiyat, çeviri, yeni teknikler, artistik yaratıcıhk, artistik eğitimle ilgili çalışmalar ol- sun istemiş. Villa Ocampo'da 14 oda, aynca sa- lonlar, bahçede bir anex, çok değer- li bir kütüphane, antika eşyalar, Sur dergisınin ilk baskılan, tablolar ve sayısız de- ğerli eşya bulunuyor. Bugüne kadar kendisi- ne vasiyet edilen, böy- lesine değerli bir villay- la ne UNESCO ne de Arjantinli politikacılar ilgilenmiş. Bu yüzden 1998'de 'POR VİLLA OCAM- _______ PO'adlı bir örgüt kurul- " " " " " " ^ " " muş. Yazarlar, ressam- lar, mimarlardan, Victoria Ocam- po'nun komşu ve akrabalanndan oluşan bu örgüt şimdi tüm dünyayı bu villayı kurtarmaya, UNESCO'yu görevini yapmaya çağınyor. Bu ör- gütte çalışan kişiler Victoria Ocam- po'nun 1935'te verdiği "Kadmiar veOnlaruı Kendflerini Anlanmlan" adlı konferansta söyledıklerinden alıyorlar ilkelerinı: "Benceişimiz zor olacakve küçük görülecek.Ama bunuhoşgörüyie ve alçakgönüUülükle karşılamamız ge- rekir, işimizin büyüklüğü ve verim- hliği konusundakiinancumz sarsüa- maz. Bizim küçük birey selcUikleri- miz önemli değildir, ama güçlerinri- n biıieştirerek tarihin aktşını değiş- tirmeyi başaracağız. Bunu her zaman akhmızda öylesine tutmaoyız ki ba- şansıznklarunız bizi yüreksidendir- memeBvegörevimizin özünü gözden uzak tutmamalıdır.'' Borges'i keşfeden Victoria Ocam- po mirasınrn başma gelenler bizden beteryerier de varmışı düşündürdü... 'Kamera Benim Aşkun J • îtalyan film şirketi, Türkan Şoray ile ilgili bir belgesel hazırlıyor. Rai 3 ve Fransız Televizyonu için çekilen filmin yönetmeni, daha önce Sophia Loren, Frank Capra ve Rita Hayworth'la başanlı filmlere , imza atan Donata Baglivo. Kümlr Servisi- Aralık 1999da Roma Film Fes- tivaü'nde 'Büyük Ödül'e layık görülen Türkan Şo- ray için Itaryan Film Şir- keti Ciac 2000 bir belge- sel film çekiyor. 'Kame- ra Benim Aşknn' adı al- tında çekimlerine Ro- ma'da başlanan fılmın yö- netmeni Donata BagKvo ve ekibi, çekımlerın ta- mamlanması ve tanıtımı için Istanbul'daydı. Öncelikle Rai 3 ve Fransız Televizyonu için çekilen filmin, bir festi- val aracılığıyla dünyaya tanıtılması da düşünülü- yor. Ocak ayı içinde ta- mamlanması tasarlanan film, kadnılara ithaf edi- liyor. Filmin yönetmeni ve yapımcısı Donata Bagli- vo'nun aralannda Tar- kovsld, Sophia Loren, Frank Capra, Claudia Cardinale, Rita Hay- worth'un da bulunduğu, film dünyasınm önemli isimlerinin yapımlannda imzası var. Baglivo, Tür- kan Şoray'la Roma Film Festivali'nde tanıştığını ve Türkiye'de yaşamunı- za bu kadar çok ginniş heyecanlı, duygusal ve sade bir smema sanatçı- sının dünyada tanınmı- yorolmasına inanamadı- ğmı söylüyor. Türkan Şoray'm özel- likle ilk dönem ve siyah- beyaz filmlerini beğen- diğini ifade eden yönet- men Baglivo, Türkan Şo- ray'la tekrar çalışmak is- tedığını de belırtiyor. Türk sıneması adına bu teklı- fı severekkabul eden Tür- kan Şoray ise, Roma'da- ki uzun çalışma süreci- nin oldukça verimli geç- mesini. çalışmanın cid- dıyetine ve gösterilen öze- ne bağlıyor. Roma Büyükelçili- ği'nde gerçekleştirilen çekimlerde film şirketi, Şoray'la ilgili tüm dokü- marilardan, filmlerden, kıtaplardan faydalanarak bir belgesel oluşturmaya çalıştığı filmde, Türkan Şoray'la bire bir yapılan röportajlarda ise, Şoray'ın yaşamından ve anılann- dan kesitlere yer veriyor. BeksaVda Stanley Kubnck toplu gösteıHmi • Kültür Servisi - Beksav'ın aralık ayı programı kapsamında ünlü yönetmen Stanley Kubrick'in filmlerinin toplu gösterimi yer alıyor. Kubrick'in 'Otomatik Portakai', 'Gözü Tamamen Kapalı', 'Full Metal Jacket', 'Dr. Garipaşk', 'Barry Lyndon' ve '2001: Uzay Macerası' adlı filmlerinin yanı sua bu ay Milos Forman'm 'Guguk Kuşu, Ken Loach'ın 'Benim Adun Joe' ve Roberto Benignı'nin 'Hayat Güzeldir' adlı filmleri de izlenebilecek. (349 91 55) İNSAN HAKLARI 2OOO'DE BUCÜN • 10.30-18.30 TÜYAP'ta çağdas sanat, fotoğraf, karikatür sergileri performanslar. • 12.00 -18.00 Yeşilçam Sineması'nda Thaddeus O'Sulfivan'm 'Hiçbir Şey Kişisel Değil' adlı fUmi gösterilecek. •15.00 - 21.00 Yeşilçam Sıneması'nda Reis ÇeHk'in 'Hoşçakal Yarm' adlı filmi izlenebilir. • 15.00 AKM Sinema Salonu'nda Zeki Ökten'üı 'Sürü' adlı filmı gösterilecek. • 17.00 AKM Sinema Salonu'nda David Bencbetrit'ın 'Sürgünün Peçesinden', Fransız Kültür Merkezi'nde C. de Ponfdry ve F. Laffont'nun 'Savaşın Tozlan' adlı filmleri izlenebilir. • 19.00 AKM Sinema Salonu'nda Ayfer Ergün'ün 'Yasadışı Düşler': Ahmet Soner'in 'Ismail Beşikçi' adlı filmi izlenebilir. Fransız Kültür Merkezi'nde Wernek Sandra'nın 'Brezüya, Çocuklarm Savaşj'. C. Guarini ve M. Cespedese'in 'SefaretGünlügü' adlı fılmlen gösterilecek. •19.30 Bilgi Ümversitesi'nde Ethem Özgüven'in 'AzizNesin'; Hasan Karacadağ'm 'Hummadruz' adlı fıhnleri izlenebılir. • 20.30 Ortaköy Afıfe Jale Tiyatrosu'nda Eski Tiyatro'nun sahnelediği 'Küçük Prens' adlı oyun görülebilir. (292 52 52)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle