Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12ARALIK2000SAU CUMHURfYET SAYFA
JvLJJLl U l \ [email protected] 15
Kemal Kocatürk'ün sahnelediği 'Küçük Prens'te Hale Soygazi ve Nihat îleri oynuyor
Sakh tolııumı görebilmekMELTEMKERRAR
'Bir zamanlar altıyaşındayken, ilkel
orman hakkında, 'Doğadan Gerçek
Öyküler' adlı bir kitapta görkemli bir
resim görmüştüm. Bu avını sıkarak öl-
düren bir boa yılamnın bir hayvanı
yutma anındaki resmiydi.f...) Orman-
ların serüvenlen üzerine çok düşün-
dünt. Ve renkli bir boya kalemiyle bi-
raz çahşmadan sonra ilk çizimimiyap-
mayı başardım. Şaheserimi büyüklere
gösterdim ve resmin onları korkutup
korkutmadığım sordum. Ama onlar,
'Korkutmak mı? Niye birşapkadan kor-
kulsun?' dediler.f. .) Bu, altı yaşında
görkemli bir iş olabilecek olan ressam-
lığt bırakışımın nedenidir. Yetişkinler
hiçbir zaman kendi kendilerine bırşey
anlayamazlar ve bu, onlara her zaman
ve sonsuza dekaçıklamayapacak olan
çocuklar için yorucudur
AntoinedeSaint-Esupery'nin unutul-
maz kitabı 'Küçük Prens' artık tiyatro
sahnesınde. Eski Tiyatro'nun Kemal
Kocatürk yorumuyla sahnelediği oyun-
da HaJe Soygazi ve Nihat tleri rol alıyor.
"Benim için Küçük Prens başka bir
besaplaşmaydı. Dünvayia, kişinin ken-
disiyle. oyuncunun seyirciyle ve kendi-
siyle. tiyatronun kendisiyİe bir besap-
laşmasıydT diyoryönetmen Kocatürk.
Nihat tlen ve Hale Soygazi'nin yıl-
lardır biriikte tiyatro yapma düşüncesi
varmış. Küçük Prens üzerinde dıretıyor
1leri. Hale Soygazi ile biriikte çalışma-
ya baslıyorlar oyun için ama bir yönet-
menleri yok, ta ki gönlünde, günün bi-
rinde mutlaka Küçük Prens'i sahnele-
mek yatan bir Kemal Kocatürk'İe kar-
şılaşıncayadek...
-'Küçük Prens' basit ve bash olduğu
kadar da,çokhıbaktşaaçık bir kitap.Siz
nasıl bir yerden baktunz?
KOCATÜRK- Ben oyunlaştnroayı bi-
tirdikten sonra, gazetede bir gün bir şey
okudum. Exupery'nin kansı öldükten
sonra sandığı hiç açılmamış. Bh" tarih
verilmiş, o tarihte sandık açılacak. Da-
ha sonra sandığı açıyorlar ve bir anı
defteri buluyorlar: 'Gühln Anılan' Bu
benim için hem bir sürprizdi, hem de-
ğildi. Çünkü, Exupery'nin bana göre
anlatmak istediği alttaİd hikâye buydu.
Ben alttaki hikâyeyle ilgilendim. Bir
ç rens bir
imgedir sadece. Insanın
içinde duran, kimsenin
dokunamayacağı, saf
temiz yanımızdır.
Tertemiz bir şey, bu
dünyaya geldiği sürece
kirlenecektir.
Kirlenmenin sonunda,
gül imgesi de şöyle der:
'Ben artık ne yazık ki
kapalı sandıklann
içindeki tohumlan
göremeyecek kadar
büyüklere benzedim.'
Bir sokak adamından,
toplumun en alt
tabakasındaki insandan
yola çıkmak, hergün
görüp kafamızı
çevirdiğimiz bir
insandan tüm toplumu
saran bir hesaplaşmaya
gitmek istedik.'
kadın, bir erkek hikâyesiydi benim için
bu. Sağlaması da 'Gülün Anılan' oldu.
- Oyun boyunca kün kadın, kün er-
kek, hangjsi Küçük Prens, hangisi pflot
sürekti değişiyor. Tıpla kitaptakigjbi iz-
leyki de onun yerine koyabfliyor kendi-
nl Oyundaki behrsizlik bunu daha mı
kolaylaştınyor?
KOCATÜRK - Küçük Prens bir im-
gedır sadece. Insanın içinde duran, kim-
senin dokunamayacağı, saf temiz yanı-
mızdır. Tertemiz bir şey, bu dünyaya
geldiği sürece kirlenecektir. Kirlenme-
nin sonunda, gül imgesi de şöyle der:
'Ben arük ne yazık Id kapah sandıkla-
nn içindeki tohumlan göremeyecek ka-
dar büyükkre benzedim.'
-Metnin okuyucuyu içine alan yaıu
var. Oyunda bunu sağlamak için nasıl
bir yol iziediniz?
koCATÜRK-Gül-koyun ilişkisi var.
Başlangıçta hayal gücüne dair birşeyle
yola çıkılıyor zaten. Exupery Leon
Werth'e adamış kitabını ve şöyle de-
mış'Çocuklardan özür diliyorum ve
bunu bir yetişkine adnorum. L'marun
beniafTedersiniz çünkü oşirndiFransa'da
aç biilaç sokaklarda yapayahuz. Hadi
bana çok kızryorsunuz, hiç değilse onun
çocukluğuna acıyın.'
Biz de Werth'den yola çıktık. Bir so-
kak adamından, toplumun en alt taba-
kasındaki insandan yola çıkmak, her
gün görüp kafamızı çevirdiğimiz bir in-
sandan tüm toplumu saran bir hesaplaş-
maya gitmek istedik.
HALE SOYGAZt - Çok fazla meta-
forlar var kitapta. O metaforlar bizde ne
uyandınyorsa onu yansıtmaya çalışük.
Küçük Prens bir koyun çizdirmek ister.
Bir de gülü vardır çok sevdiği. Koyun
gül içm bir tehlike oluşturur, çünkü her
an onu yiyebilir. Koyunu çizdirmese
böyle bir tehlike yok.
-Bu anlamda tehtikeyi ohışturan da
Küçük Prens'in kendtsL
SOYGAZİ - Tüm ilişkilerde bu böy-
le. Küçük Prens'in sorduğu gibi, acaba
koyun, çiçeği yer mi? ilişkilerde de ki-
şiler karşılıklı birbirleri için bir tehlike
aynı zamanda.
- Küçük Prens'in bitmek bilmez so-
rulan ya da ahşık olmadığımız yanıtia-
n, unuttuklannuzı hanrlaoyor bize. Kü-
çük Prens'in ağzryla nedir evdDeştir-
mek?
SOYGAZt - Bağlar kurmak ve çok
özel olmak dıyor kitap. Ama biranlam-
da da yok etmek demek evcilleştınnek,
bir anlamda insanın bağımsızlığını elin-
den alan bir şey.
- En büyiikyakmması büyüiderin her-
şeyi unutması KüçükPrens'in. Anhke-
sümez sorulanyla neyi hatniatmakisti-
yorençok?
SOYGAZİ -Insanlann kendilerinı ta-
nunalan ve keşfetmeleri. Çünkü insan-
lar maskelerini taktıkça ve birbirlerin-
den uzaklaştıkça, en çok kendilerini
unutuyorlar.
- Oyunda künüklerin değişmesi, bir
anlamda çocukluğa dönüş, ani bir ışık
ve takılan maskelerie gerçekJeşiyor. O
çocuğu hanriatan ne oluyor bize?
SOYGAZİ - Yalmzlık! Oyunun da
önemli bu- çıkış noktası. tnsanın çevre-
si sık sık çarptığı duvarlarla çevrili. Bir
duvann arkasından çıktığı da oluyor
ama sonra tekrar gen dönmek ıstiyor,
çünkü orada bir oyun var. Oyun oyna-
mak her zaman çok çekıci, hayat var
onun içinde
-Birçocuğunhikâyesiniikildşibirbi-
rine dönüşerek anlaorken asunda ka-
dın olma ve erkek otana halleri de betir-
sizleşiyor.
SOYGAZİ - Kadın olarakya da erkek
olarak rollenmizi unutmaktı oradaki
amaç. Bıze öğretilmiş olanlan bir yana
bırakabılmek ve yalnızca yaşananlara
karşı verilen tepkileri öne çıkarmak.
- Oyunda sık sık tekrarlanan kimsi-
niz?' sonısunun yanıtııu da sahnenin ta-
mamnu kaplayan ve izkykiyi de içine
aianaynalar veriyor ashnda.
SOYGAZİ - Sahnenin tasanmında ve
bizım düşündüğümüz oyunculukta se-
yircinin kendisini de içine alan bir yan
var. Her oyunda farklı bir şey ortaya çı-
kıyor, her seferinde yeni bir şey keşfet-
tiğimi hissediyorum. Sahneye çıkma-
dan önce o oyunun nasıl olacağını bil-
miyorum. Her oyunbir sınav benim için.
VktoriaOcampoEvi
Rodos'taki toplanüda Dolores Bengolea, büyiikteyzesi Vktoria Ocampo'ya ait, pek
çok sanatçuun konuk olduğu Arjantin'deki evi gündeme getirdl
Aralık
Sall 2000, saat 18:30
Beyoğlu'nda
Beyoğlu'mı Konuşmak
Yöneten: Artun L nsal
Metin Kaçan
14
KULTÜft SANAT
YAYINCIUK
Aralık
Perşembe 2000. saat 18:30
Ramazan Gelenekleri
ve Kantolar
Arif Erkin
Müzik ve söyleşı
Yapı Kredi Kültür Merkezı Sermet Çifter Arajtırma Kutüphanesi
Istıklal Cad No 285. Kat 1. Beyoğlu
SEZERDURU
Üç Deniz Yazar ve Çevirmenler
Konseyi'nin Rodos'taki Uluslara-
rası Yazar ve Çevirmenler Merke-
zi'nde 27-29 Ekim 2000 tarihleri
arasında düzenlediği Networking
Konferansı'na çeşitli ülkelerin ben-
zer kuruluşlannı temsil eden kişiler
katıldı. Bunlar arasmda Isveç, Fin-
landiya, Norveç ve Rusya'run tem-
sil edildiği Barent Edebiyat Mer-
kezi,Goland'daki Baltık Yazarlar ve
Çevirmenler Merkezi, Şilı Santiago
Ûniversitesi,Kopinor-Norveç Çopy-
right Örgütü, üluslararası Yazar
Kongresi, tsveç Yazarlar Birliği, Li-
terarurexpress'i düzenleyen Ber-
lm'dekı literarurv»erstatt,fokyo'dan
The Book and Computer, Paris'ten
Maisondes Ecrtvains. aynca konse-
yin Isveç, Norveç, Yunanistan, Po-
lonya, Gürcistan, Almanya ve Tür-
kiye'den gelen üyeleri vardı. Davet-
liler arasmda yer alan Filistin'deki
Ramallah House of Po-
etry, Israil-Filistin çatış-
ması yüzünden ne yazık
ki gelemedi. Konferans
tüm bu kuruluşlan bir
çatı altında birleştirme
çabasma yönelikti. Ba-
şanlı da oldu. Tüm bu
merkezler bundan son-
ra işbirliği yapacaklar.
Türkiye'den davet edi-
len Gümüşlük Akade-
misi de ne yazık ki son
anda fırtına yüzünden Istanköy'e
işleyen gemilerin kalkmamasıyla
koniferansa katılamadı.
Mayıs toplantısı Türkiye'de
Ama Gümüşlük Akademisi'yle
bundan böyle işbirliği yapılması İca-
rara bağlandığı gibi, konsey önü-
müzdeki yıl mayıs ayı toplantısmm
bir bölümünü Gümüşlük Akademi-
si'nde yapma karan aldı. Bu toplan-
tuım hazırlıklan sürmekte.
Toplantıya Arjantin'den gelen bir
konuk da vardı: Dolores Bengolea.
Kendisi her ne kadar kurmak iste-
diği merkezi henüz gerçekleştire-
memişse de bu merkez hakkında
bilgiler verdi ve yardımlanmızı is-
tedi. Dolores yaptığı tüm konuşma-
larda, kendisinin de şahsen tanıma
mutluluğuna eriştiği büyük yazar-
lar Borges'den, Neruda'dan alıntı-
lar yaptı. Dolores'in anlattığı mer-
kez, büyük teyzesine ait Vflla Ocam-
po'da kurulacaktı. Büyük teyze Vk-
toria (ki Dolores de tüm konuşma-
lannda ondan Victoria diye söz edı-
yordu) pmltılı dönem 19. yüzyıl so-
nunda, aile tarihi Arjantin tarihiyle
eş giden bir ailenin kızı olarak doğ-
muştu.
Sanata adanmış yaşam
Onun doğumundan bu- yıl sonra
babası Manud de Ocampo, Villa
Ocampo'yuinşaettirmişti. 1914'te
Victoria, AndreGkJe'in çevirisinden
Tagore'un Gitanjali'smi okumuş ve
çok etkilenmişti. Hemen ardından da
Villa Ocampo'nun kapılannı açtı.
1924'te Tagore'u San Isidro'daki
evine davet etti. Bu büyük Hintli
yazardan etkilenmekle kalmadı, ay-
nı zamanda her alanda ürün veren
sanatçılan da birbu-lenyle tamştır-
ma, onlan destekleme isteği ile ya-
nıp tutuştu. Kültürlennyaklaşmala-
n için elinden geleni esirgemedi.
Çağımızın en büyük isimleri olan Jo-
sS Ortega y Gasset, Igor Stravinsky,
Waher Gropius, Le Corbusier, Pier-
• Yirminci yüzyıl başında çağın en büyük
sanatçılarına evinin kapılannı açarak gerçek
bir sanat merkezi yaratan, otuz yıl çıkardığı
'Sur' dergisiyle Lorca'dan Joyce'a pek çok
önemli ismin yazılannı yayımlayan Victoria
Ocampo'nun evi eski günlerine dönmeyi
bekliyor. 'Porvilla Ocampo' adlı örgüt,
UNESCO'yu görevini yapmaya çağınyor.
re Drieu la RocheDe, Pablo Neruda,
Jacques Maritain.ErnestAnsermet,
Albert Camus. Andre \lalraux, Sa-
int-John Perse, Jules Supervielle,
Graham Green, Roger Caillois, In-
dira Gandhi, Alain Robbe-Grület
ve Michel Butor'u evinde konuk et-
ti.
Hiçbir ticari amaç gütmeden de-
ğer verdiği yazarlann basılmalan-
m sağladığı edebiyat dergisi Sur'u
(Güney) 30 yıl boyunca çıkardı ve
dağıttı. 1931 'de yayına giren bu der-
gının yazarlan arasında Lorca,Joy-
ce, Razatzaki, Faulkner, Sartre, Toyn-
bee, Hekkgger, Pirandello,Gabrieia
Mistal ve Thomas Mann bulunu-
yordu.
Entelektüel merak ve hoşgörü gös-
teren konularm yer aldığı dergi, ülus-
lararası entelektüel işbirliğine ör-
nek teşkil etti. Diğerleri yanmda çe-
viri eylemine de çok önem verildi.
Octavio Paz' ın dediği gibi "O, baş*
ka bir eli tutmak için uzanan bir eî-
di". Ozan Saint-John Perse ıse: "Do-
ğalhklan içinde kendilerine inandı-
ğunız kişilervardır. Vktoria Ocam-
po tüm yasamını. çocukhığunda onu
çok etkileyen Plate Nehri gibi müt-
hiş işlere adamış, nehrin sonunda
denizle evliliğini sağlamıştır. Bir ok-
yanus gibi bir deniz başka krydara
vurmuş, Avrupa, Amerika ve As-
ya'yı sarnustır. Buralarda herkes
onu Arjantin'in en zarif ruhunu tem-
sil eden kişi olarak görmüştür."
15 Ocak 1973'te Victoria Ocam-
po, San Isidro'daki (Buenos Aires)
villasmı UNESCO'ya armağan et-
miş ve bu evde birmerkez kurulma-
suıı, dünyanm heT bir yanından ge-
len sanatçılara açık olmasını dilemiş-
tir. Insanlığın hizmetine armağan
edilen bu villada edebiyat, çeviri,
yeni teknikler, artistik yaratıcıhk,
artistik eğitimle ilgili çalışmalar ol-
sun istemiş.
Villa Ocampo'da 14 oda, aynca sa-
lonlar, bahçede bir anex, çok değer-
li bir kütüphane, antika eşyalar, Sur
dergisınin ilk baskılan,
tablolar ve sayısız de-
ğerli eşya bulunuyor.
Bugüne kadar kendisi-
ne vasiyet edilen, böy-
lesine değerli bir villay-
la ne UNESCO ne de
Arjantinli politikacılar
ilgilenmiş.
Bu yüzden 1998'de
'POR VİLLA OCAM-
_______ PO'adlı bir örgüt kurul-
" " " " " " ^ " " muş. Yazarlar, ressam-
lar, mimarlardan, Victoria Ocam-
po'nun komşu ve akrabalanndan
oluşan bu örgüt şimdi tüm dünyayı
bu villayı kurtarmaya, UNESCO'yu
görevini yapmaya çağınyor. Bu ör-
gütte çalışan kişiler Victoria Ocam-
po'nun 1935'te verdiği "Kadmiar
veOnlaruı Kendflerini Anlanmlan"
adlı konferansta söyledıklerinden
alıyorlar ilkelerinı:
"Benceişimiz zor olacakve küçük
görülecek.Ama bunuhoşgörüyie ve
alçakgönüUülükle karşılamamız ge-
rekir, işimizin büyüklüğü ve verim-
hliği konusundakiinancumz sarsüa-
maz. Bizim küçük birey selcUikleri-
miz önemli değildir, ama güçlerinri-
n biıieştirerek tarihin aktşını değiş-
tirmeyi başaracağız. Bunu her zaman
akhmızda öylesine tutmaoyız ki ba-
şansıznklarunız bizi yüreksidendir-
memeBvegörevimizin özünü gözden
uzak tutmamalıdır.''
Borges'i keşfeden Victoria Ocam-
po mirasınrn başma gelenler bizden
beteryerier de varmışı düşündürdü...
'Kamera Benim Aşkun
J
• îtalyan film şirketi, Türkan Şoray
ile ilgili bir belgesel hazırlıyor. Rai
3 ve Fransız Televizyonu için
çekilen filmin yönetmeni, daha
önce Sophia Loren, Frank Capra ve
Rita Hayworth'la başanlı filmlere ,
imza atan Donata Baglivo.
Kümlr Servisi- Aralık
1999da Roma Film Fes-
tivaü'nde 'Büyük Ödül'e
layık görülen Türkan Şo-
ray için Itaryan Film Şir-
keti Ciac 2000 bir belge-
sel film çekiyor. 'Kame-
ra Benim Aşknn' adı al-
tında çekimlerine Ro-
ma'da başlanan fılmın yö-
netmeni Donata BagKvo
ve ekibi, çekımlerın ta-
mamlanması ve tanıtımı
için Istanbul'daydı.
Öncelikle Rai 3 ve
Fransız Televizyonu için
çekilen filmin, bir festi-
val aracılığıyla dünyaya
tanıtılması da düşünülü-
yor. Ocak ayı içinde ta-
mamlanması tasarlanan
film, kadnılara ithaf edi-
liyor.
Filmin yönetmeni ve
yapımcısı Donata Bagli-
vo'nun aralannda Tar-
kovsld, Sophia Loren,
Frank Capra, Claudia
Cardinale, Rita Hay-
worth'un da bulunduğu,
film dünyasınm önemli
isimlerinin yapımlannda
imzası var. Baglivo, Tür-
kan Şoray'la Roma Film
Festivali'nde tanıştığını
ve Türkiye'de yaşamunı-
za bu kadar çok ginniş
heyecanlı, duygusal ve
sade bir smema sanatçı-
sının dünyada tanınmı-
yorolmasına inanamadı-
ğmı söylüyor.
Türkan Şoray'm özel-
likle ilk dönem ve siyah-
beyaz filmlerini beğen-
diğini ifade eden yönet-
men Baglivo, Türkan Şo-
ray'la tekrar çalışmak is-
tedığını de belırtiyor. Türk
sıneması adına bu teklı-
fı severekkabul eden Tür-
kan Şoray ise, Roma'da-
ki uzun çalışma süreci-
nin oldukça verimli geç-
mesini. çalışmanın cid-
dıyetine ve gösterilen öze-
ne bağlıyor.
Roma Büyükelçili-
ği'nde gerçekleştirilen
çekimlerde film şirketi,
Şoray'la ilgili tüm dokü-
marilardan, filmlerden,
kıtaplardan faydalanarak
bir belgesel oluşturmaya
çalıştığı filmde, Türkan
Şoray'la bire bir yapılan
röportajlarda ise, Şoray'ın
yaşamından ve anılann-
dan kesitlere yer veriyor.
BeksaVda Stanley Kubnck
toplu gösteıHmi
• Kültür Servisi - Beksav'ın aralık ayı programı
kapsamında ünlü yönetmen Stanley Kubrick'in
filmlerinin toplu gösterimi yer alıyor. Kubrick'in
'Otomatik Portakai', 'Gözü Tamamen Kapalı',
'Full Metal Jacket', 'Dr. Garipaşk', 'Barry
Lyndon' ve '2001: Uzay Macerası' adlı
filmlerinin yanı sua bu ay Milos Forman'm
'Guguk Kuşu, Ken Loach'ın 'Benim Adun Joe'
ve Roberto Benignı'nin 'Hayat Güzeldir' adlı
filmleri de izlenebilecek. (349 91 55)
İNSAN HAKLARI 2OOO'DE BUCÜN
• 10.30-18.30 TÜYAP'ta çağdas sanat, fotoğraf,
karikatür sergileri performanslar.
• 12.00 -18.00 Yeşilçam Sineması'nda Thaddeus
O'Sulfivan'm 'Hiçbir Şey Kişisel Değil' adlı fUmi
gösterilecek.
•15.00 - 21.00 Yeşilçam Sıneması'nda Reis
ÇeHk'in 'Hoşçakal Yarm' adlı filmi izlenebilir.
• 15.00 AKM Sinema Salonu'nda Zeki Ökten'üı
'Sürü' adlı filmı gösterilecek.
• 17.00 AKM Sinema Salonu'nda David
Bencbetrit'ın 'Sürgünün Peçesinden', Fransız
Kültür Merkezi'nde C. de Ponfdry ve F.
Laffont'nun 'Savaşın Tozlan' adlı filmleri
izlenebilir.
• 19.00 AKM Sinema Salonu'nda Ayfer
Ergün'ün 'Yasadışı Düşler': Ahmet Soner'in
'Ismail Beşikçi' adlı filmi izlenebilir. Fransız
Kültür Merkezi'nde Wernek Sandra'nın 'Brezüya,
Çocuklarm Savaşj'. C. Guarini ve M. Cespedese'in
'SefaretGünlügü' adlı fılmlen gösterilecek.
•19.30 Bilgi Ümversitesi'nde Ethem Özgüven'in
'AzizNesin'; Hasan Karacadağ'm 'Hummadruz'
adlı fıhnleri izlenebılir.
• 20.30 Ortaköy Afıfe Jale Tiyatrosu'nda Eski
Tiyatro'nun sahnelediği 'Küçük Prens' adlı oyun
görülebilir. (292 52 52)