17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 12ARALIK2000SALI Tüfkcell Tarifeleri O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] f/den 'e kadar indirimli konuşun! LurkcelVden cebinize uygun tarife seçenekleri: Cep telefonunuzu daha çok gece mi kullanıyorsunuz? Öyleyse iyi bir haberimiz var. Yıldızlı Tarife'ye geçin, gece 23.00'ten sabah 08.00'e, tam %80 indirimli konuşun. Üstelik 500.000 TL sabit ücret ödeyerek. Yıldızlı Tarife Turkcell'den. Güle güle kullanın. • Her gün 23:00-08:00 arasında Turkcell abonelerine yapacağınız tûm aramalarda dakika ücreti 50.000 TL, diger aramalarda 260.000 TL olacaknr (260.000 TL üzerinden %80 indirim verilmektedir). • Yıldızlı Tarife indirimlerinden GSM numaralan 0532 ve 0533 Ue başlayan bireysel abonelerimiz, 0532, 0533 veya 0535 ile başlayan numaralara yapacaklan aramalarda yararlanabilmektedir. • Bu tarifeyle ilgili detavlı bilgi almak ve başvuruda bulunmak için, Turkcell Abone Merkezleri ve Turkcell Bölge Ofisleri'ne uğrayabiliı veya 444 0 532 Müşteri Hizmederi'ni arayabüirsiniz. . . - . . ' 444 0 532 \\ ww.tiirkcfH.corn.rr TURKCELL ('iınkii ilcrışım ^ok şcyi ılcğiştırır Sendika Özgürlüğüne Yasal Engeller Dr. Engİll ÜNSAL Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi T ürkiye demokratikleşme sü- recinde atması gereken adım- lan atmakta çok geciktiği için, Avrupa Birliği üyeliği gündeme geldiğinde AB Ko- misyonu tarafından çok can sıkıcı bir sı- navdan geçirilmek istenmektedir. Tür- kiye, AB Anlaşması 'nın 308. maddesi ge- reğince ortaklığa katılabilmek için AB üyesi ülkelerin hukuki kazanımları ile uyumlu bir hukuki temel, bir altyapı oluş- turmak zorunda bırakılmaktadır. AB bu amaçla Türkiye için bir katılım ortaklı- ğı belgesi (KOB) hazırlamıştır. Bu bel- ge, ortakJığa aday ülkelerin üye olabil- mek için gerçekleştirmek zorunda ol- duklan kısa ve orta vadeli öncelikleri, ara hedefleri, siyasi ve ekonomik ölçütler ışığında katılım hazırlıklannı hangi ko- şullar altında gerçekleştireceğini ve üye devletin topluluk kazanımlarını benim- seme, uygulama ve yaşama geçirmeye iliş- kin yükümlülüklerini tanımlamaktadır. Bu belge, Türkiye'nin önüne çok zor, ama çağa uyum sağlaması için gerekli bir ev ödevi getirmektedir. Türkiye demok- ratik, uygar, çağdaş bir ülke kımlığini yakalamak istiyorsa bu ev ödevini yap- mak zorundadır. Belge, Türk hükümetine ve parlamen- tosuna önemli görevler yüklemektedir. Konumuz ile ilgili görevler, tstihdam ve Sosyal Konular başlığı altında dört mad- de olarak sıralanmıştır. Bunlardanüçün- cüsü. "Diğerlerinin yanı sıra sendikal haklara saygı duyulması ve sendikal ey- leırder üzerindeki kısıtlavıcı hükümlerin kaldınlarak etken ve özerk sosyal diya- log için gereklikoşuflann güvenceye ahn- ması" hükmünü getirmektedir. 12 Eylül darbesinin ardından hazırla- nan 1982 Anayasası, sendikalar için bir- çok yasak öngörmüş ve daha sonra çıka- rüan 2821 ve 2822 sayılı yasalar, hem sen- dikalann kuruluş ve işleyişine ve hem de toplu iş sözleşmesi düzenine anlamsız kısıtlamalar getirmiştir. Daha sonra bu ya- saklann bir bölümü, yapılan değişiklik- lerle ortadan kaldınlmış, fakat bu çaba- lar Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ta- rafından olumlu, ama yetersiz girişimler olarak tarumlanmıştır. Bu nedenle Tür- kiye, her yıl toplanan ILO genel kurul- lannda eleştirilmekten kurtulamamak- tadır. Türkiye, ILO genel kurullarında eleş- tirilmekten kurtulmak ve AB'ye katılım belgesirün öngördüğü uyum değişiklik- lerini yapmak için iç hukukunda önem- li gelişmeleri sağlamak zorundadır. Ortaklık belgesinin sendika özgürlü- ğünü kısıtlayıcı hükümler olarak tanım- ladığı yasal engelleri kısaca belirtmekte yarar vardır. Kamu çalışanlannın grevli toplu iş söz- leşmesi yapma hakkı yoktur. ILO'nun kabul ettiği 151 sayılı sözleşme, kamu ça- lışanlannın örgütlenme ve çalışma koşul- lannı belirleme hakkına ilişkin bir söz- leşmedir ve Türkiye bu sözleşmeyi onay- layarak iç hukuk hükmü yapmışnr. Bu söz- leşmenin hükümlerini bir yasa ile yaşa- ma geçirmek zorundadır. 2821 sayılı Sendikalar Yasası'nın 21. maddesi, askeri şahıslann sendika üye- liğini yasaklamıştır. 5. maddeye göre Türk vatandaşı ol- mayanlann sendika kurucusu olmalan yasaklanmıştır. 28. madde çalışma ve sosyal güvenlik bakanına, sendika ve konfederasyonla- nn uluslararası kuruluşlara üyeliİderini iptal ettirmek için iş mahkemelerine baş- vurma yetkisi vermiştir. Sendikalar üye kayıtlannı notere tas- dik ettirme ve 25. maddeye göre istifa- lann noterden yapılması zorunluluğu ge- tirilmiş ve işçi için sendika üyeliğinden aynlma zor ve külfetli kılınmıştır. 37. maddeye göre milletvekili ve ma- halli idarelere seçilen sendika yönetici- lerinin sendikadaki görevleri sona er- mektedir. 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası, bir sendikanın toplu- sözleşme yapabilmesi için önce işkolun- da yüzde 10, sonra işyerinde yüzde 51 ora- nında üyesi olmasını öngörmüştür. Bu çif- te baraj, sözleşme yapma özgürlügünü cid- di olarak engellemektedir. 29, 30 ve 31. maddeler, bazı işyeri ve işkollannda grev yasağı getirmiştir. 33. madde, güvenlik ve sağlık nedeni ile hükümete grev erteleme yetkisi ver- miştir. 37. madde, sendikalara aldıklan grev kararlannı sınırlı sürelerde uygulama zo- runluluğu getirmiştir. ILO'nun 158 sayılı Iş Güvencesi'ne ilişkin sözleşmesi, işçileri sözleşmesi- nin sona erdirilmesine karşı korumakta ve haklı bir neden olmaksızın sözleşme- si sona erdirilen işçinin yargıya başvur- ması dunımunda ışe ıadesine karar ve- rilmesini kabul etmektedir. Bu sözleşme Türkiye tarafından onaylandığı halde bu konu yasalaştınlamamıştır. Bugün ülkemizde devletin sendikalar üzerinde dolaylı bir denetim hakkı var- dır ve bu hak, sendikanın özgürlüğü ile kesinlikle bağdaşmayan bir olgudur. 2821 sayılı yasanın 51. maddesine göre sen- dikalar, her bütçe dönemine ait hesap, ça- lışma ve denetleme raporlarını Çalışma Bakanlığı 'na göndermek zorundadır. Ay- nca Cumhurbaşkanlıgrna bağlı Devlet Denetleme Kurulu'nun cumhurbaşkanı- nın isteği üzerine (m. 108) ve 3056 sa- yılı Başbakanlık Teşkilatı Kanunu'nun 20. maddesine göre başbakanın isteği üze- rine her düzeyde işçi kuruluşunu denet- leme hakkı vardır. 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası 3. mad- desi sendika binalannın, evraklann ve yöneticilerin üzerlerinin aranması hak- kını kabul etmiştir. Türkiye AB'ye katılmak istiyorsa bu konularda öncelikli çalışmalar yapması- nı KOB öngörmektedir. Uzun yıllar îsveç'te sosyal demokrat parti ve sendikalarda çalışmış ve Isveç sendikalannın katkısı ile Türkiye'de Ole- yis Sendikası ile devre eğitim uygula- malan yapan değerlı Hadi Orman'ın gı- rişimi ile sendika, bu yasaklar konusun- da yayınlar yapmakta ve konuya ulusla- rarası kuruluslann dikkatini çekmeye ça- hşmaktadır. Başka sendikalar bu çalışmalan örnek almalı ve bu çabaya katkıda bulunmalı- dırlar ve bilmelidirler ki, sendikalar po- litik ortamda etkili konuma gelmedikçe bu yasaklann kalkması hiç de kolay ol- mayacaktır. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL *Şu Kalabalıkta Gördüğün...1 "Şu kalabalıkta gördüğün herkesin / Bir kalbi var senin gibi, ya da düşü- nür / Her biri bir can taşır / Sen on- lan tanımasan da / Sonunda her bi- ri ne senden iyi / Ne de senden fena / Senin gibi bir insandır bütün ku- surianyia" (Necati Cumalı) Kalabalıklar, kalabalıklar! Gün geçmi- yor ki ülkemin büyüklü küçüklü kent meydanlannda toplanmasınlar... Elle- rinde bayraklar, dillerinde sloganlar... Değişmez istekler, özlemler! 'Insanlığın onuru işkenceyi yenecek!', 'Susma, sustukçasırasanagelecek'... Kadın-er- kek, genç-yaşlı, memurlar, işçiler-işsiz- ler, okumuşlar-okuyamamışlar, kentli, kasabah, köylü... Dünya sokaklan, meydanlan da do- lup taşıyor. Kalabalıklar öfkeli, kalaba- lıklar kızgın, kalabalıklar arayışta, kala- balıklar meydan okuyor, kalabalıklar başkaldırıyor... Kime, kimlere? Önce kendilerine, kenditerini akjatanlara, uyuş- turanlara... "Şu kalabalıklar bir tek baş- lı olsa, bir kılıçla o kafayı koparsam" dermiş Neron!.. Franz Kafka da "Ka- labalıklar, kişilerden daha kolay yöne- tilir" demiş.. Nerde uluslararası bir toplantı varsa; nerde dünyanın en güçlü devletlerinin temsilcileri bir araya gelip insanlığı be- lirleyen konulan konuşup yeryüzü in- sanlanna kabul ettiriyorlarsa, işte ora- larda kalabalıklar ayaklanıyor... Prag'da mı, Nice'te mi, başka yerde mi? Türlü ülkelerden on binlerce insan geliyor, so- kaklan, alanları dolduruyor, "Birekmek biriş" diye bağınyor... Küreselleşme, globalleşme!.. Kimin için, kimin yaranna? Artık insanlar, pa- ra babaJannın iktidanna karşı direnmek- ten başka çare bulamıyor. Bir sonuca vanlır mı böyle? Karşında kolluk güçle- ri, bankalar, holdingler varsa, kalabalık- lann başkaldınlan ne işe yarar? Bir işe yarayacak elbet... Böyle gelmiş, böyle gitmeyecek! Biz, görürüz görmeyiz, ama bu tek yanlı çıkar hesaplan er geç iflas edecek... Bunu işte "bu kalabalıkta gör- düğün" bireyler gerçekleştirecek... Açlık grevleri, ölüm oruçlan, genç in- sanlann umutlu-umutsuz direnişleril Göz göre göre ölüme gitmeleri Yürekleri buz tutmuş efendilerin "Gebersin kerata- lar" anlayışı bir çıkmaz yolun haberci- sidir... Artık kuru kalabalık yok; açlığa, işkenceye, acılara, ezilmişliklere karşı başkaldıran, hangi ulustan olursaolsun bilinç ışığına ulaşmış insanoğullannın uyanışı var. Sevgili Cumalı bir şiirinde "Dünyayı gangsterteryönetiyor" demişti. Eli silah- lı haydutlardır gangsterler!.. Oysa şim- dikiler daha tehlikeli! Küreselleşme di- ye, yeryüzünün büyük bölümünü açlı- ğa, yoksulluğa, ezilmtşliğe mahkûm edip, kendi aralannda bencil, çirkin te- keller kuruyorlar! işte "şu kalabalıkta gördüğün" insan- lardır güzel yannlann habercileri!.. SARIKA\A ASLtYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Dosya No: 2000/202 Davacı 2640 sayılı Babayağmur Tanm Kredi Kooperatifi vekili av. Alper Ata tarafin- dan davalı Celalettin Yıldız aleyhıne açılan alacak davasında: Davalı Celalettin Yıldız'ın bilinen adresine çıkanlan dava dilekçesi ve tebligat bila ikmal iade edilmiş. zabıtaca yaptınlan tûm araştırmalara rağmen adresi tespit edileme- diğinden ve ilanen yapılmasına karar verilmiş olduğundan; Davalı Celalettin Yıldız'ın duruşmanın atılı bulımduğu 23.01.2001 günüsaat 11.00'de mahkemizde hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi halde yar- gılamaya yokJuğunda devam edilip karar verileceği bususu dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 74154 PENCERE Kaysepj'ye Yakın Gölün Balığı.. Bu yazımda Kayseri'ye yakın bir gölde yetişen balıktan söz açacağım. Ancak, önce son yaşadığımız ekonomik gerili- min yalnız bize özgü olmadığını anımsatmak iste- rim; son yıllarda kriz yüzünden perperişan olan bir tek Türkiye mi?.. Meksika.. Güney Kore.. Malezya.. Say sayabildiğince: Tayvan, Endonezya, Rusya, Brezilya, Arjantin... Peki, bu ülkelerin hepsinde mi baştaki hükü- metler kusurlu, ekonomistler yetersiz, bürokratlar ahmak, işadamlan üçkâğrtçı ve suçlu?.. Neden kimsenin aklına 'sistem'i sorgulamak gelmiyor?.. Çünkü postmodernizm ile dincilik arasında ko- lan vuranlann süper Sezar'ı, ekonomik düzenini Allah'ın öğretisi gibi yeryüzüne dayatmış... • Geçen pazar günü enflasyona ve IMF'ye ilişkin birkaç kitap kanştırdım; Yalçın Doğan'ın bizde çalışırken çıkardığı kitabında çok eğlenceli öykü- lere rastladım. Adı: "IMF Kıskacında Türkiye 1946-1980..." Yalçın bu kitabın devamını yazmalı; adı da şimdi- den belli: "IMFKıskacında Türkiye 1946-2000"\.. Zavaliı bir ülkenin nasıl söğüşlendiği IMF ile iliş- kilerinde ayan beyan... Sömürü de degil.. Söğüşlenme!.. Geçen hafta IMF'nin bizi yeniden borçlandırır- ken koskocaTelekom'u nasıl söğüşlediği de açık seçik sergilendi. Telekom ucuzuna gıtti gider... Peki, olan bitenlerden bizim hükümet mi suç- lu?.. Cottarelli mi?.. • Yazımın başında "Kayseri'ye yakın bir gölde ye- tişen balıktan söz edeceğim" demiştim. Ünlü öyküdür: Tren kompartımanında seyahat eden köylü, öğ- le vakti gelince torbasını açmış; içinden çıkan ba- lıklan afıyetle yedikten sonra kafalannı bir başka torbaya özenle yerleştirmiş... Karşıda oturan yolcu meraklanmış; dayanama- yıp sormuş: - Arkadaş, yediğin balıklann kafalarını neden saklıyorsun?.. Köylü: - Bu balıklar; demiş Kayseri'de bir gölde yetişir- ler, bunlann kafalarını yiyenler akıltanırlar. - Satılık mı?.. - Evet.. - Kaç para?.. Yolcu balık kafalannı satın alıp yemege başla- mış; bir, bir daha, bir daha... Sonra birden kuşkulanıp sormuş: A ^ - Bana bak, sakın sen beni aldatmayasın!.. ,, Köylü: - Bak, balık kafalan etkisini göstermeye başla- dı; akıllanıyorsun!.. • Peki, bizim kırk yıllık yöneticilerimiz akıllanabi- lirier mi?.. Uzak bir umut... Çünkü bizimkiler Kayseri'ye yakın bir gölden çı- kan balığın kafasını yiyeceklerine, kendi kafalannı çoktan yemişler. BEHÎÇ AK Oyun Kitapları 1. Bina : Günümiizde her şeye yabanalaşan insan ve çıkmazkn... (Kültür Bakanlığf Oyun Yazma Yarijması Ödülü) 2. Ayrılık : Çağdaş kadın-erkek ili^kilerine ironik bir bakıj... (Afıfejale - En iyi Yazar Ödülü) 3. Hastane : Bir hastane ortamında toplumsal amaçlara sırt çevirmiş biiim adamlan ve çelişkilerle , ortaya çıkan kara mizah.. Mitos Boyut Tiyatro Ya>ınlan Ağa Çırağı Sok. 7/2 Gümüşsuyu-Ist. Tel: 212 249 87 37; Faks:212 2490218 12 Aralık2 Bugün depremin â.gunu Profesyonel gonullûlerlmiz hâlâ depremzcdelerin yanındai, Birçoğu depremzede ya da deprem göçü almış bölgelerden üniversitelerimize gelmiş bulunan yoksul gençlerimiz burs bekliyorlar. Ne yazık ki, elimizdeki burslar hepsini kucaklamaya yetmiyor. Gençterimizin karanlık güçlerin eline düşmemeleri, Cumhuriyetin aydınlık kafalı gençleri olmalan için, siz de bir şeyler yapmayı ödev bilmelisiniz. Yarctmlannız için: (0212) 292 87 27 • 292 08 01 (iş günleri saat 10.00/17 00 arası)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle