Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 2000 PERŞEMBE
8 HABERLER
DbK'ten
Aytaç tepkisi
• İSTANBUL(AA)-
DİSK Genel Başkanı
Sûleyman Çelebi,
YÎMPAŞ'a ait Aytaç Et ve
SütÜrünlen
Fabrikası'nda, lökişinın
yaralanmasına neden olan
olayla ilgili olarak, "tşçiler
zorbahğa boyun
eğmeyeceklerdir" dedi.
Çelebi, Çankın'dakı
fabnkada çalışan sendıkalı
işçilerin işveren tarafından
Yozgat'tan getirilen "bir
grup zorbanın" saldunsına
uğradığuu belirterek
"YİMPAŞ yöneticileri,
işçilerin sendika ve
toplusözleşme hakkını yok
etmek ıçın yasalann
boşluklanndan yararlanma
ve hatta yasalan
görmezden gelmekten
başlayarak her türlü emek
düşmanı gırişimı
sergilemekten
çekinmemişlerdir" dedi.
'Bbans
ınparatorlarının
Büyük Sarayı'
• tsUnbul Haber Servisa-
Türkiye'nin Roma
Büyükelçiliği'nin ve
ttaİya'run Ankara
Büyûkelçiliği'nin
himayelerinde, T.C. Kültür
Bakanlığı'nın ve îtalya
Dışışleri Bakanlığı'nın
desteğı, Denizcilik AŞ,
Çanakkale Seramik ve
Eni'nin katkılan, tstanbul
îtalyan Kültür Merkezi ve
Yıldız Teknik Üniversitesi
işbirliğiyle düzenlenen
"Bizans Imparatorlarırun
Büyûk Sarayı" başlıklı
sergi, bu akşam açılacak.
Sultanahmet'tekı Türk ve
tslam Eserleri Müzesi
salonlannda açılacak sergı,
17 Kasım gününe kadar
açık kalacak.
FtipMen
vazgeçMt
• ANKARA (Cumhuriyet
Börosa) - F Tipi Cezaevine
Karşı Aydın ve Sanatçı
Girişımi, dün Yüksel
Caddesi'ndeki Insan
Haklan Anıtı önünde basın
açıklaması yaptı.
Açıklamayı okuyan Grup
Sözcûsü Şükrii Erbaş, F
tipinde iyileştırme
yapılması konusunun
"ucuz ve sığ siyasi
çekişmeler" ile bir
oyalamaya
dönüştûrüldüğünü
belirterek bu cezaevlerinin
yapımından ve
uygulamasından *•
vazgeçilmesini istedi.
Abnya
Cezaevfnde olay
• ALANYA (Cumhuriyet)
-AlanyaKapab
Cezaevi'nde çete,
uyuşturucu, cinayet ve
yaralama suçlanndan
tutuklu ve hükümlülerin
kaldığı 4. koğuşta dün
akşamarama
yaptınlmayarak olay
çıkanldı. Çıkan yangın
kısa sürede söndürülürken
Cumhuriyet Başsavcısı
Selami Hatipoğlu olayın
bitirilmesi için
mahkûmlarla görûşüyor.
FP kongresmin
Iptal davast
• ANKARA (Cumhuriyet
Börosu)-FP'ninl4
Mayıs'ta gerçekleştirilen
olağan kongresinde
Diyarbakır delegesi olan
Abdülhadi Akaydm'ın
kongrenin iptali istemiyle
açtığı davanın görülmesine
dün devam edildi. Yargıtay
Cumhuriyet
Başsavcıhğı'ndan FP'nin
genel kuruldan önce
yaptığıtüzük
değişikliğinin geçersiz
olduğu konusunda
önceden verilmiş karann
bulunup bulunmadığı
sorulacak.
AB, Kophenhag'ın gerisinde olduğunu belirttiği Türkiye'yi ilerleme raporu ile uyardı
*Hiçbir ilerleme yok
9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - AB Komisyonu, Türki-
ye'nin tam üyelik yolunda son
bir yılda gerçekleştirdiği iler-
lemeyi ele aldığı "2000YıhDû-
zenli Raporu"nu dün açıkladı.
Türkiye'nin kültürel kimliği ve
ortak gelenekleri olan etnik
gruplan "ulusal aanhk" olarak
tanımamasının eleştırildiği ra-
porda, "Kürtkökenliyurttaşla-
rm" durumuna üişkin son bir yıl-
da hiçbir ilerleme kaydedilme-
diğı belirtildi. Raporda, AB ada-
yı Türkıye'nın Kopenhag kriter-
İerini karşılama konusunda hâ-
lâ yetersiz olduğu vurgulandı.
Önerilerin bir an önce
yasalaşması istendi
AB Komisyonu, katılım or-
taklığı belgesinde Türkiye'nin
hassasiyetlerine dikkat eder-
ken 2000 Yılı Düzenli Rapo-
ru'nda Ankara'nın rahatsızlı-
ğuıa neden olabilecek ıfadeler
kullandı. Katılım ortakhğı bel-
gesinde kullanılmayan Kürt,
azuılık gibi sözcüklere düzen-
li raporda yer verilmesi dikkat
çekti. Belgede "Demirokrapo-
ru" ve TBMM tnsan Haklan
Komisyonu'nun raporlanna
atıfta bulunulurken, önerilerin
TBMM'de bir an önce yasa-
laştınlması ve somut adım anl-
ması istendi.
82 sayfadan oluşan AB ra-
Rauf Denktas
'AB, büyük
oyun oynadı'
EMİNE
KARAKtTAPOĞLU
CENEVRE-KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, Avrupa Bir-
lığı (AB) Katılım Or-
takhğı Belgesi'nde
(KOB)Kıbns ile ilgili
ifadelerin kısa vadeli
kriterler arasına kon-
masını "AB'nin,Türki-
y e ^ büyük biroyuiMr
olarak değerlendirdi.
Denktaş, Tüık basın
mensuplan için dün dü-
zenledığı basın toplan-
tısında, KOB'daki Kıb-
ns'la ilgili ifadelerin
Türkiye için "bir nevi
ön şart" olduğunu be-
lirtti. Denktaş, "Türld-
ye'denBM Genel Sek-
reterinin yaklaşımmı
desteklemesi ve sûredn
başanya ulaşması için
gayretgöstermesiisteni-
yor.Peldbunun hâkhni
kim olacak? " dedi.
BM Genel Sekerte-
ri Kofi Annan'uı "Kıb-
ns meselesini Türkive
değil, iki taraf halledc-
cektir* dediğini hatır-
latan Denktaş, "Peki,
taraflardan herhangi
birinin halletmemek
için diretmesi, Türld-
ye'nin AB'ye girmesü-
redni nasıl olumsuz bir
şekDdeetkilevçcektir?''
diye konuştu.
Denktaş, "Yunanis-
tan'm Kıbns mesefesi-
nin haDedflebflmesiiçnı
yapacağı hiçbirşey yok
mu" diye sorarak,
"Kıbns meseksini or-
taya çıkaran Türkiye
mi?" dedi.
Denktaş, KOB'daki
ifadenin haksızlık ol-
duğunu ifade etti.
porunda Türkiye'nin üyelik
kriterleri ışığında gerçekleştir-
diği ilerleme 3 ana başhkta in-
celendi.
Azınlık haklan, Kıbns konu-
su, MGK'nin konumu "Siya-
sal Kriterler'' başhğı altında
ele ahnırken, 2. bölümde Eko-
nomik kriterleT, 3. bölümde de
AB müktesebatına uyum çalış-
malan yer aldı.
AB Komisyonu'nca hazır-
lanan raporda ana hatlanyla şu
yılla karşılaştınldığında çok
küçük bir ilerleme gözlenir-
keû, Türkiye hâlâ Kopenhag
kriterlerinin çok uzağında bu-
lunmaktadır.
Anadilde yayın ve
egjtimhaida
Azmhk haklan tamnnuyon
Türkiye, Ulusal Azınlıklann
Korunmasına îlişkin Avrupa
Çerçeve Anlaşması'nı bugüne
kadar imzalamamıştır. Türki-
Ankara işi ağırdan abyor:
Türkiye, demokrasi ve hukuk
devletini garanti altma alacakku-
rumsal reformlan gerçekleştir-
me konusunda ağır ilerliyor. Bu
çerçevede ordu üzerinde sivil
konrolünbulunmamasına işaret
edilebilir. DGM'ler konusunda
geçen yıldan bugüne yeni bir
üerleme yaşanmadı.
Orduyu sviDer kontroletme-
B: MGK'nin Türk siyasal yaşa-
mında oynadığı rolde bir deği-
AB Komlsyonu'nca hazırlanan raporda yer alan görü$ter
• MGK, siyasal hayatta baskın • Ordu sivil denetim altında olmalı
• Kültürel haklar reddediliyor • Düşünce ve ifade özgürlüğü engelleniyor
• îşkence ve kötü muamele sürüyor • Ölüm cezası kaldınlmadı
• Alevilerin şikâyetleri tartışılmah • Işleyen piyasa ekonomisi yerleşmedi
görüşlere yer verildi:
Türkiye, Kopenhag kriter-
lerine bilfi uzadc Türkiye'nin
AB üyeliği sürecinde yapma-
sı gereken siyasal reformlar
konusunda kamuoyunda yaşa-
nan geniş kapsamlı tartışmalar
geçen yıldan bugüne gerçek-
leşen olumlu gelişmeler ara-
sındadır.
Bu çerçevede iki önemlı
adım atılniıştır: Bunlardan bi-
ri, insan haklan konusunda ye-
ni imzalanan BM'nin ikiz söz-
leşmeleri, ikincisi İnsan Hak-
lan Koordinatör Üst Kuru-
lu'nun kurulmasıdır. Geçen
ye, Lozan Anlaşması'nda tanı-
nanlar dışında azınlık tanıma-
maktadır. Türkiye'nin kültürel
krmliğı ve ortak gelenekleri olan
herhangi bir etnik grubu "ulu-
sal azffihk" olarak tanımak is-
teyip istememesinden bağım-
sız olarak bu grubun üyeleri-
nin temel haklan reddedilmek-
tedir. Etnik kökenleri ne olursa
olsun, tüm Türklerin anadılle-
rinde yayın ve eğitim haklan
garanti altına alınmamışnr. Bu
yurttaşlann bu konularda dü-
şüncelerini ifade edebilmeleri-
ne de izin venlmemıstir.
şim ohnadı. MGK'nin görüşle-
rinin hükümetin rolünü ciddi
olarak sınırlandırdığı gözlen-
mektedir. Güvenlik konulann-
da parlamentoyaçokaz hesap ve-
rilrnektedir. MGK'de srvil üye sa-
yısının arttınlması asken ve si-
yasi çevrelerde tartışılmaktadır.
Ordu üzerinde sivil denetim
konusunda hâlâ ileriemeye ıh-
tiyaç vanür. AB, NATO ve AGİT
standartlanna aykın olarak Ge-
nelkurmay Başkanı, Başbakan'a
karşı sorumludur. YÖK'te Ge-
nelkurmay Başkanı 'nca atanan
bir üyeninbulunması dikkat çe-
AP'de açridama yapan Vferbengen, Hebmki sûrecininflkohımlu soguçjanam gprühneye tw|lnt|Mu8yfcdL
Günter Verheugen, Kopenhag ölçütlerine dikkat çekti
'Türkiyegerekenleriycyymadı
y
BRf;KSEL(Cumhuriyet)-AB
Komisyonu'nun genişlemeden so-
rumlu üyesi Gûnter Verna^es,
Türkiye'nin Kopenhag ölçüöeri-
ni hâlâ yerine getirmediğini söy-
ledı. "Ordunun MGK kanakyta
nna ve azmhk hakbrma say^da-
ki yetersiıükten end^e duymaya
devam edjyonız''di- „ _ _ _ _ _
yen Verheugen,
«TüridycKnrtkrin
durumunu gefiftir-
mefi ve olağanüstû
l « H
larmı geliştrrmeye yönelik önlem
programlan ve girişimleri hak-
kmdabilgi veren Verheugen, bun-
lann somut şekilde hayata geçiril-
mesinin büyük önem taşıdıgma
değindi. Katdım ortakhğı belge-
sinde komisyonun kısa veorta va-
deli öncelıkleri belirlediğinı kay-
deden Verheugen, bunlann, Tür-
mesi,OHAL'in ; gibi
melidir" ıfadesini
kullandı.
Verheugen, katı-
hm ortakhğı belgesi-
nin yayımlanmasm-
dan sonra Avrupa — " • — —
Pariamentosu'nda yapöğı açıkla-
mada, Helsmki sûrecinin ilk ohım-
hı sonuçlarmmve siyasireformira-
desinin görûtmeye başladtğmt söy-
ledi. Bu sürecin Türk kamuoyun-
daAB'yetam üyehk koşuUaraan
tarbşmaya açıhnasuu sağladığını
beürten Verheugen, TBMM İnsan
Haklan Komisyonu'nun işkence
raporunun somut ömekohışturdu-
ğunu söyledi.
Türk hükümetinin insan hak-
• Verheugen, AP'de yaptığı
konuşmada, "Ordunun
MGK kanalıyla siyasetteki
rolûnden, insan haklanna
ve azınlık haklanna
saygıdaki yetersizlikten
endışe duymaya devam
ediyoruz" dedi.
kiye tarafından ulusal program
çerçevesinde gerçekleştirihnesi
gereğinden söz etti.
Belgede, siyasi açıdan Türki-
ye'ninKopenhag ölçütlerineuyma-
sı için gerekli temel reformlann
behriendığini söykyen Verheugen,
bu reformlann
>B«yasal gtvence, öhîm cezasusn
kakhnlması, işkenceve son verft-
mes,askerkrinrotünündemokra-
t&toptaBttiryumiuhalegetira-
unsurlar içerdiğını anlatn.
Verheugen, genel anlamda
AB'nın genişlemesinin olumhıet-
küerinın göziemlendiğmi, Ortave
Doğu Avrupa'da yeni demokrasi-
ler doğduğunu, adaylann demok-
raükleşmereformlannı sürdünne-
leri gerektiğini, bu ülkelerde yol-
suzhıklara karşı müca-
deleninönemtaşKİığı-
nı, gemşlemenin tüm
taraflara yarar getir-
diğini anlattı.
Ekonomik açıdan
işleyen birpazar eko-
nomisi oluştunüması
verekabetekarşı koy-
ma gücü edinılmesi
koşullannın sadece
•~™~~~"" Mahave Kıbns Rum
kesimi tarafmdan tam olarak yeri-
ne getirildiğinı öne süren Verhe-
ugen, Bulgaristan, Romanya ve
Türkiye'nin bu ekonomik ölçüt-
lere uymadıklannı belirttı.
AB'nin adaylara genişleme ko-
nusunda somut takvim vermeyi
reddettiğini de söyleyen Verhe-
ugen, yapısal reformlann 2000 yı-
h sonundabelırienecegını, 2002'den
itibaren genişlemeye hazır olma-
nm hedeflendigini ifade etti.
kicidir.
İnsan haklanîhlaDerisürüyor:
Abdullah Öcalan hakkındaki
karar dahil ohnak üzere, ölüm
cezalan uygulanmamaktadır.
Buna karşm insan haklannda-
ki durum hâlâ kaygı verici ol-
mayı sürdürmektedir. İnsan hak-
lan konusunda parlamenterler
ve yetküilerin çahşmalanna kar-
şm, işkence ve kötü muamele
sonbulmuş değildir. Cezaevle-
ri koşullan iyileştirihnemiştir.
İfade ve örgütlenme özgürlüğü
hâlâ düzenli olarak suurlandı-
nlmaktadır. Müslüman olma-
yantoptuhıklara karşı olumlu bir
yaklaşım benimsenmeye baş-
lanmıştır. Bu yaklaşım Sünni
olmayan Müslümanlar, Alevi-
ler için de gelıştınlmelidır.
Düşünce ve ifade
özgûriüğû
Düşüncevei&deözgürtüğü 9-
nutuuyor: RTÜK bir dizi rad-
yonun yaymlannı kapatmayı
sürdürdü. Resmı kaynaklara gö-
re 40 gazeteci cezaevinde. Türk
mahkemelen, özellıkle Kürt kö-
kenli nüfusun çıkarlanm ilgi-
lendiren konularda devletin kar-
şı çıküğı görüşlenn ıfadesini sı-
nırlandınyor.
Kültürel haklarda gelişme
yok: Ekonomik, sosyal ve kül-
türel haklar, özellikle de etnik
kökenleri ne olursa olsun tüm
Türklerin kültürel hakla-
nndan yararlanabilmeleri
konusunda geçen yıla
oranla bir ilerleme olma-
mıştir. Kürt nüfusun bas-
kın olduğu Güneydoğu
bölgesinde durum, ciddi
olarak değışmemıştir.
İşleyen piyasa ekono-
misi yok: Ekonomide en
acil dengesizliklerin ele
alınmasmda önemlı öl-
çüde ilerleme kaydedildi.
Ancak henüz işleyen bir
piyasa ekonomısıne ula-
şılmadı. Bazı özelleştir-
melere karşm çok fazla
sektör hâlâ devlet mül-
kiyetindeki şuketlerin hâ-
kimiyetinde. Enflasyon
ve kamu açıklanmn azal-
tıhnası gerekiyor. Ban-
kacılık ve tarun sektörle-
ri ile devlet işletmelerin-
de önemli yeniden yapı-
landırmalara gereksınim
var. Gümrük birligi sa-
yesinde, ekonomi geniş
ölçüde rekabet gücü ka-
zanmıştır.
Makroekonomik
Türkiye, makroekono-
mik istikrann sağlanması
konusunda ciddi ilerleme
kaydetse de henüz buna
ulaşamadı. Kamukuruluş-
lanmn özelleştirihnesin-
de başanlı olunmuş, sos-
yal sigortalar sisteminde,
tanm sektörunde ve rnali
sektörün reformu konula-
nnda da önemli adımlar
atıhnıştır.
Müktesebatuyumuhız-
lanmah: Türkiye'nin bir
yıl önceki raporuna kıyas-
la, tekelcilik, rekabet, te-
lekomünikasyon, mah hiz-
metler, telif haklan konu-
lannda yeterli gehşme ol-
mamıştır. Tanm, bahkçı-
lık, ulaşhrma, ıstatıstık,
enerji, çevre, adalet ve içiş-
leri konulannda AB mük-
tesabanna uyum sağlamak
için daha fazla çaba har-
canması gerekmektedir.
Avrupa'nın önemli merkezlerindeki kültür müşavirlikleri 'tasarrufte^)irleri' nedeniyle kapatıldı
Yeni kültür elçhııiz: Tiirk-Maııı valofları!
ÜMİTZİLELİ
LONDRA- Cok değü, birkaç
ay içinde Avrupa'nın en önem-
li merkezlerinde aruk Türkiye
Cumhuriyeti'nin kültür müşa-
virlikleri ohnayacak. 2 milyon
Türk'ün yaşadığı Ahnanya'nm
Hamburg ve Stuttgart, yüz bin-
lerce Türk'ün yaşadığı Belçi-
ka'nın başkenti Brüksel, Ingil-
tere'nin başkenti Londra ve
Avustrah/a'nm Melbourne kent-
lerindeki kültür müşavirhkleri
"tasarruf tedbirieri'' gerekçe-
siyle kapatıldı.
Kültürmüşaviriiklerinin kapa-
nlma karan, 17 Ağustos 1998'de
Mesut Yümaz'uı başbakanlığı
sırasında alındı. Karann altında
zamanın Başbakan Yarduncısı
Büknt Ecevit, Dışişlen Bakanı
tsmail Cem ve Maliye Bakanı
Zekeriva Temizd'in de imzala-
n bulunuyor. 2 yıl önce alınan
bu karar aslında Türk cumhuri-
yetlerininbaşhca merkezleri Ba-
kû, Almatı, Bişkek, Aşkabat ve
Duşanbe'yi de kapsıyordu. An-
cak alınan kapatılma karanndan
yaklaşıkbiryıl sonra Türk cum-
huriyetlerindeki kültür müşavir-
likleri yeniden açıldı. Böylelik-
le yalnızca Avrupa ve Avustral-
ya'da bulunan beş kültür müşa-
virhği "tasarruf tedbirleri"ne
kurban edumiş oldu.
Kültür hizmetinin
yeniadresi
Türk nüfusun yoğun olarak
yaşadığı Ahnanya, Belçika ve
Ingiltere'dekapanlan kültür mü-
şaviriiklerinin boşluğu nasıl dol-
durulacak? Bu işlevi hangi ku-
nnn üstlenecek? Bunun yanıtı
da beüi; Avnça'mn tüm önem-
limerkezlerinde dinmuşavirlik-
lerinin önderliğinde kurulan
Türk-lslam vakıflan!.
Son olarak Ingıltere'nin baş-
kenti Londra'da din müşavirhği-
nin önderiıginde ohışturulan "Di-
yanet Vakfi"nın kuruluş dilek-
çesi tngiüz makamlanna sunul-
du!. Konuyla ilgili olarak görüş-
tüğümüz yetkilıler, vakfın kuru-
luşunun Türk hükümetinin ver-
diği '^etkiveenıirler" doğrultu-
sunda gerçekleştirildiğini belirt-
tiler. Vakfın mevzuannın tama-
mıyla Diyanet Işleri Başkanh-
gı'nın mevzuatmdan alındığını
behrtenyetküiler, temel amaa da
şöyle açıkladılar: Türk vatan-
daşlanna din ve kültür hızmeti
vermek!.. Ahnanya'da 10 deği-
şik merkezde oknak üzere tüm
Avrupa merkezlerinde, ABD ve
Avustralya'da din müşaviriikle-
rinin kontrol ve önderliğinde fa-
aliyetlerini sürdürecek olanTürk-
Islam vakıflan, bundan böyle
kültür hizmeti verme işlevini de
yerine getirecek!
Protesto edfldi
Türk-lslam vakıfiannın son
halkası olan Ingiltere Diyanet
Vakfı'nın kuruluş çalışması
Londra'daki Türk toplumu ta-
rafından protesto edildi. Ata-
türkçü Düşünce Derneği, Ale-
vi KültürMerkezi ve ilerici der-
nekler tarafından yapüan basın
duyurulannda
u
Tûrk-lıUm
Vakfi" açma kararuun şeriatçı
düşünceye en büyük hizmet ol-
duğu vurgulandı.
Dünyanın en büyük kültür
merkezlerinden biri olan Lond-
ra'da kültür hizmetlerinin yeni
açılan Türk-lslam Vakfı'na dev-
redilmesini "vahim" olarak ni-
teleyen Ingihere ADD Başkanı
Morat Vefabi, dinci yapılanma-
nın üç ayn gruba dayandığını
belirtti:
• Ingüizler Lordlar Kamara-
sı'ndaJd Lord Ahmet'in liderli-
ğindecalışan''lngfcMnslönıan
rGrubu". LordAh-
met kısa bir süre önce Türki-
ye'ye gelerek Erbakan'ı ziyaret
etmişti.
• Süleymaniye Camii ve Kıb-
nshŞcykNaamTekkesi
• FWh«i*h Gifen örgüden-
mesinin mgütere ayagını oluştu-
ran "McrkMan Cofcge" okulu.
BIÇAK SIRT1
EROL MANtSALI
Katılım Ortaklığı
BHdipgesi'nin Aıriaım
AB'nin Katılım Ortaklığı, Belgesi (KOB), komisyon
tarafından dün açıklandı.
Görülen durum şu:
1) Türkiye ile ilgili degeriendirme 2004 yılında tek-
rar yapılacak. Özellikle ekonomik konularda
2) AB, Kepenhag kriterterine uygun olarak demok-
ratikleşme konusunda gelişme bekliyor. Adı açık ola-
rak konmasa da Kürt meseiesi, AB yaklaşımının odak
noktası. MGK ise ikinci önemli nokta.
3) Yunanistan'ın Kıbns konusundaki isteği KOB'ye
konmuş. Hem de kısa vadeli hedefler içine alınarak.
Bunun anlamı şu: "Kıbns AB için kesin bir önkoşul-
dur."
Bu ön koşulun Türkiye için nasıl bir özveri olduğu-
nu şu şekilde ifade edebilirim: AB Kıbns'ta Rum Cum-
huriyeti'ni Kıbns Cumhuriyeti olarak tanıyor ve Türk
tarafını (KKTC) eşit kabul etmiyor.
4) Ege konusunda, 2004 yılında Lahey'e gidileceği
ortaya konmuş oldu. Çünkü Yunanistan, Türkiye ile
Ege'yi konuşmak istemiyor. Tek sorun kıta sahanlığı-
dır. Bu da Lahey'de çözülecektir diyor.
Türkiye AB'ye girmiyor,
AB yönetimine giriyor
- KOB ile AB Türkiye'ye, sen şunlan şunlan yapa-
caksın diye sıralıyor. Bir takvim vermiyor, para yardı-
mı yapmıyor. KOB tek yanlı bir belge niteligini taşıyon
Türkiye'ye. bir dayatmayı ortaya koyuyor.
AB elini taşın altına koymuyor. Türkiye'nin taleple-
rini göz ardı ediyor.
- KOB de gösteriyor ki, Türkiye AB'ye ghmemek-
te, "AB'ninyönetimialtına, denetimialtınagirmekte-
dir."
1919'daki "mandacı düşünce" ile bugünkü durum
arasında hiçbir fark yoktur.
- KOB, yann "Türkiye'nin AB'ye katılımı konusun-
da", hiçbir güvencevermemektedir. Heteinki'de olsun,
KOB'de olsun, "Türkiye'nin yapması gerekenler" sı-
ralanmaktadır.
- Bugüne kadaryapılan araştırmalar, AB halkının yüz-
de 80'inin, Türkiye'nin AB'ye alınmasını istemediğini
ortaya koymuştur.
- Türkiye'yi içeri almış bir AB, Beyaz Rusya'yı, Uk-
rayna.'yı, hatta Rusya'yı dışarda bırakabilir mi? Böy-
le bir bütünleşme, Batı Avrupa'nın refah düzeyinin ve
iç dengelerinin tamamen bozulması anlamına gelir.
- KOB, AB'nin Türkiye'yi yönetimi ve denetimi altı-
na alma sûrecinin köşe taşlanndan birisidir. AB Tür-
kiye'yi dışlamayacak, ancak içine de almayacaktır.
- AB için Türkiye'deki en büyük güvence dar bir çev-
renin ve medyanın "AB lobiciliği" yapmasıdır.
- Ev ödevi ve yol haritası türünden algılamalar, an-
cak, "sömürge yönetimi altındaki" toplumlara has al-
gılamalardır.
Atatürk Türkiye'sinin böyle bir algılama bozukluğu
içine rtilmesi, içercleki "darama etküi" bir çevrenin med-
yaya hâkim olmasından kaynaklanmaktadır.
KOB'yi, tam üyelik konusunda bir adım sanmak
çokyanlıştır. ...... ..*.,...... l l l w l
Sözde Ermeni soykırımı tasarısı
Baykal: Hükümet
harekete geçsin
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-CHP Genel Baş-
kanı Deniz BavkaL Türki-
ye'nin AB özleminin çok
eski olduğunu söyledi. Bay-
kal, Fransa Senatosu'nda
sözde Ermerü soykınmıy-
la ilgili yasa tasansının ka-
bul edilmesinin büyük düş
kınklığı yarattığını belir-
terek "Bu son derece hak-
sız ve yanhş bir karardır.
Hükümet bir an
öncehareketege-
çerek, bunun
Fransızmecfisin-
deyasalaşnıasuıı
öntemeBdir" de-
di.
Kamu Emek-
çileri Sendikala-
nKonfederasyo-
nu (KESK) Ge-
nel Başkanı Si-
vamiErdem ye
yönetim kurulu
üyeleri, dün
CHP Genel Baş-
kanı Baykal'ı
genel merkezdeki maka-
nunda ziyaret ettiler. Siya-
mi Erdem, yüzde 10 oranın-
dakimemurzammının "k^
lesel aşağüanma1
" anlamına
geldığını belirtirken,
KESK'm, kamu emekçile-
rinın sosyal haklannı ka-
zanabilmeleri için müca-
dele ettiklerini vurguladı.
Baykal da CHP olarak
KESK'e bu mücadelele-
rinde destek verdiklerini
kaydetti.
Baykal, bir gazetecinin
Fransa Senatosu'nda sözde
Ermeni soykmmıyla ilgili
yasa tasansının kabul edil-
mesine ilişkin sorusu üze-
rine, bu karann çok ciddi
düş kınklıgı yarattığını söy-
ledi. Türkiye'nin b« konu-
ya ilişkin olarak dünyaya
gerçekleri anlatmada ek-
sikleri bulunduğunu söy-
leyen Baykal, "Ancak bu
böyle bir tasannın kabul
edilmesinde bahane ola-
maz. Bunu bahane olarak
kabul etmek hakh ve doğ-
ru değildir'' diye konuştu.
Baykal, soykınnun hukuki
Baykal, AB'ye
gjrmenin
Türkiye'nin çok
eski bir özlemi
olduğunu belirtti.
bir kategori olduğunun al-
tını çizerken bununçoközel
birdurumu ifade etmek için
kullamlan bir sözcük oldu-
ğunu vurguladı. Baskı, zu-
lüm, katliam gibi durumla-
nn soykınm sayılamaya-
cağına dikkat çeken CHP li-
deri, "Soykırnnbirırkıor-
tadan kaldırabilmek için
her türlü uygulamayı siste-
matik olarak \erine getir-
mek anlanuna
geunektedir.
Türkrye'ninta-
rihinde böyle
birolav yoktur"
dedi. Dönemin
koşullan içeri-
sinde Türkiye
ve Ermeniler
arasında bazı
sorunlann ya-
şandığmı belir-
ten Baykal,
"Ancak bunu
soykınm olarak
kabuletmekçok
büyük bir hak-
sızhk ve yanhşhkür. Bu ne
hukuka, ne tarihe. ne de in-
sanlığa sığar. Fransa böyle
bir karaıia adalet anlayışı-
nı yerine getirmiş ohnuyor,
bir toplumu haksız yere
mahkûm etmişohıyor* gö-
rüşünü aktardı. Baykal ay-
nca, hükümenn bu konuda
hızla harekete geçerek Fran-
sız meclısınde yasalaşma-
sının önlenmesi gerektiği-
ni de sözlerine ekledi.
Baykal, olağan kongre-
sini gerçekleştiren
MHP'nin merkez sağa dö-
nük mesajlanm nasıl de-
ğerlendırdiğinin sonuması
üzerine de, "Bir partinin
siyasetin neresinde durdu-
ğunu söyleme hakkı kendi-
lerine ahtir. Kimsenin bu-
na müdahale etme hakkı
yoktur. Syasette hiçbirnok-
ta kimsenin tapuhı mah de-
ğüdir" diye konuştu.
Baykal, Katılun Ortakh-
ğı Belgesi'ne (KOB) ilişkin
soru üzerine de, AB'ye gir-
menin Türkiye 'nin çok es-
ki bir özlemi olduğunu
belirtti.