18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 2000 PERŞEMBE 8 HABERLER DbK'ten Aytaç tepkisi • İSTANBUL(AA)- DİSK Genel Başkanı Sûleyman Çelebi, YÎMPAŞ'a ait Aytaç Et ve SütÜrünlen Fabrikası'nda, lökişinın yaralanmasına neden olan olayla ilgili olarak, "tşçiler zorbahğa boyun eğmeyeceklerdir" dedi. Çelebi, Çankın'dakı fabnkada çalışan sendıkalı işçilerin işveren tarafından Yozgat'tan getirilen "bir grup zorbanın" saldunsına uğradığuu belirterek "YİMPAŞ yöneticileri, işçilerin sendika ve toplusözleşme hakkını yok etmek ıçın yasalann boşluklanndan yararlanma ve hatta yasalan görmezden gelmekten başlayarak her türlü emek düşmanı gırişimı sergilemekten çekinmemişlerdir" dedi. 'Bbans ınparatorlarının Büyük Sarayı' • tsUnbul Haber Servisa- Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği'nin ve ttaİya'run Ankara Büyûkelçiliği'nin himayelerinde, T.C. Kültür Bakanlığı'nın ve îtalya Dışışleri Bakanlığı'nın desteğı, Denizcilik AŞ, Çanakkale Seramik ve Eni'nin katkılan, tstanbul îtalyan Kültür Merkezi ve Yıldız Teknik Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen "Bizans Imparatorlarırun Büyûk Sarayı" başlıklı sergi, bu akşam açılacak. Sultanahmet'tekı Türk ve tslam Eserleri Müzesi salonlannda açılacak sergı, 17 Kasım gününe kadar açık kalacak. FtipMen vazgeçMt • ANKARA (Cumhuriyet Börosa) - F Tipi Cezaevine Karşı Aydın ve Sanatçı Girişımi, dün Yüksel Caddesi'ndeki Insan Haklan Anıtı önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Grup Sözcûsü Şükrii Erbaş, F tipinde iyileştırme yapılması konusunun "ucuz ve sığ siyasi çekişmeler" ile bir oyalamaya dönüştûrüldüğünü belirterek bu cezaevlerinin yapımından ve uygulamasından *• vazgeçilmesini istedi. Abnya Cezaevfnde olay • ALANYA (Cumhuriyet) -AlanyaKapab Cezaevi'nde çete, uyuşturucu, cinayet ve yaralama suçlanndan tutuklu ve hükümlülerin kaldığı 4. koğuşta dün akşamarama yaptınlmayarak olay çıkanldı. Çıkan yangın kısa sürede söndürülürken Cumhuriyet Başsavcısı Selami Hatipoğlu olayın bitirilmesi için mahkûmlarla görûşüyor. FP kongresmin Iptal davast • ANKARA (Cumhuriyet Börosu)-FP'ninl4 Mayıs'ta gerçekleştirilen olağan kongresinde Diyarbakır delegesi olan Abdülhadi Akaydm'ın kongrenin iptali istemiyle açtığı davanın görülmesine dün devam edildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı'ndan FP'nin genel kuruldan önce yaptığıtüzük değişikliğinin geçersiz olduğu konusunda önceden verilmiş karann bulunup bulunmadığı sorulacak. AB, Kophenhag'ın gerisinde olduğunu belirttiği Türkiye'yi ilerleme raporu ile uyardı *Hiçbir ilerleme yok 9 ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AB Komisyonu, Türki- ye'nin tam üyelik yolunda son bir yılda gerçekleştirdiği iler- lemeyi ele aldığı "2000YıhDû- zenli Raporu"nu dün açıkladı. Türkiye'nin kültürel kimliği ve ortak gelenekleri olan etnik gruplan "ulusal aanhk" olarak tanımamasının eleştırildiği ra- porda, "Kürtkökenliyurttaşla- rm" durumuna üişkin son bir yıl- da hiçbir ilerleme kaydedilme- diğı belirtildi. Raporda, AB ada- yı Türkıye'nın Kopenhag kriter- İerini karşılama konusunda hâ- lâ yetersiz olduğu vurgulandı. Önerilerin bir an önce yasalaşması istendi AB Komisyonu, katılım or- taklığı belgesinde Türkiye'nin hassasiyetlerine dikkat eder- ken 2000 Yılı Düzenli Rapo- ru'nda Ankara'nın rahatsızlı- ğuıa neden olabilecek ıfadeler kullandı. Katılım ortakhğı bel- gesinde kullanılmayan Kürt, azuılık gibi sözcüklere düzen- li raporda yer verilmesi dikkat çekti. Belgede "Demirokrapo- ru" ve TBMM tnsan Haklan Komisyonu'nun raporlanna atıfta bulunulurken, önerilerin TBMM'de bir an önce yasa- laştınlması ve somut adım anl- ması istendi. 82 sayfadan oluşan AB ra- Rauf Denktas 'AB, büyük oyun oynadı' EMİNE KARAKtTAPOĞLU CENEVRE-KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Avrupa Bir- lığı (AB) Katılım Or- takhğı Belgesi'nde (KOB)Kıbns ile ilgili ifadelerin kısa vadeli kriterler arasına kon- masını "AB'nin,Türki- y e ^ büyük biroyuiMr olarak değerlendirdi. Denktaş, Tüık basın mensuplan için dün dü- zenledığı basın toplan- tısında, KOB'daki Kıb- ns'la ilgili ifadelerin Türkiye için "bir nevi ön şart" olduğunu be- lirtti. Denktaş, "Türld- ye'denBM Genel Sek- reterinin yaklaşımmı desteklemesi ve sûredn başanya ulaşması için gayretgöstermesiisteni- yor.Peldbunun hâkhni kim olacak? " dedi. BM Genel Sekerte- ri Kofi Annan'uı "Kıb- ns meselesini Türkive değil, iki taraf halledc- cektir* dediğini hatır- latan Denktaş, "Peki, taraflardan herhangi birinin halletmemek için diretmesi, Türld- ye'nin AB'ye girmesü- redni nasıl olumsuz bir şekDdeetkilevçcektir?'' diye konuştu. Denktaş, "Yunanis- tan'm Kıbns mesefesi- nin haDedflebflmesiiçnı yapacağı hiçbirşey yok mu" diye sorarak, "Kıbns meseksini or- taya çıkaran Türkiye mi?" dedi. Denktaş, KOB'daki ifadenin haksızlık ol- duğunu ifade etti. porunda Türkiye'nin üyelik kriterleri ışığında gerçekleştir- diği ilerleme 3 ana başhkta in- celendi. Azınlık haklan, Kıbns konu- su, MGK'nin konumu "Siya- sal Kriterler'' başhğı altında ele ahnırken, 2. bölümde Eko- nomik kriterleT, 3. bölümde de AB müktesebatına uyum çalış- malan yer aldı. AB Komisyonu'nca hazır- lanan raporda ana hatlanyla şu yılla karşılaştınldığında çok küçük bir ilerleme gözlenir- keû, Türkiye hâlâ Kopenhag kriterlerinin çok uzağında bu- lunmaktadır. Anadilde yayın ve egjtimhaida Azmhk haklan tamnnuyon Türkiye, Ulusal Azınlıklann Korunmasına îlişkin Avrupa Çerçeve Anlaşması'nı bugüne kadar imzalamamıştır. Türki- Ankara işi ağırdan abyor: Türkiye, demokrasi ve hukuk devletini garanti altma alacakku- rumsal reformlan gerçekleştir- me konusunda ağır ilerliyor. Bu çerçevede ordu üzerinde sivil konrolünbulunmamasına işaret edilebilir. DGM'ler konusunda geçen yıldan bugüne yeni bir üerleme yaşanmadı. Orduyu sviDer kontroletme- B: MGK'nin Türk siyasal yaşa- mında oynadığı rolde bir deği- AB Komlsyonu'nca hazırlanan raporda yer alan görü$ter • MGK, siyasal hayatta baskın • Ordu sivil denetim altında olmalı • Kültürel haklar reddediliyor • Düşünce ve ifade özgürlüğü engelleniyor • îşkence ve kötü muamele sürüyor • Ölüm cezası kaldınlmadı • Alevilerin şikâyetleri tartışılmah • Işleyen piyasa ekonomisi yerleşmedi görüşlere yer verildi: Türkiye, Kopenhag kriter- lerine bilfi uzadc Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde yapma- sı gereken siyasal reformlar konusunda kamuoyunda yaşa- nan geniş kapsamlı tartışmalar geçen yıldan bugüne gerçek- leşen olumlu gelişmeler ara- sındadır. Bu çerçevede iki önemlı adım atılniıştır: Bunlardan bi- ri, insan haklan konusunda ye- ni imzalanan BM'nin ikiz söz- leşmeleri, ikincisi İnsan Hak- lan Koordinatör Üst Kuru- lu'nun kurulmasıdır. Geçen ye, Lozan Anlaşması'nda tanı- nanlar dışında azınlık tanıma- maktadır. Türkiye'nin kültürel krmliğı ve ortak gelenekleri olan herhangi bir etnik grubu "ulu- sal azffihk" olarak tanımak is- teyip istememesinden bağım- sız olarak bu grubun üyeleri- nin temel haklan reddedilmek- tedir. Etnik kökenleri ne olursa olsun, tüm Türklerin anadılle- rinde yayın ve eğitim haklan garanti altına alınmamışnr. Bu yurttaşlann bu konularda dü- şüncelerini ifade edebilmeleri- ne de izin venlmemıstir. şim ohnadı. MGK'nin görüşle- rinin hükümetin rolünü ciddi olarak sınırlandırdığı gözlen- mektedir. Güvenlik konulann- da parlamentoyaçokaz hesap ve- rilrnektedir. MGK'de srvil üye sa- yısının arttınlması asken ve si- yasi çevrelerde tartışılmaktadır. Ordu üzerinde sivil denetim konusunda hâlâ ileriemeye ıh- tiyaç vanür. AB, NATO ve AGİT standartlanna aykın olarak Ge- nelkurmay Başkanı, Başbakan'a karşı sorumludur. YÖK'te Ge- nelkurmay Başkanı 'nca atanan bir üyeninbulunması dikkat çe- AP'de açridama yapan Vferbengen, Hebmki sûrecininflkohımlu soguçjanam gprühneye tw|lnt|Mu8yfcdL Günter Verheugen, Kopenhag ölçütlerine dikkat çekti 'Türkiyegerekenleriycyymadı y BRf;KSEL(Cumhuriyet)-AB Komisyonu'nun genişlemeden so- rumlu üyesi Gûnter Verna^es, Türkiye'nin Kopenhag ölçüöeri- ni hâlâ yerine getirmediğini söy- ledı. "Ordunun MGK kanakyta nna ve azmhk hakbrma say^da- ki yetersiıükten end^e duymaya devam edjyonız''di- „ _ _ _ _ _ yen Verheugen, «TüridycKnrtkrin durumunu gefiftir- mefi ve olağanüstû l « H larmı geliştrrmeye yönelik önlem programlan ve girişimleri hak- kmdabilgi veren Verheugen, bun- lann somut şekilde hayata geçiril- mesinin büyük önem taşıdıgma değindi. Katdım ortakhğı belge- sinde komisyonun kısa veorta va- deli öncelıkleri belirlediğinı kay- deden Verheugen, bunlann, Tür- mesi,OHAL'in ; gibi melidir" ıfadesini kullandı. Verheugen, katı- hm ortakhğı belgesi- nin yayımlanmasm- dan sonra Avrupa — " • — — Pariamentosu'nda yapöğı açıkla- mada, Helsmki sûrecinin ilk ohım- hı sonuçlarmmve siyasireformira- desinin görûtmeye başladtğmt söy- ledi. Bu sürecin Türk kamuoyun- daAB'yetam üyehk koşuUaraan tarbşmaya açıhnasuu sağladığını beürten Verheugen, TBMM İnsan Haklan Komisyonu'nun işkence raporunun somut ömekohışturdu- ğunu söyledi. Türk hükümetinin insan hak- • Verheugen, AP'de yaptığı konuşmada, "Ordunun MGK kanalıyla siyasetteki rolûnden, insan haklanna ve azınlık haklanna saygıdaki yetersizlikten endışe duymaya devam ediyoruz" dedi. kiye tarafından ulusal program çerçevesinde gerçekleştirihnesi gereğinden söz etti. Belgede, siyasi açıdan Türki- ye'ninKopenhag ölçütlerineuyma- sı için gerekli temel reformlann behriendığini söykyen Verheugen, bu reformlann >B«yasal gtvence, öhîm cezasusn kakhnlması, işkenceve son verft- mes,askerkrinrotünündemokra- t&toptaBttiryumiuhalegetira- unsurlar içerdiğını anlatn. Verheugen, genel anlamda AB'nın genişlemesinin olumhıet- küerinın göziemlendiğmi, Ortave Doğu Avrupa'da yeni demokrasi- ler doğduğunu, adaylann demok- raükleşmereformlannı sürdünne- leri gerektiğini, bu ülkelerde yol- suzhıklara karşı müca- deleninönemtaşKİığı- nı, gemşlemenin tüm taraflara yarar getir- diğini anlattı. Ekonomik açıdan işleyen birpazar eko- nomisi oluştunüması verekabetekarşı koy- ma gücü edinılmesi koşullannın sadece •~™~~~"" Mahave Kıbns Rum kesimi tarafmdan tam olarak yeri- ne getirildiğinı öne süren Verhe- ugen, Bulgaristan, Romanya ve Türkiye'nin bu ekonomik ölçüt- lere uymadıklannı belirttı. AB'nin adaylara genişleme ko- nusunda somut takvim vermeyi reddettiğini de söyleyen Verhe- ugen, yapısal reformlann 2000 yı- h sonundabelırienecegını, 2002'den itibaren genişlemeye hazır olma- nm hedeflendigini ifade etti. kicidir. İnsan haklanîhlaDerisürüyor: Abdullah Öcalan hakkındaki karar dahil ohnak üzere, ölüm cezalan uygulanmamaktadır. Buna karşm insan haklannda- ki durum hâlâ kaygı verici ol- mayı sürdürmektedir. İnsan hak- lan konusunda parlamenterler ve yetküilerin çahşmalanna kar- şm, işkence ve kötü muamele sonbulmuş değildir. Cezaevle- ri koşullan iyileştirihnemiştir. İfade ve örgütlenme özgürlüğü hâlâ düzenli olarak suurlandı- nlmaktadır. Müslüman olma- yantoptuhıklara karşı olumlu bir yaklaşım benimsenmeye baş- lanmıştır. Bu yaklaşım Sünni olmayan Müslümanlar, Alevi- ler için de gelıştınlmelidır. Düşünce ve ifade özgûriüğû Düşüncevei&deözgürtüğü 9- nutuuyor: RTÜK bir dizi rad- yonun yaymlannı kapatmayı sürdürdü. Resmı kaynaklara gö- re 40 gazeteci cezaevinde. Türk mahkemelen, özellıkle Kürt kö- kenli nüfusun çıkarlanm ilgi- lendiren konularda devletin kar- şı çıküğı görüşlenn ıfadesini sı- nırlandınyor. Kültürel haklarda gelişme yok: Ekonomik, sosyal ve kül- türel haklar, özellikle de etnik kökenleri ne olursa olsun tüm Türklerin kültürel hakla- nndan yararlanabilmeleri konusunda geçen yıla oranla bir ilerleme olma- mıştir. Kürt nüfusun bas- kın olduğu Güneydoğu bölgesinde durum, ciddi olarak değışmemıştir. İşleyen piyasa ekono- misi yok: Ekonomide en acil dengesizliklerin ele alınmasmda önemlı öl- çüde ilerleme kaydedildi. Ancak henüz işleyen bir piyasa ekonomısıne ula- şılmadı. Bazı özelleştir- melere karşm çok fazla sektör hâlâ devlet mül- kiyetindeki şuketlerin hâ- kimiyetinde. Enflasyon ve kamu açıklanmn azal- tıhnası gerekiyor. Ban- kacılık ve tarun sektörle- ri ile devlet işletmelerin- de önemli yeniden yapı- landırmalara gereksınim var. Gümrük birligi sa- yesinde, ekonomi geniş ölçüde rekabet gücü ka- zanmıştır. Makroekonomik Türkiye, makroekono- mik istikrann sağlanması konusunda ciddi ilerleme kaydetse de henüz buna ulaşamadı. Kamukuruluş- lanmn özelleştirihnesin- de başanlı olunmuş, sos- yal sigortalar sisteminde, tanm sektörunde ve rnali sektörün reformu konula- nnda da önemli adımlar atıhnıştır. Müktesebatuyumuhız- lanmah: Türkiye'nin bir yıl önceki raporuna kıyas- la, tekelcilik, rekabet, te- lekomünikasyon, mah hiz- metler, telif haklan konu- lannda yeterli gehşme ol- mamıştır. Tanm, bahkçı- lık, ulaşhrma, ıstatıstık, enerji, çevre, adalet ve içiş- leri konulannda AB mük- tesabanna uyum sağlamak için daha fazla çaba har- canması gerekmektedir. Avrupa'nın önemli merkezlerindeki kültür müşavirlikleri 'tasarrufte^)irleri' nedeniyle kapatıldı Yeni kültür elçhııiz: Tiirk-Maııı valofları! ÜMİTZİLELİ LONDRA- Cok değü, birkaç ay içinde Avrupa'nın en önem- li merkezlerinde aruk Türkiye Cumhuriyeti'nin kültür müşa- virlikleri ohnayacak. 2 milyon Türk'ün yaşadığı Ahnanya'nm Hamburg ve Stuttgart, yüz bin- lerce Türk'ün yaşadığı Belçi- ka'nın başkenti Brüksel, Ingil- tere'nin başkenti Londra ve Avustrah/a'nm Melbourne kent- lerindeki kültür müşavirhkleri "tasarruf tedbirieri'' gerekçe- siyle kapatıldı. Kültürmüşaviriiklerinin kapa- nlma karan, 17 Ağustos 1998'de Mesut Yümaz'uı başbakanlığı sırasında alındı. Karann altında zamanın Başbakan Yarduncısı Büknt Ecevit, Dışişlen Bakanı tsmail Cem ve Maliye Bakanı Zekeriva Temizd'in de imzala- n bulunuyor. 2 yıl önce alınan bu karar aslında Türk cumhuri- yetlerininbaşhca merkezleri Ba- kû, Almatı, Bişkek, Aşkabat ve Duşanbe'yi de kapsıyordu. An- cak alınan kapatılma karanndan yaklaşıkbiryıl sonra Türk cum- huriyetlerindeki kültür müşavir- likleri yeniden açıldı. Böylelik- le yalnızca Avrupa ve Avustral- ya'da bulunan beş kültür müşa- virhği "tasarruf tedbirleri"ne kurban edumiş oldu. Kültür hizmetinin yeniadresi Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı Ahnanya, Belçika ve Ingiltere'dekapanlan kültür mü- şaviriiklerinin boşluğu nasıl dol- durulacak? Bu işlevi hangi ku- nnn üstlenecek? Bunun yanıtı da beüi; Avnça'mn tüm önem- limerkezlerinde dinmuşavirlik- lerinin önderliğinde kurulan Türk-lslam vakıflan!. Son olarak Ingıltere'nin baş- kenti Londra'da din müşavirhği- nin önderiıginde ohışturulan "Di- yanet Vakfi"nın kuruluş dilek- çesi tngiüz makamlanna sunul- du!. Konuyla ilgili olarak görüş- tüğümüz yetkilıler, vakfın kuru- luşunun Türk hükümetinin ver- diği '^etkiveenıirler" doğrultu- sunda gerçekleştirildiğini belirt- tiler. Vakfın mevzuannın tama- mıyla Diyanet Işleri Başkanh- gı'nın mevzuatmdan alındığını behrtenyetküiler, temel amaa da şöyle açıkladılar: Türk vatan- daşlanna din ve kültür hızmeti vermek!.. Ahnanya'da 10 deği- şik merkezde oknak üzere tüm Avrupa merkezlerinde, ABD ve Avustralya'da din müşaviriikle- rinin kontrol ve önderliğinde fa- aliyetlerini sürdürecek olanTürk- Islam vakıflan, bundan böyle kültür hizmeti verme işlevini de yerine getirecek! Protesto edfldi Türk-lslam vakıfiannın son halkası olan Ingiltere Diyanet Vakfı'nın kuruluş çalışması Londra'daki Türk toplumu ta- rafından protesto edildi. Ata- türkçü Düşünce Derneği, Ale- vi KültürMerkezi ve ilerici der- nekler tarafından yapüan basın duyurulannda u Tûrk-lıUm Vakfi" açma kararuun şeriatçı düşünceye en büyük hizmet ol- duğu vurgulandı. Dünyanın en büyük kültür merkezlerinden biri olan Lond- ra'da kültür hizmetlerinin yeni açılan Türk-lslam Vakfı'na dev- redilmesini "vahim" olarak ni- teleyen Ingihere ADD Başkanı Morat Vefabi, dinci yapılanma- nın üç ayn gruba dayandığını belirtti: • Ingüizler Lordlar Kamara- sı'ndaJd Lord Ahmet'in liderli- ğindecalışan''lngfcMnslönıan rGrubu". LordAh- met kısa bir süre önce Türki- ye'ye gelerek Erbakan'ı ziyaret etmişti. • Süleymaniye Camii ve Kıb- nshŞcykNaamTekkesi • FWh«i*h Gifen örgüden- mesinin mgütere ayagını oluştu- ran "McrkMan Cofcge" okulu. BIÇAK SIRT1 EROL MANtSALI Katılım Ortaklığı BHdipgesi'nin Aıriaım AB'nin Katılım Ortaklığı, Belgesi (KOB), komisyon tarafından dün açıklandı. Görülen durum şu: 1) Türkiye ile ilgili degeriendirme 2004 yılında tek- rar yapılacak. Özellikle ekonomik konularda 2) AB, Kepenhag kriterterine uygun olarak demok- ratikleşme konusunda gelişme bekliyor. Adı açık ola- rak konmasa da Kürt meseiesi, AB yaklaşımının odak noktası. MGK ise ikinci önemli nokta. 3) Yunanistan'ın Kıbns konusundaki isteği KOB'ye konmuş. Hem de kısa vadeli hedefler içine alınarak. Bunun anlamı şu: "Kıbns AB için kesin bir önkoşul- dur." Bu ön koşulun Türkiye için nasıl bir özveri olduğu- nu şu şekilde ifade edebilirim: AB Kıbns'ta Rum Cum- huriyeti'ni Kıbns Cumhuriyeti olarak tanıyor ve Türk tarafını (KKTC) eşit kabul etmiyor. 4) Ege konusunda, 2004 yılında Lahey'e gidileceği ortaya konmuş oldu. Çünkü Yunanistan, Türkiye ile Ege'yi konuşmak istemiyor. Tek sorun kıta sahanlığı- dır. Bu da Lahey'de çözülecektir diyor. Türkiye AB'ye girmiyor, AB yönetimine giriyor - KOB ile AB Türkiye'ye, sen şunlan şunlan yapa- caksın diye sıralıyor. Bir takvim vermiyor, para yardı- mı yapmıyor. KOB tek yanlı bir belge niteligini taşıyon Türkiye'ye. bir dayatmayı ortaya koyuyor. AB elini taşın altına koymuyor. Türkiye'nin taleple- rini göz ardı ediyor. - KOB de gösteriyor ki, Türkiye AB'ye ghmemek- te, "AB'ninyönetimialtına, denetimialtınagirmekte- dir." 1919'daki "mandacı düşünce" ile bugünkü durum arasında hiçbir fark yoktur. - KOB, yann "Türkiye'nin AB'ye katılımı konusun- da", hiçbir güvencevermemektedir. Heteinki'de olsun, KOB'de olsun, "Türkiye'nin yapması gerekenler" sı- ralanmaktadır. - Bugüne kadaryapılan araştırmalar, AB halkının yüz- de 80'inin, Türkiye'nin AB'ye alınmasını istemediğini ortaya koymuştur. - Türkiye'yi içeri almış bir AB, Beyaz Rusya'yı, Uk- rayna.'yı, hatta Rusya'yı dışarda bırakabilir mi? Böy- le bir bütünleşme, Batı Avrupa'nın refah düzeyinin ve iç dengelerinin tamamen bozulması anlamına gelir. - KOB, AB'nin Türkiye'yi yönetimi ve denetimi altı- na alma sûrecinin köşe taşlanndan birisidir. AB Tür- kiye'yi dışlamayacak, ancak içine de almayacaktır. - AB için Türkiye'deki en büyük güvence dar bir çev- renin ve medyanın "AB lobiciliği" yapmasıdır. - Ev ödevi ve yol haritası türünden algılamalar, an- cak, "sömürge yönetimi altındaki" toplumlara has al- gılamalardır. Atatürk Türkiye'sinin böyle bir algılama bozukluğu içine rtilmesi, içercleki "darama etküi" bir çevrenin med- yaya hâkim olmasından kaynaklanmaktadır. KOB'yi, tam üyelik konusunda bir adım sanmak çokyanlıştır. ...... ..*.,...... l l l w l Sözde Ermeni soykırımı tasarısı Baykal: Hükümet harekete geçsin ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-CHP Genel Baş- kanı Deniz BavkaL Türki- ye'nin AB özleminin çok eski olduğunu söyledi. Bay- kal, Fransa Senatosu'nda sözde Ermerü soykınmıy- la ilgili yasa tasansının ka- bul edilmesinin büyük düş kınklığı yarattığını belir- terek "Bu son derece hak- sız ve yanhş bir karardır. Hükümet bir an öncehareketege- çerek, bunun Fransızmecfisin- deyasalaşnıasuıı öntemeBdir" de- di. Kamu Emek- çileri Sendikala- nKonfederasyo- nu (KESK) Ge- nel Başkanı Si- vamiErdem ye yönetim kurulu üyeleri, dün CHP Genel Baş- kanı Baykal'ı genel merkezdeki maka- nunda ziyaret ettiler. Siya- mi Erdem, yüzde 10 oranın- dakimemurzammının "k^ lesel aşağüanma1 " anlamına geldığını belirtirken, KESK'm, kamu emekçile- rinın sosyal haklannı ka- zanabilmeleri için müca- dele ettiklerini vurguladı. Baykal da CHP olarak KESK'e bu mücadelele- rinde destek verdiklerini kaydetti. Baykal, bir gazetecinin Fransa Senatosu'nda sözde Ermeni soykmmıyla ilgili yasa tasansının kabul edil- mesine ilişkin sorusu üze- rine, bu karann çok ciddi düş kınklıgı yarattığını söy- ledi. Türkiye'nin b« konu- ya ilişkin olarak dünyaya gerçekleri anlatmada ek- sikleri bulunduğunu söy- leyen Baykal, "Ancak bu böyle bir tasannın kabul edilmesinde bahane ola- maz. Bunu bahane olarak kabul etmek hakh ve doğ- ru değildir'' diye konuştu. Baykal, soykınnun hukuki Baykal, AB'ye gjrmenin Türkiye'nin çok eski bir özlemi olduğunu belirtti. bir kategori olduğunun al- tını çizerken bununçoközel birdurumu ifade etmek için kullamlan bir sözcük oldu- ğunu vurguladı. Baskı, zu- lüm, katliam gibi durumla- nn soykınm sayılamaya- cağına dikkat çeken CHP li- deri, "Soykırnnbirırkıor- tadan kaldırabilmek için her türlü uygulamayı siste- matik olarak \erine getir- mek anlanuna geunektedir. Türkrye'ninta- rihinde böyle birolav yoktur" dedi. Dönemin koşullan içeri- sinde Türkiye ve Ermeniler arasında bazı sorunlann ya- şandığmı belir- ten Baykal, "Ancak bunu soykınm olarak kabuletmekçok büyük bir hak- sızhk ve yanhşhkür. Bu ne hukuka, ne tarihe. ne de in- sanlığa sığar. Fransa böyle bir karaıia adalet anlayışı- nı yerine getirmiş ohnuyor, bir toplumu haksız yere mahkûm etmişohıyor* gö- rüşünü aktardı. Baykal ay- nca, hükümenn bu konuda hızla harekete geçerek Fran- sız meclısınde yasalaşma- sının önlenmesi gerektiği- ni de sözlerine ekledi. Baykal, olağan kongre- sini gerçekleştiren MHP'nin merkez sağa dö- nük mesajlanm nasıl de- ğerlendırdiğinin sonuması üzerine de, "Bir partinin siyasetin neresinde durdu- ğunu söyleme hakkı kendi- lerine ahtir. Kimsenin bu- na müdahale etme hakkı yoktur. Syasette hiçbirnok- ta kimsenin tapuhı mah de- ğüdir" diye konuştu. Baykal, Katılun Ortakh- ğı Belgesi'ne (KOB) ilişkin soru üzerine de, AB'ye gir- menin Türkiye 'nin çok es- ki bir özlemi olduğunu belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle